جَعَلَ لَكُم مِّنْ أَنفُسِكُمْ أَزْوَاجًا… ŞURA-11. Ayet جَعَلَ لَكُم مِّنْ أَنفُسِكُمْ أَزْوَاجًا… وَمِنَ الْأَنْعَامِ أَزْوَاجًا … يَذْرَؤُكُمْ فِيهِ لَيْسَ كَمِثْلِهِ شَيْءٌ O, gökleri ve yeri yaratandır. …size kendinizden eşler (çiftler?) yaptı , …ve hayvanlardan eşler (çiftler?) …Bu sûretle sizi yayıyor. O’nun misli gibi şey yoktur (tasavvur edilemez, bir teki aranmaz !!!, fakat…) …. Ve o işitir ve görür. AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
…bu sûretle sizi yayıyor… __ … يَذْرَؤُكُمْ فِيهِ … Şura süresinin 11. ayetinin bu kısmı da ikili anlam bildirir gözüküyor. …bu sûretle sizi yayıyor… __ … يَذْرَؤُكُمْ فِيهِ … Burada ise herşeyi hakkıyla bilen ALLAH insanların kendilerinin ve hayvanların çiftler halinde yaratıldığını bildirirken, aslında yine bu ikili hususiyeti vurgulamış olabilir. Fotoğraftan da görürdüğümüz gibi insanın ana karnında ilk oluşum evresiyle bir bitkinin oluşum evresi aynı. Ayetteki anlamdan erkek ve dişilikten kaynaklı bir çoğalma veya üreme anlaşılıyor olabilse de aslında vurgulanan ikinci bir anlamda olabilir. Bu da şudur. Yeni doğan bir bitkinin ilk evresi ikili/ çift taraflı ilk yapraktır. Toprakla olan bağını (göbek bağı olsun) ise bitkinin henüz çok taze olan gövdesi oluştursun… diğer iki geçici yaprakımsı şeylerde koruma zarı olsun. Bundan sonra yeni bir yaprak (bebek) doğar ve sonra yenisi ikili ikili bir şekilde yükselir, zamanla gövde sağlamlaşır yeni dallar (soylar) oluşur fakat uç noktalarda yeni doğan bebek yapraklar hep böyle ikili çift taralı özelliğiyle doğar ve devamlılık veya yayılma bu şekilde sağlanır. Ve bütün bunları geriye doğru sardığınızda ise yine o birinci yaprağa ulaşırsınız. İşte insan da bu ikili çift taraflı olma özelliğiyle doğar ve yayılır. Yani her anne çift tarafı olan bir bebek dünyaya getirir. Bu ayette şöylede bir durum vardır. Madem insan veya diğer canlılarda… böyle çift bulunma durumu vardır. Allah (Allah tektir ve ortağı yoktur) tektir denilmekle böyle çifti olmayan mıdır? Düşüncesine kapılmamak için ‘…onun bir misli yoktur’ aklınızda misal getirmeyin, şekillendirmeyin anlamında bir yönlendirme de vardır gözüküyor. AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
…يَذْرَؤُكُمْ فِيهِ… …bu sûretle sizi yayıyor… AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
Bütün bu hayvanlar çifttir. Bir ön görüş; ‘ iki gözü olan her canlı çifttir. Çift taraflıdır. sağ tek sol tek AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
Evet işte böyle, bu resmin çift cinsiyete sahip bir istakoz olduğu söyleniyor. Farkettiğimiz gibi boylu boyuna ikiye ayrılmış. Bunun gibi yine böyle ikili cinsiyete sahip yarım horoz yarım (yarısı) tavuk resimleri de vardır. Böyleyse demek ki canlılarda böyle boyuna ortadan ikiye ayrılma durumu söz konusu. Peki bu nasıl oldu?, Canlılarda ikili olmak konusunda ayrıca bir programlama mı var? Ne niçin tek değilde çift? Yani, biz bir taraftan sebeplere bağlı, yani anneli babalı üreme şekline göre tabiyatı gözlemlerken, bir diğer tarafta bütün bu resimlerde gözlemleyemediğimiz başka bir gerçek mi var? Canlılarda; yürüyen, sürünen, uçan, yüzen… canlılarda çift veya ikili hususiyetin bulunması, canlının dengeyi sağlayıp