Havza Yönetiminde Stratejik Planlama
Planlamanın hiyerarşik durumunu ve kapsamını belli eden bir terimdir. Planlamadaki tutarlılık ilişkisi çerçevesinde konuya bakıldığında stratejik planlama ele alınan planlama objesi için en üst düzeydeki, bütüncül, uzun dönemli ve dolayısıyla en kapsamlı planlama olarak dikkat çekmektedir.
Bir havzadaki stratejik planlama, burada yer alan ve yer alabilecek olan tüm sektör ve alt sektörleri ayrı ayrı boyutlar olarak içermek durumundadır. Ancak bu görevin karmaşık ve zor olduğunu, süreçlerin dikkatli bir biçimde örgütlenerek tamamlanması gerektiğini de gündeme getirmektedir.
Bunlara göre bir havza yönetim planının yapımı aşamasında şu özellikler öne çıkmalıdır: Amaçları ve bunları gerçekleştirmek üzere strateji belirleme, Sosyal, ekonomik ve çevresel amaçları dengeleme ve bütünleştirme, En büyük faydayı sağlayacak çözümlere odaklanma, Belirsizlikleri ve riskleri kabul eden ve bunlara cevap veren esnek bir yaklaşım yapma, Çıkarların uyumlulaştırılması sürecini temel alma.
Ancak bir havza yönetim planının yapımı aşamasında öne çıkması istenen özelliklerin böylece belli edilmesi yeterli olmayacaktır. Ayrıca planlamanın başarısını geliştiren koşullar ve ortam da belirlenmelidir. Aşağıda verilen koşullar başarıyı geliştiren koşullardır. Zira bunlar planlama sürecinin başından sonuna kadar giden, uzun ve aşamalardan oluşan yolda sağlanması gereken ortamı belirtmektedir.
Bu ortam koşulları aşağıdaki gibi sıralanmalıdır: Katılım, ortak özveri ve destek sağlama iradesi, Yeteri kadar ayrıntıya inme, yanlış anlamaları önleyen tartışma zamanı sağlama, Yansız, profesyonel ve dengeli uzman katılımı, Uygun, yarayışlı ve saydam bilgi akışını sağlayan ortam, Yeterli bir plan uygulama kapasitesi ve karşılıklı güven ortamı.
Havza Yönetim Planlarında Tutarlılık Planlamada ülke ölçeğinden mikro havza ölçeğine uzanan farklı hiyerarşik düzeyler söz konusudur. En üst düzeyde yer alan Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda sürdürülebilir kırsal kalkınmayla ilgili politika, strateji, ilke, amaç, hedef ve araç dizisi öngörülmüş olmalıdır. Kuşkusuz bütün bunları hayata geçirmek üzere kullanılacak araçlar arasında yasal düzenlemeler ve kurumsal yapılar da yer almaktadır. Daha sonraki aşama Bölgesel Kalkınma Planıdır. Bunlar da sürdürülebilir kırsal kalkınma açısından, Beş Yıllık Kalkınma Planları ile çelişmeyen, tersine onu en güçlü olarak destekleyen içerikte olmalıdır.
Uç noktada ise yerel planlar, havza yönetim planları bulunmaktadır Uç noktada ise yerel planlar, havza yönetim planları bulunmaktadır. Bu planların konuları havza, alt havza, peyzaj birimleri, ekosistem birimleri... olarak örneklendirilebilir. Bu birimler için yapılan kaynak yönetim planlarının, yukarıda vurgulanan ülke ve bölge ölçeğindeki politikalarla, stratejilerle tutarlı biçimde gerçekleştirilmesi ve uygulanması temel ilke olmalıdır.
Bu uyumlulaşma ve bütünleşmenin anlamı “tutarlılık” terimiyle ifadesini bulmaktadır. Genellikle uygulanan tutarlılık yaklaşımı ise yukarıdan aşağıya tutarlılıktır. Planlama çalışmalarında tutarlılığın somut bir biçimde gösterilmesinde zorunluluk vardır.
Havza Yönetiminde İki Farklı Yaklaşım Yukarıdan aşağıya doğru ve katılımı dışlayan yönetim anlayışında şu özellikler dikkat çekmektedir: Çiftçi ve köylünün görüşleri alınmadan teknik, ekonomik ve politik olarak uygun görülen projeler kamu kurum ve kuruluşlarca uygulanmaktadır. Projeler merkezde hazırlanmaktadır. Bu hususta köylü ve çiftçi ile yeterli işbirliği yapılamamaktadır. Ancak uygulayıcı kuruluşlar, projenin çiftçi ve köylüye yararlı olduğunu iddia etmektedir.
