ANADOLU (TÜRKİYE) SELÇUKLU DEVLETİ ( )

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
OSMANLI KURULUŞ DEVRİ HAZIRLAYAN S.TEKMEN.
Advertisements

KUTÜL AMARE ZAFERİ KUTLAMA PROGRAMI [100. Yıl] ERTUĞRUL GAZİ İMKB MESLEKİ VE TEKNİK VE ANADOLU LİSESİ.
23 NİSAN 23 NİSAN NEDİR? 23 Nisan 1920′de Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi kuruldu.Türkiye Büyük Millet Meclisi 88 yıl önce.
Yönetim biçimi Cumhuriyet olan Türkiye Cumhuriyeti, Mustafa Kemal önderliğinde 1923'te kurulmuştur. Resmî dili Türkçe‘dir. Demokratik, laik, sosyal bir.
İleri Bir Medeniyet: Sümerler Mezopotamya, Yunancada "nehirler arasında" anlamına gelir. Bu bölge, dünyadaki en verimli topraklardan biridir ve bu özelliğiyle.
FETHİN 562. YILDÖNÜMÜ. İSTANBUL’UN FETHİ TÜRK, İSLAM ve DÜNYA TARİHİ AÇISINDAN BÜYÜK ve ÖNEMLİ BİR OLAYDIR.
MISIR UYGARLIĞI Mısır’da MÖ 3000 yıllarında Nil havzasında ortaya çıkmış bir uygarlıktır.
ESMA ŞAHİN &BENSU TAŞÇI 7.SINIF OLTU İMAM HATİP ORTAOKULU.
AHİLİ K Güçlü bir sivil toplum örgütü. ESKİ BİR SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜMÜZ; AHİLİK Bilindiği gibi Türklerin tarih sahnesine çıkışı neredeyse insanlık tarihi.
TÜRK KÜLTÜRÜNÜ OLUŞTURAN UNSURLAR VE TÜRK KÜLTÜRÜ
İstanbul’un Fethi’nin Nedenleri Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünü bozuyordu. Osmanlı ordusunun İstanbul Boğazı üzerinden Rumeli’ye geçişlerini engelliyorlardı.
ERZURUM KONGRESİ (23 Temmuz-7 Ağustos 1919) TOPLANIŞ AMACI
YUNUSELİ HACI NACİYE KANALICI İLKÖĞRETİM OKULU
Tarihin En Büyük 10 Devleti
EYÜP SULTAN. Medineli müslümanlardan ve hicret sırasında Hz. Peygamber'i evinde misafir eden sahâbidir... Bütün Müslümanlar Peygamber efendimizi kendi.
TÜRK TARİHİ Anadolu'ya İlk Türk Akınları Malazgirt Savaşı
KÖPRÜLÜLER DEVRİ BESTE G İ RG İ N. KÖPRÜLÜER DEVRİ ( ) XVII. Yüzyılın II. Yarısında Osmanlı Devletinde sadrazamlık görevinde bulunan Köprülü ailesi,
D E V L E T Y Ö N E T İ M İ OSMANLI DEVLETİ KÜLTÜR VE UYGARLIĞI.
SLAYTI SESLİ İZLEYİNİZ…
Osmanlı Padişahlarının yedincisi. İstanbul’un fatihi, II.Murad Han’ın oğlu. 30 Mart 1431 Pazar günü Edirne’de dünyaya geldi. Babası II.Murat, annesi Hümâ.
Osman Gazi'nin Hayatı ARDA KIRTASİYE.
K O N G R E L E R D Ö N E M İ Dersin adı :İnkılap Tarihi HAZIRLAYAN Mert ULUS Sınıfı :8/B No:8.
PEYGAMBERİMİZ HZ.MUHAMMED (sav)’İN HAYATI BİLGİ YARIŞMASI
Çağdaş ve uygar bir Türkiye idealini taşıyan Mustafa Kemal hedeflerinden biride demokrasiyi yerleştirmekti… Bu sistemde oy verilecek herkesin bu hakkını.
TÜRKİYE SELÇUKLU DEVLETİ’NİN KURULUŞ DÖNEMİ. Süleyman Şah Dönemi ( ): Türkiye Selçuklu Devleti’nin kurucusu Süleyman Şah’tır. Süleyman Şah,
KURTULUŞ SAVAŞINDA CEPHELER
AHMET ARSLAN OSMANLI DEVLETİ’NDE TOPRAK YÖNETİMİ EKONOMİ TOPLUM YAPISI EKONOMİK HAYAT VE HUKUK SORU PROĞRAMI.
Asya Hun Devletinde Devlet Yönetimi
 Düzenli ordunun kurulması sırasında Çerkez Ethem’in TBMM’ye karşı isyan etmesini fırsat bile Yunanlılar, İngilizlerin de desteğini alarak Bursa’dan.
ASYA HUN DEVLETİ. Asya Hun Devleti Tarih bilgilerimize göre Orta Asya'da kurulan ilk Türk devleti Büyük Hun Devleti'dir. Hunlar'ın bilinen ilk hükümdarı.
ASYA HUN DEVLETİ. Asya Hun Devleti Tarih bilgilerimize göre Orta Asya'da kurulan ilk Türk devleti Büyük Hun Devleti'dir. Hunlar'ın bilinen ilk hükümdarı.
 Orhan Bey'in ölümüyle yerine oğlu I.Murat (Hüdavendigar) geçti.
İran ile birlikte Mısır ve Suriye’de de faaliyet gösteren Haşhaşiler, dinî tarikat ve aynı zamanda siyasi hedefleri olan bir terör örgütü gibi hareket.
SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİ (23AĞUSTOS-13EYLÜL1921)
BİR KAHRAMAN DOĞUYOR / Mustafa Kemal Atatürk’ün Öğrenim Hayatı
1. Dünya Savaşı Osmanlı Devleti’nin Savaştığı Cepheler
GÜNEY CEPHESİ MARAŞ ANTEP URFA DESTANLAŞAN DİRENİŞ SÜTÇÜ İMAM
T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük TÜRK DIŞ POLİTİKASI
ANADOLU'DAKİ İLK TÜRK BEYLİKLERİ
SOSYAL BİLGİLER 6.SINIF YERYÜZÜNDE YAŞAM ETKİNLİĞİ
II.BALKAN SAVAŞI (29-30 HAZİRAN 1913).
 Mısır, Nil Nehri'nin akış yönüne göre Aşağı ve Yukarı Mısır olmak üzere ikiye ayrılmıştır.
Din Kültür Ve Ahlak Bilgisi
Değerlendirme Soruları Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni
II.İnönü Savaşı Nedenleri I.İnönü Savaşı'nın üzerinden 3 ay geçmeden Yunanlılar tekrardan saldırıya geçtiler.
GAZNELİLER
HS Miryokefalon Savaşı …
KAZANIM DEĞERLENDİRME TESTİ. KDT.01
MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASI
KONU DEĞERLENDİRME TESTİ
karşı savaşmış ve Antakya Haçlı Prensi Bohemond’u esir ederek Malatya
Neden bu topraklarda yaşıyoruz?
BİR KAHRAMAN DOĞUYOR / MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLİK HAYATI
7.Sınıflar Aralık Ayı Bilgi Yarışmasına Hoş Geldiniz
YA İSTİKLAL YA ÖLÜM ÜNİTE III - Doğu Cephesi - Güney Cephesi
TÜRKİYE TARİHİ BEYLİKLER DÖNEMİ VE ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
<<<<<<>>>>>>
OSMANLI TARİHİ Osmanlı Ekonomisi.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
UZMAN ASKERLİĞİN VE SADAKATİN ADI: KAPIKULLARI
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Karmatîler: Mu’tazıd döneminde en tehlikeli isyan Karmatilerden geldi
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Feodalizm Feodal teriminin etimolojik kökeni, 9. yüzyıl öncesine kadar rastlanmayan Latince «feodum» kelimesine dayanır. Feodum sözcüğü, bir arazinin.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Hicret Olayı.
DEMOKRASİ YOLUNDA TÜRKİYE
Sunum transkripti:

