5326 SAYILI KABAHATLER KANUNU VE UYGULAMASI

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUN
Advertisements

RESMİ BELGENİN DÜZENLENMESİNDE YALAN BEYAN SUÇU
EKİZELDEN Hukuk Bürosu
Prof. Dr. Muhammet ÖZEKES
ÇEVRE DENETİMİ VE ÇEVRE HUKUKUNDA YAPTIRIM
Dernekler Yönetmeliğinde Yapılan Değişiklikler
Değİşen temel yasalar ve bu yasalara uyum Çerçevesİnde, 6831 sayIlI kanunumuzda yapIlan bazI değİşİklİkler. HAZIRLAYAN :Şeyhmus SAKA GÖREVİ :Elazığ Orman.
Sermaye Piyasası Kanununda Örtülü Kazanç Aktarımı
HUKUKSAL SÜREÇ Anayasamızın 60. maddesi sosyal güvenlik konusunda kesin hüküm getirmiştir. Anayasa Madde 60: “ Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir.
SAYILI KAMU İHALE KANUNU İLE KAMU İHALE SÖZLEŞMELERİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN Şikayet Sistemine Etkileri Nisan 2009 ANTALYA.
TÜRKİYE’DE MÜSADERE SİSTEMİ 23 MAYIS 2012
HASTA HAKLARININ HUKUKİ BOYUTU
ADRESE İLİŞKİN İDARİ PARA CEZALARININ UYGULANMASI
Anayasal Vergilendirme İlkeleri
HUKUKİ VE CEZAİ SORUMLULUK
T.C.K.'da meslek mensubuna uygulanabilecek cezai yaptırımların irdelenmesi Bekir BAYKARA Avukat.
4703 SAYILI KANUN 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun 11/07/2001 tarih ve sayılı Resmi Gazete’de.
5941 YENİ ÇEK KANUNU Resmi Gazete No : Resmi Gazete Tarihi :
Mükelleflerin İzahat Talepleri
İhalelere Katılmaktan Yasaklama Kararı Verilirken Uyulacak Hususlar Alattin ÜŞENMEZ Mali Hizmetler Uzmanı Alattin ÜŞENMEZ.
T.C. YALOVA VALİLİĞİ BİLGİ İŞLEM ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ 2013.
Kabahatler Kanunu ve Çevre
Gümrük Vergilerinin Tahakkuku, Tebliği ve Ödenmesi
TAM YARGI DAVALARI.
Kurulun İnceleme ve Araştırması
HUKUKUN DALLARI Doç. Dr. Mustafa ÇEKER.
TEKİRDAĞ ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK İL MÜDÜRLÜĞÜ ÇEVRE DENETİMİ UYGULAMALARI
Hukuk Müşaviri V. / Çevre ve Orman Uzmanı Çevre ve Orman Bakanlığı
FİZİKSEL VE CİNSEL İSTİSMARIN YASAL BİLDİRİMİ
Kütahya Aile ve Sosyal Politikalar
Mustafa ÖZÜNLÜ Kamu Yönetimi Bilim Uzmanı Mart 2015 Ürgüp/NEVŞEHİR
Müracaat ve Şikayetler
METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ DİLEKÇE ve BİLGİ EDİNME HAKKI
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU
İNSAN HAKLARI STANDARTLARININ ETKİLİ UYGULANMASI BAĞLAMINDA KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE ULUSLARARASI SEMPOZYUM (07–08 Haziran 2012, İstanbul) KADINA.
4483 SAYILI MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUN İLE İLGİLİ SORUN ALANLARI.
Ahmet ARDIÇ Tetkik Hâkimi ADANA. - TCK TCK ÖZEL AF - YASAMA DOKUNULMAZLIĞI - DAVA NAKLİ 2.
RÜŞVET TCK 252. MADDE.
SERBEST DOLAŞIMA GİRİŞ REJİMİ
TOPLU İŞ HUKUKU SENDİKA İŞYERİ TEMSİLCİĞİ
MEMURUN GENEL HAKLARI Uygulamayı isteme hakkı:
Sayılı Kanun Hükümlerinin Uygulanması T.C. BURSA VALİLİĞİ İl Sağlık Müdürlüğü.
İDARİ DAVALAR Tam Yargı Davaları.
DAVA İŞLEMLERİ 17 – 21 EKİM 2016.
SUÇ TEORİSİ.
Av. Bilge Aydın Temiz BİLGE AYDIN TEMİZ
LİMİTED ŞİRKET ORTAKLARI DİKKAT
YENİ SAYIŞTAY KANUNUNDA ÖNGÖRÜLEN HESAP YARGILAMASI VE KANUN YOLLARI
VAGON ÖRNEĞİ HUKUKA AYKIRILIK UNSURU MANEVİ UNSUR MADDİ UNSUR SUÇ.
Spor Faaliyetleri Dolayısıyla Ölüm-Yaralanma Dolayısıyla Cezai Sorumluluk Dr. Yusuf Solmaz BALO.
İNTERNET ORTAMINDA YAPILAN YAYINLARIN DÜZENLENMESİ VE BU
Anlatmacı: Adnan Hadzimusiç
İdari Davaların Açılması
HUKUKUN KAYNAKLARI Hukukun kaynakları, asıl kaynaklar ve yardımcı kaynaklar olarak ikiye ayrılır. Asıl kaynaklar: Yazılı ve yazısız kaynaklar Yardımcı.
Dernek, kazanç paylaşma dışında belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek için bir araya gelen kişi topluluğudur. Derneğin unsurları şunlardır: Kişi.
YAPTIRIM TEORİSİ Ceza hukuku yaptırımlarıyla güdülen amaç,
FİKRİ VE SINAİ HAKLAR MAHKEMELERİ
İŞ MAHKEMELERİ.
Ceza Hukuku Çıkmış Sorular
4483 MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUN.
KANUNİLİK İLKESİ HUKUKİ DAYANAĞI KAPSAMI İŞLEVİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Spor Faaliyetleri Dolayısıyla İşlenen Suçlar
DAVA İŞLEMLERİ 12 – 16 ARALIK 2016.
VIII. Kabul Edilebilirlik İncelemesi
V. Bireysel Başvuru Usulü
İSPAT KAVRAMI.
YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARINDA CEZA SORUŞTURMASI USULÜ
9.BASININ MANEVÎ ZARARDAN SORUMLULUĞU
ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İç Denetim Birimi
Sunum transkripti:

5326 SAYILI KABAHATLER KANUNU VE UYGULAMASI

5326 SAYILI KABAHATLER KANUNU VE UYGULAMASI İLE BU KONUDA MÜLKİ İDARE AMİRLERİNİN GÖREV VE YETKİLERİ – 1 Bilindiği gibi dünyamız özellikle son yüzyılda daha öncekilerle kıyaslanması mümkün olmayan hızlı bir değişim ve dönüşüm süreci yaşamaktadır. Ekonomik, sosyal ve teknolojik alanlar başta olmak üzere yaşanan bu süreç, kaçınılmaz bir şekilde üretim ve tüketim yapısını ve buna bağlı olarak da toplumsal ilişkileri ve hukuk sistemlerini doğrudan etkilemiştir. Bunun sonucu olarak; devletler yönetim sistem ve tercihlerini, siyasal anlayışlarını tekrar gözden geçirerek katılımcılığı, birey tercihleri ile özgürlüklerini esas alan bir yapılanmaya doğru gitmek durumunda kalmışlardır.

5326 SAYILI KABAHATLER KANUNU VE UYGULAMASI İLE BU KONUDA MÜLKİ İDARE AMİRLERİNİN GÖREV VE YETKİLERİ – 2 Son dönemde ceza mevzuatı, çağın gereklerine ve yeniden oluşan millî ve insanlığın ortak değerlerini vurgulayan, insan haklarını ve toplumsal güveni korumayı hedefleyen bir anlayışla yeniden ele alınmış, toplusal yaşam içerisinde yerine getirilmeyen her bir kural ve ödevin ceza hukuku anlamında ‘suç’ olarak nitelendirilerek ağır cezai müeyyidelere tabi tutulmasının gereksizliği anlaşılmıştır.

5326 SAYILI KABAHATLER KANUNU VE UYGULAMASI İLE BU KONUDA MÜLKİ İDARE AMİRLERİNİN GÖREV VE YETKİLERİ – 3 Gelişen sosyal, siyasal ve ekonomik koşullara uygun olarak haksızlık oluşturan hareketin niceliği ve bunun toplumsal ve siyasal yaşamdaki etkileri göz önünde tutularak bazı fiillerin yaptırımı idarî yaptırım olarak değiştirilmiş, bazıları da kabahat nevinden olan yaptırım çeşidinden çıkartılarak suç karşılığı bir ceza yaptırımına dönüştürülmüştür. Bu dönüştürülme sonucunda da özellikle idarî yaptırımı gerektiren kabahatlerde, idarî para cezasını gerektiren yaptırım dışındaki diğer idarî yaptırımlar bakımından Kanunlarda bazı yaptırım türlerine de yer verilmiştir.

5326 SAYILI KABAHATLER KANUNU VE UYGULAMASI İLE BU KONUDA MÜLKİ İDARE AMİRLERİNİN GÖREV VE YETKİLERİ – 4 Zira bu tür ihlallerin suç olarak kalması yargılama sürecinde iş yükünü artırmakta ve zaman kaybına neden olmaktadır. Bu ise ceza hukuku yaptırımlarında aranan caydırıcılık gücünü ciddi şekilde zayıflatmaktadır. Suç olmaktan çıkarılan ancak toplumsal düzeni bozduğuna inanılan haksızlık oluşturan davranışlar, devlet idaresi tarafından cezalandırılabilir idarî bir yaptırıma bağlanmaya çalışılmıştır.

5326 SAYILI KABAHATLER KANUNU VE UYGULAMASI İLE BU KONUDA MÜLKİ İDARE AMİRLERİNİN GÖREV VE YETKİLERİ – 5 Türk Ceza Kanunuyla özel suç tanımlarına yer veren diğer kanunlar arasındaki ilişki, Anayasamızda güvence altına alınan hukuk devleti, adalet ve eşitlik ilkelerine uygun olarak yeniden belirlenmiştir. Türk Ceza Kanununun izlemiş olduğu suç ve ceza siyaseti ilkeleri dikkate alındığında kanunun suç ve ceza teorisine ilişkin kabul ettiği normatif hükümler ceza hükmü içeren diğer kanunlar bakımından da etkilerini doğurmuştur.

5326 SAYILI KABAHATLER KANUNU VE UYGULAMASI İLE BU KONUDA MÜLKİ İDARE AMİRLERİNİN GÖREV VE YETKİLERİ – 6 Bu bağlamda, 23.01.2008 tarihinde kabul edilen 5728 sayılı kanun ile de 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun genel felsefesi doğrultusunda, idarî yaptırım kararı gerektiren fiil ve suçlar açısından uygulama birliğinin sağlanması, ceza hükmü içeren kanunların uygulanmasından kaynaklanan tereddütlerin giderilmesi, Türk Ceza Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu ve Kabahatler Kanunu hükümleri dikkate alınmak suretiyle, ceza hükmü içeren kanunlarda yer alan hükümlerin, bu kanunlarla uyumlu hâle getirilmesi, ayrıca, bazı suçların unsurlarında 5237 sayılı Kanuna uyum sağlanması amaçlanmıştır.

İDARİ YAPTIRIMLARA İLİŞKİN KANUNİ DÜZENLEMELER – 1 Hukuk sistemimizde geçmişte idari yaptırım kararlarının uygulanma usulleri, bu kararlara karşı başvuru mercileri ve süreleri, düzenlendiği kanuna göre farklılıklar göstermiş, bazı kanunlarda yetkili mahkeme olarak idare mahkemeleri öngörülürken, kimilerinde Danıştay ve diğer bazılarında ise Sulh Ceza Mahkemeleri görevli olarak belirlenmişti. Başvuru süreleri açısından da yine 7 günden 2 aya kadar değişen yeknesaklık arz etmeyen karmaşık bir yapıdan bahsetmek mümkündü. Bu karışıklıklar nedeniyle benzer fiiller için değişik ağırlıklarda yaptırımlar uygulanmış, aynı türden idari yaptırımlarla ilgili olarak farklı tahsilât şekilleri, başvuru yolları ve mercileri öngörülmüştü.

İDARİ YAPTIRIMLARA İLİŞKİN KANUNİ DÜZENLEMELER – 2 İdari yaptırım öngören kanunların uygulanmasında yaşanan bu karmaşanın giderilmesi, uygulama birliğinin sağlanması ve uygulama sonucu ortaya çıkan görev-yetki çatışmasının önüne geçilmesini sağlamak üzere ilk olarak 24.04.2003 tarih ve 4854 sayılı ‘Bazı Kanunlardaki Cezaların İdari Para Cezasına Dönüştürülmesine Dair Kanun’ ile bir çok kanunda yer alan adli nitelikteki cezalar idari para cezasına çevrilmiş ve başvuru mercii olarak da idari mahkemeler gösterilmiştir.

İDARİ YAPTIRIMLARA İLİŞKİN KANUNİ DÜZENLEMELER – 3 Ardından, 04.11.2004 tarih ve 5252 sayılı ‘Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 4. maddesi ile diğer para cezaları ile birlikte idari para cezaları yürürlük tarihlerine göre değişen oranlarda arttırılmış ve aynı kanunun 7. maddesinin; “(Değişik: 11.05.2005 5349/3. md.) Kanunlarda, ‘hafif hapis’ veya ‘hafif para’ cezası olarak öngörülen yaptırımlar, idari para cezasına dönüştürülmüştür.(…)” hükmü ile de bütün kanunlardaki hafif hapis ve hafif para cezaları idari para cezalarına dönüştürülmüş ve maddenin devam eden hükümlerinde bu cezaların hesaplanma usulü belirlenmiştir.

İDARİ YAPTIRIMLARA İLİŞKİN KANUNİ DÜZENLEMELER – 4 Özellikle ekonomik hayata ilişkin düzenlemeler kapsamında oldukça sık bir şekilde idarî nitelikte ceza yaptırımlarına yer verilmektedir. Bu bağlamda yürürlüğe konan kanunlarda veya kanun hükmünde kararnamelerde çok sayıda düzenleme yer almıştır. Bu düzenlemeler arasında bir ahenk ve sistem birliğinden söz konusu değildir. Bu nedenle, idarî nitelikteki yaptırımlarla ilgili olarak genel bir kanun olarak 30.03.2005 tarihinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu kabul edilmiş ve 01.06.2005 tarihinden itibaren de yürürlüğe girmiştir. Bu Kanunda, idarî yaptırımları gerektiren fiiller yani kabahatler açısından kanunîlik ilkesi, zaman bakımından uygulama ve sorumluluk esasları, zamanaşımı, idarî yaptırımların hukukî niteliği, çeşitleri ve sonuçları, bu yaptırımların yerine getirilmesi rejimi gibi konular, bir sistematik çerçevesinde düzenlenmiş, ayrıca idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yolu da açık bir şekilde belirlenmiştir.

İDARİ YAPTIRIMLARA İLİŞKİN KANUNİ DÜZENLEMELER – 5 Son olarak, 23.01.2008 tarihinde kabul edilen 5728 sayılı, ‘Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’, 08.02.2008 tarih ve 26781 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş ve mevzuatımızda yer alan, ceza hükmü içeren kanunlarda köklü değişiklikleri beraberinde getirmiştir. Kanun ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra, idarî yaptırım kararı gerektiren fiiller ve suç açısından uygulama birliği sağlanması, ceza hükmü içeren kanunların uygulanmasından kaynaklanan tereddütlerin giderilmesi, Türk Ceza Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu ve Kabahatler Kanunu hükümleri dikkate alınmak suretiyle, ceza hükmü içeren kanunlarda yer alan hükümlerin, bu kanunlarla uyumlu hâle getirilmesi, ayrıca, bazı suçların unsurlarında 5237 sayılı Kanuna uyum sağlanması amaçlanmıştır.

İDARİ YAPTIRIMLARA İLİŞKİN KANUNİ DÜZENLEMELER – 6 Söz konusu kanun ile 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 7. madde hükmüne paralel olarak değişik kanunlarda yer alan ‘hafif hapis’ ve ‘hafif para’ cezalarının hemen hemen tamamı ‘idari para cezasına’, birçok suç ‘kabahate’ ve adli yaptırımlar da ‘idari yaptırımlara’ dönüştürülmüştür. Bunun yanında birçok kanundaki idari yaptırımlara karşı başvuru mercilerini belirleyen hükümler kaldırılarak bu husustaki yetkili merciin Kabahatler Kanununun 3. maddesinde yer alan Sulh Ceza Mahkemeleri olduğu dolaylı olarak kabul edilmiş, bazı kanunlarda yer alan yaptırımlar için yetkili başvuru mercii Danıştay olarak belirlenmiş, diğer bazı kanunlarda idare mahkemeleri olarak belirlenen yetkili merci aynen korunmuştur.

5326 sayılı Kabahatler Kanunu: 1 5326 sayılı Kabahatler Kanunu, esas itibarıyla toplum düzenini, genel ahlak ve sağlığı, çevreyi ve ekonomik düzeni korumak amacına yöneliktir. Bu Kanunda sayılan eylemler, suç değil kabahat olarak tanımlanmaktadır. Kanuna göre, kabahat kavramından, kanunun karşılığında idari yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlıkların anlaşılması gerekmektedir. 5326 sayılı Kanun, iki kısımdan oluşmaktadır.

5326 sayılı Kabahatler Kanunu: 2 Birinci kısım, 1- 31 inci maddeleri arasında yer alan “genel hükümlerden”, ikinci kısım ise, 32- 45 inci maddeleri arasında yer alan “özel hükümlerden” meydana gelmektedir. Kabahatler, sadece 5326 sayılı Kanun ile düzenlenmemiştir. Birçok kanunda tanımlanan kabahatler bulunmaktadır. 5326 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde, “…bu kanunun genel hükümlerinin diğer kanunlardaki kabahatler hakkında da uygulanacağı…” hükme bağlanmıştır. Ancak, bu hüküm Anayasa Mahkemesinin 01.03.2006 gün ve E:2005/108, K:2006/35 sayılı kararı ile iptal edilmiştir. Kanunun 4 üncü maddesi, “kanunilik” başlığı altında düzenlenmiştir. Kanunilik ilkesinden anlaşılması gereken, hangi fiillerin kabahat oluşturduğu kanunda açıkça tanımlanabileceği gibi; kanunun kapsam ve koşulları bakımından belirlediği çerçeve içeriğinin idarenin genel ve düzenleyici işlemleriyle de doldurulabileceği kuralıdır. Ancak kabahat karşılığı olan yaptırımların türü, süresi ve miktarı, ancak kanunla belirlenebilecektir.

5326 sayılı Kabahatler Kanunu: 3 Kanunun 5 inci maddesi, “zaman bakımından uygulama” başlığı altında düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümlerinin kabahatler bakımından da uygulanacağı öngörülmüştür. Ancak kabahatler karşılığında öngörülen idari yaptırımlara ilişkin kararların yerine getirilmesi bakımından derhal uygulama kuralının geçerli olduğu da ifade edilmiştir.

5326 sayılı Kabahatler Kanunu: 4 5327 sayılı TCK’nun 7 nci maddesinde, “...İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez. İşlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz. Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır…” hükmü bulunmaktadır.

5326 sayılı Kabahatler Kanunu: 5 Dolayısıyla madde hükmüne göre, işlendiği zaman suç sayılmamakla birlikte sonradan çıkan kanunlarla suç sayılan bir eylem nedeniyle kimseye ceza verilemeyecektir. Yada işlendiği zaman suç olarak kabul edilen bir eylem ile ilgili olarak henüz ceza verilmeden önce yeni çıkan bir kanunla suç olmaktan çıkarılması halinde ceza verilemeyecektir. Keza suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanun hükümleri farklı ise, fail lehine olan kanunun uygulanacağı öngörülmüştür. Burada lehe olan farktan, sadece belirlenen ceza ve güvenlik tedbirlerinin anlaşılmaması gerekmektedir. Suçun niteliği, unsurları, zamanaşımı, ağırlaştırıcı ve hafifletici nedenler gibi diğer unsurlar açısından da lehe olan dikkate alınmalıdır.

5326 sayılı Kabahatler Kanunu: 6 Türk Ceza Kanunun bu hükmünün, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu açısından da geçerli olacağı dikkate alındığında şunları söylemek mümkündür. İşlendiği zaman kabahat sayılmamakla birlikte sonradan çıkan kanunlarla kabahat sayılan bir eylem nedeniyle kimseye ceza verilemeyecektir. Ya da işlendiği zaman kabahat olarak kabul edilen bir eylem henüz ceza verilmeden yeni çıkan bir kanunla kabahat olmaktan çıkarılmış ise yine ceza verilemeyecektir. Keza kabahatin işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanun hükümleri farklı ise, fail lehine olan kanunun uygulanacağı öngörülmüştür. Burada lehe olan farktan, sadece belirlenen cezanın anlaşılmaması gerekmektedir. Kabahatin niteliği, unsurları, zamanaşımı gibi diğer unsurlar açısından da lehe olan dikkate alınmalıdır.

5326 sayılı Kabahatler Kanunu: 7 Kanunun 6 ncı maddesinde genel hüküm “yer bakımından uygulama” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun yer bakımından uygulamaya ilişkin hükmü kabahatler bakımından da uygulanacaktır. Ancak, kanunlarda aksine hüküm bulunan hallerin saklı olacağı öngörülmüştür.

5326 sayılı Kabahatler Kanunu: 8 5327 sayılı Kanunun 8 inci maddesi, “…Türkiye'de işlenen suçlar hakkında Türk kanunları uygulanır. Fiilin kısmen veya tamamen Türkiye'de işlenmesi veya neticenin Türkiye'de gerçekleşmesi halinde suç, Türkiye'de işlenmiş sayılır…” hükmünü içermektedir. Şayet bu suç, Türk kara ve hava sahaları ile Türk karasularında, açık denizde ve bunun üzerindeki hava sahasında, Türk deniz ve hava araçlarında veya bu araçlarla, Türk deniz ve hava savaş araçlarında veya bu araçlarla, Türkiye'nin kıt'a sahanlığında veya münhasır ekonomik bölgesinde tesis edilmiş sabit platformlarda veya bunlara karşı işlendiğinde Türkiye'de işlenmiş sayılacaktır. Dolayısıyla 5326 sayılı Kabahatler Kanunu ile diğer kanunlarda kabahat olarak tanımlanan eylemler hakkında, 5237 sayılı TCK’nun “yer bakımından uygulama” başlıklı genel hükmü göz önünde tutulacaktır.

5326 sayılı Kabahatler Kanunu: 9 Kanunun 7 nci maddesinde, “kabahatin ihmali davranışla işlenmesi” başlığı bulunmaktadır. Bu hükme göre, kabahat, icrai veya ihmali davranışla işlenebilir. İhmali davranışla işlenmiş kabahatin varlığı için kişi açısından belli bir icrai davranışta bulunma hususunda hukuki yükümlülüğün varlığı gereklidir.

5326 sayılı Kabahatler Kanunu: 10 Kanunun 8 inci maddesi, “organ veya temsilcinin davranışından dolayı sorumluluk” başlığı ile düzenlenmiştir. Bu genel hükümden anlaşılması gereken ise, organ veya temsilcilik görevi yapan ya da organ veya temsilci olmamakla birlikte, tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde görev üstlenen kişinin bu görevi kapsamında işlemiş bulunduğu kabahatten dolayı tüzel kişi hakkında da idari yaptırım uygulanabileceğidir. Temsilci sıfatıyla hareket eden kişinin bu sıfatla bağlantılı olarak işlemiş bulunduğu kabahatten dolayı temsil edilen gerçek kişi hakkında da idarî yaptırım uygulanabilir. Gerçek kişiye ait bir işte çalışan kişinin bu faaliyeti çerçevesinde işlemiş bulunduğu kabahatten dolayı, iş sahibi kişi hakkında da idarî yaptırım uygulanabilir.

5326 sayılı Kabahatler Kanunu: 11 Kanunun 9 uncu maddesi “kast veya taksir” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, kabahatler, kanunda açıkça hüküm bulunmayan hallerde hem kasten hem de taksirle işlenebilecektir. Burada esasen TCK ile tanımlanan kast ve taksir kavramlarının da kısaca açıklanması yararlı olacaktır. Kast, bir suçun ve dolayısıyla bir kabahatin, kanuni tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir. Kast, suçun manevi unsurudur. Olası kast, bir suçun ve dolayısıyla bir kabahatin kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğinin öngörülmesi halidir. Diğer bir ifade ile, kabahatin kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğinin öngörülmesine rağmen fiile devam edilmesi halidir.

5326 sayılı Kabahatler Kanunu: 12 Taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranış suretiyle bir suçun ve dolayısıyla bir kabahatin kanuni tanımında belirtilen neticenin öngörülmeyerek gerçekleşmesi halidir. Taksirli kabahatlerde, failin, gerekli dikkat ve özeni gösterebilecek yeterlilikte olması gerekmektedir. Örneğin akıl hastaları, bu yetenekten yoksundur. Bu yeteneğe sahip kişiler, dikkat ve özen yükümlülüğüne uyulmaması nedeniyle bir kabahatin tanımında belirlenen unsurun oluşmasına neden oldukları takdirde, taksirli kabahatler açısında kusurlu ve sorumlu kabul edilmektedirler. Bilinçli taksir, kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın neticenin meydana gelmesi halidir. Bilinçli taksiri, basit taksirden ayıran özellik, fiilin neticesinin failce öngörülmüş, ancak istenmemiş olmasıdır.

5326 sayılı Kabahatler Kanunu: 13 Böylece TCK’da suçların manevi unsur olarak kast, olası kast, taksir ve bilinçli taksir olmak üzere dört ayrı kusurluluk biçimi benimsendiği görülmektedir. Dolayısıyla kabahatlerin oluşabilmesi için bu dört manevi unsurundan birisinin mevcut olması gerekecektir.

5326 sayılı Kabahatler Kanunu: 14 Kanunun 10 uncu maddesi “hata” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, TCK’nun hata hallerine ilişkin hükümleri, ancak kasten işlenen kabahatler bakımından da uygulanabilecektir. Türk Ceza Kanunun “hata” başlıklı 30 uncu maddesinde, “…fiilin icrası sırasında suçun kanuni tanımındaki maddi unsurları bilmeyen bir kimse, kasten hareket etmiş olmaz. Bu hata dolayısıyla taksirli sorumluluk hali saklıdır. Bir suçun daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli hallerinin gerçekleştiği hususunda hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır. Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenlere ait koşulların gerçekleştiği hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır. İşlediği fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, cezalandırılmaz…” hükmü yer almaktadır. Dolayısıyla kabahatler hakkında yaptırım uygulanırken, kasten işlenen kabahatler hariç olmak üzere “hata” nedeniyle taksirle kabahat işlenmesi halinde yaptırım uygulanmayabilecektir.

5326 sayılı Kabahatler Kanunu: 15 Kanunun 11 inci maddesi “sorumluluk” başlığı altında düzenlenmiştir. Buna göre, fiili işlediği sırada on beş yaşını doldurmamış çocuk hakkında idarî para cezası uygulanamayacaktır. Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişi hakkında idari para cezası uygulanmayacaktır.

5326 sayılı Kabahatler Kanunu: 16 Kanunun 12 nci maddesi, “hukuka uygunluk nedenleri ile kusurluluğu ortadan kaldıran nedenler” başlığı ile düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, TCK’nun hukuka uygunluk nedenleri ile kusurluluğu ortadan kaldıran nedenlere ilişkin hükümleri, kabahatler bakımından da uygulanacağı belirtilmiştir. Bu hüküm nedeniyle 5237 sayılı TCK’nun özellikle 24- 34 üncü maddelerinin göz önünde tutulması gerekmektedir. Bu maddelerden bir kısmı kanunun hükmü ve amirin emri, meşru savunma ve zorunluluk hali, hakkın kullanılması ve ilgilinin rızası, sınırın aşılması, cebir ve şiddet, korkutma ve tehdit, haksız tahrik, akıl hastalığı, sağır ve dilsizlik gibi başlıkları taşımaktadır.

5326 sayılı Kabahatler Kanunu: 17 Kanunun 13 üncü maddesi, “teşebbüs” başlığı ile düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, kabahatte teşebbüs cezalandırılmaz. Ancak teşebbüsün de cezalandırılabileceğine dair ilgili kanunda hüküm bulunan haller saklıdır. Bu durumda, TCK’nun suça teşebbüse ve gönüllü vazgeçmeye ilişkin hükümleri, kabahatler bakımından da uygulanır. TCK’nun 35 inci maddesinde, kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur, hükmü bulunmaktadır. 36 ncı madde de ise, fail, suçun icra hareketlerinden gönüllü vazgeçer veya kendi çabalarıyla suçun tamamlanmasını veya neticenin gerçekleşmesini önlerse, teşebbüsten dolayı cezalandırılmaz; fakat tamam olan kısım esasen bir suç oluşturduğu takdirde, sadece o suça ait ceza ile cezalandırılır, hükmü yer almaktadır.

5326 sayılı Kabahatler Kanunu: 18 Dolayısıyla teşebbüs aşamasında kalan kabahatler için ceza uygulaması yapılamayacaktır. Ancak kabahati düzenleyen kanunda, teşebbüs aşamasındaki kabahatinde açıkça cezalandırılacağı hükme bağlanmış ise yaptırım uygulanabilecektir.

5326 sayılı Kabahatler Kanunu: 19 Kanunun 14 üncü maddesi “iştirak” başlıklıdır. Bu hükme göre, kabahatin işlenişine birden fazla kişinin iştirak etmesi halinde bu kişilerin her biri hakkında, fail olarak idari para cezası verilecektir. Özel faillik niteliğinin arandığı durumlarda, kabahate iştirak eden ve bu niteliği taşımayan kişi hakkında da fail olarak idari para cezası uygulanacaktır. Kabahate iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığı yeterlidir. Kabahatin işlenişine iştirak eden kişi hakkında, diğerlerinin sorumlu olup olmadığı göz önünde bulundurulmaksızın idarî para cezası verilir. Kanunda özel faillik niteliğini taşıyan kişi açısından suç, diğer kişiler açısından kabahat olarak tanımlanan fiilin, bu niteliği taşıyan ve taşımayan kişiler tarafından ortaklaşa işlenmesi halinde suça iştirake ilişkin hükümler uygulanır.

5326 sayılı Kabahatler Kanunu: 20 Kanunun 15 inci maddesi “içtima” halini düzenlemiştir. Bu maddeye göre, bir fiil ile birden fazla kabahatin işlenmesi halinde bu kabahatlere ilişkin tanımlarda sadece idarî para cezası öngörülmüşse, en ağır idarî para cezası verilir. Bu kabahatlerle ilgili olarak kanunda idarî para cezasından başka idarî yaptırımlar da öngörülmüş ise, bu yaptırımların her birinin uygulanmasına karar verilir. Aynı kabahatin birden fazla işlenmesi halinde her bir kabahatle ilgili olarak ayrı ayrı idarî para cezası verilir. Kesintisiz fiille işlenebilen kabahatlerde, bu nedenle idarî yaptırım kararı verilinceye kadar fiil tek sayılır. Bir fiil hem kabahat hem de suç olarak tanımlanmış ise, sadece suçtan dolayı yaptırım uygulanabilir. Ancak, suçtan dolayı yaptırım uygulanamayan hallerde kabahat dolayısıyla yaptırım uygulanır.

Kabahatler Kanununa Göre Uygulanacak Yaptırımlar: 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümlerine göre uygulanacak idari yaptırımlar da, kanunun genel hükümleri bölümünde düzenlenmiştir. Kanunun 16 ncı maddesine göre, kabahatler karşılığında uygulanacak olan idari yaptırımlar, “idari para cezası” ve “idari tedbirler” olarak sınıflandırılmıştır. İdari para cezaları, alt ve üst sınırı kanunda gösterilen para miktarlarıdır. İdari tedbirler ise, mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirlerdir.

Para cezası, kişinin malvarlığında azalmaya yönelik bir ceza türüdür. Kabahatler Kanununa Göre Uygulanacak Yaptırımlar: İDARİ PARA CEZALARI – 1 Para cezası, kişinin malvarlığında azalmaya yönelik bir ceza türüdür. Kabahatler Kanunun 17 nci maddesinde “idari para cezası” düzenlemiştir. İdari para cezasının, maktu veya nispi olabileceği öngörülmüştür. Diğer bir ifade ile belirlenmiş bir miktar olabileceği gibi oransal bir değer de olabilecektir. İdari para cezası, kanunda alt ve üst sınırı gösterilmek suretiyle de belirlenebilir. Bu durumda, idari para cezasının miktarı belirlenirken işlenen kabahatin haksızlık içeriği ile failin kusuru ve ekonomik durumu birlikte göz önünde bulundurulur.

Kabahatler Kanununa Göre Uygulanacak Yaptırımlar: İDARİ PARA CEZALARI – 2 İdari para cezası, Devlet Hazinesine ödenir. Kişinin ekonomik durumunun müsait olmaması halinde idari para cezasının, ilk taksidinin peşin ödenmesi koşuluyla, bir yıl içinde ve dört eşit taksit halinde ödenmesine karar verilebilir. Taksitlerin zamanında ve tam olarak ödenmemesi halinde idarî para cezasının kalan kısmının tamamı tahsil edilir. Kesinleşen karar, derhal tahsil için mahallin en büyük mal memuruna verilir. İdarî para cezası, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilir. Tahsil edilen idarî para cezasının kanunla belirlenen bir oranı, ilgili kamu kurum ve kuruluşunun hesabına aktarılır.

Kabahatler Kanununa Göre Uygulanacak Yaptırımlar: İDARİ PARA CEZALARI – 3 İdari para cezası tamamen tahsil edildikten itibaren en geç bir ay içinde durum, ilgili kamu kurum ve kuruluşuna bildirilir. Kabahat dolayısıyla idari para cezası veren kamu görevlisi, ilgilinin rıza göstermesi halinde bunun tahsilatını derhal kendisi gerçekleştirir. İdarî para cezasını kanun yoluna başvurmadan önce ödeyen kişiden bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme, kişinin bu karara karşı kanun yoluna başvurma hakkını etkilemez. İdarî para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilân edilen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanır. Bu suretle idarî para cezasının hesabında bir Türk Lirasının küsuru dikkate alınmaz. Bu fıkra hükmü, nispi nitelikteki idarî para cezaları açısından uygulanmaz.

Kabahatler Kanununa Göre Uygulanacak Yaptırımlar: İDARİ TEDBİRLER Mülkiyetin Kamuya Geçirilmesi: - 1 Kabahatler karşılığında uygulanacak ikinci yaptırım türü, mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımıdır. Mülkiyetin kamuya geçirilmesi cezasının tanımı, 5326 sayılı Kabahatler Kanunun 18 inci maddesinde yapılmıştır. Kabahatin konusunu oluşturan veya işlenmesi suretiyle elde edilen eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine, ancak kanunda açık hüküm bulunan hallerde karar verilebilir.

Mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin karar, eşyanın; Kabahatler Kanununa Göre Uygulanacak Yaptırımlar: İDARİ TEDBİRLER Mülkiyetin Kamuya Geçirilmesi: - 2 Mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin karar, eşyanın; a) Kullanılmaz hale getirilmesi, b) Niteliğinin değiştirilmesi, c) Ancak belli bir surette kullanılması,

Kabahatler Kanununa Göre Uygulanacak Yaptırımlar: İDARİ TEDBİRLER Mülkiyetin Kamuya Geçirilmesi: - 3 Koşullarından birinin yerine getirilmesine bağlı olarak belli bir süre geciktirilebilir. Belirlenen süre zarfında koşulun yerine getirilmemesi halinde eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir. Mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin karar kesinleşinceye kadar ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından eşyaya el konulabileceği gibi; eşya, kişilerin muhafazasına da bırakılabilir.

Kabahatler Kanununa Göre Uygulanacak Yaptırımlar: İDARİ TEDBİRLER Mülkiyetin Kamuya Geçirilmesi: - 4 Eşyanın mülkiyeti, kanunda açık hüküm bulunan hallerde ilgili kamu kurum ve kuruluşuna, aksi takdirde Devlete geçer. Eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilebilmesi için fail hakkında idarî para cezası veya başka bir idarî yaptırım kararı verilmiş olması şart değildir. Kaim değerin mülkiyetinin kamuya geçirilmesine de karar verilebilir. Mülkiyeti kamuya geçirilen eşya, başka suretle değerlendirilmesi mümkün olmazsa imha edilir. Mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin karar, kesinleşmesi halinde yerine getirilir.

Saklı Tutulan Hükümler 1 Kabahatler, esas itibarıyla Kabahatler Kanunu ile düzenlenmiştir. Ancak bu kanunun dışında da, çeşitli kanunlarla değişik kabahatler ve uygulanacak cezalara ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.

Saklı Tutulan Hükümler 2 Bu nedenle, 5326 sayılı Kabahatler Kanunun 19 uncu maddesi ile diğer kanunlarda sayılan kabahatler karşılığında uygulanacak yaptırımlar olarak belirlenen, a) Bir meslek ve sanatın yerine getirilmemesi, b) İşyerinin kapatılması, c) Ruhsat veya ehliyetin geri alınması, d) Kara, deniz veya hava nakil aracının trafikten veya seyrüseferden alıkonulması, gibi yaptırımlara ilişkin hükümler, ilgili kanunlarda bu Kanun hükümlerine uygun değişiklik yapılıncaya kadar saklı kalacağı hüküm altına alınmıştır.

Soruşturma ve Yerine Getirme Zamanaşımı 1 Kabahatler içinde hem soruşturma ve hem de yerine getirme zamanaşımı süreleri belirlenmiştir. Şayet bir kabahatten dolayı yürütülen soruşturmada, soruşturma zamanaşımının dolması halinde kişiye idari para cezasına karar verilemeyecektir.

Soruşturma ve Yerine Getirme Zamanaşımı 2 Kanunun 20 nci maddesi, soruşturma zamanaşımı sürelerini uygulanacak idari para cezası miktarına göre belirlemiştir.  Soruşturma zamanaşımı süresi; Yüzbin Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde beş, Ellibin Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde dört, Yirmibin Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde üç, Yirmibin Türk Lirasına kadar idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde iki, yıldır.  Nispî idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde zamanaşımı süresi sekiz yıldır

Soruşturma ve Yerine Getirme Zamanaşımı 3 Zamanaşımı süresi, kabahate ilişkin tanımdaki fiilin işlenmesiyle veya neticenin gerçekleşmesiyle işlemeye başlar. Kabahati oluşturan fiilin aynı zamanda suç oluşturması halinde suça ilişkin dava zamanaşımı hükümleri uygulanır. Bunun yanında verilen kararın yerine getirme zamanaşımı süresi de düzenlenmiştir.

Soruşturma ve Yerine Getirme Zamanaşımı 4 Kanunun 21 inci maddesine göre, yerine getirme zamanaşımının dolması halinde idari para cezasına veya mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin karar artık yerine getirilemez. Yerine getirme zamanaşımı süresi; a) Ellibin Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasına karar verilmesi halinde yedi, b) Yirmibin Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasına karar verilmesi halinde beş, c) Onbin Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasına karar verilmesi halinde dört, d) Onbin Türk Lirasından az idarî para cezasına karar verilmesi halinde üç, yıldır.

Soruşturma ve Yerine Getirme Zamanaşımı 5 Mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin zamanaşımı süresi on yıldır. Zamanaşımı süresi, kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren işlemeye başlar. Kanun hükmü gereği olarak idarî yaptırımın yerine getirilmesine başlanamaması veya yerine getirilememesi halinde zamanaşımı işlemez.

Yaptırıma Karar Verme Yetkisi ve Kanun Yolları 1 Kabahatler Kanununa göre, idari para cezası ile idari tedbir olarak tanımlanan idari yaptırım kararı verme yetkisi, tebliği, itirazı ve uygulanması gibi hususlar, Kanunun 22-31 inci maddeleri arasında düzenlenmiştir. İdari yaptırım kararı vermeye ilgili kanunda açıkça gösterilen idari kurul, makam veya kamu görevlileri yetkilidir. Kanunda açık hüküm bulunmayan hallerde ilgili kamu kurum ve kuruluşunun en üst amiri bu konuda yetkilidir. İdari kurul, makam veya kamu görevlileri, ancak ilgili kamu kurum ve kuruluşunun görev alanına giren yerlerde işlenen kabahatler dolayısıyla idarî yaptırım kararı vermeye yetkilidir.

Yaptırıma Karar Verme Yetkisi ve Kanun Yolları 2 Bu genel düzenleme dışında, Cumhuriyet savcısı da kanunda açıkça hüküm bulunan hallerde bir kabahat dolayısıyla idari yaptırım kararı vermeye yetkili kılınmıştır. Bir suç dolayısıyla başlatılan soruşturma kapsamında bir kabahatin işlendiğini öğrenmesi halinde Cumhuriyet savcısı durumu ilgili kamu kurum ve kuruluşuna bildirebileceği gibi, kendisi de idari yaptırım kararı verebilir. Soruşturma konusu fiilin kabahat oluşturduğunun anlaşılması halinde Cumhuriyet savcısı bu nedenle idari yaptırım kararı verir. Ancak, bunun için ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından idari yaptırım kararı verilmemiş olması gerekir.

Yaptırıma Karar Verme Yetkisi ve Kanun Yolları 3 Ayrıca kovuşturma konusu fiilin kabahat oluşturduğunun anlaşılması halinde, mahkeme tarafından da idari yaptırım kararı verilebilecektir. Kanunun 25 inci maddesinde “idari yaptırım kararı” şekli ve unsurları belirtilmiştir. Buna göre, idari yaptırım kararına ilişkin tutanakta; a) Hakkında idarî yaptırım kararı verilen kişinin kimlik ve adresi, b) İdarî yaptırım kararı verilmesini gerektiren kabahat fiili, c) Bu fiilin işlendiğini ispata yarayacak bütün deliller, d) Karar tarihi ve kararı veren kamu görevlilerinin kimliği, açık bir şekilde yazılacaktır. Tutanakta, ayrıca kabahati oluşturan fiil, işlendiği yer ve zaman gösterilerek belirtilecektir.

Yaptırıma Karar Verme Yetkisi ve Kanun Yolları 4 Böylece alınan idari yaptırım kararının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre ilgili kişiye tebliğ edilmesi gerekmektedir. Tebligat metninde karara karşı başvurulabilecek kanun yolu, mercii ve süresinin açık bir şekilde belirtilmesi gerekmektedir. İdari yaptırım kararının ilgili gerçek kişinin huzurunda verilmesi halinde tutanakta bu husus açıkça belirtilir. Bu karara karşı başvurabileceği kanun yolu, mercii ve süresine ilişkin olarak bilgilendirildikten sonra kişinin karar tutanağını imzalaması istenir. İmzadan kaçınılması halinde bu durum tutanakta açıkça belirtilir. Karar tutanağının bir örneği kişiye verilir. Tüzel kişi hakkında verilen idari yaptırım kararları her halde ilgili tüzel kişiye tebliğ edilir.

Yaptırıma Karar Verme Yetkisi ve Kanun Yolları 5 Kanunun 27 nci maddesinde “başvuru” usulü düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren en geç on beş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilecektir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir. Mücbir sebep nedeniyle bu sürenin geçirilmiş olması halinde, mücbir sebebin ortadan kalktığı tarihten itibaren en geç yedi gün içinde karara karşı başvuruda bulunulmalıdır. Ancak bu başvuru, kararın kesinleşmesini engellemez.

Yaptırıma Karar Verme Yetkisi ve Kanun Yolları 6 Başvurunun, bizzat ya da kanuni temsilci veya avukat tarafından sulh ceza mahkemesine verilecek bir dilekçe ile yapılması gerekmektedir. Başvuru dilekçesinde, idari yaptırım kararına ilişkin bilgiler, bu karara karşı ileri sürülen deliller açık bir şekilde gösterilir. Dilekçede ayrıca, başvurunun süresinde yapılmasını engelleyen mücbir sebep dayanaklarıyla gösterilir. İdari yaptırım kararının mahkeme tarafından verilmesi halinde bu madde hükmü uygulanmaz.

Yaptırıma Karar Verme Yetkisi ve Kanun Yolları 7 “Başvurunun incelenmesi” mahkeme tarafından yapılır. Mahkemece yapılan ön inceleme sonucunda; a) Yetkili olmadığının anlaşılması halinde dosyanın yetkili sulh ceza mahkemesine gönderilmesine, b) Başvurunun süresi içinde yapılmadığının, başvuru konusu idarî yaptırım kararının sulh ceza mahkemesinde incelenebilecek kararlardan olmadığının veya başvuranın buna hakkı bulunmadığının anlaşılması halinde, bu nedenlerle başvurunun reddine, c) Önceki bentlerinde sayılan nedenlerin bulunmaması halinde başvurunun usulden kabulüne, karar verilir.

Yaptırıma Karar Verme Yetkisi ve Kanun Yolları 8 Başvurunun usulden kabulü halinde mahkeme dilekçenin bir örneğini ilgili kamu kurum ve kuruluşuna tebliğ eder. İlgili kamu kurum ve kuruluşu, başvuru dilekçesinin tebliği tarihinden itibaren en geç on beş gün içinde mahkemeye cevap verir. Başvuru konusu idari yaptırıma ilişkin işlem dosyasının tamamının bir örneği, cevap dilekçesi ile birlikte mahkemeye verilir. Mahkeme, işlem dosyasının aslını da ilgili kamu kurum ve kuruluşundan isteyebilir. Cevap dilekçesi, idari yaptırım kararına karşı başvuruda bulunan kişi sayısından bir fazla nüsha olarak verilir.

Yaptırıma Karar Verme Yetkisi ve Kanun Yolları 9 Mahkeme, başvuruda bulunan kişilere cevap dilekçesinin bir örneğini tebliğ eder; talep üzerine veya re'sen tarafları çağırarak belli bir gün ve saatte dinleyebilir. Dinleme sırasında taraflar veya avukatları hazır bulunur. Mazeretsiz olarak hazır bulunmama, yokluklarında karar verilmesine engel değildir. Bu husus, tebligat yazısında açıkça belirtilir. CMK’nun tanıklığa, bilirkişi incelemesine ve keşfe ilişkin hükümleri, bu başvuru ile ilgili olarak da uygulanır. Dinlemede sırasıyla hazır bulunan başvuru sahibi ve avukatı, ilgili kamu kurum ve kuruluşunun temsilcisi, varsa tanıklar dinlenir, bilirkişi raporu okunur, diğer deliller ortaya konulur.

Yaptırıma Karar Verme Yetkisi ve Kanun Yolları 10 Mahkeme son kararını hazır bulunan tarafların huzurunda açıklar. Mahkeme, son karar olarak idari yaptırım kararının; Hukuka uygun olması nedeniyle, "başvurunun reddine", Hukuka aykırı olması nedeniyle, "idarî yaptırım kararının kaldırılmasına", karar verir.

Yaptırıma Karar Verme Yetkisi ve Kanun Yolları 11 Kanunun 29 uncu maddesi ise “itiraz” yolunu düzenlemiştir. Buna göre, mahkemenin verdiği son karara karşı, yargı çevresinde yer aldığı ağır ceza mahkemesine itiraz edilebilecektir. Bu itiraz, kararın tebliği tarihten itibaren en geç yedi gün içinde yapılır. İtirazla ilgili karar, dosya üzerinden inceleme yapılarak verilir. Mahkeme, her bir itirazla ilgili olarak "itirazın kabulüne" veya "itirazın reddine" karar verir. Mahkemenin verdiği karar taraflara tebliğ edilir. İdari yaptırım kararının ağır ceza mahkemesi tarafından verilmesi halinde bu karara karşı itiraz mercii en yakın ağır ceza mahkemesidir.

Yaptırıma Karar Verme Yetkisi ve Kanun Yolları 12 Hakkında idari yaptırım kararı verilen ve bu nedenle kanun yollarına başvuran kişi, karar verilmeden önce başvurusundan vazgeçebilir. Vazgeçme halinde bir daha aynı konuda başvuruda bulunulamaz. İlgili kamu kurum ve kuruluşu da, mahkeme tarafından karar verilinceye kadar kanun yolu başvurusunu kabul ederek idari yaptırım kararını geri alabilir. Buraya kadar olan bölümde, bazı kavramlar ile Kabahatler Kanunun genel hükümlerinin açıklaması yapılmıştır.

Kabahatler Kanunu İle Düzenlenen Kabahat Türleri 1 İdari yaptırımlar uygulanacak kabahat türleri, başta 5326 sayılı Kabahatler Kanunu olmak üzere birçok kanun ile düzenlenmiştir. Bu bölümde, önce 5326 sayılı Kanunda yer alan kabahat türlerine yer verilecektir.

Kabahatler Kanunu İle Düzenlenen Kabahat Türleri 2 Emre aykırı davranış, Dilencilik, Kumar, Sarhoşluk, Gürültü, Rahatsız etme, İşgal, Tütün mamullerinin tüketilmesi, Kimliği bildirmeme, Çevreyi kirletme, Afiş asma, Silah taşıma, Eylemleri kabahat olarak tanımlanmış ve cezalandırılmıştır.

Kabahatler Kanunu İle Düzenlenen Kabahat Türleri Emre Aykırı Davranış Emre aykırı davranış, yetkili makamlar tarafından adli işlemler nedeniyle ya da kamu güvenliği, kamu düzeni veya genel sağlığın korunması amacıyla, hukuka uygun olarak verilen emre aykırı hareket etmektir. Cezayı emri veren makam uygular ve bu madde, ancak ilgili kanunda açıkça hüküm bulunan hallerde uygulanabilir.

Kabahatler Kanunu İle Düzenlenen Kabahat Türleri Dilencilik Dilencilik, tanımı yapılmamış, sadece verilecek ceza miktarı belirtilmiştir. Bu kabahat dolayısıyla idari para cezası ve el koymaya kolluk veya belediye zabıta görevlileri, mülkiyetin kamuya geçirilmesine mülki idare amiri karar verir.

Kabahatler Kanunu İle Düzenlenen Kabahat Türleri Kumar Kumar, tanımı yapılmamış, sadece verilecek ceza miktarı belirtilmiştir. Bu kabahat dolayısıyla idari para cezası ve el koymaya kolluk görevlileri, mülkiyetin kamuya geçirilmesine mülki idare amiri veya belediye encümeni karar verir.

Kabahatler Kanunu İle Düzenlenen Kabahat Türleri Sarhoşluk Sarhoşluk, sarhoş olarak başkalarının huzur ve sükûnunu bozacak şekilde davranışlarda bulunulması halinde kolluk görevlileri tarafından ceza verilebilmektedir.

Kabahatler Kanunu İle Düzenlenen Kabahat Türleri Gürültü Gürültü, başkalarının huzur ve sükûnunu bozacak şekilde gürültüye neden olan kişiye ceza verilebilmektedir. Bu fiilin bir ticari işletmenin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde işletme sahibi gerçek veya tüzel kişiye ceza verilmektedir. Bu kabahat dolayısıyla idari para cezasına kolluk veya belediye zabıta görevlileri karar verirler.

Kabahatler Kanunu İle Düzenlenen Kabahat Türleri Rahatsız Etme Rahatsız etme, mal veya hizmet satmak için başkalarının rahatsız edilmesi halinde cezalandırılan bir kabahattir. Bu kabahat dolayısıyla idari para cezası vermeye kolluk veya belediye zabıta görevlileri yetkilidir.

Kabahatler Kanunu İle Düzenlenen Kabahat Türleri İşgal İşgal, yetkili makamların açık ve yazılı izni olmaksızın meydan, cadde, sokak veya yayaların gelip geçtiği kaldırımların işgal edilmesi, mal satışa arz edilmesi ve inşaat malzemesi yığılmasıdır. Bu kabahat dolayısıyla idari para cezasına belediye zabıta görevlileri karar verirler.

Kabahatler Kanunu İle Düzenlenen Kabahat Türleri Tütün Mamullerinin Tüketilmesi Tütün mamullerinin tüketilmesi, kamu hizmet binalarının kapalı alanlarında, toplu taşım araçlarında ve özel hukuk kişilerine ait olan ve herkesin girebileceği binaların kapalı alanlarında tütün mamulü tüketen kişilerin cezalandırıldığı kabahattir. Kamu hizmet binalarının kapalı alanlarında tütün mamulü tüketen kişiye, ilgili idari birim amirinin yetkili kıldığı kamu görevlileri tarafından ceza verilir.

Kabahatler Kanunu İle Düzenlenen Kabahat Türleri Tütün Mamullerinin Tüketilmesi Toplu taşıma araçlarında tütün mamulü tüketen kişiye, kabahatin özel hukuk kişileri tarafından işletilen toplu taşıma araçlarında işlenilmesi halinde ceza ilk başvurulan kolluk birim yetkilileri tarafından verilir. Kamuya ait toplu taşıma araçlarında işlenilmesi halinde para cezası verme yetkisi birim amirinin yetkili kıldığı kamu görevlisidir. Özel hukuk kişilerine ait olan ve herkesin girebileceği binaların kapalı alanlarında tütün mamullerinin tüketilmeyeceğini belirtir açık bir işarete yer verilmesine rağmen, bu yasağa aykırı hareket eden kişiye şikâyet üzerine en yakın kolluk birimi yetkililerince para cezası verilir.

Kabahatler Kanunu İle Düzenlenen Kabahat Türleri Kimliği Bildirmeme Kimliği bildirmeme, görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunan kişinin eylemi bir kabahattir ve cezalandırılmıştır. İlgili görevli idari para cezasını verir. Adli işlemler, istisna tutulmuştur.

Kabahatler Kanunu İle Düzenlenen Kabahat Türleri Çevreyi Kirletme Çevreyi kirletme, evsel atık ve artıkları, bunların toplanmasına veya depolanmasına özgü yerler dışına atmak, hayvan kesimine tahsis edilen yerler dışında hayvan kesen veya kesilen hayvan atıklarını sokağa veya kamuya ait sair bir alana bırakmak, inşaat atık ve artıklarını bunların toplanmasına veya depolanmasına özgü yerler dışına atmak, kullanılamaz hale gelen veya ihtiyaç fazlası ev eşyasını bunların toplanmasına ilişkin olarak belirlenen günün dışında sokağa veya kamuya ait sair bir yere bırakmak, kullanılamaz hale gelen motorlu kara veya deniz nakil araçlarını ya da bunların mütemmim cüzlerini sokağa veya kamuya ait sair bir yere bırakmak eylemleri kabahat olarak tanımlanmıştır. Madde hükmü belediye sınırları içinde uygulanır. Belediye zabıta görevlileri karar verir.

Kabahatler Kanunu İle Düzenlenen Kabahat Türleri Afiş Asma Afiş asma, yetkili makamların izni olmaksızın meydanlara veya parklara, cadde veya sokak kenarlarındaki kamuya ait duvar veya alanlara, rızası olmaksızın özel kişilere ait alanlara bez, kâğıt ve benzeri afiş ve ilân asan kişiler hakkında yaptırım uygulanacaktır. Kolluk veya belediye zabıta görevlileri idari para cezası kararı verirler.

Kabahatler Kanunu İle Düzenlenen Kabahat Türleri Silah Taşıma Silah taşıma, yetkili makamlardan ruhsat almaksızın kanuna göre yasak olmayan silahları park, meydan, cadde veya sokaklarda görünür bir şekilde taşıyan kişiye kolluk tarafından idari para cezası uygulanacaktır.

Kabahatler Kanunu İle Düzenlenen Kabahat Türleri 5326 sayılı Kabahatler Kanunu ile sayılan bu kabahatlere uygulanacak yaptırımlar da, bu Kanun ile belirlenmiştir.

SORU 1: Kabahatler hukuku ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A)Kabahatler kural olarak hem kasten hem de taksirle işlenebilir. B) Bütün kabahatlere teşebbüs cezalandırılır. C) Kabahatler kanunu dışında başka kanunlarda da çeşitli kabahatler düzenlenmiştir. D)Ceza hukukunda geçerli olan kanunilik ilkesi genel itibariyle kabahatler hukukunda da geçerlidir. E)Kabahatler icrai ve ihmali hareketlerle işlenebilir.

SORU 2: İdari para cezası belirlenirken aşağıdakilerden hangisi göz önünde bulundurulmaz? A) Kabahatin haksızlık içeriği B) Failin kusuru C) Fiilin aynı zamanda suç oluşturup oluşturmadığı D) Failin ekonomik durumu E) Alt ve üst sınırı kanunda gösterilen idari para cezalarında bu sınırlar

SORU 3: Aşağıdaki fiilerden hangisi Kabahatler Kanunu’nda kabahat olarak düzenlenmemiştir? A) Emre aykırı davranış B) Dilencilik C) Mala zarar verme D) Kumar E) Sarhoşluk

SORU 4: Aşağıdakilerden hangisi, idari yaptırım kararı vermeye yetkili kişilerden biri değildir? A) Kanunda açıkça gösterilen idari kurul B) Kanunda açıkça gösterilen idari makam C) Kanunda açıkça gösterilen kamu görevlisi(zabıta) D) Cumhuriyet savcısı ve hâkim E) İdari yaptırım kararını vermeye yetkili kurumdaki her bir kamu görevlisi

SORU 5: İdari para cezası ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Maktu idari para cezası kanunda miktarı belli olan para cezasıdır. B) İdari para cezasının alt ve üst sınırları belli ise uygulayıcı bu sınırlar içinde bir cezaya karar verebilir. C) Nispi idari para cezasının miktarı önceden kanun tarafından belirtilmemiştir. D) İdari para cezasının belirlenmesinde failin ekonomik durumu hiçbir durumda göz önünde bulundurulmaz. E) Hakkında kabahat dolayısıyla idari para cezası verilen kişinin rıza göstermesi halinde, tahsilat cezayı veren kamu görevlisince yapılabilir.

SORU 6: Kabahatler Kanuna göre aşağıdakilerden hangisi ile kabahat konulamaz? A) Kanun B) Anayasa C) Tüzük D) Yönetmelik E) İdarenin genel ve düzenleyici işlemleri

SORU 7: Aşağıdakilerden hangisi bir kabahat değildir? A) Dilencilik B) Hakaret C) Kumar D) Sarhoşluk E) Gürültü

SORU 8: Aşağıdakilerden hangisi bir kabahattir? A) Hırsızlık B) Yaralama C) Gasp D) Emre aykırı davranış E)Mühür fekki

SORU 9: 5326 sayılı Kabahatler Kanunu kapsamında aşağıdakilerden hangisine idari para cezası uygulanmaz? A) Zabıta memuruna B) Valilikte çalışan bir memura C) Belediyede çalışan bir işçiye D) 14 yaşındaki bir kız çocuğuna

SORU 10: Aşağıdakilerden hangisi 5326 sayılı Kabahatler Kanunu kapsamında yasal işlem yapmaya yetkili değildir? A) Polis B) Jandarma C) Belediye zabıtası D) Özel güvenlik personeli