LİZOZOM NEDİR? Lizozom, ökaryotik hücrelerin sitoplazmasında bulunan, zarla çevrili, genellikle küçük, yuvarlak ve çapları mikron arasında değişen yapılardır. Lizozomlar, eritrositler dışındaki tüm memeli hücrelerinde görülürler. Bitki ve mantar türlerinde lizozomların işlevleri litik kofullar tarafından görülür. Lizozomlar, hücre içinde Golgi aygıtına çok yakın bölgede granüller biçiminde belirir ve birim zarla kuşatılır, çünkü enzimleri Golgi aygıtı tarafından üretilir. Bunların endoplazmik retikulumu ya da Golgi aygıtında meydana geldiği saptanmıştır. Herhangi bir nedenden dolayı lizozom zarı yırtılırsa içindeki sindirim enzimleri sitoplazmaya dağılır ve hücre sindirilir.
Lizozomun Görevleri: *Lizozomların dikkat çeken en önemli görevi, hücre içindeki ve dışındaki maddelerin sindirme işlemidir. *Hücre savunmasında önemli bir görev üstlenir. Yapısındaki enzim ve asidik yapı sayesinde yaşlanmış olan molekül ve organelleri parçalar. *Lizozom organeli spermin baş kısmında akrozom ismiyle yer alıp yumurtanın delinmesini sağlayan organeldir.
Lizozomun Özellikleri: *Lizozom lipoprotein denen tek katlı zarla çevrilir. *Lizozomun için enzimlerle doludur. *Lizozomun enzimleri protein, yağ ve karbonhidratları parçalar. *Lizozom bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. *Ribozom, Endoplazmik Retikulum ve Golgi Cisimciği, Lizozom yapımında rol oynar.
Endositoz ve Lizozomlar Lizozomlara yıkılmak üzere hem hücre içinden hem de hücre dışından maddeler gelir. Özellikle hücre dışı maddelerin yıkımı önemli bir yer tutar. Yıkılacak maddeler öncelikle hücre içine alınmalıdır. Bu amaçla hücre zarının belirli bir kısmı hücreye alınacak maddeleri sararak cep şeklinde içe doğru tomurcuklanır. Sonraki aşamada bu yapı hücre zarından kopar ve endozom adı verilen bir keseciğe dönüşür. Bu olaya endositoz denir.
Otofaji ve Lizozomlar Otofaji kendi kendini (auto) yeme (phagy) anlamına gelen bir sözcük. Kendi kendini yeme, kulağa pek hoş gelmeyen bir sözcük olmasına rağmen organizmanın bütünlüğü ve sağlığı için vazgeçilmez bir işlevdir. Hücre içi organellerin ve büyük moleküllerin lizozomlarda parçalanmasını sağlayan bir mekanizmadır. Hücredeki organeller belli bir süre sonra işlevselliklerini ve dolayısıyla verimliliklerini yitirmeye başlar. Örneğin karaciğer hücrelerindeki mitokondrilerin ortalama yaşam süresi 10 gündür ve 10 gün sonra lizozom tarafından yıkılırlar. Burada çok ilginç bir yöntem kullanılır. Öncelikle yıkılacak organel bir şekilde işaretlenir ve daha sonra üzeri çift zarla kaplanır. Bu yapıya otofagozom denir. Otofagozomlar lizozomla kaynaşır ve böylece içindeki malzemenin lizozom tarafından yıkımı sağlanır. Tıpkı bir binada yapılan tadilat gibi. Öncelikle hasarlı yapılar tespit edilir ve işaretlenir, daha sonra üzerleri bir branda ile örtülür ve yıkıma alınırlar. Böylece çevreye rahatsızlık verilmemiş olunur. Otofaji sadece işlevlerini kaybetmeye başlayan organellerin yenilenmesi için değil aynı zamanda açlık döneminde hücrenin ayakta kalabilmesi için gereksinim duyduğu besin maddelerinin karşılanabilmesi için de önemli bir kaynak sağlar.
