MAZERETLERİ YIKARAK BAŞARILI OLMAK

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
ÇOCUK NASIL ÖĞRENİR?.
Advertisements

Bunu okursanız iyi olur
Gürültü ve patırtının ortasında sükunetle dolaş
KIRKINCI ODA Bu slayt EBRU TEZKAN tarafından hazırlanmıştır. Lütfen üzerinde oynamayalım.
ASIL EKSİKLİK Asıl eksiklik, eksik olduğumuzu düşünmekti. Asıl eksiklik, çareyi başkasında aramaktı.
HAYATIN İÇİN TALİMATLAR :  Çavdar ye.  İnsanlara istediklerinden fazlasını ver, ve bunu kalben isteyerek yap.  En sevdiğin şiiri ezberle.  Duyduğun.
KAZANMAK İÇİN ORGANİZE OLACAĞINIZ KİŞİLER LİSTESİNİ HAZIRLAYIN
OLGUNLAŞMAK Can DÜNDAR.
90/10 kuralı Hayatın %10'u,sizin başınıza gelenlerden oluşur.
Diyelim başınıza istemediğiniz bir olay geldi. Yıkık, perişansınız.
Sabır Örneği: Hz. Eyüp Hz. Eyüp denince akla hemen sabır gelir. Eyüp a.s. çok zengin idi. Sayısız malı-mülkü, bir çok oğlu kızı bulunuyordu. Bu zenginliği.
Ilk göz ağrım.
Bu India’dan gelen TANTRA.
Hayatla yüzleşmeyi dene!
SORUMLULUK VE GÖREV BİLİNCİ
Meksika'da Inka tapınaklarına ç ıkmak isteyen Avrupalı bir grup arkeolog, birka ç yerli rehberle yola koyuluyor. Dağın tepesindeki tapınaklara giden uzun.
Biraz moral bulalım.
SLAYTI MUTLAKA SESLİ İZLEYİNİZ… İYİ SEYİRLER…
STRESE GİRENİN İMANINDAN ŞÜPHE EDERİM!
Çalışmayı Öğrenmeye , HOŞGELDİNİZ.
İNANÇ BAŞARININ NERESİNDE ?
Dövüş ustası olanlar öfkelenmezler. Kazanma ustası olanlar korkmazlar
SINAV KAYGISI VE BAŞA ÇIKMA YOLLARI
Maria Montessori.
Hayatın Ortağı Olmak... Erdal ATABEK Remziye Örselli/11 Şubat 2009.
“ Hayatın Ortağı Olmak …” ''günümüz ergenleri” ile erişkinler arasındaki uzaklık daha da artacaktır. Günümüzün ''ergen dünyası'' nı, bu dünyada geçerli.
KABUL EDEMEM.
Meslek Nedir? Kişinin geçimini sağlamak üzere yapmış olduğu sürekli işe meslek denmektedir. Hayatımızda en önemli seçimlerden birisi de uygun bir meslek.
Can DÜNDAR’dan Henüz 18 ini yeni bitirmiştin, enerji ve umutla dolu hayata başlamaya hazırdın... Ne oldu?  İstemediğin bir okula girdin. İnsanları.
OLGUNLAŞMAK Can DÜNDAR.
DiŞ DOKTORU Diş hekiminin odasına giren genç ve güzel kadın:
ÜÇ İHTİYAR MİSAFİR ÖYKÜSÜ
