Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

TANIYA GÖTÜRÜCÜ BULGULAR

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "TANIYA GÖTÜRÜCÜ BULGULAR"— Sunum transkripti:

1 TANIYA GÖTÜRÜCÜ BULGULAR

2 TANIYA GÖTÜRÜCÜ BULGULAR
Paramediğin bakacağı, dinleyeceği veya hissedeceği bir çok bulgu vardır.Bunları değerlendirmek için uygun araçları olmalıdır. Bunların en önemlisi gözleri, elleri, ve kulaklarıdır.

3 Yaşam (Vital) Bulgular
Yaşam bulguları, vücudun en önemli işlevlerinin ölçümüdür. Sağlık personeli tarafından, gerekli görüldüğünde ve gerekli sıklıkta takip edilir. Hastane öncesi durumun saptanmasında vital bulguların yorumu esastır. Bazı temel tedavilerin başlatılmasında etkindir. (Oksijen tedavisi, solutma, pnömotik antişok giysisi uygulama, genel şok tedavisi vb.)

4 Muayene paramediğin; Dört vital bulguya: Altı diğer bulguya;
Nabız Deri rengi; Solunum Kapiller dolum Kan basıncı Bilinç düzeyi Vücut ısısı ve Hareket yeteneği .Ağrılı uyaranlara cevap .Pupilla büyüklüğü ve ışık refleksine Bakmasını(inspeksiyon), dinlemesini(oskültasyon), hissetmesini(palpasyon) gerektirir. 4

5 BELİRTİ ve BULGULAR Semptom (belirti): hastanın ifade ettiği tanımlamadır.”kolum ağrıyor” veya “başım dönüyor” gibi. Bulgu: Paramediğin gördüğü veya bulduğudur.”kan basıncı, kırık bir kolda deformite veya kanama” “Bulgular ,belirtilerden daha güvenilirdir.” 5

6 VÜCUT ISISI

7 Vücut Isısı Vücudun ısı üretmesi ve ısı kaybının dengesi normal vücut ısısını verir. Vücut ısısını düzenleme merkezi beyindeki “Hipotalamus”tur; ısı, deri ve ter bezleri ile kontrol altında tutulur.

8 Vücut Isısı Normal vücut ısısı, cinsiyete, kişinin hareket etme durumuna, yeme-içme tüketimine, günün saatine, kadınlarda menstruasyon evresine göre ± 6°C farklılık gösterebilir. Amerikan Sağlık Birliği, normal ısı sınırlarını °C olarak kabul etmiştir Normal vücut ısısı 37 derecedir. (98.6 Fahrenhayt)

9 Vücut Isısı Vücut ısısının normalden yüksek olmasına hipertermi, düşük olmasına hipotermi denir.

10 Vücut Isısı Vücut ısısı, yiyeceklerin metabolize olması sırasında üretilir. Kasların çalışması ile metabolizma artar (buna titreme de dahildir). Metabolizma hızlandığında ısı üretimi artarken, yavaşladığında azalır. Epinefrin, norepinefrin ile tiroid bezinden salgılanan tiroksin ve triodotronin hormonları ısıyı artırır.

11 Vücut Isısının Ölçülmesi
Vücut ısısını ölçmek üzere: Civalı cam derece(termometre), Elektronik derece (25-50 saniyede ısıyı ölçer), Tek kullanımlık derece, Isıya duyarlı bant şeklindeki dereceler kullanılmaktadır.

12 Vücut Isısının Ölçülmesi

13 Vücut Isısının Ölçülmesi

14 Vücut Isısının Ölçülmesi

15 Plastik strip termometreler Çok güvenilir değiller
15

16 Civalı Cam Termometre Derece göz hizasında - yatay olarak, parmaklar arasında tutulur, gerekirse hafifçe öne-arkaya hareket ettirilerek civanın yeri belirlenir. 35°C altında olmalıdır, bunun için civalı kısım aşağı gelecek şekilde termometre üst taraftan sıkıca tutulur ve el bilekten sallanarak civanın düşmesi sağlanır. Uygun bölgeye civalı kısım yerleştirilir ve gereken süre kadar beklenir. Süre sonunda alınıp tekrar okunur.

17 Civalı Cam Termometre Cam termometre kırıldığında açığa çıkan civanın çevreye zarar verdiğini unutmadan uygun bir kaba alıp, nereye teslim edilmesi gerekiyorsa oraya veya toplanma yerine bırakın.

18 Koltuk Altı Isısı Koltuk altından vücut ısısının ölçülme işlemidir.
Derece sallanarak cıva düzeyi normale indirilir. Civalı kısmı aksiller fossaya gelecek şekilde yerleştirilir, kol gövdeye yaklaştırılır. 5-10 dakika beklemek yeterlidir. Bu yolla normal vücut ısısı değeri ortalama 36 derecedir. Koltuk altı mutlaka kuru olmalı, terli ise kurulanıp 3 dakika beklenir sonra derece yerleştirilir.

19 Koltuk Altı Isısı Aksillar yolla elde edilen vücut ısısı değeri oral ve rektal yola göre daha düşüktür. Deri kan akımının bozulduğu şok gibi durumlarda vücut ısısını tam yansıtmaz. Derece deriye direk temas etmeli giysiye değmemelidir. Enfeksiyon taşıma olasılığı düşük olduğu için daha güvenilir bir yoldur.Ancak koltuk altı enfeksiyonu olan ve çok zayıf kişilerde kullanılmaz. Ölçümün aksillar yolla yapıldığı hemşire gözlem kağıdına mutlaka kaydedilmelidir.

20 Rektal Isı Oral yada aksillar yolla vücut ısısı alınamayan hastalarda, bebeklerde, çoçuklarda, bilinçsiz ve zayıf hastalarda rektumdan vücut ısıssını ölçme işlemidir. Rektal yolla vücut ısısının ortalama değeri 37 derecedir. Diğer yolla yapılan ölçümlerden biraz yüksek çıkabilir buda normal bir sonuçtur. Vücut ısısını en iyi yansıtan yöntemdir. 1 ay ile 3 yaş arası kullanılır.

21 Rektal Isı Her bebeğin termometresi ayrı olmalıdır.
Civalı cam termometrenin balonu daha kısadır. Cam bölmenin etrafı alkolle silinir. Termometrenin balonu yağlandıktan sonra rektuma yerleştirilir

22 Rektal Isı *Balon; bebeklerde cm, çocuklarda 2.5 cm, yetişkinde ise 3.8 cm anüsten içeri yavaşça yerleştirilir. *Hastaya işlem sırasında derin soluk alıp vermesi söylenerek eksternal anal sifinkterlerin gevşemesi sağlanır. *Cıvalı cam termometre 2-4 dakika rektumda bekletilmeli.

23 Rektal Isı *Yetişkinlerde işlem sırasında hastaya Sim’s pozisyonu verilir. *Hastanın gizliliğine dikkat edilir.

24 Rektal Isı Yeni doğanda rektum duvarının perfore etmemek için kullanılmaz. Rektum ameliyatı geçirenlerde, enfeksiyonu olanlarda ve diyaresi olanlarda ölçüm yapılmaz. Defekasyondan hemen sonrada ölçüm yapılmamalıdır.

