İNGİLİZCEDE CÜMLE KURMA . ÖZNE FİİL TÜMLEÇ He in the classroom. She IS at the door. Ayşe IS NOT short. The book on the desk. They in the bag. ARE The books on the desk. ARE NOT Boys at the door.
SORU CÜMLESİ FİİL ÖZNE TÜMLEÇ? Soru cümlesi yapmak için düz cümledeki fiil cümle başına alınır. Those pencils are long. Şu kalemler uzundur. Are those pencils long ? Şu kalemler uzun mudur? These boxes are full. Bu kutular doludur. Are these boxes full ? Bu kutular dolu mudur? İngilizce’de bir soru cümlesine vereceğimiz cevap olumlu ise cümleye mutlaka Yes, olumsuz ise No ile başlamak gerekir. Are these tables dirty ? Yes, they are. Is this a pen? Yes, it is. Is this a map? Yes, it is. Is this book new ? No, it is NOT. Are these boys tall ? No, they are NOT. Is the pencil on the table ? No, it is NOT.
TAG QUESTION (SORU TAKISI) DEĞİL Mİ? IS IT? - ARE THEY ? ISN'T IT? - AREN'T THEY ? DEĞİL Mİ ? Değil mi? sorusu İngilizce'de bir cümlenin olumlu veya olumsuz oluşuna göre değişir. The dog is in the room, ISN'T IT ? Köpek odadadır, değil mi ? The dog isn't in the room, IS IT ? Köpek odada değildir, değil mi ? Cümle olumlu ise (değil mi) kelimesi olumsuz soru (isn’t he? Aren’t they? ) gibi, cümle olumsuz ise (değil mi?) kelimesi olumlu soru (is he? Are they?) şekline gelmektedir. CÜMLE OLUMLU İSE; The boy is in the room, isn’t he? Çocuklar odadadır, değil mi? Those are pencils, aren’t they? Bunlar kalemdir, değil mi? CÜMLE OLUMSUZ İSE; The boy isn’t in the room, is he? Çocuklar odada değildir, değil mi? Those aren’t pencils, are they? Bunlar kalem değildir, değil mi?
TO BE : OLMAK TO BE fiili yardımcı bir fiildir. To Be : Olmak (Kısaltılmış şekli) I AM I'm Ben....im YOU ARE You're Sen.....sin HE IS He's SHE IS She's O........dır IT IS It's WE ARE We're Biz......iz YOU ARE You're Siz.......siniz THEY ARE They're Onlar...dırlar
TO BE fiilinin OLUMSUZ SORU ŞEKLİ TO BE + NOT ÖZNE TÜMLEÇ? ISN'T he at the door ? O kapıda değil mi? AREN'T the books new? Kitaplar yeni değiller mi ? ISN'T the pencil long ? Kalem uzun değil mi ? AREN'T we at the room ? Biz odada değil miyiz ? ISN'T he a tailor ? O bir terzi değil midir ?
THERE IS, THERE ARE vardır (lar) There orada anlamında kullanılır. Is ve are ile birlikte kullanıldığında bir şeyin var olduğunu anlatır. Bahsedilen şey tekilse IS, çoğulsa ARE ile kullanılır. There is a garden. Bir bahçe var. There is a pen in my bag. Çantamda bir kalem var. There are sheep in the field. Tarlada koyunlar var. There are cows in the farm. Çiftlikte inekler var. There is a book on the table. Masanın üstünde bir kitap var. There is ve There are olumsuzluk eki olan not ile kullanıldığında (yok, mevcut değil) anlamına gelir. THERE IS VARDIR THERE ARE VARDIR(LAR) THERE ISN'T YOKTUR THERE AREN'T YOKTUR(LAR) There isn't a pencil in the box. Kutuda bir kalem yok. There aren't sheep in the field. Tarlada koyunlar yok. Is there a basket ? Bir sepet var mı ? Are there two books in the bag ? Çantada iki kitap var mı
THE PRESENT CONTINUOUS TENSE (ŞİMDİKİ ZAMAN) ÖZNE + AM – IS – ARE + FİİL+ ING I am going (Gidiyorum) He is drawing (Çiziyor) They are reading. Okuyorlar It’s looking Bakıyor Present Continuous Tense'de ING eki alacak fiilin son harfi (e) ile bitiyorsa, (e) harfi kalkar yerine ING takısı gelir. Write Writing Come ComingTek heceli fiillerde son harfi sessiz ve bundan önceki harf sesli ise ING takısı eklenmeden sonraki sessiz harfi iki defa yazılır. SIT – SITTING PUT – PUTTING STOP – STOPPING He isn't looking at the picture. Resme bakmıyor. She isn't reading a book. Bir kitap okumuyor. It isn't running to the house. Eve koşmuyor. You aren't writing a letter. Bir mektup yazmıyorsunuz. We aren't sitting on the desk. Sırada oturmuyoruz. Ali and neşe aren’t studying English. Ali ve Neşe İngilzce çalışmıyorlar.