Aşağıdan yukarıya doğru katılımcı yönetim anlayışı ise şu özelliklere sahiptir: Bu yaklaşımda, kamu kurum ve kuruluşları, uzmanlar, sivil toplum örgütleri, halk için planlama yapan ve uygulayan olmaktan vazgeçmekte, halkı kendi projelerini üreten, kendi olanaklarını proje doğrultusunda seferber eden, uygulayan ve denetleyen olmaya yönlendirmektedir. Merkez, projeye teknik danışmanlık ve rehberlik şeklinde destek sağlamaktadır. Katılımcı yaklaşım bir metot olmaktan çok, bir davranış ve tutum değişikliğidir. Bilgi paylaşımı, karşılıklı iletişim ve etkileşime dayalı ve yaşayarak öğrenme ilkesinden yararlanmaktadır.
Amaç, havzadaki doğal kaynakların neler olduğunu ve bunların değerlerini öğrenmek ve öğretmek, doğal kaynak tahribatının nedenlerini açığa çıkarmak ve bunu önlemek için de yerel olanakları ve devleti harekete geçirmek için grup oluşturmaktır. Çiftçi ve köylünün yaşam biçimini, ihtiyaçlarını ve deneyimlerini dikkate alan, halkla birlikte çözüm üreterek, doğal kaynaklarla geçim alternatifleri arasında uyum sağlayan ve bu konuda havza yönetim planları yapan ve bu planları halka benimseten bir anlayışı ifade etmektedir. Projenin analizinde, çözümünde, karar vermede ve uygulamada aktif olarak yöre halkının katılımı gerekmektedir.
Katılımcılığın Sağlanması ve Dengelenmesi İlkeli bir havza yönetiminin gereği olan katılım, planlama komitesinin ve uygulayıcıların başarısını sağlayan önemli bir öğedir. Ancak bunun için; Tarafların ve temsilcilerinin başarılı bir biçimde belirlenmesi, Sorunların tartışılması ve çözümü doğrultusunda açık bir istek ve kararlılık olması, Sorunlara ait yeterli bir bilgilendirme hazırlığı yapılması, Bir kuruluşun veya kişinin çözümlerde tek başına bir role sahip olmaması Özel uyuşmazlık konularının tanımlanması şeklinde belirlenebilecek bir ortam bulunmalıdır.
Katılımcılık sürecinin yukarıda açıklananlar ışığında özetle dört aşamaya ayrılması ve bunların sıraya ve bütünlüğe kavuşturulması gerekmektedir. Bunun yanında yukarıda sayılan öğelere göre oluşturulmuş bir ortam bulunmalıdır. Sözü edilen dört aşama şunlardır: Bilgilendirme aşaması İnceleme aşaması Müzakere Aşaması Bilinçlendirme Aşaması
Bu süreçte; Yeteri kadar kapsamlı, Yüz yüze diyaloga açık, Diğerlerinin bilgi ve meşruiyetini kabul, İlgiye ve çıkarlara odaklanma, Uzlaştırıcı çözümleri arama, Rol ve ilişkilerde açık olma, özelliklerine uygun bir iletişim ve tartışma çerçevesi ortaya konulmalıdır.
Bir planlama sürecinde katılımları, bilgi ve düşüncelerini sergilemeleri istenebilecek önemli kesimler; Geçmişte veya halen planlama süreci ile ilgisi olanlar, Arazi ve kaynaklarla ilgisi olanlar, Mülkiyeti bulunanlar, Plandan olumlu veya olumsuz olarak etkilenenler şeklinde özetlenebilir. Havza halkının bir biçimde katılımı planlama ekibinin görüşmelerini destekleme, yanlışlardan arındırma ve uzlaşma bakımlarından sürecin temel koşuludur. Bu sırada ayrıca, planlama ekibi, çeşitli iletişim araçlarını kullanarak doğrudan halkla temas olanaklarını da kullanmalıdır.
Planlama ekibinin toplantıları ” yuvarlak masa” ilkesine uygun olarak yürütülmelidir. Böyle bir toplantı düzeni, yapıcılığa, baskı faktörünün olmamasına, kendini ifade olanağına, adil ve eşitlikçi olmaya uygun bir ortam yaratmak demektir ve bu zorunludur. Genelde planlama işlevini yerine getirecek tek bir kamu kuruluşu söz konusu değildir. Bu görev kuruluşlar arası planlama ve uygulama ekiplerince yapılmalıdır. Ne var ki, kuruluşlar arası bir ekip oluşturulurken bazı ilkelere uymak gerekmektedir: Kuruluşlar arası dengeli temsil, Disiplinler arası dengeli temsil, Yeterli kapasitenin ayrılması, Saygın ve birikimli bir yönetim.