Ömer Hayyam Rubailer BÖLÜM-2
NASIL GÖRÜNÜYORUM? Kazanım: Başkalarının kendisi ile ilgili görüşlerinin bireyin kendini algılama biçimini nasıl etkilediğini fark eder. 10 sınıf 23 nolu.
ZAMİRLER (ADILLAR). ZAMİRLER (ADILLAR) Bu konuda seni uyarmıştım. Şunları bahçeye bırakır mısın? Aşağıdaki cümlelerdeki zamirleri bularak türlerini.
Mahmut Fehime Güleç İlköğretim Okulu
Sen hangisini seçerdin?
BABALAR VE KIZLARI.
Okulun ilk günü, ilk derste profesörümüz, önce kendini tanıttı, sonra 'Bu yıl, yepyeni bir öğrencimiz var. Çok ilginç biri bakalım bulabilecek misiniz'
ANLAMLARINA GÖRE CÜMLELER
KADIN Bir kadın çocuktur aslında..   Çocuk gibi davranmayı sever.   Erkeğin kendisine bir çocuğa gösterdiği şefkati göstermesini ister. Bir çocuğu.
ZARF (BELİRTEÇ).
BAŞARI VE MOTİVASYON.
KENDİNİ SEV HAZIRLAYAN : ELİF ÖZDEMİR
“ Ortağı Olmak … ''günümüz ergenleri” ile erişkinler arasındaki uzaklık daha da artacaktır. Günümüzün ''ergen dünyası'' nı, bu dünyada geçerli.
“Hayatın Ortağı Olmak…”
BAŞARI VE MOTİVASYON.
İBRETLİK BİR HİKAYE.
KRALIN OĞLU İlknur Eryiğit 2011 DEM.
SINAV KAYGISI.
SEVGİ ZENGİNLİK BAŞARI
AMAÇ BELİRLEME.
Görücü Usulü Tercih Yapmak Bu yazıda üniversite tercihleri yapılırken karşılaşılan adayı ve rehber öğretmeni zorlayan durumlar incelenmiştir. Hazırlayan:
ALAN TERCİHLERİ VE MESLEK SEÇİMİ
ASIL EKSİKLİK.
BAŞARI VE MOTİVASYON PSİKOLOJİK DANIŞMAN ZEYNEP HATUN ÜNAL.
KAYGI NEDİR. Büyük felaketler büyük insanların yetiştiği okuldur
4. İyiliğe Karşılık Beklememek
VERİMLİ DERS ÇALIŞMA.
*Bu insanlar, yaşamın her yönünü severler, şikâyet etmekle ya da olayların daha değişik olmasını istemekle vakit kaybetmezler. *Bağımsızlıklarına çok.
VERİMLİ DERS ÇALIŞMA TEKNİKLERİ
Bilal BİLGİN - Gazi Anaokulu- Rehber Öğretmeni
Kaybetsem de Vazgeçmem
ŞAH VE PİYON sesli
VURUR YÜZE İFADESİ TEOG ZAMANI GELMİŞ BİTANESİ
REHBERLİK ÇALIŞMALARI. 01 NİSAN 2012 Saat: 10:00 YAKLAŞIK ADAY ve SİZ.
Çoktan geçip gitmiş acılara yapışıp kalmayı bırakmak neden bu kadar zor?" Gerçek olan şu ki; sahip olduğun yegâne şey bu acılara sahip olman. Eski yaralarınla.
Marka Hikayesi Betül GÜLER
VERİMLİ DERS ÇALIŞMA.
Sunum transkripti:

