EDEBÎ SANATLAR
EDEBÎ SANATLAR Edebi metinlerin anlaşılmasında ve yorumlanmasında edebi sanatların önemli bir yeri vardır. Özellikle Divan edebiyatının anlaşılabilmesi için edebi sanatların çok iyi bilinmesi gerekir. Divan şiirinde sanatsız bir beyit hemen hemen yok gibidir. Divan şairleri sanat yapmaya düşkün olduklarından, bir beyit içinde birkaç sanatı iç içe kullanmışlardır.
EDEBÎ SANATLAR Söz sanatı çoğunlukla nazımda ve nesirde ortaktır. Nazımda yapılan sanatların birçoğu nesirde de yer almıştır. Edebî sanatlar söze güzellik, canlılık vermek ve sözü daha etkili kılmak için yapılır. Edebiyatımızda kullanılan belli başlı sanatlar şunlardır:
TEŞBİH(BENZETME) Ahmet boğa gibi kuvvetlidir. Benzeyen kendine benzetme benzetme yönü benzetilen edatı *Bileği çelik gibi kuvvetli adam. *Nur topu gibi çocuk *Gül yüzünde güller açar. *O adam tilkinin biridir. *İnsan gibi hayaletler *Yolcuyum bir kuru yaprak misali *Bin atlı, akınlarda çocuklar gibi şendik Bin atlı, o gün dev gibi bir orduyu yendik.
ÖRNEK SORU
İSTİARE Teşbihin ana unsurlarından biriyle yapılan benzetme sanatıdır. www.edebiyatdersi.net Açık istiare: Benzeyen yok, kendisine benzetilen var. *Aslanım, koçum, aslansın… *İki kapılı bir handayım *Semanın kandilleri yanıyor. *Yüce dağ başında siyah tül vardır. *Havada bir dost eli başımızı okşuyor.
İSTİARE b. Kapalı istiare: Benzeyen var, kendisine benzetilen yok. Kişileştirme(teşhis) olan yerde kapalı istiare vardır. *Ağlıyordu ırmaklar *Tekerlekler yola bir şeyler anlatıyor. *Sanatçılar gülerken perde ağlıyordu. *Ay, zeytin ağaçlarından yere damlıyordu. *Yedi yüz yıl süren hikayemizi Dinlemiş ihtiyar çınarlardan *Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı hilal
TEMSİLİ İSTİARE
ÖRNEK SORU
MECAZ-I MÜRSEL(AD AKTARMASI) Benzetme amacı olmadan bir sözün başka bir sözün yerine kullanılmasına denir. *Tabağını bitir. *Sobayı yak. *Ankara, savaşta tarafsız kalmayı düşünüyor. *Ahmet Haşim, edebiyatımızın güçlü kalemlerindendir. *Ayağını çıkar, odaya öyle gir. *Ersin’le Tahir sınıfa haber versinler.
ÖRNEK SORU Anadolu kelimesinin “Anadolu, hepimize hınç, şüphe ve ehemmiyetsizlikle bakıyordu.” cümlesindeki kullanılışına benzer bir kullanım aşağıdakilerden hangisinde vardır? A)Ankara, bütün Orta Anadolu’ya bir iç kale vazifesini görmüştür. B)Erzurum, Türkiye coğrafyasına 1890 metreden bakar. C)O günlerde Konya’nın nasıl yaşadığını ve ne düşündüğünü bilmiyoruz. D)İstanbul’un asıl iç manzarasını, bu sivil mimari oluşturmuştur. E)Bursa kadar muayyen bir devrin malı olan bir başka şehir bilmiyorum. (1984 - ÖYS)
KİNAYE Bir sözün gerçek anlamının söylenip, mecaz anlamının kastedilmesidir. *Bulamadım dünya da gönüle bir mekan Nerede gül bitse etrafı diken (iyilik) (kötülük) * Dursun, gözü açık çocuktur. İçinizden en yürekli olan gelsin. Hatasını söyleyince yüzü kıpkırmızı oldu. Ey benim sarı tamburam/Sen ne için inilersin içim oyuk derdim büyük/Ben onun çün inilerim www.edebiyatdersi.net
Aşağıdakilerin hangisinde bir kinaye vardır? A) Gönül sevdiğinden soğur Görülmeyi görülmeyi B) Gölgesinde dinlendiğim Koca çamlar yerinde mi C) Şu karşıma göğüs geren Taş bağırlı dağlar mısın D) Elbet bir devasız dertten Doğan göz bir zaman ağlar E) Uçtu kuşların kervanı Her biri bir dala gider (1992 - ÖYS)
TEŞHİS(KİŞİLEŞTİRME) Kişileştirme demektir. Teşhis, insan dışındaki canlı ve cansız varlıkları düşünen, duyan ve hareket eden bir insan kişiliğinde göstermek, kişileştirmektir. * Toros dağlarının üstüne Ay un eledi bütün gece * Öldüğü gün gök ağlamıştı. * Atıyor her tepe gül-deste
ÖRNEK SORU “Menekşeler külahını kaldırır.” dizesindeki edebi sanat, aşağıdaki dizelerin hangisinde vardır? Güzel gitti diye pınar ağladı. Ak kuğular sökün etti yurdundan Gül budanmış dal dal olmuş Kara yerde mor menekşe biter mi? Gözlerim kapıda, kulağım seste. 1981-ÖYS
İNTAK(KONUŞTURMA) İnsan kişiliğinde canlandırılan bu varlıkları konuşturmaya intak denir. İntakta kesinlikle teşhis vardır. Çünkü konuşan tek canlı varlık insandır. Fakat, teşhiste her zaman intak olmayabilir. Teşhis ve intak sanatına en çok masallarda ve fabllarda başvurulur. www.edebiyatdersi.net Adam, tam koparacağı sırada menekşe: ” Bana dokunma!” diye bağırdı. Leylek Tilki’ye:”Merhaba” dedi.
ÖRNEK SORU Kütüphanede bir gürültü koptu. Şiir kitapları orada bulunanlara: “Niye bize bakmıyorsunuz?” diye bağırdı. Bu cümledeki en belirgin söz sanatı aşağıdakilerden hangisidir? A) Teşbih (benzetme) B) Tezat C) İstiare D) Kinaye E) İntak (konuşturma)
TECAHÜL-İ ARİF Bir anlam inceliği oluşturmak için bildiğini bilmezlikten gelmeye denir. *Şakaklarıma kar mı yağdı ne var? Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz? (C. Sıtkı) * Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer
ÖRNEK SORU
HÜSN-İ TÂLİL Ateşten kızaran gül arar da Güzel bir nedene bağlama demektir. Edebiyatta, herhangi bir gerçek olayın meydana gelmesini, hayali ve daha güzel bir nedene bağlama sanatıdır. Ateşten kızaran gül arar da Gezer bağdan bağa çoban çeşmesi F.N.Çamlıbel *Yeni bir ülkede yem vermek için atlarına Nice bin atlı kapılmıştı fetih rüzgarına Y. Kemal *Hâk-i payine yetem der ömürlerdir mutttasıl Başını taştan taşa vurup gezer âvâre su Fuzuli
ÖRNEK SORU
TEVRİYE Tevriye; örtmek, meramı gizlemek demektir. Edebiyatta, nükte yapmak amacıyla iki anlamı bulunan sözcüğün uzak anlamını kastederek kullanma sanatıdır. *Beyefendi grubumuzun güneşi, sen de ayısın. *Tahir Efendi bana kelp demiş İltifatı bu sözde zahirdir Mâlîki mezhebim zira benim İtikadımca kelp Tahirdir (Nef’i)
ÖRNEK SORU
MÜBALAĞA(ABARTMA) Edebiyatta sözün etkisini artırmak için bir şeyi olamayacağı biçimde yahut olduğundan çok az gösterme sanatıdır. Ancak bu aşırı anlatma soğuk olmamalı, nükteli ve zarif olmalıdır. Divan şairlerinin daha çok medhiye, fahriye ve hicviyelerde başvurdukları bir sanattır. *Uçtuk Mohaç ufkunda görünmek hevesiyle (Y. Kemal) *Akdeniz’in dalgası gönlüm kadar taşmadı. *Ateş kesilir geçse saba gülşenimizde *Alem sele gitti gözüm yaşından *Merkez-i hâke atsalar da bizi Küre-i arzı patlatır çıkarız (N. Kemal)
ÖRNEK SORU Aşağıdaki dizelerin özellikle hangisinde bir abartma vardır? A) Bir ah çeksem dağı taşı eritir Gözüm yaşı değirmeni yürütür B) Bu topraklar ecdadımın ocağı Evim, köyüm hep bu yerin bucağı C) Ne doğan güne hükmüm geçer Ne halden anlayan bulunur D) Derdim çoktur hangisine yanayım Yine tazelendi yürek yarası E) Yükseğinde büyük namlı karın var Alçağında mor sümbüllü bağın var (1991 - ÖYS)
TEZAT Edebiyatta iki düşünce, duygu ve hayâl arasında birbirine karşıt olan nitelikleri bir arada söyleme sanatı. *Ağlarım hatıra geldikçe gülüştüklerimiz *Âdular kahkaha eyler, güruh-ı dostan ağlar *Gerçek mi yalan mı duyduğum haber *Neden böyle düşman görünürsünüz Yıllar yılı dost bildiğim aynalar *Ağzı yok dediler Dediklerince var imiş
ÖRNEK SORU
İRSAL-İ MESEL
ÖRNEK SORU
TENASÜP Bir konu üzerinde, aralarında türlü ilgiler bulanan en az iki sözcük, terim ve deyimi bir dize ya da beyit içinde rast gele, sıralama amacı gütmeden kullanmaktır. Ancak bu sözcükler arasında karşıtlık ilgisi bulunmaması gerekir. *Aşk derdiyle hoşem, el çek ilacımdan tabip Kılma derman kim, helakim zehr-i dermanımdadır *Gonca gülsün gül açılsın cûy feryâd eylesin Sen sus ey bülbül biraz gül-şende yârim söylesin(Nabi)
ÖRNEK SORU
NİDA
ÖRNEK SORU
TEKRİR(YİNELEME) *Ey varlığı varı var eden var Sözün etkisini güçlendirmek için bir sözcüğü ya da söz kümesini art arda tekrar etme sanatıdır. *Ey varlığı varı var eden var Yok yok sana yok demek ne düşvâr (Z. Paşa) * Büyüksün İlahi büyüksün büyük Büyüklük yanında kalır pek küçük (Ali Haydar Bey) *Senin şem’-i cemâlinde vücûdum Münevverdir münevverdir münevver (Nesimi)
ÖRNEK SORU
ÖRNEK SORU
CİNAS Söylenişleri ve yazılışları aynı, anlamları farklı olan kelimeleri bir arada kullanma sanatıdır. *Kısmetindir gezdiren yer yer seni Göğe çıksan âkıbet yer yer seni (İbni Kemal) *Bülbül eder güle naz/ Gül eder bülbüle naz Bugün bir şehre vardım/Ağlayan çok gülen az *Eyleme vaktini zâyi’ deme kış yaz oku yaz (Sünbülzâde Vehbi) *Bağda meyler içilir nâleler eyler neyler Sesi çıkmaz acaba bülbül uyur mu neyler
ÖRNEK SORU
LEFF Ü NEŞR Genellikle bir beyit içinde, birinci dizede en az iki şeyi söyleyip, ikinci dizede bunlarla ilgili benzerlik ve karşılıkları verme sanatıdır. Divan şiirinde çok sevilmiş ve kullanılmış bir sanattır. *Bakıp ol şûh ile nâz ü niyâze meşkederiz Gülün tebessümüne bülbülün temanesine (Nedim) *Yâkût-sirişkiz yerimiz dîde vü dildir Ateşle sudan hâsıl olur bir güheriz biz (Ş. Galip)
ÖRNEK SORU
TELMİH Söz arasında, geçmişteki herkesçe bilinen bir olaya, ünlü bir kişiye, bir inanca ya da yaygın bir atasözüne işaret etmek, onu hatırlatmaktır. Telmih edilen şey uzun uzadıya açıklanmaz, bir iki sözcükle anımsatılır. * Gökyüzünde İsa ile Tûr dağında Musa ile Elindeki âsâ ile Çağırayım Mevlam seni (Yunus Emre) Bedr’in aslanları ancak bu kadar şanlı idi (M. Akif)
ÖRNEK SORU
ALLİTERASYON Bir ahenk meydana getirmek amacıyla bir dizede aynı sessiz harfin tekrar edilmesine aliterasyon denir. *Eylülde melûl oldu gönül soldu da lâle Bir kaküle meyletti gönül geldi bu hâle (Edip Ayel) *Dost-bûsi arzusuyla ger ölürsem dostlar Kûze eylen toprağım sunun ânınla yâre su (Fuzuli)
ÖRNEK SORU
SECİ Divan edebiyatında nesirdeki(düzyazı) kafiyeye denir. *Dost yolunda nistlik gerek, yâr önünde pestlik gerek, ten cübbesi çâk gerek, gönül evi pâk gerek.