BEYOĞLU SİNEMASI

Beyoğlu Sineması Filmcilik San. ve Tic. Ltd. Şti Beyoğlu Sineması Filmcilik San. ve Tic. Ltd. Şti. çatısı altında, sinemanın 7. sanat olduğuna inanan bizler, Türk Sineması’nın ve de Beyoğlu’nun kötü günler geçirdiği bir dönemde, 11 Aralık 1989 tarihinde Beyoğlu Sineması’nı, otuz yıldır sinemaların pasaja dönüştüğü döneme “dur” diyerek, bir pasajı, Halep Pasajı’nı sinema salonuna dönüştürerek, 30 yıl sonra tekrar salonların açılmasının ilkini gerçekleştirdik.  

Çöküntü halindeki Beyoğlu’nun tekrar canlanmasına katkıda bulunurken, aynı zamanda en büyük desteği çok az film yapılan bir süreçte Türk sinemasına verdik. Söz konusu desteği; sinemanın açılışını bir yabancı film ile değil, diğer Türk filmleri gibi gösterim şansını pek bulamayan yönetmen Şahin Kaygun’un DOLUNAY filmi ile yaptık... BEYOĞLU SİNEMASI

Böylece, o günlerde seyircisiyle sinema salonlarında buluşma şansı çok düşük olan Türk Sineması, artık halka ulaşabileceği kendi salonuna sahip olmuş oldu. Türk Sinemasının o günden bugüne gelindiğinde aldığı mesafe göz önüne alınacak olunursa, güven kazanan, değer verilen bir sanat olayının neleri başarabildiği gözler önüne serildi.

Beyoğlu Sineması, ilk sezonunda yani 1990 yılında, İstanbul Uluslararası Film Festivali’nin gösterim salonlarından biri oldu ve o günden beri aralıksız olarak bu özelliğini korudu.

Sinemanın 7. Sanat olduğunun bilincinde olarak bizler, Türkiye’de bir ilki başlatarak, 1994 yılında Avrupa Birliği çatısı altında oluşturulan Eurimages Avrupa Sineması üyeliğine kabul edildik.

siyad Açıldığından kısa bir süre sonra sinema yazarlarının görüşlerinin önemini vurgulamak ve sinema yazarlarının her yıl sezon boyunca oynatılan filmleri değerlendirerek yaptıkları seçimleri halkla buluşturmak amacıyla “Sinema Yazarlarının Seçtikleri” başlığı altında bir programı, her yıl hayata geçirdik. Bu geleneği, Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) kurulduktan sonra da “SİYAD’ın Seçtikleri” olarak sürdürdük.

Cannes Film Festivali başta olmak üzere pek çok ülkede düzenlenen film festivallerinde Türk filmleri aldığı ödüllerle, Türk sinemasını yüz akıyla temsil etmiştir ve de etmektedir. Örneğin 2003 Cannes Film Festivali’nde “En İyi Film” ve “En İyi Erkek Oyuncu” ödüllerini kazanan Uzak filminin yönetmeni Nuri Bilge Ceylan’ı, ilk kez Kasaba filmi ile kitlelerle buluşturan Beyoğlu Sineması olmuştur.

Dünyaca önemsenen, kendine özgü sinemasıyla ulusal ve uluslararası sinema dünyasında hak ettiği yeri alan, yönetmen Zeki Demirkubuz’un C Blok, Masumiyet, 3. Sayfa, Kader gibi tüm filmleri Beyoğlu Sineması’nda gösterilmiştir.

Programlarını yabancı filmcilerle yapan sinema salonları, Türk filmlerini, -örneğin Ümit Ünal’ın “9” adlı filmi- yabancı film dağıtıcılarının ticarî politikalarındaki tekelci anlayış ve salonların gişe endişesi yüzünden programlarına almıyorlardı. Onların “fast food” yaşam tarzını özellikle gençliğe empoze etmeye çalışmalarına karşın, bizler Beyoğlu Sineması olarak bu filmlere sahip çıktık. Arjantin’den Çin’e, Kanada’dan Avustralya’ya kadar, Dünya sinemasının farklı kültürlerinden örnekler sunarak program yapmaya çalıştık.

Her yaz sezonunda “Yaz Şenliği” şeklinde, tüm sezon boyunca oynayıp, bir nedenle izlenemeyen veya tekrar izlenmek istenen filmleri, her gün bir film oynatarak gelenekselleştirdiğimiz Film Şenlikleri programının kapsamında seyirciyle buluşturduk.

Beyoğlu Sineması, İKSV’nin her Ekim ayında düzenlediği FİLM EKİMİ programını gösteren sinemalardan biridir.

Dolby stereo ses sistemi ile açtığımız Beyoğlu Sineması’nın ses düzenini teknolojik gelişmeleri takip ederek dolby-digital yaptık. Türkiye’de sinema salonları, kumaş koltukla ilk defa Beyoğlu Sineması ile tanıştı. “Film başladıktan sonra seyirci alınmaz”, “Film oynarken ses çıkaran yiyecekler yenilmemesi” konularında seyirciyi uyaran ibareler kullandık ve hâlâ uyguluyoruz. Salona giriş kapılarına tek ve çift yazısı yerine resimli “Hıtchcok” ve “Şarlo” ibarelerini kullanarak kitlelere sinema için yönetmenin ne denli önemli olduğunu vurgulamaya çalıştık.

Telefon rehberinden, özellikle alt gelir grubu kadınlarını seçerek, adreslerine her hafta yanda örneği görülen, yüzlerce sinema davetiyesini postaladık. Böylece önemsenmeyen, dışlanan alt gelir grubundaki kadın seyirciyi ilk defa sinemada film izlettirerek ve sinemanın 7. Sanat olduğunu pratikte göstererek, ayaklarına giderek anlatmaya çalıştık.

