MESLEK ETİĞİ Muhasebe ve Vergi Uygulamaları Öğr. Gör. Dr. O. İnanç GÜNEY Adana MYO
GİRİŞ Etik, yaşamın her alanında davranışları yönlendire standartların ve prensiplerin bir bütünü olarak doğruyu ve yanlışı ayırt etmek biçiminde algılandığı için, tarihse süreç içinde farklı toplumlar ve kültürler hep kendi kurallarını oluşturmuşlardır. Bu kuralların temeller bazen dine ve geleneklere, bazı durumlarda ise meslek gruplarının özelliklerine bağlı olarak şekillenmiştir. Bu bağlamda genel olarak etik ve meslek etiği, dünyada ve ülkemizde neredeyse her alanda gündeme gelmekte ve bunun sonucu olarak da farklı düzeylerde de olsa her meslek dalında kendine özgü “meslek etiği” ile ilgili kuralların oluşturulması yönünde çabaların olduğu görülmektedir.
Etik, insanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, kuralları doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaki açıdan araştıran bir felsefe disiplinidir. Etik, bir insanın davranışları sırasında kullandığı ahlaki ilkeler bütünü olarak tanımlanabileceği gibi insanın doğru ile yanlışı ayırt ederken kullandığı kişisel kriterler olarak da tanımlanabilir Felsefi bir disiplin olan etik, insan eylemlerini konu alır. Etik, insanlar arasındaki ilişkileri etkileyen değerleri, ahlaki bakımdan iyi ya da kötü, doğru ya da yanlış davranışların niteliğini ve dayanağını araştıran felsefe bilimidir.
Bireysel ve toplumsal ilişkilerde topluca benimsenmiş, olması gereken kuralları ve bu kurallara uymak suretiyle gerçekleşen davranışları etik değerler olarak tan›mlayabiliriz. Etik değerler, insanların toplumsal düzeni ve huzuru sağlamak amacıyla benimsedikleri ve yaşam boyunca bir takım değişikliklere uğrayan değerlerdir. Dürüstlük, doğruluk, sözünde durmak, sadakat, adalet, başkalarına yardım etmek, başkalarına saygı göstermek, sorumluluklarını yerine getirmek başlıca temel etik değerler arasında yer alır. Etik değerlere saygılı olan toplumlar yasalara karşı da duyarlıdır. Bütün ilişkiler güven esasına dayanır. Bireyler ve firmalar, vergi ödemeyi bir fazilet olarak görürler. Devlet ise gelirini toplumun ç›kar› için rasyonel bir biçimde kullan›r. Ekonomik, sosyal ve politik yapıları istikrarlıdır. İstikrarın egemen olduğu ortamda bireyler ve firmalar “sağlıklı” gelişme gösterirler. Neyin doğru, neyin yanlış olduğu konusunda toplumsal bir görüş birliği vardır. Olaylar hakkında bilgi, yansız olarak kolayca yayılır ve kamuoyunda bilinçli bir biçimde değerlendirilir.
Meslek etiği ise etik disiplininin bir alt dalıdır Meslek etiği ise etik disiplininin bir alt dalıdır. İnsan yaşamının büyük bir parçasını oluşturan meslek yaşamının da kendine göre kuralları ve bir etik anlayışı vardır. Bu anlayış çerçevesinde, meslek etiği meslek yaşamındaki davranışları yönlendiren, neyin yapılacağı neyin yapılmayacağı konularında rehberlik eden etik prensipler ve standartların toplamıdır şeklinde ifade edilebilir.
Her toplum kendi yaşamını düzenleyebilmek için hayat›n her alan›n› kapsayan çeşitli kurallar ortaya koymuştur. Gelenekler, görenekler, adetler, dini kurallar, iktisadi kurallar, hukuki kurallar ve mesleki özelliklere göre belirlenen mesleki kurallar hayatımıza belirli bir düzen getirir. Toplumlar geliştikçe oluşturulmuş olan kurallar da değişerek zamana uygun hale getirilir.
Sorumluluk, yükümlülük, ödev gibi kavramlar etik açısından çok önemlidir. Meslek mensubu kendi kişisel çıkarlarının yanı sıra, müşterilerinin, meslektaşlarının, toplumun ve devletin de ç›karlar›n› gözetmeli ve sorumluluklar›n› yerine getirmelidir. Mesleğini belirlenmiş olan kurallar ve standartlar çerçevesinde yapan kişiler toplumun güvenini kazanır, zaman ve kaynak israfını önler. Toplumun meslek mensuplar›ndan beklentisi adil ve herkes tarafından saygı gösterilen bir davranış içinde bulunmalarıdır. Meslek mensupları toplumun ve kişisel çıkarlarını gerçekleştirmek için sorumluluklarının farkında olmalıdırlar. Doğru davranışlar sergileyen bir toplumda, toplumsal çıkarlar bireysel ç›karlardan önce gelir, toplumun refah düzeyi yükselir, siyasi ve ekonomik istikrar sağlanır.
