YAŞAMSAL BULGULAR PROF. Dr. AYTEN DEMİR.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
TOPRAĞIN HİKAYESİ HORİZON: Toprağı meydana getiren katmanlara horizon adı verilir. TOPRAK: Toprak taşların parçalanması ve ayrışmasıyla meydana gelen,
Advertisements

Yanık, Donma ve Sıcak Çarpması
GİRİŞ ETKİNLİĞİ Aşağıdaki sorularla ilgili düşünceleriniz nelerdir? Yağmur niçin yağar? Sıcak havalarda yağmur yağarken, soğuk havalarda kar yağmasının.
MADENSEL MADDELER (MİNERALLER)
TÜRKİYENİN İKLİMİ Türkiye'de gerek matematik konumun gerekse özel konumun etkisiyle birden fazla iklim görülür. Ülkemizde dört mevsim belirgin olarak görülür.
BİYOÇEŞİTLİLİK NEDİR Biyoçeşitlilik, bir bölgedeki genlerin, türlerin, ekosistemlerin ve ekolojik olayların oluşturduğu bir bütündür. Başka bir deyişle.
6.SINIF FEN ÖDEVİ. Uygulanan yalıtım kalınlığına ve kullanılan malzemenin ısı iletkenliğine bağlı olarak, ısı kaybı % oranında azaltılır. Yoğuşma.
Virüs hastalıkları. Grip İ nfluenza ya da grip, viral bir hastalıktır.viral Sa ğ lıklı insanlarda ortalama bir haftada geçer.
İklim ve İklim Elemanları SICAKLIK. Bilmemiz Gereken … Isı : Cisimlerim potansiyel enerjisidir. Sıcaklık : Isının dışa yansıtılmasıdır.Birimi santigrat.
SPORLA İLGİLİ HAREKETLER DÖNEMİ (7-12 yaş)
VEREM NEDİR? NASIL BULAŞIR? KORUNMA YOLLARI NELERDİR? HAZIRLAYAN : FATMA SALDUZ.
Tek hücreli canlılarda ve çok hücreli olup da hücreleri dış ortamla sıkı ilişkide olan canlılarda (hidra, planarya) özel bir dolaşım sistemi yoktur. Çünkü.
İSTANBUL ESENYURT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İŞLETME ANABİLİMDALI YÖNETİM ve ORGANİZASYON CENK SOYER SÜREÇ YENİLEME DEĞİŞİM MÜHENDİSLİĞİ REENGINEERINGG.
Türkiyedeki iklim çeşitleri Doğa Sever 10/F Coğrafya Performans.
Boşaltım sistemi.
ŞEKER(DİABETES MELLİTUS DM) HASTALARININ YAŞAM KALİTESİNİ ARTIRMAK İÇİN YAPILMASI GEREKENLER Şeker ya da diyabet denilen hastalık genellikle kalıtsal ve.
MADDENİN DEĞİŞİMİ VE TANINMASI. SU HALDEN HALE GİRER İlkbaharda hava sıcaklıkların artması ile yükseklerde bulunan karlar az almaya başlar.Eriyen karlar.
PNÖMONİ.
FEN ve TEKNOLOJİ BOŞALTIM SİSTEMİ
HÜCRE DÖNGÜSÜNÜN KONTROLÜ
BAYILMA’DA HAYAT KURTARIR!.
