Yön. Krl. Bşk. YMM Mehmet DEMİR
KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNUUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI 25 Maddeden oluşan ve Katma Değer Vergisi Kanunu’nda değişiklikler öngören Kanun Tasarısı 27.02.2018 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sevk edildi. Söz konusu tasarı ile 1985 yılında yürürlüğe giren ve 33 yıldır uygulanan Katma Değer Vergisi Kanunu’nun temel yapısında köklü değişiklikler yapılması öngörülmektedir. Tasarının Genel Gerekçesini şu şekilde özetlemek mümkündür: 1-Yatırımı, üretimi ve ihracatı teşvik etmek, 2- İşletmeler üzerinde oluşan KDV finansman yükünü ortadan kaldırmak, 3-Küçük işletmelerin vergiye uyumunu kolaylaştırmak, 4- Kayıtlı ekonomiye geçişi özendirmek.
ARSA KARŞILIĞI İNŞAAT İŞLERİNE İLİŞKİN DEĞİŞİKLİKLİKLER Tasarının 1. maddesi ile asa karşılığı inşaat işlerinde arasa sahibi tarafından müteahhide yapılan teslim, arsanın tamamı yerine; müteahhide kalacak kısma isabet eden arsa payı için geçerli olacak. Müteahhit de bu arsa payına karşılık; daire teslimi yapmış kabul edilecektir. Tasarının 7. Maddesi ile de; müteahhit tarafından arsa sahibine düzenlenecek fatura için emsal bedel olarak “Maliyet Bedeli Esasının” uygulanacağını belirtmiştir. Arsa karşılığı inşaat işlerine ilişkin olarak daha önce kanun metninde yeterli açıklık yoktu. Konu tebliğ ile düzenlenmişti ve tebliğde; “arsa karşılığı inşaat işlerinde iki ayrı teslim söz konusudur. Arsa sahibi tarafından müteahhide arsa teslimi, müteahhit tarafından arsaya karşılık olarak arsa sahibine verilen konut veya iş yeri teslimidir.”
Yeni düzenleme ile arsa karşılığı inşaat işlerinde; “Müteahhit tarafından arsa sahibine , arsanın karşılığı olarak yapılan teslimlerde, emsal bedel üzerinden KDV uygulanır.” Denilmekteydi. Görüldüğü üzere tebliğde emsal bedelin hangi usul ile uygulanacağına ilişkin bir belirleme yoktu ve fiiliyatta emsal bedel olarak farklı usuller kullanılıyordu. Ayrıca, arsa sahibi tarafından müteahhide yapılan arsa teslimi, kısmi teslim olarak değil; arsanın tamamı üzerinden teslim gerçekleşecekmiş gibi ifade kullanılmıştır. Yapılan değişiklikle ile yasa metninde bizatihi düzenleme yapılmış ve konuya açıklık getirilmiştir. Yeni düzenleme ile arsa karşılığı inşaat işlerinde; -Arsa sahibi için teslim, arsanın tamamı için değil müteahhide kalacak konut veya iş yerlerine isabet eden arsa payı için söz konusu olacaktır. -Müteahhit de arsa payına karşılık, konut veya iş yeri teslimi gerçekleştirmiş olacak.
Tasarının 1 ve 7. Maddelerini bir arada değerlendirdiğimizde: Kat karşılığı inşaat işinde müteahhit tarafından arsa sahibine düzenlenecek faturada sadece arsa sahibine teslim edilen konut ve işyerlerinin (arsa hariç) üst yapı üretim maliyeti esas alınacaktır. Yani , müteahhidin arsa sahibine teslim ettiği konut ve işyerlerinin maliyet bedelinin tespitinde; herhangi bir şekilde arsa payı dikkate alınmayacaktır. Emsal bedel olarak da Vergi Usul Kanunun Emsal Bedeli Düzenleyen 267. Maddesinin 2. Sırasındaki Maliyet Bedeli Esası kullanılacaktır. Emsal Bedel ; müteahhit firmanın arsa sahibine teslim ettiği bağımsız bölümlerin arsa payı hariç üst yapı üretim maliyetine toptan satışlar için % 5 ve perakende satışlar için % 10 kar marjı ilave edilmek suretiyle hesaplanacaktır.
Örneğin: Arsa sahibi, 5.000 metre kare arsasını, yapılacak 40 adet dairenin yarsını almak şartıyla müteahhide vermiştir. Müteahhit, 40 daire için 8.000.000 TL harcamıştır. Müteahhit arsa sahibine kalacak 20 adet daire için , bu dairelerin inşaat maliyeti olan 4.000.000 TL +%10 =400.000 Toplamda 4.400.000 TL’ye fatura edecektir, karşılığında aynı tutarda fatura alacaktır. Yürürlük: Yayım tarihinden sonra yapılan teslimlere uygulanmak üzere yayım tarihinde.
