Kadir Akkoy www.cygnuslanguage.com Kadir Akkoyun.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
“BE” fiilinin Şimdiki ve geçmiş zamandaki şekilleri
Advertisements

FUTURE PERFECT CONTINUOUS WILL + HAVE + BEEN +V ING a)Gelecekte bir eylemi ne kadar zamandır yapıyor olacağımızı ifade eder By next year,
Esranur ÇİNKO 6-B 314 PaskalyaYeni YılRamazan BayramıCadılar Bayramı.
ENGLISH TENSES PAST CONTINUOUS TENSE SÜREKLİ GEÇMİŞ ZAMAN.
UNIT 1 MY DAILY ROUTINES GÜNLÜK AKTİVİTELERİM.
THE PRESENT PERFECT TENSE
THE PRESENT PERFECT TENSE
Simple Present “Geniş zaman”.
SIMPLE PRESENT TENSE.
SIMPLE PRESENT TENSE (GENİŞ ZAMAN)
SIMPLE PRESENT TENSE.
HAVE TO “has to” MUST.
UNIT FIFTEEN Health and Sports
SÜMEYYE KARABOYUN İÖP-1
UNIT 18 CLIMATE “İklim” E x e r c i s e s. Translate into English sonunda ………………………………………………………. Mısır seyahati ………………………………………………………. sıcaklık hariç.
THE SIMPLE PAST TENSE.
Yabancı Dil- II Bölüm - 3.
SIMPLE PRESENT TENSE.
EXPRESSING OPINIONS ( fikirleri belirtme)
SORU CÜMLESİ (?) (QUESTIONS)
SIMPLE PRESENT TENSE ZAMAN İFADELERİ (Tıme Expressıons)
CONDITIONAL SENTENCES
2010 – 2011 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI İNGİLİZCE DERSİ PERFORMANS ÖDEVİ
FUTURE SIMPLE tense (wıll)
SIMPLE PRESENT TENSE (GENİŞ ZAMAN)
HOW OFTEN (NE KADAR SIKLIKLA)
WELCOME TO MY SCHOOL OKULUMA HOŞGELDİNİZ
PAST SIMPLE TENSE GEÇMİŞ ZAMAN.
ENGLİSH LESSON MY DAİLY ROUTİNE.
PAST SIMPLE ‘WAS-WERE’
Expressing Daily Routines
TEOG SINAVINA BU KELİMELERİ BİLMEDEN GİRMEYİN
Have to / has to ©2016 ingilizcebankasi.com.
SIMPLE PRESENT TENSE.
© 2016 PRESENT SIMPLE © 2016.
© 2016 Future simple (will) © 2016 ingilizcebankasi.com.
Unit 5 my day English 4.
Near future (be going to)
Present Perfect Tense. Present Perfect şu fikri vurgular: Şu andan önce meydana gelmiş veya gelmemiş bir şeyi anlatırken kesin zamanın önemli olmadığı.
Must ©2016 ingilizcebankasi.com.
First Conditional Sentences. LOOK AT THE EXAMPLES If the weather is fine, we’ll play tenis If I have enough money, I’ll buy the car If it rains, we’ll.
:Hazırlayan: BARIŞ AKYÜZ
doctor wife healthy unhealthy husband patient talk walk early late
7/A ^^QUİZ SHOW^^
THE SIMPLE PRESENT Tense
SIMPLE PRESENT TENSE.
ADVERBS OF FREQUENCY (SIKLIK ZARFLARI).
SIMPLE PRESENT TENSE.
SHOULD EXPLANATION   *Should öğüt ya da tavsiye bildirmektedir. Bir kişiye öğütte bulunurken kullanılmaktadır. Yapılmasının iyi olmayacağını söyleyebilmek.
Unit 2 Vocabulary matching
Ingilizcebankasi.com. Present simple I You We They play football every day. He She It plays.
Simple Present Tense (Geniş Zaman)
FUTURE TENSE (WİLL).
SIMPLE PRESENT TENSE.
SHOULD EXPLANATION   *Should öğüt ya da tavsiye bildirmektedir. Bir kişiye öğütte bulunurken kullanılmaktadır. Yapılmasının iyi olmayacağını söyleyebilmek.
2010 – 2011 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI İNGİLİZCE DERSİ PERFORMANS ÖDEVİ
tomorrow soon next week / year in five minutes/ in two hours later today I'll go to the market tomorrow. Don’t worry. He will be here soon. There.
DAILY ROUTINES (günlük rutinler). DAİLY ROUTINES Wake up. Wash our hands and face. Have breakfast. School outfit wear. Go to school. Lessons start. Lessons.
HEALTH.
PRESENT CONTINUOUS TENSE
DAILY ROUTINES.
Mert and Doruk played football yesterday. Begüm was angry this morning because Cem made faces to her. What did Mert and Doruk play yesterday? Why was.
HAVE TO - MUST.
Simple past tense “Geçmiş zaman”.
“8. SINIFLAR” MASTERMIND UNIT 5 The Internet Wopenglish GURURLA SUNAR…
Simple Present “Geniş zaman”.
Sımple Past Tense.
SHOULD EXPLANATION   *Should öğüt ya da tavsiye bildirmektedir. Bir kişiye öğütte bulunurken kullanılmaktadır. Yapılmasının iyi olmayacağını söyleyebilmek.
MY ACTİVİTİES ON TYPİCAL DAY BAŞAK MORAL 10-D 43.
Sımple Past Tense.
Sunum transkripti:

Kadir Akkoy www.cygnuslanguage.com Kadir Akkoyun

birlikte giyilen kıyafetler (takım) 5 birlikte giyilen kıyafetler (takım) 4 2 6 zeki ama itici erkek moda burnu havada 7 3 1 en son modaya uyan/uygun etkileyici günlük

fashion outfit impressive trendy nerd snob casual

s t y l i s h r i d i c u l o u s u n b e a r a b l e t e e n a g e r s e r i o u s t e r r i f i c

c b f e d a her zaman genellikle sık sık bazen nadiren asla

d b e c a bir kere iki kere üç kere dört kere beş kere

twice a day three times a day I brush my teeth twice a day. We have a meal three times a day. once a week twice a week. three times a week Ayşe eats pizza once a week. We don’t go to school twice a week. I go to gym three times a week. once a month twice a month three times a month They visit me once a month. Linda goes to concert twice a month. He visits his parents three times a month. once a year twice a year three times a year He takes a holiday once a year. People see a dentist twice a year. It rains here three times a year.

Henüz üye değilseniz, Facebook grubumuza üye olun.