hareketini gerçekleştir- mesini sağlamak, bu tarafların birbirleriyle simetrik olması ise harekette aksaklık olmaması, canlının biçimli hareketetmesi veya kıvraklığı içindir. Peki, diğer her şey mesela şimşek. Şöyle, gece şiddetli bir yağmura yakalanmış birinin bu zifiri karanlıkta yolunu bulabilmesi için kısa süreli aydınlatma amacı olabilmez mi? Yani, şimşek olayının fizik olarak bir sebebi vardır elbette fakat işin esası amaçlanan şeydir. Yine güneşin aydınlatma amacı, ayın günleri hesap yapmak, için... Olması gibi.Kaynak: AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR Horoz Tavuk
Bitkiler, yaprakları ve hayvanlar arasında (çift olma bakımından) alaka olan geçişler Ya da şöyle; Bitkiler, hayvanlar, binekler (gemi, uçak araba…) ve insan, v.s varlıkların en paydaş oldukları durumları ikili olmaları, varlık sahnesinde çift bulunmalarıdır. AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
Resimleri gördük. Evet bu resimlerde iki özellikten bahsedilebilir Resimleri gördük. Evet bu resimlerde iki özellikten bahsedilebilir. Birincisi amaçlanan kare, ikincisi canlıların çift/ ikili/ iki taraflı yapıldığına işaret. Amaçlanan kare demekle tabiyatta kamuflasyon olayını kastedelim. Kamuflasyon deyip geçiyoruz fakat bu çok basit bir geçiştir. Yani, hayvandan bitkiye geçiş nasıl oldu. Tabii ki bunların canlıların genetik özelliklerinden kaynaklı olduğu söylenebilir. Peki neden bir arada bulunuyorlar. Buradan bazı hayvan veya bitkiler için kendilerini geliştirdiler, biri kendine diş yaptı, diğeri boynuz taktı, öbürü pençe aldı… gibi bir mantık yürütülemez. Çünkü bunun için bilinç gerekir. Bilinçli bir durumda bir canlı aynı anda boynuzlar, pençeler, dişler, zehirler, iğneler… veya buradaki gibi bir yaprağa, bir çalıya benzetebilir kendini. Yani işin burasını kamuflasyon deyip geçiştirmek olmaz. İkincisi canlıların yine ikili, çift, çift taraflı olma husuiyeti. Bir bitkiyle bir hayvanın ve insanın ve cansız varlıklar; gemi, araba… gibi şeylerin en paydaş oldukları şeyin varlık sahnesinde çift taraflı (zevc halinde) olmalarıdır. Yani yukarıdaki resimlerde yaprak ve hayvanın ortak noktası çiftli/ ikili halde bulunmalarıdır. AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
LOKMAN SURESİ, 10. AYET خَلَقَ السَّمَاوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ تَرَوْنَهَا وَأَلْقَى فِي الْأَرْضِ رَوَاسِيَ أَن تَمِيدَ بِكُمْ وَبَثَّ فِيهَا مِن كُلِّ دَابَّةٍ وَأَنزَلْنَا مِنَ السَّمَاء مَاء فَأَنبَتْنَا فِيهَا مِن كُلِّ زَوْجٍ كَرِيمٍ ﴿١٠﴾ …her güzel çiftten… KAF SURESİ, 7. AYET وَالْأَرْضَ مَدَدْنَاهَا وَأَلْقَيْنَا فِيهَا رَوَاسِيَ وَأَنبَتْنَا فِيهَا مِن كُلِّ زَوْجٍ بَهِيجٍ ﴿٧﴾ …her çekici/ parlak çiften… AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
Bitişik/ yapışık ikili husuiyet; Yüz ve gögüs ve karın bölgesi Ayırma çizgisi Bitişik/ yapışık ikili husuiyet; Yüz ve gögüs ve karın bölgesi Ayrık ikili husuiyet; Eller kollar, ayaklar ve bacaklardır. AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
işlenmemiş işlenmiş hamur çamur Hüd-51 يَا قَوْمِ لَٓا اَسْـَٔلُكُمْ عَلَيْهِ اَجْراًۜ اِنْ اَجْرِيَ اِلَّا عَلَى الَّذ۪ي فَطَرَن۪يۜ اَفَلَا تَعْقِلُونَ ﴿٥١﴾ Ey kavmim! Bunun karşılığında ben sizden bir ücret istemiyorum; benim hizmetimin karşılığı ancak beni yaratan’a aittir. Hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz? فَطَر_ Yardı, ayırdı… AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
Evet resimleri gördük. İnsanın bedenine, bedenin dıştan resimine bakıyoruz. Ve görüyoruz ki ki insan sağ ve sol beden olarak iki kısıma ayrılıyor. Sağ bedenin organlarıyla sol bedenin organları birbirinin aynının zıttı. Ve her organdan iki tane ve herbiri ayırma çizgisinden eşit mesafede uzakta. Bir insana iki yanından da bakarsan aynı insanın bir diğer zıttını görürüz. Eller kollar bilekler hep birbirinin zıttı ve hep çift veya ikili. Sanki kopyala ters çevir yapıştır. Yani sağ beden sol bedenin veya sol beden sağ bedenin kopyası. Veya arkalı önlü bir resim. Sanki bir terzinin beden elbisesini hazırlarken yapmış olduğu kesim işleri. Her parçadan iki tane. Ve sağ veya sol bedende olmadık yerde fazladan herhangi bir organ yok. Diğer taraftan tek bulunan organlar; burun, dudak, göbek deliği… tam da ayırma çizgisine ortalanır. Yani her şey tek doğru üzerinden ortalanmış. İşte eller, kollar… bir düzlem üzerinde açılmış bir kelebek gibi veya bir yaprak… ve ayrılmış. Ayrık olmayan göğüs kısmı da yine bir yaprak gibi fakat ayrık değil. Ve bütün organlar önde. Bedenin arka kısmı organsız ve sadece dolgu amaçlı gibi. Kör bölge. Ve eller, kollar…, önden değilde arkada üst üste gelir eğer gövdeyi veya göğsü boyuna ortadan katlayıp açarsın sanki bir şablon gibi. Bir koyun veya ayı veya tilki…., postu boyuna katlarsan herşey üst üste. Bir yaprak gibi. Fasulye yaprağı olsun katlarsın, ısırır diş izi bırakır geri açarsın aynı izden ikili… Şahit değiliz ya! Kopya veya kopyalama, nasıl oldu acaba aslını kopya veya aslından tersi bir kalıp mı? Bilemeyiz. Şahit değiliz. İşte bunun gibi ilk olma, evet bunun gibi ilk yaratılış böyle tersini kopyalama veya şablon veya kalıp mı ? Bilemeyiz. Fakat anladığımız bir şey varki o da herşeyden çiftli ikili oluşu. AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
Ve işte bir deri (hayvan derisi/ hayvan kıyafeti), ortasından ayırma çizgisi ve her bir uçtan iki tane… Katlanıp kesilip açıl- mış gibi. Sanki bir kumaş ve terzisi. Ve bu Kıyafetin içinin dolu olması… ‘Ey bizim yüce Rabbimiz! Doğru yola erdirdikten sonra kalplerimizi yanlışa saptırma, yüce katından bize rahmet bağışla. Şüphesiz sonsuz lütuf sahibi olan ancak Sensin.’” (Âl-i İmran, 3/7 ve 8) AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
TAHA -- 131 وَلَا تَمُدَّنَّ عَيْنَيْكَ إِلَى مَا مَتَّعْنَا بِهِ أَزْوَاجًا مِّنْهُمْ زَهْرَةَ الْحَيَاةِ الدُّنيَا لِنَفْتِنَهُمْ فِيهِ وَرِزْقُ رَبِّكَ خَيْرٌ وَأَبْقَى ﴿١٣١﴾ Rabbinin rızkı hayırlıdır ve bakidir / fitne kıldık / dünya hayatının süzleri / onlardan çiftler halinde maddelendirdik / gözlerini dikme. Kendilerinde fitne olan, çiftler halinde maddelendirdiğimiz, dünya hayatının süslü şeylerine gözlerini dikme. Rabbinin rızkı hayırlı ve kalıcıdır. مَنْ كَانَ يُر۪يدُ حَرْثَ الْاٰخِرَةِ نَزِدْ لَهُ ف۪ي حَرْثِه۪ۚ وَمَنْ كَانَ يُر۪يدُ حَرْثَ الدُّنْيَا نُؤْتِه۪ مِنْهَا وَمَا لَهُ فِي الْاٰخِرَةِ مِنْ نَص۪يبٍ ﴿٢٠﴾ 20. Kim ahiret kazancını istiyorsa, onun kazancını arttırırız. Kim de dünya kârını istiyorsa ona da dünyadan bir şeyler veririz. Fakat onun ahirette bir nasibi olmaz. Şüra -20 AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
Vakia, 7 وَكُنتُمْ أَزْوَاجًا ثَلَاثَةً ﴿٧﴾ فَكَانَتْ هَبَاء مُّنبَثًّا ﴿٦﴾ وَبُسَّتِ الْجِبَالُ بَسًّا ﴿٥﴾ … yer sarsıldıkça sarsıldığında … dağlar parçalanmış dağılmış (5) … böylece dağılmış unufak olmuş (6) … ve siz(de) üç eş (çift) olmuşsunuz. (7) ___( yani, belki; ‘ayetin gelişine göre’ … ‘parçalarınıza ayrılmışsınız’ ) Not; Şu ana kadar geldiğimiz yere göre bu ayetler de ikili hususiyete sahip görünüyor. Şöyle, yer sürekli sarsılır, sarsıldığında dağlar kırılıp ufalanır, insanlarda bu sarsıntıyla (eklem yerlerinden bölünüp) parçalarına ayrılır. Bunların üç çift parça olması üç sayısının çokluk bildirmesi de olabilir, yani çok parçaya ayrılır, ya da belki, üçlü takım halinde bulunan (parmaklar hariç veya kendi içinde dahil) kollar ve bacakların eklemlerine ayrılması da… Evet buraya kadar anatomik veya fiziksel bilgi verilir. Sağ tarafın ashabı/ elemanları/ üyeleri derken ve hem ‘…ama ne üyeler !’ derken bir gönderme buraya (anatomik yapıya/ organlara) vurgu olabilir. Çünkü ayetin gelişi insanın da bu sarsıntının etkilerinden geri kalmayacağını gösteriyor. Fakat diğer taraftan sonrasından gelecek hakiki anlamın temelleri de atılıyordur. Ve ‘eshabül meymeneh’ demekle sağdakiler (sağcılar), ve ‘eshabül meşemeh’ soldakiler (solcular), ve ‘sabikun’ öndekiler (öne atılanlar/ gönüllüler) ki bunlar yaklaşmışlardır. Gibi, bundan sonra ayetler tamamen hakiki anlam bildirirler. AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
çifter) olmuşsunuzdur. İşte bunlar; …Yer sarsılırda sarsılır (2), dağlar parçalndı da parçalandı(3) Öyleki tuz buz oldular(4), ve sizde (bunun gibi parçalarınıza ayrılmış, artık…) üç çift (veya üçlü çifter) olmuşsunuzdur. İşte bunlar; Sağ elin ashabı ( üyeleri üzuvları) … ama ne sağ elin ashabı değil mi! Sol elin ashabı ( üyeleri/ üzüvları) _________________ _ … ama ne sol elin ashabı değil mi! 1. çift 2. çift 3. çift Ve öndekiler ki öndekiler ??? ??? ??? ??? ??? … onlar yakınlaşık/ bitişiktirler (kalarak koparlar). Yani sonuç olarak, ‘Vakia’ suresinin ilk 11 ayetinin gerçek (fizik/anatomik) anlamını ele aldığımızda, O vaka (hadise/ olay) zamanı yer öyle bir sarsılırki dağlar ve belki herşey paramparça olur. Ve insanda bu parçalanmadan geri kalmaz ve vücudunun üzüvları en zayıf yerleri olan eklemlerinden kopar. Yani, kollar bacakllar ve belki kafası ve belki başka yerleri ki bunlarda bitişik çiftler halindedirler, kopup etrafa saçılır. Biz buraya kadar olan kısıma, bir affımızı istemekle beraber, ayetlerin arkasında saklanmış anlamlar diyelim. Çünkü söz, Rabbimizindir. Bundan sonrasında gerçek anlam yerini temsili veya mecaz anlama zemini hazırlamış bir şekilde bırakır. Ve sağcılar, solcular, ve Allah diye öne atılan öncüler akıncılar. Ve belki bu duruma ‘ezvac_ çiftler’ ile başlangıç verilmesi; Bak! Ey sol tarafta kalan veya sağ tarafta kalan kendine bak ve o Allah yolunda ileri atılanlar! Kendinize bakın bindikleriniz ve belki sürdüklerinizi, sizi ve bütün her şeyi çiftler halinde yaptık. Bakın ve görün! Ve sen soldaki kendine gel ve hesabını iyi yap! ve kork artık! Ve sen sağdaki artık güven. Ve ey öncüler buradayız ve sizi görüyoruz. Hayatın fiziki gerçeği sizi nasıl yarattığımız, anlamı ise sizi ne için yarattığımızdır. AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
أُوْلَئِكَ الْمُقَرَّبُونَ ﴿١١﴾ Vakia Suresi Anlam 1 Anlam 2 إِذَا وَقَعَتِ الْوَاقِعَةُ ﴿١﴾ Vakia (olay) vak’a olduğunda لَيْسَ لِوَقْعَتِهَا كَاذِبَةٌ ﴿٢﴾ Yoktur onun vuku bulmasını yalanlayan خَافِضَةٌ رَّافِعَةٌ ﴿٣﴾ Hoplatıp zıplatır إِذَا رُجَّتِ الْأَرْضُ رَجًّا ﴿٤﴾ Yer yarsıldıkça sarsıldığında وَبُسَّتِ الْجِبَالُ بَسًّا ﴿٥﴾ Ve dağlar parçalanıp parçalandı فَكَانَتْ هَبَاء مُّنبَثًّا ﴿٦﴾ Böyleki dağılıp tuz buz oldular وَكُنتُمْ أَزْوَاجًا ثَلَاثَةً ﴿٧﴾ Ve sizde üç çiftler olmuştursunuz. ( üçlük parçalarınıza ayrılmışsınız) ( tıpkı fırkalarınıza ayrılacağınız gibi ) فَأَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ مَا أَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ ﴿٨﴾ Not; Örnek ayetin gelişi ‘ezvac’ ile iken, devamı ‘ashab’ iledir. Yani ayet, ‘sizde üç ashab/ fırka oldunuz, sağ tarafın ashabı(sağcılar)…’ diye değildir. Veya tersi, ‘ sizde üç çift oldunuz sağ tarafın çiftleri ve sol tarafın çiftleri…’ diye de değildir. Kısaca şöyle, ‘ezvac’ ile insanının üç, üçlü, üçlük çiftler halinde olduğuna vurgu yapılırken, sonrası bu benzetmeyle insanların Allah-ü te’alanın huzurundaki durumlarını bildiren bir sınıflanma olabilir… Ve işte böyle, sağ elin üzuvları/ashabı (ve bunlar sağcılar olsun) ama ne ashap değil mi? وَأَصْحَابُ الْمَشْأَمَةِ مَا أَصْحَابُ الْمَشْأَمَةِ ﴿٩﴾ Ve yine bunlar, sol tarafın üzuvları/ ashabı (bunlarda solcular olsun) ama ne ashap değil mi? وَالسَّابِقُونَ السَّابِقُونَ ﴿١٠﴾ Ve ( fakat birde) öndekiler (var) (ya O) öndekiler (öne atılanlar) أُوْلَئِكَ الْمُقَرَّبُونَ ﴿١١﴾ Onlar yakınlaştırılmış/ bitişik olanlardır AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
Canlıların çift taraflı olması ne demek oluyor? Peki bütün bunlar ne demek oluyor? Sorular; Niçin canlılar çift taraflı? ( Çift taraflı çünkü bu olmaz ise, canlı dengeli bir şekilde oturamaz, ayakta duramaz, yürüyemez, koşamaz, namaz kılamaz, devrilir. Ve herşey devrilir. ) Niçin her bir taraf diğeriyle aynı orantıda? (Orantılı çünkü böyle olmazsa otururken eğik, yürürken aksayarak, ...) Canlıların çift taraflı olması ne demek oluyor? Şu demek oluyor. Canlılardaki çift taraflılığın sıralı üreme veya türemeyle ve evreleriyle bir alakası yok. Tamamen farklı bir durum. Şöyle, aslında bütün bu canlılar ikili olmak bir resmi veya kareyi göstermekte olabilir???, veya hareketler için bir denge sağlamak amaçıyla ikili karakterde yapıldı. Fakat canlıların genetik sarmalı da dahil sperm aşaması veya ana rahmi… gelişim sürecinin hiç bir yerinde bu ikili olma durumunun bir başlangıcı yoktur???. Şöyle, genler veya hücreler sağ tarafı oluşturacak genler veya hücreler ya da sol tarafı…. Diye ikiye ayrılmazlar. Ya da, genetik sarmalda DNA’da dağınık halde bulunuyorsa bu şeyler, ‘birlikte bir diğer taraf yapalım da, oluşacak olan canlı dengede dursun, yıkılmasın, bir tarafına tartmasın, uzun kısa olupta topallamasın, uçarken bir tarafına çekmesin…’ Demezler. Ve canlılarda ikili hususiyetin biyolojik gelişimle de bir alakası yok. Yani, nasıl oluyor? Soruna cevap aranmaz? Bununun için de bilinen bilimin sınırları dışına çıkar. Veya bilim buraya kadar. AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
Aristo der ki; ‘Bir nesneyi var eden sebebi bilmektir.’ Bilim. Bilim nedir? Aristo der ki; ‘Bir nesneyi var eden sebebi bilmektir.’ Bilim. Yani, Nasıl? Sorusu. Nasıl oldu?, Bütün bu olanlar nasıl oldu? Evren veya kainat nasıl oluştu? İşte bu ‘nasıl?’ sorusunun cevabını aramak bilim, bu cevabı arayan kişiye ise bilim adamı denir. Aslında tabiatta ‘nasıl?’ sorusundan başka ‘niçin?’ sorusuda vardır. Bir örnekle devam edelim. Bir astro fizikçiye ( astroloji/ uzay bilimi) , … ‘Bütün bunlar nasıl oldu? Evren nasıl oluştu?’ Diye sorarsanız size ; __ Başlangıçta hiçbir şey (eşya/ madde) yoktu. Sonsuz bir yoğun enerji varken, __ Büyük bir patlama oldu. __ Süreler sonra ilkel galaksiler oluştu __ Sonra galaksiler ve yıldız sistemleri ve bunlardan biri, güneş sistemi, oluştu. Der ve size henüz teori aşamasında olan ( kanunlaşmamış/ kesin olmayan bilgi) Big Bang’dan ( büyük patlamadan) ve bu teorinin işleyiş şeklinden konuşur. Teoridir çünkü deney veya gözlemle desteklenmiş bir bilgi değildir. Evet, olabilsin ki, yılldızlar veya galaksilerin ?? biri birinden uzaklaşması??, patlamadan arda kalan radyasyonun uzayda bulunması??, buna bağlı olarak evrenin genişleyen bir ortam olması?? olsun ve bunların hepsi birer kanıt??? oldu da diyelim, işin başlangıcına dair bir gözleyicinin var olmaması, ve aynı şeyin denenemesi, bu işi prensip olarak bilimle bağdaştırmaz, sadece sonuçlar?? üzerinden sebepler üretir veya hayal? ettirir. Bundan sonrası ise şöyle kabul edilir. ( kabul edilir fakat doğru olan şeylerde ekseriyete bakılmaz) __ Yıldızların sıcaklıktan sıkışıp patlamasıyla uzaya madde halinde toz parçalarını fırlatması __ Zamanla bu toz bulutunun bir çekimle birlikte bir araya gelmesi sonucu gezegenler ve dünyanın olşumu… AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
… Peki bütün bunlar ne için oluştu? Evren neden var? Diye sorarsanız. __ Bu soru bilimin sınırları içerisinde yoktur. Denir böylece üst perdeden cevabınızı alırsınız. … Peki, dünyada yaşam nasıl başladı? __ Öncelikle dünyanın güneşe olan mesafesi, … ve pek çok etkenin bir araya gelmesiyle su ile tek hücreli canlılar ortaya çıktı. __ Zamanla evrilerek veya çevrilerek deniz canlılarını, bunlarında evrilmesiyle sürüngenler, sürüngenlerin kara ile temasa geçmesiyle ayaklı, elli canlılara dönüşmesi, ve maymunlar, maymunların evrilmesiyle ilkel insan, ve modern insan, (ve insan okudu, yazdı, düşündü…, kısaca ‘su’ yazı yazan oldu, okuyan oldu…) … Sonra buzullar eriyecek, denizler karaları kaplayacak, deniz anaları ağaçlara yapışacak, denizler çekilecek, ağaçlar konuşacak… … Peki bir kuş (örücü bir kuş) nasıl yuva yapar? __ ??? …? Bu kuş türünün devamlılığını sağlamak için çiftleşir, yuva yapar… … ‘…türünün devamlılığını sağlamak için…’ Yani ne için? …devamlılık için. AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
