Doç. Dr. İhsan ÇAPCIOĞLU 10. Hafta: Sosyal mekan ve din Din Sosyolojisi I Doç. Dr. İhsan ÇAPCIOĞLU 10. Hafta: Sosyal mekan ve din
Sosyal mekan ve din Sosyolojide ve din sosyolojisi araştırmalarında zaman ile birlikte mekan da önemli bir etmen durumundadır. Bu çerçevede, Zuckerman’ın verdiği aşağıdaki örnek oldukça dikkat çekicidir:
Kostarikalılar Örneği Kosta Rikalıların yaklaşık %90’ı Katoliktir. Niçin? Aslında onlar kolayca Budist, Yahudi ya da Odin müntesibi olabilirlerdi. Niçin Katolik oldular? Yapısal olarak Katolik beyin kimyasına mı sahiptiler? Elbette durum böyle olamaz. Peki, onlar Katolikliği diğer bütün dini seçeneklerden daha mı çok “sevdiler” ya da “tercih” ettiler?
Kostarikalılar Örneği Yani Kosta Rikalılar periyodik olarak mevcut tüm dinlerin yarar ve maliyetlerini karşılaştırarak ittifakla Katolikliği en iyi tercih olarak mı gördüler? Sosyolojik “rasyonel tercih” teorisinin hoş olmayan, basite indirgemeci ve uygunsuz pek çok bariz problemi vardır .
Kostarikalılar Örneği Kosta Rikalıların niçin Katolik oldukları sorusunu sormaya devam edersek, acaba meseleyi nasıl açıklayabiliriz? Düşünelim, eğer ben Kosta Rika telefon rehberinden rastgele isimler toplasam ve onlara niçin Katolik olduklarını sorsam, bana genellikle nasıl bir yanıt verirler? Tecrübelerim bana, bu kişilerin şu tür kişisel veya teolojik gerekçeler sunacaklarını söylemektedir:
Kostarikalılar Örneği O, en iyi dindir. O, Tanrı’nın tek gerçek dinidir. İnsanlar İsa’nın kendileri için hayatını feda ettiğini biliyorlar. İnsanlar Bakire Meryem’i kutsamayı seviyorlar.
Kostarikalılar Örneği Kişi, “ailesi Katolik olduğu için” ya da “ailesi onu öyle yetiştirdiği için” ya da “Kosta Rikalı olduğu için” kendisinin de bir Katolik olduğunu söyleyecektir. Fakat tüm bu yanıtlar sadece benim çözmeye çalıştığım şeyi desteklemektedir: Kosta Rikalılar niçin Katoliktirler?
Zaman ve mekan ilişkisi Dinin sosyolojik incelenmesi, birey ve grupların özel dini kimliklerini tayin eden temel faktörler olarak zaman ve mekanı muazzam öneme sahip iki değişken olarak karşımıza çıkarmaktadır.
Afrika kökenli Amerikalılar Örneği Son olarak Afrika kökenli Amerikalıların dindarlığı konusunda son bir örnek daha verelim: Çoğu Afrika kökenli Amerikalı, Yahudi, Budist, Sih, Müslüman, Hindu, Zerdüşt, Şinto, Caynist, Bahai ve hatta Katolik bile değildir. Afrika kökenli Amerikalıların büyük çoğunluğu -%30’dan fazlası- Protestan, özellikle de Baptist ve Metodisttirler . Niçin?
Afrika kökenli Amerikalılar Örneği Köle ticaretini dikkate almadan bu mesele tam anlamıyla sorgulanamaz (Raboteau 1999; Baer 1998; Emerson ve Smith 2000; Du Bois 2003). Siyah Amerikalıların atalarının çoğu, Protestan Hristiyanlar tarafından köleleştirilmiştir. Aralarındaki Baptist ve Metodistler, kendilerine özgü Hristiyanlık yorumlarını, köleleştirilmiş Afrikalılar arasında yaymak için yoğun bir çaba sarf etmişlerdir (Du Bois 2003; Washington ve Du Bois 1970).
Afrika kökenli Amerikalılar Örneği Şüphesiz, siyah Protestan Amerikalılar, Albert Raboteau’nun kavramlaştırmasıyla “Afrikalılaşmış Yenilenmeci Protestanlık” olarak benzersizdirler (1999, 56). Siyah Hristiyanlık, geleneksel Afrika dininin pek çok unsurunun karıştığı beyaz Hristiyanlığın başarılı bir versiyonudur. Ancak, Hristiyanlığın bu modelinin, nasıl “Afrikalılaştırıldığı” bir tarafa, ilk günah, kurtuluş, cennet, cehennem, Tanrı, Meryem, İsa ve Kitab-ı Mukaddes’e yaptığı temel vurgularla hala güçlü bir Hristiyanlık yorumu olduğu görülür.
Afrika kökenli Amerikalılar Örneği Eğer bizler rastgele seçilmiş Afrika kökenli Amerikalılara niçin Hristiyan olduklarını sorarsak, çoğunluğu, sadece ataları Hristiyanlar tarafından köleleştirildiği için Hristiyan olduğunu açık yüreklilikle ifade edecektir. Elbette, Afrikalıların Kuzey Amerika’da Protestan olarak din değiştirmelerinde köle ticaretinin kesin, büyük ve önemli bir faktör olduğu inkar edilemez bir gerçektir.
Sonuç Çoğumuz yetişirken edindiğimiz dinde sebat ederiz (Stark ve Fink 2000; Hadaway ve Marler 1993). Örneğin, Amerika’da Katolik doğanların %80’den fazlası Katolik, Protestan doğanların %90’dan fazlası Protestan, Yahudi doğanların %90’dan fazlası Yahudi olarak hayatlarını devam ettirmektedir (Greeley 1991).
Sonuç Hatta başka bir dini seçenler bile, yine sadece tanıdıkları ve bildikleri bir dini tercih edebilmektedirler. Onlar, ya arkadaş ve misyonerler ya da kitapçıklar ve iletişim araçları vasıtasıyla varoluşlarının sınırlandırıldığını hissettikleri ve bir başkası tarafından yeni bir dinle tanıştırıldıkları zamanlarda ve mekanlarda yalnızca yeni bir dine dönebilmektedirler.
Sonuç Zaman ve mekân kolayca silinip geçilemez. Çünkü onlar, dini kimliği belirleyen kaçınılmaz, en dikkat çekici iki faktördür.