MÜZAYEDE YOLU İLE SATIŞLARLARDA MÜZAYEDEYİ YAPANLAR KDV MÜKELLEFİ OLACAK Müzayede yolu ile yapılan satışlar, KDV Kanunun 1. Maddesine göre verginin konusuna giriyor ancak mükellefin kim olacağı konusunda ihtilaflar çıkıyordu. Bu düzenleme ile, müzayedeyi düzenleyenlerin KDV mükellefi olacakları açıkça kanun metnine alınmış oldu. Böylece müzayede yolu ile satış yapan icra daireleri, mahkeme satış memurluklarının KDV mükellefi olması gerektiği açıkça kanun metninde açıkça yer almış oldu. Bu değişiklik maddesi yasanın yayımlandığı tarihte yürürlüğe girecektir.
FAZLA VE YERSİZ ÖDENEN KDV’NİN İADE EDİLMESİ ESASLARI AÇIKÇA KANUN MADDESİNDE YER ALDI Şartları: - Fazla ve Yersiz KDV’nin vergi dairesine ödenmiş olması, -İşlemlerle ilgili beyanların düzeltilmesi, -Fazla veya yersiz hesaplanan verginin satıcı tarafından alıcıya geri verilmesi, Ön plana çıkan önemeli husus; 1- Daha önce kanunun 8. Maddesinde fazla ve yersiz KDV’nin iade usulüne ilişkin hüküm yoktu ve Maliye Bakanlığına verilen yetki ile Tebliğde düzenlemeler yapılmıştı. 2-Tebliğde de yersiz ve fazla hesaplanan KDV’nin vergi dairesine ödenmiş olması şartı açıkça yer almıyor, ödenecek KDV’nin çıkması ibaresi yer alıyordu. 3-Verginin Kanuniliği ilkesi gereği fazla ve yersiz ödenen KDV’nin iade esasları kanun metnine alınmış ve yersiz ödenen KDV’nin iadesi için, bu yersiz ödenen KDV’nin daha önce vergi dairesine ödenmiş olması şartı getirilmiştir. Bu değişiklik maddesi , yasanın yayımlandığı tarihte yürürlüğe girecektir.
GRUP FİRMALARI İÇİN “GRUP KDV MÜKELLEFİYETİ” İMKANI SAĞLANIYOR Bu düzenleme ile Kurumlar Vergisi Mükelleflerinin en az %50 ortak oldukları diğer Kurumlar vergisi mükellefleri ile Grup KDV Mükellefiyeti tesis ettirme imkanı sağlanmış oldu. Şartları sağlayan mükellefler beyannamelerini birleştirerek tek beyanname vereceklerdir. ( kanun gerekçesinde; “aralarında en az %50 iştirak ilişkisi olmalıdır” ibaresi yer alıyor.) Konuya ilişkin Maliye Bakanlığına düzenleme yapma yetkisi verilmiş olup; Sektör, işletme büyüklükleri, iş hacimleri, doğrudan ve dolaylı ortaklık durumuna göre uygulamanın usul ve esaslarını belirleme yetkisi Maliye Bakanlığına verilmiştir. Bunun anlamı; Maliye Bakanlığı konuya ilişkin tebliğ ile düzenleme yapacaktır. Düzenlemenin amaçlarından biri bu yol ile devreden KDV birikimini engellemek, diğer bir amaç ise grup şirketlerinde; bazı firmalar için ödenecek KDV çıkarken, aynı grubun diğer firmasında ise devreden KDV çıkıyordu, bu düzenleme ile bunun önüne geçilmiş olacak. Birleştirilmiş beyanname ile grup şirketlerinin arasındaki bu tutarsızlık ortadan kalkacaktır. Grup KDV mükellefiyetinde, Tarhiyatın Muhatabı; nezdinde grup KDV mükellefiyeti tesis edilen firma olacaktır. Ancak Verginin ödenmesinden gruba dahil olan şirketlerin tamamı müteselsilen sorumlu olacaktır. Bu değişiklik maddesi yasanın yaymlandığı tarihte yürürlüğe girecektir.
GÜMRÜKSÜZ SATIŞ MAĞAZALARINA VE BUNLARIN DEPOLARINA YAPILAN SATIŞLAR, İHRACAT TESLİMİ SAYILDI Gümrüksüz satış mağazalarına ve bunların depolarına Yurt içinden yapılan teslimleri ihracat kabul edilerek katma değer vergisinden ve özel tüketim vergisinden istisna tutulmuştur. Böylece bir malın gümrük bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye veya bir serbest bölgeye vasıl olması ya da yetkili gümrük antreposuna konulması ihracatın gerçekleşmesi için yeterli iken; bir malın gümrüksüz satış mağazalarına veya bunların depolarına teslimi de ihracat kabul edilecektir. Bu madde Yasanın Yayımını izleyen 2. Ayın başında yürürlüğe girecektir.
