KÜRESEL ISINMANIN ETKİLERİ VE ALINACAK ÖNLEMLER
Kuraklık, sel baskınları, aşırı yağışlar, kasırgalar, susuzluk ve açlık dünya gündemindedir. Ülkemizde de son yıllarda benzer felaketler yaşanmaktadır.
Küresel ısınma, gündelik yaşamda kendini hissettiren bir olgudur. Küresel ısınma kaynaklı sorunlar, yakın ve orta gelecekte daha da artacaktır. Bu nedenle, hiç kimsenin kayıtsız kalamayacağı çok ciddi bir soruna dönüşmüştür.
Bu çalışmada şu sorulara cevaplar verilecektir: Küresel ısınma nedir? Bir sorun olarak neden önemlidir? Küresel ısınmanın yol açtığı sorunlar nelerdir? Küresel ısınmanın ülkemize etkileri nelerdir? Su sorunu ve alabileceğimiz önlemler nelerdir?
KÜRESEL ISINMA NEDİR? Doğal koşullar altında dünya ikliminin binlerce yıldır çok değişmediği, buna karşılık, doğal olmayan bir müdahale karşısında iklimin bozulduğu bilinmektedir.
İşte “küresel ısınma” denilen olgu insanoğlunun 1750’li yıllarda başlattığı sanayileşmenin ve onun yarattığı tüketim toplumunun bir sonucudur.
İnsan tarafından atmosfere verilen gazların sera etkisi yaratması sonucunda, dünya yüzeyinde sıcaklığın artmasına küresel ısınma denir. İnsanoğlu, 150 bin yılda oluşan ısı artışını (+ 1 C) 150 yılda gerçekleştirmiştir.
KÜRESEL ISINMANIN SEBEPLERİ 20. yüzyılda görülen ısı artışının en önemli sebebi, insan faaliyetleriyle üretilen çeşitli gazların, atmosferde beklenmedik ölçüde artmasıdır.
Fosil Yakıtlar Kömür Petrol Doğal Gaz İklim Değişikliği Çevresel Etkiler İnsan ve hayvanlar Toprak ve bitkiler Yer altı ve yerüstü kaynaklar
KÜRESEL ISINMANIN ETKİLERİ Buharlaşma ve yağmur miktarının artması, Yağmurun büyük kısmının sağanak şeklinde olması, Tundraların erimesi, Mercanların beyazlaması, Buzulların erimesi, Denizlerdeki ve dağlardaki buzulların küçülmesi, Denizlerdeki su seviyelerinin yükselmesi, Orman yangınlarının artması, Fırtına/kasırga/tayfun ve sel olaylarının artması, Kuraklık ve su sıkıntısının baş göstermesi.
Küresel ısınma, pek çok batılı ülke tarafından “terörizmden daha tehlikeli bir ulusal güvenlik sorunu” olarak nitelenmektedir.
Neler Oluyor? 2003 yılında son 500 yılın en sıcak yazı yaşandı (Avrupa’da 40 bin insan öldü). 2003 yılında Portekiz’de son 40 yılın en şiddetli orman yangıları görüldü. Dünya tarihinin en sıcak beş yazı son sekiz yılda yaşandı.
Neler Olacak? Buzullar daha da eriyecek, Deniz suyu seviyesi 60 cm kadar yükselecek, Temiz su kaynakları denize karışacak, Aşırı buharlaşma ve kuraklık sonucu yangınlarda artış ile göl ve ırmak sularında %20’lik azalma olacak , Bitki ve hayvan türleri yok olacak ya da azalacak, Bazı yerlerde tarımsal haşereler artacak; virüs türleri değişecek ve sıtma, malarya gibi salgın hastalıklar gelişecek, Tropikal fırtınaların sayı ve şiddetinde artış olacak, Coğrafyalar arasında büyük göç dalgalanmaları olacak
TÜRKİYE’DE KÜRESEL ISINMANIN ETKİLERİ Küresel ısınma, Türkiye’yi de hızla etkilemeye başlamıştır. AB İstatistik Kurumu’nun araştırmasına göre 2008’de Avrupa’nın en kurak 10 kentinden 6’sı ülkemizdedir. Öte yandan; sel baskınları, kuraklığa bağlı tarımsal kayıplar, kene gibi haşerelerin artışı ülkemizin gerçekleri olmuştur.
2030 yılı öngörülerine göre ülkemizde; sıcaklıklarda artış, yağış rejiminde değişimler, deniz su seviyesinin yükselmesi toprak-su içeriğinde önemli azalmalar olacaktır.
Bütün bunların sonucu olarak; Ani seller (şiddetli yağmur ve yıldırımlar), Deniz su seviyelerinin yükselmesi (kıyılarda erozyon, dere ve nehirlerin, yeraltı sularının ve alçak arazinin tuzlanması) görülecektir. Kışın yağışlar azalacak; aşırı kuraklıklar, tarım ve orman ürünlerinde önemli azalışa yol açacak.
4. Kışın yağışlar azalacak; aşırı kuraklık, tarım ve orman ürünlerinde önemli azalışa yol açacak. 5. Su kaynaklarının azalması enerji sıkıntısına yol açacak. 6. Kıyı kesimlerden iç kısımlara doğru nüfus hareketi olacak. 7. Kene, sivrisinek gibi canlılar sıkça görülecek, bunlarla sıtma ve kırım Kongo kanamalı hastalığı da artacaktır. 8. Bu süreçte beklenen en önemli sorun “su sorunu”dur.