FOTOSENTEZ HIZINA ETKİ EDEN FAKTÖRLER
DENİZ ÜZERİNDE YAĞIŞ ÖLÇÜMÜ
Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu
p=0,005 Odds Ratio (Kanser/Diğer) 9,456 (% 95 CI 2,795-31,991)
CANLILIK ve ENERJİ
İş yapabilme ve ortaya koyabilme yeteneğidir(Joule veya kalori)
FNP GRUBU: fatma ışık, nagehan öztürk, pınar sevindik
BARALAR.
M Arş. Gör. Dr. Esranur AKBULUT
Hayvan refahına uygun koşulların belirlenmesi
HALİM GÜNEŞ.
VİTAL BULGULAR Doç.Dr.Fahrettin Uysal.
BESLENME VE DİYETETİKTE
TANIYA GÖTÜRÜCÜ BULGULAR
VE SİSTEME ETKİLİ İLAÇLAR
MADDE’NİN AYIRTEDİCİ ÖZELLİKLERİ
BÖLÜM 11 SES. BÖLÜM 11 SES SES DALGALARI Aşağıdaki şeklin (1) ile gösterilen kısmı bir ses dalgasını temsil etmektedir. Dalga ortam boyunca hareket.
YAĞMURUN KARIN OLUŞUMU YERYÜZÜNDE SUYUN UĞRADIĞI DEĞİŞİKLİKLER
Kırınım, Girişim ve Müzik
BÖLÜM 9 Faz Değişimi ve Isı Transferi. BÖLÜM 9 Faz Değişimi ve Isı Transferi.
Isı Dengesi ve Egzersiz
MADDENİN DEĞİŞİMİ VE TANINMASI
ZEE ZİHİN ENGELLİLERE BECERİ VE KAVRAM ÖĞRETİMİ
KALBİN ELEKTRİKSEL AKTİVİTESİ
BÖLÜM 7 SIVILAR VE GAZLAR. BÖLÜM 7 SIVILAR VE GAZLAR.
ŞEKER HASTALIĞI.
Madde ve Maddenin Özellikleri
MADDENİN AYIRTEDİCİ ÖZELLİKLERİ
Öğr. Gör. Dr. AYŞEGÜL ÖZTÜRK BİRGE
YAŞAM BULGULARI.
ENERJİ METABOLİZMASI VE REGÜLASYONU
SICAK HASARI ve İLKYARDIM
SES NEDİR? Titreşen maddelerin bulunduğu ortama yaydığı enerjiye ses denir.
Isı Enerjisi ve Gerekliliği
DOLAŞIM SİSTEMİ a)KAN b)KALP c)DAMARLARDAN OLUŞUR.
DOLAŞIM VE VÜCUT SAVUNMASI. DOLAŞIM VE VÜCUT SAVUNMASI.
KALITIM VE ÇEVRE I. Kalıtım II. Çevre
SIVILAR Sıvıların genel özellikleri şu şekilde sıralanabilir.
Dolaşım Fizyolojisi Uygulamalı Çalışması
Gelişim ve Temel Kavramlar
2. Isının Işıma Yoluyla Yayılması
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
ÇEVRE SORUNLARI.
FOTOSENTEZ.
Sıcaklık Meyve ağaçlarının gelişmesi ve verimliliği sıcaklık ile yakından ilgilidir. Sıcaklığın yüksekliği veya düşüklüğü metabolik olayları farklı şekillerde.
ÇANKAYA ÜNİVERSİTESİ TEMEL İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ EĞİTİMİ.
Yenidoğanın ısı kontrolü TERMOREGÜLASYON
TEMEL YAŞAM DESTEĞİ.
FEN BİLİMLERİ-6 5.ÜNİTE SES VE ÖZELLİKLERİ 3.Sesin Sürati HALİM GÜNEŞ.
Sunum transkripti:

