ÇATIŞMA VE UZLAŞMA Çevremizde birbirinden farklı düşünceleri, gereksinimleri, değerleri, amaçları vb. olan insanlar vardır. Bu farklı görüşler, duygular, gereksinimler, inançlar vb., kişiler arasında çatışmalara neden olabilir. Çatışma, kişiler herhangi bir şey üzerinde anlaşamayınca ortaya çıkar. Çatışmanın yaşamın özünde var olduğunu, yaşamın doğal bir parçası olduğunu söyleyebiliriz. İster bireyler, ister gruplar arasında olsun; ister çocuklar, ister yetişkinler, ister kuşaklar arasında olsun; ister kısa süreli, ister uzun süreli olsun, yaşamımızda çatışma hep vardır. Gerçekten de, birçoğumuz her gün çeşitli çatışmalar yaşıyoruz:
Bazen bir konuda karar verirken zorlanarak kendi kendimizle çatışabiliyoruz. Bazen, "saat kaçta evde olmamız gerektiği" ya da "hangi televizyon programının izleneceği" gibi bir konu üzerinde anlaşmazlığa düşerek evdekilerle çatışma yaşayabiliyoruz. Bazen arkadaşlarımızla, nereye gidileceğine karar vermekte zorlanarak çatışma yaşayabiliyoruz. Çatışma yaşayan taraflar, çatışmalarını çözemezlerse zarar görebilirler: Kızgınlıklar, düş kırıklıkları, küskünlükler, üzüntüler yaşanır. Oysa çatışma yaşamak her zaman olumsuz değildir. Eğer çatışmaları tüm taraflar açısından kazançlı olacak biçimde çözmeyi Öğrenirsek bu, gelişme, ilerleme ve etkili iletişim kurma becerisi kazanabilmek için -yani olumlu değişimler için- bulunmaz bir fırsat olabilir.
Kimse çatışmaların nasıl çözüleceğini bilerek doğmaz Kimse çatışmaların nasıl çözüleceğini bilerek doğmaz. Çatışma çözme, yaşarken öğrenilir. Çözüldüğü sanılan çatışmalar, kimi zaman, aslında geçiştirilmiştir. Taraflar belki barışır ama gelecekte, benzer nedenler yüzünden, yeniden anlaşmazlıklar çıkabilir. Oysa insanların, yakınlarıyla, dostlarıyla, arkadaşlarıyla ve diğer insanlarla huzurlu olmaya, kendilerine doyum sağlayıcı iletişimler kurabilmeye gereksinimleri vardır. O halde kişilerin çatışma çözme (uzlaşma) becerileri edinmeleri, en başta kendi yaşamlarına doyum getirecektir.
Çatışmayla başa çıkarken aşağıdaki yollardan hangisini seçiyorsunuz? Kaçma: Taraflar bir sorunun varlığını kabul etmez, görmezden gelmeyi seçer ya da sorundan kurtulmak için geriye çekilir. Kavga etme: Tarafların, birbirleri üzerinde güç kullanmaları anlamına gelir. Aslında, taraflardan her biri, "Benim kazanmam için sen kaybetmelisin" demektedir. Burada en az bir kişinin başka birine, fiziksel ya da sözle saldırısı vardır
Kavga: Genellikle taraflar birbirlerinin sorunlarını, karşılarındaki kişinin bakış açısından görmek istemedikleri ya da birbirleri ile iletişim kurmak istemedikleri zaman ortaya çıkar. Konuşmak, dinlemek ve birbirlerini anlamaya çalışmak yerine bu kişiler, saldırganlık göstermeyi ya da kendi düşüncelerinde diretmeyi yeğlerler. Sorun çözme: Burada, anlaşmaya ulaşabilme çabası söz konusudur. Taraflar, bir sorunun varlığını kabul eder ve sorun hakkında karşılıklı konuşurlar. Taraflar sorunu tanımlar ve çözmek için çeşitli yollar ararlar; sonunda tüm taraflar için en uygun, en adil olan çözümü birlikte bulurlar. Unutmayın ki, yukardıdaki yolların . birincisinde ve ikincisinde (kaçma vekavga etme), tarafların ya hepsi kaybeder, ya da kimi "kazanır"(!) kimi kaybeder.
