SERVET-İ FÜNUN ŞAİRLERİ
TEVFİK FİKRET Türk edebiyatının en önemli şairlerindendir. Aruz ölçüsünü Türkçeye başarıyla uygulamıştır. Fen, bilim, teknik onun kalemiyle şiirimize girmiştir. Parnasizm akımından etkilenmiştir. Şiiri düz yazıya yaklaştırmıştır. Şermin adlı eserinde hece ölçüsünü kullanmıştır. Servet-i Funun'dan sonra herhangi bir topluluğa katılmamış, bazı sosyal şiirler yazmıştır. Türk edebiyatında ilk defa İstanbul'u eleştiren şair olmuştur.(Sis şiiri) Mehmet Akif ile atışmışlardır. Oğlu Amerika'ya okumak için gider; ancak papaz olur. Eserleri: Rubab-ı Şikeste, Haluk'un Defteri, Rubab-ın Cevabı, Tarih-i Kadim, Doksan Beşe Doğru, Şermin
CENAP ŞAHABETTİN İlk şiiri 1885'te daha öğrencilik yıllarında Saadet gazetesinde yayımlandı. Önceleri Muallim Naci'nin etkisiyle divan şiiri tarzı şiirle uğraştı. Daha sonra Recaizade Mahmut Ekrem ve Abdülhak Hamit Tarhan'dan etkilenerek Batı tarzı şiire yöneldi. Servet-i Fünun dergisinde şiirleri yayımlandı. Tevfik Fikret ve Halit Ziya Uşaklıgil'le birlikte Servet-i Fünun edebiyatının 3 önemli isminden biri oldu. Gelenekçi şairlerin en çok saldırdığı yenilikçi şairdi. Diğer Servet-i Fünun'cuların tersine bireysel şiiri tercih etti. Edebiyat-ı Cedide'nin en aşırı örneklerini verdi. Şiire "nesir-musikisi" dedi. Şiirlerinde kullandığı "Sâât-i semenfâm", "çeng-i müzehhep", "nay-i zümürrüt" gibi deyimler, imgeler döneminin sanat dünyasında önemli tartışmalar yarattı. Heceleri müzik düzeyinde uyumlu kullanmayı savundu. Bu tarzda yazdığı en iyi iki örnek "Yakazat-ı Leyliye" ve "Elhan-ı Şita" şiirleridir. Servet-i Fünûn kuşağında Tevfik Fikret'ten sonra şiirin en önemli ismidir. Sadece şiir değil nesirle de ilgilenen bir kalemdir. Nesirlerinde Raik Vecdi, Ahmet Peyman ve Dahhak-ı Mazlum, Hakkı Talip takma adlarını kullanmıştır.
ESERLERİ Şiir: Tâmât (1887) Seçme Şiirleri (1934, ölümünden sonra) Bütün Şiirleri (1984, ölümünden sonra) Terâne-i Mehtap Tiyatro: Körebe (1917) Küçük Beyler Yalan Düzyazı: Hac Yolunda (1909) Evrak-ı Eyyam (1915) Afak-ı Irak (1917) Avrupa Mektupları (1919) Nesr-i Harp, Nesr-i Sulh ve Tiryaki Sözleri (1918) Vilyam Şekispiyer(1932) Tiryaki sözleri (Özdeyişler) Suriye Mektupları
SÜLEYMAN NAZİF Tanzimat edebiyatının, özellikle de Namık Kemal'in etkisinde kalarak şiirler yazan Süleyman Nazif, ilk dönem şiirlerinde toplumsal içerikli ve özgürlükçü bir düşünceyi savundu. Bu düşüncesiyle birlikte Osmanlı Yenilikçileri arasında önemli bir yere sahip olan 'Servet-i Fünun'culara katıldı. Yapıtlarında süslü bir dil kullanarak Osmanlıca'nın ve aruz kalıplarının şiir sanatını zenginleştirdiğini savunan Süleyman Nazif, Namık Kemal, Mehmet Akif ve Fuzuli gibi inceleme kitapları da yazmış; yergi, nükte ve fıkraları derleyerek kitaplaştırmıştır.
ESERLERİ Şiir: Gizli Figanlar (1906), Fırak-ı Irak (1918), Batarya ile Ateş (1917), Malta Geceleri (1924) Makale: Çal Çoban Çal (1921), Tarihin Yılan Hikayesi (1922), İki Dost (1926)
ALİ EKREM BOLAYIR Servet-i Fünûn devri şairlerindendir. Küçük yaşta şiir yazmaya başlamıştır. İlk şiirlerini Mirsâd, Maârif ve Malûmat dergilerinde neşretti. 1896'da Servet-i Fünun topluluğuna katıldı. Bu derginin Yunan harbi münâsebetiyle çıkardığı Özel sayısında yer alan "Vasiyet" isimli şiiri ile tanındı. Tevfik Fikret'in, bir makalesini değiştirmesine kızarak topluluktan ayrıldı. Şiirinde -Fikret gibi- nazmı nesre yaklaştırma, halkın hayâtını anlatma, realist şiir yazma gayreti içindedir. Üslûbu ile Mehmet Akif'e rehberlik etmiştir. Çanakkale ve İstiklâl Savaşı yıllarında millî kahramanlık şiirleri yazdı. Hece veznini denedi. Edebiyat tarihi, tiyatro ve çocuk edebiyatı ile ilgili eserleri de vardır.
ESERLERİ Şiir: 1. Kasîde-i Askeriyye (Namık Kemal'in Hürriyet Kasîdesi'ne nazîre, 1908), 2. Kırmızı Fesler (Hiciv), 3. Ruh-i Kemâl (1909), 4. Zılâl-i İtham (1909), 5. Çocuk Şiirleri (1917), 6. Ordunun Defteri (Nazım-nesir karışık millî şiirler, 1918), 7. Şiir Demeti (Çocuk şiirleri, 1925), 8. Vicdan Alevleri (1925), 9. Tâir-i İlâhî (Basılmadı). Diğer: 1. Namık Kemâl (1930, 2. Lisanımız (1937), 3. Bâriâ (Tiyatro eseri denemesi, 1908)
HÜSEYİN SİRET ÖZSEVER Servet-i Fünûn şairleri içinde duygusal yönü ve lirizmi en belirgin şair olarak tanınmıştır. O, konularını özellikle his ve ince temalardan seçmiş; "aşk, kadın, aile, özlem, gurbet ve tabiat güzellikleri" üzerine şiirler yazmıştır. Şiirlerinde tabiat daha çok, bir fon olarak göze çarpar. Dilde belli bir duruluğa yönelmiştir. Aruzun yanında hece ölçüsünü de kullanmıştır. İlk iki eserleri olan "Leyâl-i Girîzân" ve "Bağbozumu"ndaki şiirleri, ikincisinde dil bakımından hafif bir sadeleşme hissedilmekle beraber, hemen hemen, aynı dokudadır. Fakat, zamanla ve olayların etkisiyle Sîret'te de, dil ve üslupça çok açık değişmeler meydana gelmiştir. "Kıvılcımlı Kül"deki şiirler, dille birlikte, bazılarının hece vezni ile yazılmış olması gibi, vezin konusunda da meydana gelen değişmeleri göstermesi bakımından dikkate değerdir.
ESERLERİ Bağbozumu (Yeni tarza yönelik şiirleri, 1828) Leyâl-i Girizân (Kaçan Geceler, Servet-i Fünûn dönemi şiirleri,1910) Kargalar (manzum yergiler, 1932) Kıvılcımlı Kül (son şiirleri, 1937).
AHMED REŞİT REY Küçük yaşlarda şiirle uğraşmaya başlayan ve 1896'dan sonra Servet-i Fünûn şairleri arasına giren Ahmed Reşîd'in ilk şiirleri Gülşen dergisinde çıkmıştır (1885). Bu şiirlerinde, Recaîzâde Mahmut Ekrem'le Abdülhak Hamit Tarhan'ın etkisi büyüktür. Sonraları, yavaş yavaş, bu etkilerden sıyrılmıştır. Mekteb dergisinde (1895) ve Servet-i Fünûn'daki (1896) şiirlerinde, kendi kişiliğini bulmuştur. Mekteb dergisinde yayımlanan şiirlerinde, örneğin "Bir Gece" parçasında, devrine göre bireysel hatta kendilerinden sonraki edebî topluluk olan Fecr-i Âtî'nin dil ve üslûbunu andıran, daha çekici ve açık bir ifâde tarzına sahipken, zamanla bu özelliğini terk ederek, Servet-i Fünûn şiirinin genel söyleyişine uymuştur. Bu bağlamda dili gittikçe ağırlaşmış, açıklığını yitirmiştir. Şiirlerinin anlatımındaki bu değişim, içeriğe de yansımıştır. Bu doğrultuda, önceki şiirlerinde lirizmin daha bol olarak bulunduğu ve sonraları bunun da azalmış olduğu söylenebilir. Realist olmaya çalıştığı bazı tasvirlerinde, lirizm azlığı daha da belirgindir. Şiirlerinde biçime, vezne, kelimelerin seçiminden doğan ahenge çok önem vermiştir. Bu nedenle şiirlerinde duygu, hayal ve lirik bir coşkunluk derinliği görülmez. Üslupta ve nazım tekniğinde titizlik gösterir.
ESERLERİ Nazarariyat-ı Edebiye (1912), Racine'in Piyesleri (1934), Eneid (Virgilius'dan çeviri, 193), Gördüklerim Yaptıklarım (siyasal anılar, 1945).
FAİK ALİ OZANSOY İlk şiirlerinde bencillik ve karamsarlık göze çarpar. Tamamen bireysel konuları işlemiştir. Ancak, şiirlerinde kullandığı Farsça tamlamaların, Arapça ve Farsça kelimelerin çokluğu bakımından uçta olduğu söylenebilir. 1908'e kadar yazdığı şiirlerinde "aşk, kadın ve tabiat" temalarını bütünüyle romantik bir atmosfer içinde işlemiştir. Sonraki yıllarda yazdığı şiirlerinde ise sosyal konulara ve yurt duygularına da geniş bir yer ayırmıştır. Şiirlerinde hep göklerin derinlik ve yüceliğinden, efsanevî sırlarından söz etmiştir. Bu tarz şiirlerinde Hamit'in etkisi ve izleri de vardır. Bu nedenle "ikinci Hamit" olarak da nitelendirilmiştir. Eserlerinde duygu ve hayale, bilinmeyip de belli belirsiz sezilen ruh, ürperti ve sezgilere geniş yer ayırmıştır. Şair dil ve anlatımkonusunda kendisini yenilemesini bildiği için son eserlerinin dili durudur. Birkaç manzum tiyatro denemesi yapmakla birlikte bunlar onun en zayıf eserleri arasında yer almaktadır. Şiirleri Türk sanat müziği şarkılarına güfte (söz) olmuştur. Kimi şiirleri Bimen Şen, Cinuçen Tanrıkorur, Ruhi Ayangil tarafından şarkılaştırılmıştır.
ESERLERİ Şiir: Fânî Teselliler (şiirler, 1908) Temâsil (şiirler, 1913) Elhân-ı Vatan (şiirler, 1915) Şâir-i A'zam'a Mektub (manzum, 1923) Tiyatro: Payitahtın Kapısında (manzum oyun, 1920) Nedim ve Lale Devri (manzum oyun, 1950) Biyografi: Midhat Paşa (biyografi, 1908) Güfteleri: Zaman Olur ki Ânın Hacle-i Visâlinde Sâhilden Uzaklaştık Elin Şimdi Elimde Yıldızlı Semalardaki Haşmet Ne Güzel Şe
HÜSEYİN SUAT YALÇIN Servet-i Fünun şairleri arasında lirik şiirleriyle tanındı. Bu gruba arkadaşı Cenap Şahabettin'in önerisiyle girdi. Şiirde lirizmden 1908 sonrası uzaklaştı, yerine hiciv ve mizahı koydu. "Gâve-i Zâlim" takma adıyla sosyal ve siyasal hicivler yazdı. Oyun yazarlığı ve oyun çevirileri yaptı. Bunların bazıları Darülbedâyi'de "şehir tiyatrosu'nda" oynandı.
ESERLERİ Şiir: Löne-i Meal (Melal Yuvası, 1910), Gave Destanı (1923). Oyun: Kirli Çamaşırlar (1911), Çürük Temel (adapte, 1915), Kayseri Gülleri (1920), Ahirette Bir Gün (manzum oyun, 1926).
CELAL SAHİR EROZAN Servet-i Fünun dönemi sanatçısıdır. Fransız edebiyatından bir hayli etkilenmiştir. Servet-i Fünun dergisinde oluşan edebi topluluğa katılmış dergi kapatılıncaya dek bu topluluk içinde yer almıştır. Şiirlerinde aşk ve kadına çok fazla yer vermiştir. Milli edebiyat akımına geçtikten sonra ise dilini sadeleştirmeye başlamış, aruz vezni yerine heceyi kullanmış ve daha çok toplumsal sorunlarla uğraşmıştır.
ESERLERİ Beyaz Gölgeler (şiir) Siyah Kitap (Şiir)
SÜLEYMAN NESİB lk şiirini 1893’te yayımladı. 1896’da Ser-vet-i Fünun dergisine katıldıktan sonra Tevfik Fikret’in etkisinde kaldı ve onun gibi aşk, kadın, çocuk, milliyetçilik, erdem, gerçek sevgisi vb temaları işlediği şiirleriyle tanındı. Özenli bir dille yazılmış şiirlerinin yanında düzyazı yapıtları ve konuşmaları, ölümünden sonra yayımlanan Süleyman Paşazade Sami Bey Külliyat-ı Asâr ve İhtisâsat (1918) adlı kitapta toplandı. Çocuk pedagojisiyle ilgili bir yapıtı da İlm-i Terbi-ye-i Etfâl (1905, 1912) adıyla yayımlandı. Süleyman Paşa Muhakemesi (1912) adlı kitabı, babasının yaşamını ve özellikle II. Abdülhamid tarafından yargılattırılıp sürgün edilmesini konu alır.