Kan ve Bağışıklık Sistemi Zafer Zengin Özel Yamanlar Fen Lisesi Biyoloji Öğretmeni Gsm: 0505 455 79 59 zaferzengin70@hotmail.com zaferzengin70@gmail.com zaferzengin70@yahoo.com
Dolaşım Sıvısı Kan
Kanın Görevleri I- Kan Plazması & Dokulara sindirilmiş besin ve oksijen taşımak & Metabolizma atık ürünlerini ilgili organlara taşımak & Hormonları taşımak & Vücut sıcaklığını düzenlemek & Kararlı bir iç ortam (homeostasi) sağlamak & Kanın pH'ını düzenlemek & Antikor, antitoksin oluşturarak vücudu savunmak. I- Kan Plazması & Plazma, kanın % 55'ini oluşturur. Plazmanın % 90’ı sudur. & Madde taşınması ve geçişine yardım eden hafif bazik (PH = 7,4) bir sıvıdır. & Plazma içerisinde sindirilmiş besin maddeleri, hormon, antikor, üre, ürik asit, vitamin, su ve madensel tuzlar bulunur.
A- Alyuvarlar (Eritrosit) II- Kan Hücreleri A- Alyuvarlar (Eritrosit) & Alyuvarlar; memelilerde çekirdeksizdiler. Olgunlaşma süresi içinde çekirdeklerini kaybederler. Böylece hemoglobin yaparlar. Hemoglobin O2 ve CO2 taşınmasıyla ilgilidir. & Yaşlı alyuvar hücrelerinin hemoglobini karaciğer ve dalakta parçalanır. Ayrılan demir kırmızı iliğe taşınarak hemoglobin yapımında kullanılır. Kalan kısım ise safra pigmentlerini oluşturur. & Sağlıklı insanlarda olağan koşullarda alyuvar yapılma hızı, yıkım hızına eşittir. Alyuvar sayısı değişmez aynı kalır. Dokularda oksijen azalmasını sağlayan herhangi bir etken (kanamalar, yükseklik...) alyuvar yapımını hızlandırır. & Hemoglobin sentezi ile alyuvar yapımı birbiri ile ilişkili değildir. Demir yetersiz ise hemoglobin sentezi azalır ancak alyuvar sentezi devam eder, hatta hızlanabilir. & Hemoglobin oksijenin çok olduğu yerde oksijeni tutar az olduğu yerde de oksijeni bırakır. 1mm3 kanda yaklaşık 4,5 – 6 milyon eritrosit bulunur.
B- Akyuvarlar (Lökosit) & Çekirdekli, renksiz hücrelerdir. & Sarı ilik ve lenf düğümlerinde bölünerek çoğalır. & Aktif hareketlidirler ve alyuvarlardan farklı olarak damar dışına çıkabilirler. 1 mm3 kanda 10.000 lökosit bulunur. & Akyuvar sayısı sabahın erken saatlerinde en düşük akşam saatlerinde en yüksek değere ulaşırlar. İyi beslenemeyen insanlarda akyuvar daha az sayıdadır. & Lenfosit ve monositler lenf düğümlerinde, nötrofil, bazofil ve eizinofil türleri kemik iliğinde oluşurlar. & Akyuvarlar mikropları fagositozla yutarlar, savunma hücreleridirler. & Mikropların toksinlerine karşı lenfositler antikor oluştururlar. & Bir antijenin kanda bulunmasından bir haftta sonra antikor oluşmaya başlar.
C- Kan Pulcukları (Trombositler) & Kan plazması parçacıklarıdır. & Kanın damar dışında pıhtı oluşturmasını sağlayan TROMBOKİNAZ oluştururlar. & Trombosit ve salgısı trombokinaz, karaciğer enzimleri (trombojen, fibrinojen) kandaki Ca++ derişimi, K vitamini, zedelenen doku salgısı (Tromboplastin) pıhtılaşmayı sağlar.
Protrombinaz Ca++ Protrombinaz Kan Damarlarında Doku Zedelenmesi Kan Pulcukları Tromboplastin (Zedelenen Dokudan) Trombokinaz Protrombinaz Protrombinaz Protrombinaz Trombin Ca++ Fibrinojen Fibrin Pıhtı
Kanın Pıhtılaşması & Pıhtılaşma, kanda bulunan fibrinojenin aktifleşerek, hava ile temas sonucu katılaşıp, fibrin adı verilen ve suda erimeyen lifli bir proteinle dönüşmesidir. Damardan çıktıktan belli bir süre sonra kan pıhtılaşır. a. Bir damarın parçalanması veya zedelenmesi durumunda tromboplastin oluşur. b. Bu madde, trombositlerin çıkardığı özel bir protein ve Ca+ iyonlarının etkisiyle protombinaz enzimine dönüşür. c. Bu enzim karaciğerden gelen ve kan plazmasında bulunan protrombini Ca +2 iyonlarının etkisiyle trombin haline dönüştürür. d. Trombin, fibrinojeni, suda çözünmeyen ve lifli bir protein olan fibrin haline getirir. e. Fibrin yara bölgesini kapatarak kanın akmasını önler. Not: Kanın damar içerisinde pıhtılaşmasını engelleyen madde ise karaciğer tarafından üretilen heparin proteinidir.
