TASAVVUF I VI. YARIYIL BAHAR DÖNEMİ PROF. DR. AHMET CAHİD HAKSEVER
TASAVVUF I ÜÇÜNCÜ BÖLÜM MÜRİT VE MÜRŞİDE DAİR MESELELER 13. HAFTA Türbe ziyaretlerinde ölçü nedir? Tasavvufta kadının yeri nedir?
Türbe ziyaretlerinde ölçü nedir? 13. HAFTA Nübüvvetin ilk dönemlerinde Allah Rasûlü (s.), câhiliyye döneminden kalma âdetler sebebiyle bir süre kabir ziyaretini yasaklamış, sonra izin vermiştir. “…Kabirleri ziyaret ediniz, çünkü kabir ziyaretleri ölümü hatırlatır’’ buyurmuştur.
Türbe ziyaretlerinde ölçü nedir? 13. HAFTA Kabir ziyareti şu amaçlarla yapılır: - Kabirde metfun kişi için Allah’a dua edilir, af dilenir. - Ziyaret edilen türbedeki peygamber ya da sâlih zatlardan mânen istifade umulur. - Kabir ziyareti, ölümü ve âhireti hatırlattığı için ibret vericidir. Mü’min kendini asıl vatanı için hazırlayacak, kötü davranışları terk edip, iyiliklere yönelecektir
Türbe ziyaretlerinde ölçü nedir? 13. HAFTA Türbe ziyaretinin âdabı: - Türbeler ve etrafları temiz tutulmalı, İmkân dâhilinde ağaçlandırılmalı, Türbe ziyaretinde niyet, Allah rızası olmalı, Mümkünse abdestli bulunulmalıdır. Türbeye girince selam verilir, mevtânın sol tarafında ve ayakucunda durulur. Kabirde yatan zât için dua edilir. Türbeden ayrılırken de saygılı bir şekilde çıkılır
Türbe ziyaretlerinde ölçü nedir? 13. HAFTA Türbe ziyaretlerinde kaçınılması gereken bazı tavırlar - Bizzat türbede yatan zattan medet ummak Türbeye adak adamak, Türbedeki zât için kurban kesmek, Duaların kabulü için herhangi bir bez bağlamak, mum yakmak, Kabri mesh etmek, öpmek,
Türbe ziyaretlerinde ölçü nedir? 13. HAFTA Türbe etrafında tavaf, Kabir üzerine veya etrafına mescit yapmak, Kabre karşı secde edip namaz kılmak, Saygısızca ve çirkin davranışlarda bulunmak, Yaş ot ve ağaçları kesmek kaçınılması gereken tavırlardandır.
Türbe ziyaretlerinde ölçü nedir? 13. HAFTA Türbe ziyaretlerinde bu tür bid’at ve hurafelerden uzak dururken aynı hassasiyeti göstermeyenleri uyarmada da uygun bir dil kullanılmalıdır
Türbe ziyaretlerinde ölçü nedir? 13. HAFTA Türbede dua eden bir mü’minin hangi anlayışla, maksat ve niyetle dua ettiğini başkaları bilemez. Meseleye dışardan bakanların görevi, onun bu hâlini hüsnü zan kuralına göre yorumlayıp şirk ve küfür saymamaktır. Bir mü’min hakkında suizanda bulunmak ve onun duasını şirk olarak yorumlamak kimsenin hakkı ve haddi değildir.
Tasavvufta Kadının yeri 13. HAFTA Kur’an’da bildirildiğine göre Allah (c.c.) önce Hz. Âdem’i sonra da Hz. Havvâ’yı yaratmıştır. İkisi birlikte cennete konulmuş, ikisi birlikte cennetten çıkarılmış ve nihâyet ikisi birlikte affedilmiştir
Tasavvufta Kadının yeri 13. HAFTA Hz. Hatice, ilk Müslüman olan kişidir. İslâm’ın ilk zamanlarında kadınlar sosyal hayatın her safhasında erkekle beraber yer almışlardır. Akabe’de kadın Sahabeler de biat etmişler hatta gazâlara bile fiilen iştirak etmişlerdir
Tasavvufta Kadının yeri 13. HAFTA Allah Rasûlü (s.), kadınların isteği üzerine onlara sohbet etmek için bir gün ayarlamış, halka açık sohbetlerinin sonunda kadınların yanına gelip tavsiye ve nasihatlerde bulunmuştur
Tasavvufta Kadının yeri 13. HAFTA Kur’an-ı Kerim’de mü’minlere hitap eden; “Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar, mü’min erkekler ve mü’min kadınlar, itaatkâr erkekler ve itaatkâr kadınlar, sâdık erkekler ve sâdık kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, (Allah’a) gönülden bağlı (mütevâzı) erkekler ve (Allah’a) gönülden bağlı (mütevâzı) kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve ırzlarını koruyan kadınlar, Allah’ı çok zikreden erkekler ve Allah’ı çok zikreden kadınlar” Ayetleri, kadın ve erkeğin iman açısından eşit olduğuna işaret etmektedir
Tasavvufta Kadının yeri 13. HAFTA Tasavvufta hedef erdemli, dürüst ve güzel ahlâk sahibi fertler yetiştirmektir. Bunu, sadece erkeklere has değil, toplumun diğer yarısını oluşturan kadınları da içine alan bir anlayışla gerçekleştirmeye çalışmışlardır.
