Metabolizma Hastalıkları

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
YENİ KEŞFEDİLEN YÖNLERİYLE VİTAMİN D
Advertisements

Diyabet Eğitimi-3 İnsülinler ve kan şekerinin düzenlenmesi
ORAL MUKOZİT OLUŞAN HASTALARIN BAKIMINA YÖNELİK BİR UYGULAMA ÖRNEĞİ
Hipoglisemi Dr. E. Nazlı Gönç.
OSTEOPOROZ (KEMİK ERİMESİ)
VİTAMİNLER.
BİTKİLER İÇİN MANGAN ( Mn) İYONU ÖNEMİ
Mineral Biyokimyası Gürbüz POLAT.
KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ.
DİYABET (Şeker Hastalığı) ve BESLENME
MASTİTİS (MEME İLTİHABI)
MİNERALLERİN VÜCUTTAKİ YERİ VE FONKSİYONLARI I
KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ
GEBELERDE DEMİR DESTEK PROGRAMI UYGULAMASI
EGZERSİZ VE KAN.
HİPERPOTASEMİ’YE YAKLAŞIM
MENOPOZ VE BESLENME.
ENTERAL VE PARENTERAL BESLENME
İNSANIN SAĞLIKLI GELİŞİMİNDE ETKİLİ BESİNLER
ASİT-BAZ STATÜSÜNÜ DEĞERLENDİRME
SÜT HUMMASI Hipokalsemik Doğum Felci Paresis Puerperalis
ÇAYIR TETANİSİ (GRASS TETANİ, HİPOMAGNEZEMİK TETANİ)
Metabolik Asidoz.
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı
Böbrek İşlevleri Böbrekler metabolizma sonucu oluşan atık ürünlerin vücuttan uzaklaştırılmasını sağlayan sistemdir. En önemli işlevi homeostazı korumaktır.Kan.
BESLENMEYLE İLİŞKİLİ DAVRANIŞLAR VE YEME BOZUKLUKLARI
BESİNLER İNORGANİK ORGANİK.
VİTAMİNLER VE GÖREVLERİ.
HİPERTANSİYON VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ
ULUSAL DİYABET KONGRESİ KONSENSUS GRUBU
GEBELİK TOKSEMİSİ (KETOZİS)
Sodyum Dengesi Yetişkinlerde 55 mmol/kg olan toplam sodyum miktarının %30 u kemik yapısında sıkı bağlı bulunmaktadır. Bu nedenle 40 mEq/kg olan değişebilir.
PÜRİN VE PİRİMİDİN METABOLİZMASI BOZUKLUKLARI
KANIN BİLEŞİMİ VE İŞLEVLERİ
TİP 2 DİYABETİN KOMPLİKASYONLARINI NASIL İZLEYELİM?
LABORATUVAR ANALİZ SONUÇLARINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER
İLAÇLARIN MEKANİZMALARI
Ruminant Beslenmesinde Organik asitler ve Tuzları
Diabetik ketoasidoz ve hiperosmolar koma
LİPİDLERİN YAPISAL VE İŞLEVSEL ÖZELLİKLERİ X
BALIK ETİNİN İNSAN SAĞLIĞI AÇISINDAN ÖNEMİ
E N D O K R İ N S İ S T E M İ ( HORMONLAR ) A.Ç.
ÖĞR. GÖR. ÖZLEM KARATANA ACİL BAKIM II
PROTEİN VE AMİNO ASİT METABOLİZMASI: AZOT DENGESİ
FİZYOLOJİYE GİRİŞ VE HOMEOSTAZ
BESİN MADDELERİ.
DİABET (ŞEKER HASTALIĞI)
Beslenme İnsanın büyüme, gelişme, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için gerekli ögeleri alıp vücudunda kullanmasıdır. Ayşe BAYSAL, Beslenme,
VİTAMİNLER.
VÜCUT SIVILARI ELEKTROLİT DENGESİ DOLAŞIM BOZUKLUKLARI
SUYUN İNSAN YAŞAMINDAKİ YERİ
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Süt Sığırlarında Geçiş Dönemi Beslenmesi ve Beslenme Hastalıkları
Sağlıklı Beslenme / 32.
BESİNLER VE DENGELİ BESLENME.
KOLOSTRUM YÖNETİMİ Doç. Dr. Halit KANCA
Koyunlarda Gebelik Toksemisi
İNEKLERDE LAKTASYON Laktasyon mammogenezis, laktogenezis ve galaktopoezis diye 3 bölüme ayrılır.
Çevresel Mikroorganizmalar ve Önemli Özellikleri
MASTİTİSLERİN TEDAVİSİ
Mineraller Tüm hücrelerin gereksinim duyduğu maddelerdir
KURU DÖNEM BAKIMI VE BESLENMESİ
Hoşgeldiniz Doğum ve Jinekoloji Anabilim Dalı.
REPRODÜKTİF SÜRÜ SAĞLIĞI
SICAKLIK STRESİNDE İNEĞİN BAŞINA NELER GELİR?
Veteriner Hekim Tahir Selçuk Yavuz
Kısraklarda Postpartum Patolojiler
Buzağı İshalleri ve Koruma Yöntemleri
Sunum transkripti:

Metabolizma Hastalıkları Doç. Dr. Halit KANCA Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Doğum ve Jinekoloji Anabilim Dalı 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Hipokalsemi Süt humması, doğum felci ve parturient paraliz gibi isimlerle de bilinen hipokalsemi, süt yapımı ve fötal iskelet gelişimi için aşırı kalsiyum ihtiyacı duyulduğunda, kalsiyum homeostatik mekanizmasının yetersiz kalması sonucu, kan iyonize kalsiyum düzeyindeki düşmeye bağlı ortaya çıkan, akut ve öldürücü bir hastalıktır. Hipokalsemi yüksek süt verimli ineklerde sıklıkla gebeliğin ileri dönemlerinde, doğum sırasında veya doğumu izleyen ilk 3 gün içinde şekillenen felç, dolaşım kollapsı, bilinç kaybı ve koma ile karakterizedir. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Hipokalsemi Süt humması, doğum felci ve parturient paraliz gibi isimlerle de bilinen hipokalsemi, süt yapımı ve fötal iskelet gelişimi için aşırı kalsiyum ihtiyacı duyulduğunda, kalsiyum homeostatik mekanizmasının yetersiz kalması sonucu, kan iyonize kalsiyum düzeyindeki düşmeye bağlı ortaya çıkan, akut ve öldürücü bir hastalıktır. Hipokalsemi yüksek süt verimli ineklerde sıklıkla gebeliğin ileri dönemlerinde, doğum sırasında veya doğumu izleyen ilk 3 gün içinde şekillenen felç, dolaşım kollapsı, bilinç kaybı ve koma ile karakterizedir. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Hipokalsemi Ekonomik önemi olan bir hastalıktır. Hastalığın ekonomik önemi süt ve döl verimindeki düşme, bazı kalıcı hasarlar ile tedavi masraflarından kaynaklanmaktadır. Hastalığın gerçek nedeni kan iyonize kalsiyum düzeyinin aniden düşmesi ve bunun sonucu merkezi sinirsel iletilerin perifere iletilememesidir. Rumen motilitesi Abomazum deplasmanı Yem tüketimi NED Ketozis Meme başı sfinkteri gevşer Mastitis (Koliform mastitis) güç doğum, prolapsus uteri, yavru zarlarının atılmaması, uterus involüsyonunda gecikme ve metritis gibi hastalıklar 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Hipokalsemi Hastalığa ilişkin klinik semptomlar genellikle doğumdan sonraki 1- 3. günler arasında ortaya çıkar. Hipokalsemi bazen östrus sonrası da şekillenir. Östrus sonrası hipokalsemi oluşması; ineklerde östrus sırasında kan östrojen düzeyinin artması sonucu şekillenen iştahsızlığa bağlıdır. İştahsızlık sırasında yem tüketimi azaldığından bağırsaklardan kalsiyum emilimi Kan Ca++ en düşük seviyeler tipik olarak pp 12-24. saatlerde 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Hipokalsemi Daha önce hipokalsemi hastalığı geçiren inekler yaşamın her döneminde bu hastalığa duyarlıdır. Bu nedenle hastalığın kalıtsal özellik taşıdığı belirtilmektedir. Jersey ve Guernsey gibi sütlerinde yağ oranı yüksek ırklarda, hipokalsemiye karşı genetik bir yatkınlık olduğu bildirilmektedir. Hipokalsemi sıklıkla yüksek süt verimli ve yaşlı ineklerde nadiren de olsa düvelerde şekillenmektedir. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Hipokalsemi Patogenez: Kalsiyum homeostazis mekanizması böbrekler, kemik, paratiroid hormon, kalsitonin, Vit D, karaciğer ve ince barsak tarafından düzenlenmektedir. Kalsiyum, kemik dokusunun yapısını oluşturan en önemli mineral maddedir. Kalsiyum; sinirsel uyarımların iletilmesi, kalp ve iskelet kaslarının kasılması, kanın pıhtılaşması, hücre membranı bütünlüğü ve geçirgenliğinin korunması, bazı enzim aktivitesi ile hormonların salınmasında önemli rol oynamaktadır 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Kalsiyum Homeostazı 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA (McNeill, 2002)