MAZERETLERİ YIKARAK BAŞARILI OLMAK SHÇEK RİZE YETİŞTİRME YURDU OCAK 2003 Zeki KARATAŞ/Sosyal Hizmet Uzmanı

Şartların ağır olması engel mi? Boğuştuğunuz şartlar ne kadar ağırsa ilerde ulaşacağınız başarı da o kadar büyük olacaktır. Yarışmacıların önüne konan yükseltilerin amacı, takılıp kalmaları değil, üzerinden sıçrayıp yükselmeleridir.

Kendinizi engellemeyin! Başarılı insan, her türlü engele rağmen çalışmaya devam eden insandır. İlerlemenin durdurulduğu yer, engellerin mazerete dönüştüğü yerdir. Mazeretleriniz varsa çalışmamanızı haklı çıkaracak nedenleriniz vardır. Haklıysanız değişmeye çalışmazsınız.

Zorluklara teslim olmayın! Bir insanın kendisine yapabileceği en büyük kötülük karşılaştığı zorluklara TESLİM olmasıdır. Hayat engellerle doludur ve kim olursa olsun, tüm insanlar bir gün mutlaka o engellerle yüzleşecektir. Zengin veya fakir, meşhur veya unutulmuş olsun, herkes hayat yolunda aynı geçit vermez dağlarla yüzleşecektir.

Size fırsat verilmedi mi? Başarının gerektirdiği ücreti ödemekten korktuğumuzda harika mazeretler buluruz: “Ben yapamadım, çünkü çok haklı nedenlerim vardı. Eğer bana fırsat verilseydi neler yapacaktım. Ne büyük işleri başaracaktım.” deriz. Size fırsat verilmedi mi?

Bizi durduran kim? Arının başardığını bile başaramayan insanlar vardır. İnsanlardan daha iyi fırsatlar içinde doğan bir canlı tanımıyorum. Kaderi yanlış anlıyoruz çoğu zaman. Kim yapmak isterse yapar. Bir kere hayata atıldıktan sonra, kendilerinin koydukları dışında insanların hiçbir aşılmaz engelleri yoktur. Bizi sadece biz durduruyoruz.

Çevremizdeki engeller Çevremizdeki insanların nasıl kendilerini engellediklerine bakın. Kendilerine engel olmakla kalmıyorlar, başkalarına da engel oluyorlar. Bir insana hayırlı bir işe kalkıştığında “yapamazsın” demek, ona yapılabilecek en kötü telkindir. Düşmanın yapmadığı bu telkini, bizim için hayırlı olacağını sanarak çoğu zaman çocukluğumuzda ailelerimiz bize karşı yapmıştır.

Başarılı insanların ortak özellikleri Eğer başarılı olmak istiyorsanız tüm başarılı insanların ortak özelliklerini kazanmalısınız. İşte en önemli özellik: Başarılı insanlar her zamanda, her ortamda, her şartta çalışabilmeyi başaran insanlardır. Sıradan insanlar, sadece moralleri yerinde olduğunda, canları istediğinde, çalışabilirler. Hasta iken çalışabilir misiniz? Herkesin sizi eleştirdiği, size hakaret yağdırdığı bir ortamda doğrularınızı savunmaya devam edebilir misiniz?

Mercedes-Daimler Benz arabalarının motoru nasıl yapıldı? Mercedes-Benz arabalarının motorunu icat eden Maybach ve Daimler, Almanya’da Kann şehrinde eski bir evde yaşıyorlardı. Evin güzel bir bahçesi vardı. Bu harika bahçenin ortasındaki evde tuhaf şeyler oluyordu. Evin ışığı gece yarısı yanarken, müthiş bir gürültü gecenin sessizliğini bölerdi. Mahallede hiç kimse, bu evde oturanları tanımıyordu. Adamlardan biri; eve gelirken bir sürü demir, çark, metal, alüminyum, bakır malzemeleri getiriyor; gece yarısı evde makine sesini andıran gürültüler başlıyordu. Hatta komşuları; sahte para bastıkları gerekçesiyle, bu iki arkadaşı polise şikayet ederler. Yapılan soruşturma sonucunda bir motor üzerinde çalıştıkları anlaşılıyor. Bu soruşturmadan iki hafta sonra, caddeye çıkarak yaptıkları motoru deneyince herkes hayranlık ve şaşkınlıkla seyrediyor. Mercedes-Daimler Benz arbalarının motoru, feda edilmiş uykular, uykusuz geçen geceler, şayialar, polis baskınları pahasına yapıldı.

Hayat yolculuğu Hayat bir yolculuktur. Adım adım, saniye saniye yaşıyoruz bu yolculuğu. Bu yolculuğun, gözlerimizin kapatılmadığı bir gecesi, üzerimize güneşin doğrulmadığı bir sabahı yoktur. Hayat yolculuğu dünya yolculuğuna benzer. Uzun sürecekse güzergâhında çukuru, dağı, vadisi, denizi olmayan bir yolculuk yoktur.

