Hazırlayan: Öğr.Gör. Funda YORULMAZ güdüler ve duygular Hazırlayan: Öğr.Gör. Funda YORULMAZ
güdü Bir davranışı başlatan ve bu davranışın yön ve sürekliliği belirleyen içsel bir güçtür. Bir güdü veya güdüsel davranıştan söz edebilmemiz için aynı zamanda davranışın bir hedef yada hedeflere yöneleceğini bu davranışı başlatan güdünün türü belirler.
OLUMLU VEYA OLUMSUZ HEDEFLER Olumlu olarak değerlendirdiğimiz hedefler yaklaşmak,elde etmek istediğimiz hedeflerdir. Zengin olmak isteyen bir birey için para ulaşılmak,elde edilmek istenen bir hedeftir. Olumsuz hedefler ise; kaçınmak istediğimiz hedeflerdir. Örneğin acı herkes için olumsuz bir hedeftir.
İçsel ve dışsal güdüleyiciler İÇSEL GÜDÜLEYİCİLER: Dürtü fizyolojik bir ihtiyacın neden olduğu rahatsızlık gerginlik durumudur ve fizyolojik bir ihtiyacın psikolojik sonucudur. Dürtüler en belirgin içsel güdüleyicilerdir. DIŞSAL GÜDÜLEYİCİLER: Güdüsel bir davranışın başlamasına neden olan çevresel uyarıcılara özendirici adı verilir. Aç bir insan aynı zamanda pişmekte olan bir yemeğin kokusunu duyarsa,yemek yemek için daha fazla güdülenecektir.
Bilinç dışı güdülenme Hedefimizin ne olduğunu farkında olmadığımız güdülerde vardır. Psikolog Freud bilinçdışı güdülenmeyi bastıma adı verilen bir savunma mekanizması ile açıklamaktadır. Freud’a göre insanlar kendilerini rahatsız eden düşünce istek ve güdülemelerini bilinçdışına iterek unutmaya çalışır.
Güdülerin sınıflandırılması Birincil güdüler Sosyal güdüler
Birincil güdüler Açlık susuzluk güdüleri: Tamamen fizyolojik güdülerdir. İçsel güdüleyicilerdir. Çevresel özendiricilerde bizi bir şeyler yemeye ve içmeye yöneltebilir. Cinsellik ve analık güdüleri: Analık güdüsü kadınlarda en temel güdüdür. Fizyolojik bir kökeni olan ancak bu kökenden bağımsız olarak sürebilen güdülerdir. Faaliyet ve manipülasyon güdüleri: Araştırma,merak,faaliyet,kurcalama gibi bilinen herhangi bir fizyolojik kökeni olmayan güdülerdir. Nesneleri kurcalama şeklinde ortaya çıkan faaliyetlerin temelinde manipülasyan güdüsü yatar.
Sosyal güdüler Sosyal güdüler doğrudan yada dolaylı olarak diğer insanlar ile ilgili olan güdülerdir. Çok fazla sosyal güdülerimiz vardır. Bunların hepsinden bahsetmek mümkün değildir. Bu yüzden psikologların önemle üzerinde durduğu sosyal güdülerden iki örnek verebiliriz.
BAĞLANMA GÜDÜSÜ Bu güdü hayatın ilk yıllarında bebek-anne etkileşimi sonunda öğrenilmektedir. Bebeğin kendine bakabilme yeteneği olmadığı için tüm ihtiyaçları anne tarafından karşılanır. Rahatlık ve sıcaklığı anne sağlamaktadır. Bebek kısa sürede annesinin arasında ilişki olduğunu öğrenir. Olumlu duygular uyandıran durum haline gelir
Başarı güdüsü Bu güdü başta anne baba olmak üzere diğer insanlarla olan etkileşim sonucunda öğrenilir. İster meslek alanımızda ister arkadaş ortamında oynanan basit bir oyunda olsun başarılı olmak için çaba gösteririz. Bu çabaların temelinde yatan başarı güdüsüdür.
GÜDÜLERİN HİYERARŞİSİ Bireyin mevcut potansiyellerini en üst düzeyde kullanabilme ihtiyacının yarattığı güdüler vardır. Kendine güven, başarı, itibar, statü,şöhret ihtiyaçları ile ilgili dürtüler vardır. Bağlanma sevme ve sevilme ihtiyaçları ile ilgili güdüler yer alır. Güvenlik ihtiyaçları diyebileceğimiz tehlike ve tehditlerden korunma güdüsü vardır. Yemek su ve hava gibi fizyolojik ihtiyaçların yol açtığı güdüler vardır
Duygular Duygularımız davranışlarımızı belirleyen temel süreçler arasında yer alır. Örneğin; korku duygusu bizi korku yaratan otamdan uzaklaşmak, aşk duygusu bizi sevdiğimiz kişiye ulaşmamız için güdüleyebilir. Duygular bir çok değişik yönü olan karmaşık süreçlerdir. Duyguların 3 yönü vardır.
1.Duyguların fizyolojik temeli: Duyguların şiddeti arttıkça fizyolojik tepkilerin şiddeti de artar. 2.Sinir sistemi ve duygular: Duygularımızın ve duygularımıza eşlik eden fizyolojik tepkilerin ortaya çıkmasında sinir sistemimiz önemli rol oynar. 3.Duyguların ifadesi: Yüz ifadeleri duyguları daha belirgin hale getirir. Duygu ifade eden davranışların en yoğun olduğu bölge yüzümüzdür.
Duygusal yaşantılar Duygular aynı zamanda bizim farkında olduğumuz hissettiğimiz yaşantılardır. Duygusal yaşantılarımız çoğunlukla belirli bir ortamda dış çevreden gelen uyarıcılar tarafından başlatılır. Uyarılmışlığın ne tür bir duygu olarak yaşayacağımızı içinde bulunduğumuz ortama vereceğimiz anlam belirlemektedir.
Korku: Temelde hoş olmayan hiçbirimizin yaşamak istemediği bir duygudur. Korkularımızın çoğu öğrenme ile kazanılmıştır. Korkular açısında bireyler arasında farklılıklar bulunmasının nedeni her bireyin farklı öğrenme yaşantılarından geçmiş olmasıdır. Öfke : öfke duygusuna en sık yol açan nedenlerden birisi hedefe yönelik davranışlarımızın engellenmesidir. Mutluluk: bir ihtiyacın tatmini sağlandığında yada bir hedefe ulaşıldığında duyulan hoş bir duygudur.
Duygular ve psikosomatik bozukluklar Yoğun bir biçimde yaşanan nahoş duygular çok uzun süre devam ettikleri yada kronik hale geldikleri taktirde psikosomatik bozukluklar adı verilen rahatsızlıklar oluşturur. Kısmen uzun süreli duygusal gerilimlerden kaynaklanan fiziksel rahatsızlıklardır.
KAYNAK : AÇIK ÖĞRETİM DAVRANIŞ BİLİMLERİ DERS NOTLARI