25 Oral Yol (Ağız Yolu) Diğer yollar kullanılamadığında ağız içindeki mukozadan vücut ısıssının ölçülmesidir. Sadece bilinçli hastalarda kullanılır. Oral yolla vücut ısısının ortalama değeri derecedir.

26 Oral Yol (Ağız Yolu) Dereceyi pamukla güzelce silinir böylece saklama kabında bulunan dezenfektanın mukozayı tahriş etmesi engellenir. Termometrenin balonunu hastanın dilinin altına sağ yada soldaki boşluğa yerleştirilir. Hastaya termometreyi sıkıca tutacak biçimde dudaklarını kapatması söylenir. Termometre dil altında dakika bekletilir.

27

28

29 Oral Yol (Ağız Yolu) Termometre hastadan alınır.
Balon kısmı kontamine kabul edilerek pamukla silinir ve göz hizasına tutularak okunur. Hastanın vücut ısısı değeri oral olarak alındığı belirtilerek gözlem kağıdına kaydedilir.

30 Oral Yol (Ağız Yolu) Koopere olamayan hastalara ve 6 yaş altına uygulanmaz. Termometreyi ısırıp kendilerine zarar verebilirler Ağızdan solunum yapanlarda, oksijen tedavisi alan hastalarda, ağız ve burun ameliyatı geçirenlerde, Ağızda enfeksiyon olanlarda bu yol kullanılmaz. Ayrıca sigara içildiğinde, sıcak yada soğuk besin alındığında, sakız çiğnendiğinde 30 dk beklendikten sonra ölçüm yapılmalıdır.

31 Kulaktan ısı ölçümü Diğer yollar kullanılamadığında veya çocuklarda ölçümü basit olması nedeni ile kullanılan bir yöntemdir. Özel aleti ile Timpanik membrandan yayılan ısının miktarını ölçme işlemidir. 3 sn’den kısa sürede ölçer. Hızlı ve konforludur. Orta kulak enfeksiyonunda kulaktan ölçen derecelerde yanıltır, daha yüksek ölçer. Ear thermometers are fast and comfortable and are free of the risk of infection or injury. There is controversy, however, about their reliability. For one thing, the ear probe, designed for adults and therefore comparatively wide for children, makes pointing the infrared beam at the tympanic membrane of a young child difficult, potentially leading to false readings. 31

32

33 Kulaktan ısı ölçümü Küçük çocuklarda kulak zarına tam oturmadığı için yanlış ölçer. Çeşitli çalışmalarda sağ ve sol kulak arasında geniş farklılık tespit edilmiştir. Ayni kulaktan ölçümler bile büyük oranda değişkendir. Tympanic membrane temperature as a measure of core temperature. Arch Dis Child 1999;80:262 Birden fazla ölçüm yapılıp en yüksek olanı kabul edilir.

34 Kulaktan ısı ölçümü Otitis media, kulak kiri ve ağlama sırasında yanlış okur. Bir çok çalışmada kulak ısısı rektal ısıdan F daha düşüktür. 6 ay- 6 yaş arası 370 çocukta yapılan bir çalışmada sensitivite >38C’de %76, > 39.4 C’de %57 bulunmuştur. Reliability of infrared tympanic thermometry in the detection of rectal fever in children. Ann Emerg Med 1995;25(1):21

35 Kulaktan ısı ölçümü Ayrıca çocuklarda kulak yolu daha kısadır ve çevre ısı değişiklerinden erişkinden daha çok etkilenir.

36 NABIZ

37 NABIZ Kalbin atımını sayma işlemidir; diğer bir deyişle, bir dakikada kalbin kaç kez attığının göstergesidir. Diğer bir deyişle kalbin sol ventrikülünün sistolü sırasında aortaya attığı kanın damarlardan geçerken damar duvarına yaptığı basıncın deri yüzeyinden hissedilmesidir.

38 Niçin Nabız Bakılır? Kalbin hızı, ritmi ve kontraktilite gücüne karar vermek, Periferik damar hastalıklarını tanımlamak amacıyla bakılır.

39 Nabız Hızı Nabız hızı kalbin bir dakikadaki atım sayısıdır.
Nabız hızı bireyler arasında farklılıklar gösterir. En önemli fark yaşa bağlı görülür.Yeni doğanda dakikada atım normal sınırlardayken, yetişkinde dakikada atım normal olarak kabul edilir.

40 Yaşa Göre Ortalamalar YAS OrtalamaTA NABIZ SOLUNUM
1gün-1ay / lay –Iyıl / / 2 -6 yıl 90/ – 6 -10yıl 95/ – 10-18yıl 105/ 18yıl üzeri 120/ –

41 Nabız Hızı Dakikadaki nabız hızının 100 ün üzerine çıktığı duruma “taşikardi” denir. Dakikadaki nabız hızının 60 ın altına düştüğü duruma “bradikardi” denir.

42 Nabız Hızını Belirleyen Etkenler
HAREKET/SPOR:Spor yaparken ya da vücudun kaslarının çok çalıştığı ağır işlerde (kısaca: egzersiz) nabız hızı kısa sürede artar; ilerleyen zamanda düzenli spor yapan kişinin kalp kası güçlenir ve dinlenme anında(yani günlük faaliyetlerinde) düzenli spor yapmayan kişilere kıyaslandığında sporcuların nabız hızının düşük olduğu görülür VÜCUT ISISI / ATEŞ: Vücut ısısı yükseldiğinde nabız hızlanır. Her 1 derecelik ısı artışı nabız hızını 10 atım arttırır. AĞRI, ENDİŞE, KORKU, KAYGI: Kalp dolayısıyla nabız otonom sinir sistemi ile kontrol edilir. OSS Sempatik ve parasempatik sinir sistemi olarak ikiye ayrılır. Ağrı, korkunun SSS uyarması nedeniyle, nabız hızlanır.

43 Nabız Hızını Belirleyen Etkenler
İLAÇ ETKİLERİ Dijitalller: Nabız hızını yavaşlatır ( o nedenle digoksin verilirken hastanın nabzının sayılması ve düşükse hekime danışılmadan verilmemesi gerekir)(Parasempatik Sinir Sistemini etkilediği için)Atropin : Nabız hızını artırır ( o nedenle atropin vermeden önce de kalp hızının değerlendirilmesi önemlidir.) KAN KAYBI: Nabız hızı artar VÜCUDUN DURUŞUNA GÖRE NABIZ DEĞİŞİKLİKLERİ: Yatarken : Nabız hızı yavaştır. Ayakta dururken : Nabız hızlanır Otururken : Nabız hızlanır

44 Taşikardi Taşikardi; her zaman kalp hastalığının belirtisi değildir. Çünkü koşmak, sindirilmesi güç şeyler yemek, heyecanlanmak, sigara, içki, çay, kahve içmek, zehirlenmek, bazı ilaçlar ve kadınların aybaşı halleri, kansızlık taşikardiye neden olabilir. Bu çeşit taşikardi, nedenin ortadan kalkmasıyla geçer. Ancak kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları, ateşli hastalıklar ve zehirlenmeler de taşikardi yapar. Bu nedenle, doktora başvurmak gerekir.

