LİBERALİZMİN TEMEL TARTIŞMALARI SİYASAL İDEOLOJİLER 4. HAFTA LİBERALİZMİN TEMEL TARTIŞMALARI
Öğrenme Hedefleri Özgürlük fikrinin liberalizmdeki merkeziliğini kavrayabilir Liberalizmin adalet ve eşitlik anlayışı anlayabilir Liberalizm ve demokrasi ilişkisini anlamlandırabilir Liberallerin ekonomi anlayışını anlayabilir Liberalizmin politika ve devlet anlayışı hakkında fikir edinebilir
İçindekiler LİBERALİZMİN TEMEL TARTIŞMALARI Bireycilik ve Özgürlük Tartışması Adalet ve Eşitlik Tartışması Haklar ve Demokrasi Tartışması Ekonomi Tartışması Politika ve Devlet Tartışması Liberalizmin Eleştirisi
Bireycilik ve Özgürlük Tartışması Bireycilik, liberal düşüncenin metafizik ve ontolojik çekirdeği ve moral, politik, ekonomik ve kültürel varoluşunun temelidir. Birey, hem toplumdan daha gerçek hem de topluma önceliklidir. Birey, ahlâkın ve hakikatin mihenk taşıdır. Bu nedenle, bireycilik aslında bir eşitlikçilik formu olma eğilimindedir. Her kişinin eşit değeri olduğu kabul edilir.
Bireycilik Özgürlük Tartışması Liberallere göre, özgürlük çok önemli bir değerdir. Bu kavram dahilinde yapılan konvansiyonel ayrım negatif ve pozitif özgürlük ayırımıdır. Negatif özgürlükte birey, baskıdan ya da sınırlamadan uzak kaldığında özgürdür. Fazla devlet müdahalesinin geleneksel olarak bireysel girişimi baltaladığı ve temel özgürlükleri çiğnediği kabul edilir.
Bireycilik ve Özgürlük Tartışması Pozitif özgürlükte ise özgürlük ‘olumlu bir yapma ya da sahip olma gücüdür ve aynı zamanda başkalarıyla yaptığımız veya sahip olduğumuz şeydir. Özgürlük, ortak iyi ile uyumludur. Bireyin özgürlüğü toplumunkiyle bu şekilde uzlaşır. Özgürlük, toplumun bütün üyelerinin kendilerini en iyi hale getirecek maksimum gücüdür.
Adalet ve Eşitlik Tartışması Hukuk, bireylerin kendi tercihlerini ifade ettikleri şartlarla ilgilenir. Adalet, tercihlerin sonuçlarıyla ilgilenmez. Yoksulluk, ekonomik eşitsizlik ya da işsizlik kendi başlarına, adalet sorunu değildir. Bu özel adalet kavramına «komütatif (mübadele) adalet» denir ve bunun, liberallerin adalet ile kastettikleri şeyin özü olduğu iddia edilir.
Adalet ve Eşitlik Tartışması Klasik liberalizm, genellikle formel bir eşitlik anlayışının gelişmesine yardım etmiştir. Eşitsizlik, doğal bir olgu ya da gayrişahsi süreçlerin sonucu olarak doğmuştur. Sivil haklar bakımından, yasa karşısında eşitlik zorunluydu. Ekonomik eşitlik, pazara eşit giriş hakkı demekti. Başkalarının da çıkarlarını koruma hakkını ihlâl etmedikçe, herkes, çıkarlarının peşinden koşma hususunda aynı özgürlüğe sahip olmalıdır. Bu bakış açısından hareketle, sahte eşitlikçilik, zenginliğin daha iyi dağıtımını devlet müdahalesi yolu ile başarmaya çalışır. Tam ekonomik ve sosyal eşitlik arayışı, kaçınılmaz olarak pazar sürecini baltalar ve özgürlüğü ortadan kaldırır. Bu nedenle, özgürlük ile eşitliğin arası daima açıktır.
Haklar ve Demokrasi Tartışması Liberalizm genel olarak doğal haklar doktrinini benimser. Doğal hakların liberal düşüncedeki yeri, genellikle John Locke gibi düşünürlere kadar geriye götürülür. Doğal haklarla ilgili ilk fikirlerin arkasında doğal hukuk fikirleri akımı ile dünyayı, Tanrı’nın akıl yürütmemize aşılanmış yasalarınca yönetilen bir dünya olarak gören optimistik deizm vardı. Bu tür haklar, insan doğası hakkında öne sürülmüş asosyal, evrensel, çürütülemez tezler olarak kabul ediliyordu. Bu tür haklara sahip olma ve saygı duyma insanî gelişmenin ön şartıydı.
Haklar ve Demokrasi Tartışması Klasik liberalizm geleneksel olarak liberal demokrasiden ayrılır. Bir demokrasi formu olan –temsilî demokrasi– on dokuzuncu yüzyıldan itibaren liberalizmin anayasal aygıtlarından biri olarak tanıtılmıştır. Bununla birlikte, demokrasinin yirminci yüzyılda klasik liberalizmdeki rolüne ve gerekliliğine duyulan kuşku hâlâ devam eder. Bazı liberallere göre, demokrasiyle ilgili sorun, onun her zaman liberal politikalar üretmemesidir.
Ekonomi Tartışması Her liberal, serbest piyasa ekonomisinin değerinin farkındadır. Hâkim kural müdahalesizlik ya da laissez-faire’dır. Serbest ekonominin değeri, yola getirilemez tutkuları işe yarar hale getirme kapasitesiydi. Serbest piyasa ekonomileri kendine-güvenmeyi ve kendini-disipline etmeyi öğretir; barış ve düzen üretirler.
Ekonomi Tartışması On dokuzuncu ve yirminci yüzyılda, devletin rolüne sürekli ve yavaş yavaş gelişen bağlılık görülür. Yeni liberalizm, bu genel tezin genişlemesi, her yurttaşın temel ekonomik, politik ve kültürel kaynaklardan eşit olarak yararlanma hakkına sahip olduğunun kabulüdür. Bu süreç, ekonomik hayata bir ölçüde müdahalede bulunmayı ve onu kontrol etmeyi gerektirir. Yeni liberallere göre, devlet alanının genişlemesi genellikle bireysel özgürlükte bir artışa yol açar.
Politika ve Devlet Tartışması Liberalizmin minimal devlete, iç düzen ve dış savunma görevleri ile sınırlı ve özel alan ile kamu alanları arasında ayrım yapan asgari bir devlete bağlı olduğu öne sürülmüştür. Liberal devlet, formel olarak özel alana saygıya adanmıştır. On dokuzuncu ve yirminci yüzyıllar boyunca liberallerin tıpkı ekonomi alanında olduğu gibi, devletin pozitif rolüne yönelik yavaş ve tedricen artan bir bağlılık geliştirdiklerini görüyoruz.
Politika ve Devlet Tartışması Liberallerin argümanları, anarşiye yakın duran, devletten hoşlanmayan ya da onu talihsiz bir zorunluluk olarak görenler ile devletin hakiki bireyselliğin ve yurttaşlık erdeminin gelişmesindeki olumlu ve aktif bir rolü olduğunu kabul edenler arasında bir yelpazede farklılıklar gösterir.
Liberalizmin Eleştirisi Liberalizm üç temel başlık altında eleştirilebilir: Bireyci anlayış eleştirisi Liberal ideolojinin gerçekliği ve illüzyon eleştirisi Son olarak yirminci yüzyılda liberal düşüncenin istikameti ve zirvesine ulaşması hakkındaki bazı fikirler.