Çevre Ahlakı (Çevresel Etik) ve sivil insiyatif
Çevre probleminde iki boyut çevre problemlerine bakıldığında iki boyut görünür. Birincisi ekonomik faaliyet, üretim-tüketim ve mübadele ilişkileri bazındaki maddi boyut diğeri ise buna yön veren ve ahlak-eğitim ve psikolojinin alanına giren zihniyet ve davranışlarla ilgili manevi boyuttur.
Mesela bazı ilim adamları, çevre krizinin temelinde ahlâki sebeplerin yattığını, çevre probleminin doğrudan moral karakteri kaynaklı olduğunu, moral değerlerini kaybeden insanlığın çevreyi tahrip etmesinin bunun bir sonucu olduğunu, insanın Tabiat ve çevreyi bir emanet olarak görmesinin ise ahlaki bir temele dayanmadan mümkün olamayacağını bildirmektedirler (Canan, 1995)
Tabiatın tahribi ve çevrenin kirletilmesi modern çağın en göze çarpan özelliklerinden biridir. kaynakların kullanılması adına tabiat tahrip edilmiş, refah adına çevre kirletilmiştir.
Çevre ve tabiatı feda etmeden kalkınmak Çevre ve tabiatı feda etmeden kalkınmak imkansız değildir. Ancak bunu başarabilmek için önce insanla tabiat arasındaki ilişkiyi de kapsayacak yeni bir paradigma geliştirmek lazımdır
Kapitalizmin öngördüğü Sürdürülebilir kalkınma yaklaşımı; çevrenin korunması ve yönetiminde yetersiz kalmıştır. Çevre ve kalkınma ilişkilerinde yeni değerlere ve yaklaşımlara ihtiyaç vardır.
Çevre sorunları dediğimiz bütün olumsuzluklar (kirlenmeler, bozulmalar) aslında bugünkü tüketim sürecinin tabii sonucudur. Çünkü modern insan, mutluluk ile tüketim arasında birebir ilişki olduğuna inanmış durumdadır.
Dünya’ya ve çevresine böyle bakan insan mutluluğu tüketmede arayacaktır Kapitalizm bu eğilimi hem uyandırmakta, hem kamçılamakta hem de azdırmaktadır. Fert zaafları sebebiyle, toplum ise çözülen kültür dokusu dolayısıyla buna karşı koyamamaktadır.
İhtiyaçlar ile istekler arasında ince ayrım Materyalizmin etkisiyle ve kitle iletişim araçlarıyla oluşturulan ve tahrik edilen ihtiyaçların bir çoğunun sunidir. Bazı isteklerimiz ve “sözde” ihtiyaçlarımız sahtedir. bunları tatmin etmenin ne ferdin saadetine ne de toplumun refahına bir şey katmadığını anlamadan yeni bir çağ hayal edilemez.
Çevre ve tabiatın penceresinden ekonomi, Yetinme Seviyesi Ekonomi işleri gerçek ihtiyaçlarımızı karşılayacak biçimde idare etmektir. Derin Ekoloji ekolü artık kanaat etme zamanının geldiğini söylemekte, dünyanın ve insanlığın geleceği için “gerçek ihtiyaçlar”ile “suni isteklerin” ayrılmasını ve “Yetinme seviyesi”ne geçilmesini teklif etmektedir.
Çevresel Kirlenmenin Ahlaki Boyutu israftan kaçınmak ve kanaat yetinme seviyesinin temel taşlarıdır. Bunu teşvik eden her türlü ahlaki, dini ve moral değer çevrenin lehinedir. Çevre sorunlarının ahlâkî boyutu gündeme gelmiş, insan-tabiat ilişkilerini dini ve ahlâkî bir bağlamda açıklamaya, ikisi arasındaki uyumu yeniden kurmaya yönelik bir “çevre ahlâkı" oluşturma gayretleri doğmuştur
Fert tüketimini kendisi kısıtlayabilirse, toplumun sınırsız tüketim eğilimi azalır ve dolayısıyla üretimi maksimize etme ihtiyacı ortadan kalkar. Bu, arz-talep dengesini temelden etkileyebilir. Bunun çevresel etkisi çevre problemlerin şiddetinin azalması ve tabiatın selamette kalmasıdır.
Adam Smith’in gizli eli iş yapmıyor Kapitalist sistemin temelinde Adam Smith’in görünmez el kabulü vardır. fertlerin kendi menfaatlerine ulaşmaya çalışması, gizli bir el tarafından toplumun da kendi menfaatlerine ulaşmasını temin edecektir. Bu sırada ferdin menfaati toplumun menfaati ile de çatışmayacaktır. Dolayısıyla ferdin başkalarını düşünme mükellefiyeti ve mecburiyeti yoktur.
Alternatif yaklaşım nasıl olmalıdır? Üretim-tüketim ilişkileri ve doğal kaynakların kullanımında: ihtiyaçtan fazlasını ihtiyacı olanlarla paylaşmak, İnsan ve tabiat arasında adalet ve denge gözeterek faaliyette bulunmak gibi yeni yaklaşım ve paradigma arayışları sözkonusudur.
Üretim- tüketim ve kaynak kullanımında adalet ve denge gözetilmelidir Alternatif yaklaşım insanda emek, ümit ve zaaf istismarının, ölçüsüz üretim ve tüketimin ve nihayet bu süreçte ortaya çıkan israf ve kirlenmenin önünü kesebilecek çapta bir etkiye sahip olmalıdır
Bu etki, kirlilik ve kaynak tahribi önünde ahlaki bir engel teşkil edecektir.
Gerçek ihtiyaç ölçüsünde üretim üretim, ihtiyacın bir fonksiyonu olarak düşünülmeli ve üretim ihtiyaca göre ayarlanabilmeli ihtiyaçların kamçılanarak tüketimin çoğaltılmasına ve israfa karşı gerektiğinde üretim kısıtlamalarına gidilebilmeli üretimde olduğu gibi tüketimin de ihtiyaç ölçüleri dahilinde kalmasını temin etmek gerekmektedir
Ulusal çevre eylem planı: toplumun kültürüne, manevi dokusuna ve hissiyatına uygun hareket eden bir çevre hareketi toplumun nabzını tutup topluluk düzeni üzerinde etkili olabileceği gibi, maddi kültür ve çevre düzeni üzerinde de müessir olabilir.
Çevreci sivil insiyatif Buna uygun hareket eden aktif bir sivil yapılanma, mevcut ekonomi anlayışının bir sonucu olan çevre kirliliği ve tabiat tahribini önleyecek alternatif ekonomik kalkınma modellerine ilham verebilir.
Nasıl bir sivil insiyatif ? çevre ve tabiata daha saygılı ve ölçülü yaklaşan bir insan modelinin şekillenmesine katkıda bulunma potansiyeline sahip olmalıdır. Bunun için: çevre ve ekonominin merkezinde bulunan insanı olumlu yönde etkileyip ahlakını yücelmesine hizmet edebilmeli, önerdiği etik kurallar bulunmalıdır. uyguladığı eylemlerle bunu desteklemelidir.