Başarı uzun bir yolculuktur Uzun yollara düştüğünüzde, Güneş her zaman semanızda bulunmaz. Nice ıssız gecelerin altından geçmek zorunda kalırsınız. Karla, tipiyle yağmurla, çamurla, depremle, fırtınayla boğuşmaya mecbur olursunuz. Yeryüzünde acı çekmeden yaşamış bir tek insan gösterilemez. Teknoloji, şehirlerimizi geliştiriyor, ama başarı dünyası hâlâ aynı fırtınalar dünyasıdır.

Başarılı insan kış uykusuna yatmaz Tüm mazeretler yalandır. Doğru olan tek mazeret var. “Ben rahatımı bozmak istemiyorum.” Hepsi bu. Rahatınızı bozmak istemiyorsanız mazeret arayarak kendinizi kandırmanıza gerek yok. Mazeret arıyoruz, çünkü rahata düşkün olduğumuzu kendimize itiraf edemiyoruz. Mazeretlerin doğru olduğuna inanabilirsiniz. İnsanlar zaten ürettikleri yüzlerce yalana inanırlar. Neyi kendinize defalarca söylerseniz, o sizin doğrunuz olur. Doğrularımızın önemli bir kısmı tekrar edip durduğumuz yalanlardan oluşuyor aslında...

Kendi mazeretini kendin üret Mazeretleri biz üretiyoruz, sonra da ona çocuğumuzmuş gibi sahip çıkıyoruz. Birileri onu elimizden almak istese sinirlerimiz geriliyor, canımız pahasına onu kurtarmaya çalışıyoruz. Okula gitmeyi canımız istemediği zaman, “hastayım” bahanesine sığınıyoruz. Bize inanmadıkları zaman da insanları suçluyoruz. Çünkü onunla şerefimizi, gururumuzu birleştirmişiz.

RAHAT ZAHMETTEDİR. Eflatun’un şu güzel sözü üzerinde düşünmeliyiz: “ilk ve en büyük zafer insanın kendisini fethetmesidir. İnsanın kendi nefsine esir olması yenilgilerin en utanç vericisidir.” Niçin mazeretlere sığınırız? Çünkü nefsimiz zorluklara göğüs germemize, risk altına girmemize izin vermez. “Rahat zahmette, zahmet rahattadır.”

Mazeretlere sığınmamız bizi kurtaracak mı? Elbert Hubbard şöyle der: “İnsanların başarısızlıkları konusunda kendilerini aldatmak için mazeret aramaya bu kadar zaman harcamaları anlaşılmaz bir durumdur.” Mazeretlere sığınmamız bizi kurtaracak mı? Tam tersine batışımız mazeretler yüzündendir. Mazeretleriniz olmasaydı, kalbinizi istilâ eden tüm yabani otların kökü kesilirdi.

Mazeretlere sığınmadan çırpınmak Mazeretlere sığındığımızda çalışmayı da bırakırız. Eğer bir mazeret sizi yapamayacağınıza inandırmışsa , yapmak için bir daha çırpınır mısınız? İki kurbağa derin bir yoğurt küpünün içine düşerler. Kurbağalardan biri çırpınarak kâseden kurtulamayacağını anlar. Ölümünü geciktirerek acısını arttırmaktansa, hemen ölmeyi daha akıllıca bulur. Çırpınmayı bırakır, boğularak ölür. Diğer kurbağa mutlaka bir kurtuluş yolunun varolduğunu düşünür. O anda yapabileceği tek şey çırpınmaktır. Gücünün son damlasına kadar çırpınmaya devam eder. Sonunda çalkalanan yoğurdun içindeki yağ birikir, yağdan bir topuz oluşur. Üzerine çıkarak kurtulur.

Sonuna kadar direnin! İnanılmaz kurtuluşlar en dayanılmaz çaresizliklerle boğuştuğumuz anda gelir. Oysa tam başarının ucundayken vazgeçen binlerce insan vardır. Gücünüzün tükendiğini sandığınız yer, bir adım daha direnirseniz kurtuluşun aniden kolunuzdan tutacağı yerdir.

