KİPER’İN DOĞUM GÜNÜ
Kipper’in doğum gününe bir gün vardı saatlerdir doğum günü partisinin davetiyelerini hazırlıyordu. İri iri harflerle şöyle yazmıştı. Lütfen yarın saat 12 de doğum günü partime gelin geç kalmayın.
Davetiyelerin üzerini kendi yaptığı resimlerle süslemişti Davetiyelerin üzerini kendi yaptığı resimlerle süslemişti. Boyaların kuruması için onlar bir ipe astı ve kek yapmaya gitti.
Kipper daha önce hiç kek pişirmemişti Kipper daha önce hiç kek pişirmemişti. Biraz kuru üzüm, yumurta, ceviz, un şeker aldı ve bir kaseye doldurdu. Sonra bunları kolu ağrıyana kadar karıştırdı.
Biraz kiraz kattı ve bir kez daha karıştırdı Biraz kiraz kattı ve bir kez daha karıştırdı. Sonra hamuru açtı ve nasıl bir şey olduğuna baktı. “Düz bir şey yaptım” dedi.
Kipper düzleştirdiği hamuru eliyle toparladı kek şekli verdi ve pişmesi için fırına koydu. Kendi verdiği şeklin değiştiğini görünce çok şaşırdı. Bir tepecik yükselmişti. Ama çok güzel kokuyordu. Kalan son kirazı keki süslemek için en tepeye yerleştirdi.
Bu sırada parti davetiyeleri de kurumuştu Bu sırada parti davetiyeleri de kurumuştu. Kipper esnedi ve “şimdi çok geç oldu, bunları yarın dağıtırım” dedi.
Ertesi sabah Kipper doğum günü için erkenden ve neşeyle uyandı Ertesi sabah Kipper doğum günü için erkenden ve neşeyle uyandı. Aklına ilk gelen şey “balonlar!” oldu. “Balonlarımızda olmalı” odasından dışarı fırladığı anda başka bir şey daha hatırladı “davetiyeler!”
Kipper en yakın arkadaşının evine koştu ve davetiyeyi arkadaşı Tiger’in eline tutuşturdu. “Bu senin! Şunlarda diğerlerinin” dedi ve telaşla ayrıldı. “Acele etmeliyim. Ah balonlar!” Tiger davetiyesini açtığında o, çoktan uzaklaşmıştı.
Saat tam on iki de Kipper keki özenle masaya koydu ve kapının çalmasını beklemeye başladı. Bekledi… Bekledi… Ama hiç kimse gelmedi Tiger bile… Kek nefis kokuyordu. Kipper’in karnı acıkmaya başlamıştı. Saat bir olduğunda Kipper kekin üstündeki kirazı yedi.
Aradan iki saat geçmiş hala kimse gelmemişti Aradan iki saat geçmiş hala kimse gelmemişti. Kipper kekten büyük bir dilim kesti ve önce içinde kiraz var mı diye baktı. Evet iki tane kiraz vardı. Onları da yedi Saat beş olduğunda artık yiyecek kiraz kalmamıştı. Karnı iyice doyan ve uykusu gelen Kipper masaya uzandı.
Kipper sabaha kadar rüyasında kekten yapılmış bir dağa tırmanıyordu ve yürüdükçe üstüne kek parçaları düşüyordu. Sabah güneş ışıklar odayı aydınlattığında bile uyanmamıştı. Akşam üzeri kapının sesiyle uyandı.
Arkadaşları gelmişti. “Doğum günün kutlu olsun Kipper” dedi Jake Arkadaşları gelmişti. “Doğum günün kutlu olsun Kipper” dedi Jake. “Doğum günün kutlu olsun Kipper” dedi Holly. “Nice yaşlara” dedi Tiger. Kipper gözlerini kırpıştırdı ve ovuşturdu “Ama benim doğum günüm dündü” dedi uykulu bir sesle.
Herkes elindeki davetiyeye baktı Herkes elindeki davetiyeye baktı. “Lütfen yarın saat 12 de doğum günü partime gelin geç kalmayın.” Kipper’in kafası karışmıştı. “O zaman doğum günüm yarın değil. Sonuç olarak bir şey kaçırmış olmayız”
“Yo.. Hayır” dedi Tiger “senin doğum günün dünden önceki günün yarını olmalı.” Kipper’in kafası daha da karışmıştı. Tiger konuşmasını sürdürdü: “Yani dün bugün olmalı, ama bugün dün oldu, anladın mı?” diye sordu.
Kipper anlamamıştı. Kafası karmakarışık olmuştu. “Kek ister misiniz Kipper anlamamıştı. Kafası karmakarışık olmuştu. “Kek ister misiniz?” Diye sordu. Ve sonra kekin hepsini yemiş olduğunu hatırladı.
“Aldırma” dedi Tiger. “Hediyelerini neden açmıyorsun “Aldırma” dedi Tiger. “Hediyelerini neden açmıyorsun?” Hediyeler biraz tuhaf görünmüştü. İlk hediyesi Jake’den bir paket peçeteydi.
Holly’de birkaç mum getirmişti Holly’de birkaç mum getirmişti. “Çok kullanışlı” dedi Kipper hayal kırıklığını belli etmemeye çalışarak. Ama üçüncüsü en yararlısıydı.
Gerçek bir kek