45 Çarpıntı Nedenleri Çarpıntı nedenleri Kardiyak Metabolik bozukluklar
Her türlü aritmi Hipoglisemi Kardiak-ekstrakardiak şant Tirotoksikoz Pacemaker Feokromasitoma Kardiyomyopati Mastositoziz Psikiyatrik Yüksek debili durumlar: Panik atak ve bozukluklar Anemi Yaygın anksiyete bozuk Paget hastalığı Somatizasyon Ateş Depresyon Gebelik Alışkanlıklar: Kokain Amfetamin Kafein Nikotin

46 Nabız Ritmi Regüler Nabız: Birbirinin ardı sıra ve düzenli aralıklarla oluşan atımlardır. Aritmi: kalp atımlarının düzeninin dolayısıyla nabzın ritminin bozulduğu durumlardır.

47 Nabız Ritmi Aritmi kalbin işlev yeteneğini tehdit eden bir durumdur. Nabızdaki dalgalanmalar mutlaka kaydedilmelidir. Ayrıca aritmi varsa mutlaka apikal nabız ve radyal nabız arasındaki fark kontrol edilmelidir.Çünkü kalbin attığı zayıf atımlar perifere yansımayabilir.

48 Defisit Kalbin attığı zayıf atımlar perifere yansımayabilir. Bu durumda radyal nabız, apikal nabızdan daha düşük değer verir ve bu iki nabız değerleri arasındaki fark “defisit” olarak adlandırılır.

49 Nabız Volümü (Dolgunluğu)
Nabız volümü , nabzın dolgunluk derecesini ve kalbin sol ventrikülünün kontraksiyon gücünü yansıtır.

50 Nabız Volümü Çeşitli nedenlere bağlı olarak nabız dolgunluğu değişebilir. Örneğin: Dolaşımdaki kan volumü arttığında, kanın arter duvarına yaptığı basınç daha fazla olacağından nabız daha dolgun ve güçlü hissedilir. Böyle nabza “dolgun nabız” denir.

51 Nabız Volümü Zayıf nabız: Zor palpe edilir; nabzı sayan kişinin parmaklarının basısıyla bile atım kolayca kaybolur. Zayıf nabıza “filiform nabız” yada “ipliksi nabız” da denir. Genellikle dakikadaki nabız sayısı 130 u geçtiği zaman görülür ve nabız titreşim halinde palpe edilir. (Filiform nabız, içe yada dışa olan kanamalar, şok, kalp yetmezliği gibi durumlarda gelişir.)

52 Kardiyak Output Kalbin sol ventrikülünün her sistolü ile içindeki kan aortaya atılır. Kalbin sol ventrikülünün bir sistolü ile aortaya attığı kan miktarına “Strok Volüm” denir. Yetişkinde her sistol ile yaklaşık 60-70ml kan aortaya atılır. Kardiyak Output ise kalbin bir dakikada aortaya pompaladığı kan miktarıdır.

53 Kardiyak Output Kardiyak output =Strok Volüm x Nabız hızı
Örneğin , Nabız hızı 72 olan bir bireyin strok volümü 70 den düşünüldüğünde Kardiyak outputu ne olur

54 Nabız Özellikleri Hızlı, düzenli, ipliksi(filiform), zayıf bir nabız; Şok belirtisi, kan kaybının ileri aşaması göstergesi olabilir. Hızlı, düzenli, dolgun nabız; korku, yüksek ateş, hipertansiyon, egzersiz(aşırı hareket/çalışma) ve kan kaybının ilk aşaması ‘nda görülür. Yavaş ise; Kafa yaralanması, uyuşturucu kullanımı, (barbitüratlar,narkotikler vb), bazı zehirler, çeşitli kalp sorunları. Eğer nabız bulunamıyorsa-yoksa; Palpe edilen arter hastalık veya yaralanma nedeniyle tıkanmış olabilir çok zayıf kasılmaktadır veya kalp durmuştur ve ölüm gerçekleşmiştir.

55 Nabız Özellikleri Corrigan nabız; şiddetli bir çarpma ve kaybolma şeklindedir. Sinüs aritmisi

56 Nabız Özellikleri Pulsus alternans: bir güçlü atımı bir zayıf atım izler. Kalp yetersizliğinde görülür.

57 Periferik Nabızlar TÜM EKTR.DE CANLI: AV ŞANT
ÜSTTE CANLI, ALTTA ZAYIF VEYA YOK: AORT KOARK, KESİNTİLİ ARKUS AORTA SOL KOLDA YOK SAĞDA VAR: TAKAYASU

58 NABIZ MUAYENESİ KAROTİS, BRAKİYAL, RADİAL, FEMORAL, POPLİTEAL,
DORSALİS PEDİS, TİBİALİS POSTERİOR

59 Nabız Alınan Bölgeler

60 Nabız Alırken Dikkat Edilecek Noktalar
Nabız kalbin sol ventrikül kontraksiyonunun basıncı ile doğar ve arterlerin daralıp genişlemesine neden olur. Nabız sayısı 1 dakika sayılarak elde edilir. Ancak çok sağlıklı bir ölçüm olmasada,15 dakika sayılıp, 4 ile çarpılarak da nabız alınabilir.(Hastanın ilk nabız ölçümünde, kardiyolojik problemi olan hastalarda, ritim bozukluklarında, dijital kullanan hastalarda vb. mutlaka nabız 1 dakika sayılmalıdır.) Çocuk hastada önce nabız-solunum sonra beden ısısı ölçülmelidir. Kardiyak ilaçlara başlanmadan önce ve kritik hastalarda nabız, apikal nabız mutlaka kontrol edilir. Hastada nabız yetersizliği var ise apikal-radyal nabız iki lişi tarafından aynı anda kontrol edilir. Sporcuların nabzı bradikardiktir.

61 Nabız Alırken Dikkat Edilecek Noktalar
İnvaziv girişimler, arterio-venöz fistül, anjio varsa o arter üzerinden nabız alınmaz. Acil durumlarda nabız alınan noktalar: 0–1 yaş apikal, brakial/femoral/ arter, 1 yaş sonrası karotis arterdir. Nabız, alttan kemikle desteklenen yüzeye yakın bütün arterlerden alınır. Nabız saymadan önce hasta en az 15 dak dinlendirilir. Periferal nabız sayımında baş parmak kullanılmaz. Atriyal fibrilasyonda ve 2-3 yaş altındaki çocuklarda nabız apexten 1 dk sayılır. Hastanın durumuna göre nabız alındığı yer, ritim, hız ne niyeliği dosyasına mutlaka kaydadilmelidir.

