86. Sure TARIK SURESİ بسم الله الرحمن الرحيم وَالسَّمَاءِ وَالطَّارِقِ وَمَا أَدْرَاكَ مَا الطَّارِقُ النَّجْمُ الثَّاقِبُ İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla Göğe ve Tarık’a yemin ederim, Tarık nedir, nereden bileceksin? O, delen yıldızdır.
إِنْ كُلُّ نَفْسٍ لَمَّا عَلَيْهَا حَافِظٌ Yemin ederim ki, üzerinde koruyucusu olmayan bir tek kişi yoktur. Allah Teâlâ şöyle buyurur: “O. kullarına tam hâkimdir. Üzerinize koruyucular gönderir. Birinize ölüm geldiği vakit elçilerimiz onun ruhunu alırlar, işlerini eksiksiz yaparlar. Sonra Allah’a, gerçek velilerine döndürülürler. İyi bilin ki hüküm yalnız O’nundur O, hesabı en hızlı görendir.’’ (En’am 6, 61-62) وَهُوَ الْقَاهِرُ فَوْقَ عِبَادِهِ وَيُرْسِلُ عَلَيْكُمْ حَفَظَةً حَتَّى إِذَا جَاءَ أَحَدَكُمُ الْمَوْتُ تَوَفَّتْهُ رُسُلُنَا وَهُمْ لَا يُفَرِّطُونَ ثُمَّ رُدُّوا إِلَى اللَّهِ مَوْلَاهُمُ الْحَقِّ أَلَا لَهُ الْحُكْمُ وَهُوَ أَسْرَعُ الْحَاسِبِينَ
1967 yılında İngiltere Cambridge Üniversitesi'nde Jocelly Bell düzenli ve ısrarlı bir radyo sinyali yakalar. Radyo sinyalinden kalbin vuruşları gibi düzenli vuruşlar gelmektedir. O zamanda Uzay'da böyle düzenli vuruşların kaynağı olabilecek bir gök cismi bilinmiyordu.
Bu sinyallerin, başka gezegenlerdeki akıllı yaratıklar tarafından gönderildiğine kanaat getirilir. Büyük bir heyecanla davetiyeler bastırılır, basın kuruluşlarına haber verilir ve LGM adı verilen görkemli bir seminer düzenlenir.
LGM (Little Green Men) "Küçük Yeşil Adamlar" demektir ve Evren'de akıllı yaratıklarla irtibat kurulduğunu simgelemektedir. Çok kısa bir süre sonra söz konusu sinyallerin kaynağının nötron yıldızlarının çok büyük bir hızda dönmeleri olduğu anlaşılır.
Böylece nötron yıldızlarına bir ad daha takılacaktır: "Pulsarlar” Jocelly'in buluşu uzaylılarla irtibatı sağlayamamıştır ama Pulsarların keşfini sağlamıştır. İngilizce'de "pulsate", nabız gibi vuruşları ifade eden bir kelimedir. "Pulsation" da "vuruş, titreşim" demektir. Bundan da nötron yıldızlarına takılan "Pulsar" isminin Kuran'da geçen "Tarık" yani "Vuruş" ismiyle uyumlu olduğuanlaşılmaktadır. الطارق
PULSAR’I KAVRAYABİLİR MİSİNİZ? Pulsar'ı incelediğimizde ayetin bu mucizevi yönüne de tanık olmaktayız. Pulsar'ın içinden alacağımız bir kaşık madde bir milyar ton gelmektedir. Pulsar'dan alacağımız çok ufak bir maddeyi eğer yeryüzüne bıraksak dünyamızın öbür ucuna kadar bir delik açıp çıkardı.
Dünya'da herhangi bir maddenin bir kaşığı birkaç gramı geçmez Dünya'da herhangi bir maddenin bir kaşığı birkaç gramı geçmez. Bunu düşünmek bile Pulsar'ın kavranması ne kadar güç bir yıldız olduğunu ortaya koyar. Güneş'in bir kaç misli büyük yıldızlar sıkışarak Pulsar'ı oluşturur.
Pulsar'ın çapı 1520 km'dir. Dünyamızı aynı şekilde sıkıştırsak Dünyamız 100 metre çapında bir küre olurdu. Dünyamız 24 saatte kendi etrafındaki dönüşünü tamamlar, oysa Pulsar bir saniyede defalarca kendi etrafında döner.
İnsan neden yaratıldığına bir baksın. فَلْيَنْظُرِ الْإِنْسَانُ مِمَّ خُلِقَ İnsan neden yaratıldığına bir baksın. خُلِقَ مِنْ مَاءٍ دَافِقٍ İleri itilen bir sudan yaratılmıştır. يَخْرُجُ مِنْ بَيْنِ الصُّلْبِ وَالتَّرَائِبِ O su, omurga ile göğüs kemikleri arasından çıkar
İnsan şuana kadar neden yartıldığına baktı? Ve ileri itilen suyu meni olarak yorumladı. Yaptığım incelemeler sonucunda şuana kadar yapılmış Kuran tefsirlerinde omurga ile göğüs kemikleri arasından çıkan oluşumun erlik suyu olarak yorumlanmıştır Kadının da buna benzer birşeyi olacağı düşünülmüş konuya tam açıklık getirilememiştir.