ANADOLU (TÜRKİYE) SELÇUKLU DEVLETİ (1075-1308)

Kutalmışoğlu Süleyman Şah Dönemi ve Kuruluş 1077- 1086 Büyük Selçuklu Devleti’ne adına veren Selçuk Bey’den sonra Selçukluların başına geçen Arslan Yabgu’nun torunudur. Selçuk Bey’in ölümüyle Selçukluların başına geçen Arslan Yabgu, Gazneliler tarafından esir alınmış böylece Selçukluların başına Selçuk Bey’in diğer oğlu Mikail’in çocukları olan Tuğrul ve Çağrı Beyler geçmişti. Tuğrul Bey’in vasiyeti üzerine kendisinden sonra tahta Çağrı Bey’in oğlu Süleyman geçirilse de bu hükümdarlığı Çağrı Bey’in diğer oğlu Alparslan ve Arslan Yabgu’nun oğlu Kutalmış tanımamışlardır.

Verilen mücadele sonucu Kutalmış’ı öldüren Alparslan tahtı ele geçirmiştir. Alparslan döneminde Kutalmış’ın oğulları Süleyman ve Mansur öldürülmek istense de Vezir Nizam-ül Mülk ‘ün öldürülmelerinin aileye uğursuzluk getireceğini söylemesiyle bağışlanmışlardır. Ancak Melikşah döneminde tahta ortak çıkmalarından korkulan Süleyman ve Mansur Anadolu’nun fethiyle görevlendirilerek merkezden uzaklaştırılmışlardır. Suriye ve Anadolu’daki fetih hareketleri sonrası Kutalmış’ın oğlu Süleyman Şah İznik merkez olmak üzere kendi devletini kurmuştur.

Daha sonra kuzeye yönelen Süleyman Şah İznik’i almıştır. Büyük Selçuklu Devleti Sultanı Alparslan’ın ölümünden sonra Suriye’ye gelen Kutalmış’ın oğulları daha sonra Anadolu’ya geçmişlerdir. Süleyman Şah önderliğindeki kuvvetler, Bizanslılarla mücadeleleri sonucu Konya’yı alırken, kardeşi Mansur önderliğindeki kuvvetler de Kütahya ve Afyon’u ele geçirmişlerdir. Daha sonra kuzeye yönelen Süleyman Şah İznik’i almıştır. Kardeşi Mansur’la taht kavgasına girişen Süleyman Şah, Melikşah’ın desteğiyle bu kavgayı kazanan taraf olmuştur. Melikşah’ın Porsuk Bey komutasında Anadolu’ya gönderdiği kuvvetlerle birleşen Süleyman Şah’ın kuvvetleri Mansur’u yenilgiye uğratmış ve Süleyman Şah, Anadolu’nun tek hâkimi olmuştur

Melikşah’ın Süleyman Şah’ın hükümdarlığını onaylaması ve Abbasi Halifesinin de menşur göndererek hükümdarlığını onaylaması üzerine Süleyman Şah devletin temelleri atmış ve 1077’de Anadolu (Türkiye) Selçuklu Devleti, Başkent İznik olmak üzere kurulmuştur. Süleyman Şah, Bizans İmparatorluğu’ndaki taht kavgalarından yararlanarak Kocaeli Yarımadası’nı, Üsküdar ve Kadıköy’ü ele geçirmiştir. Süleyman Şah’ın bu ilerleyişini durdurmak isteyen Bizans’ın gönderdiği kuvvetleri yenilgiye uğratan Süleyman Şah, İstanbul Boğazı’nın Anadolu Yakası’nı kontrolü altına almış ve bir gümrük idaresi kurarak boğazdan geçen gemilerden vergi almaya başlamıştır.

Kocaeli Yarımadası’nda Dragos Çayı sınır olacak Balkanlardaki Türklerin akınlarını durdurmak isteyen Bizans, Süleyman Şah’la bir antlaşma yapmıştır. Antlaşmaya göre; Kocaeli Yarımadası’nda Dragos Çayı sınır olacak Bizans Süleyman Şah’a vergi verecek Yapılan antlaşmayla Bizans sınırını güvence altına alan Süleyman Şah yerine komutanlarından Ebu’l Kasım’ı bırakarak, 1084’de güneye yönelmiş ve Tarsus, Adana, Antalya, Antep ve Antakya’yı almıştır. Güneyde ilerlemeye devam eden Süleyman Şah’ın Halep’i kuşatması üzerine Suriye Selçukluları Meliki Tutuş’la arası açılmıştır.