Dahası, taraflardan biri kazanmış gibi görünse de aslında kazanmamış olduğu düşünülebilir; zira (a) bir başka kişinin (yani "kaybeden"in) üzüntüsüne tanık olmuştur; (b) "kaybeden"in sevgisini kaybetmiş, ya da sevgisizliğini (belki de düşmanlığını) üzerine çekmiştir ve (c) "kazanç"ını "kaybeden"in mutsuzluğu pahasına elde etmiştir
Üçüncü yolun (sorun çözme) benimsenmesi durumunda ise, tüm taraflar kazanabilir; yani, tarafların hepsi için adil olan bir çözüme ulaşılabilir. Bir sorunla yüz yüze gelindiğinde ya da bir çatışma yaşandığında, tarafların "sorun çözme yaklaşımı"nı benimseyerek sorunlarını ele almaları (etkili iletişim kurmaları) ve tüm taraflar için adil olan bir çözüme varabilmeleri, uzlaşma olarak adlandırılır Şimdi aşağıdaki durumların her biri için şu sorulan yanıtlamaya çalışın ve kısaca yazın. Sorular Çatışma/anlaşmazlık konusu nedir? Taraflar nasıl davranırlarsa çatışmaya, nasıl davranırlarsa uzlaşmaya yönelebilirler? Taraflardan biri olarak aşağıdaki durumların her birinde, siz nasıl davranırsınız? Bu davranışınızın kısa ve uzun dönemli sonuçlarını düşünün. Aralarında çatışma/anlaşmazlık olan taraflar hangileridir?
Durumlar • Arkadaşınız size sormadan çantanızı karıştırarak kaleminizi alıp kullandı. • Okuldan iki arkadaşınızın sizin hakkınızda dedikodu yaptığını duydunuz. • Çok sevdiğiniz bir arkadaşınız, okuldaki hatalı bir davranışınızı ana babanıza anlattı. Siz de bu nedenle ailenizden azar işittiniz. • Yıl sonu gösterisi için sınıfınızdaki bazı arkadaşlarınız hazırlık yapıyorlardı. Siz de onlara yardım etmek istediğinizde, "hayır" diyerek sizi dışladılar.
• Bir arkadaşınız ödevinizi istedi • Bir arkadaşınız ödevinizi istedi. Kendisi yapamamış; sizden çekecekmiş. Sorun çözme yönteminin en verimli şekilde kullanılabilmesi için: • Karşımdakini, sana engel olan bir "şey" olarak değil, tıpkı senin gibi bir insan olarak gör. • Konunun (sorunun), seni olduğu kadar diğer kişiyi, yani karşı tarafı da ilgilendirdiğini unutma. • Sorunla kişiyi özdeşleştirme; birbirinden ayır. Kişiye değil, soruna yönel. • Karşı tarafın da, aynı senin gibi çeşitli haklara sahip olduğunu bilmen ve kabul etmen, senin cesaretindir. • Senin de hatalı olabileceğini bilmen ve kabul etmen, gerektiğinde özür dileyebilmen, senin cesaretindir. • Suçlamalar, doğrulukları saptansa bile, sorunu çözmekte yardımcı olmaz.
Kişi, suçlandığında, savunmaya ya da karşı saldırıya geçer; dinlemez olur. Karşındakinin soruna yönelmesini sağla; sana yönelmesini önle. "Öfke" ile "saldırganlık ve şiddet"i birbirinden ayırmayı bil. Karşı tarafa öfkelenme hakkın var ama tepkilerini denetleyebilmelisin. Duygularını bastırmamalı, dile getirmelisin. Ancak olanları dile getirirken dikkatli ol: Suçlayıcı, öfkelendirici, yargılayıcı (kısacası "zehirli") sözcükler kullanmaktan kaçın. İleriye bak; geriye değil: Karşındaki ile geçmişte çeşitli sorunlar yaşamış olabilirsin. Şu andaki sorunu çözmeye çalışırken, geçmişi gündeme getirme; ileriye bak ki, çözüm önerileri üretebilesin.