YAŞAMSAL BULGULAR PROF. Dr. AYTEN DEMİR

Yaşam belirtileri olarak ifade edilen vücut sıcaklığı, nabız, solunum ve kan basıncı bireyin sağlık durumunun göstergeleridir. Yaşam belirtilerinin ölçülmesi, bireyin sağlık durumunun değerlendirilmesini ve ortaya çıkan sorunların tanımlanmasını sağlar.

VÜCUT SICAKLIĞI Sıcaklık, bir cisimde bulunan ısı enerjisi miktarının ölçüsüdür. Isı ise bir maddenin moleküllerinin kinetik ya da potansiyel enerjilerinin toplamıdır.

Vücudun iç sıcaklığı, derin dokuların sıcaklığıdır Vücudun iç sıcaklığı, derin dokuların sıcaklığıdır. İç sıcaklık normalde ortalamadan (37) ± 0.6-1 o C den fazla sapma göstermez., Vücudun yüzey sıcaklığı çevre sıcaklığına bağlı olarak değişiklik gösterir.

ISI ÜRETİMİ

Organizmada Isı Üretimini Etkileyen Faktörler Bazal Metabolizma Hızı Kas çalışması Tiroid hormonları Sempatik sinir sisteminin uyarılması

ISI KAYBI Radyasyon (Işınlama) Kondüksiyon (İletim) Organizma ısıyı hem üretir hem de kaybeder. Vücut ısının düzenli olması için üretilen ısı ile kaybedilen ısının dengede olması gerekir. Organizmada ısı kaybı dört yolla gerçekleşir. Bunlar; radyasyon, kondüksiyon, konveksiyon ve evaporasyondur. Radyasyon (Işınlama) Kondüksiyon (İletim) Konveksiyon (Hava Akımı) Evaporasyon (Buharlaşma)

VÜCUT ISISININ DÜZENLENMESİ Sinirsel Kontrol Derinin görevi Terleme

Hipotalamusun Vücut Isısının Düzenlenmesindeki Mekanizması VÜCUT ISISI YÜKSELDİĞİNDE Vazodilatasyon. Terleme Isı üretiminin azalması VÜCUT ISISI DÜŞTÜĞÜNDE Vazokonstriksiyon Piloereksiyon Isı üretiminin artırılması:

Vücut Isısının Düzenlenmesinde Derinin Görevi Vücut ısısının düzenlenmesinde derinin üç görevi vardır: Deri vücudun yalıtım sistemidir. Derinin görevi ısıyı toplamak ve dağıtmaktır. Derinin sıcak ya da soğuk reseptörler aracılığıyla ısı duyusunu almak ve hipotalamusa iletilmesini sağlamaktır.

VÜCUT ISISINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER Yaş: Fiziksel aktivite Hormonal faktörler Günlük ısı döngüsü Stres Çevre

Vücut Isısı Ölçümü .

Tablo. Santigrat ve Fahrenhayt Derece Dönüşüm Tablosu 34.0 93.2 38.5 101.3 35.0 95.0 39.0 102.2 36.0 96.8 40.0 104.0 36.5 97.7 41.0 105.8 37.0 98.6 42.0 107.6 37.5 99.5 43.0 109.4 38.0 100.4 44.0 111.2 *Santigrat’ı Fahrenhayt’a çevirmek için; 9/5 ile çarpılıp, 32 ilave edilir. Fahrenhayt’ı Santigrat’a çevirmek için; 32 çıkartılıp 5/9 ile çarpılır. Vücut yüzeyinden saptanan sıcaklık Santigrat (C) ya da Fahrenhayt (F) derece olarak ifade edilir. Ülkemizde termometreler Santigrat derece olarak birimlendirilmiştir. 1C’nin 1/10’ine de dizyem denir.

Vücut Isısı Ölçümünde Kullanılan Araçların, Ölçüm Alanlarına Göre Bekleme Süreleri ÖLÇÜM ALANLARI ARAÇLAR Oral Rektal Aksiller Dış Kulak Civalı Cam Termometre 3-10 dk 2-4 dk 5-10 dk - Elektronik Termometre 1 dk 2 dk Tek Kullanımlık Termometre 3 dk Timpanik Membran Termometresi 1-2 saniye

HİPERPREKSİ Vücut ısısının 41oC’ye ulaşmasına Hiperpireksi denir. Vücut ısısı 42oC’ye ulaştığında beyin hücreleri etkilenir. Vücut ısısı 44oC’ye ulaştığında beyin hücreleri ölür, solunum merkezi durur, doku proteinleri yıkılır, vücut enzimleri inaktive olur ve ölüm gerçekleşir.