Süleyman Şah’ın ilerleyişinden rahatsız olan Büyük Selçuklu Devleti Meliki Tutuş ile Süleyman Şah, Halep yakınlarında karşı karşıya gelmiş ve 1086’da yapılan savaşta Süleyman Şah ölmüştür.

Süleyman Şah’ın ölümüyle devleti, güneye inerken yerini bıraktığı Ebul Kasım idare etmeye başlamıştır. Bu dönemde Büyük Selçuklu Devleti hükümdarı Melikşah, Türkiye Selçuklularını baskı altına almaya çalışmıştır. Süleyman Şah’ın oğullarını yanında götüren Melikşah’ın 1092’de ölümüyle bu istek sonuçsuz kalmıştır.

I. Kılıç Arslan Dönemi (1092-1107) Büyük Selçuklu hükümdarı Melikşah’ın ölümüyle Süleyman Şah’ın oğulları Kılıç Arslan ve Kulanarslan altı yıllık esaretlerinden sonra İran’dan kaçarak Anadolu’ya gelmiş ve I. Kılıç Arslan Anadolu Selçuklu Devleti’nin başına geçmiştir. Tahta geçen I. Kılıç Arslan babası Süleyman Şah’ın ölümüyle dağılan Anadolu Selçuklularını yeniden bir araya toplamış ve devleti yeniden düzene sokmuştur. Bizans üzerine baskı kurmaya başlayan I. Kılıç Arslan bu dönemde İzmir’de bulunan Çaka Beyliğinin hükümdarı Çaka Bey’in kızıyla evlenmiştir.

Çaka Bey’in Peçeneklerle birlikte İstanbul’a yönelik fetih emellerinden ve bölgede güçlenmesinden rahatsız olan Bizans’ın kışkırtmasıyla I. Kılıç Arslan kayınpederi Çaka Bey’e karşı Bizans’la bir antlaşma yapmıştır. Kendi devleti açısından da Çaka Bey’in güçlenmesini istemeyen I. Kılıç Arslan kayınpederi Çaka Bey’i öldürtmüş ve Bizans’la yaptığı antlaşma gereği devletin batı sınırını güvence altına almıştır.

Devletin batı sınırını güvence altına alan I Devletin batı sınırını güvence altına alan I. Kılıç Arslan, babası gibi doğuya yönelmiştir. Danişmentlilerde yaşanan taht mücadelesinden yararlanarak Malatya’yı kuşatan I. Kılıç Arslan, bu esnada büyük bir Haçlı ordusunun Anadolu’ya doğru ilerlediğini haber alınca Malatya kuşatmasını kaldırarak İznik’e doğru yola çıkmış ve I. Haçlı Seferi’ne karşı büyük mücadeleler vermiştir.

Anadolu Selçuklu Devleti başkenti olan İznik şehrini ele geçiren Haçlılar şehri Bizans idaresine bırakarak yollarına devam etmiş ve Eskişehir yakınlarında Anadolu Selçuklu Devleti Sultanı I. Kılıç Arslan ile 1 Temmuz 1097’de “I. Dorileon Muharebesi’ni” yapmışlardır. Her ne kadar I. Kılıç Arslan kendisine katılan diğer beylik ve devletlerin desteğini alarak ordusunu güçlendirse de baştan aşağı zırhlı ve sayıca çok üstün olan Haçlılar bu muharebeyi kazanmışlardır. Yollarına devam eden Haçlılar, Uluborlu, Yalvaç, Akşehir, Lâdik, Konya, Ereğli, Kemerhisar, Niğde, Kayseri ve Kahramanmaraş’ı geçerek “Kutsal Antakya’ya” ulaşmışlardır.

Haçlılar karşısında verdiği mücadelelere rağmen Başkent İznik’i Haçlılara kaptıran I. Kılıç Arslan, devletin merkezini Konya’ya taşımıştır. Haçlılara karşı verdiği mücadele sonrası Bizans İmparatorluğu’yla anlaşarak tekrar doğuya yönelen I. Kılıç Arslan Danişmentlilerden Malatya’yı alarak Suriye’ye yönelmiştir. I. Kılıç Arslan’ın Musul’u ele geçirmesi üzerine Büyük Selçuklu Devleti hükümdarı Sultan Muhammed Tapar, Emir Çavlı komutasında bir orduyu I. Kılıç Arslan üzerine göndermiş ve yapılan savaşta yenilen I. Kılıç Arslan atıyla Habur Nehri’ni geçerken 1107’de boğularak ölmüştür.

Anadolu Selçuklu Devleti Sultanı I Anadolu Selçuklu Devleti Sultanı I. Kılıç Arslan Haçlılar karşısında Dorileon Muharebesi’nde başarılı olamasa da sonraki süreçte uyguladığı ani baskınlarla Haçlıları büyük ölçüde imha etmeyi başarmıştır. Anadolu’dan ilerleyişlerini yaklaşık 3 ayda tamamlayabilen Haçlılar Antakya önlerine ulaştıklarında başlangıçta yaklaşık 600-700 bin olan sayıları 100 bin civarına düşmüştür.

ŞAHİN ŞAH DÖNEMİ ( 1110-1116)

I. Mesud Dönemi (1116- 1155) I. Kılıç Arslan’ın ölümüyle Anadolu Selçuklu Devleti bir dönem hükümdarsız kalmıştır. Bu dönemde her ne kadar I. Kılıç Arslan’ın oğlu Şahin Şah tahta geçse de Danişmentli Emir Gazi’nin de desteğini alan I. Mesud taht mücadelesini kazanarak 1116’da tahta geçmiştir. I. Mesud döneminde Danişmentlilere kaptırılan Anadolu hâkimiyeti yeniden Anadolu Selçuklularına geçmiştir. Danişmentlilerin taht kavgalarından yararlanarak Ankara, Çankırı ve Kastamonu’yu hâkimiyeti altına almıştır.

Anadolu Selçuklu Devleti’nin Anadolu’da güçlenmesinden rahatsız olan Bizans İmparatoru’nun Türkleri Anadolu’dan atmak amacıyla sefere çıkması ve Akşehir’i işgal etmesi üzerine I. Mesud, 1146’da Bizans İmparatoru Manuel Komnenus üzerine yürümüş ve yenilgiye uğratmıştır. II. Haçlı Ordusunun Anadolu’ya doğru harekete geçtiği haberini alan I. Mesud, Bizans’la bir antlaşma yapmak zorunda kalmıştır. Bu antlaşma gereği Antalya ve civardaki bazı yerleri Bizans’a bırakmıştır.

