Dünyada Veteriner Hekimliğinde Okullaşma Süreci
Uygarlıkların başlıca dinamiklerinden birini oluşturan hayvan varlığının sağlıklı durumunda, zenginlik ve mutluluk; salgın hastalıklarında ise, korku, şaşkınlık ve kıtlık yaşanmıştır. Buhar ve motor gücünün egemenliğine dek geçen süre içinde görülen salgın hayvan hastalıkları sırasında ulaşım durmuş; iş gücü yanında orduların harekât güçleri zayıflamış; hatta, Kurtuluş Savaşında yaşandığı gibi, ulusların egemenlikleri tehlikeye girmiştir. Bulaşıcı hayvan hastalıklarının en önemlilerinden biri olan ve varlığını ilk çağlardan beri hissettiren sığır vebası hastalığı, yalnız Avrupa’da, 1711-1769 yılları arasında 200 milyondan fazla sığır kaybına yol açmıştır. 1711 ve 1714 yılları arasında İtalyan Dr. Ramazzini ve Dr. Lancisi ile İngiliz Dr. Bates başta sığır vebası olmak üzere salgın hayvan hastalıklarını incelemekle görevlendirilmişlerdir.
Sığır Vebası Hastalığı ile İlgili Olarak: Dr. Ramazzini: Hasta hayvanların sağlamlardan ayrılması gerektiğini ileri sürmüş; Dr. Lancisi: Hastalığına yakalanan hayvanların öldürülmesi gerekliliğini ortaya koymuş (İTLAF); Dr. Bates: İtlaf edilen hayvanların sahiplerine tazminat ödenmesini önermiştir.
Sığır vebası hastalığı konusunda atılan bu çok önemli adımlara karşın ciddi sığır kayıplarının önüne geçilememesi, hayvan hastalıkları ile mücadelede insan hekimlerinin yeterli olmadığını ortaya koymuş ve hayvan hekimlerinin yetiştirilmesi kaçınılmaz olmuştur.
Böylece dünyada ilk veteriner okulu 1762 yılında Fransa’nın Lyon kentinde Claude Bourgelat tarafından kurulmuştur. Dört yıl süreli ve bilimsel nitelikli bir öğretim gören mezunlar, veteriner hekimliği alanındaki bilimsel etkinliklerin de öncüleri olmuşlardır. Onsekizinci yüzyılın sonunda, hemen tüm Avrupa ülkelerinde bilimsel nitelikli veteriner hekimliği okulları açılmıştır.
İlk Veteriner Okulları Claude Bourgelat