Hac ibadeti bütünüyle insanların dünyevi ve uhrevi yararına, birlik ve beraberlik içinde kulluk edebilmek için hazırlanmış ilahi bir düzendir. Hac suresi 27. ayette bütün insanlar hacca davet edilmekte ve gelip haccın faydalarını görmeleri buyurulmaktadır. İslâmiyet, hac yolculuğuna bir kutsal ruh ve mecburiyet vermiş, Müslümanlar Yüce Allah tarafından böyle bir yolculuğun sonsuz maddi ve manevi bereketlerinden faydalandırmıştır. İyi niyetle, helal kazançla haccı yerine getiren mü’mine ahirette Allah çok büyük ecirler verecektir. İmkanı olan zengin mü’minler için hac ibadeti kaçırılmaz bir fırsattır.
Hac, hem bedeni, hem de mali bir ibadettir Hac, hem bedeni, hem de mali bir ibadettir. Bu farz, hem bedende olan sıhhat ve selamet, hem de mal varlığı için bir şükür görevi demektir. İlim ve hikmet sahibi olan Yüce Yaratıcı’mızın kutsal mabedini ziyaret ederek O’na samimi duygularla yalvarıp yakarmak ve hürmette bulunmak, bir kul için ruha ferahlık veren yüksek bir mana taşır. Zengini, fakiri, güçlüsü ve güçsüzüyle renk, dil, ırk, ülke, kültür, makam, mevki farkı gözetmeksizin, aynı kıyafetler içinde, aynı kurallara uyan milyonlarca Müslüman aynı güçlüklere katlanır, aynı şartlarda hareket eder. İslam âleminin her tarafından temiz bir heyecanla gelen binlerce dindarın kutsal bir yerde toplanmaları, aralarındaki din birliği, din kardeşliği ve din sevgisini canlı tutmaları ve birbirlerinin durumları ile ilgili fikir alışverişinde bulunmaları ne kadar büyük değer taşıyan bir harekettir. Hacta herkes kardeşliği yaşar. Gönüller, zikirler bir olur ve her türlü farklılık gibi görünen şeyler bir anda anlamsızlaşıverir.
Hacılar, kendi şehirlerini temsilen, dünyanın diğer yörelerinden gelen temsilcileri ile birlikte Rabbülalemin’e külli bir ibadet yaparlar. Hacceden mü’minlerin Allah katındaki değeri çok yüksektir. O’nun emrine uymak, Rabbimiz’e teslim olmak insana derin bir huzur verir.
Hac, kul hakkı dışında tüm günahların affına vesiledir Hac, kul hakkı dışında tüm günahların affına vesiledir. Hac, kalbin günahlardan arınmasını sağlar. Yeniden doğumdur hac. İlk defa dünyaya gelmiş gibi. Günahların ağırlığından kurtulup sıyrılarak hayata yeniden bir beyaz sayfa açmadır aynı zamanda o. Hac, insanı kendi potasın-da eritir, tertemiz olarak rahmetin kucağına ve sinesine emanet eder. Su nasıl eşyadaki kir ve pası temizlerse, hac da günahları öyle temizler. Mukaddes olan yerler, İlahi feyiz ve berekete mazhar olup, insanlar hacda kutsal topraklarda manevi açıdan temizlenme ve arınma imkanı bulurlar.
Hac, kalb ve ruhun önde yürü-düğü bir ibadettir, kalbin inkişaf etmesini sağlar. Temelde kişinin Allah’a doğru yükselmesidir, manevî bir seyr u sülûktur. Hacc’a yolculuk, dünyadan çıkışı, kalpten dünya sevgisini çıkartmayı düşündürür. Hac, imanı güçlendirir, kuvvetlendirir, ahlakı daha da güzelleştirir. Allah’a verilen sözün yenilenmesine yardım eder. İnsan nefsini günahlardan temizler, arı ve duru hale getirir. Hac vesilesi ile insanın kalbi ihlasla donanır, onun için yeni bir hayatın kapıları aralanır. Maneviyat güçlenir, İlahi rahmet ve affa duyulan güven sağlamlaşır. Hac yolculuk yanı itibarıyla insanı sabra ve tahammüle alıştırır, zorluklara katlanmayı öğretir, disiplin ve emirlere uyma şuuru kazanmasına vesile olur. Sonsuz güç ve kudret Sahibi’nin karşısında insan teslimiyetini ve bağlılığını ifade eder, böylece Allah’a kul olma zevkini tadar.
Hac ve umre, kutsal mabed Kabe’nin her yıl ibadetle ihya edilmesine, şenlendirilmesine vesile olur. Hac, sapması ve yalanı olmayan en dürüst tevbeye götürür. Hac ziyaretçilerini alır, on dört asır öncesine götürür. Nebiler Nebisi Aleyhissalâtu Vesselâm ile buluşturur, o mekanlarda verilen o büyük mücadeleleri, fedakarlık ve kahramanlıkları onlara hatırlatır. Bu nostalji, inanan kişiye, daha yoğun bir dinamizm kazandırır ve daha üst düzeyde bir sahiplenme şuuru verir. Hac, insana ahirete ait bir manzara yaşatır. Dünyada misafir olduğu hakikatını gösterir. Hacca giderken dünya hayatı son bulmuş ve kişi doğrudan Cemalullah’ı seyre gider gibi yola çıkmalıdır. Hac ibadeti, insanlara makam, mevki, servet ve zenginlikle gururlanmamayı, diğer Müslümanlarla tanışıp kaynaşmayı öğretir, yardımlaşma ve dayanışma gibi güzel hasletlerini geliştirir. Hac ibadetiyle inananların fikirlerinde ve ufkunda müsbet manada önemli değişmeler olur. Hac ibadeti Müslümanlarda ömür boyu silinmeyecek derin hatıralar bırakır. Hac bütün ömre şekil verir. Mescid-i Haram
İmam Gazalî’nin dediği gibi, “Hac, ibadetin kemale ermesidir.”