II. Haçlı Seferi’nde Danişmentlilerle beraber başarılı mücadeleler veren I. Mesud, 25 Ekim 1147 yapılan II. Dorileon Muharebesi’nde Haçlıları yenilgiye uğratmış ve büyük kayıplar verdirmiştir. Çukurova bölgesinde de bazı kale ve şehirleri ele geçirdikten sonra 1155’de ölmüştür. DİKKAT Anadolu Selçuklu Devleti’ne ait “İlk Para” (Bakır Para) I. Mesud zamanında bastırılmıştır.

II. Kılıçarslan Dönemi (1155-1192) 1155’de I II. Kılıçarslan Dönemi (1155-1192) 1155’de I. Mesud’un ölümünden sonra II. Kılıçarslan tahta geçmiştir. Tahta geçmesiyle birlikte kardeşleri ile taht kavgaları başlamıştır. Taht kavgalarıyla geçen bu dönemden yararlanmak isteyen Danişmentliler ve Musul Atabeyi Nurettin Mahmut Zengi, II. Kılıç Arslan’a karşı AMCASI Şahin Şah’ı desteklemiş ve bir ittifak kurmuşlardır.

Bu ittifakı bozmak adına harekete geçen II Bu ittifakı bozmak adına harekete geçen II. Kılıç Arslan öncelikle 1162’de Bizans ile bir saldırmazlık antlaşması imzalamış ve ülkenin batı sınırlarını güvence altına almıştır. Ardından amcası Şahin Şah üzerine yürüyen II. Kılıç Arslan bu taht isyanını bastırdıktan sonra Danişmentliler üzerine gidip Elbistan ve Kayseri’yi almıştır.

Musul Atabeyi Mahmut Zengi’nin ölmesiyle Musul Atabeyliğiyle ittifakları bozulan Danişmentlilerden Tokat, Niksar ve Sivas’ı almıştır. Mengüceklileri itaat altına alan II. Kılıç Arslan, Fırat’tan Sakarya Nehri’ne kadar olan bölgede egemenlik kurmuştur. Anadolu Selçuklularının bu ilerleyişini durdurmak ve Anadolu’daki Türk varlığını kırmak isteyen Bizans ile Miryokefalon Savaşı yapılmıştır.

Miryokefalon Savaşı (1176) Nedenleri; Haçlıların Anadolu’da yarattığı huzursuzluktan yararlanmak isteyen Bizans’ın Türkleri Anadolu’dan atarak yeniden Anadolu’ya hâkim olmak istemesi

Türkleri Anadolu’dan atmak isteyen Bizans İmparatoru Manuel Komnenos büyük bir ordu hazırlayarak, Eylül 1176’da Eğirdir Gölü kenarında Sultandağı bölgesine gelmiştir. Anadolu Selçukluları başlangıçta ani baskınlarla yıprattığı Bizans Ordusunu Denizli yakınlarında Miryokefalon (Kumdanlı) vadisinde sıkıştırmış ve yapılan savaşta II. Kılıçarslan yaklaşık 100 bin kişilik ordusuyla Bizans’ı bozguna uğratmıştır.

Bizans İmparatoru Manuel Komnenos başlangıçta kaçarak kurtulmak istese de sonradan vazgeçerek yeniden saldırıya geçmiştir. Ancak yine Selçuklu taarruzu karşısında çaresiz kalan Bizans İmparatoru II. Kılıç Arslan’ın taarruzu durdurmasıyla canını kurtarmıştır. II. Kılıç Arslan’ın antlaşma teklifini kabul eden Bizans İmparatoru tazminat ödemeyi ve Eskişehir ile Uluborlu’daki kaleleri yıkmayı kabul etmiştir.

Savaş sonrası Anadolu Selçuklu Devleti büyük bir ganimet elde etti Sonuçları; Savaş sonrası Anadolu Selçuklu Devleti büyük bir ganimet elde etti Türklerin Batıya yayılmaları önünde bir engel kalmadı. Bizans’ın Türkleri Anadolu’dan atma ümidi kalmadı. Anadolu’nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Haçlılar yeni bir sefer hazırlığına başladı (III. Haçlı Seferi)

Bu sefer Bizans’ın Anadolu’ya yaptığı son sefer olup, Savaş sonrası Bizans artık Türklere karşı taarruz durumundan savunma durumuna geçerken, Türkler “Taarruz” gücüne ulaşmıştır. Malazgirt Zaferi ile Türklere kapılarını açan Anadolu, Miryokefalon Savaşı ile “TÜRK VATANI” olmuş, Anadolu’nun Türklerden alınamayacağı anlaşılmıştır.

1) Malazgirt ile Anadolu’nun kapıları Türklere açılmıştır. 2) Miryokefalon Savaşı ile Anadolu’yu kesin olarak Türklerin ikinci yurdu haline gelmiştir. 3) Büyük Taarruz ile Anadolu’nun Türk Yurdu olduğu tüm Dünyaya gösterilmiştir. 4) Lozan Antlaşması ile Anadolu’nun tapusu alınmıştır.

1192’de II. Kılıçarslan vefat etmiştir. Danişmentlilerin Anadolu Selçuklu Devleti’ne karşı Bizans’la ittifak yapması üzerine 1178’de bu beyliğe son vermiştir. II. Kılıçarslan, Eskişehir ve Kütahya’yı fethettikten sonra 1186’da yaşlandığını ileri sürerek ülkeyi 11 oğlu arasında paylaştırmış ve Konya’ya çekilmiştir. II. Kılıçarslan daha hayattayken oğulları arasında taht kavgaları yaşanmaya başlamış ve devlet zayıflamıştır. Taht kavgalarıyla geçen bu dönemde III. Haçlı Seferi’ne karşı gerektiğince mücadele verilememiştir. 1192’de II. Kılıçarslan vefat etmiştir.

DİKKAT Anadolu Selçuklu Devleti’nde ilk gümüş para (DİRHEM) II. Kılıçarslan döneminde bastırılmıştır.

I. Gıyaseddin Keyhüsrev Dönemi ( 1192-1196&1205-1211) 1192’de tahta geçen I. Gıyaseddin Keyhüsrev dört yıllık ilk hükümdarlığı dönemini taht kavgalarıyla geçirmiş ve 1196’da tahtını abisi ve Tokat Meliki olan II. Rükneddin Süleyman Şah’a bırakmıştır. 1204’de II. Rükneddin Süleyman Şah’ın ölümüyle yerine çocuk yaştaki oğlu III. Kılıç Arslan geçse de yaklaşık sekiz ay sonra tahta yeniden çıkan I. Gıyaseddin Keyhüsrev’in ikinci saltanatı başlamıştır.

Haçlı seferleri sonrası kurulan İznik İmparatorluğu ile anlaşma yapan I. Gıyaseddin Keyhüsrev, batı sınırları güvence altına aldıktan sonra 1205'Karadeniz ticaretine zarar veren Trabzon Rum İmparatorluğu üzerine yürüyüştür. Samsun ve çevresini ele geçiren I. Gıyaseddin Keyhüsrev, Karadeniz ticaret yolunu kontrolüne geçirmiştir. Ardından güneye yönelen I. Gıyaseddin Keyhüsrev 1207’de Antalya’yı alarak Anadolu Selçuklu Devleti’ne ilk limanını kazandırmıştır.

DİKKAT Antalya’nın fethedilmesiyle Anadolu Selçuklularında “ilk donanma” burada kurulmuştur.

Antalya’da bir donanma kuran I Antalya’da bir donanma kuran I. Gıyaseddin Keyhüsrev, Venedik’le ve Mısır’la ticaret anlaşmaları imzalamıştır. İznik İmparatorunun vergisini ödememesi üzerine 1211’de sefere çıkan I. Gıyaseddin Keyhüsrev Alaşehir yakınlarında yaptığı savaşta şehit olmuştur. Onun döneminde Anadolu Selçuklu Devleti ticaret alanında büyük ilerlemeler kaydetmiştir.

Ticareti geliştirmek adına; Birçok kervansaray hayata geçirilerek tüccarların konaklama hizmetleri sağlandı. Önemli limanlar ve ticaret yolları ele geçirilip ticaret hacmi genişletildi. Tüccarların malları sigortalanarak koruma altına alındı. Gümrük vergilerinde indirimler yapıldı.

Bizans’ı vergiye bağlamıştır. II. Rükneddin Süleyman Şah Dönemi (1196-1204) II. Kılıçarslan’ın 1192’de ölümüyle yerine I. Gıyaseddin Keyhüsrev geçse de II. Rükneddin Süleyman Şah, kardeşinin hükümdarlığını tanımamış ve mücadeleye girişmiştir. Bu mücadele sonunda 1196’da I. Gıyaseddin Keyhüsrev tahtı II. Rükneddin Süleyman Şah’a bırakmak zorunda kalmıştır. Türk birliğini yeniden kurmak adına kardeşlerinin elinden Niksar, Amasya ve Elbistan’ı alarak buralarda itaat kurmuştur. Bizans’ı vergiye bağlamıştır.

Kilikya Ermeni Krallığı Anadolu Selçuklu Devleti’ne tabii edilmiştir. Torosların kuzeyine akınlar düzenleyerek bazı kaleleri zapt eden Kilikya Ermeni Kralı II. Leon üzerine yürüyen Rükneddin Süleyman Şah, Leon’u mağlup ederek 1099’da Ermenileri Torosların güneyine çekilmeye mecbur etmiştir. Kilikya Ermeni Krallığı Anadolu Selçuklu Devleti’ne tabii edilmiştir. Doğuya yönelerek Malatya’yı alan Rükneddin Süleyman Şah, Mengüceklileri ve Artukluları itaat altına almıştır.

Gürcülerin sürekli Türk topraklarına saldırmaları üzerine Gürcüler üzerine sefere çıkıp bağlı hükümdar ve beylerinde bu seferde kendisine katılmalarını istemiştir. Bu sırada Saltuklu hükümdarı Alâeddin Melikşah’ı tutuklatarak Erzurum’u almış, 1202’de Saltukluların bütün topraklarına el koyarak Saltuklulara son vermiştir. Erzurum’un alınmasıyla asıl hedef olan Gürcüler üzerine yürüyen Rükneddin Süleyman Şah Mecingerd Kalesi civarında ordugâh kurmuşken Gürcülerin anı baskınıyla yenilgiye uğramıştır. Gürcistan üzerine yeni bir sefere hazırlanırken Konya- Malatya arasında vefat etmiştir.

İzzeddin Keykavus Dönemi ( 1211-1220) 1211’de I. Gıyaseddin Keyhüsrev’in ölmesiyle tahta geçmiştir. Kardeşlerle olan taht mücadeleleriyle uğraşmıştır. Trabzon Rum İmparatorluğu yenilgiye uğratılarak Sinop alınmış ve önemli bir liman kenti kazanılmıştır. Sinop’ta bir tersane kurulmuştur. Çukurova bölgesindeki Ermeniler vergiye bağlanmıştır. Artuklular ve Erbil Beyliği hâkimiyet altına alınmıştır. Ticari hayata hız kazandırmak adına Kıbrıs Krallığı ve Venedik’le ticaret antlaşmaları imzalanmıştır. 1220’de Eyyubiler üzerine çıktığı sefer sırasında Malatya’da vefat etmiştir.

I. Alâeddin Keykubad Dönemi (1220-1237) 1220’de İzzeddin Keykavus’un ölmesiyle tahta çıkmıştır. Anadolu Selçuklularına her alanda en güçlü dönemini yaşatmıştır. Moğol istilalarına karşı önlemler almıştır. Bu amaçla ülkenin doğu sınırlarında yer alan Sivas, Kayseri, Konya gibi şehirlerde kaleleri ve surları güçlendirmiştir. Moğol istilalarından kurtulmak adına Moğollarla iyi geçinmeye çalışmıştır. Moğollara karşı Harzemşahlarla ve Eyyubilerle ittifak kurmaya çalışmıştır.

1228’de Mengücekliler üzerine yürüyerek bu beyliğe son vermiştir. 1223’de Alanya’yı (Alaiye-Kalonoros) fetheden Keykubat, kuzeye yönelmiştir. Ticareti geliştirmek ve İpek yolunu kontrolü altına almak adına ilk deniz aşırı seferi düzenleyerek Kırım’ın “Suğdak Limanını” almış ardından Rus Knezliklerini ve Kıpçak Beylerini itaat altına almıştır. 1228’de Mengücekliler üzerine yürüyerek bu beyliğe son vermiştir. Artukluların Harput koluna son verilmiştir. DİKKAT Anadolu’da “İlk Siyasi Birlik” Alâeddin Keykubat tarafından kurulmuştur

Celaleddin Harzemşah’ın Anadolu Selçuklu topraklarına saldırması Yassıçemen Savaşı (1230) Nedenleri; Celaleddin Harzemşah’ın Anadolu Selçuklu topraklarına saldırması Harzemşahlar hükümdarı Celaleddin Harzemşah başlangıçta Anadolu Selçuklu Devleti ile iyi ilişkiler kurmuş ve Moğollara karşı ittifak içinde bulunmuştur. Ancak sonraki süreçte Celaleddin Harzemşah’ın Anadolu Selçuklu Devleti toprağı olan Ahlat’ı işgal etmesi üzerine Alâeddin Keykubat Harzemşahlar üzerine yürümüştür. Erzincan yakınlarında Yassıçemen’de yapılan savaşta Harzemşahlar yenilgiye uğratılarak yıkılış sürecine sokulmuştur.

Harzemşahlar yıkılış sürecine girmiştir. Sonuçları; Harzemşahlar yıkılış sürecine girmiştir. Harzemşahlar’ın yıkılmasıyla Anadolu Selçuklu Devleti Moğol İlhanlılarla sınır komşusu olmuştur. Böylece Anadolu Moğol istilalarına açık hale gelmiştir.

DİKKAT Harzemşahlar’a son veren Alâeddin Keykubat bir anlamda kendi devletinin sonunu getirmiştir. Moğollarla Anadolu Selçukluları arasında bir tampon bölge olan Harzemşahlar’ın yıkılmasıyla Moğollarla sınır komşusu olan Anadolu Selçuklu Devleti 1243 yılında Moğollarla yaptığı Kösedağ Savaşı sonrası yıkılış sürecine girmiştir.

Yassıçemen Savaşı sonrası Moğollar Doğu Anadolu içlerine kadar girip Sivas’a kadar ilerlemişlerdir. Bunun üzerine Alâeddin Keykubat Moğol Hanı Ögeday’a bir elçi göndererek barış yapmıştır. Moğolların durmayacağını bildiğinden yeni tedbirler alan Alâeddin Keykubat, Ahlat, Van, Adilcevaz ve Bitlis’i topraklarına katıp, harap haldeki kaleleri onarmıştır. Harput Artuklularıyla birleşen Eyyubiler üzerine yürüyen Alâeddin Keykubat 1234’de Harput’u almıştır

Eyyubiler’e kesin olarak son vermek isteyen Alâeddin Keykubat Kayseri’de hazırlıklarına başlamışken Abbasi halifesi bu iki devlet arasındaki mücadelenin Moğollara yarayacağı düşüncesiyle arabuluculuk yapmıştır. Alâeddin Keykubat 1237’de bir ramazan Bayramı’nda elçilere verdiği yemek sırasında zehirlenerek ölmüştür.

II. Gıyaseddin Keyhüsrev Dönemi Alâeddin Keykubat’ın ölmesi üzerine Sadettin Köpek’in yardımını da alan II. Gıyaseddin Keyhüsrev tahta geçmiştir. Hükümdarlığı almasında yarar gördüğü Sadettin Köpek’i vezirliğe getiren II. Gıyaseddin Keyhüsrev, vezirinin kışkırtmalarıyla devlete önemli hizmeti olmuş birçok devlet adamını öldürtmüştür.

Diyarbakır alınarak, Suriye Eyyubilerine son verilmiştir. Daha sonra vezirin yanlış işlerine vakıf olan Keyhüsrev, Sadettin Köpek’i de öldürtmüştür. Bozulan ekonomiyi düzeltmek adına halka yeni vergiler koyulmuş bu durum huzursuzlukları artırmıştır. Diyarbakır alınarak, Suriye Eyyubilerine son verilmiştir. Zayıf kişiliği nedeniyle Onun döneminde saray entrikaları artmış ve Baba İshak İsyanı baş göstermiştir.

Baba İshak (Bâbâ'î) İsyanı (1240) Dini, siyasi ve ekonomik nedenler etrafında şekillenen bu isyan Anadolu Selçuklu Devleti tarihindeki en büyük Türkmen ayaklanması olup, devleti yıkılışa sürükleyen olaylar dizisinin başlangıcı olacaktır. 13.yüzyılda Moğol baskısıyla çok sayıda göçebe Türkmen, Azerbaycan ve Horasan bölgelerinden kaçarak Anadolu’ya göçmüş, Anadolu Selçuklu Devleti ise bu göçmenlerin batıya geçmelerine izin vermemiştir.

Anadolu’da yerleşik yaşama geçmiş olan Türkmenler ile bu yeni gelen göçebe Türkmenler arasında otlak ve kışlak paylaşımında anlaşmazlıkların çıkması üzerine Anadolu Selçukluları yerleşik olan halkı korumuş ve kayırmış, yeni gelen göçebeleri ise cezalandırmıştır. Bu durum kısa sürede yeni gelen göçebe Türkmenlerin yoksulluğa ve sefalete düşmesine sebep olmuştur. Bu yaşananlar yoksullaşan göçmen Türkmenleri Moğol istilası sırasında Harzemşahlar’ın hâkimiyetindeki topraklardan Anadolu’ya gelmiş olan Alevi Vefaiyye tarikatına bağlı Türkmen şeyhi Baba İlyas (Şeyh Ebu’l- Beka Baba İlyas-i Horasani) etrafında toplanmaya itmiştir.

Anadolu’ya gelen Baba İlyas Amasya yakınlarındaki Çat (İlyas) köyüne yerleşmiş ve burada çok sayıda mürit elde etmiştir. Kendini peygamber ilan eden ve Baba Resul olarak ta bilinen Baba İlyas Anadolu Selçuklu Hükümdarı II. Gıyaseddin Keyküsrev’e karşı iktidarı ele geçirmek adına isyan hareketi başlatmış, bu isyanın sevk ve idaresini ise halifesi olan Baba İshak’a (Baba İshak Kefersudi) bırakmıştır. Anadolu Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsrev'in adaletsiz yönetimi, yoksul ve haksızlığa uğrayan geniş kitlelerinin Baba İlyas'ın çevresinde toplanmasına da yol açmış ve isyan kısa sürede büyümüştür.

Baba İshak Adıyaman yakınlarındaki Kefersüd bölgesindeki Türkmenleri silahlandırmış ve Adıyaman, Kâhta ve Gerger’i ele geçirmiştir. İsyancılar üzerine yürüyen Anadolu Selçuklu kuvvetleri Elbistan’da yenilmiş ve Sivas’ı da ayaklanmacılara bırakmak zorunda kalmışlardır. Ardından Amasya ve Kayseri’de ayaklanmacılar kontrolüne geçmiştir. Bu arada Amasya’da bulunan Baba İlyas üzerine gönderilen kuvvetler Baba İlyas’ı Amasya Kalesi’nde öldürmüşlerdir. Şeyhi Baba İlyas’ın öldürülmesiyle daha da hırçınlaşan Baba İshak ve isyancılar başkent Konya’ya doğru yola çıkmışlardır.

Halep ve Antep yöresine sürülmüş olan Harezm Türkleri de isyana katılınca ayaklanma geniş bir bölgeye yayılmıştır. İsyancıların başkent Konya’yı tehdit etmeye başlaması üzerine II. Gıyaseddin Keyhüsrev Konya’dan ayrılmak zorunda kalmıştır. Bu esnada toparlanan Anadolu Selçuklu ordusu paralı Frank askerlerinde orduya alınmasıyla güçlenmiş ve Kırşehir yakınlarında Malya Ovası’nda yapılan savaşta isyancılar yenilgiye uğratılmışlardır

Baba İshak’ta dâhil olmak üzere bütün erkekler kılıçtan geçirilmiş, kadın ve çocuklara dokunulmamıştır. Bâbâ'î Ayaklanması, Anadolu Selçuklu Devletini iyice güçsüz duruma düşürmüş ve Anadolu Selçukluları Anadolu’ya giren Moğollara 1243’teki Kösedağ Savaşı’nda teslim olmak zorunda kalmıştır. Bâbâ'î Ayaklanması bastırılmasına karşın, bu harekete bağlı olarak yayılan Babailik inancı etkisini uzun zaman sürdürmüştür.

DİKKAT Baba İshak İsyanı 16. Yüzyılda yoğun olarak yaşanacak Alevi-Türkmen ayaklanmaları üzerinde büyük etkiye sahiptir. Baba İshak İsyanının bastırılmasında Anadolu Selçuklu Devleti’nin güçsüzlüğünü gören Moğollar Anadolu’ya girmeye başlamış ve 1243’de Kösedağ Savaşı yapılmıştır.

Moğolları Anadolu içlerine girmesi Kösedağ Savaşı (1243) Nedenleri; Moğolları Anadolu içlerine girmesi Alâeddin Keykubat zamanında Anadolu’ya saldırmaktan çekinen Moğollar, onun ölümü üzerine tahta çıkan II. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında çıkan Baba İshak (Babai) İsyanında devletin zayıflamasını fırsat bilerek Anadolu içlerine girmeye başlamışlardır. İran’daki Moğol orduları başkomutanlığına getirilen Baycu Noyan, Kafkasya’daki Ermeni ve Gürcü kuvvetlerden de yardım alarak 1242’de Erzurum’a saldırmış, şehrin tüm imkânlarıyla kendisini savunmaya çalışmasına rağmen akıl almaz zulüm ve katliamlarla şehri ele geçirmiştir.

Bu haberi alan II. Gıyaseddin Keyhüsrev yaklaşık 80 bin kişilik ordusuyla Sivas’ta ordugâh kurup düşmanı beklemeye başlamıştır. Sultanın Sivas’ta olduğunu haber alan Baycu Noyan beraberindeki kuvvetlerle harekete geçmiştir. Moğolların üzerine geldiğini haber alan II. Gıyaseddin Keyhüsrev tecrübesiz ve harpten anlamayan devlet erkânının tazyikiyle Sivas’tan ayrılarak Sivas’ın yaklaşık 80 kilometre doğusunda bulunan Kösedağ mevkiine gelmiştir. Her ne kadar ordu burada mevzilense de yine tecrübesiz kişilerin tazyikine gelen II. Gıyaseddin Keyhüsrev, müstahkem mevkileri bırakarak düşmanın karşılanmasını emretmiştir.

Moğol kuvvetleriyle karşılaşan öncü kuvvetler Moğolların ilk başta geri çekildiklerini görerek daha da sokulmuşlardır. Ardından geri dönüş yapan Moğol kuvvetleri öncü Selçuklu kuvvetlerini bozguna uğratmışlardır. Öncü kuvvetlerinin bozguna uğradığını duyunca ordunun tamamen yenildiğini sanan II. Gıyaseddin Keyhüsrev düşmanın eline geçmemek için otağını ve hazinelerini harp meydanında bırakıp Tokat’a oradan da Konya’ya doğru kaçmaya başlamıştır.

Sultanın harp meydanından kaçtığını henüz duymayan Selçuklu askerleri akşamın geç vakitlerine kadar düşmanla çarpışmaya devam etmişler, Sultanın harp meydanını terk ettiğini öğrenince de onlar da çadırlarını bırakarak firar etmişlerdir. Çadırlarda bir hareketlilik görmeyen Moğollar, bunun bir harp hilesi olduğunu zannederek çadırlara iki gün yanaşmamışlar, 3 Temmuz 1243 günü çadırlara girerek talan etmişlerdir.

Anadolu Selçuklu Devleti yıkılış sürecine girmiştir. Sonuçları; Anadolu Selçuklu Devleti yıkılış sürecine girmiştir. Anadolu’daki Türk birliği bozulmuştur. Moğollar Anadolu’yu yağmalamaya başlamışlardır. Anadolu ekonomisi ve ticareti zarar görmüştür. Anadolu Moğolların denetimine girmiştir. Anadolu Selçuklu Devleti Moğollara her yıl vergi vermeyi kabul etmiştir. İkinci Türk Beylikleri dönemi başlamıştır.

DİKKAT 1243 Kösedağ Savaşı’nı kazanan Moğollar Anadolu içlerine girerek dönemimin en önemli ticaret ve kültür merkezleri olan şehirleri yağmalamış ve yakıp, yıkmışlardır. Bu durum o döneme kadar oluşan Anadolu’daki Türk medeniyetine zarar vermiştir. II. Gıyaseddin Keyhüsrev 1246 yılında Kilikya Ermeni Krallığı üzerine sefere giderken Alanya’da vefat etmiştir.

Son Dönem Anadolu Selçuklu Devleti ve Yıkılış Kösedağ Savaşıyla birlikte Anadolu Selçuklu Devleti adeta Moğolların kuklası haline gelmiştir. Moğollar istedikleri kişiyi tahta geçirirken istediklerini tahttan indirmişlerdir. II. Gıyaseddin Keykavus’tan sonra 3 oğlu taht kavgasına tutuşmuştur. Bu üç oğul; II. İzzeddin Keykavus (1246-1260) IV. Rükneddin Kılıç Arslan (1248-1265) II. Alâeddin Keykubat (1249-1257) Moğolların ülkeyi bu üç kardeş arasında paylaştırmasıyla üç kardeşin toplam sekiz yıl sürecek “üçlü ortak saltanatları” dönemi yaşanmıştır.

II. İzzeddin Keykavus’un tahtını bırakıp Kırım’a gitmesi ve II II. İzzeddin Keykavus’un tahtını bırakıp Kırım’a gitmesi ve II. Alâeddin Keykubat’ın ölmesiyle IV. Rükneddin Kılıç Arslan devleti yöneten tek hükümdar kalmıştır. 1265’de IV. Rükneddin Kılıç Arslan’ın Moğollar tarafından öldürülmesi üzerine yerine çok küçük yaştaki oğlu III. Gıyaseddin Keyhüsrev geçmiştir. III. Gıyaseddin Keyhüsrev çok küçük yaşta hükümdar olduğundan, onun zamanında Vezir “Muineddin Süleyman Pervane” devlet yönetimini eline almıştır. Muineddin Pervane bir taraftan Moğollarla iyi geçinmeye çalışırken diğer taraftan Moğolları ülkeden atmanın çaresini aramıştır.

Başlangıçta Memlüklüler’e karşı Moğollarla işbirliği yapan Muineddin Pervane daha sonra değişen koşullarla Moğollara karşı Memlüklüler’le işbirliğine girmiştir. Muineddin Pervane’nin çağrısı üzerine Moğollar karşısında büyük zaferler kazanan Memlük Sultanı Baybars 1277’de Anadolu’ya sefer düzenlemiş, Elbistan ovasında Moğolları yenilgiye uğratarak Kayseri’ye kadar ilerlemiştir. Muineddin Pervane’nin yardıma gelmemesi ve kışın yaklaşması nedeniyle Memlük Sultanı Baybars geri dönmüştür. Bu yenilgi üzerine Moğol Hükümdarı Abaka Han, Selçuklulardan öç almak amacıyla başta Muineddin Pervane olmak üzere birçok din ve devlet adamını öldürtmüştür.

Cimri Olayı Anadolu’da Moğollarla mücadele eden beyliklerin basında “Karamanoğulları” yer alıyordu. Her ne kadar onlar da Selçuklu-Moğol müşterek kuvvetleri karşısında birkaç defa bozguna uğratılmış ise de “Mehmed Bey” zamanında tekrar güçlenmişlerdir. Bu dönemde ayaklanarak Konya’yı ele geçiren “Karamanoğulları”, İnançoğullarının ve Menteşeoğullarının da desteğini alarak 1277’de II. İzzeddin Keykavus’un oğlu olduğu iddiasıyla “Alâeddin Siyavuş’u” (Cimri lakabıyla anılır) Konya’da tahta çıkarmışlardır. Alâeddin Siyavuş’un tahta çıkmasını sağlayan bu siyasi hamlenin yürütücüsü “Karamanoğlu Mehmet Bey’de” vezir olmuştur.

1279’da yakalanan Alâeddin Siyavuş öldürülmüştür. Bunun üzerine III. Gıyaseddin Keyhüsrev ve vezir Fahreddin Ali (“Sahip Ata”), Moğollarında desteğini alarak Konya üzerine yürümüş ve Karamanoğulları tarafından oluşturulan bu saltanata son vermişlerdir. 1279’da yakalanan Alâeddin Siyavuş öldürülmüştür. DİKKAT Karamanoğlu Mehmet Bey, döneminde Türkçe’yi resmi dil ilan etmiştir.

Moğol hükümdarı Teküdar, bu olay sonrası Selçuklu ülkesini III Moğol hükümdarı Teküdar, bu olay sonrası Selçuklu ülkesini III. Gıyaseddin Keyhüsrev ve II. Gıyaseddin Mesud arasında paylaştırmıştır. Bu bölünmeyi kabul etmeyen III. Gıyaseddin Keyhüsrev, Moğol hükümdarı Teküdar’ın yanına gitmek üzere yola çıksa da Moğol tahtında yaşanan değişiklikle başa geçen Argun Han, 1284’de III. Gıyaseddin Keyhüsrev’i boğdurtarak öldürtmüştür. III. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminden sonra II. İzzeddin Keykavus’un oğlu II. Gıyaseddin Mesud ve torunu olan III. Alâeddin Keykubat yönetimleri yaşanmıştır;

1336 yılına kadar Moğolların Anadolu’daki varlıkları devam etmiştir. II. Gıyaseddin Mesud: 1282-1284 & 1284-1293 & 1294- 1301 & 1303-1308 olmak üzere dört kez tahta çıkmıştır. III. Alâeddin Keykubat: 1284 & 1293-1294 & 1301-1303 olmak üzere üç kez tahta çıkmıştır. En nihayetinde II. Mesud’un ölmesiyle 1308’de Anadolu Selçuklu Devleti tamamen tarih sahnesinden silinmiştir 1336 yılına kadar Moğolların Anadolu’daki varlıkları devam etmiştir.

DİKKAT Bu dönemlerde yaptığı fetihlerden dolayı Osmanlı Devleti’nin kurucusu olan Osman Gazi’ye Beylik unvanı verilmiştir. Beylik unvanının verildiği 1299 tarihi Osmanlı Devleti’nin kuruluş tarihi olarak kabul edilmektedir.