62 Normal Çocuklarda Dakikadaki Nabız Sayısı
Yaş Grubu Alt Üst Ortalama Yeni Doğan 100 170 120 1–11 ay 60 160 2 vaş 80 130 110 4yaş 6 yaş 75 115 8 yaş 70 90 10 yaş 12 yaş kız 12 yaş erkek 105 85 14 yaş kız 65 14 yaş erkek 16 yaş kız 16 yaş erkek 55 95 18 yaş kız 18 yaş erkek 50

63 Nabız Alırken Ortak işlem Basamakları
İşlemden önce ve sonra eller yıkanır. Hasta/Aile işlemle ilgili bilgilendirilir. Nabız sayısı ölçüm öncesinde aktiviteye bağlı olarak artış göstereceğinden, hastaya ölçümden yarım saat önce aktivitesinin olup olmadığı sorulur, aktivite yapmış ise (merdiven çıkmış, yürümüş, yorgun vb) 5–10 dakika dinlenmesi sağlanır. Nabız ölçümü yapılacak damar belirlenirken, hekimin isteği, hastanın yaşı ve aciliyet durumu değerlendirilir.

64 Nabzın Radial Arterden Değerlendirilmesi
Hastanın kolu kalp seviyesinde , avuç içi aşağıya bakacak şekilde düzgün bir yere uzatılır. İşaret, orta ve yüzük parmağı radius üzerinde ön kol iç yüzünün el bileğine yakın bölgesindeki radial arter trasesi üzerine yerleştirilir.

65 Nabzın Radial Arterden Değerlendirilmesi
Hafif bir basınç uygulayarak radial arter pulsasyonu hissedilir. Artere fazla basınç uygulanırsa nabız kaybedilir. Basınç az olursa nabız hissedilmez. Nabız atımı net olarak hissedilmeye başlandığında saate bakılarak atımlar sayılmaya başlanır.

66 Nabzın Radial Arterden Değerlendirilmesi
Nabız atımı net olarak hissedilmeye başlandığında saate bakılarak atımlar sayılmaya başlanır. Hastanın nabzı regüler ise 15 sn sayıp 4 ile çarpılır veya 30 saniye sayıp 2 ile çarpılır ve hastanın 1 dakikadaki nabız sayısı bulunur. Nabız regüler değilse mutlaka 1 dakika sayılmalıdır. Nabız sayısı, ritmi ve dolgunluğu kaydedilir.

67 Apikal Nabzın Değerlendirilmesi
Hastanın rahat edeceği bir pozisyonda oturması veya yatması sağlanır. Hastanın göğüs bölgesi açılır.

68 Apikal Nabzın Değerlendirilmesi
Kalbin apeksini tespit etmek için sol klavikulanın orta hattından aşağıya doğru elinizle hayali bir çizgi çiziniz.Kalbin apeksi, bu çizginin sol beşinci ve altıncı kostalar arasındaki boşluk ile kesiştiği noktadan hafif sağa doğrudur. Bu nokta, sternumdan sola doğru yaklaşık 8 cm uzaklıkta ve sol memenin altındadır. Kadınlarda yer tespiti bu şekilde yapılır.

69 Apikal Nabzın Değerlendirilmesi
*Steteskobun alıcısı yaşa uygun apekse yerleştirilir ve kalp atımı dinlenir. *60 sn süreyle kalp atımları sayılır. Bu sırada hız ve ritmde herhangi bir düzensizlik olup olmadığı kaydedilir. *İşlem bittikten sonra hastanın giysilerini giymesine ve rahat pozisyon almasına yardımcı olunur.

70 Apikal-Radial Nabız *Kardiyovasküler hastalıklarda, *radyal nabızda düzensizlik olduğu durumlarda apikal ve radial nabız birlikte değerlendirilir. Normalde ikisinin de değerleri aynıdır. Ancak patolojik durumlarda ya **kalbin yaptığı çok zayıf atımlar perifere yansımadığından ya da **arter duvarının yapısındaki sorunlar nedeniyle atım dalgaları damar boyunca yayılamadığından, apikal nabız hızı, radial nabız hızından daha fazla olur. İki nabız arasındaki farka defisit denir.

71 Apikal-Radial Nabız İşlem iki kişi ile gerçekleştirilir.
Saat ikisinin de görebileceği bir yere yerleştirilir. Ortak başlangıç zamanı belirlenir. Biri apjkal nabzı, diğeri ise radial nabzı bir dakika süre ile sayar. Apikal ve radial nabız sayısının aynı çıkması gerekir, ikisi arasında fark var ise kalpten perifere pompalanan kan az olduğu için periferik bölgelerden alınan nabız sayısının az olduğu düşünülür. İki nabız arasındaki farklılık varsa hekime haber verilir ve hasta dosyasına kaydedilir.

72 Karotid Arterden Nabız Değerlendirme
1 yaş altı çocuklarda karotid arterden nabız bakılmaz. Boyun mesafesi kısa olduğundan ve kasları tam olarak gelişmediğinden brakial ve diğer arterlerden bakmak daha kolay olur. Kalbe daha yakın olduğu için perifere göre daha net hissedilir. Bulunması daha kolaydır.

73 Karotid Arterden Nabız Değerlendirme
Hasta sırtüstü yatırılır. Boyun kısmı açık kalacak şekilde giysileri aralanır/çıkarılır. Başın orta hatta ve hafif ekstansiyon durumunda olması sağlanır.

74 Karotid Arterden Nabız Değerlendirme
Hastanın uygun tarafına geçilir. Sağ elin 2. ve 3. parmağı tiroid kıkırdağın üzerine konularak, trakea ve sternokleidomastoid kas arasında laterale doğru kaydırılır. Sternokleidomastoid kasın hemen iç kısmında karotis nabız hissedilir. 1 dakika sayılarak kaydedilir.

75 Karotid Arterden Nabız Değerlendirme
Karotid arterden nabız değerlendirilirken iki taraflı değerlendirme yapılmaz. Çünkü beyne giden kan ve oksijenlenme kesilir. Karotid arterden enfazla 10 sn değerlendirme yapılır.

76 Brakial Arterden Nabız Değerlendirme
Brakial arter en sık 0-1 yaş arası bebeklerde kullanılmaktadır.

77 Brakial Arterden Nabız Değerlendirme
Hasta sırtüstü yatırılır.Ölçüm yapılacak koldaki giysiler açılır.Hastanın uygun tarafına geçilir. Arter çevresindeki kasların gevşemesi için kol hafif kaldırılır ve dirsekten hafif fleksiyona getirilir. İşaret parmak kalbe yakın olacak şekilde, 2. , 3. ve 4. parmaklar antekübital fossanın biraz üzerine ve biseps kasının medialine yerleştirilir. Brakial arter pulsasyonu hissedilir. 1 dakika sayılır, kaydedilir ve hastanın açılan kolu örtülür.

78 Ulnar Arterden Nabız Değerlendirme
Ulnar nabız muayenesi için hasta sırtüstü yatırılır. Ölçüm yapılacak kolda bilek bölgesindeki giysiler açılır. Hastanın uygun tarafına geçilir. Hasta eli bilekten hafif iç rotasyona getirilir

79 Ulnar Arterden Nabız Değerlendirme
İşaret parmak kalbe yakın olacak şekilde, 2. , 3. ve 4. parmaklar, ulna üzerinde ön kol iç yüzünün el bileğine yakın bölgesindeki ulnar arter trasesi üzerine yerleştirilir. Ulnar arter pulsasyonunu hissedilir, 1 dakika sayılır ve kaydedilir.

80 Femoral Arterden Nabız Değerlendirme
Femoral nabız muayenesi için hasta sırtüstü yatırılır. Ölçüm yapılacak tarafta inguinal bölgedeki giysiler açılır.

81

82 Femoral Arterden Nabız Değerlendirme
İşaret parmak kalbe yakın olacak şekilde, 2. , 3. ve 4. parmaklar, femoral arter trasesi üzerine yerleştirilir. Femoral arter pulsasyonunu hissedilir. 1 dakika sayılır ve kaydedilir

83

84 Popliteal Arterden Nabız Değerlendirme

85

86 Dorsalis Pedis Arterden Nabız Değerlendirme
Arterio dorsalis pedis, birinci ve ikinci metatarsın arasında bulunur.

87 Tibialis Posterior Arterden Nabız Değerlendirme

88 SOLUNUM

89 Solunum Metabolik işlemler esnasında her hücre oksijen ve glikoz  kullanır;  karbondioksit ile diğer atık maddeleri üretir: ( Glikoz ) C6H  6 O2  ®  6 CO2 +  6 H2O +  Enerji  

90 Solunum Solunum, soluk almakla başlayan, organizmanın oksijeni kullanıp karbondioksiti vermesini kapsayan bir süreçtir.

91 Solunum Süreci Solunum süreci iki farklı aşamada gerçekleşir:
1- Dış Solunum 2- İç Solunum

92 Dış Solunum Atmosfer ve akciğer arasında olur.Dış solunumda solunum ve dolaşım sistemi aracılığı ile oksijen kana verilir, karbondioksit ise organizmadan atılır. Derya ÜNSAL ÇAĞLAYAN

93 Oksijenin atmosferden alınıp hücrelere iletilmesi iki sistemin iyi çalışmasına bağlıdır;   1- solunum sistemi, 2- dolaşım sistemi dolaşım) Derya ÜNSAL ÇAĞLAYAN

94 İç Solunum Doku solunumu olarak da adlandırılır.Hücresel düzeyde gerçekleşir. Hücreler ve kan dolaşımı arasında oksijen ve karbondioksit alış verişi söz konusudur. Derya ÜNSAL ÇAĞLAYAN

95 Oksijenin atmosferden alınıp hücrelere iletilmesi iki sistemin iyi çalışmasına bağlıdır;   1- solunum sistemi, 2- dolaşım sistemi dolaşım)

96

97 Oksijen yokluğunda görülebilecek sorunlar:
  0 -1.dakikada kardiyak hassasiyet ( aritmi vb.)                                               “       beyinde hasara eğilim                                               “       beyin hasarı başlar                                             “       beyin hasarı artar                                              10 +  “       geri dönüşsüz beyin hasarı  

98 Ventilasyon Havanın atmosferden akciğere ve akciğerden atmosfere hareketini ifade eden bir terimdir. Ventilasyon süreci inspirasyon ve ekspirasyon olmak üzere iki aşamadan gerçekleşir.

99 İnspirasyon Havanın akciğere çekilmesidir. İnspirasyon sırasında diyafragma kasılarak alçalır ve göğüs boşluğunun dikey boyutunu hacim olarak arttırır.Aynı anda kostalarda yukarı ve dışa doğru hareket ederek göğüs boşluğunun hacmini transvers olarak arttırır. Derya ÜNSAL ÇAĞLAYAN

100 İnspirasyon

101 İnspirasyon Boyle-Mariotte kanununa göre bir gazın hacmi artınca, basıncı düşer. İnspirasyondada hacim arttığı için genişleyen akciğerlerdeki hava basıncı, atmosfer basıncına göre daha düşük olduğundan hava akciğerlere dolar.Akciğerlerdeki basınç atmosfer basıncı ile eşit oluncaya kadar hava solunum yolları ile akciğere girer.

102 Ekspirasyon (Soluk Verme)
Akciğerlerdeki havanın dışarı atılmasıdır.İnspirasyon sırasında kasılmış olan diyafragma gevşeyerek yükselir ve göğüs hacmi azalır. Kostalarda aşağı ve içe hareket ederek göğüs boşluğunun transvers hacmini azaltır.

103 Ekspirasyon (Soluk Verme)

104 Ekspirasyon (Soluk Verme)
Akciğerlerin hacmindeki azalma, akciğerdeki hava basıncını arttırır ve atmosfer basıncından daha yüksek olduğu için hava atmosfere verilir.

105 Ventilasyon Sağlıklı yetişkin bir kişide her ventilasyon ile 500 santimetreküp lük bir hava değişimi olur.

106 Nefes Alıp Verme Düzeninizi Hiçbir Zaman Kontrol Etmiyorsunuz
Nefes Alıp Verme Düzeninizi Hiçbir Zaman Kontrol Etmiyorsunuz. Çünkü Bazı Hücreleriniz Bu Kontrolü Sizin Yerinize Yapıyor. Eğer nefes alma düzeni bizim kontrol ve dikkatimize bırakılmış olsa, nefes almayı unuttuğumuzda, uykuya daldığımızda ya da başka bir işle meşgul olduğumuzda nefessizlikten ölebilirdik.

107 Solunum Her insan için hayati bir öneme sahip olan nefes alma işlemi, solunum merkezi tarafından düzenlenir. Bu merkez bir mercimek tanesi büyüklüğünde olup beynimizin bir uzantısı olan "beyin sapı" denen yerde olan medulla oblangata tarafından düzenlenir. ve başlıca üç grup sinir hücresinden oluşur:

108 Solunum Hızı Solunum hızı kişinin bir dakikada yaptığı solunum sayısıdır. 1 soluk alma + 1 soluk verme = 1 solunum

109 Solunum Hızları 109

110 Solunum Hızı Dakikadaki solunum hızı ile nabız hızı arasında da bir ilişki söz konusudur ve yaklaşık dört kalp atımına karşılık bir kez solunum gerçekleşir.

111 Solunum Hızı Solunum hızını arttıran faktörler: Fiziksel egzersiz
Metabolizma hızının artması Vücut ısısındaki artış (1 derece artış; solunumu dakikada 4-6 birim arttırır.) Ağrı, anksiyete Uzun süre sigara kullanımı

112 Solunum Hızı Solunum hızını azaltan faktörler:
Kafa içi basıncın artması solunum merkezini baskılayarak solunum hızını yavaşlatır, solunum düzensizleştirir ve yüzeyselleştirir. Morfin sülfat

113 Solunumun Derinliği Solunum derinliği; “yüzeysel, normal, derin” olarak ifade edilir.solunumun derinliği alınan hava miktarının normalin altında veya üstünde oluşuna göre derin veya yüzeysel olarak tanımlanır.

114 Solunumun Derinliği Solunum derinliğini azaltan faktörler:
Pozisyon (Kişi eğildiğinde yada yattığında göğüs kafesinin hareketi sınırlanır.) Bazı ilaçlar Örn: Narkotikler Bu tip ilaçlardan sonra hasta yakından takip edilmeli

115 Solunumun Derinliği Solunum derinliğini arttıran faktörler: Egzersiz,
Korku, Anksiyete

116 Solunumun Özelliklerinin Değişmesi
Olağan koşullarda, solunum otomatik, sessiz ve düzenlidir.Hız ve derinliği eşit olup çaba gerektirmez ve her soluk alıp verme arasında kısa bir dinlenme süresi vardır. Solunumun bu özelliklerinin değişmesini ifade eden terimler ve bazı özel durumlar vardır.

117 Solunumda Özel Terimler ve Durumlar
Taşipne: Solunum sayısının dakikada 24 ün üzerinde olasıdır. Derinliği değişmemiştir özellikle korku durumlarında görülür. Bradipne: Dakikadaki solunum sayısının 10 un altına inmesidir. Ancak solunum düzenlidir, derinliğinde değişiklik yoktur. Hiperpne: Solunumun derinliğinin artmasıdır. Özellikle egzersiz sonrası görülür. Hipopne: Solunum derinliğinin azalmasıdır.Uykuda görülen solunum biçimidir.

118 Solunumda Özel Terimler ve Durumlar
Apne: Solunumun kalıcı yada geçici olarak durmasıdır. Bu durum 4-6 dk dan fazla sürerse “solunum arresti” denir. Hiperventilasyon: Solunum hızı ve derinliğinin birlikte artmasıdır. Hipoventilasyon: solunumun hızının ve derinliğinin birlikte azalmasıdır.

119 Solunumda Özel Terimler ve Durumlar
Dispne: Yardımcı solunum kaslarının ve burun kanatlarının solunuma katılmasıdır. Solunumun zorlukla olduğunu gösterir. Genellikle hızlı ve yüzeysel solunum vardır.Solunum için çaba harcandığından yüz kırmızıdır. Hastanın yüz ifadesi endiişeli ve sıkıntılıdır. Bu hastalar yarı oturur pozisyonda rahat ederler.

120

121

122 Solunumda Özel Terimler ve Durumlar
Anoksi: Yerel yada genel olarak oksijenin tamemen yokluğudur Hipoksi: Hücrelerin ve dokuların yeterli miktarda oksijen alamaması, yani oksijen yetersizliğidir. Siyanoz: Oksijen gereksinimi yeterli karşılanamadığı durumlarda deri ve müköz membranlarınkirli, mavimsi-mor bir renk almasıdır. Siyanoz kulak memesinden, dudaklardan, tırnaklardan ve oral mukozadan en belirgin olarak gözlenir.

123 Solunumda Özel Terimler ve Durumlar
Cheyne-Stokes Solunumu: Solunum döngüsü yavaş ve yüzeysel bir solunumla başlar, Solunumun hızı ve derinliği derece derece artar, belli bir derinlikten sonra solunum tekrar derece derece yavaşlar ve yüzeyselleşir. Bu dönemin ardından sn süren bir apne nöbeti görülür. Özellikle beyin kanamalarında ve kalp hastalıklarında ölümden hemen önce görülür.

124 Solunumda Özel Terimler ve Durumlar
Kusmaul Solunum: Solunum anormal biçimde derinleşmiş ve hızı artmıştır.Solunum hızı dakikada 20 solunumdan daha fazladır. Genellikle metabolik asidoz ve böbrek yetmezliğinde görülür. hiperpne + takipne

125 Solunumda Özel Terimler ve Durumlar
Gurgling (Gurlama sesi): Sıvı içinden geçen havanın çıkardığı sestir.Bu ses suyun altında kamışla üfleme sesisesine benzer. Bu genellikle üst havayollarında sıvının bulunduğunu gösterir. Wheezing (Islık sesi): Daralmış havayolundan havanın geçerken ıslık şeklinde ses çıkarması ile belirgin güçlükle nefes alınmasıdır. (Özellikle bronşioller gibi küçük havayolları daralmıştır). Bu genellikle astım, allerjik reaksiyonlar ve bronşitin sonucu görülür.

126 Solunumda Özel Terimler ve Durumlar
Stridor (Ötme sesi): Genelikle inspirasyonda duyulan yüksek perdede seslerdir. Kordvokaller ve epiglotu da kapsayan üst solunum yolu tıkanmalarında görülür. Genellikle bebeklerde horoz ötüşüne benzer bir sestir. Snoring (Horultu ): Dilin üst havayolunu kısmen bloke ettiğinde duyulan sert, düşük perdede sestir. Bu tip tıkanmalarda hasta bilinçsiz ise oldukça zor durumda kalır.

127 Solunumda Özel Terimler ve Durumlar
Derin-yüzeysel-güçlükle: soluk yolu tıkanması,kalp yetmezliği, astım Hızlı-Derin: Diyabetik koma(hiperglisemi), hiperventilasyon Ağrılı,güçlükle,yüzeysel: solunum yetmezliği, akciğer hastalıkları, pulmoner emboli, kalp sorunları Sırt üstü yatarken solunumda zorlanma: kalp yatmezliği, akciğer enfeksiyonları, astım

128 Solunumda Özel Terimler ve Durumlar
Solunumda ara ara durma: hipoksi, konjestif kalp yetmezliği, kafa yaralanmaları Yavaş solunum; felç, kafa yar.,göğüs yar.,çeşitli ilaçlar(narkotiklrrvb) Solunum yok: solunum durması, soluk yolu tıkanması Hastanın ağzında aseton kokusu varsa hasta diabetik ketoasidoz dur.

129 Solunumun Değerlendirilmesi
Hastanın solunumu sayılırken aynı anda derinliği ve düzeni de değerlendirilmelidir. Kişi dinlenmiş ve rahat olmalıdır. Endişeli , korkulu ve yorgun kişilerde solunum sayısı artacağından değerlendirme sonucuna güvenilmez. Ayrıca hasta solunumunun sayıldığını farketmemelidir, aksi halde solunumunun hızını ve derinliğini değiştirebilir. Solunumun sayılması için en uygun zaman nabız değerlendirmesi sonrasıdır, hastanın veya herhengi bir kişinin bilekten nabzını sayarken elinizi hastanın göğsüne dayayın, nabzı saydıktan sonra (hasta halen nabzını saydığınızı sanarken) siz solunumu da sayın.  

130 Solunumun Değerlendirilmesi
Göğüs kafesinin her yükselip (inspirasyon), alçalmasını (ekspirasyon) bir solunum olarak 30sn boyunca sayınız ve bu sayıyı 2 ile çarparak solunum sayısını belirleyiniz. (15 saniye sayıp dört ile çarpma yanlış sonuçlara götüreceğinden bir dakika ya da 30 saniye sayın. ) Göğüs hareketlerini gözlemleyemiyorsanız steteskopla dinleyerekte sayabilirsiniz.

131 Solunum Hız Kalite Ritm Otuz saniye sayılıp x 2
Normal, zorlu, burun kanadı solunum Derin veya yüzeysel Ritm Düzenli veya düzensiz 131

132 TANSİYON(KAN BASINCI)

133 BANA NOTLARINI SÖYLE SANA BABANIN TANSİYONU NU SÖYLİYEYİM

134 Kalp

135 Kalp

136 Tansiyon(Kan Basıncı)
Kalp kanı yüksek bir basınçla arterlere pompalar. Kan basıncı; kanın arter duvarına karşı oluşturduğu “kuvveti” ifade eder. Diğer bir deyişle, arteryel kan basıncı ventriküllerden arterlere atılan kanın, arter duvarına yaptığı basınçtır.

137 Tansiyon(Kan Basıncı)

138 Tansiyon(Kan Basıncı)
Kan basıncı, bir mm kareye düşen civa basıncı (mmHg) ile ölçülür. Kalbin bir atımı sırasında damar içinde iki değişik kan basıncı oluşur. Bunlar: ---Sistolik Kan Basıncı ---Diyastolik Kan Basıncı

139 Sistolik Kan Basıncı Sistolik basınç kalp kasılıp kanı arterlere pompaladığında arterlerde oluşan maksimum basınçtır.

140 Diyastolik Kan Basıncı
Ventriküller gevşediğinde ventriküller içindeki basınç düşer. Ventrikülde basıncın düşmesi aortanın perifere gönderdiği kan miktarının azalmasına neden olarak arteriyel sistemde basıncı düşürür. Ancak kan damar içinde sürekli akım halindedir. Ventriküllerin diyastolü sırasında arter duvarındaki bu daimi basınca “diyastolik kan basıncı” denir.

141 Tansiyon(Kan Basıncı)
Tansiyon, mmHg (milimetre civa) olarak sistolik/diastolik kan basıncı şeklinde ifade edilir; 120/80 mmHg gibi. Normal değeri yaşa, cinsiyete, sağlık durumuna göre değişiklik gösterir. 

142 Normal Kan Basınç Değeri
Yaş Sistolik Diastolik Doğum -1 ay 4 yaş 5 yaş 6 yaş 8 yaş 10 yaş 11 yaş 13 yaş 15 yaş 18 yaş ve üstü

143 Nabız Basıncı Sistolik ve diyastolik basınç arasındaki farka “Nabız Basıncı” denir.Kan basıncının 102/80 olduğu durumlarda, nabız basıncı 40mmHg dır. Nabız Basıncının ortalama değeri mmHg dır.

144 Nabız Basıncı Nabız basıncını etkileyen iki büyük etken vardır. Bunlar: Kalbin strok volümü ve arter kampliansı ( arter duvarının genişleme yeteneği) dır. Her iki durumunda yükselmesi nabız basında artmaya neden olur.

145 Damarlarda Kan Basıncı

146 Kan Basıncını Etkileyen Hemodinamik Faktörler

147 Kardiyak Output Kalbin sol ventrikülünün her sistolü ile içindeki kan aortaya atılır. Kalbin sol ventrikülünün bir sistolü ile aortaya attığı kan miktarına “Strok Volüm” denir. Yetişkinde her sistol ile yaklaşık 60-70ml kan aortaya atılır. Kardiyak Output ise kalbin bir dakikada aortaya pompaladığı kan miktarıdır.

148 Kardiyak Output Kardiyak output =Strok Volüm x Nabız hızı
Örneğin , Nabız hızı 72 olan bir bireyin strok volümü 70 den düşünüldüğünde Kardiyak outputu ne olur. Kan Basıncı = Kardiyak Output X Periferik Vasküler Direnç

149 Arteriyel Kan Basıncını Etkileyen Faktörler
Yaş Cinsiyet Sempatik Sinir Sisteminin Uyarılması Gün Boyunca Görülen değişiklikler Pozisyon Bunların dışında iklim, cevre ısısı, egzersiz, konuşma, yemek yeme, uyku, mesanenin dolu ve gergin olması, bağırsaklarda distansiyon

150 Hipertansiyon Bireyin tansiyonunun bir süre boyunca devamlı olarak normal değerinin üzerinde olmasına “Hipertansiyon” denir. Sistolik ile diyastolik birlikte yükselebileceği gibi ayrı ayrıda yükselebilir.

151 Hipertansiyon Hipertansiyon oluşum nedenlerine bakıldığında genetik yatkınlık %40 etkilidir. Bunun dışında şişmanlık, kan kolesterol düzeyinin düşük olması, sigara içme aşırı alkol tüketimi, stresli yaşam koşulları gibi nedenler etkilidir.

152 Hipertansiyon Dünya Sağlık Örgütü, yetişkin bireylerde hipertansiyon için sınır değeri 140/90mmHg olarak belirlemiştir.Ayrıca,

153 Hipertansiyonun hedef organları beyin, göz ve böbrekler olmakla birlikte en büyük hasarı kalp ve damarlarda yapar.

154 Hipotansiyon Arteriyel kan basıncının normal değerinin altında olmasına “hipotansiyon” denir. Sistolik kan basıncı değerinin 90 mmHg ve daha düşük olmasıdır.

155 Hipotansiyon Nedenleri
Arterlerde gelişen vazodilatasyon Kan volüm kayıpları Kalbin pompalama gücünün azalması Çeşitli ilaçlar

156 Hipotansiyon Belirtileri
Baş dönmesi Soğuk terleme Kalp atım hızında artma Zihinsel bulanıklık İdrar miktarında azalma

157 Ortostatik ya da Postüral Hipotansiyon
Ani pozisyon değişikliklerinde ortaya çıkar. Periferik vazodilatasyon nedeni ile eyinde kanlanma azalır. Bu durumda hasta hemen başı yastıksız biçimde sırtüstü yatırılır ve bacaklar bükülmeksizin derece yükseltilir.

158 Arteriyel Kan Basıncının Değerlendirilmesi
Doğrudan: Artere kateter yerleştirilerek monitörden AKB nin izlenmesi. Dolaylı: Sfigmomanometre (tansiyon aleti) ile ölçülür. Oskültasyon (dinleme), palpasyon(elle hissetme) yöntemleri kullanılır.

159 Tansiyon Aleti

160 Tansiyon Aleti Sfigmomanometre iki kısımdan oluşur. a. Manometre
-Civalı -Yaylı (aneroid) -Elektronik b. Basınç Manşonu ve Manşet

161 Manometreler

162 Basınç Manşonu ve Manşet

163 Uygun Manşet Genişliği
Yaş Santimetre (cm) Prematüre ve yeni doğan ,5 cm 1 – 4 yaş cm 5–10 yaş cm 10 yaş ve üstü cm Çok şişmanlarda cm

164 Uygun Manşet

165 Stetoskop Vücut yüzeyinde oluşan ses dalgalarının, dağılmadan dinleyen bireye ulaşmasını stetoskop sağlar.

166 Kan Basıncının Ölçülmesi
Kan basıncının ölçümünde kullanılan teknikler “oskültasyon” ve “palpasyondur”.

167 Oskültasyon Tekniği Bu teknikte tansiyon aleti ve steteskop birlikte kullanılır. Teknik, manşon vasıtası ile yüzeyel bir artere dışarıdan basınç uygulama ve uygulanan bu basınç kaldırılırken arterden geçen kanın oluşturduğu sesleri steteskop ile dinleme esasına dayanır. Ölçüm sırasında işitilen bu seslere “Korotkoff sesleri” denir.

168

169 Korotkoff Sesleri

170 Seslerin ilk belirlendiği nokta sistolik basıncı, kayboldukları noktada diastolik basıncı verir.
İlk duyulan ses güçsüz bir sestir (1. Karotkoff sesi) , Esas olarak bundan sonra güçlü olarak duyulan ses önemlidir (2. Karotkoff sesi). Bu sesin duyulduğu ilk yer sistolik tansiyona karşılık gelir.    

171 Giderek azalan tonlarda sesler duyulur. (3 ve 4. Karotkoff sesleri).
Son olarak sesin duyulduğu yer diastolik tansiyona karşılık gelir (5. Karotkoff sesi).  

172 Oskültasyon Tekniği İşlemden önce ve sonra eller yıkanır.
Hasta işlemle ilgili bilgilendirilir. Arteriyel kan basıncı ölçümü sessiz, sakin bir ortamda yapılır. Ölçüm hangi pozisyonda yapılacaksa, hasta pozisyonuna göre (oturarak, ayakta, yatarken), ölçüm öncesinde en az 5 dakika dinlendirilir.

173 Oskültasyon Tekniği Hastanın kolunu kalp seviyesinde, ve avuç içi yukarı bakacak biçimde düz yumuşak bir yere dayayarak destekleyiniz. Ölçüm yapacağınız koldaki sıkan giysileri çıkarınız. Uygun manşeti seçiniz. Civalı manometre kullanıyorsanız göz hizanıza getiriniz.

174 Oskültasyon Tekniği Brakial arteri dirsek önü çukurundan (antekübital boşluktan) arayarak palpe ediniz.

175 Ölçümün yapılacağı kolda, antekübital boşluğun 2–3 cm yukarısına, kola tam oturacak, fakat sıkmayacak, alt kısmındaki ok işareti brakial arterin üzerine gelecek şekilde manşon yerleştilirilir. Manşon, cilt ile arasında 1 parmak sığacak kadar açıklık olacak biçimde sarılır.

176 Steteskop, kulaklıkların ucu öne bakacak biçimde kulaklara yerleştirilir ve diyaframına parmakla tıklayarak çalıştığından emin olunur. Brakial arter palpe edilir ve steteskobun diyaframı brakial arterin duyulduğu bölgeye yerleştirilir. Sol elin başparmağı steteskopun diyaframının üzerinde, diğer parmaklar dirseğin altında olacak şekilde kol kavranır.

177 Manometre pompası üzerindeki vida sıkıştırılır ve nabzın duyulamadığı düzeyin değerin 15–20 mmHg yukarısına dek manşet şişirilir. Eğer civalı manometre kullanılıyorsa, yanılgıya düşmemek için civanın göz seviyesinde olmasına dikkat edilir. Hava ayar vidasını yavaş yavaş düzenli biçimde boşaltınız. Manşon boşaltma hızını manometrede 2-3 mmHg/sn lik düşme sağlayacak biçimde düzenleyiniz. Arterin açılma noktasında geçen kanın sebep olduğu türbülan akımın damar duvarında oluşturduğu titreşimler vurum şeklinde alınır.

178 Manşetteki havayı boşaltırken duyulacak ilk atım sesi ( Korotkoff sesleri Evre I) sistolik basıncı olarak belirleyiniz. Manşonu boşaltmaya devam ediniz.Kortkoff seslerinin kaybolduğu andaki (Evre V)manometre değerini diyastolik kan basıncı olarak belirleyiniz.

179 İlk ve son atım sesindeki rakamlar belirlendikten sonra steteskop kulaktan çıkarılır.
Manşetteki hava boşaltılır ve manşet hastanın kolundan çıkarılır. Ölçüm sonrası ölçümün yapıldığı ekstremitenin giysileri kapatılır. Ölçülen kan basıncını ölçtüğünüz kolu,bulunan değeri, pozisyonunu yazı ile not edip, bireye ölçümle ilgili bilgi verilir.

180 Palpasyon Tekniği Oskültasyon tekniği ile değerlendirilemeyecek kadar zayıf nabız atımı olan bireylerde kullanılır. Çünkü bu durumda korotkoff sesleri oluşamaz yada duyulamaz. Bu teknikte yalnızca sistolik basınç değerlendirilir.

181 Palpasyon Tekniği Brakial arterden ölçüm yapılacağı zaman manşet hastanın koluna yerleştirilir. Manşon bir yandan hava ile şişirilip basınç oluşturulurken, diğer taraftan radyal nabız kontrol edilir. Manşonun basıncı arttıkça öyle bir an gelir ki artık radyal nabız alınamaz olur. Üstüne 30 mmHg daha şişirilir. Manşonun havası boşaltılırken radyal nabzın tekrar hissedilmeye başlandığı andaki manometre değeri sistolik kan basıncını verir. Kaydedilirken mutlaka palpasyon tekniği ile nabız alındığı not edilmelidir.

182 Ölçüm Sırasında Dikkat Edilecek Noktalar
Hastanın tansiyonu ilk kez ölçülecek ise her iki koldan da tansiyon ölçülmelidir. Tansiyon her seferinde aynı koldan ve aynı pozisyonda alınmalıdır (yatarak-oturarak veya ayakta ölçüm yapılabilir). Sağ ve sol koldan alınan tansiyon ölçümü arasında normalde 10 mmHg fark vardır. Sağ koldan ölçülen değer hipertansif ise sol koldan ölçüm yapılmalıdır. İki kol arasındaki ölçümlerde çok büyük fark var ise alt extremitelerden tansiyon ölçmek gerekir. Aort disseksiyonunda, subclavien arter darlığında, aort anevrizmasında iki kol arasındaki tansiyon ölçümünde büyük fark vardır.

183 Ölçüm Sırasında Dikkat Edilecek Noktalar
Üst ekstremiteden tansiyon ölçümü yapılırken; İntravenöz infüzyon yapılıyorsa, hastalık yada travma var ise, paralizi var ise, mastektomi yapılmış ise, fistül var ise; o ekstremiteden tansiyon ölçülmez. Hormon vazodilatatör ve vazokontriktör ilaçlar tansiyonu etkiler. Sigara, ağrı, stres, mesane gerginliği, egzersiz, soğuk hava ve soğuk su tansiyonu yükseltir. Manşetteki basınç boşaltılırken yarıda kesip tansiyonu yeniden ölçmek için tekrar şişirilmez. Bu ekstremitenin kanla dolmasına yoğunluğun artmasına sonucun değişmesine neden olur.

184 Ölçüm Sırasında Yapılan Hatalar


"TANIYA GÖTÜRÜCÜ BULGULAR" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları