Şeref Saygılı-OECD&TCMB Cengiz Cihan-TCMB 24 Ekim 2011 İstanbul 1988-2011 Döneminde Türkiye Ekonomisindeki Büyümenin Arz Yönlü Dinamikleri: Çeyreklik ve Yıllık Bazda Analizler Şeref Saygılı-OECD&TCMB Cengiz Cihan-TCMB 24 Ekim 2011 İstanbul
Sunuş planı Üretim faktörlerinin gelişimi Büyümenin sürdürülebilirliği Sermaye Stokunun Hesaplanması Üretim Fonksiyonu kullanılarak Toplam Faktör Verimliliği Düzeyinin Hesaplanması Türkiye ekonomisinde potansiyel büyüme Büyümenin sürdürülebilirliği İhracatın gelişimi ve göreceli durumu İmalat sanayiin performansı Kredilerdeki gelişmeler
Amaç Türkiye ekonomisinde son dönemde yaşanan değişim süreci Bu değişim sürecinin arz yönlü bir büyüme modeli kapsamında değerlendirilmesi Büyümenin temel dinamiklerindeki gelişmeler ve potansiyel büyüme Sürdürülebilir güçlü bir büyüme performansının sağlanabilmesi hususunda gözlemlenen tespitler (kredilerdeki gelişmeler, ihracatın gelişimi ve göreceli konumu, imalat sanayiin performansı)
Türkiye Ekonomisinde Arz Yönlü Büyüme Modeli çerçevesinde Potansiyel Büyüme
Potansiyel Büyüme Metodolojisi-I İmalat Sanayiinde Kapasite Kullanım Oranı (KKO) cu İmalat Sanayiinde Çalışanların Ortalama Çalışma Saati Endeksi avhr A K L Y Emeğin Üretim Esnekliği Toplam Faktör Verimliliği (teknolojik değişim) Sermaye Stoku İstihdam Düzeyi Milli Gelir t D = + * - ) 3 ( ln( 1 ln 2 ; a
Potansiyel Büyüme Metodolojisi-II ) 4 ( ln( 1 ln 3 = + * - 1987-2010 dönemi KKO ort. ile ilgili dönemdeki en yüksek KKO’nun ortalaması cu İşgücü L 1987-2007 dönemindeki en düşük işsizlik oranı; yüzde 6,5 nairu İmalat Sanayiinde Çalışanların Ortalama Çalışma Saati Endeksi (1987-2010 Ort.) avhr Potansiyel Milli Gelir Y A K S t a
Üretim Faktörlerinin Gelişimi: Sermaye Stoku Düzeyi_Milyar TL, 1998 fiyatlarıyla
Üretim Faktörlerinin Gelişimi: İstihdam ve İşgücü Düzeyi_Bin kişi
Üretim Faktörlerinin Gelişimi: Sermaye & İşgücü Verimliliği ile Sermaye Hasıla Oranı
Üretim Faktörlerinin Gelişimi: Toplam Faktör Verimliliği
Türkiye Ekonomisinde Gerçekleşen&Potansiyel Büyüme (yıllık ve üç aylık bazda)
Türkiye Ekonomisinde Büyümenin Dinamikleri Potansiyel Büyüme: Büyümenin Kaynakları:
Potansiyel Büyümenin Arttırılması ve Sürdürülebilirliği
Potansiyel Büyüme-Sanayi İlişkisi Türkiye ekonomisinde potansiyel büyümenin gelişimi açısından sanayi stratejik öneme sahiptir. Türkiye ekonomisinde kritik düzeyde tasarruf açığı söz konusudur. Üretim süreçlerinde ithalata bağımlılık giderek artmaktadır. Özellikle dış ticarette yaşanan sektörel değişim süreci, üretim yapılarının küresel ağlara entegre olmasıyla bu süreci daha fazla yoğunlaştırmıştır.
Potansiyel Büyüme-Sanayi İlişkisi Türkiye ekonomisinin dinamik yapısı (genç nüfus, üretim yapılarındaki hızlı dönüşüm, küreselleşme süreci) ve yakınsama motivasyonu yüksek büyüme oranlarını beraberinde getirmektedir. Ancak, yurtiçi tasarrufların yeterli düzeylerde bulunmaması büyümenin dış kaynakla finanse edilmesine neden olmaktadır. Dolayısıyla, Türkiye ekonomisinde cari işlemler açığının sürdürülebilirliği hususu önemini her geçen gün artırmaktadır.