En büyük mazeretiniz nedir? İşte en büyük mazeretler: Fakirlik, eleştirilme, kötülenme, hastalık, terk edilme, ihanete uğrama, kabiliyetsizlik, talihsizlik. Bu mazeretlerden herhangi birine sığınır mısınız? “Fakir olmasaydım büyük işler yapardım” dediğiniz oldu mu?

Adnan Kahveci de bir zamanlar fakirdi... Başbakan yardımcılığı ve bakanlık yapmış olan Adnan Kahveci Sürmene’nin bir dağ köyünde doğmuştu. Fakir bir ailenin çocuğuydu. O günlerini şöyle anlatır: “Hayatımda düşlediğim en büyük şey, istediğim kadar kavurma yiyebilecek paraya sahip olmaktı. Köyümde yılda ancak bir kere et yiyebilirdik. Üstelik biz köyün güya hali vakti yerinde bir ailesiydik. O zamanlar bırakın İstanbul’a, Ankara’ya veya yurt dışına gitmeyi, Trabzon’a bile gidebileceğimi sanmazdım. Köyde kuzu otlatırken ortaokul ve liseye gitmeyi bile hayal edemezdim.” Küçük Adnan, ilkokulu bitirdikten sonra devlet parasız yatılı okul sınavlarına girdi ve kazandı. Liseyi başarıyla bitirdikten sonra, üniversite sınavına girdi ve birincilikle kazandı. Devlet bursuyla yurt dışına gitti. Amerika’da Indiana Üniversitesi’ne girmeyi başardı. Üniversite yıllarında çektiği sıkıntıları şöyle anlatır: “1974 yılında Türkiye döviz sıkıntısı çekmeye başladı. Burslarımızı zamanında alamıyorduk. Amerika’da 3 gün aç kaldım. O kötü günleri hiç unutmam. Sonunda öğrenci yurdunda bulaşıkçı olarak çalışmaya başladım. Daha sonra aşçılığa terfi ettim.” Adnan Kahveci 4 yıllık fakülteyi 2,5 senede tamamlayıp elektronik mühendisi oldu; bununla da yetinmedi ve tıp mühendisliği dalında doktora yapıp başarılı bir mühendis olarak yurda döndü.

Mazeretler birer uyuşturucudur... Mazeretleri bulduğunuzda rahatlarsınız. Mazeret uyuşturucu gibidir. Onun sayesinde acılarınızı duymazsınız. Oysa acılar uyarı sinyalleridir; kulak tıkarsanız tedbir alamazsınız. Alkol ve uyuşturucu alanlar da aynı şeyi yapıyorlar. Mazeret bulanlar, başlarını toprağa gizleyen deve kuşları gibi, kendilerini kandırmaya çalışıyorlar. Ama sorunlar hâlâ oradadırlar. Sonuca bakalım. Mazeretlerin bize verdiği talimatları inceleyelim:

1.Mazeretler “Artık ilgisiz ol” der: Sevdiğin ihanet mi etti? Ona küs. Ondan intikam almaya hakkın var. Artık onu sevme. Gösterdiğin tüm çabalarına rağmen hâlâ seni tatmin edecek kadar başarı kazanamıyor musun? Bırak artık çalışmayı. Sonuçta her şeyi protesto edersiniz. Kaderinize isyan edersiniz. Herkesi kötü görürsünüz, tüm insanlardan nefret edinceye kadar öfkeniz şiddetlenir. Boş verirsiniz.

2. Mazeretler “Görevden kaçın” der: Herkese ve her şeye şüpheyle yaklaş. Kimseye güvenemezsin. Başaramayacağın işlere niçin kalkışıyorsun? Canını sıkma. Boşa çıkacak işler için çaba harcama. Gereksiz işler avuntudan başka işe yaramaz. İç içebildiğin kadar. Sonuçta yalnız kalırsınız. Çevrenizde dolaşan binlerce fırsat uçuşup gider. Küçümsediğiniz insanların başarılarına gıpta ile bakarsınız ve mazeretlere sığındığınız için üzülürsünüz.

3. Mazeretler “Endişe et” der: Güvenme. Ne kendine ne de başkasına güven. Menfaatçi insanlarla dostluğun tehlikeli olabilir. Başına bir felaket gelebilir. Düşüp ayağını kırabilirsin. Aç kalabilirsin. Hiçbir şeye karışma. Bir şeyin iyi sonuçları yerine kötü sonuçlarına dikkat et. Unutmak için alkole, uyuşturucuya yönel. Çare bulmak için ağlatan müziklerle avun. Her şeyden kork. Herkesi kötü bil.

Mazeretler “Ertele” der: Hemen harekete geçme. Kurnazca fırsatları kolla. Bir şeyler yapmak istiyorsan, asla gelmeyecek olan o uygun zamanı bekle. Beklemeye devam et; ta ki beklemek ömür boyunca senin alışkanlığın hâline gelsin. Bırak başaranların nasıl başardığını araştırmayı. Kaybedenlerin nasıl kaybettiğine bak. Başarı için çırpınmak yerine çaresizliği kabullen. Yapamıyorsun, kabullen bunu artık. Bir daha yapmaya kalkışma.

Mazeretler ardına sığınır mısınız? Mazeretçilik veba gibi bulaşıcı bir hastalıktır. Mazeretçi insanlarla birlikte olursanız, mazeretçilik size de bulaşacaktır. Büyük işler yapmak istediğinizi biliyorum. Herkes kalbinde refah arzusu taşır. Hepimiz sonsuza dek yaşamak isteriz. Ama hepimiz mazeretlerin ardına sığınır mıyız? Şu mazeretler üzerine düşünelim:

Eğer çok param olsaydı... Kaç tane zengin ihtiyar, çocukluğuna zenginlikle başladı. Babalarının mirasına konan pek çok çocuk, hayatları boyunca mirası tüketmekten başka ne yaptılar? Sakıp Sabancı’nın zengin doğduğunu mu sanıyorsunuz. Ya Kombassan Holding’in yönetim kurulu başkanı Haşim Bayram? Bu insanlar öyle zorluklarla boğuşmuşlardır ki, pek çoğumuz değil onları yaşamak, ne olduklarını bile bilmiyoruz.

Haşim Bayram çocukluk günlerini şöyle anlatıyor: “Çay içmek, varlıklı insanlara mahsus bir ayrıcalıktı. Bir de hastalananlara bir yerlerden ödünç bulunarak çay ikram edilirdi. Sırf çay içebilmek için bir kış günü kara çıktım. Göğsüme kar doldurdum. Üşütüp hastalanırım da bana çay verirler diye.” Küçük Haşim, ortayı ve liseyi yatılı okumuş; burs alarak üniversiteyi bitirmiş. Kimya öğretmenliği yapmış. Günün birinde fabrika kurmaya karar vermiş. Kâğıt fabrikası kurmak için kolları sıvamış. Almanya’ya giderek işçilerle konuşmuş ve “çok ortaklı firma” kurma düşüncesini kabul ettirmiş. Ortaklarına mark üzerinden her yıl kâr dağıtan Kombassan Limited Şirketi, zamanla holding oldu. Bugün holdingin bünyesinde elliden fazla fabrika var. Kombassan, Amerika’da mağazalar zinciri satın aldı. Çin’de büfeler açıyor. Bir ay önce Sudan’da alış-veriş merkezi açtı, açılışta izdiham yaşandı.

Eğer yeterli eğitim alsaydım... Ne olmuş okuyamadıysanız? Okumak ve üniversite diploması almak sizi başarının zirvesine çıkaracak mıydı? Diploma aldıysanız şimdi zirvede misiniz? Binlerce temiz kalpli genç, üniversite mezunudur; ama karın tokluğuna bir iş bulsalar çalışacaklar. Başarı için resmî kâğıtlara ihtiyacınız yok. Öğrenme arzusuna ihtiyacınız var. Öğrenmek her yerde ve her zaman mümkündür. Hayat bir okul değil midir?