Küreselleşme eğilimlerindeki artış ve ekonomik şartların hazla değişerek gelişmesi ile ekonomik faaliyetler daha da karmaşık bir hale gelmiştir. Ortaya çıkan bu karmaşık faaliyetlerin yerine getirilmesi her geçen gün zorlaşırken beraberinde sağlıklı işletmelerin oluşturulması zorunluluğunu da ortaya çıkarmıştır. Bütün bu gelişmelere ve eğilimlere uyum sağlayabilmek ve bu doğrultuda sağlıklı işletmeler oluşturabilmek için tüm dikkatler meslek ahlakı (etik) ve sosyal sorumluluk olguları üzerinde yoğunlaşmaktadır. Son yıllarda başarılı sanayileşme süreci gösteren ülkelerde bakıldığında meslek ahlakı ve sosyal sorumluluk kavramlarını gelişmesinin bir aracı olarak kullandıkları görülmektedir. Genel olarak bakıldığında dünyada meslek ahlakı olgusu 1960 yıllarında ilk kez gündeme gelmiştir. Gelişmiş ülkeler ekonomik büyüme, serbest Pazar ekonomisi, küreselleşme ve meslek ahlakını aynı paralellikte ele almaktadırlar. Bu süreç içinde meslek ahlakı ile şirket yönetimlerinin de otoriter yönetimden, demokratik ve merkezkaç yönetimi doğru bir değişim gösterdiği görülmektedir. Bunların yanı sıra meslek ahlakı olgusunun işletmenin karlılığını ve verimliliğini arttırıcı yönde de olumlu etkileri olduğu önemli bir gerçektir.
Çoğu meslek dalında olduğu gibi muhasebe mesleğinde de iş ahlakına ve meslek etiğine verilen önem artmıştır. Muhasebe meslek mensuplarının tuttukları kayıtların sonuçlarından doğrudan ve dolaylı olarak etkilenen tarafların çok geniş kesimlerin olması, tutulan kayıtların ülkede yaşayan bireylerin refahlarını etkilemesi, muhasebe mesleğindeki uygulayıcıların meslek etiğine yaklaşımlarında daha titiz bir tutum izlemelerini gerekli kılmaktadır. Muhasebe mesleği, dünyadaki ekonomik ve teknolojik gelişmelere paralel olarak değişmekte, ürettiği bilgilerin kapsamını genişletmekte ve niteliğini artırmaktadır. Muhasebenin hazırlayıp sunduğu verilerin doğrudan veya dolaylı olarak toplumun geniş bir kesimini ilgilendirdiği ve dolayısıyla toplumun ekonomik refahını önemli ölçüde etkilediği bir gerçektir. Bu gerçek muhasebe mesleğini icra eden meslek mensuplarında aranan nitelikleri ve sorumlulukları artırmaktadır. Toplumun muhasebe meslek mensuplarından beklentisi, yasalara ve genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine uygun işlemler yapmak, toplumun değer yargılarına önem vermek, dürüst, şeffaf, güvenilir ve topluma doğru bilgileri sunmak gibi tutum ve davranışlar sergilemektir. Meslek üyelerinin bu temel sorumlulukları muhasebe meslek etiğinin bir gereğidir.
Son yıllarda dünyada ve ülkemizde yaşanan bazı şirket ve muhasebe skandallarından sonra yasaların her zaman her yerde ve tam anlamıyla etkin olmadığı anlaşılmış ve meslek etik ilkeleri tartışılmaya başlanmıştır. Bu tartışmalar muhasebe mesleğinin etik boyutunun önemini ön plana çıkarmış ve bunun üzerine dünyada ve ülkemizde meslek örgütleri tarafından muhasebe meslek etik ilke ve kurallarının yeniden gözden geçirilmesine, etkinleştirilmesine ve hatta yeni yasaların çıkarılmasına neden olmuştur. Son yıllarda ABD ve tüm dünyada yankı uyandıran Enron, Anderson Worldwide, Adelphia Communications, Bristol-Myers Squibb, CMS Energy, Merrill Lynch (ML), Xerox ve WorldCom gibi şirket skandallarının da toplum güvenini zayışatmasıyla, muhasebe etiğine gittikçe daha çok önem verilmekte olduğu, etik kurallarla ilgili çeşitli düzenlemelerden ve eğitim programlarında müfredata dahil edilmesinden anlaşılmaktadır.
Bu çerçevede muhasebe meslek ahlâkı ile ilgili ilk uluslararası çalışmalar Uluslararası Muhasebeciler Federasyonu (International Federation of Accountants-IFAC) tarafından 1990 yılında başlatılmış ve 1992 yılında oluşturulan Eğitim Komitesi öncülüğünde Muhasebeciler İçin Meslek Ahlâkı: Eğitimsel Mücadele ve Uygulanabilir Uygulama adlı yönetmeliği yayımlanmıştır. IFAC daha sonra 1998 yılında Muhasebe Mesleği İçin Meslek Etiği Kuralları’nı yayınlamıştır. Ülkemizde ise önceleri değişik mevzuatlarda dağınık bir yapıda yer alan muhasebe meslek ahlâkı kuralları ile ilgili ilk doğrudan düzenleme TÜRMOB (Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği) tarafından 2001 yılında yapılmış ve Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlik Meslek Ahlâk Kuralları İle İlgili Mecburi Meslek Kararı olarak yayımlanmıştır. Daha sonra 2007 yılında yine TÜRMOB tarafından Serbest Muhasebeciler, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirlerin Mesleki Faaliyetlerinde Uyacakları Etik İlkeler Hakkında Yönetmelik yayınlanmış ve uygulamaya konulmuştur. Böylece muhasebe mesleğini olumsuz yönde etkileyen bazı yargıların ortadan kaldırılmasına ve toplumun muhasebe meslek mensuplarına ve dolayısıyla onların üretip sunduğu muhasebe bilgilerine olan güvenin artırılmasına çalışılmıştır.
Sonuçta günümüzde meslek ahlakı olgusunun ekonomi ve iş dünyasında olumlu etkileşimler yaratma yolunda üstlendiği rol ve yarattığı etkiler küçümsenemeyecek boyutlardadır. Günümüzde artık etik değerlere sahip olmayan bir meslek düşünülmemektedir. Etik değerler meslekleri meslek yapan, mesleklere kişilik kazandıran, mesleği belli normlara oturtan değerlerdir ki buda iş dünyasında başarılı ve sağlıklı ilişkilerin geliştirildiği ortamları oluşturmaktadır.