ÖZEL DURUMLARDA İLETİŞİM

HASTANEYE YATMAK VE BİREYİN HASTA ROLÜ Hastaneye yatmak, bireyler için alıştıkları ortamlardan uzak, bilinmezlerle dolu, yabancı, ürkütücü ve yaşamak zorunda kalınan bir deneyimdir.

Kişi kendisinden “Hasta” veya “Hastamız” diye söz edildiğini ilk kez duyduğunda bu nitelemeyi yadırgar ve kendisinden değil de başka birinden söz ediliyormuş gibi gelir. Zamanla kendinden söz edildiğini anlar ve giderek bu yeni rolüne ve kimliğine alışmaya başlar.

HASTA AĞLADIĞINDA Birisinin ağladığını gördüğümüzde, çoğumuz bundan rahatsız oluruz. Hasta ağladığında, hemşire çoğu kez, ağlamaya neyin neden olduğunu ve hastayı nasıl durduracağını bilemediği için sıkıntı hisseder.

HASTA KİŞİSEL SORULAR SORDUĞUNDA Hasta, kişisel yaşama ilişkin sorular sorduğunda, önce bu soruya yanıt verilecek mi konusuna karar verilmelidir. Kısa bir yanıttan sonra tekrar konuya dönülmelidir.

HASTA GİZLİLİK İSTEDİĞİNDE Hasta, söylemek istediği mesajlar olduğunu fakat bundan kimseye söz etmemesini isteyebilir. Hasta veya başkaları açısından önemli bilgilerin paylaşılması gerektiği hastaya söylenmelidir. Hasta bu koşulları göz önüne alarak kararını vermelidir.

HASTA SUSKUNSA Suskunluğun ne tür bir suskunluk olduğunun ayırt edilmesi önemlidir.Dört tür suskunluk vardır. Smitherman (1981). Düşünceli Suskunluk Dirençli Suskunluk Duygusal Suskunluk Sinirli Suskunluk

ETKİLEŞİM KESİLDİĞİNDE Ebe veya hemşire, hastaya randevu verdiği saatte veya hasta görüşmek istediğinde işi çıktığı için görüşemeyecekse bunu hastaya açıkça söylemeli, ne zaman döneceğini belirtmelidir: Döndüğünde etkileşimi bıraktığı noktadan sürdürebilir.

HASTA SÜREKLİ KONUŞTUĞUNDA Hastaya konuşma fırsatı verilmelidir. Ancak hasta sürekli konuştuğunda bir süre sonra iletişim tıkanır. Bu durumda; Ebe/hemşire kaç dakika süreyle konuşabileceğini hastaya başlangıçta bireye bildirir. Bu şekilde sınır koyma, hastanın zaman yönetimini sağlar.Hastanın konudan ayrılmamasını sağlar. Hasta gereksiz ayrıntılara girerek,konudan ayrıldığında araya girerek hastanın tekrar konu üzerine yoğunlaşmasını sağlayabilir.

HASTA HALK TERİMLERİ KULLANDIĞINDA Hasta bazen kendinden söz ederken, halk arasında yaygın terimler kullanır ve bu kelimelerin anlaşıldığını düşünür. Sıcak basması, kafayı üşütmek, midenin yanması, ekşime, nöbet geçirme bu tür terimlerden bazılarıdır.

HASTA GERÇEKLERDEN KAÇTIĞINDA Hasta, sağlığıyla ilgili bazı durumları inkar ediyor olabilir. Soruna daha uygun çözüm getirebilmesi için hastaya gerçeğin anımsatılması gerekebilir. Yüzleştirme burada da dikkatle yapılmalıdır. Yani hasta, yeni durumuyla yüz yüze gelmeye hazır olduğunda ve uygun zamanda yapılmalıdır. İstenen sonuca ulaşılmadıysa, ‘şu an’ vurgulanmalıdır.

HASTA DURMADAN İSTEKLERDE BULUNUYORSA Hastanın en önemli gereksinmelerinden biri güvenlik gereksinmesidir. Hastanede bulunduğu sürece bireyin davranışlarını en çok etkileyen etmenlerden biri, kendini güvencede hissedip etmediğidir. Güvenlik gereksiniminin karşılanması için davranışlarını isteyici biçimde değiştirir.

HASTANIN YANINDA TIBBİ TERİMLERLE KONUŞMAK Hastaların yanında, özellikle vizitlerde tıbbi terimlerle konuşma, tetkik ve tedavi işlemlerinin neler olacağına karar verme yanı sıra bu konuşmalara hastayı katmama bireyin soru sormasına pek olanak vermeme ve benzeri durumlar hastayı düşündüğümüzden daha fazla etkilemektedir.

CİNSEL İÇERİKLİ DAVRANIŞ Servislerde kimi hastaların cinsel anlam taşıyan davranışlar sergilediği görülür. Bu hastaların yaşamakta oldukları hastalığın ciddi biçimde yaşamlarını etkilediği, bir durum içinde oldukları görülür. Stresi ile başedemeyen hasta bu davranış ile zihinsel olarak kaçmaya, böylece kendini korumaya çalışır.

ÖLÜM Batı kültürlerinde toplumlar, yaşama ve gençliğe çok önem vermektedirler. Sağlıkla uğraşanlar için ölüm bir tür başarısızlık olarak algılanmaktadır. Hasta ile ilgili gözlemler dikkatle takip edilmelidir. Hasta yakınları ile kurulan etkileşimlere de önem verilmelidir.