Tasavvufta Kadının yeri 13. HAFTA Tasavvufta kadının konumunu ele alırken sûfîlerin tek tip kadın imajından bahsetmek mümkün değildir. Tasavvuf ve kadın konusuna yaklaşım çağlara, bölgelere, sûfî düşünürlerin meşreplerine ve mensup oldukları tarikatlara göre değişebilmektedir
Tasavvufta Kadının yeri 13. HAFTA Hicrî ilk iki asırda “rahip” denen erkeklere rastlandığı gibi “rahibe” denen kadınlara da rastlanmaktadır. Osman b. Sevde’nin annesi Rahibe ile Rahibe Mevsıliyye bunlardandır. Fatma binti Hüseyin, Hafsa binti Sîrîn, Fatma binti Abbas, Rabiatü’l-Adeviyye gibi isimler bu devrin önemli simaları arasında yer almışlardır.
Tasavvufta Kadının yeri 13. HAFTA Evhâdüddin Kirmânî’nin kızı ve Ahî Evran’ın hanımı Fatma Bacı gibi isimler kendilerine ait tekkelerde hemcinslerine sohbet etmiş, zikir âyinleri icra etmiş, tasavvufî fikirlerini yaymaya çalışan kadınlardandır.
Tasavvufta Kadının yeri 13. HAFTA Zünnûn-ı Mısrî, Bayezid-i Bistamî, Şiblî gibi sûfîler, kendi devirlerinde insanları irşad eden kadınlardan bahsetmişlerdir. Yine İbn-i Arabî, tasavvuf yolunda üstatları arasında Kurtubalı Fatıma binti’l-Müsennâ ile Ümmü’l-Fukarâ’yı da sayar.
Tasavvufta Kadının yeri 13. HAFTA Kadın sûfîler hakkında tasavvuf literatüründeki ilk eser Ebû Abdurrahman Sülemi’nin Zikru’un-nisveti’l-müteabbidati’s-sûfîyyat’ı olup eserde seksen dört sûfî kadından söz etmektedir. Sülemî Tabakâtu’s-sûfiyye’de de otuzdan fazla kadın sûfînin biyografisini, tasavvufi görüşlerini nakleder. Hilyetü’l-evliyâ, Sıfatü’s-Safve, Tabakâtü’l Kübra, Nefahâtü’l-üns gibi kaynaklar kadın sûfîlerden bahsederken Kuşeyri, Risale’sinde kadın sûfîlere hiç yer vermemektedir
Tasavvufta Kadının yeri 13. HAFTA Tarikata intisapta ön şart olarak evlilik ya da bekarlık durumu da zamana ve bölgeye göre çeşitlilik arz etmektedir. Cüneyd-i Bağdâdî döneminde kişinin evlenmeden önce tasavvufi eğitim alması tavsiye edilirken on dokuzuncu ve yirminci yüzyıllarda Kuzey Afrika’da etkin rol oynayan Senûsîliğe intisabın şartlarından biri evlilikti
Tasavvufta Kadının yeri 13. HAFTA Anadolu’daki tasavvufi hareketlerde mürşid için manevî baba, eşi için de manevî anne telakkisi söz konusudur. Ana-bacı denilen şeyh eşleri müridelerin manevî eğitiminde önemli role sahiptirler. Tarikatlarda hanımların zikir, semâ gibi tasavvufî ayinleri erkeklerle birlikte yürütmeleri uygun görülmediği için ana-bacılar, şeyhle mürideler arasında vasıta olmuşlardır
Tasavvufta Kadının yeri 13. HAFTA Tarikata giren kadınlar manevî yolda mesafe aldığında şeyh tarafından halife veya vekil tayin edilebilmişler, bazen de zikir meclislerini idare edip hanımların ruhî problemlerinin çözümüne yardımcı olmuşlardır
Tasavvufta Kadının yeri 13. HAFTA Gayb erenleri anlamındaki «ricalu’l-gayb» kelimesinde geçen “rical”, cinsiyet belirten bir kavram değildir. Nefsinin isteklerine mağlup olmayıp Allah’ın velî kulları arasına giren kadın ve erkekleri kapsamaktadır.