ESKİŞEHİR SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ AÇS/AP ŞUBESİ ERKEK ÜREME SİSTEMİ
Anotomik olarak kadın ve erkek üreme sistemi bel bölgesinin altındadır O halde hem kadında hem de erkekte ortak olan ve göğüs ile sırt arsından çıkan mai nedir?
İnsan ağaçsa ana dalları bir önceki slaytta gördüğümüz damarlardır İnsan ağaçsa ana dalları bir önceki slaytta gördüğümüz damarlardır..Üreme sistemi dahil insanı oluşturan tüm organ ve doku sistemlerini besler..Bu sayede insan yaşamsal fonksiyona sahip olur ve neslinin devamlılığını sağlanmış olur..
KAN DAMARLARI İnsanda dolaşım sisteminde başlıca atardamarlar, toplardamarlar ve kılcaldamarlar olmak üzere üç çesit damar bulunur.
TOPLAR DAMARLAR Vücuttan toplanan kanı kalbin kulakçığına getiren damarlardır. Akciğer toplardamarı, alt ve üst ana toplardamarları kalbe bağlanan toplardamarlardır. Akciğer toplardamarı temiz kan taşıyan tek toplardamardır.
KILCAL DAMARLAR Atardamarlar ve toplardamarlardaki iç tabakaların devamı olan tek sıralı yassı epitel dokudan meydana gelmiştir. Kan ile doku hücreleri arasındaki bütün madde (besin,gaz, ve matabolik artıklar gibi) alış-verişi kılcal damarlarla olur.
KÜÇÜK KAN DOLAŞIMI Sağ karıncıktan başlar sol kulakçıkta biter. büyük kan dolaşımı ile sağ kulakçığa dolan kirli kan, buradan sağ karıncığa geçer ve karıncıkların kasılması ile kirli kan sağ karıcıktan akciğer atardamarına pompalanır. Akciğer atardamarı kalpten çıktıktan sonra ikiye ayrılarak sağ ve sol akciğerlere kollar göderir. Akciğerlere giren bu damarlar alveollerin çeperinde kılcallara ayrılır. Burada kirli kandaki karbondiosit alveollere, alveollerdeki oksijen ise kana geçer .Temizlenen kan, Akciğer toplardamarı ile kalbin sol kulakçığına getirir.
BÜYÜK KAN DOLAŞIMI Kalp ile akciğer hariç diğer organlar arasında olur. Aort ile ana atardamar arasında olur Kalpten çıkan kan temiz kalbe dönen kan kirlidir. Temel amaç diğer sistem ve organların beslenme, solunum, boşaltım vb hayatsal olaylarının devam etmesi için ihtiyaçlarının karşılanmasıdır.
إِنَّهُ عَلَى رَجْعِهِ لَقَادِرٌ Allah ona, geri dönme gücü vermiştir (TARIK 86, 8) Kalpten ileriye doğru giden kan vucuda dağıldıktan sonra kalbe geri döner
AYETİN BAŞINDA GÖKYÜZÜNDEKİ KALPTEN BAHSEDİP DEVAMINDA İNSANDAKİ KALPTEN BAHSETMESİ KURAN MUCİZESİDİR.
يَوْمَ تُبْلَى السَّرَائِرُ Sırların ortaya döküleceği gün, فَمَا لَهُ مِنْ قُوَّةٍ وَلَا نَاصِرٍ Kişinin ne kuvveti kalır ne de yardımcısı. وَالسَّمَاءِ ذَاتِ الرَّجْعِ Geri dönme özelliğine sahip göğe, وَالْاَرْضِ ذَاتِ الصَّدْعِ Çatlama özelliğine sahip yere yemin ederim ki, اِنَّهُ لَقَوْلٌ فَصْلٌ O (Kur’an), tartışmayı bitiren sözdür. وَمَا هُوَ بِالْهَزْلِ O bir şaka değildir. (TARIK 9-10-11-12-13-14)
إِنَّهُمْ يَكِيدُونَ كَيْدًا Onlar bir oyun kuruyorlar. وَأَكِيدُ كَيْدًا Ben de oyun kuruyorum. فَمَهِّلِ الْكَافِرِينَ أَمْهِلْهُمْ رُوَيْدًا Öyleyse o kâfirlere fırsat ver. Evet, onlara biraz fırsat ver. (TARIK 86,15-16-17) Uzm.Dr. Seda SEZER