İneklerde Kalsiyum Homeostazis Mekanizmasını Bozan Faktörler Metabolizma Hastalıkları İneklerde Kalsiyum Homeostazis Mekanizmasını Bozan Faktörler 1-Metabolik Alkalozis: Metabolik alkalozis, ineklerde klinik ve subklinik hipokalsemi riskini Metabolik alkalozis, parathormon reseptörlerinin yapısını değiştirerek veya hedef doku üzerinde PTH etkinliğini azaltarak kalsiyum homeostazis mekanizmasını bozmaktadır. Kemikte PTH etkinliği düşer ise osteoklastik aktivite ile kemiklerden kana kalsiyum geçişi azalır. Böbrekte PTH etkinliğinin azalması ile kalsiyumun glomerular filtratlardan geri emilimi ve 25-hidroksivitamin D’den 1,25-hidroksivitamin D sentezi engellenir. Metabolik alkalozisin nedeni rasyonda katyonların (K, Na, Ca ve Mg) anyonlara (Cl, SO4 ve PO4) oranla fazla olmasıdır. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

İneklerde Kalsiyum Homeostazis Mekanizmasını Bozan Faktörler Metabolizma Hastalıkları İneklerde Kalsiyum Homeostazis Mekanizmasını Bozan Faktörler 2-Hipomagnezemi: İneklerde normal plazma Mg konsantrasyonu 1,8-2,4 mg/dL (0,75-1,0 mmol/l). Hipomagnezemi kan kalsiyum seviyesinin düşmesi durumunda PTH salınımını baskılayarak ve dokuların PTH reseptörlerinin etkinliğini azaltarak kalsiyum homeostazını bozmaktadır. Kemik doku ve böbrekte PTH reseptörüne bağlandığında adenilat siklaz aktive olur ve ikincil haberci cAMP üretimi uyarılır Siklik adenozin monofosfataz (cAMP) hücre içi sinyal aktarımında görevlidir. Hücre zarından geçemeyen adrenalin, glukagon, PTH gibi hormonların etkilerini hücre içine aktarır. Hücrede protein kinazları aktive ederek iyon kanallarından Ca geçisini uyarır. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

İneklerde Kalsiyum Homeostazis Mekanizmasını Bozan Faktörler Metabolizma Hastalıkları İneklerde Kalsiyum Homeostazis Mekanizmasını Bozan Faktörler 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA (Goff, 2008)

İneklerde Kalsiyum Homeostazis Mekanizmasını Bozan Faktörler Metabolizma Hastalıkları İneklerde Kalsiyum Homeostazis Mekanizmasını Bozan Faktörler 3-Rasyondaki P (Fosfor) Düzeyi: Rasyondaki P düzeyi arttığında hipokalsemi riski artmaktadır. Doğum öncesi P içeren rasyonlar hipokalsemiyi uyarmaktadır. 4- Yaş ve Irk: İneğin yaşı arttıkça kemiklerde osteoblastik ve osteoklastik aktivite azalmakta, PTH salınımı azalmakta, barsaklardan kalsiyum emilimi azalmaktadır. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Semptomlar İneklerde hipokalsemi olgularında merkezi ve motorik kas sistemi etkilendiğinden bu iki sisteme ait bozukluklar ortay çıkar. Bu bozukluklar; çizgili kasların kontraksiyonunda düzensizlikler ve buna bağlı felçler, durgunluk, duyularda bozukluk ve bilinç kaybı, vücut ısısında düşme, kalp atım sayısında ve rumen hareketleri ile, yem tüketiminde azalma, iştah kaybıdır. Ayrıca dışkının sert ve kuru olması da görülebilecek değişikliklerdendir. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Semptomlar İneklerde hipokalsemi subklinik (kan iyonize Ca düzeyi 8 mg/dl) ve klinik (kan iyonize Ca düzeyi 5,5 mg/dl veya altındadır) olarak 2 şekilde sınıflandırılmaktadır. Klinik hipokalsemi insidensi subklinik olana oranla düşüktür, subklinik olgularda rumen ve abomazum düz kas fonksiyonları ile yem tüketimi azalır (bu durumda abomazum deplasmanı ile subklinik ketozis riski artar), meme başı sfinkterleri gevşer (klinik mastitis riski artar), ve immun sistem zayıflar, uterustaki düz fonksiyonlarının azalmasına bağlı postpartum sorunlar ile karşılaşılır. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Semptomlar Klinik hipokalsemi ise tipik klinik semptomlar ile karakterizedir ve hastalığın klinik belirtileri kan iyonize kalsiyum düzeyine bağlı olarak 3 aşamada ortaya çıkar. Birinci Aşama: Bu aşamada belirgin klinik semptomlar yoktur. Fakat ineklerde hafif iştahsızlık, arka bacaklarda sertlik, kulaklarda ile ekstremitelerde soğuma ve pupillalarda genişleme görülür. Çoğu zaman hayvan sahipleri bu aşamayı farkedemezler. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Semptomlar 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Semptomlar İkinci Aşama: Bu dönemde ineklerde sallantılı yürüyüş, kaslarda titreme, diş gıcırdatması, inkoordinasyon, aşırı duyarlılık ve terleme vardır. Ayrıca kalp atım sayısı normal veya artmış olabilir. Bazı inekler yere yatmış, boynunu karnına doğru dayamış (self oskültasyon) ve deprese bir haldedir, vücut ısısı normal veya normalin altındadır, solunum hırıltılı ve düzensizdir, ishal bazen de konstipasyon dikkati çekebilir. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Semptomlar Veteriankey.com 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Semptomlar Vettimes.co.uk 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Semptomlar 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Semptomlar Üçüncü Aşama: İnek tamamen boylu boyunca uzanmış ve koma halinde, kalp hızlı, pulzasyon zayıf ve düzensiz, solunum düzensiz ve hırıltılı, rumen motilitesi ise azalmıştır. İnek yan yattığından regurgitasyon tehlikesi vardır, rumen sıvıları aspire edilebilir, şayet burun boşluğunda rumen sıvısı var ise prognoz kötüdür. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Semptomlar 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Tanı Tipik klinik bulgular ve hayvanın lateral şekilde yatması, hipokalsemi tanısı için yeterlidir. Bununla birlikte anamnez ve hastalığın doğuma yakın dönemde şekillenmesi nemli ipuçlarıdır. Hastalık tablosu çoğunlukla akut seyrettiği için laboratuar muayenelerine gerek duyulmadan, klinik semptomlar ile anamneze göre tanı konulup sağaltıma başlanır. Tanının doğrulanması için intravenöz kalsiyum verilip, tedaviye yanıt izlenebilir. Şüpheli durumlarda kan alınarak kalsiyum düzeyine bakılarak tanı pekiştirilebilir (sağlıklı ineklerde kan kalsiyum düzeyi 8,5-10 mg/dl’dir, kalsiyum düzeyi 6 mg/dl’nin altına düştüğünde hastalığın klinik semptomları görülür, 5 mg/dl’nin altına düştüğü zaman ise parezis şekillenir). 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Ayırıcı Tanı akut mastitis, nitrat zehirlenmesi, hipomagnezemi, hipokalemi, kırıklar, sinir paralizleri, endotoksik şok akut kan kayıpları ile karışabileceği unutulmamalıdır. Tedaviden önce bu hastalıklar yönünden de bir inceleme yapılmalıdır. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Tedavi İneklerde hipokalsemi akut bir hastalıktır ve bu nedenle acilen tedaviye başlanılmalıdır, aksi takdirde ölüm kaçınılmazdır. Hipokalsemili ineklerin başlıca ölüm nedenleri; dolaşım kollapsı ve solunum sisteminin deprese olması Hipokalsemili yatan ineklerin %45-72’si tek bir, %25’i en az iki kalsiyum uygulamasından sonra ayağa kalkmaktadır, ineklerin %3-5’i ise tedaviye olumlu yanıt vermemektedir. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Tedavi Üçüncü aşamadaki özellikle de yatan ineklerin tedavisine mümkün olan en kısa sürede başlanılmalıdır. Dört saat veya daha uzun süre yatan ineklerde vücut ağırlığından dolayı, vücudun yan kısımlarında ezilme, yırtılma ve sinir zedelenmeleri olur. Ayrıca kaslardaki ve sinirlerdeki işemiye bağlı ilgili dokularda nekroz ve sonucunda yatalak inek sendromu şekillenir. Tedaviden önce önemli bir nokta yan yatan ineklerin pozisyonunun düzeltilmesidir, aksi takdirde regürgitasyon ve aspirasyon riski söz konusudur. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Tedavi Üçüncü aşamadaki özellikle de yatan ineklerin tedavisine mümkün olan en kısa sürede başlanılmalıdır. Dört saat veya daha uzun süre yatan ineklerde vücut ağırlığından dolayı, vücudun yan kısımlarında ezilme, yırtılma ve sinir zedelenmeleri olur. Ayrıca kaslardaki ve sinirlerdeki işemiye bağlı ilgili dokularda nekroz ve sonucunda yatalak inek sendromu şekillenir. Tedaviden önce önemli bir nokta yan yatan ineklerin pozisyonunun düzeltilmesidir, aksi takdirde regürgitasyon ve aspirasyon riski söz konusudur. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Tedavi Tedavide amaç: Hipokalsemi tedavisinde, kalsiyum homeostatik mekanizması yeniden kurulancaya kadar direk olarak kalsiyum ihtiyacının yerine konulması amaçlanır. Kalsiyum tuzlarının dozu, 100 kg canlı ağırlık için 2 gr olmalıdır. Kalsiyumun dozu; ineğin vücut ağırlığına, kan kalsiyum düzeyine, süt verimine, hastalığın süresine, klinik tablonun şiddetine, nüks durumuna, daha önce verilen kalsiyum miktarına ve o anki ineğin genel durumuna göre değişir. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Tedavi Genellikle piyasada satılan damar içi yol ile verilmesi uygun kalsiyum preparatlarının 500 ml’sinin içinde 8,5-11,5 gr kalsiyum bulunmaktadır. Bu solüsyonlar aynı zamanda magnezyum, fosfor ve glikoz da içermektedir. Kalsiyum solüsyonları (genellikle Ca boroglukonat) damar içi verilirken kalp dinlenmeli ve olası aritmilerin şekillenebileceği unutulmamalı ve sonrasında oluşacak hiperkalsemiye bağlı kalp aritmilerinin önlenmesi için uygulamadan yaklaşık 20 dakika önce deri altı veya 5 dk önce damar içi yol ile atropin (0,02 mg/kg dozda) veya verapamil (0,5 mg/kg) verilmelidir. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Tedavi Tedavide amaç: Hipokalsemi tedavisinde, kalsiyum homeostatik mekanizması yeniden kurulancaya kadar direk olarak kalsiyum ihtiyacının yerine konulması amaçlanır. Kalsiyum tuzlarının dozu, 100 kg canlı ağırlık için 2 gr olmalıdır. Kalsiyumun dozu; ineğin vücut ağırlığına, kan kalsiyum düzeyine, süt verimine, hastalığın süresine, klinik tablonun şiddetine, nüks durumuna, daha önce verilen kalsiyum miktarına ve o anki ineğin genel durumuna göre değişir. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Tedavi Kalsiyum solusyonları dakikada 1 gr olacak şekilde yavaşça (asla hızlı olmamalı) uygulanmalıdır. Damar içi kalsiyum tuzlarını verilmesinden ortalama 4 saat sonra kan kalsiyum düzeyi yükselmektedir. Hipokalsemili ineklerde kalsiyum tuzları deri altı yol ile de verilebilir. Fakat perifere kan akımı az olduğu için emilim yavaştır ve bu yol ile kalsiyum verilmesi sonucunda kan kalsiyum düzeyi normale dönmeyebilir. Şayet %20’lik kalsiyum solüsyonu deri altı verilecek ise bir enjeksiyon yerine 1-1,5 gr (kalsiyum solüsyonundan 50-75 ml) kadar kalsiyum uygulanmalıdır (Nekroz). Piyasada kas içi kullanıma uygun kalsiyum solüsyonları (Ca levulinat veya Ca laktat) da mevcuttur 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Tedavi Oral Kalsiyum: Klinik hipokalsemili ineklere tedavi amacı ile kalsiyum solüsyonları asla ağız yoluyla verilmemeli Nüksleri önlemek için CaCl2 içeren jellerin ağız yoluyla verilmesi önerilmektedir. Bu jeller 50 gr kalsiyum içermekte ve kalsiyum homeostazis’ini sağlamaktadır. Jeller irritandır ve subfarengeal mukozaya verildiğinde ciddi apse, hemoraji ve ölümlere yol açabilmektedir. Ca propiyonat jeller daha az kostiktir, ayrıca propionat sağlar. Ca jellerinin 24 saat sonra tekrarı önerilmektedir. İneklerde tedavi sonrası nüksleri önlemek için kalsiyum solüsyonlarını subkutan vermekte mümkündür. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Tedavi Bazen hipokalsemi vakalarında tedaviye olumlu yanıt alınamayabilir. Şayet kalsiyum verildikten 8-12 saat sonra iyileşme olmaz ise uygulama tekrarlanmalıdır. Hipokalseminin ketozis ile birlikte seyrettiği durumlarda ineğe mutlaka %30’luk veya %50’lik dekstroz solüsyonunun verilmesi gerekmektedir. Hipokalsemi olgularında hipofosfatemi, hipomagnezemi ve hipoglisemi şekillendiğinden kalsiyum ile birlikte dekstroz, fosfor ve magnezyum solüsyonları da damar içi uygulanmalıdır. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Tedavi Tedaviye yanıtın izlenmesi: Nöromusküler fonksiyonların yeniden başlaması, omuz bölgesinden başlayıp tüm vücuda doğru yayılan titremeler, kalp seslerinin güçlenmesi ve atım sayısı ile vücut ısısının normale dönmesi, ayağa kalkma, ürinasyon ve defekasyondur. Hipokalsemi tedavisinden sonra her inek düzelmeyebilir, genellikle ineklerin %60’ı ilk, %15’i ikinci uygulamadan sonra iyileşirler. Bazen hipokalsemi akut-toksik mastitisler ile birlikte seyreder, bu tür olgularda kalsiyum deri altı veya periton içine verilmelidir. Çünkü toksemik inekler damar içi kalsiyum verilmesine oldukça duyarlıdır. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Tedavi Tedaviye yanıtın izlenmesi: Nöromusküler fonksiyonların yeniden başlaması, omuz bölgesinden başlayıp tüm vücuda doğru yayılan titremeler, kalp seslerinin güçlenmesi ve atım sayısı ile vücut ısısının normale dönmesi, ayağa kalkma, ürinasyon ve defekasyondur. Hipokalsemi tedavisinden sonra her inek düzelmeyebilir, genellikle ineklerin %60’ı ilk, %15’i ikinci uygulamadan sonra iyileşirler. Bazen hipokalsemi akut-toksik mastitisler ile birlikte seyreder, bu tür olgularda kalsiyum deri altı veya periton içine verilmelidir. Çünkü toksemik inekler damar içi kalsiyum verilmesine oldukça duyarlıdır. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Tedavide Başarısızlığın Nedenleri Metabolizma Hastalıkları Tedavide Başarısızlığın Nedenleri Yanlış tanı: Hipokalsemi bazı enfeksiyöz ve toksemik hastalıklar ile karışabilir (örneğin koliform bakterilerin neden olduğu toksik mastitis gibi). Tedavi noksanlığı: Hipokalsemili bir ineğe yeterli dozda kalsiyum ve fosfor verilmez ise tedavi başarısız olabilir. Bu nedenle tedavi sırasında verilecek kalsiyum ve fosforun dozuna dikkat edilmelidir. İlacın son kullanma süresinin geçmiş olması: Son kullanma tarihi geçen ilaçların içerisindeki etken madde azalır veya kaybolur. 