Sanayinin önemi Sanayiin ekonominin merkezinde yer alması ve tarım ve hizmetler sektörleriyle ileri-geri bağları Sanayi-verimlilik ilişkisi Teknolojik değişimle olan yakın ilişkisi (embodied technical change) Küresel rekabetin kıyasıya yaşandığı alanlara konu olması (tradable sectors)
Potansiyel Büyüme ile İmalat Sanayiin Katma Değer içindeki Payı
İmalat Sanayii & İhracat İlişkisi -Türkiye
İmalat Sanayii & İhracat İlişkisi-Ülke Kıyaslamaları
İhracat Artışı – Büyüme İlişkisi
Sanayideki dönüşüm süreci Ekonomideki dual yapı: Başarılı olanlar vs. Başarısızlar -Başarılılar: Küresel Üretim Zinciri içinde yer alanlar (Tüm imalat sektörlerinde başarılı firmalar vardır). Bu firmalara destek sağlayan sınırlı sayıda alt tedarikçi firmalarda bulunuyor. Dolayısıyla ana-yan sanayii bağıntısı zayıflıyor. Ayrıca, küresel oyun içinde yer alan firmaların bölgesel bir odaklanmaya sahip olduğu görülüyor (Antep-Denizli-Kayseri-Çorum gibi iller; İstanbul-Bursa-İzmit-Sakarya-İzmir dışında).
Hammadde ve Malzeme Kullanımında Yerli Payının 2002-2007 Dönemindeki Gelişimine Yönelik Firmaların Değerlendirmesi
Faaliyetin Bir Bölümünün Devredildiği Yan Sanayi (%)
Türkiye ekonomisindeki değişim süreci Sanayi sektörlerinden Hizmetler sektörlerine doğru bir kayış söz konusudur (yatay değişim). Sanayi sektörlerinde düşük katma değerli alanlardan yüsek katma değere doğru bir kayış da oldu (dikey değişim). Ancak burada dikkat çekici nokta, özellikle son dönemde ticaret, konut gibi alanlara sanayiden geçişin daha ağırlıklı olmasıdır. Örneğin, sanayinin GDP’deki payı azalırken hizmetlerin payı giderek artarken; potansiyel büyüme oranı yüzde 5’in üstüne çıkamamaktadır.
Uzun Dönemli Büyüme Performansı (%)
Yurtiçi tasarrufların gelişimi
Harcamalar yönünden GSYH
Kredilerdeki gelişmeler
Genel değerlendirme Türkiye ekonomisi son dönemde yüksek oranlı büyüme performansı sergilemiştir. Büyümenin kaynaklarına bakıldığında son dönemde TFV’nin katkısının yüzde 15’ler düzeyinde olduğu, potansiyel büyüme oranının da yüzde 4,5-5 aralığında tahmin edilmektedir. Bu çerçevede, potansiyel büyüme oranında güçlü ve sürdürülebilir bir ivmelenme görülmemektedir. İhracat artışı geçmiş döneme kıyasla ciddi düzeylerde artmıştır. Ancak, söz konusu artışta fiyat etkisinin de bulunduğu vurgulanmalıdır. İhracata dayalı büyüme stratejisini benimseyen Asya ülkeleriyle kıyaslandığında göreli olarak bu ülkelere göre zayıf kalındığıda görülmektedir.
Genel değerlendirme Diğer taraftan genç bir nüfusa sahip olunması, finansal sistemin sağlam yapısı (kredilerin milli gelir içirisindeki payı diğer ülkelere kıyasla oldukça düşük), Türkiye’nin gelecek döneme ilişkin temel bazı avantajları bulunduğunu da ortaya koymaktadır. Ancak, imalat sanayiin toplam katma değer içindeki payının düşüş trendinde olması, üretim süreçlerinde ithal aramalı kullanımının artması, imalat sanayii sektörlerinde ana-yan sanayii bağının göreceli olarak zayıflaması gelecek döneme ilişkin olarak potansiyel büyümenin sürdürülebilirliği açısından muhtemel risk unsurlarıdır.
Genel değerlendirme Türkiye ekonomisi, özellikle yakın dönem büyümesinde, arz gelişiminden ziyade talep gelişmelerine duyarlı bir yapı göstermektedir. Türkiye ekonomisi olumlu gelişmelere karşın orta-uzun dönemde potansiyel büyüme oranının güçlendiğini söylemek güçtür. Burada, son dönemde sanayinin gerek dış pazarlarda gerekse ekonomi geneli içindeki ağırlığının düşüş trendi içinde olduğu gözlemlenmektedir. Gelecek dönemde sağlıklı ve sürdürülebilir bir büyüme performansının sağlanabilmesi sanayi sektöründe yapılacak mikro düzenlemelerle yakın ilişkilidir.