Milli Eğitim Dergisi Yıl 2000 Sayı 146.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
ÇAN İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
Advertisements

ÖZEL ENVAR ilköğretim okulu
Yrd. Doç. Dr. Mehmet OKUTAN
ANADOLU LİSELERİ TANITIM SUNUSU OKUL REHBERLİK SERVİSİ
ORTAOKUL SONRASI EĞİTİM SEÇENEKLERİ
Beden Hareketleriyle Kontrol Edilen Kinect Teknolojisinin Zihinsel Engelli Öğrenciler Açısından Eğitimde Kullanım Potansiyeli Figen DEMİREL UZUN Şeyma.
Öğrenci davranışlarını etkileyen etmenler
K. K. T. C MİLLİ EĞİTİM, GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI EYLÜL 2010.
OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİ
KİMLİK GELİŞİMİ VE KENDİNİ KABUL
TOKİ ŞEHİT MUSTAFA DOLUMAY ANAOKULU
Yaşam Boyu Öğrenme Prof. Dr. Ali ŞEN.
ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİ
MATEMATİK EĞİTİMİ FELSEFESİ
12 Yıllık Zorunlu Eğitime Yönelik Uygulamalar
OKULLARDA UYGULANAN KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİ uygulamaları
Oguzhanhoca.com /oguzhanhocam /oguzhan_hoca.
KAYNAŞTIRMA öğrencileri Ölçme ve Değerlendirme Esasları
OKULÖNCESİ EĞİTİM NEDİR?
YAPILANDIRMACI YAKLAŞIM VE DRAMA Hazırlayan: Dr. Uğur Altay MEMİŞ
Patnos Rehberlik ve Araştırma Merkezi Özel Eğitim Hizmetleri Bölüm Başkanlığı KAYNAŞTIRMA BEP.
DESTEK EĞİTİM ODASI VE ÖZEL EĞİTİM SINIFLARI AÇILMA SÜRECİ VE BU SINIFLARDA DERSE GİRECEK ÖĞRETMENLER Destek eğitim odası: Kaynaştırma uygulamaları yoluyla.
MARDİN-ARTUKLU REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ
İLKÖĞRETİM SONRASI EĞİTİM SEÇENEKLERİ
ÖZEL EĞİTİM DÜZENLEMELERİ
EĞİTİMDE AİLENİN ÖNEMİ
OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN ÖNEMİ VE OKULA UYUM
KAVRAM ÖĞRETİMİNDE ÇALIŞMA YAPRAKLARININ KULLANILMASI
Ders seçimi veli, “öğrenci” tarafından yapılır.
Professor Kay Livingston İstanbul. İskoçya’daki Dil Politikası Avrupa Birliği’nin 1+2 modeline dayalı olarak okullarda dil öğretimi ile ilgili bir.
KELİME KUMBARAM.
8.YIL SONRASINDAKİ ALTERNATİFLER8.YIL SONRASINDAKİ ALTERNATİFLER.
Sandıklı Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi
SBS YBP SBS (SEVİYE BELİRLEME SINAVI) ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ SİSTEMİ (OGES)
KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİNDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
ÖZEL EĞİTİM OKUL VE SINIFLARI MALTEPE RAM
ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ SİSTEMİ (OGES) YEŞİLGİRESUN İLKÖĞRETİM OKULU PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK SERVİSİ Psikolojik Danışman FİDAN YILDIZ.
ZİHİN ENGELLİ ÇOCUKLARDA ZİHİNSEL GELİŞİM
SANAT EĞİTİMİ.
ÖZEL EĞİTİM SINIFI VE KAYNAŞTIRMA UYGULAMALARI
Öğretim Yılında 8. sınıfta okuyan öğrenciler, Ortaöğretime (Liseye) yeni sınav sistemi olan TEOG ile yerleştirileceklerdir.
ZAMANIN ETKİLİ KULLANIMI
DİL VE KONUŞMA BOZUKLUKLARI
GÜNDEM: 1. Toplantının açılışı, oklama kağıdının imzalanması. 2. Birinci dönem çalışmalarının değerlendirilmesi. 3. Okuma – yazma öğreniminde sınıfın.
KISIM 4 Sınıfta Biliş. KISIM 4 Sınıfta Biliş BÖLÜM 11 Okumayı Öğrenme.
ORTAK SINAVLAR (YAZILILAR) TEOG Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş
Özel Eğitime Gereksinimi Olan Öğrenciler ve ÖZEL EĞİTİM
DİĞER TUTUMLAR.
KAYNAŞTIRMA/BÜTÜNLEŞTİRME UYGULAMALARI VE BEP SEMİNERİ
Özel eğitim hizmetleri kurulu, özel eğitim değerlendirme kurul raporu doğrultusunda özel eğitime ihtiyacı olan bireyi uygun resmî okul veya kuruma yerleştirir.
AMAÇ, İÇERİK VE AKADEMİK YAKLAŞIM UYGULAMA SÜRECİ BEKLENEN SONUÇLAR.
Okula neden devam ediyorsunuz? “Eğitim görmek için.”… Okul bizi hayata hazırlamada laboratuvar görevi görür. Sorunlara uygun çözüm yolları geliştirmemize.
İŞİTME ENGELLİLERDE ÖĞRETİM TEKNİKLERİ
Sayısal, Eşit Ağırlık, Sözel ve Yabancı Dil Alanlarında Eğitim Almak Mümkündür. Öğrencileri ilgi, yetenek ve başarılarına göre yükseköğretim programlarına.
TÜRK MİLLÎ EĞİTİM SİSTEMİNİN GENEL AMAÇ VE İLKELERİ
Okul Öncesi Eğitim Dr. Burcu Çabuk.
Ders 5 Kavram öğretiminde öğretim yöntemleri
ÖZGÜL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ Uzm. Psk. Aylin İlden Koçkar
Öğretimin Planlanması