4. Hipokalsemi ile birlikte başka hastalıkların varlığı: İneklerde hipokalsemi akut mastitis, yağlı karaciğer sendromu veya başka hastalıklar ile birlikte seyredebilir. Özellikle karaciğerde aşırı yağ biriken inekler, kalsiyum tedavisine olumlu yanıt vermezler. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Tedavide Başarısızlığın Nedenleri Metabolizma Hastalıkları Tedavide Başarısızlığın Nedenleri 5. Metabolik alkalozis: Doğum sırasında ve sonrasında mide-barsak hareketlerinin azalması veya tamamen durmasına bağlı metabolik alkalozis şekillenir. Metabolik alkalozis durumunda damar içi yol ile verilen kalsiyum albumin ve globulin gibi kan proteinlerine bağlanır, bu olay sonucu kan iyonize kalsiyum düzeyi artmaz. Metabolik alkalozis gelişen ineklerde hipokalseminin yanısıra metabolik alkalozis tedavisi yapılmalıdır. 6. Tedaviden sonra memelerin boşaltılması: Doğumdan sonra ineklerde kolostrum yapımı nedeni ile oldukça fazla miktarda kalsiyum kaybı olmaktadır. Hipokalsemi tedavisinden sonra ineklerin sağılması önemli miktarda kalsiyum kaybına neden olur. Başlangıçta tedaviye olumlu yanıt veren ineklerde nüksler oluşur. Bu nedenle inekler tedaviden 12 saat sonrasına kadar sağılmamalıdır. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Tedavide Başarısızlığın Nedenleri Metabolizma Hastalıkları Tedavide Başarısızlığın Nedenleri 7. Yaş ve bireysel farklılıklar: Bazı inekler tedaviye karşı bireysel farklılıklar gösterebilmektedir ve bu nedenle kalsiyum tedavisine olumlu yanıt vermeyebilir. Özellikle yaşlı ineklerde benzer duruma daha sık rastlanır. 8. Sinir ve kaslardaki hasar: Kas ve sinir hasarları ineğin ayağa kalkmasını engelleyerek tedaviye yanıtı azaltabilir. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Korunma Günümüzde hipokalsemiden korunma, tedaviye oranla daha öncelikli bir önlemdir. Korunma önlemleri sayesinde hayvanın verimlilik yaşı uzamakta ve ekonomik fayda sağlanmaktadır. Gebeliğin son haftalarında (son 2 hafta) düşük Ca içeren rasyonlar ile besleme Prepartum dönemde Vit D, Vit D metabolitleri veya analoglarının enjeksiyonu Gebeliğin son 2 haftasında (minumum doğumdan 10 gün önce) rasyonlara anyonik tuzların eklenmesi yani asidik rasyonların verilmesi Doğumu izleyen 1 saat içinde kolay emilebilen sıvı, tablet, bolus veya jel formunda kalsiyum tuzlarının ağız yolu ile verilmesi 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Korunma Yönetsel Uygulamalar: 1. Peripartum dönemde rasyonlarda Mg düzeyini kontrol etmek 2. Vücut kondüsyon skorunun kontrolü 3. Peripartum dönemde günlük karbohidrat alımının kontrolü 4. Kuru dönem süresini kısaltmak 5. Doğum öncesi sağım 6. Erken laktasyon döneminde memeleri tam boşaltmamaktır. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Korunma Gebeliğin sonunda rasyonda kalsiyum oranı azaltılmalı veya Ca/P oranı düşük tutulmalıdır. Çünkü kuru dönemde kalsiyum ihtiyacı düşüktür Süt ile Ca atılımı olur, doğum sonrası kalsiyum homeostazis mekanizmasının yeniden aktifleşmesi için zamana ihtiyaç vardır (1,25 vitamin D uyarımından ancak 24 saat sonra barsaklardan, parathormon etkisi ile 48 saat sonra kemiklerden kalsiyum mobilizasyonu başlar). Kuru dönemde düşük kalsiyum içeren (günde 20 gr’dan az) rasyonlar ile beslenen ineklerde doğum öncesi kalsiyum homeostazis mekanizması aktiftir. Doğumdan önce düşük kalsiyum verilmesi ile hipokalsemiyi önlemek için bu uygulamaya doğumdan asgari 14 gün önce başlanmalıdır. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Korunma İneklerde hipokalsemiyi önlemek için yüksek dozlarda vitamin D metabolitlerinin kullanımı, uygulama doğuma 2-8 gün kala yapılmalıdır. Eğer inek 8. günde doğum yapmaz ise diğer uygulamalar her 8 günde bir doğuma kadar tekrarlanmalıdır. Kuru dönem beslenme stratejilerinde katyon-anyon oranının düzenlenmesi gerekmektedir. Bu oran, (Na+ + K+) - (S- + Cl-) < 0 mEq /100 gr olmalıdır. Kuru dönem beslenmesinde rasyonlar klor ve sülfür bakımından zengin olmalıdır, yani denge anyonik tarafa kaymalıdır. Bu şekildeki bir besleme planında metabolik asidozis engellenir, kan pH’sı aside kaydığından, kalsiyum homeostazis mekanizması etkin çalışır ve sonucunda barsaktan kalsiyum emilim hızı artar. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Korunma Anyonik tuzlar verilirken dikkat edilecek noktalar; Rasyonlarda potasyum oranını düşük tutmak (potasyum bir katyondur) amacı ile saman kullanılması durumunda, katyon- anyon dengesini düzenlemek zor olabilir. Bu sebeple rasyonlarda sodyum olmamalıdır. Özellikle gübrelenen arazilerden elde edilen yonca samanı, yüksek oranda potasyum içermektedir. İneklere günde 150 gr’ dan daha fazla kalsiyum verilmesi halinde rasyonlara tuzlar eklenmelidir Anyonik tuzlar doğumdan 2 hafta önce verilmeye başlanmalı, doğumdan sonra kesilmeli ve yerine laktasyon için hazırlanmış rasyonlar kullanılmalıdır. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Hipomagnezemi Çayır tetanisi, Buğday zehirlenmesi, Hızlı tip magnezemi, Laktasyon tetanisi, Yeşilot zehirlenmesi, Çayır sersemlemesi İneklerde hipomagnezeminin nedeni, kan magnezyum düzeyinin düşmesidir. Magnezyum sinir ve kas fonksiyonları açısından önemli bir elementtir İneklerde vücut magnezyum rezervi oldukça azdır, o nedenle magnezyumun yemler ile sürekli alınması gerekmektedir. İneklerde magnezyumun yetersiz alınması durumunda tetaniler şekillenir. İneklerde plazma magnezyum konsantrasyonu 2-3 mg/dl’dir. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Hipomagnezemi Hipomagnezemi genellikle hipokalsemi ile birlikte seyreder. Bu hastalığın oluşumunda potasyumun da rolü bulunmaktadır. Taze çayırlar özellikle potasyumlu gübreler atılan meralarda otlayan ineklerde magnezyum emilimi engellenmektedir. Çünkü potasyum Mg’un atılımına neden olmaktadır. Genellikle de klinik semptomlar kan iyonize Mg düzeyi konsantrasyonu 1 mg/dl’nin altına düştüğünde ortaya çıkar. Bol gübreli (Potasyum), başaklanma evresindeki çayır otlarının yendiği bahar aylarında, daha az olarak yağışların çok olduğu sonbahar aylarında görülür. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Semptomlar Hipomagnezemi ineklerde perakut, akut ve subakut olmak üzere 3 değişik klinik tablo ile karakterizedir. Perakut form, (sıklıkla meraya çıkarılmayı izleyen 2-3 gün içinde). Perakut formun başlangıcında ineklerde belirgin semptomlar olmayabilir veya inek irritedir, kulak ve kaslarda seyirme vardır. böğürme ve koşma gibi davranışlar gözlenebilir. İnekler sendeler, düşer ve konvülziyonlar ortaya çıkar, beden ısısı artar, kalp sesleri hızlanır (net bir şekilde kalp sesleri uzaktan bile duyulabilir) ve bu tablodan birkaç dakika içinde ölüm gerçekleşir. Akut formda semptomlar perakut formdakine benzer, fakat semptomlar uzun sürelidir. Subakut formda ise iştahsızlık ve süt veriminde düşme vardır. Hastalığın bu formunda bakışlar sert, yüz hatları gergindir, diş gıcırtdatması, baş ve boyunu öne uzatma, tetaniler, sık sık ürinasyon, defekasyon ve sendeleyerek yürüyüş en dikkati çeken değişikliklerdir. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Semptomlar 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Tanı Tanı için kan magnezyum düzeyinin ölçülmesi yeterli olmaktadır. Klinik olgularda kan ve idrar magnezyum seviyesi <1 mg/dl Etkilenen ineklerde serum magnezyum ile birlikte kalsiyum seviyesi de düşer. Magnezyumun göz ve serebrospinal sıvıdaki miktarı da postmortem yapılan ölçümlerde düşüktür. Laboratuvar muayenesinin mümkün olmadığı durumlarda, tanı için klinik belirtiler dikkate alınmalıdır. Hastalığın tanısında ineklerin merada otlaması ve meraların gübrelenmiş olması önemli ip uçlarıdır. İneklerde hipomagnezeminin klinik bulguları hipokalsemi, akut kurşun zehirlenmesi, kuduz, ketozisin sinirsel formuna benzerdir. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Tedavi Acilen tedavi edilmesi gerekmektedir. Bu inekler merada ise meradan uzaklaştırılmalı, sessiz ve sakin bir ortama alınarak tedaviye hemen başlanmalıdır. kalsiyum ile magnezyum içeren tuz solüsyonları damar içi verilmelidir. Bu hastalığa ilişkin semptomlar serebrospinal sıvıda magnezyum düzeyi normale döndükten 30 dk. sonra ortadan kalkmaktadır. Tedaviden 5-6 saat sonra nükslerin önlenmesi amacı ile kalsiyum ile Mg içeren solüsyonlardan 200 ml SC ineklerin rasyonlarına inek başına günde 60 gr MgO gibi magnezyum tuzları eklenmelidir. Ayrıca ilkbahar aylarında meraya çıkan ineklere meraya çıkmadan önce bir miktar kuru ot ve konsantre yem verilmesi. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Postpartum Hemoglobinüri Metabolizma Hastalıkları Postpartum Hemoglobinüri Postpartum hemoglobinüri, yaşlı ve yüksek süt verimli ineklerde doğumdan 1-4 hafta sonra görülen, intravasküler hemoliz, hemoglobinüri ve anemi ile karakterize bir hastalıktır. Bu hastalık ineklerde çoğunlukla sporadiktir Etiyolojisinde rasyonlardaki inorganik fosfor yetmezliği önemli yer tutmaktadır. Hastalık genellikle ileri laktasyon dönemlerinde ve kış aylarında görülmektedir. Cruciferöz bitkiler; turp, brokoli, lahana türleri, karnabahar, kolza, yeşil yonca, şeker pancarı posası Bakır yetmezliği, meralara molibden uygulanması Fosfor, eritrositlerin yapısının bozulmasını önleyen adenozin trifosfat (ATP)'ın yapısında bulunur. Fosfor eksikliğinde hemoglobinüri şekillenir 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Semptomlar En belirgin semptom hemoglobinüridir Hemoglobinüri ile birlikte iştahsızlık, depresyon ve süt veriminde düşme vardır hastalığın ileri dönemlerinde anemiden dolayı muköz membranlar solgun ve ikteriktir, kalp atım (80-130/ dk) ve solunum sayısı artmıştır Hasta inekler genellikle zayıftır ve yerde yatmaktadır Dışkı genellikle sert ve kuru, safra ile boyanmış gibi sarı renkte ve kokuludur Hasta ineklerde beden ısı 40 C ve daha üzeri olabilir, ayrıca bazı ineklerin ekstremitelerde gangren şekillenebilir 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Semptomlar Akut olgularda hastalığın seyri 3- 5 gün sürer ve genellikle bu süre sonunda ölüm gerçekleşir. Ölümle sonuçlanmayan vakalarda tedavi gereklidir ve bazen tedavi uzun (2-8 hafta) sürebilir. Tedaviden sonra iyileşen bazı ineklerde yabancı cisimleri yeme gibi davranışlar görülür ve ineklerin çoğunda karbonhidrat metabolizmasının bozulması sonucu ketozis gelişmiştir. Babeziozis, anaplazmozis, leptospirozis, bakır ve su zehirlenmesi gibi hemoglobinüri ile seyreden hastalıklar ile karışabilir. Doğum sonrası hemoglobinüri’nin doğumu izleyen ilk 4 hafta içinde yüksek süt verimli ineklerde görülmesi önemli ip ucudur 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Tedavi ve Korunma Ahırdaki başka bir inekten alınmış 4-5 litre kadar taze kan nakli Bu miktar 48 saat için yeterli olmaktadır, ancak bu süre sonunda inekte mükoz membranlarda solgunluk ve halsizlik var ise kan transfüzyonu tekrarlanmalıdır. 60 gr sodyum asid fosfat, 300 ml distile su içinde eritildikten sonra damar içi uygulanmalı, aynı işlem 12 saat aralıklarla 3 kez deri altı tekrarlanmalıdır. Günde 2 kez 100 gr kemik ununun da ağız yolu ile verilmeli Fosforca fakir bitkiler, rasyonlardan çıkartılmalıdır. Tedaviden sonra rasyona 5 gün süreyle günde iki kez 100-150 gr dikalsiyum fosfat veya kemik unu eklenmelidir. Ayrıca vit-C ve demir preparatlarının uygulanması yararlıdır. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Yatalak İnek Sendromu Yatalak inek sendromu, hipokalsemi tedavisine rağmen sternal pozisyonda yatmaya devam eden inekler için kullanılan bir terimdir ve çoğunlukla hipokalsemiyi takiben ortaya çıkar. Bu sendromun en önemli özelliği, doğumla ilişkili olması, tek bir etiyolojisi olmaması, sistemik bir hastalık belirtisi ve hipokalsemi bulunmaması, 24 saatten fazla sternal pozisyonda yatma ile karakterize olmasıdır. Yatalak inek sendromunun etiyolojisi tam olarak bilinmemektedir Metabolik Hastalıklar; hipokalsemi, hipofosfatemi, hipomagnezemi, hipokalemi, asidozis veya ketozis 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Yatalak İnek Sendromu Doğuma ilişkin sorunlar; doğum sırasında yaralanmalar, güç doğum, obturator paraliz, pelvis kırığı, iç kanama, pelvis ve femur kırığı, kalça çıkığı, ligament rupturları Beslenme hataları, aşırı yağlanma ve kilo fazlalılığı, zeminin kaygan olması, akut koliform mastitis ile metritis olguları 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Yatalak İnek Sendromu 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA (Güneş, 2011)