ATEŞ TİPLERİ Aralıklı (Intermittent) Dalgalı (Remittent) Ateş Sürekli (Constant) Ateş: Tekrarlayan (Relapsin, Rekürrent) Ateş Ateşin normal vücut ısısı değerine düşmesine Kriz, ateşin derece derece normal değere ulaşmasına ise Liziz denir.

VÜCUT ISISININ DÜŞMESİ (HİPOTERMİ) Vücut ısısının normal değerin altında olmasına hipotermi denir. Vücudun genel ve ilerleyici olarak soğuması hipotermi ile sonuçlanır. Organizma iç ısının birkaç derece düşmesine dayanabilir. Ancak kalp, akciğerler ve beyin gibi yaşamsal organların ısısı 35 o C’nin altına düşerse hipotermi belirtileri ortaya çıkar. Hipotermi hafif, orta ve şiddetli olmak üzere üçe ayrılır: Hafif Hipotermi Orta Hipotermi Şiddetli Hipertermi Hipotermi aşırı ısı kaybı, yetersiz ısı üretimi ve hipotalamusun ısı kontrol yeteneğinin bozulması sonucu gelişir.

NABIZ Kardiyak output= Strok volüm X Nabız hızı Kalbin Şematik Kesiti Kalp, kanı atımlar halinde aralıklı olarak arteriyel sisteme pompalayan bir organdır. Kalbin kasılmasını sağlayan uyarılar sağ atriyumda vena cava superiorun hemen altındaki sinoatriyal nodülden çıkar. Sinoatriyal nodülden normalde dakikada 60-100 uyaran çıkar. Sinoatriyal nodülden çıkan uyaranlar önce sağ atriyumdan başlamak üzere atriyumların daha sonra ventriküllerin sistolüne kasılmasına neden olur. Atriyum ve ventriküllerin sistolün ardı sıra gevşemelerine ise diyastol denir. Kalbin sol ventrikülünün her sistolü ile içindeki kan aortaya atılır. Kalbin sol ventrikülünün bir sistol ile aortaya attığı kan miktarına Strok Volüm denir. Yetişkin bir bireyde her sistol ile yaklaşık 60-70 ml kan aortaya atılır. Kardiyak Output ise kalbin bir dakikada aortaya pompaladığı kan miktarıdır. Bu nedenle kardiyak output, strok volüm ile nabız hızının çarpımına eşittir. Kardiyak output= Strok volüm X Nabız hızı Kalbin Şematik Kesiti

Nabzın değerlendirilmesi için en sık kullanılan arterler Temporal arter Karotid arter Brakiyal arter Radyal arter Femoral arter Popliteal arter Posterior Tibiyal arter Dorsalis Pedis arterleri

NABIZIN ÖZELLİKLERİ Nabız Hızı Nabız Ritmi Nabız Volümü

Nabzın Değerlendirilmesi Nabız hızı, ritm ve dolgunluk açısından değerlendirilir. Nabzın değerlendirilmesi için sıklıkla deri yüzeyine yakın geçen ve altında kemik bulunan arterler kullanılır. Bazı durumlarda çeşitli nedenlerle periferik nabız almak güçleşebilir veya aritmi hissedilebilir. Bu durumda nabzın kalbin apeksinden değerlendirilmesi gerekir. Kardiyovasküler sisteme ilişkin hastalıklarda, radyal nabızda düzensizlik olduğu durumlarda apikal ve radyal nabzın birlikte değerlendirilmesi gerekir. Normalde apikal ve radyal nabız değerleri aynıdır. Ancak patolojik durumlarda ya kalbin çok zayıf atımları perifere ansımadığından ya da arter duvarının yapısındaki sorunlar nedeniyle atım dalgaları damar boyunca yayılamadığından apikal nabız hızı, radyal nabız hızından daha fazla olur. Apikal-radyal nabız değerlendirmesi iki hemşire tarafından yapılır. Bir hemşire steteskopla apeksten nabız alırken, diğeri radyal arterden nabzı sayar. Saat her iki hemşirenin kolayca görebileceği bir yere yerleştirilir ve sayım işlemine aynı anda başlanarak tam 1 dakika boyunca nabız değerlendirilir. Elde edilen bulgular apikal ve radyal değerler olarak ayrı ayrı kayıt edilir. Eğer nabızda defisit varsa bu durum hekime bildirilir.