Otoliz ve Lizozomlar Lizozomun önemli işlevlerinden biri otoliz dediğimiz görevdir. Otoliz kendi kendini sindirme olarak algılanabilir. Bazı durumlarda yaşlanan ve işlevini yerine getiremeyen hücrelerin ortadan kaldırılması gerekir. Bu durumda hücre içsel bir müdahaleyle yok edilir. Bunu yapan organel yine lizozomdur. Lizozom zarı parçalanarak sindirim enzimleri hücre içerisine salınır. Bu enzimler diğer organelleri ve sonuç olarak da hücrenin kendisini sindirir. Böylece işlevsiz olan hücre ortadan kaldırılmış olur. Otoliz olayı hücrenin intihar etmesi olarak da algılanabilir. Bu olayın başrolünde liozom organeli vardır. Ancak hücrenin otolize girebilmesi için yine uygun bilginin yönetici moleküllerden gelmesi gerekir. Bu bilgi hücrenin genlerinde saklıdır. Yaşam döngüsünün ölüm safhasına gelindiğinde bu bilgi ortaya çıkar. Salgılanan protein enzimle lizozom uyarılır ve otoliz gerçekleşir.
Sentrozom Nedir? Sentrozom hayvan hücrelerinde bulunan organellerden biridir. Hücrenin içinde bulunan büyük mikrotübül organizasyon merkezi olarak kabul edilir ve hücre döngüsü ilerlemesini düzenler. Sentrozom, 1888 yılında Theodor Boveri tarafından açıklanmış ve zamanında ışın olarak bilinen mikrotübüllerin bağlanma merkezi olarak tanımlanmıştır. Sentrozomlar başlangıçta hücre bölünmesinin önemli katılımcıları olarak düşünülmüştür. Ancak günümüzde bile hücre bölünmesinde yaptığı görevler tamamıyla çözülmüş değildir. Sentrozom ile ilgili çalışmaların esas amacı hücre bölünmesine müdahale ederek insanda kanser gelişimi durdurmaya yöneliktir.
Sentozomun Görevleri: *Sentrozomun temel görevi iğ ipliği oluşturmaktır. Ancak bunun dışında da görevi vardır; *Hücre iskeletinin yapısını oluşturan mikrotübül ağının oluşturulması. *Mitozda çekirdek bölünmesi işlemi normal olarak tamamlandıktan sonra sitoplazma bölünmesi başlangıcı için bir sinyal görevi görür. *Aynı zamanda oluşan yeni hücrelerin yaşam döngülerini başlatması için sinyal verir. *Sentrozomlar hücre bölünmesinde mRNA gibi molekülleri de iki tarafa ayırır. Böylece her hücreye gerekli moleküllerden birer tane gider. *Hücrede sil oluşum sürecinde yardımcı olur. *Bazı sinir hücrelerinde bulunduğu konum itibariyle nöronun akson ucunun doğru yöne uzamasını sağlar.
Sentrozomun Özellikleri: *Hücre sitoplazmasında çekirdeğe çok yakın bir noktada bulunur. *Bazı ilkel bitkilerde, hayvanlarda ve mantarlarda bulunur. *Sentrozom sentriol denilen iki alt birimden oluşur. *Sentrozomun kendini eşlemesi hücre döngüsünün S evresinde olur. *Mitoz başlamadan kısa süre önce eşlenen sentrozomlar birbirinden ayrılır ve çekirdeğin iki zıt tarafına geçerler. *Mitoz süresinde sentrozomlar iğ iplikleri denen mikrotübülleri oluşturup hücre bölünmesine aktif rol alır.
Peroksizom Nedir? *Hemen hemen tüm ökaryat hücrelerde bulunan tek katlı zarla çevrili bir organeldir. *Hayvansal organizmalarda peroksizomlar, özellikle metabolik aktivitesi daha yüksek olan karaciğer, kalp, kas ve böbrek hücrelerinde daha fazla bulunur. Bitkilerde ise tohumlar ve yapraklar, peroksizom organeli bakımından daha zengindir. *Peroksizomlar lizozomlara fiziksel olarak benzer. Ancak iki önemli farkı vardır. Birincisi golgi tarafından değil, kendi kendilerini çoğaltarak (veya belki granülsüz ER den tomurcuklanarak) oluştuklarına inanılmaktadır. İkincisi hidrolazlardan daha çok oksidaz enzimleri içerirler. *Oksijeni hem kullanan hem de oluşturabilen bir organeldir. *Hücrede metabolik faaliyetler sonucu oluşan H+’iyonlarını O2 ile tepkimeye sokarak hidrojen perosit (H2O2) oluşumuna neden olur. Böylece sitoplazmanın pH'sını düzenlemiş olur. *Peroksizom aynı zamanda katalaz enzimi taşır. Bu enzim çok zehirli olan peroksiti su ve oksijene parçalayarak O2 oluşumuna neden olur. *Bazı peroksizomlar oksijen kullanarak yağ asitlerini mitokondrinin kullanabileceği daha küçük moleküllere dönüştürür.
BUKET DOĞRU=827 ESRA ÖZDEMİR=837 9\I