ÖĞRETİM İLKELERİ
ÖĞRETİM İLKELERİ Eğitim öğretim alanında çalışan akademisyenlerin, öğretmenlerin, psikologların deneyim ve araştırmaları sonucu elde ettikleri bilgiler ile geliştirdikleri, öğrencilerin arzu edilen hedeflere ulaşmasını sağlayacak kurallar öğretim ilkeleri olarak tanımlanmaktadır.
Öğretim ilkeleri öğretim programlarının geliştirilmesi, programların uygulanmasında kitapların hazırlanması, araç-gereçlerin seçilmesi, öğretmenlerin sınıfta derslerini işlemesi gibi eğitim öğretimin hemen her alanında karşımıza çıkmaktadır. Hedeflere ulaşmak için bu ilkelere uyulması gerekmektedir.
ÖĞRENCİYE(ÇOCUĞA) GÖRELİK İLKESİ Ülkemizde en son uygulamaya konulan öğretim programları yapılandırmacı yaklaşıma dayandırılmaktadır. Öğrenmenin merkezinde öğrenci vardır ve öğrenme bireye özgü olduğu bir süreçtir. Ders programının hazırlanmasında veya dersin işlenmesinde öğrencinin fizyolojik ve psikolojik özellikleri, öğrencinin ilgi ve ihtiyaçları esas alınmaktadır.
ÖĞRENCİYE(ÇOCUĞA) GÖRELİK İLKESİ Ders konuların seçimi, kitapların hazırlanması, gerekli araç gereçler, öğretim yöntem ve teknikleri kısaca öğretimle ilgili her şey öğrencinin bedensel, zihinsel, psikolojik gelişimi, ilgi ve ihtiyaçlarına göre düzenlenmelidir. Öğretmen öğrencilerini iyi tanımalı, ön bilgilerinin, eksiklerinin, algılama şekillerinin farkında olmalıdır. Yürüttüğü bütün çalışmalar öğrencilerinin seviyesine uygun olmalıdır.
YAKINDAN UZAĞA İLKESİ Öğrenciye öğretilecek bilgilerin düzenlenmesinde, örneklerin verilmesinde onun yakın çevresinden hareket edilmelidir. Bu sadece yer ve yaşayış açısından değil zaman açısından da böyledir. Yakın zamandan uzağa, yakın aile ve okul çevresinden uzağa, yakın köy-kasaba-bölge-ülke çevresinden uzağa ilkesi benimsenmelidir.
BİLİNENDEN BİLİNMEYENE İLKESİ Öğretime, öğrencilerin bildiklerinden başlayarak, bilmediklerine doğru hareket edilmelidir. Öğrencinin ön bilgileri harekete geçirilerek yeni durum ya da bilgiler arasında bağ kurulur. Örneğin, atomun yapısını, elektron dizilişini bilenmeyen bir öğrenciye iyonik ve kovalent bağların anlatılması bir anlam ifade etmeyecektir.
AÇIKLIK İLKESİ Öğretim sürecinde her şeyin açık, net ve anlaşılır bir şekilde ortaya konulması ilkesidir. Mümkün olduğu kadar çok duyu organlarına hitap edilmelidir. Ne kadar çok duyu organlarına hitap edilirse öğrenme o kadar kolay ve anlamlı hal alır. Öğretmen, öğrencinin anlayacağı kelime ve cümle yapıları ile son derece açık ve anlamlı bir ders işlemelidir. Öğretmen ders konusunu ve düşüncelerini anlatırken, öğrencinin seviyesine uygun olarak, onun bildiği kelimelerle ve onun hemen kavrayabileceği cümle yapıları ile anlatmalıdır.
SOMUTTAN SOYUTA İLKESİ Çocuktaki zihin gelişimi somuttan soyuta doğrudur. İnsan her zaman somut olarak gördüğü, algıladığı şeyleri daha kolay öğrenir. Bu ilkeye göre, öncelikle somut konular öğretilmeli, öğrencilere zaman içerisinde soyut konular öğretilmelidir. Bu bakımdan öğrencinin gelişim özellikleri dikkate alınmalıdır. Ayrıca öğretim sürecinde somut araç- gereçlerden yararlanılması gerekir.
EKONOMİKLİK (TASARUF) İLKESİ Eğitim faaliyetlerinin en az zaman, en az emek ve enerji sarf ederek, en yüksek verimin elde edilmesi ilkesidir. Öğretmenler uygulamada, hem pratik hem de etkili öğrenmeyi sağlayacak yöntem ve teknikleri seçmeli, ayrıca bunların maliyeti de düşük olmalıdır.
HAYATA YAKINLIK (HAYATİLİK) İLKESİ Bu ilke ile, okulda öğrenilenler ile yaşam arasında sıkı ilişki kurulması amaçlanmaktadır. Eğitim-öğretimin amacı öğrencileri hayata hazırlamaktır. Bu bakımdan öğrenci okulda elde ettiği kazanılar ile günlük hayatında karşısına çıkan problemleri çözebilmelidir. Hayata yakınlık ilkesi öğrenciyi derse karşı güdüler.
İŞ İLKESİ Bu ilkeye yaparak yaşayarak ilkesi, öğrenci ilkesi, aktivite ilkesi, öğrenci eylem ilkesi de denilmektedir. Bu ilkeye göre; öğrencilerin hem bedenen hem de zihnen aktif oldukları öğrenme ortamlarının hazırlanmalıdır. Öğrencilerin araştıran, sorgulayan, sonuç çıkaran, eleştirel düşünebilen, yeni fikirler üretebilen bireyler olmaları amaçlanmaktadır.
BÜTÜNLÜK İLKESİ Çocuk bedensel ve ruhsal özellikler (düşünce, duygu, irade gibi) bakımından bir bütün olarak ele alınmalı ve her yönü dengeli olarak eğitilmelidir.