SANAYİ DEVRİMİ
İLK TOPLULUKLARDAN BİLGİ TOPLUMUNA TOPLUMSAL GELİŞME İnsanlar yaşadıkları ilk dönemlerden günümüze kadar hep bir gelişme içine olmuşlar, daha ileriye , daha yeniye, daha farklıya ulaşma çabası içinde olmuşlardır. Toplumsal gelişme dönemleri kabaca ele alındığında insanlığın günümüze kadar dört temel aşamadan geçtiği söylenebilir. Bu dönemlerin temel karakteristiklerine özetle baktığımızda hem bu dönemleri hem de günümüzü daha iyi anlamak mümkün olacaktır.
İLKEL TOPLULUKLAR İlkel toplulukların en önemli özelliği bireylerin temel fizyoloji ihtiyaçlarına yönelmeleridir. Yiyecek, barınma ve korunma ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik çabalar, insanın çevresine yavaş yavaş egemen olmasına yol açmıştır. Zamanla toprağın işlenmeye başlamasıyla ilkel hayat koşullarından o döneme göre çok daha gelişmiş tarım toplumu hayat koşullarına geçilmiştir.
TARIM TOPLUMU Tarım toplumu olarak bilinen toplumsal hayat biçimi insanların toprağı keşfetmeleri, tarımla uğraşmaları sonucu ulaşılan bir aşamadır. Bu dönemde toprak işlenmeye, çeşitli ürünler elde edilmeye başlanmıştır. Toprak mahsulleri, toprağın önemini arttırmış, göçebe hayatı sona erdirmiş ve mal mübadelesi, madeni paraların ekonomik hayata girmesine yol açmıştır. Basit araç-gereçlerin kullanılmaya başlanması, küçük atölyeler bu dönemin üretim araçları olarak devreye girmiştir.
SANAYİ TOPLUMU Sanayi toplumu olarak bilinen toplumsal hayat biçimi tarımsal üretim artışı ve özellikle ürünlerin taşınma ihtiyacının bir sonucudur. Bu döneme geçişi sağlayan ana olay ise buharlı makinenin icadıdır ki bu Sanayi Devriminin başlangıcını oluşturmuştur. Buhar gücü ile çalışan gemilerin, üretilen mamulleri uluslararası düzeyde taşıyabilmesi, yine çeliğin bulunması ile döşenen raylar ve lokomotiflerle adeta yeni dünyalar keşfedilmiş ve o dönem itibariyle dünya birden küçülmüş, ulaşım ve iletişim birden hızlanmıştır. Sanayi Devrimi ile başlayan bu dönemde insan ile işin arasına üçüncü bir faktör olan makine girmiştir.
Büyük yerleşim yerleri bu dönemde kurulmaya başlanmış, şehir hayatına geçilmiş, işçi sınıfı doğmuştur. Bu dönemde temel sermaye makineler ve sanayi olmuş, insanların ilgisi topraktan sanayiye yönelmiş, yine bu dönemdeki savaşların en önemli nedenini sanayi makineleri veya sanayi ürünleri oluşturmuştur. Hızlı kentleşme, endüstriyel üretim araçları, ekonomik verilere dayalı yönetim, işçi sınıfının doğuşu, geniş atölyeler, fabrikalar, kâğıt para hâkimiyeti, hızlı okullaşma, zorunlu eğitim sanayi toplumunun beraberinde getirdiği başlıca kavramlar ve değişikliklerdir.
BİLGİ TOPLUMU Bilgi toplumu, hızlı sanayileşme, yoğun teknolojinin üst noktaya çıktığı bir dönemde özellikle 1940’lı yılarda günlük hayata girmeye başlayan bilgisayarlar yoluyla gündeme gelmiştir. Özellikle bilgisayar teknolojisinin sağladığı hızlı iletişim olanakları bilginin çok kısa sürede ulaştırılabilmesini sağlamıştır. Bu durum berberinde baş döndürücü bir hızla sağlanan bilgi artışına yol açmıştır.Bilgi dalgası ile hemen her alanda hızla artan bilginin üretimi, pazarlanması, ulaştırılması, en uygun bilginin uygulamada kullanılması başlı başına bir iş alanı, bir sektör olarak öne çıkmış bulunuyor. Böylece günümüz insanının ilgisi sanayiden bilgiye yönelmiştir. Bilgi temel sermaye, ana güç halini almıştır.
SANAYİ DEVRİMİNİN DOĞUŞU VE ANLAMI
Basit anlamı ile Sanayi Devrimi, küçük zanaat, tezgâh ve atölye üretiminin yerine yeni buluşların getirdiği yeni teknik ve makinelerle donatılmış fabrika üretiminin geçmesi, diğer bir deyişle yeni bir enerji kaynağı buhar gücünün harekete geçirdiği makinenin insan, rüzgâr, su, hayvan gibi doğa enerjisinin yerini almasıdır. Sanayi Devriminin bir diğer anlamı ise çağdaş sanayi tekniğinin XVIII. Yüzyılın ikinci yarısından başlayarak şaşırtıcı bir hızla gelişmesidir.
Daha çok el yordamıyla yürütülen ve ağırlıklı olarak insanın fiziksel gücüne dayalı işler, 1770’li yıllarda önemli bir değişime uğramıştır. Adam Smith (1776), özellikle üretim süreci üzerinde durarak, üretim sürecindeki işleri basite indirgemiş ve temel görevlere ayırmıştır. Sanayi devrimi ile birlikte insanların çalışma koşullarında birtakım değişiklikler meydana gelmiştir. Bu değişiklikler de toplumda radikal değişiklikler meydana getirmiştir. Fabrika örgütleri ortaya çıkmıştır. Bu oluşum da fabrikalarda çalışan işçi sınıfının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu fabrikalarda iş bölümü gelişmiş ve teknik bir hal almıştır. Bu işbölümünü belirleyen makinelerin organizasyonu olmuştur. Çok uzun süreler boyunca insan hayatına egemen olan emek zamanımıza yakın bir dönemde kendi doğal yapısından ayrılıp teknik hale gelmiştir.
Sanayi Devriminin başlattığı hızlı makineleşme beraberinde bilimsel yönetimi de getirmişti. F.W. Taylor’ın öncülüğünde geliştirilen bu akım, üretim sürecindeki çalışanların daha verimli olmalarına yönelik yeni ilke ve teknikler getirmiştir. İş görenlerin, üretim sürecinin herhangi bir bileşeni olarak ele alındığı bu dönemde, üretimin arttırılması için işlerin gerektirdiği zaman ve emek miktarları etüt edilmiştir.
On sekizinci yüzyılın sonlarına doğru doğup gelişmeye başlamış bulunan Sanayi Devrimi ve yeni ekonomik atılımlar liberal bir düşünce ortamı içinde oluşmuştur. Bir bölüm halkın, başka bir deyimle Sanayi Devrimi ile doğan, büyüyen, kalabalıklaşan ve giderek sınıf bilincine ulaşan işçi sınıfının yaşam ve çalışma koşullar bambaşka olmuştur. Yeni düşüncelerin ekonomik, toplumsal ve siyasal yaşamda ağır basması, buhar gücünün ve yeni tekniklerin üretim içindeki uygulamaları, ekonomik açıdan zayıf durumda olanlar için beklenmeyen ya da düş kırıcı sonuçlar doğurdular. El ve tezgâh sanayinden büyük sanayi ve fabrika yaşamına geçiş emek ile anamal arasındaki ilişkileri derin bir biçimde değiştirdi. Anamalın giderek yığışması işverenlerin gittikçe ve hızla anonimleşmesini arkasından getirdi.
SANAYİ DEVRİMİ VE ÜRETİM İLİŞKİLERİNDEKİ DEĞİŞİM
XVIII. YÜZYIL İşçi sermayedar denetimine girmiştir. Sermaye sahibi alet sayısını arttırarak atölyeler kurmuştur. Kullanım ve değişim değeri olan, pazarda satılabilen meta yaratılmaya başlandı. Ürün doğrudan üretenin değil sermayedarındır. Üretim ilişkilerinde belirleyici üretim araçlarına sahiplik olmuştur. Küçük çapta üretimin yerini kitlesel üretim almıştır.
Zanaate dayalı işbölümünün yerini atölyenin gerektirdiği iş bölümü almıştır. Artık işçi kolektif bütünün bir parçasıdır. İşçinin üretkenliği artmış ancak eskisine oranla tek yanlı uzmanlaşma başlamıştır. Üretim araçları çeşitlenmiş ve özelleşmiştir. Zamanla işi belirleyen makine oluyor. Artık sistemi belirleyen makine, belirlenen işçi oluyor. Üretim sürecinde daha fazla denetçiye ihtiyaç oluyor. Fabrika sistemi teknik değişikliğin yanı sıra çok ciddi sosyal dönüşüme neden oluyor. (kentleşme)
XIX. YÜZYIL Elektrik, dinamo, mekanik güç itici güç haline geldi. Amerikan modeli üretim : √ Özelleşmiş makine √ Değiştirilebilir parçalar √ Standardizasyon √Makine yapan makine Ucuza mal eden üretim süreci önem kazandı. İşbirliği gittikçe uzmanlaşıp üretim gittikçe monotonlaştı.
XX. YÜZYIL İşçilerin vasıfları çeşitlenmiştir. Maliyet düşürülürken insansızlaştırmaya gidiliyor. Düşük stok hedeflerden bir tanesi olmuştur. Hareketli montaj hattı bugün hemen hemen her sanayide kullanılmaktadır. Emek süreci zihinsel etkinlik ve uygulama alanı olarak birbirinden ayrılmıştır.
Robot teknolojisi kullanılmaktadır Robot teknolojisi kullanılmaktadır. (Tekrar gerektiren, tehlikeli işler yapan elektronik kollar.) Amerikan üretim tarzında anahtar kelime standardizasyon, Japon üretim tarzında kalitedir. Üretim sürecinde elektrik-elektronik, bilgisayar yoğu olarak kullanılmaktadır. Denetim modelinde belirginleşen bireysel denetim ile rıza ve ikazdır.
Sanayi devrimi ile başlayan süreçte insan ile işin arasına üçüncü faktör olan makine girmiştir. Bu dönemde temel sermaye makineler ve sanayi olmuş, insanların ilgisi topraktan sanayiye yönelmiş yine bu dönemde savaşların en önemli nedeni sanayi makineleri ve sanayi ürünleri olmuştur. Hızlı sanayileşme ve yoğun teknolojinin üst noktaya çıktığı bir dönemde özellikle 1940’lı yıllarda günlük hayata giren bilgisayarlar yoluyla bilgi toplumu gündeme gelmiştir. Bilgisayar teknolojisinin sağladığı hızlı iletişim olanakları bilginin çok kısa sürede ulaştırılabilmesini sağlamıştır. Bilgi dalgası ile hemen her alanda hızla artan bilginin üretimi, pazarlanması, ulaştırılması, en uygun bilginin uygulamada kullanılması başlı başına bir iş alanı, bir sektör olarak öne çıkmıştır. Böylece günümüz insanının ilgisi sanayiden bilgiye yönelmiştir.