Sağlık Bilimleri Fakültesi
SOSYAL UYUM GÜÇLÜĞÜ OLAN BİREYLER. Tanım ve Sınıflandırma Sosyal Uyum: Bireyin aynı anda çevresindeki değişiklikleri algılaması, yeniliklere uyum sağlaması,
MATEMATİK EĞİTİMİ FELSEFESİ
İLK ÖĞRETİM HAFTASI NE DEMEK ?
Milli Eğitim Dergisi Yıl 2000 Sayı 146.
TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDE YENİ YAKLAŞIMLAR
Çağdaş Gelişmeler Işığında Ana Dili Öğretimi
YAPLANDIRMACILIK VE TÜRKÇE ÖĞRETİMİ
Sunum transkripti:

Milli Eğitim Dergisi Yıl 2000 Sayı 146

Yabancı Dil Eğitimi Hususunda Felsefî Bir Yaklaşım Mehmet ÖNAL

KÜLTÜR EREZYONUNA YOL AÇMADAN BİR YABANCI DİL EĞİTİMİ NASIL VERİLMELİDİR?

Durum: Ülkemizin eğitim öğretim faaliyetlerinde, belirlenen hedefin çok altında kaldığı önemli bir saha da yabancı dil eğitimidir. Diğer sahalarda olduğu gibi bu sahada da hem öğretmen sayısı hem de formasyon kalitesi bakımından bir yetersizlik söz konusudur. Ayrıca ders araç ve gereç eksikliği, sınıfların kalabalık olması ve fizikî şartların uygunsuzluğu gibi başarıyı olumsuz olarak etkileyen sebepler de vardır.

Bütün bunların yanında esas eksiklik yabancı dil öğretiminde felsefî bir yaklaşımın olmamasında ve psiko-sosyal öneriler ışığında bir program ve hedefin belirlenmemesindedir. Çünkü temel araç ve gereç eksikliklerini gidermiş olan eğitim kurumlarında bile istenilen başarının tam olarak gerçekleştirildiği söylenemez.

Öneriler: Yukarıdaki eksikliklerden en önemlisi olan “hedef ve amacın belirlenmesi”, yabancı dil öğreniminden önce kültür ve ana dilin özümsenmesi gibi hususlar göz önünde bulundurularak aşağıdaki önerileri sıralayabiliriz.

1. İyi bir yabancı dil eğitimi için öncelikle öğrencilere iyi bir ana dil eğitimi verilmelidir. Çünkü ana dili öğrenme süreci aynı zamanda çocuğun kültürü kazanma süreci ile birlikte ilerler..Bu yüzden henüz kendi kültürünü özümseyememiş çocukların bir yabancı dili öğrenmesi hem çocuğun şahsiyet gelişimini hem de topluma uyumunu olumsuz olarak etkileyecek ve öğrenme zorluğu doğuracaktır. Bu durum göz önünde tutulursa çok erken yaşta yabancı dil öğretimi sakıncalı gözükmektedir.

2.Bu temel sebep yüzünden ülkemizde yeni uygulamaya konan sekiz yıllık temel eğitimin ilk beş yılında kesinlikle yabancı dil eğitimi verilmemelidir. Çünkü temel eğitimin bu beş yılı aynı zamanda ana dil ve kültür kalıplarının yoğun olarak öğrenildiği, buna bağlı olarak kişiliğin geliştiği ve toplumsal değerlerin özümsendiği çok hassas bir safhadır.

3. Atatürk devrimlerinden biri olan harf devrimi ile Latin alfabesine geçmiş olduğumuz için sekiz yıllık temel eğitimin ilk beş yılında Avrupa dillerinden herhangi birisinin öğretilmesi öğrencinin Türkçe okuyup yazmasını olumsuz olarak etkileyebilir. Aynı harf şekillerinin ayrı seslerle ifade edilmesi ve özellikle ülkemizde yaygın bir yabancı dil olan İngilizcenin yazılış ve okunuşunun farklı olması bu olumsuzluğu daha da arttıracaktır.

4. Yabancı dil öğretilirken tabii bir yöntem izlenmeli ve aynen anadil öğretiminde olduğu gibi öğrenciye önce konuşma daha sonra yazma öğretilmelidir. Bu cümleden olarak, sekiz yıllık temel eğitimin altıncı ve yedinci yıllarda sadece seçilen yabancı dilin konuşulması ve sekizinci yıldan itibaren o dilin basit gramer kurallarının öğretilmesi hedeflenmelidir.

5. Öğretilecek yabancı dilin ağırlıklı gramer eğitimi tamamen temel eğitim sonrası kurumlara bırakılmalıdır. Çünkü çocuklukta hafıza güçlü olduğu için ilk yıllarda konuşmayı öğrenmek, lise döneminde ise zekâ yoğunluğu isteyen gramer bilgilerini öğrenmek daha kolay olacaktır.

6. İlköğretimin sekizinci ve son yılında öğrencinin pratik olarak yabancı dili konuşmayı yanında, o yabancı dilin gramer yapısını da basitçe öğrenmesi ile o öğrencinin o dile olan ilgi ve kabiliyeti kolayca tespit edilebilecektir. Böylece bu üç yıllık dil eğitimindeki performansına bir bütün olarak bakılarak öğrenci yabancı dil ağırlığı olan bir okula ya da mesleğe yönlendirilebilecektir.

7. Yine bu üç yıllık yabancı dil eğitimi (6. , 7. , 8 7. Yine bu üç yıllık yabancı dil eğitimi (6., 7., 8. sınıflar) sonunda başarılı olamayan öğrenciler lise aşamasında yabancı dil eğitiminin önem arzetmediği meslek ya da okullara yönlendirilecek ve böylece yabancı dil eğitimi için liselerde hem sınıftaki öğrenci sayısı makul bir seviyeye çekilecek hem de kabiliyet ve ilgileri olmayan öğrenciler eleneceği için motivasyonlu ve kabiliyetli öğrencilerden oluşan sınıflarda seviye daima yükselecektir.

8. Yukarıda bahsedilen yöntem ve tedbirlerin diğer bir sonucu da öğretmen ve araç-gereç eksikliğinin giderilmesi, öğretim için gerekli mekanların fizikî donanımlarının kaliteli olmasına çok olumlu katkıda bulunacaktır. Özellikle lise seviyesine ulaşan bir öğrenci kişilik gelişimini ana hatları ile tamamlamış, kendi kültür ve toplumsal değerlerini benimsemiş olacağı için ikinci bir dili daha rahat öğrenecek ve yabancı dil ile gelen kültürünü olumsuz etkilerinden kolay korunabilecektir.

SONUÇ Yabancı dil, anadilin öğrenme safhalarına benzer tabii bir yolla öğretilmeli ve bu yapılırken öğrencinin kişilik ve sosyal gelişimi hiçbir zaman gözden uzak tutulmamalıdır. Bunun yanında ülke gerçekleri göz önünde bulundurularak, herkes yerine motivasyonlu ve kabiliyetli olan öğrencilere dil eğitimi verileceğinden seviye daima yükselmiş ve harcamalar istekli ve kabiliyetli olanlara kaydırılmış olacaktır.

Bu sayede bir yabancı dil ve bu dil ile gelen kültür öğrenciyi olumsuz olarak etkilemek yerine onun kişiliğinin güçlenmesine katkı sağlayacak, kültürünü zenginleştirerek ve global kültürle bağ kurmasını kolaylaştıracaktır. Bu öneriler ışığında yabancı dil eğitiminde yeni yaklaşım ve yöntemler geliştirilmeli, bu konuda dilciler başta olmak üzere, felsefeci, sosyolog ve psikologlar düşünsel bir alt yapı oluşturma seferberliğine girişmelidirler. 

Hazırlayan