Ülkemizde Su Sorunu Ülkemiz su zengini değildir ve yakın gelecekte su sorunu yaşayacaktır. 2008 Ağustos ayında yağışlar mevsim normallerine göre yüzde 35.3 azaldı. 2007 Ağustos ayına göre ise neredeyse yarı yarıya daha az yağmur yağdı, yağışlar yüzde 54.7 azaldı. Bugün su zengini sayılamak için yılda ortalama kişi başına 10.000 m3 su potansiyeline sahip olunmalıdır. Kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 1960'larda 4 bin metreküp iken bugün 70 milyonluk nüfusla bu miktar 1400 metreküpe düşmüştür.
TÜİK’e göre 2025:Nüfus 80 milyon/kişi başı k.b. su miktarı 1375 m3. Kuraklık ve su sorunu karşısında siyasal, toplumsal ve bireysel olarak tutum ve politika değişiklikleri gerekmektedir.
Bireysel Tutum Değişikleri Neler Olabilir? Su kullanımı konusundaki sosyal ve bireysel alışkanlıklar terkedilerek, çağdaş ve tasarruf yönelimli alışkanlıklar edinilmelidir. Bireysel anlamda su kullanımı evsel ve tarımsal amaçlı olmaktadır.
Evsel kullanımda hangi tür yöntemlerle ne kadar tasarruf yapabiliriz? Evsel Su Kullanımı Evlerde, ofislerde ya da görev yapılan yerlerdeki kullanım alışkanlıkları, su tüketiminde önemli bir yer tuttuğu bilinmektedir. Evsel kullanımda hangi tür yöntemlerle ne kadar tasarruf yapabiliriz?
Musluk açık bırakılmamalıdır Musluk açık bırakılmamalıdır. Sebze ve meyveler musluk altında değil, su dolu bir kapta yıkanmalıdır. Böylece, 4 kişilik aile yılda ortalama 18 ton su kurtarabilir. Musluklar ve sifonlar daima bakımlı tutulmalı, bozuk olanlar hemen onarılmalıdır. Saniyede bir damla akan su, yılda 3 tonluk israf demektir. Burgulu musluklar yerine aç-kapa tarzı musluklar tercih edilmelidir. Bulaşıklar elde değil, -varsa- makinede yıkanmalıdır. Bu, 4 kişilik bir ailenin yılda ortalama 26-40 ton su tasarrufu demektir. Diş fırçalarken, tıraş olurken su kapatılmalıdır. Bu şekilde harcanan su miktarı, yılda kişi başına ortalama 12 tondur.
Daha kısa duş alınmalıdır Daha kısa duş alınmalıdır. 5 dakikalık bir duş sırasında kişi başına ortalama 60 litre su harcanır. Duş süresi 1 dakika azaltırsa yaklaşık 12 ton su kurtarılır. Sifon gereksiz yere çekilmemelidir. Dört kişilik bir ailenin fertleri günde bir kez sifonu gereksiz çekerse, yılda 16 ton su harcar.
Araba yıkarken kova kullanılmalıdır Araba yıkarken kova kullanılmalıdır. Araba durulama suyu çimene akıtılmalıdır. Böylece çimler hem sulanır hem de beslenirler. Çimenler çok kısa kesilmemeli ve çimen kesikleri, nemi yerde korumak üzere koruyucu tabaka olarak kullanılmalıdır
Tarımsal Su Kullanımı Türkiye'de su kaynaklarına yönelik en fazla tüketim oranı (%70) tarımsal su kullanımındadır. Tarımda yüzde 88.5 oranında yapılan ''vahşi sulama'' sonucu suyun önemli kısmı yolda kaybolmaktadır. Buna karşılık yağmur sulama da kayıp yüzde 8.5, damla sulama da ise yalnızca yüzde 3’tür.
Tarımsal sulamada “vahşi sulama” ve çok fazla kuyu açılması en önemli iki sorundur. Harran Ovası’nda aşırı sulama ve yetersiz tesviye nedeniyle günde 450 ton toprak erozyonla kayboluyor ve aşırı tuzlanma var. Konya Kapalı Havzası'nda 50 bin kaçak kuyu var ve bu nedenle her yıl yeraltı suyu seviyesi 2-3 metre düşmektedir. Bundan dolayı Akşehir, Beyşehir, Meke, Eber ve Akgöl başta olmak üzere bir çok göl ve akarsular birer birer kurumaktadır.
Tarımsal Sulama Yöntemlerinin Değiştirilmesi Gerekmektedir Sulamada “yağmur sulama” ya da “damlama sistemiyle sulama” tercih edilmelidir.
Vahşi sulamadan yağmur sulama sistemine geçilmesiyle, su tüketimi tahminen %30, damlama sistemiyle de %50 oranında düşmektedir. Üstelik damlama sistemi, asgari oranda buharlaşmayla, bitkiye sürekli bir su kaynağı sağlayarak, verimi artırmaktadır.
SONUÇ Küresel ısınma, zannedilenden çok önemli bir sorundur. Küresel ısınmanın en önemli sonuçlarından birisi olan kuraklık ve su sorunu konusunda her yaştan, her meslekten insana kesinlikle ertelenmeyecek, savsaklanmayacak görevler düşmektedir.
Bu konuda ilk adımı, küresel ısınma ve onun etkileri konusunda bilinçlenmek ve bu konudaki öngörüleri önemsememek oluşturmaktadır. Daha sonra ise su tasarrufu konusunda önerilen çağdaş ve basit yöntemleri uygulamaya koymaktır.
Teşekkür ederim