Söyleşi resmi Ayrıca sinemanın özellikle ilk açıldığı yıllarda, Beyoğlu Sineması’nın 200 kişiyi alabilen kafesinde “Sinema Sohbetleri” geleneğini başlattık. Oynadığımız filmin yönetmenini, oyuncusunu, senaristini, film eleştirmenleri ve seyirci ile bir araya getirip bir nevi okul görevini üstlendik.

Yıl boyunca yerli ve yabancı çeşitli kurum ve kuruluşlarla ortaklaşa Film Galaları düzenledik.

Son yıllarda, sağlıklı yaşamın vazgeçilmez unsuru olan hareketi, eğlence ile birleştirerek; Beyoğlu Sineması kafesini, 2007 Nisan’ından beri her Pazar akşam saat 18:00’den itibaren tango, sirtaki ve latin danslarının oynandığı vazgeçilmez bir mekan olarak dans severlerin kullanımına sunduk. Böylece ilk defa görülmeyen duvarlarla sınırlandırılmış dans etkinliğini halkın ayağına, sokağa taşıdık.

Dans etkinliklerimiz, 14 Nisan 2007 tarihli Akşam Gazetesi’nde; “Pasajda Halka Açık Tango Dersleri” Film çıkışı fuayede, masalar arasında dans eden insanlar görürseniz şaşırmayın! Bir süredir her Pazar, dans tutkunları Beyoğlu Sineması’nda buluşup tango yapıyor. Aşkın Ve Tutkunun Dansı Halka Açıldı “… Sinema çıkışında durup bir göz atanlar, kendini dansın heyecanına kaptıranlar, beğenip alkışlayanlar başka yerde pek rastlanmayacak bir atmosfer yaratıyor. İçinizdeki tutkuyu dizginlemeyin.” şeklinde sunulmaktadır

Yılgınlığa kapılmadan her türlü maddi sıkıntıları göğüsleyerek Birbirinden değerli yüzlerce nitelikli filmin halka ulaşmasına, kitlelerin 7. Sanatı algılamasına aracılık ettik. Pek çok Türk filminin, her türlü gişe endişesinden uzak, kitlelere ulaşmasına aracılık ettik ve bunu sürdürmek istiyoruz.

29 Kasım 2002 tarihinde ilk defa “en iyi sinema salonları” seçimini gündeme getiren Hürriyet Gazetesi’nin jüri üyeleri şunlardı:  SEVİN OKYAY – Radikal Gazetesi Sinema Yazarı HINCAL ULUÇ – Sabah Gazetesi Yazarı ALİN TAŞCIYAN – Milliyet Gazetesi Sinema Yazarı ATİLLA DORSAY – Sabah Gazetesi Sinema Yazarı FATİH ÖZGÜVEN – Radikal Gazetesi Sinema Yazarı SUNGU ÇAPAN – Cumhuriyet Gazetesi Sinema Yazarı MEHMET AÇAR – Sinema Dergisi Genel Yayın Yönetmeni RASİH YILMAZ – Zaman Gazetesi Sinema Yazarı MEHMET SOYARSLAN – Özen Film Sahibi – Movie Dergisi Yazarı Tüm bu isimlerden oluşan jüri üyelerinin seçimi sonucu, Beyoğlu Sineması tüm Türkiye’de ilk 10’a girmeye layık bulunmuştur.

SUMRU YAVRUCAK – Tiyatro ve Sinema Sanatçısı 15 Eylül 2006’da Sabah Gazetesi’nin açtığı Sinema Keyfinin Kare As’ı seçiminde jüri üyeleri şunlardı:   HÜLYA UÇANSU – 25 yıl Uluslar arası İstanbul Film Festivali’nin yöneticiliği yaptı SUMRU YAVRUCAK – Tiyatro ve Sinema Sanatçısı ÜMİT ÜNAL – Senarist ve Yönetmen CEYDA DÜVENCİ – Tiyatro ve Sinema Sanatçısı Bu jüri tarafından, Beyoğlu Sineması bu kez ilk 3’e girmeyi başarmıştır.

ATİLLA DORSAY – Sabah Gazetesi Sinema Yazarı ALİ POYRAZOĞLU – Oyuncu 6 Temmuz 2007’de Sabah Gazetesi’nin gelenekselleştirdiği Sinemaların Kare As’ı düzenlemesinde; ATİLLA DORSAY – Sabah Gazetesi Sinema Yazarı ALİ POYRAZOĞLU – Oyuncu HÜLYA UÇANSU – İKSV Uluslararası İstanbul Film Festivali eski yöneticisi ALİ ULVİ UYANIK – Sinema Yazarı SEVİN OKYAY – Sinema Yazarı CEM ALTINSAY – Sinema Yazarı HÜLYA KOÇYİĞİT – Sinema Oyuncusu FEHMİ YAŞAR – Yönetmen ve Senarist MEHMET ALTIOKLAR – Yapımcı LALE MANSUR – Sinema Oyuncusu şeklinde oluşturulan jüri tarafından, ilk 4’ün içine seçilmiştir.

Alin Taşçıyan, ‘Beyoğlu Sineması kapanmamalı’ başlıklı 12 Nisan 2008 tarihli yazısını şöyle bitiriyor: ‘… Ne özel sektörün ne devletin ve belediyelerin el uzattığı Beyoğlu Sinemaları, bağımsızlıklarını yitirmeden yenilenmeli. Yoksa ne pespaye gişe komedileri haricinde bir tek Türk filmi izleyebileceğimiz ne de ABD dışında bir ülke yapımını. Meydan kovboylara kalacak, Kızılderililer yok olacak.’