SOLUNUM Hava ya da oksijen en temel fizyolojik insan gereksinimidir. İnsan yaşamı, oksijenin vücut hücrelerine ulaşması ve hücrelerden de karbondioksitin uzaklaştırılmasına bağlıdır. Solunum, soluk almakla başlayan, organizmanın oksijeni kullanıp karbondioksiti vermesini kapsayan bir süreçtir. Solunum süreci iki farklı aşamada gerçekleşir: 1. Dış Solunum 2. İç Solunum

Ventilasyon Süreci Ventilasyon: Havanın atmosferden akciğerlere ve akciğerlerden atmosfere hareketini ifade eden bir terimdir. Ventilasyon sürecinde havanın hareketi, temel olarak akciğerler ve atmosfer arasındaki hava basıncı farklılığına bağlıdır. Ventilasyon süreci inspirasyon ve ekspirasyon olmak üzere iki aşamada gerçekleşir

Ekspirasyon: (Soluk verme): Akciğerlerdeki havanın dışarı atılması olayıdır. Pasif bir süreçtir. İnspirasyon sırasında kasılmış olan diyafragma gevşeyerek yükselir ve göğüs boşluğunun dikey hacmini azaltır. Bu arada kostalar aşağı ve içe doğru hareket edip göğüs boşluğunun transvers hacmini de azaltır. Akciğerlerdeki hacmin daralması içerdeki gazın basıncını yükseltir. Akciğerlerin hava basıncı atmosfer basıncından daha yüksek olduğu için hava akciğerlerden atmosfere doğru verilir.

Solunumun Düzenlenmesi Solunum hızı ve derinliği beyin sapında Medülla Oblangata’da bulunan solunum merkezi tarafından kontrol edilir. Solunum; arteryel kandaki oksijen (O2), karbondioksit (CO2) ve hidrojen iyonu (H+) yoğunluğuna göre düzenlenir. Bu faktörlerin azalması ya da artması solunum merkezini uyararak ventilasyonda değişikliğe neden olur. Kan kimyasındaki değişmelerin ventilason üzerindeki etkileri kemoreseptörler aracılığıyla olmaktadır. Kemoreseptörler boyun ve göğüsteki büyük arterlerde bulunur. Arteryel kanda parsiyel oksijen basıncının (PO2) düştüğünde veya karbondioksit basıncı (PCO2) arttığı zaman bu reseptörler uyarılır. Kemoreseptörler ise solunum merkezine uyarıcı sinyaller göndererek ventilasyonu artırır ve oksijen gereksiniminin karşılanmasını sağlar. Böylece karbondioksit atılımı artırılarak ve daha fazla oksijen alınarak arteryel kandaki gazların parsiyel basınçları dengelenir.

SOLUNUMUN ÖZELLİKLERİNİN DEĞİŞMESİ Bradipne Takipne Hiperpne Hipopne Apne Anoksi Hipoksi Hiperventilasyon Hipoventilasyon Dispne Cheyne-Stokes Solunumu Kusmaul Solunum

ARTERİYEL KAN BASINCI Kalp, kanı yüksek bir basınçla arterlere pompalar. Kan basıncı kanın arter duvarına karşı oluşturduğu kuvveti ifade eder. Arteriyel kan basıncı ventriküllerden atılan kanın, arter duvarına yaptığı basınçtır. Kan basıncı, bir mm2’ye düşen civa basıncı ile ölçülür. Kalbin bir atımı sırasında damar içinde iki değişik kan basıncı oluşur. Bunlar sistolik ve diyastolik kan basıncıdır. Arteriyel kan basıncı, kardiyak output ve periferik vasküler direnç arasındaki ilişkiye temellenir. Bu ilişki şöyle ifade edilebilir: Kan Basıncı = Kardiyak Output X Periferik Vasküler Direnç

