إنَّ الذين آمَنُوا وعَمِلُوا الصّاَلِحاَتِ واَقاَمُوا الصَّلَوةَ وآتُوا الزَّكاَةَ لَهُمْ اَجْرُهُمْ عِنْدَ رَبِهِمْ وَلاَ خَوْفٌ عليهم وَلاَهُمْ يَحْزَنُونَ بسم الله الرحمن الرحيم İman edip yararlı işler yapanlar ve namaz kılıp zekat verenlerin mükafatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. Bakara suresi : 277
‘’ Amel, iradeye dayalı iş, davranış ve eylem, Salih Amel ise, niyete ve iradeye bağlı olarak yapılan bilinçli fiil ve hayırlı iş demektir. ‘’ Yapıldığı zaman sevap kazanılan, Allah (c.c) ve Peygamberin emir ve yasaklarına uygun her amel Salih ameldir.
Bir amelin Salih amel olabilmesi için ; 1- Salih ameli yapanın Müslüman olması, 2- Salih ameli imanın gereği olarak yapması, 3- Kur’an’a ve Sünnete uygun olması, 4- Tam bir ihlas veya iyi bir niyetle yapılması gerekir.
Kur’an’a göre Salih amel ? Allah rızasına uygun olan her türlü söz, fiil, ibadet ve iyiliklerin hepsi ‘’ SALİH AMEL ‘’ dir. Namaz, oruç, zekat ve hac gibi temel ibadetlerin yapılması Salih Amel olduğu gibi iyiliği emretmek, kötülükten men etmek, sosyal yardımlaşma ve benzeri Kur’an’a uygun olan her türlü iş ve davranış Salih Ameldir.
İman ve Salih Amel İlişkisi : Sözlükte tasdik etmek anlamına gelen ‘’İMAN ‘’, Allah’ın varlığını ve birliğini, Hz. Muhammed’in peygamberliğine ve Kur’an’ın hak kitap olduğuna kesin olarak inanmak, bunları tasdik etmek demektir. İman, kalbin amelidir. Çünkü imanın yeri kalptir.
Salih amel, Kuran’da, iman anlamında, küfür kelimesinin zıddı olarak kullanılmaktadır. Allah (c.c) şöyle buyurur: وَمَنْ كَفَرَ فَعَلَيْهِ كُفْرُهُ وَمَنْ عَمِلَ صاَلِحاً فَلأَنْفُسِهِمْ يَمْهَدُونَ ‘’ Kim inkar ederse, inkarı kendi aleyhinedir. Kim de yararlı bir iş yaparsa, kendileri için cennetteki yerlerini hazırlamış olurlar. ‘’ Rum suresi: 44
Amelin Kabulü için İman Gereklidir : Bir amelin Salih olabilmesi için ameli işleyen kimsenin Mü’min olması, şirk ve gösterişten uzak durması, iyi bir niyet ve ihlasla yapması ve amelin İslam’ın prensipleri ile çatışmaması gerekir. İnanmayan bir insanın güzel, faydalı işleri Salih Amel kapsamında değerlendirilmez. Çünkü, amelin sihhati için imanın gerekli olduğunu Kitabımız şöyle haber veriyor :
وَمَنْ يَكْفُرْ باِالإيماَنِ فَقَدْ حَبِطَ َ عَمَلُهُ ‘’ Kim iman esaslarını inkar ederse, o kimsenin ameli boşa gider. ‘’ Maide suresi: 5 Allah (c.c) inkar edenlerin amellerini fırtınalı bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu küle ve seraba benzetmektedir:
مَثَلُ الذين كَفَرُوا بِرَبِّهِمْ أعْماَلُهُمْ كَرَماَدٍ اشْتَدَّتْ بِهِ الرِّيحُ فى يَوْمٍ عاَصِفٍ لا يَقْدِرُونَ مِمّاَ كَسَبُوا على شَيٌءٍ ذَلِكَ هُوَ الضّلاَلُ الْبَعِيدُ Allah’ı inkar edenlerin durumu şudur: Onların işleri, fırtınalı bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu küle benzer. Dünyada kazandıkları hiçbir şeyin ahirette yararını görmezler. İşte bu derin sapıklıktır. İbrahim suresi: 18
Salih Amel İmanı Besler : Allah insanı başıboş yaratmadığı gibi başıboş da bırakmamıştır. Onu bir takım ibadetlerle yükümlü kılmıştır. Hayatı ve ölümü bir sınav olarak yaratmıştır. İnsanın bu sınavda başarılı olabilmesi iman ile birlikte Salih amelleri işlemesine bağlıdır. İmanın korunması ve kalpte kökleşmesi için amel gereklidir. Çünkü düşünce alanından eylem ve hareket alanına çıkamamış olan iman, meyvesiz ağaca benzer.
Kalpte var olan iman ışığının hiç sönmeden parlaması, giderek gücünü arttırması Salih Amellerle mümkün olur. Salih Ameller, samimi bir imanın göstergesidir. Salih Ameller, İmanımızın güçlenmesini ve ahlaken olgunlaşmamızı sağlar. İbadetlerle beslenen iman ağacının meyvesi güzel ahlaktır. İbadete devam eden kimsenin kalbinde iman nuru parlar, Allah korkusu ve sorumluluk duygusu gelişir.
İbadetlerin faydası, var olan imanı koruması ve geliştirmesidir. Bir takım kimselerin ‘’ Önemli olan kalp temizliğidir, ibadetler önemli değildir.’’ şeklindeki yaklaşımları İslami değildir. Mü’min böyle bir düşünceye asla sahip olamaz. Salih Amelleri işlemek, kişinin kalbindeki Allah sevgisinin büyüklüğüne bağlıdır. Çünkü bir insan Allah’ı ne kadar severse o kadar O’nun rızasını gözetir ve Allah’ın sevgisini kaybetmekten korkar.
Yüce Allah’ın cennette yüksek derecelere nail olmayı imanla beraber amele bağlamış ve bu konuda şöyle buyurmuştur: وَمَنْ يَأْتِهِ مُؤْمِناً قَدْ عَمِلَ الصّاَلِحاَتِ فَأُولَئِكَ لَهُمُ الدَّرَجاَتُ الْعُلىَ ‘’ Kim de O’na Salih ameller işlemiş bir Mü’min olarak gelirse, işte onlar için yüksek dereceler vardır.’’ Ta-ha suresi: 75
وَبَشِرِ الذين آمنوا وعَمِلُوا الصّاَلِحاَتِ أنَّ لَهُمْ جَنّاَتٍ تَجْرِى مِنْ تَحْتِهاَ الأنْهاَرُ ‘’ İnanan ve Salih amelleri işleyenleri, altlarından nehirler akan cennetlerle müjdele…… ‘’ Bakara suresi: 25
Bir başka ayette Yüce Allah, dünya nimetleri içerisinde insanın en çok değer verdiği iki nimete dikkat çekmekte ve bu nimetlerin hayatın süsü, ziyneti olduğunu ve bu iki nimetin de dünya ile birlikte yok olacağını ve ahirete gidecek olanın yalnızca iman ile birlikte Salih amel olacağını şöyle beyan buyurmaktadır :
ألماَلُ وَالبَنُونَ زِينَةُ الحَياَةِ الدُّنْياَ والباَقِياَتُ الصّاَلِحاَتُ خَيْرٌ عِنْدَ رَبِّكَ ثَواَباً وَخَيْرٌ أَمَلاً ‘’ Mal ve oğullar, dünya hayatının süsüdür. Baki kalacak olan iyi ameller ise, Allah katında, sevapça da hayırlıdır, ümit yönünden de daha hayırlıdır. ‘’ Kehf suresi: 46
Hadislerde İman ve Salih Amel : Peygamberimiz (s.a.v) mealen : ‘’ Üç haslet vardır ki, bunlar kimde bulunursa, imanın tadını tadar: Allah ve Resulünü her şeyden fazla sevmek, Sevdiğini Allah için sevmek, Allah kendisini küfürden kurtardıktan sonra, tekrar küfre dönmeyi ateşe atılmak gibi çirkin ve tehlikeli görmek, asla istememek.’’
Yine peygamberimiz (s.a.v) mealen : ‘’ İman yetmiş veya altmış şubedir. En yükseği ‘ Allah başka İlah yoktur ‘ demek, en aşağısı ise, yoldan eziyet veren şeyleri kaldırmaktır. Utanmak ta İmanın bir şubesidir. ‘’
Salih Amel - Niyet İlişkisi : Bir ameli salih kılan şey, onun arkasındaki niyettir. Bu nedenle, bir amelin salih olması, imana bitişik olup şirk ve riyadan uzak, iyi bir niyet ve ihlasla yapılması, amelin İslam’a uygun olması, sırf Allah rızası gözetilerek yapılmış olması gere kir.
Kul Salih ameli işlerken, niyeti düzgün olmalıdır. Zira Ameller ve İbadetler sadece Allah rızası için yapılır. Allah rızası dışında başka bir amaçla ibadet yapılamaz. Dünyevi bir çıkar sağlamak veya toplum nezdinde itibar kazanmak gibi, ibadetin ruhuna aykırı niyet ve amaçlarla ibadet etmek, büyük günahlardan kabul edilmiştir.
Kur’an’da; Mü’minler, yaptıkları salih amellerde Allah’ın rızasına uymakla, kafirler ise, Allah’ın gazabına dönmekle nitelenmiştir: أَفَمَنِ اتَّبَعَ رِضْواَنَ اللهِ كَمَنْ باَءَبِسَخَطٍ مِنَ اللهِ وَمَأْواَهُ جَهَنَمُ وَبِئْسَ المَصيرُ ‘’ Hiç Allah’ın rızasına uyan (Mü’min) kimse, Allah’ın gazabına uğrayan ve yeri cehennem olan (kafir) kimse gibi olur mu? Al-i İmran suresi :162
Konumuza Kur’an daki bir dua ile son verelim : وَقاَلَ رَبِّ أوْزِعْنِى أنْ أشْكُرَ نِعْمَتَكَ التى أنْعَمْتَ عَلَىَّ وعلى واَلِدَىَّ وَأنْ أعْمَلَ صاَلِحاً تَرْضاَهُ وَأدْخِلْنىِ بِرَحْمَتِكَ فى عِباَدِكَ الصّاَلِحِينَ ‘’ Rabbim! bana ve ana-babama lütfettiğin nimete şükretmemi ve senin razı olduğun salih ameller işlememi bana nasip eyle ve beni rahmetinle salih kullarının arasına dahil eyle. ‘’ Neml suresi: 19
HAZIRLAYAN Rafet ALTUNCU Kazlıçeşme Fatih Camii İmam-Hatibi ZEYTİNBURNU