Metabolizma Hastalıkları Semptomlar Özellikte downer cow sendromuna doğumdan 2 gün öncesinde ve 10 gün sonrasında daha sık rastlanır. Yüksek süt verimli ineklerde bu sendromun insidensi oldukça yüksektir. En önemli bulgu, yeme ile içmenin normal oluşu ve ineğin çabalamasına rağmen ayağa kalkamamasıdır. İneklerin çoğunda sistemik bir problem yoktur, sürekli yatarlar ve ayağa kaldırma çabalarına karşı isteksizdirler. Belirgin klinik semptom olarak ise sternal pozisyonda yatma vardır, bilinç yerindedir, tüm yaşamsal parametreler, yeme-içme ve rumen hareketleri normaldir. Uzun süre yatan ineklerde dekubitis yaraları ve sinirlerde hasar oluşabilir. bu durum prognozu olumsuz etkiler. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Semptomlar Yatalak ineklerin yaklaşık yarısının 10-14 gün sonra ayağa kalktıkları bildirilmektedir. İlk bir hafta içinde ayağa kalkamayan ineklerde prognoz kötüdür. Bu tür ineklerin aşırı zayıflama ve dekübitis yaraları olmadan mezbahaya gönderilmesi akıllıca bir çözümdür. Yatalak inek sendromuna birçok hastalığın neden olacağı gözönünde tutulmalı ve asıl nedenin ortaya konması amacı ile vücut ısısı, solunum ve kalp atım sayısı, vagina, rektum ile uterusun muayenesi, pelvisin ve mastitis yönünden memelerin muayenesi ve de bacaklar kırık veya çıkık yönünden dikkatlice muayene edilmelidir. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Semptomlar 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Tedavi Downer cow sendromunun prognozu, bozukluğa neden olan asıl nedenle ve sonradan şekillenen komplikasyonlara bağlı olarak değişmektedir. Şayet inek uzun süre yatıyor ve ciddi komplikasyonlar şekillenmiş ise prognoz kötüdür. Özellikle yatalak sendromu şekillendikten 12 saat içinde yapılan tedavilerde başarı şansı daha yüksektir. Özellikle de 12. saatten sonra ineklerde kas ve iskelet sistemine ilişkin problem oluşmaya başlar. Tedaviye başlamadan önce önemli bir konuda hayvan sahibinin prognoz ve tedavi masrafları konusunda bilgilendirilmesidir. Bu sorunun tedavisinin zor ve uzun soluklu olduğu mutlaka belirtilmelidir. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Tedavi 1. İnekler sternal pozisyonda yatırılmalı ve sık sık yattığı yön değiştirilmelidir. 2. İnekler toprak zeminde yatırılmalı veya altlarına bol altlık konulmalıdır. Aksi takdirde kas ve sinir hasarının şiddeti artacaktır. 3. Mümkünse inekler bir süreliğine askıya alınmalıdır. 4. Memeler boşaltılmalıdır. Çünkü bazı hayvan sahipleri yerde yatan inekleri sağım güçlüğü nedeni ile sağmazlar, ayrıca yatan inekleri buzağının emmesi de zordur. 5. Asla inekler zorla kaldırılmaya çalışılmamalıdır. Bu teşebbüsler ciddi travmatik değişikliklere neden olabilir. 6. Kaygan yerlerde yatan ineklerde arka ayaklar bağlanarak kalkmaya engel olunmalıdır. 7. İneklere taze su ve kaliteli bol miktarda kuru ot verilmelidir. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Tedavi 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Tedavi 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Tedavi 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Hepatik Lipidozis Yağlı karaciğer sendromu, Lipomobilizasyon Sendromu, Fatty Liver Sendrom, Karaciğer Yağlanması Hepatik lipidozis, karaciğerde aşırı miktarda trigliserit birikmesine bağlı şekillenen bir bozukluktur Negatif Enerji Dengesinin (NED) sonucu olarak ortaya çıkar bu hastalıktan karaciğerin yanında birçok organ ya da sistem de etkilendiği için “fatty liver sendrom” isminin kullanılmasının daha uygun olduğu bildirilmektedir. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Hepatik Lipidozis 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Hepatik Lipidozis 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Hepatik Lipidozis 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Hepatik Lipidozis 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Ketozis Asetonemi, Ketonemi, Ketonüri Tanım: Ketozis, özellikle yüksek süt verimli ineklerde laktasyonun 1-2. aylarında, negatif enerji dengesine bağlı kan glikoz seviyesinin düşmesi, karaciğer glikojen ve glikoz rezervlerinin tükenmesi, karaciğerde yağ dejenerasyonu sonucunda kan, idrar, süt ve solunum havasında keton cisimlerinin konsantrasyonunun artmasıyla karakterize bir metabolik hastalıktır Genellikle bu hastalığa süt verimi yüksek ve aşırı yağlı ineklerde (vücut kondüsyon skoru 5’li değerlendirmeye göre 3,5’in üzerinde olan ineklerde) rastlanılmaktadır. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Ketozis İneklerde ketozis, süt veriminin en yüksek olduğu dönemlerde (sıklıkla doğumdan sonra birkaç gün ile 2 aya kadarki dönemde) şekillenir. Özellikle doğumdan sonraki 3 haftalık dönem, subklinik ketozis bakımından kritiktir. Etiyoloji: Kuru dönem beslenme stratejisi yanlışlığının bir sonucudur. NED şiddeti, laktasyonun pik yaptığı dönemde (laktasyonun ilk 3 ayında) daha da artar. Artan enerji ihtiyacıyla birlikte başlangıçta yağ dokudan uzun zincirli yağ asitlerinin mobilizasyonu başlar ve kanda esterize olmayan yağ asitlerinin düzeyi yükselir. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Ketozis Esterleşmemiş yağ asitlerinin bir kısmı enerji kaynağı olarak kullanılır iken, bir kısmı karaciğerde birikir ve bu maddelerden keton cisimcikleri üretilir. Keton cisimcikleri başlangıçta birçok doku (aynı zamanda süt yapımı için de) tarafından enerji kaynağı olarak, ortaya çıkan NEFA ise süt yağı yapımında kullanılır. Bu nedenle ketozisli ineklerde süt yağı/protein oranı yüksektir. Karaciğerde toplanan NEFA ise ya CO2’e kadar okside edilir ya da kısmen okside edilerek beta hidroksi bütirik asit (BHBA) ile asetoasetik asit gibi keton cisimcikleri denilen maddelere dönüştürülür. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Ketozis 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Normal glikoz metabolizması Metabolizma Hastalıkları Normal glikoz metabolizması 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA (Oetzel, 2007)

Metabolizma Hastalıkları Ketozis Ketozis Tipleri: İneklerde ketozis değişik şekillerde sınıflandırılmaktadır. Günümüzde en çok kabul göreni tip I, tip II ve bütirik asit içeren silajlara bağlı ketozis şeklindeki sınıflandırmadır. Her bir tip ketozisin etiyolojisi ve korunma önlemleri birbirinden farklıdır. Tip I ketozis, spontan ketozis veya beslenme yetersizliğine bağlı ketozis olarak ta tanımlanmaktadır. Bu tip ketozis genellikle doğumu izleyen 3-6. haftalar arasında şekillenmektedir. Çünkü postpartum 3-6. haftalar enerji ihtiyacının en fazla olduğu dönemdir. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Ketozis Tip I ketozis’li ineklerde glikoz yapımında kullanılan propiyonat ve aminositlerden glikoz sentezlenir, fakat glikoz sentezi minumum düzeydedir. Bu nedenle kan keton cisimcikleri konsantrasyonu yüksek, glikoz konsantrasyonu düşüktür. Bu tip ketozis’i laktasyon başlangıcında rasyonlardaki kuru madde oranını arttırarak önlemek mümkündür. Fazla miktarda kuru madde verilmesinin de subakut rumen asidozuna neden olacağı unutulmamalıdır. Enerji ihtiyacını karşılamak amacı ile rasyonlara yağlı maddeler eklenebilir, fakat bu maddelerin rasyonlara katılması kontraendikedir. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Ketozis Enerji kaynağı olarak yağların kullanılması, iştahsızlığa neden olmaktadır. Yağlar yerine tane yemlerin kullanılması daha rasyonel bir seçenektir İneklerin erken laktasyon döneminde yetersiz enerji almasının bir başka sebebi de ineklerin yemleme alanlarına kalabalık girmesi veya bu alanların dar olmasıdır (Yönetimsel Hatalar) Tip I ketozis, TMR sistemine göre beslenen ineklerde önemli bir sorun değildir Erken laktasyon döneminde TMR sistemine göre beslenen ineklerde Tip I ketozis gelişirse, bunun nedeni rasyonun fazla protein, düşük enerji içermesidir. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Tip I ketoziste glikoz metabolizması ve keton cisimciklerinin oluşumu Metabolizma Hastalıkları Tip I ketoziste glikoz metabolizması ve keton cisimciklerinin oluşumu 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Ketozis Tip II ketozis, genellikle kuru dönem sırasında fazla miktarda kuru madde verilmiş ve bu nedenle aşırı yağlanmış ineklerde şekillenir, bu tip ketoziste kan insülin ve glikoz konsantrasyonu yüksektir, insüline karşı bi Özellikle insülin direnci, laktasyonun pik döneminde (enerji ihtiyacının fazla olduğu) ciddi enerji krizine yol açmaktadır. Genellikle aşırı kilolu ineklerde bu durumla karşılaşma şansı oldukça fazladır. Lipolizis sonucunda karaciğerde aşırı yağ birikmesi olur, sonucunda kan keton cisimcikleri konsantrasyonu artar ve inekte iştahsızlık görülür. r direnç vardır. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Tip II ketoziste glikoz metabolizması ve keton cisimciklerinin oluşumu Metabolizma Hastalıkları Tip II ketoziste glikoz metabolizması ve keton cisimciklerinin oluşumu Tip I ketozis, TMR sistemine göre beslenen ineklerde önemli bir sorun değildir Erken laktasyon döneminde TMR sistemine göre beslenen ineklerde Tip I ketozis gelişirse, bunun nedeni rasyonun fazla protein, düşük enerji içermesidir. (Oetzel, 2007) 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Ketozis Tip II ketozisli ineklerde, tip I ketozisli olanlara oranla kan keton cisimcikleri konsantrasyonu daha düşüktür ve tedaviye yanıtları daha zayıftır. Ayrıca tip II ketozis’li ineklerde immunsupresyona bağlı retentio secundinarum, abomazum deplasmanı, pnömoni, metritis ve mastitis gibi vücut savunma sistemine bağlı hastalıkların şekillenme riski de yüksektir. Tip II ketozis bakımından, doğum öncesi veya sonrasında yerleri değiştirilen, başka bir bölmeye alınan, doğum alanlarında çok kalabalık gruplar halinde tutulan ve bu nedenle yeterli yem tüketemeyen inekler risk altındadır. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Ketozis Tip II ketozisli ineklerde, tip I ketozisli olanlara oranla kan keton cisimcikleri konsantrasyonu daha düşüktür ve tedaviye yanıtları daha zayıftır. Ayrıca tip II ketozis’li ineklerde immunsupresyona bağlı retentio secundinarum, abomazum deplasmanı, pnömoni, metritis ve mastitis gibi vücut savunma sistemine bağlı hastalıkların şekillenme riski de yüksektir. Tip II ketozis bakımından, doğum öncesi veya sonrasında yerleri değiştirilen, başka bir bölmeye alınan, doğum alanlarında çok kalabalık gruplar halinde tutulan ve bu nedenle yeterli yem tüketemeyen inekler risk altındadır. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Ketozis Tip II ketozis’te en çok etkilenen organ karaciğerdir ve karaciğerde aşırı yağ birikmektedir (yağlı karaciğer sendromu). Karaciğerde yağ birikmesi doğumdan önce başlar, fakat bu hastalığa ilişkin klinik göstergeler doğuma kadar pek gözükmez. Bu durumda karaciğerin glikoneogenezis kapasitesi bozulur ve laktasyon döneminde ketozis riski artar (genellikle de doğumdan 1-2 hafta sonra ketozis şekillenir). 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Tip I ketoziste glikoz metabolizması ve keton cisimciklerinin oluşumu Metabolizma Hastalıkları Tip I ketoziste glikoz metabolizması ve keton cisimciklerinin oluşumu 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA (Oetzel, 2007)

Metabolizma Hastalıkları Ketozis Aşırı bütirik asit içeren silajların verilmesi sonucunda uzun süreli ketozis şekillenmektedir. Özellikle ıslak otlardan yapılmış veya içerisinde suda eriyebilir karbohidrat oranı düşük silajlarda Clostridium türü bakterile kolayca üremektedir. Bu bakteriler bazı karbohidratları fermente ederek bütirik asit oluşumuna neden olmaktadır. Otların biçilme zamanı da içindeki suda eriyebilen karbohidrat konsantrasyonunu etkilemektedir. Özellikle günün en sıcak saatlerinde (öğle sonu gibi) biçilen otlarda suda eriyebilen karbohidrat konsantrasyonu en yüksektir. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Ketozis Clostridial fermentasyona uğrayan silajlar içindeki bütirik asit kendine has kokusundan dolayı kolaylıkla belirlenir. Koku dışında silaj fermentasyon analizleri ile de silaj içindeki bütirik asit varlığı kolaylıkla saptanabilinir. Silaj yoluyla günde 50-100 gr bütirik asit alan ineklerde ketozis şekillenmektedir. Şayet bir inek günde 200 gr veya daha fazla miktarda bütirik asit alır ise ciddi ketozis tablosu ortaya çıkar. Çünkü bütirik asit rumende fermentasyona uğramakta, fermentasyon sonucu beta-hidroksi bütirik asit oluşmaktadır, BHBA ise asetoasetik asite dönüşebilmektedir. Bu iki madde ineklerde ketozis oluşumuna neden olmaktadır. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Ketozis İneklerde ketozis klinik ve subklinik olarak 2 şekilde seyretmektedir. Subklinik form, klinik forma göre oranla daha sık şekillenmekte, döl ve süt verimini önemli şekilde etkilemektedir. Klinik formda ise sindirim ve sinir sistemine ait klinik semptomlar; Sindirim sistemine bağlı; iştahsızlık, rumen hareketlerinde durma, geviş getirmeme, defekasyonda azalma veya sert dışkılama, süt veriminde düşme, ileri aşamalarda sallantılı yürüyüş ve uyku hali ile hızlı bir zayıflama 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Ketozis sinirsel semptom olarak ani gelişen bilinçsiz davranışlar, duvarlara ve yemliklere çıkma, saldırganlık, ayakları yere vurma, dairesel hareketler, yerinde duramama, ön ayaklarını çapraz tutma, başını bir yere dayama ve bazen geçici süre körlük dikkati çeker (pika), boşa çiğneme, diş gıcırdatma ve salya miktarında artış görülebilir Subklinik ketozis, klinik ketozise oranla ekonomik açıdan daha önemlidir. Çünkü doğumu izleyen birinci ve ikinci aylarda ineklerde %90 oranında subklinik ketozis gelişir. Erken laktasyon döneminde ineklerin yaklaşık %50’si subklinik ketozis geçirmektedir. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Ketozis Ketozis’in Periparturient Hastalıklar ile İlişkisi: İneklerde negatif enerji dengesi ve ketozis immun sistemi etkileyerek metritis ve mastitise, follikül gelişimini etkileyerek anöstrus ile infertiliteye neden olmaktadır. Kan NEFA düzeyi yüksek veya klinik ketozisli ineklerde polimorfnüklear hücreler ve makrofajların fagositik aktiviteleri azalır, bu nedenle yangı bölgesine göçleri yavaştır. Klinik ketozisli ineklerde mastitis gibi riski 4-5 kat fazladır İneklerde negatif enerji dengesi folliküllerin ve luteal yapıların gelişmesini etkilemekte ve oosit kalitesi üzerine olumsuz etki yapmaktadır. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Ketozis 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Ketozis Tanı: Klinik ketozisli ineklerde iştah kaybı, ani zayıflama, süt veriminin düşmesi, rumen hareketlerinin, dolayısıyla geviş getirmenin durması, ineğin nefesinde aseton kokusu, dışkının kuru olması tipik belirtilerdir Hastalığa ilişkin tipik semptomların görülmesi, ineklerin yeni doğum yapmış olması ve hastalığa sıklıkla laktasyonun pik yaptığı dönemde rastlanması, klinik ketozis tanısı açısından yeterlidir. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Ketozis Subklinik olguların tanısında idrar, süt ve kanda keton cisimciklerini saptamaya yönelik biyokimyasal testlerden yararlanılm Subklinik ketozis’in tanısında kullanılan en önemli indikatör kan BHBA konsantrasyonudur. Kan BHBA için eşik konsantrasyonu 14,4 mg/dl, süt için ise 100 μmol/l’dir. Kan BHBA 14,4 mg/dl veya 1400 μmol/l veya süt konsantrasyonu 100 μmol/l ise bu durum subklinik ketozis diye tanımlanır alıdır 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Ketozis İneklerde kan, süt ve idrardaki diğer önemli keton cisimciği ise asetoasetik asit ve asetondur. Asetoasetik asit’in kan eşik konsantrasyonu 360 umol/l’dir. Eğer kan asetoasetik asit konsantrasyonu 360 umol/l veya daha fazla, süt düzeyi 100 μmol/l veya üzerinde ise olgu subklinik, kan BHBA konsantrasyonu 500 umol/l veya üstünde ise klinik ketozis olarak kabul edilir. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Ketozis Beta-hidroksibutirik asit’in laktasyonun hangi döneminde yükseldiğine bakılarak ketozis’in tipi hakkında yorum yapmak mümkündür. Laktasyonunun ilk 14 gününde kan BHBA konsantrasyonu yüksek olan ineklerde, büyük olasılıkla tip II ketozis gelişmiştir. Bu tip problemlerin kaynağı doğumdan önceki beslenme stratejileri ve doğum bölmelerine ilişkin sorunlardır. Doğumdan sonraki 14-21. günler arasında ortaya çıkan ketozis formu ise tip I’dir. Bu sorunun nedeni ise doğum sonrası besleme yönetimindeki yanlışlıklardır. Bütirik asit içeren silajlara bağlı ketozis ise laktasyonun ilk 50 günü içinde şekillenmektedir 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Ketozis Kan BHBA ve NEFA konsantrasyonu serum veya plazmada ölçülebilmektedir. Kan NEFA ve BHBA konsantrasyonunu ölçmek için örnekler kuyruk veninden (asla süt veninden değil) alınmalıdır. Örnekler oda ısısında 24 saat, buzdolabında ise 3 gün kadar sonuçlar etkilenmeden saklanabilir. Fakat ideal olan prosedür şu olmalıdır; örnekler alındıktan birkaç saat içinde serumları çıkartılmalı ve 1-2 gün içinde ölçüm yapılmak üzere dondurulmalıdır. İneklerde ketozis’in tanısı amacı ile pratikte birçok test kullanılmaktadır. Fakat bu testlerden hiçbirinin spesifitesi ve sensitivitesi kan BHBA ölçümü kadar yüksek değildir. Bu nedenle sürü ketozis durumunun izlenmesinde kan BHBA konsantrasyonu ölçümünden yararlanmak daha akılcı bir yoldur 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Ketozis Pratikte süt ve idrarda keton cisimciklerini nicel olarak gösteren testler satılmaktadır. Bu testlerin en önemli avantajları (kan BHBA konsantrasyonu ölçümü ile kıyaslandığında) pratik, ucuz ve hızlı sonuç vermesidir. Bu nedenle klinik ketozisli ineklerin belirlenmesinde bu testlerden sıklıkla yararlanılmaktadır. Stripler, Test kağıtları, Ketometre, Süt yağ/Protein oranı 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Ketozis Tedavi: temel prensip, kan glikoz konsantrasyonunu yükseltmek intravenöz glikoz solüsyonları, glikoplastik maddeler ve bazı hormonlar uygulanmalıdır. Özellikle ciddi olgularda hızlı etkili glikoz solüsyonları damar içi verilmeli ve daha sonra kan glikoz düzeyini yüksek tutacak (glikoplastik maddeler veya kortikosterodler) uygulamalar yapılmalıdır %30-50’lik glikoz solüsyonlarından 500-1000 ml kadar damar içi (%30-50’lik solüsyonlar hiperozmotiktir) verilmelidir Propilen glikol, sodyum propiyonat ve gliserin gibi maddeler 2-4 gün verildikten sonra kan NEFA ve keton cisimcikleri konsantrasyonu düşer, insülin ile glikoz düzeyi yükselir. Artan insülin düzeyine bağlı olarak, lipomobilizasyon durur ve NEFA oluşumu azalır 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Ketozis Glikokortikoidlerden uzun etkili olanların ketozis tedavisinde etkili olduğu belirtilmekle birlikte pratikte daha sık kısa etkillerin kullanımı tercih edilmektedir. Ketoziste kan glikoz konsantrasyonunu artırmak ve NEFA yapımını azaltmak için 100-200 mg prednizolon , 10-30 mg dekzametazon kullanılabilir. Bu hormonlar uygulandıktan 48 saat sonra glikogenegenezis düzene girer. İneklere karaciğer koruyucu olarak metiyonin, kolin ve niasin gibi antiketotik ilaçlar, antioksidan olarak vitamin E, C ve selenyum ile B grubu vitaminler, nikotinik asit ve aşırı sinirsel belirtiler gösteren ineklere trankilizanlar da verilebilir. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Ketozis Korunma: Ketozisten korunmak, tedaviye oranla etkili ve ekonomik bir yaklaşımdır Korunmada en önemli unsur ineklerin ihtiyaç duydukları enerjinin sağlanmasıdır dengeli besleme ile bakım ve yönetim prepartum dönemde rasyonlardaki konsantre yem miktarı artırılmalı, inekler kalabalık gruplar halinde tutulmamalıdır ineklerin laktasyon eğrileri izlenerek ona göre beslenme programları oluşturulmalıdır doğuma yakın dönemde geçiş dönemi beslemesi Doğumdan sonra ise ineklere iyi kaliteli silaj (çünkü fermentasyon işlemi bozuk silajlar ketozis’e neden olur) ve yonca veya tahıl verilerek, ihtiyaç duyulan enerji sağlanmalıdır. yapılmalıdır. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Ketozis Beslenme önerilerine ek olarak yiyeceklerin içine belirli katkı maddeleri (niasin, propilen glikol, sodyum propiyonat ve iyonoforlar) eklenmelidir Monensin, nötrofillerin kemotaktik fonksiyonlarını arttırmaktadır. Bu nedenle günlük kontrollü monensin salan kapsüller (bu kapsüllerden biri günde 335 mg monensin salmaktadır) beklenen doğum tarihinden 3 hafta öncesinden başlanarak 95 gün süreyle verildiğinde, subklinik ketozis insidensini %50 oranında azaltmaktadır. Monensin kullanımından sonra dölverimi artmakta ve meme sağlığı olumlu yönde etkilenmekte, ayrıca bu uygulama ile abomazum deplasmanı riskinin %40 oranında azaltılabileceği de belirtilmektedir.. 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA

Metabolizma Hastalıkları Ketozis Monensin’in yanısıra yüksek süt verimli ineklere doğumdan sonra propilen glikol’un ağız yolu verilmesiyle de bireysel subklinik ketozisleri önlemek mümkündür Nikotinik Asit, Kobalt, L-Karnitin 04.12.2013 Doç.Dr.Halit KANCA