BAZI MAL TESLİMLERİ VE HİZMET İFALARI 13 BAZI MAL TESLİMLERİ VE HİZMET İFALARI 13. MADDE ÇERÇEVESİNDE TAM İSTİSNA KAPSAMINA ALINMIŞTIR. Bu düzenleme ile bu mal teslimi ve hizmet ifaları nedeniyle yüklenilen KDV’nin indirimi de mümkün hale gelmiş, indirim yolu ile giderilmeyen KDV’nin nakden veya mahsuben iadesi de yapılabilecek duruma gelmiştir. Tam İstisna Kapsamına alınan Mal ve Hizmetler: 1-Gümrük antrepoları ve geçici depolama yerleri ile gümrük hizmetlerinin verildiği gümrüklü sahalarda, ithalat ve ihracat işlemlerine konu mallar ile transit rejim kapsamında işlem gören mallar için verilen ardiye, depolama ve terminal hizmetleri. Bu hüküm, daha önce 17/4-o maddesinde düzenlendiği için kısmi istisna kapsamında idi, 13/j kapsamına alınarak tam istisna kapsamına alınmıştır.
2-Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanmak üzere yapılan: - okul, sağlık tesisi - öğrenci yurdu ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu -huzurevi, bakım ve rehabilitasyon merkezi, -ibadethaneler, Diyanet İşleri Başkanlığı denetimine tabi din eğitimi verilen tesisler, -gençlik merkezleri ile gençlik ve izcilik kamplarının inşası için; bağışta bulunacaklara yapılan teslim ve hizmetler, tam istisna kapsamına alınmıştır. Bu düzenleme de 13/k maddesinde düzenlenerek tam istisna kapsamına alınmıştır.
3-Türkiye’de yerleşmiş olmayan yabancı uyruklu gerçek kişilere verilen sağlık hizmetleri Maddeyi irdelediğimizde şu şartlar ön plana çıkıyor: -Sağlık Hizmetinin sadece sağlık kurum ve kuruluşları bünyesinde verilmesi, - Koruyucu hekimlik, teşhis, tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri şeklinde olması, -Türkiye’de yerleşmiş olan yabancı uyruklu gerçek kişilere sunulan hizmetler istisna dışında, -Sağlık hizmetlerle birlikte sağlanan diğer teslim ve hizmetler istisnanın kapsamında değildir. Bu düzenleme de 13/l maddesinde düzenlenerek tam istisna kapsamına alınmıştır. 4-Teknoloji Geliştirme Bölgesinde, AR-GE ve tasarım merkezlerinde ve araştırma labaratuvarlarında Ar-ge ve tasarım faaliyetinde bulunanlara yapılan yeni makine ve teçhizat teslimi de 13/m maddesi ile tam istisna kapsamında KDV den istisna edilmiştir. Bu makinelerin takip eden takvim yılının başından itibaren 3 yıl elden çıkartılmaması gerekir. Bu istisna düzenlemeleri kanunun yayımını izleyen 2. Ayın başında yürürlüğe girecektir.
ADİ ORTAKLIĞIN SERMAYE ŞİRKETİNE DÖNÜŞMESİ İSTİSNA KAPSAMINA ALINMIŞTIR. Tasarıyla kurumsallaşmayı teşvik etmek amacıyla adi ortaklıkların sermaye şirketine dönüşmesi işlemleri KDV istisnası kapsamına alınacak. Bilindiği üzere; Bilanço esasındaki şahıs işletmelerinin sermaye şirketine dönüşmesi, keza, kollektif ve adi komandit şirket gibi şahıs şirketlerinin nevi değiştirerek sermaye şirketlerine dönüşmesi KDV den istisnadır. Konuya ilişkin düzenleme yapılarak; adi ortaklığın da sermaye şirketine dönüşmesi KDV den istisna edilmiştir. Bu istisnanın şartları ise; -Adi ortaklığın bilançosunun aktif ve pasifiyle kül halinde bir sermaye şirketine devredilmesi -Devralan şirketin bilançosuna aynen geçirilmesi
-Devir bilançosuna göre hesaplan öz sermaye tutarında ortaklık payı verilmesi gerekir. -Bu ortaklık payını temsil eden hisse senetlerinin nama yazılı olması. Konfeksiyon sektöründe ortaya çıkan, aynen veya onarılmak suretiyle kullanılması mümkün olmayan kırpıntıların teslimi de 17./4-g Maddesi kapsamına alınarak KDV'den istisna tutulacaktır. Gümrük antrepoları ve geçici depolama yerleri ile gümrük hizmetlerinin verildiği gümrüklü sahalarda ithalat ve ihracat işlemlerine konu mallar ile transit rejim kapsamında işlem gören mallar için verilen ardiye, depolama ve terminal hizmetleri, 13. Maddeye alınmıştı ve tam istisna kapsamına girmişti. Bu nedenle de17/4-o maddesi kapsamından çıkartılmıştır. Bu maddelerin yürürlüğü kanunun yayımını izleyen ikinci ayın başıdır.
İKİNCİ EL ARAÇ VE TAŞINMAZ SATIŞINDA KATMA DEĞER VERGİSİ MATRAHI YENİDEN TANIMLANIYOR İkinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz ticaretiyle iştigal eden mükelleflerce, mükellef olmayanlardan (mükellef olanlardan istisna kapsamında alınanlar dahil) satılan ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmazların tesliminde özel matrah uygulanması sağlanacak. Bu işlemlerde matrah, ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmazların alış bedeli düşüldükten sonra kalan tutar olacak. Bu maddenin de yürürlüğü girişi, yasanın yayımını izleyen 2. Ayın başıdır.
KDV İNDİRİMİ VE DEVİR KDV’NİN İADE EDİLMESİNE İLİŞKİN DÜZENLEMELER Yeni düzenleme ile İndirim hakkı, vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği takvim yılını takip eden takvim yılı sonuna kadar kullanılabilecek. Eskiden indirim hakkı vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla kullanılabiliyordu. Şimdi ise İndirim hakkı vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu “takvim yılını takip eden” takvim yılı sonuna kadar ilgili fatura vb belgelerin kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilir. Tasarının reform niteliğinde değişiklik öngören en önemli kısmı ise indirim yoluyla giderilemeyen “devreden katma değer vergisinin” mükellefe iade edilmesine imkan sağlanmasıdır. Zira, birçok işletmenin bilançosunda yıllardır devreden KDV stokunun bulunması işletmeler açısından büyük bir külfetti.
Yapılan düzenleme ile devir KDV’nin iade edilmeyeceği kuralı kaldırılmakta ve 12 ay süre ile indirim yolu ile giderilemeyen KDV’nin izleyen 6 ay içinde talep edilmesi halinde iade edilmesi mümkün hale gelmiştir. Bakanlar Kurulu KDV iadesi için öngörülen 12 aylık süreyi 24 aya kadar çıkartıp tekrar kanuni süre olan 12 aya indirmeye yetkilidir. Maliye Bakanlığı ise 12 aylık süreyi 3 aya kadar indirmeye yetkili kılınmıştır. Maliye Bakanlığı devir KDV’nin iadesini; a-Vergi İncelemesi Yoluyla b-Diğer Yöntemlerle yaptırmaya yetkili kılınmıştır. Demek ki konuya ilişkin KDV Tebliği yayımlanacaktır.
Maliye Bakanlığı iade yöntemini belirlerken; a-Sektör Durumu, b-İşletme Büyüklüğü, c-Devreden KDV’nin kaynağına bakarak belirleyecektir. Haksız KDV İadelerinin alınmasına mani olmak adına Bu düzenlemeye ilave ek tedbirler alınmıştır. Yasa Tasarısının 11. Maddesi ile de Bakanlar Kuruluna ve Maliye Bakanlığına KDV İadelerine ilişkin bir takım yetkiler verilmiştir. Bakanlar Kuruluna Tanınan Yetkiler: -süresi içinde iadesi talep edilmeyen katma değer vergisini gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak yazdırma yetkisi, - iade talebinde bulunulabilecek asgari tutan belirleme,
Maliye Bakanlığına Tanınan Yetkiler: -mükellefiyet süresi, -çalışan sayısı, -aktif ve öz sermaye büyüklüğü, -ödenen vergi tutarı, -vergisel ödevlerin zamanında yerine getirilip getirilmediği, -sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme veya kullanma yönünde olumsuz rapor ya da tespit bulunup bulunmadığı gibi kriterleri kullanarak . Buna göre iadenin yöntemini, nakden veya mahsuben iade yapılıp yapılmayacağını belirlemeye yetkili kılınmıştır.
ESKİ DEVİR KDV’LERİ DURUMU Devir KDV’nin iadesine ilişkin düzenleme 1 ESKİ DEVİR KDV’LERİ DURUMU Devir KDV’nin iadesine ilişkin düzenleme 1.1.2019’da yürürlüğe girecektir.1.1.2019 öncesinde birikmiş ve indirim yoluyla giderilememiş KDV’nin akıbetinin ne olacağına ilişkin ise KDV Kanununa geçici 39 madde eklenmiştir. Buna göre: 31.12.2018 tarihine kadar, belirtilen şartları sağlayarak gelen devir KDV’ler ayrı bir hesaba alınması, ödenecek KDV’den mahsubu dışında bu hesabın kullanılmaması ve bu şekilde birikmiş devreden KDV’nin idareye tanınan yetki çerçevesinde ve bütçe olanakları çerçevesinde ; - yıllara yayılı şekilde iadesi -muhtelif vergi borçlarına mahsup edilmesi -gider yazılması konusunda düzenlemeler yapmaya Maliye Bakanlığı yetkili kılınmıştır.
Yukarıda belirtilen ayrı hesapta takip edilen katma değer vergisinin kısmen veya tamamen iadesi uygun görüldüğü takdirde, mükellef bu iadeyi talep etmez ise; -Ne indirim konusu yapabilecek -Ne daha sonra iade konusu yapılabilecek -Ne de gider veya maliyet yazılabilecektir. Maliye Bakanlığı Eski Dönem Devir KDV’lerin İade yöntemini belirlerken; a-Sektör Durumu b-İşletme Büyüklüğü c-Devreden KDV’nin kaynağına bakarak belirleyecektir. Yürürlük: Bu madde, 1.1.2019 tarihinde yürürlüğe girecektir.
Katma Değer Vergisi Kanunu'nun vergi indirimiyle ilgili maddesindeki bir diğer düzenleme ile indirimli orana tabi teslim ve hizmetler nedeniyle teslim ve hizmetin gerçekleştiği vergilendirme döneminden sonra ortaya çıkan giderler veya yapılan iskontolar dolayısıyla yüklenilen ve indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV'nin iade hesabına dahil edilmesine imkan sağlanacak. Vergi Usul Kanununca değersiz hale gelen alacaklara ilişkin hesaplanan ve beyan edilen Katma Değer Vergisi, alacağın zarar yazıldığı vergilendirme döneminde indirim konusu yapılabilecek. Bunun için; - Alacağın Mahkeme kararı veya kanaat getirici bir vesikaya göre alınmasının imkansız olması -Daha önce hesaplanıp beyan edilmiş olması gerekir. -Alacağın zarar yazıldığı vergilendirme döneminde indirim konusu yapılması gerekir. -katma değer vergisi daha önce şüpheli alacak kapsamında gider yazılmışsa, bu fıkra kapsamında indirim konusu yapılabilmesi için gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde tekrar gelir olarak dikkate alınması şarttır.
1-İADENİN ÜÇ AY İÇİNDE YAPILMAMASI HALİNDE FAİZİ KDV İADLERİNİN HIZLANMASI VE MUHTEMEL İŞ YÜKÜNÜNÜ TELAFİ ETMEK İÇİN YAPILAN DÜZENLEMELER 1-İADENİN ÜÇ AY İÇİNDE YAPILMAMASI HALİNDE FAİZİ İLE BİRLİKTE ÖDENMESİ Mükellefleri İade için tüm bilgi ve belgeleri idareye teslim ettiği tarihten itibaren katma değer vergisi iadelerinin üç ay içerisinde yapılması gerekir. Aksi taktirde iade tecil faizi ile birlikte ödenmek zorundadır.
2-VERGİ DENETİM KURULU BÜNYESİNDE KDV İADE İNCELEMELERİ GRUP BAŞKANLIĞI KURULUYOR Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı bünyesinde muhtemel iş yükünü ortadan kaldırmak ve uzmanlaşmaya dönük “D Grubu” Katma Değer Vergisi İade İncelemeleri Grup Başkanlığı ihdas edilmektedir. VDK Grup Başkanlıkları: a) Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı. b) Büyük Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı. c) Organize Vergi Kaçakçılığı ile Mücadele Grup Başkanlığı. ç) Örtülü Sermaye, Transfer Fiyatlandırması ve Yurtdışı Kazançlar Grup Başkanlığı. “d) Katma Değer Vergisi İade İncelemeleri Grup Başkanlığı.”
3- İADE İNCELEMELERİNİN SÜRESİ YENİDEN BELİRLENİYOR Katma değer vergisi iade incelemelerinde en fazla üç ay içinde incelemeleri bitirmeleri esastır. Bu süreler içinde incelemenin bitirilememesi halinde 2 ayı geçmemek üzere ek süre verilebilir. 4- SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER DE KDV İADE RAPORU DÜZENLEME YETKİSİNİN VERİLMESİ Yasa Tasarının 19 uncu maddesi ile 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununa 8/A maddesi eklenerek mali müşavirlere KDV İade raporu düzenleme yetkisi tanınmıştır. Düzenlemenin gerekçesine bakıldığında SMM’lere bu yetkinin verilmesinin nedeni Devir KDV’lerinin iade edilmesi nedeniyle ortaya çıkan ilave iş yükü olarak gösterilmiştir.
Düzenlemede ön plana çıkan ana ilkeler: 1-İade yetkisi, mali müşavirin beyannamelerini imzaladıkları dönem ve mükelleflerle sınırlandırılmıştır. 2-Rapor düzenleyecek mali müşavir için ilave nitelik ve şart aranabilir, zira bu konuda Maliye Bakanlığına yetki tanınmıştır. (kıdem, öğrenim durumu gibi) 3-Rapora konu iade türü ve iade miktarı yönünden bir sınırlama gelme ihtimali kuvvetle muhtemeldir zira yine bu konuda Maliye Bakanlığına yetki tanınmıştır. 4-Düzenlenecek Raporun doğruluğu ve oluşacak vergi ziyaından dolayı, müşterek ve müteslesil sorumluluk yüklenmiştir. 5- İlgili tasarı maddesinde ;“Katma Değer Vergisi Kanunu kapsamında yapılacak iadeye dayanak teşkil edecek rapor düzenlettirmeye,” ibaresi geçtiği için KDV İadesi dışındaki örneğin gelir stp İadesi için, YMM İade Raporu yazma yetkisi verilmediğini değerlendiriyoruz. 6-Maddenin yürürlük tarihi 1.1.2019’dur.
İNDİRLEMEYECEK KDV’NİN KAPSAMI DARALTILIYOR Özel okullar ve öğrenci yurtları tarafından belli bir kontenjan dahilinde bedelsiz olarak verdikleri eğitim ve yurt hizmetleri nedeniyle yüklendikleri KDV’yi indirim konusu yapabilecekler. Fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı kapsamında faaliyet yürüten dernek ve vakıflara yapılan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak bağışları nedeniyle bağışta bulunanların yüklendikleri KDV’yi indirim konusu yapmaları mümkün hale geldi. Kamu kurum kuruluşları il özel idareleri, belediyeler, köyler, bunların teşkil ettikleri birlikler, üniversiteler, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, siyasî partiler ve sendikalar, kanunla kurulan veya tüzelkişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları, kamu menfaatine yararlı dernekler, vergiden muaf vakıflara yapılan bedelsiz mal teslimi ve hizmet ifa edenler de yüklendikleri KDV’yi indirim konusu yapabileceklerdir.
Yabancı hayır kurumları, konsolosluk ve diplomatik temsilciliklerin yukarıda sayılan kurum ve kuruluşlara yapacakları bedelsiz teslimlere ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler nedeniyle Yüklenilen KDV indirim konusu yapılabilecek.
Tescilli taşınmaz kültür varlıklarının restorasyonu için verilen mimarlık hizmetleri ve restorasyon için yapılan teslimler nedeniyle yüklenilen KDV de indirim konusu yapılabilecektir. Serbest bölgelerde verilen hizmetler ile serbest bölgelere veya bu bölgelerden yapılan ihraç amaçlı yük taşıma işleri nedeniyle yüklenilen KDV de indirim konusu yapılabilecektir. Deprem, sel ve Maliye Bakanlığının mücbir sebep ilan ettiği yangınlar hariç diğer sebeplerle zayi olan malların KDV si indirim konusu yapılamıyordu. Yapılan düzenleme ile faydalı ömrünü tamamladıktan sonra zayi olan ATİK KDV’si indirim konusu yapılabilecek. Faydalı ömrünü doldurmadan zayi olan ATİK’lerin ise kullanılan süreye isabet eden KDV’si indirim konusu yapılabilecektir. Teknoparklarda bulunan şirketlerin istisna kapsamındaki işlemleri nedeniyle yüklenilen vergilerin indirimine imkan sağlandı. Yukarıdaki İndirim hakkına ilişkin düzenlemelerin Yürürlüğü 1.1.2019
HASILAT ESASLI KDV VERGİLENDİRMESİ İMALATÇI İHRACATÇILARA İHRACAT BEDELİNİN BELLİ ORANI ÜZERİNDEN İADE YOLU AÇILIYOR Katma Değer Vergisi Kanunun 32. Maddesine eklenen ibare ile; İmalatçılar tarafından yapılan ihracat işlemlerinden kaynaklanan iadelerde, yüklenilen katma değer vergisi yerine sektörler itibarıyla ihracat bedelinin belli bir oranına kadar iade yapma yetkisi Maliye Bakanlığına verilmiştir. HASILAT ESASLI KDV VERGİLENDİRMESİ Uygulaması kalamayan “Götürü Usulde Vergilendirme” Başlıklı KDV Kanunun 38. Maddesi değiştirilerek Yeni bir uygulama olan “Hasılat Esaslı Vergileme” Sistemine ilişkin düzenlemeye yer verilmiştir.
-Uygulama presnsip olarak işletme esasına göre vergilendirilen mükellefler ile serbest meslek kazanç sahiplerini kapsamaktadır. -Bakanlar Kurulu uygulamaya dahil edilecek sektör ve meslek gruplarını belirlemeye ve belli bir limite kadar cirosu olan Bilanço Usulündeki Gelir Vergisi mükellefleri de Hasılat Esaslı Vergileme kapsamına almaya yetkilidir. -Vergi ,KDV dahil mal ve hizmet bedeli üzerinden Bakanlar Kurulunca belirlenecek oranda beyan edilecek ve ödenecek. -Mükellef hesaplanan KDV’sini gelir, İndirilecek KDV ile hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre beyan ederek ödedikleri katma değer vergisini işlemin mahiyetine göre gider veya maliyet olarak yazabileceklerdir. -Prensip olarak Hasılat esaslı vergilendirme usulüne mükellefin talebi doğrultusunda geçilecek ve uygulamaya geçen mükellefler, iki yıl geçmedikçe bu usulden çıkamazlar. Yürürlük: 1.1.2019 tarihinde yürürlüğe girecektir.
İŞLETME ESASINA GÖRE DEFTER TUTAN MÜKELLEFLERİN KDV ÖDEME ZAMANI UZATILIYOR Katma Değer Vergisi Kanununun Verginin Ödenmesi Başlıklı 38. Maddesine eklenen ibare ile; Maliye Bakanlığına işletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerin ödeme zamanını, beyannamenin verildiği ayı takip eden ikinci ayın sonuna kadar uzatma yetkisi verilmiştir. Bu madde 1.1.2019 tarihinde yürürlüğe girecektir.
DÖNEM SONU İŞLEMLERİ GAYRİ MENKULSATIŞ İSTİSNASI UYGULAMASINDA DİKKATE EDİLECEK HUSUSLAR UYGULAMASI KVK/5-1-e maddesinde, “Kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların %75'lik kısmı ile aynı süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazların satışından doğan kazançların %50'lik kısmı.” Kurumlar vergisinden istisnadır. Şartlar: a- İki Tam Yıl Aktifte Bulundurma İstisna uygulamasına konu olan gayrimenkulün en az iki tam yıl (730 gün) süreyle kurumun aktifinde yer almış olması gerekmektedir. İki yıllık süre takvim yılı olarak değil gün olarak aranmaktadır.
b-Taşınmaz Ticareti İle Uğraşılmaması Taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları istisna kapsamındaki taşınmazların satışından elde ettikleri kazançlar istisna kapsamı dışında bulunmaktadır. Ancak bu mükelleflerin faaliyetlerinin yürütülmesine tahsis ettikleri taşınmazların satışından elde ettikleri kazançlarına istisna uygulanabilecektir. c-Satış Bedelinin Satışın Yapıldığı Yılı İzleyen İkinci Takvim Yılının Sonuna Kadar Tahsil Edilmesi Taşınmaz satış bedelinin, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi gerekmektedir.
d- İstisna Uygulanması ve Kazancın Fon Hesabına Alınması ve kazancın 5 yıl boyunca fondan çekilmemesi Gayri menkul satışından elde edilecek kazancın istisnadan yararlanan kısmının, pasifte özel bir fon hesabına alınması ve satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar söz konusu fon hesabında tutulması gerekmektedir. Fon hesabına alınan kazanç tutarının mükelleflerce sermayeye ilavesi mümkündür. Ancak, fon hesabına alınan kazanç tutarının sermayeye ilave dışında, beş yıl içinde başka bir hesaba nakledilmesi, işletmeden çekilmesi veya dar mükellef kurumlarca ana merkeze aktarılması ya da kurumun tasfiyesi halinde, istisna uygulanması nedeniyle zamanında tahakkuk etmeyen vergiler ceza ve gecikme faizi ile birlikte tahsil edilecektir.
e-Taşınmaz işletmenin mali yapısını iyileştirecek şekilde prensip olarak para karşılığı satılmalıdır. İstisna uygulanabilmesi için taşınmazlar ile iştirak hisselerinin satılması ve bu işlemden bir kazanç elde edilerek, satan kurumun mali yapısında bir iyileşmenin sağlanması gerekmektedir. Bu nedenle, söz konusu aktif kalemlerin para karşılığı olmaksızın devir ve temliki istisna uygulamasına konu olmayacaktır. Kat karşılığında arsa devrinde olduğu gibi, bir mal veya hakkın başka bir mal veya hak ile değiştirilmesini ifade eden trampa işlemlerinde söz konusu istisna hükmü uygulanmayacaktır. f-Fona alma işleminin; satışın yapıldığı yılı izleyen hesap döneminin başından itibaren kazancın beyan edildiği döneme ait kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarihe kadar yapılması zorunludur. Bu nedenle, istisna kapsamındaki kazanç tutarı, satışın yapıldığı dönemin genel sonuç hesaplarına yansıyacaktır. Ancak, kurumlar vergisi beyannamesinin ilgili satırında gösterilmek suretiyle istisnadan yararlanılabilecektir. Bu istisnadan geçici vergi dönemleri itibarıyla da yararlanılabilir. Ancak belirtilen süre içinde istisna kazancın fon hesabına alınmaması halinde, kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden belirtilen istisnadan yararlanılabilmesi mümkün değil ve ayrıca geçici vergi dönemleri itibarıyla yararlanılan, istisna nedeniyle zamanında tahakkuk etmeyen vergiler cezalı olarak alınacaktır.
Örnek: İşletmede 400. 000TL bedelle kayıtlı arsa, 30. 10 Örnek: İşletmede 400.000TL bedelle kayıtlı arsa, 30.10.2017 tarihinde 1.400.000 TL bedelle satılmıştır. Muhasebe Kayıtları ----------- 30.10.2017---------------- 102 BANKALAR 1.400.000.- 250 ARSALAR 400.000.- 679 OLAGAN DISI KARLAR 1.000.000.- 679.01 Gayrimenkul Satış Kazancı : 500.000 679.02 Gayrimenkul İstisna Satış Kazancı : 500.000 ----------- / ----------------
İstisna 500.000 TL Kazanç, Satışın yapıldığı yılı, yani 2017’i izleyen hesap döneminin başından (01.01.2018) itibaren kazancın beyan edildiği döneme ait kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarih olan 25.04.2018 tarihine kadar fon hesabına alınmalıdır. ----------- 01.01.2018 -------------- 590 DÖNEM NET KARI 500.000.- 549 ÖZEL FONLAR ( kazanç istisnası) 500.000.- ----------- / ----------------
GEÇMİŞYIL ZARARLARININ MAHSUBU VE DEFTER VE BELGELERİN MUHAFAZA VE İBRAZ SÜRESİ -Geçmiş hesap dönemlerinde oluşan zararların mahsubunda, söz konusu zararların en önceki hesap dönemi zararından başlayarak sırasıyla mahsup edilmesi gerekmektedir. -Geçmiş yıllara ait zararların mahsubunun, yıl atlanmaksızın, mahsup imkânının doğduğu hesap döneminde yapılması gerekmektedir. -Mahsup imkânının olduğu dönemlerde mahsup edilmeyen zarar tutarlarının sonraki dönemlere ait kazançlardan düşülmesi mümkün olmayacaktır. Konuya ilişkin verilen özelgelerde de beyannamelerinde indirim imkanı olduğu, kardan indirilmeyen geçmiş yıl zararının daha sonraki yıllarda indirilmesine imkan olmadığı belirtilmektedir. -Matrah artırımı yapılan yıllara ait olup indirim konusu yapılamamış geçmiş yıl zararlarının %50’si müteakip yıl karlarından mahsup edemeyeceklerdir.
-Geçmiş yıl zararlarının indirebilmesi için her yılın zararının beyannamede ayrı ayrı gösterilmesi gerekir. Beyannamede gösterilmeyen geçmiş yıl zararlarını, sonraki yıl karalarından mahsup edenlere yönelik olarak vergi incelemelerinde cezalı tarhiyat yapılabilmektedir. -Geçmiş yıl zararlarının bulunması halinde defter ve belgelerin muhafaza ve ibraz yükümlülüğü de 5 yıl ile sınırlı kalmamaktadır. Geçmiş yıllarla ilgili zararların, mahsup edilmesi halinde söz konusu zararın doğru olup olmadığının araştırılması için Zararın doğduğu yıl bakımından zamanaşımı süresi dolmuş olsa bile bu yılla ilgili defter ve belgelerin muhafaza ve ibrazı gerekmektedir. Örneğin 2011 yılına ilişkin bir zarar, 2016 yılındaki kardan mahsup edilmişse 2011 yılı defterlerinin muhafaza ve ibraz süresi 31.12.2016’ ya kadar değil, 2016 yılına ilişkin zaman aşımı süresi olan31.12.2021 yılıdır. Dolayısıyla geçmiş yol zararından dolayı 2011 yılı defterlerinin 5 yıl değil 10 yıl boyunca saklanması ve incelemeye ibrazı gerekmektedir.
YILLARA SARİ İNŞAAT VE ONARIM İŞLERİNDE KAZANCIN BEYANI, DEFTER VE BELGELERİN MUHAFAZA VE İBRAZI GelirVergisiKanunu'nın42'ncimaddesinde düzenlenen: -İnşaat ve onarım işi olmak -Birden fazla yıla sirayet etmek -Taahhüde bağlı olarak yapmak Şartlarını sağlayan işler yıllara sari inşaat ve onarım işi olarak tanımlanmıştır.
-Yıllara sari inşaat ve onarma işlerinde kâr ve zarar işin bittiği yıl kârı olarak tespit edilir ve tamamı o yılın geliri sayılarak, işin bittiği yıl beyannamesinde gösterilir. -Yıllara sari inşaat işlerinde zamanaşımı işin bittiği yılı izleyen yıldan başlamaktadır. Örneğin; 2010 yılında başlayan bir inşaat işinin 2015 yılında bitirilmiş olması halinde, tarh zamanaşımı 31.12.2020 olacaktır. Buna göre, 2010 yılına ilişkin defter ve belgelerin de 31.12.2020 tarihine kadar muhafaza ve gerektiğinde ibraz edilmesi gerekir. -Yıllara sari inşaat ve onarım işleri Geçici vergiye tabi değildir. Zira bu kazançlar üzerinden zaten tevkifat yapılmaktadır. Bu nedenle işin bittiği yıldaki 4. Geçici vergi dönemi de dahil olmak üzere hiçbir geçici vergi döneminde beyan edilmemesi gerekir. -Yıllara sari inşaat işlerinden elde edilen kazançlar geçici vergiye tabi olmadığı için bu kazançlar üzerinden yapılan stopajların da Geçici vergi dönemlerinde mahsup edilmemesi gerekir.
İLGİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ. Adres: İncipınar Mahallesi Muammer Aksoy Bulvarı 36006 No.lu Cadde Cazibe İş Merkezi Kat:2 No:201-202 Şehitkamil / GAZİANTEP Telefonlar : 0342 215 11 10 Fax Numarası : (0342) 215 11 20