Sistolik kan basıncı: Kalbin sol ventrikülü sistolde iken içindeki kan büyük bir basınçla arteriyel sisteme pompalanır. Bu sırada arter içindeki kanın basıncı yüksek bir değere ulaşır. Oluşan bu maksimal basınca sistolik kan basıncı denir. Diyastolik kan basıncı: Ventrikül gevşediğinde (diyastol) ventrikül içindeki basınç hızla düşer. Ventrikülde basıncın düşmesi aortanın perifere gönderdiği kan miktarının azalmasına neden olarak arteriyel sistemde basıncı düşürür. Ancak, kan damar içinde sürekli akım halinde olduğundan ventriküllerin diyastolü sırasında da arter duvarında her zaman minimal düzeyde kan basıncı vardır. Ventriküllerin diyastolü sırasında arter duvarındaki bu daimi basınca diyastolik kan basıncı denir. .

Arteriyel Kan Basıncının Düzenlenmesi KAN BASINCINI ETKİLEYEN HEMODİNAMİK FAKTÖRLER Kan Basıncını Artıran Faktörler Kardiyak outputun artması Periferik vasküler direncin artması Kan volümünün artması Kanın viskozitesinin artması Kan Basınıcı Düşüren Faktörler Kardiyak outputun azalması Periferik vasküler direncin azalması Kan volümünün azalması Kanın viskozitesinin azalması

Arteriyel Kan Basıncını Etkileyen Diğer Faktörler Yaş Sempatik Sinir Sistemi Cinsiyet Gün Boyunca Görülen Değişiklikler Pozisyon Çevre Isısı Egzersiz Distansiyon

Hipertansiyon Bireyin kan basıncının bir süre boyunca devamlı olarak normal değerinin üzerinde olmasına Hipertansiyon denir.

Hipotansiyon Arteriyel kan basıncının normal değerin altında olmasına hipotansiyon denir. Hipotansiyon; arterlerde gelişen bir vazodilatasyon, kan kayıpları ya da kalbin pompalama gücünün azalması nedenleriyle ortaya çıkabilir. Hipotansiyonda baş dönmesi, soğuk terleme, kalp atım hızında artma, zihinsel bulanıklılık, idrar miktarında azalma gibi belirtiler gözlenir.

Arteriyel Kan Basıncı Ölçümünde Kullanılan Araçlar

A-Manşet ve Puvar, B-Manşon

Korotkoff Seslerinin Evreleri EVRE I Önce zayıf bir vuruş sesi ile başlar. Sonra yavaş yavaş ses kuvvetlenir, belirgin tok bir vuru sesi duyulur. 120 mmHg Sistolik EVRE II Bu dönem boyunca ıslık sesi gibi bir hışırtı sesi duyulur 110 EVRE III Ses hışırtılı, anca daha kuvvetlidir. 100 EVRE IV Ses giderek boğuklaşır, zayıf bir üfleme sesi duyulur 90 1. Diyastolik EVRE V Sesin artık hiç duyulmadığı, tamamen ksildiği noktadır. 80 2. Diyastolik Kan basıncı ölçümü sırasında manşon basıncı sistolik basıncın altına iner inmez korotkoff seslerinin 1. evresi zayıf, ancak net bir yumruk darbesi şeklinde, vuruş sesinin duyulmasıyla başlar. Bu ses duyulduğu an, yani IV. evrenin başlangıcındaki manometre değeri, ilk ya da birinci diyastolik basınç olarak ifade edilir. Seslerin kaybolduğu andaki (evre V) manometre değeri ise ikinci diyastolik basınc verir.

TEŞEKKÜRLER…