Present Continuous Tense'in SORU ŞEKLİ, Is he taking the spoons ? O kaşıkları alıyor mu ? Is she writing a book ? Bir kitap yazıyor mu ? Is it drinking the water ? O suyu içiyor mu ? Are you taking the chairs ? Sandalyeleri alıyor musunuz ? Are we going to the train ? Tren gidiyor muyuz ? Are they coming to my house?
FUTURE TENSE: Gelecek Zaman ÖZNE + TO BE + GOING TO+ FİİL + NESNE I am GOING TO get off the bus. Otobüsten ineceğim. He is GOING TO write a letter. Bir mektup yazacak. They are GOING TO go to cinema. Sinemaya gidecekler. Future Tense'in OLUMSUZ ŞEKLİ They aren't going to study. Onlar ders çalışmayacaklar. You aren't going to clean the table. Masayı temizlemeyeceksin. I am not going to swim. Yüzmeyeceğim. He isn't going to cut the cake. Pastayı kesmeyecek.
PRESENT PERFECT TENSE: (Dİ'Lİ GEÇMİŞ ZAMAN - MİŞ'Lİ GEÇMİŞ ZAMAN) Geçmişte başlayan, geçmişte olan, ancak etkileri günümüzde de devam eden olayları anlatmak için kullanılır. Olay geçmişte olmuştur ama kesin zamanı belli değildir. Ahmet dersine çalıştı. Onlar ev ödevlerini yaptılar. Az önce bir bardak kırdım. v.s. gibi. have ÖZNE FİİL (Past Participle) NESNE has I have painted the wall. Duvarı boyadım. You have visited your uncle. Amcanı ziyaret ettin. He has played football with Ali. O Ali ile futbol oynadı.
İngilizce’nizi kullanmada cesaretli olun, yabancılarla konuşun, hata yapmaktan korkmayın ! Celal TÜZTÜRK Present Perfect Tense cümleleri olumsuz yaparken to have yardımcı fiilinin ardından olumsuzluk eki olan not getirilir. have ÖZNE + + NOT + FİİL (Past Participle) + NESNE has I haven't washed my hands. Ellerimi yıkamadım. You haven't closed the door. Kapıyı kapatmadınız. Ayşe hasn't visited my uncle. Ayşe amcamı ziyaret etmedi. He hasn't filled the bottle. 0 şişeyi doldurmadı. They haven't played football. Onlar futbol oynamadılar. Present Perfect Tense cümleleri SORU yapabilmek için to have yardımcHAVE ÖZNE + FİİL (Past Participle) + NESNE ? HAS Have I played basketball ? Basketbol oynadım mı ? Have we learned English ? İngilizce öğrendik mi ? Has she asked a question ? Bir soru sordu mu ? Has he opened the door ? O, kapıyı açtı mı ? Have they visited their uncle ? Amcalarını ziyaret ettiler mi ?ı fiilini cümlenin başına getirmek gerekir.
SUPERLATIVE DEGREE: Sıfatlarda ‘’ En üstünlük’’ derecesi İngilizce'de sıfatlara (EST) eki getirilerek o sıfata (en) anlamı verilmiş olur ve sıfatın başına (THE) gelir. Tom is the tallest boy in our school. Tom okulumuzun en uzun boylu çocuğudur. Sıfatların en üstünlük derecesinde (than) kullanılmaz. Bunun yerine (in) veya (of) edatları kullanılır. Son harfi (y) olan sıfatlara (est) eki getirilirken (y) harfi kaldırılarak yerine (i) harfi yazılır. En üstünlük derecesi verilecek sıfat (e) harfi ile son buluyorsa sıfata sadece (st) eki getirilir. Lütfen örnekleri inceleyiniz. John is the fattest boy in this room. John bu odadaki en şişman çocuktur. İstanbul is the biggest city in Turkey. İstanbul Türkiye'deki en büyük şehirdir. February is the coldest month of the year. Şubat senenin en soğuk ayıdır. This street is the largest street in Ankara. Bu cadde Ankara'daki en büyük caddedir.
The Simple Present Tense (Geniş Zaman) Olumlu hali: Önce özne , daha sonra fiil ve ardından nesne getirilir. I go to the cinema. Sinemaya giderim. Eğer cümlenin öznesi üçüncü tekil şahıs ise cümledeki fiilin sonuna (s) eklenir. Diğer şahıslarda fiil aynı kalır. I drink a glass of milk. Bir bardak süt içerim. He drinks a glass of milk. Bir bardak süt içer. They drink a glass of milk. Bir bardak süt içerler. Geniş zamanın üçüncü tekil şahıslarında kullanılacak fiil (o,ch,sh) harfleri ile son buluyorsa, bu durumda fiile (es) eklenir. I go to school. He goes. I watch television. She watches television. Fiil (y) harfi ile bitiyorsa, (y) harfi kalkar yerine (ies) eklenir. Pilots fly aeroplanes. Pilotlar uçakları kullanırlar. A pilot flies aeroplanes. Pilot uçakları kullanır. I study my lessons. Derslerimi çalışırım. He studies his lessons. Derslerine çalışır.
Simple Present Tense Olumsuz hali Simple Present Tense bir cümleyi olumsuz yapabilmek için (DO) yardımcı fiilinden yararlanılır. Üçüncü tekil şahıslarda DOES NOT , diğer bütün şahıslarda DO NOT özneden sonra getirilir. Ardından fiil bütün şahıslarda yalın olarak bulunur. DO NOT = DON'T DOES NOT = DOESN'T I don't write two letters every day. Hergün iki mektup yazmam. He doesn't study his lessons. Derslerine çalışmaz. Simple Present Tense Soru hali Simple Present Tense bir cümleyi soru yapabilmek için üçüncü tekil şahıslarda DOES , diğer bütün şahıslarda DO cümlenin başına alınır, ardından cümlenin öznesi ve fiil getirilir. Do I go to the cinema everyday ? Hergün sinemaya gider miyim ? Do you eat meat ? Et yer misin ? Does he play football ? Futbol oynar mı ? Does she study her lessons ? Derslerine çalışır mı ? Do we read this book ? Bu kitabı okur muyuz ? Do you eat an apple ? Bir elma yer misiniz ?
FREQUENCY ADVERBS SIKLIK ZARFLARI ALWAYS Always kelimesi (daima, her zaman) anlamına gelir. Fiilden önce gelir ve daha çok geniş zaman ile kullanılır. Cümlede TO BE fiili varsa, ALWAYS to be fiilinden sonra gelmelidir. He always gets up early. Daima erken kalkar. We always study hard. Daima çok çalışırız. It (the cat) always drinks milk. O (kedi) daima süt içer. They are always tired at the end of the day. Onlar akşam üstü daima yorgundurlar. NEVER Never kelimesi (asla, hiçbir zaman) anlamına gelir. Daha çok geniş zaman cümleleriyle kullanılır. Never kelimesi, cümlede fiilden önce gelir. Olumsuz bir kelime olduğu için kullanıldığı cümleyi olumsuz yapar. I never eat meat. Hiçbir zaman et yemem. He never watches television. Hiçbir zaman televizyon seyretmez. They never go to the cinema. Hiçbir zaman sinemaya gitmezler. USUALY:Genellikle OFTEN:Sık sık SOMETIMES:Bazen
SORULAR Soru kelimeleri ile Simple Present Tense cümleleri kullanılırken önce soru kelimesi, ardından cümle soru halinde getirilir. What do you eat every morning ? Her sabah ne yersiniz ? Where does she live ? O nerede yaşar ? What time do they get up ? Ne zaman kalkarlar ? When do you come to our house ? Bizim eve ne zaman gelirsiniz ? Why doesn't he watch television ? Niçin televizyon seyretmez ? How does he go to his office ? Bürosuna nasıl gider ? WHO soru kelimesinden sonra ise fiil soru şeklinde olmaz. Who reads a newspaper every evening ? Kim her akşam bir gazete okur ? Who writes three letters everyday ? Kim hergün üç mektup yazar ?
WOULD YOU LIKE ......? (...... ister misiniz ? ) To like fiilinin (hoşlanmak, sevmek) anlamına geldiğini biliyoruz. (Would you like ? ) kalıbı (ister misiniz ?) anlamında olup; nezaket, saygı, kibarlık ifade eder. Would you like tea ? Çay ister misiniz ? Would you like to listen to music ? Müzik dinlemeyi ister misiniz ? Would you like to swim ? Yüzmek ister misiniz ?
FUTURE TENSE (GelecekZaman) ÖZNE WILL VERB NESNE I WILL = I'LL THEY WILL = THEY'LL şeklinde kısaltılır ve genellikle kısa olan şekli tercih edilir. I willl wash my shirts. Gömleklerimi yıkayacağım. He will come with us. Bizimle gelecek. She will buy a new car. O, yeni bir otomobil satın alacak.
NEGATIVE FORM (FUTURE TENSE) I won’t drink a cup of tea. Bir fincan çay içmeyeceğim. Linda won't go to the cinema. Linda sinemaya gitmeyecek. We won’tt watch television. Televizyon seyretmeyeceğiz. David won't learn German. David Almanca öğrenmeyecek.
Future Tense Soru Hali; Will it rain tomorrow ? Yarın yağmur yağacak mı ? Will you go to England ? İngiltere'ye gidecek misiniz ? Will I go swimming with you ? Sizinle yüzmeye gidecek miyim ? Will Franz learn English ? Franz İngilizce öğrenecek mi ?Ü Future Tense cümleleri ile soru kelimelerinin kullanılışları; What will you do this week ? Bu hafta ne yapacaksınız ? Who will go to cinema this afternoon ?