Bağışıklık Sistemi
Bağışıklık (İmmün) Sistemi & İnsanın herhangi bir hastalık mikrobunu önceden bilerek, ona karşı gerekli savunma maddelerini (antikorları) kanında hazır bulundurmasına bağışıklık denir. & Antikorlar (antitoksinler) protein olup, genler tarafından (antijene karşı) sentezlenirler. & Karaciğer, dalak, kemik iliği, lenf düğümleri ve akyuvarlar en çok antikor üretilen yerlerdir. & Antikorlar mikrobun toksinlerini etkisiz hale getirirler. Her antikor ancak kendine has toksini etkisiz kılabilir. Mesela tifo basiline karşı etken olan bir antikor, paratifo mikrobuna karşı yetersizdir.
& insanda en önemli antikorlara immunoglobulinler denir. & Bağışıklığın sağlanmasında genetik yapının etkisi büyüktür. Mesela hayvanlarda hastalık yapabilen bazı mikroplar insan türünün hiç bir bireyinde hastalık yapamazlar. Türün tamamı bağışıklık sağlamıştır. & Bağışıklık aktif ve pasif olarak kazanılır. & Aktif bağışıklık, mikrop henüz vücuda girmeden kazanılır ve savunma amaçlıdır. & Pasif bağışıklık ise mikrop vücuda girdikten sonra kazanılır ve daha çok hastalığı tedavi etmeye yöneliktir.
1- Aşı & Aşı, hastalık etkeni olan mikrobun toksinlerinin, zayıflatılmış ya da öldürülmüş hücrelerinin sağlıklı insana enjekte edilmesidir. & Vücut bunu gerçek mikrop zannederek antikor üretimini başlatır. Ve bundan sonra ilgili antikordan kanda belli oranda bulunur. & Gerçek mikrop girince antikor üretimi hızlandırarak mikrobun enfeksiyona (hastalığa) sebep olması önlenir, & Değişik aşıların etkili olma süreleri de farklı olabilir. Bunun için bazı aşılar birkaç defa tekrarlanabilir. & Aşı da antikor yoktur, ama vücudun antikor üretmesi uyarılır. & Aşıların keşfedilmesinden bu yana milyonlarca insan çocuk felci, kızamık ve boğmaca gibi öldürücü hastalıklardan korunmaktadır.
2- Hastalığı Geçirmek & Gerçek mikrop vücuda ilk defa girdiğinde bireyi hasta eder. & Çünkü vücut mikrobu tanıyarak yeterli antikor düzeyine hemen ulaşamaz. & Vücut bu mikropla mücadeleyi biraz uzun zamanda kazanır. & Daha sonra aynı hastalık etkeni tekrar bulaşsa bile hastalık yapamaz. Çünkü vücut yeterli antikor düzeyine hemen ulaşır. & Kabakulak, su çiçeği, kızamık gibi hastalıklar bir defa geçirilir.
3- Doğuştan Bağışıklı Olmak & Bazı insanlar bazı hastalık etkenlerine karşı doğuştan (genetik olarak) duyarsız olabilir. & Mesela insanların büyük bir kısmı penisilin adlı antibiyotiği algılamazken, az bir kısmı penisiline duyarlıdır. & İlkbaharda havada uçuşan polenler ve diğer bazı tozlar bazı insanlarda alerji yaparken, bazılarında yapmaz.
4- Serum Kullanmak & Hastalık mikrobu vücuda girdikten ve hastalık yaptıktan sonra, hastalığı tedavi etmeye yönelik olarak serum kullanılır. & Serumda hazır antikor vardır. Bunun İçin pasif bir bağışıklık sağlar. & Uzun süreli olmaz, çünkü vücudun antikor üretmesi uyarılmaz. & Serum başka canlılardan elde edilir.
5- Dirençli Vücut 5. Dirençli Vücut İnsanın iyi beslenmesi, spor yapması, psikolojik olarak rahat olması dirençli bir vücut sağlar. Bu da bazı mikropların kolayca girip yayılmasını önler.