TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDE YENİ YAKLAŞIMLAR
Bu dersin amacı eğitimdeki yeni gelişmelerin ışığında Türkçe ve dil eğitiminde kullanılmaya başlanan yeni yaklaşımlar hakkında öğrencileri bilgilendirmek. Bu yaklaşımlar kapsamında yapılan etkinlikleri değerlendirmektir.
Bu derste yapılandırmacılık yaklaşımı ve bu yaklaşımın Türkçe öğretiminde uygulanışı. Çoklu zekâ kuramı, özellikleri ve Türkçe öğretiminde uygulama örnekleri. Tam öğrenme yaklaşımı, özellikleri ve Türkçe öğretiminde uygulama örnekleri, metaforik öğrenme ve özellikleri ve diğer yeni öğretim yaklaşımları hakkında bilgi sahibi olacaksınız.
Giriş Ana dil: “Belli dil öbekleri içinde toplanan ve akraba oldukları kabul edilen dillerin aslını oluşturan kaynak dil. Altay dili Türkçe, Moğolca ve Mançu-Tunguzcanın ana dili kabul edilir. Latince Roman dillerine göre bir ana dildir” (Topaloğlu,1989: 24). Ana dili: “Ana dili, başlangıçta anneden ve yakın aile çevresinden, daha sonra da ilişkili bulunan çevrelerden öğrenilen, insanın bilinçaltına inen ve bireylerin toplumla en güçlü bağlarını oluşturan dildir” (Aksan,1975).
Dil: “Dil, bir anda düşünemeyeceğimiz kadar çok yönlü, değişik açılardan bakınca başka başka nitelikleri beliren, kimi sırlarını bugün de çözemediğimiz büyülü bir varlıktır. O gerek insan, gerek toplum, gerekse insandan ve toplumdan ayrı düşünülemeyecek olan bilim, sanat ve teknik gibi bütün alanlarla ilgili bulunan, aynı zamanda onları oluşturan bir kurumdur” (Aksan, 2007: 11).
Dil insanların temel ihtiyaçlarını karşılamasında gereksinim duyduğu en önemli araçlardan birisidir. Çevremizi onunla tanır, bilgiyi onunla edinir, kendimizi omunla geliştirir, başkalarını onun aracılığıyla tanıyıp anlar, kendi toplumumuzdan ve başka toplumlardan insanlarla iletişimi onun aracılığıyla gerçekleştiririz.
Günümüzde dünya genelinde çok fazla sayıda insan tarafından konuşulan yabancı diller – başta İngilizce olmak üzere- dilimiz üzerinde baskı oluşturmakta ve dilimizi tehdit etmektedir. Dünyadaki gelişmeler baskın diller karısında Türkçemizin gelecekte sorunlarla karşılaşacağını ortaya koymkatadrı. Bu nedenle Türkçe öğretimine gereken önem verilmelidir. Yapılan araştırmalara göre Türkçemizin bazı öğretim üstünlükleri olduğunu göstermektedir. Bunlar ses zenginliği, ses-harf ilişkisi, kelime tanıma, hece ve kelime türetme, zihinsel sözlük olarak sıralanabilir.
Ses Zenginliği Araştırmalara göre bebekler, anne karnında 5. Aydan itibaren sesleri fark etmekte, gürültülere, müziğe, sözlere tepki göstermekte, bazı sesleri ve sık tekrarlanan kelimeleri öğrenmektedir. Araştırmacılar bebeklerin, sözlerin özelliklerini, ritmini, tonunu ve dil yapısını anne karnında öğrendiklerini vurgulamaktadır. Bu süreçte dilin ses yapısı ve zenginliği önemli olmaktadır. Türkçede seslerin çok olması bebeklerin doğum öncesinden itibaren çeşitli sesleri duyasını ve bazı kelimeleri öğrenmesini getirmektedir. Bu yönüyle Türkçe erken yaşlardan itibaren dil ve zihinsel becerileri geliştirmeye uygun bir dil olmaktadır.
Ses – Harf İlişkisi Türkçede her ses bir harfle, her harf ise bir sesle seslendirilmektedir. Yani alfabemizdeki ses ve şekil arasında birebir ilişki vardır. Bu durum ilk okuma yazma öğretimi, okuma, yazma ve klavye kullanmada üstünlük sağlamaktadır. Türkçedeki ses – harf ilişkisi okuma sürecinde kelimeyi tanımayı kolaylaştırmaktadır. Seslerle harfler arasındaki düzenli ilişkiler kelimelerin zihinde tutulmasını kolaylaştırmakta, yazıda sık sık geçen 4-5 harfli kelimelerin çoğunu anında tanımayı getirmektedir.
Kelime Tanıma Türkçenin eklemeli bir dil olması, kelimelerin çoğunun sondan eklemelerle üretilmesi, beynin kelime tanıma işleyişi ile örtüşmekte ve bu süreci kolaylaştırmaktadır. Böylece Türkçede kelimeleri tanıma, okuma, anlama ve zihinsel becerileri geliştirme daha kolay olmaktadır.
Hece ve Kelime Türetme Eklemeli dillerin en önemli özelliklerinden biri de hece ve kelime üretmeye uygun olmasıdır. Türkçede kökten kelime türetildiği gibi türetilmiş kelimelere ekleme yaparak yani kelime üretmek de mümkündür. İşlek ve anlamlı hecelerin çok olması okuma yazma öğretim sürecinde kelime, cümle ve metin üretmeyi kolaylaştırmaktadır.
Zihinsel Sözlük Ortaya konan teorilere göre zihinsel sözlüğün temelini heceler ve tam kelimler oluşturmaktadır. Bu teorilerden hareketle Türkçenin zihinsel sözlüğü geliştirmek için uygun bir yapıya sahip olduğu anlaşılmaktadır. Anlamlı hecelerin ve kelime zenginliğinin etkisiyle zihinsel sözlüğün gelişimi Türkçede daha kolay olmaktadır.