Karşındakine önerilerinin nedenini sor. "Neden öyle istiyorsun. " de Karşındakine önerilerinin nedenini sor. "Neden öyle istiyorsun?" de. Sonra da, onun verdiği yanıtı, kendini onun yerine koyarak, onun bakış açısını anlamaya çalışarak dinle. Uzlaşma bir öğrenme sürecidir; aldığın yanıtlardan yararlanarak yeni öneriler geliştir. Karşındakini de yeni öneriler geliştirmesi için yüreklendir. Ortak yararlar ara; hemen sonuca varma. Gelişmeye açık bir ilişki kur. Gelişmeye açık bir ilişkide, karşındaki kişiyle birçok kez çatışma-uzlaşma yaşayabilirsin. Çatışmalar iletişim kurarak (karşılıklı konuşma ve etkin dinleme ile) çözülür; taraf tutarak ve katı davranarak değil. Etkili iletişimde, iki ya da daha fazla sayıda taraf, ortak bir anlayışa varmak için birlikte çalışırlar.
Yeni Bir Uzlaşma Yöntemi: Ara Buluculuk Ülkemizde henüz yerleşmiş ve yaygınlaşmış olmamakla birlikte, çatışmaların çözülmesi için kullanılabilecek yollardan birisi de ara buluculuk adı verilen yöntemdir. "Ara bulucu" olarak eğitim almış ve yetiştirilmiş kişiler, tarafsız üçüncü kişi olarak çatışma (anlaşmazlık) yaşayan tarafların tümünü tatmin edebilecek bir anlaşmaya ulaşılmasında yardımcı olurlar. Ara buluculuk, gönüllülük ilkesine göre yürütülen bir süreçtir. Ara bulucu, yargılayan, kusur bulan ya da cezalandıran biri değildir. Ara bulucu, çatışma yaşayan kişilerin ilişkilerinin tamamen kesilmemesi için, her iki taraf açısından da adil olabilecek bir anlaşma noktasına gelinmesine yardım eden kişidir. Bu süreç içerisinde, ara bulucunun da bulunduğu bir ortamda, çatışma yaşayan taraflardan her biri
Duygularını ve yaşadığı çatışmaya kendi açısından nasıl baktığını belirtebilir; Gereksinmelerini ifade edebilir; Sorunları açıklığa kavuşturabilir; Karşısındakinin soruna bakış açısını ve duygularını anlamaya çalışabilir; Çözüm üretebilir. Bir kez daha belirtelim: Herhangi bir kişinin, çatışan tarafların "arasını bulma" çabaları, "ara buluculuk" değildir. Bir çatışma çözme yöntemi olarak ara buluculuk, yukarıda da belirtildiği gibi, ancak belli bir eğitimden geçmiş "ara bulucu“ lar tarafından uygulanabilir.
Şu ana kadar edindiğiniz bilgiler ışığında, “Durumları, bir kez daha ele alalım ve 3. ve 4. sorular çerçevesinde inceleyin. Söz • konusu beş "durum"u, 3. ve 4. sorular çerçevesinde iki kez incelemiş oldunuz. İlk incelemenizde yaptığınız önerilerle şimdiki incelemenizde yaptığınız öneriler arasında fark var mı? Varsa neler? "Bilelim" başlığı altındaki 13 maddeyi öğrenmiş olmanız, şimdiki incelemenizde işinize yaradı mı? Yaradıysa nasıl? Düşündüklerinizi sınıfta arkadaşlarınızla paylaşın Geçmişte yaşadığınız bir çatışmayı (anlaşmazlığı) düşünün. "Bilelim" başlığı altında verilen, sorun çözmeye ilişkin 13 maddeden o sorunu çözmekte nasıl yararlanabilirdiniz? Yaşanan çatışmayı ayrıntılandıran ( çatışma ne üzerineydi; nasıl çıktı; çözüldü mü çözülmedi mi; çözüldüyse nasıl çözüldü) ve yukarıdaki sorunun yanıtım da içeren bir kompozisyon yazın. Dilerseniz, kompozisyonunuzda kişilerin gerçek adlarını kullanmayın; ad uydurun.
Kompozisyonunuzu içinizden, dikkatle okuyun ve düşünün: Bu derste öğrendiklerinizi o zaman bilseydiniz, bu çatışma yine de çıkar mıydı? Yazdıklarınızı, sınıftaki bir ya da iki arkadaşınıza okutun. Konuyu onlarla tartışın. Barışçıl bir sınıfın hangi niteliklere sahip olması gerektiğini düşünün ve düşündüklerinizi yazın. Yazdıklarınızı gelecek derste arkadaşlarınızla paylaşacaksınız.