Eğer sağlıklı olsaydım... Hastalık çekmeyen kim var? Hastalık varsa çaresi de var. Bir taraftan hastalığın arkasına sığınıp, diğer taraftan hasta olmak için elinizden gelen her şeyi yapar mısınız? Örneğin çok yer, çok uyur, öfkeyle, stresle, kıskançlıkla kendinizi boğar mısınız? Çaresi olmayan hastalığa bile yakalansanız, çalışmanın verdiği zevk durduramaz. Yeter ki uykularınızı kaçıran büyük hedefleriniz olsun.

Eğer insanlar beni anlasalardı... Sizi anlamamışlar da ne olmuş? İnsanların sizi anlamaları ve takdir etmeleri niçin bu kadar dayanağınız olsun? Yaptığınızın doğru olduğunu bilmek size yeterince heyecan vermiyor mu? Hangi büyük insanı zamanında anladılar ki? Nelson Mandela 20 yılını hapislerde geçirdi. Alia İzzetbegoviç’in hayatı hapislerde geçti. İnsanlar sizi anlamıyorsa, size haksız yere ihanet ediyorlarsa ne olmuş? Hedefiniz büyükse sonunda zafer size verilmeyecek mi? Kötü, ilgisiz veya idealsiz insanlar sizi asla takdir etmeyeceklerdir. İyilik yaptıktan sonra karşılığını katlayarak verebilecek olan Yaratıcınız varken, veremeyecek insanlardan niçin istiyorsunuz.

Eğer şartlar böylesine kötü olmasaydı... Yetim büyüseniz ne çıkar? Hayatını aç, sefil sokaklarda geçiren insanları gömüyor musunuz? Boğuştuğunuz şartlar ne kadar ağırsa, gelecekte ulaşacağınız başarı o kadar büyük olacaktır. Yeter ki imtihanınıza isyan etmeyin. Kaderiniz sizi komando gibi eğitiyorsa, size büyük bir görev verilecektir. En büyük ve en zor işlerin üstesinden gelebilecek olanlar, ağır şartlarla savaşma tecrübesine sahip olanlardır.

Eğer işsiz olmasaydım... Hayata tutunmak istediğinizde, herkes için mutlaka bir fırsat alanının mevcut olduğunu görürsünüz. Yapabileceğiniz yüzlerce iş sizi bekliyor, ama onların hiç biri kendiliğinden, bir gece ansızın odanızın penceresinden girecek değildir. Başarı yolunda ilerlemekten vazgeçtiğiniz anda, başarı da sizi ilerletmekten vazgeçecektir. Epsilon Yayınları’nın sahibi, geçimini kitap satarak temin etmek zorunda olan bir öğrenciydi. Ama cesareti ve ısrarlı çabasının onu nereye taşıdığını görebiliyor musunuz?

Mazeretlerin esiri olmayın! Kaderiniz Yaratıcı tarafından elinize teslim edilmişken onu niçin mazeretlerin esaretine terk ediyorsunuz? Nereye gideceğini bilen kişiye yol vermek için dünya bir yana çekilir. Hayatta bir tek engelle karşılaşırsınız. Sadece kendiniz. Kaderiniz size “yürü” dediği halde siz durdunuz. Sana vereceğim dediği halde Yaratıcımız, biz istemedik.

Sonuç olarak; Başarısızlığın tek bir mazereti vardır: Rahatı bozamamak. Sorumluluktan, çalışmaktan kaçmak. Diğerlerinin hiçbiri mazeret değildir. Tam tersine mazeret olduğunu sandığımız şeyler, bizim için birer fırsat olarak yaratılmıştır. Başaranlar başarılarını savaştıkları engellere borçludurlar.

İLGİNİZE TEŞEKKÜR EDER, MAZERETSİZ GÜNLER DİLERİM! RİZE YETİŞTİRME YURDU