Bilinçsiz oluşumlar bilinçli bir sonuç çıkarır mı? Ne için sorusu bir bilim sorusu değildir? Eğer bir yerde ‘niçin ?’ sorusu soruluyor ve buna ‘…için’ li cevap veriliyorsa bu demek oluyor ki orada bir görev vardır. Görev varsa görevlendiren de vardır. Öyleyse örücü kuş ve bütün ebeveynlere üreyip yuva yapma görevini kim vermiştir? Bilimin ulaştığı bu süreçte ‘nasıl?’ sorusundan ‘niçin?’ sorusuna nasıl geçiliyor? Bilinçsiz oluşumlar bilinçli bir sonuç çıkarır mı? Veya bir amaca ulaşmak için işin başlangıcından sonuna kadar olan süreyi bölmek niye? Şöyle de sorulabilir. Madem nihayi aşamada ‘…türünün devamlılığını sağlamak için…’ sonucunu çıkaracaksın. İşin başlangıcını ne için ‘niçin?’ sorusundan bağımız olarak ele alıyorsun? İşe böyle bakacaksan tabiattaki her olay hayvan davranışlarını, yine insan davranışlarını ve hatta düşüncelerini, hayallerini, inkarını, inanmasını… da işin oluşumunda bir beyni bulunmayan, bilinçsız varlıklar hücreler veya moleküller… oluşturduğuna göre aslında bütün her şey kendiliğinden oluyor (mutlak iradesizlik) olmalı değil mi ??? Kısaca tek başına ‘nasıl?’ sorusu üzerinden düşünce ve hayat oluşturulabilir mi? Demekki herşeye ‘nasıl’ sorusu üzerinden cevap aramakla insanı rahatlatmak olmuyor. Evet yaşatmak, amaçsız yaşatmak, olabilir fakat rahatlatmak değil. Çünkü insan ölümü hatırlar ve sonrasını aydınlık bulmak ister veya isteyenler vardır. Buradan da kısıtlı sorularla insanı bağlayıp karanlıklara itmek ancak göğe çıkmamış ve onun uçlarına erişememiş veya onunda ardını görmemiş birinin geleni var sayım zannetmesi gibi olur. Ve işte sana bilim diye tutturulan şey üzerinde bir yaratıcının olmadığı bu bir dizi süreçtir. Ve sanki bütün bu olanların üzerinde bir yaratıcının olması bilginin araştırılmasına engelmiş gibi. Oysa araştırmanın veya düşünmenin ve akılla aramanın en çok vurgulandığı kitap kendisinden başka ilah olmayan ALLAH’ın kitabıdır. AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
Şimdi konumuza dönelim veya başlayalım. Allahü teâlâ kitabında (Kuran-ı kerim’de) yaratmış olduğu şeylerin çiftler halinde olduğunu söylüyor ve bu durum için akıl erdirmediğimizi, bilmediğimizi söylüyor. Not; Bu çalışmayla bilgi ve hayatın var olan fakat henüz perdesi açılmayan yeni bir gerçeği açıklanacak. Ve bundan sonra bilgi ve hayatın resmine bu gerçekten (sadece simetri değil, denge ve orantı gerçeğinden ) kopulamacak şekilde bakılacaktır. İşin sonunda ise görülecek ki aslında şu ana kadar kendi ellerimizle ürrettiğimiz faydalı veya ürettiğin faydasız şeylerde hep aynı gerçekten yararlanıyor, aynı gerçeği yapıp yapıp abartıyorsun. Ya da belki daha açıkça, senin yalanların için işler sana yapılıp duruyor. Ve kendini bu sebeple saklayasın derken bir bakmışsın büyük hatayı işlemişsin bile Ve nihayet şu büyük insanın bir kelebekten veya bir yapraktan… farkı yokmuş. سُبْحَانَ الَّذِي خَلَقَ الْأَزْوَاجَ كُلَّهَا مِمَّا تُنبِتُ الْأَرْضُ وَمِنْ أَنفُسِهِمْ وَمِمَّا لَا يَعْلَمُونَ ﴿٣٦﴾ ‘Yerin bitirdiklerinden, kendi nefislerinden ve daha bilmedikleri nice şeylerden bütün çiftleri yaratan (Allah çok) Yücedir.’ (Yasin Suresi, 36.) Araştırmamız gözleme dayalıdır. Yani isteyen herkes kendi üzerinde veya doğada bu konuda gözlemler yapabilir. Evet isteyen herkes diyoruz çünkü herşey herkesin görebileceği şekilde ortada apaçık duruyor. AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR