Simya; Teorik temelleri olmayan, deneme yanılmaya dayanan çalışmaları içeren, bu nedenle sistematik bilgi birikimi sağlamayan bir uğraştır. İnsanoğlu süreç içinde bitkisel ürünlerin ilaç olarak yararlarını fark etmiş, ölümsüzlük ya da sonsuz zenginlik sağlayan madde arama haliyle maddeyi sınama yanılma yoluyla incelemiştir. Bu günkü kimya biliminin temeli simyaya dayanır.
Eski dönemlerde insanlar Aristo nun önerdiği dört ana elementin ( toprak, su, hava, ateş ) varlığına inanıyorlardı. Bu dört elementin farklı şekilde bir araya gelmesiyle farklı maddelerin oluştuğu kabul edilmiştir. Ortaçağ döneminde bazı insanlar basit metalleri değerli olan altına çevirerek belli bir güce sahip olmayı hedeflemişlerdir. Bazı insanlar ise ; insan vücuduna yönelik çalışmalar yaparak ,hastalıkları iyileştirmek ve ölümsüzlük iksirini elde etmek istemişlerdir. Bilimsel dayanağı olmayan sınama yanılma yoluyla yapılan bu işlemler simya olarak adlandırılır.
Eski çağda insanların temel ihtiyaçlarını karşılamak için deneme yanılma yoluyla keşfettikleri deneyimler daha sonra onların zengin ve ölümsüz olma hayallerine kapılmalarına sebep olmuştur. Değersiz madenleri altına çevirme, bütün hastalıkları iyileştirme ve ölümsüzlük iksirini bulma uğraşına simya ( alşimi ), bu işle uğraşanlara da simyacı denir. Simya bir bilim değildir; fakat simyacılar kimya bilimine geçişin öncüleri olmuşlardır ve pek çok deneysel araç ve gerecin gelişmesine olanak sağlamışlardır. Simyacıların bu çalışmaları sonucunda mürekkep, boya , seramik, cam , esans, metallerin işlenmesi, barut, sülfirik asit ( zaç yağı ), nitrik asit ( kezzap) ve hidroklorik asit (tuzruhu) gibi maddeler elde edilmiştir. Simyanın kimya bilimine katkıları; Bazı karışımları elde edilmişlerdir. Deneysel araç ve gereçler bulunmuştur ( imbik ) Kimya deneylerinde de kullanılan bazı yöntem ve işlemler geliştirilmiştir.
ESKİ ÇAĞLARDA KEŞFEDİLEN MADDELER Eski çağlarda insanlar kendi faydalarına olan şeyleri keşfetmeye başlamışlardır; Barınmak için ağaçları oymuşlardır Yaptıkları çanak ve çömleklerde yiyeceklerini saklamışlardır. Bazı bitkilerden güzel kokular ve tedavide kullanılan ilaçlar elde etmişlerdir Güzel görünmek için gözlerine kohl (sürme) çekmişlerdir. Önemli ticaret maddesi olan tuzu bulmuşlardır Giysilerin boyanmasında boya olarak; Kıbrıs taşı (FeSO4), şap ve alizarin gibi maddeler kullanılır.
Aristonun 4 temel elementinin özellikleri kısaca, Aristonun 4 elementi özellikleri kuramı Aristo’ya göre doğada bulunan bütün maddeler dört temel elementin bir araya gelmesi ile oluşmuştur. Bu dört madde birbiriyle reaksiyona girerek maddeleri oluşturmaktadır. Platonda Aristo’nun bu görüşünüdesteklemekteydi. Aristonun 4 temel kanununa göre maddeler; Sıcak-ıslak Soğuk-ıslak Soğuk-kuru Sıcak-kuru gruplarından oluşuyordu. Örnek vermek gerekirse; soğuk-ıslak(su), soğuk-kuru(toprak), ıslak-sıcak(hava), kuru-sıcak(ateş) şeklindedir.
Aristo 4 Element Ve 4 Özellikten Bahsetmiştir Aristo 4 Element Ve 4 Özellikten Bahsetmiştir. Elementler : Su , Hava , Toprak Ve Ateş. Özellikler : Kuru , Sıcak , Islak Ve Soğuk. Elementlere Verdiği Özellikler İse; Su : Islak Ve Soğuk Hava : Islak Ve Sıcak Ateş : Kuru Ve Sıcak Toprak : Kuru Ve Soğuk .. Ayrıca Aristo'ya Göre Bu Özellikler Değiştirilirse Elementlerde Birbirine Dönüşebilirdi.Aristo'nun Bu Görüşü Yaklaşık Olarak 1400 Yıl ( M.Ö. 300 - M.S. 1700 ) Kabul Görmüştür
Simya ile en az 2500 yıldır uğraşıldığı bilinmektedir Simya ile en az 2500 yıldır uğraşıldığı bilinmektedir. Simya ile ilk olarak Mezopotamya, Eski Mısır, İran, Hindistan ve Çin'de uğraşılmıştır. Klasik Yunan döneminde Yunanistan'da, Roma İmparatorluğu'nun hüküm sürdüğü coğrafyada, önemli İslam başkentlerinde ve daha sonra 19. yüzyıla kadar Avrupa'da simyaya ilgi duyulmuştur. Simya ile ilgili; ✔ Simya bir bilim dalı değildir ✔ Sadece deneme-yanılma yolu ile çalışırlar ✔ Çalışmalar teorik bir temele dayanmaz ✔ Sistematik bilgiler içermez ✔ Bilgi birikimi oluşmamıştır Simyacılar farklı amaçlar için çalışırken deneme- yanılma yöntemi kullanılarak istemeden bazı şeyleri keşfetmişlerdir Simya içerisinde tıp, felsefe, astroloji, kimya, din gibi birçok konuda motifler içerdiği için simyacılar, ✔ Ölümsüzlük iksirini keşfetmek, ✔ Sonsuz zenginliğe ulaşmak, gibi konularla ilgili çalışmalar da yapmışlardır. Bu nedenle, bir simyacı tarih boyunca bazı zamanlar doktor, kahin, filozof hatta büyücü olarak kabul edilmiştir. Ancak günümüzde kullanılan bazı deney ve araç gereçlerinin ilk hallerini simyacılar keşfetmiş ve kullanmışlardır. Bugün yüzlerce kullanım alanı keşfedilmiş olan kostik soda, kükürt, cıva, sönmüş kireç, nitrik asit gibi birçok madde ilk defa yüzyıllar önce simyacılar tarafından da kullanmışlardır.
Başka bir ifade ile simyanın günümüz deneysel kimya biliminin ilk temellerini oluşturduğu söylenebilir. Mısır'ın İskenderiye kentinde biçimlenmeye başladığı kabul edilir. Eski Mısır'ın metalurji, boya ve cam yapımı gibi üretim zanaatları ile eski Yunan felsefesi İskenderiye'de bir araya gelerek kaynaşmış ve MÖ 400'lerde uygulamalı kimya bilgisi gelişmeye başlamıştır. Simyacıların ya da bilgilerin arasında Türk ve İslam dünyasından da çok önemli isimler yer almaktadır.