Tasavvufta Kadının yeri 13. HAFTA Tabakât türü eserlerde velâyet mertebesine ulaştığı düşünülen, keşf ve kerâmet sahibi hanımlardan bahsedilmekle birlikte bunların mürşid olup olamayacakları tartışılmıştır. Kimi tarikatlarda kadınların mürşitlik görevi üstlenemeyeceği prensibi benimsenirken Mevlevilikte kadınların şeyhlik makamına kadar yükseldikleri görülür
Tasavvufta Kadının yeri 13. HAFTA İntisap Süreci İntisap, inâbe, el alma, tarikata bağlanma, tevbe etme ve biat benzer anlamlarda kullanılan kelimelerdir. Kaynağını, mü’minlerin Allah Rasûlü (s.)’ne biatından alır. Biat, kelime olarak karşılıklı anlaşmaya varmak için yapılan bir sözleşmedir
Tasavvufta Kadının yeri 13. HAFTA Allah Rasûlü (s.), Ashâbı ile değişik zaman ve mekânlarda biat yapmıştır. Bunlardan İkinci Akabe Biat’ına, iki hanım Sahabe de katılmış ve erkeklerle biat etmişlerdir. Sonrasında “Allah mü’minlerden canlarını ve mallarını cennet karşılığı satın almıştır” âyeti nâzil olmuştur
Tasavvufta Kadının yeri 13. HAFTA Allah Rasûlü (s.), erkeklerin biatında elini uzatırken kadınların biatı sözlü olarak, kaptaki suya el batırmak sûretiyle, kadın vekil aracılığı ile ve bir bez parçasının ucundan tutmak sûretiyle gerçekleşmiştir.
Tasavvufta Kadının yeri 13. HAFTA Kadınların tarikata intisabında da Allah Rasûlü (s.)’ne yapılan biat şekilleri örnek alınmıştır. Kadınların, mürşid ile görüşmesinin yanlış anlaşılmaya meydan vermeyecek biçimde gerçekleştirilmesi, el öpmek sûretiyle bile olsa yabancı bir erkeğe temas edilmemesi gereği üzerinde durulmuştur
Tasavvufta Kadının yeri 13. HAFTA Evli ya da bekâr bayanların dini hassasiyetleri taşıyan bir tarikata intisabında bir mahzur görülmemiştir. Ancak, Müslüman için asıl olan inanmak, ibadet etmek ve Allah Rasûlü (s.)’nün bildirdiği hükümlere bağlı kalmaktır. Tarikata girişte müride ders olarak verilen evrâd ve ezkâr, nafile ibadet kategorisinde değerlendirilebilir
Tasavvufta Kadının yeri 13. HAFTA Bir erkeğin eşini farz ibadetlerden alıkoyması mümkün değildir. Ancak nafile ibadet hususunda Allah Rasûlü (s.)’nün, “kadın, kocası varken izin almadan nafile oruç tutmasın” hadisinden hareketle evli kadınların, eşlerinin rızasını almadan böyle bir yola girmeleri uygun görülmemiştir
Tasavvufta Kadının yeri 13. HAFTA Diğer taraftan gece ibadetine kalkacağı zaman Allah Rasûlü (s.)’nün Hz. Aişe’den izin istemesi, üzerinde durulması gereken bir diğer inceliktir. Her işte olması gerektiği gibi mutlu bir aile açısından tarikata intisapta da temel hareket noktası, karşılıklı istişare ve rızadır
Tasavvufta Kadının yeri 13. HAFTA Rabıta Uygulaması Günümüzde önemli tartışma konularından biri, hanımların şeyhe rabıtası meselesidir.
Tasavvufta Kadının yeri 13. HAFTA Rabıta, sevilen kişiye karşı muhabbeti canlı tutmaktır. Her ne kadar Allah Rasûlü (s.)’nün şemâiline dair nakiller, zihinlerde onun sîmasını da düşünme yönündeki yine fıtrî bir temâyülü gösterse de rabıtada mürşidin yüzü düşünülmelidir diye bir şart yoktur. Mürşidi insan-ı kâmil yapan dış görünüşü değil, bâtınıdır
Tasavvufta Kadının yeri 13. HAFTA Burada kanaatimizce ideal hareket noktası, rabıtanın gerçek mahiyeti konusundaki farkındalık, yanlış anlamaya meydan verebilecek tavırlardan kaçınmak ve eşlerin hassasiyetlerinin gözetilerek karşılıklı istişare ile hareket edilmesidir
Tasavvufta Kadının yeri 13. HAFTA Sonuç olarak; tasavvuf ve tarikatların uygulamalarında coğrafi bölgelere, örf, gelenek, âdet ve kültüre, zamanın şartlarına göre değişiklikler söz konusu olabilmektedir. Tarih boyunca insanın mistik yönünün suiistimal edilebildiği gerçeğinden hareketle, kötü niyetli kişilerin taciz ve sömürülerine maruz kalmamaya dikkat edilmeli, ehil olmayan kişi ve tarikatlardan uzak durulmalıdır.
Tasavvufta Kadının yeri 13. HAFTA Tarikatla ilgili bütün uygulamalarda evli ya da bekâr, erkek ya da kadın herkes için temel belirleyici unsur, dinin öngördüğü kurallar ve içinde yaşanılan toplumun örf, âdet ve gelenekleridir. Suizanna, fitne ve dedikoduya sebep olabilecek tavırlardan sakınmak elzemdir.
Tasavvufta Kadının yeri 13. HAFTA Evli çiftler için önemli bir diğer husus, en küçük sosyal topluluk konumundaki ailede, birey ve toplum huzuru açısından karşılıklı rıza ve sorumlulukların göz ardı edilmemesidir.