Dezavantajlı gruplar, Yoksulluk ve suç, Uluslararası yaklaşımlar Doç.Dr.Yunus Emre Özer
Yoksulluk Bir toplumun veya toplumun bir bölümünün gelir düzeyinin ortalama yaşam düzeyinin çok altında; eğitim, sağlık, yeme-içme, barınma, giyinme gibi zorunlu gereksinimleri karşılayamayacak derecede düşük olması.
Yoksulluk Yoksulluk bir ülkeler/toplumlar arası olabileceği gibi aynı toplumda farklı katmanlar arasında da olabilmektedir. Yoksulluk ülkeler arasında gerçekleştiğinde bu durumu ifade etmek için gelişmiş/gelişmekte olan ülke ayrımı yapılmaktadır. Yoksulluk ülke içinde ortaya çıkmışsa bu sefer gelişmiş/az gelişmiş bölge ayrımı yapılmaktadır. Bunların dışında aynı bölgede yer alan az gelişmiş kentlerden, aynı kent içindeki az gelişmiş ilçelerden ve aynı ilçe içindeki az gelişmiş köylerden bahsetmek mümkündür.
Yoksullukla İlgili Zorunlu Gereksinimler Zorunlu gereksinim; yaşamın sürdürülebilmesi için zorunlu, tüm canlıların onsuz yapamayacakları beslenme, giyim ve barınma gibi gereksinimlerdir. Ancak bu kavram görecelidir. Zaman içerisinde farklılaşma olabilmektedir. İnternet, cep telefonu ??? Zorunlu olmayan gereksinim; giderildikçe haz, giderilmedikçe elem veren, ancak yaşamın devamı için hayati önem taşımayan gereksinimlerdir.
Yoksulluk Birleşmiş Milletler genel anlamda yoksulluğu tanımlamak yerine farklı boyutlarına vurgu yaparak yoksulluğun, “sürdürülebilir bir yaşam için gerekli gelire veya kaynaklara sahip olamama; açlık ve yetersiz beslenme; sağlığın kötü olması; eğitim ve diğer temel hizmetlere sınırlı erişim ya da hiç erişememe; tedavi görememekten dolayı yüksek hastalanma ve ölüm oranları; evsizlik ve uygun olmayan barınma imkânları; güvenli olmayan çevre koşulları ve sosyal ayrımcılık ve dışlanma ile birlikte sivil, sosyal ve kültürel yaşama ve karar alma süreçlerine katılamama biçiminde ortaya çıktığını belirtmektedir
Yoksulluğu Sınıflandırmak Yoksulluğa ilişkin sınıflandırmalar yapılırken mutlak, görece ve sübjektif yoksulluk kavramları açıklanmaktadır
Yoksulluğu Sınıflandırmak Mutlak yoksulluk; Objektif olarak tanımlanmış mutlak bir asgariden daha azına sahip olmak Mutlak yoksulluk; gıda, temiz içme suyu, hijyen imkanları, sağlık, barınma, eğitim ve bilgiyi içeren çok sayıda temel insan ihtiyacını içeren ve sadece gelire bağlı olmayan aynı amanda hizmetlere erişimle de ilişkili olan bir kavramdır
Yoksulluğu Sınıflandırmak Göreli/nisbi yoksulluk; toplumdaki diğer bireylerden daha azına sahip olmak Temel ihtiyaçların mutlak olarak karşılanmasına rağmen, kişisel kaynakların yetersizliği nedeniyle toplumun genel refah düzeyinin altında kalınması ve topluma sosyal açıdan katılımın engellenmiş olması durumunu tanımlamaktadır. Göreli yoksulluk yaklaşımı yoksulluğu, karşılaştırmaya dayalı olarak tanımlamaktadır. Genellikle toplumdaki medyan veya ortalama gelirin belli bir oranına (%40-%60) sahip olamayanlar yoksul olarak kabul edilmektedir.
Yoksulluğu Sınıflandırmak Sübjektif yoksulluk; geçinmek için yeterince kaynağa sahip olmadığını hissetmek olarak tanımlanmaktadır. Yoksulların sesine kulak veren, yoksulların kendi algılamalarını ön plana çıkaran bir yaklaşımdır. Refahın/yoksulluğun temel unsur ve kaynakları yoksullarla karşılıklı görüşmeler yoluyla kendileri tarafından belirlenir. Böylece, toplumca kabul edilebilir bir yaşam düzeyinin ne olduğu, uzmanlar tarafından değil, bu durumu en iyi bilmesi gereken insanlarca belirlenmektedir. Nesnel ölçülere dayanmaması ve ölçümünün çok zor olması nedeniyle çok yaygın kullanılan bir tanım ve ölçüm yöntemi değildir.
Kentsel Yoksulluk Kentsel yoksulluk; kent özelinde yaşanan yoksulluk olarak ifade edilmektedir. Bir kentin sunduğu hak ve olanaklara o kent halkının ulaşıp ulaşamaması kent yoksulluğu düzeyini ortaya çıkarmaktadır Eğitim, sağlık, barınma, güvenlik, sosyal olanaklardan yararlanma gibi temel gereksinimlerin karşılanamaması kentsel yoksulluğu beslemektedir Toplumsal olarak da kent yaşamına katılamayan kişi kent yoksuludur ve kentlerde yüksek oranlarda kent yoksulu bulunabilmektedir Yeni tanımlamalarda yoksulluk; genel olarak kentlerde yaşayan yoksul kesimleri anlatan bir kavram olarak kullanılmaktadır. Diğer kentlilerle aralarında önemli eşitsizlikler ve kopukluklar olan bir toplumsal kesimi anlatmak üzere kullanılmaktadır.
Yoksullukla İlişkili Kavramlar Yoksullukla ilgili kavramların birçoğu temel insan hakları kapsamında düşünülmektedir. Yoksulluğun tanımı, kıstasları ve nedenleri değişebilir ama sonuçları bir çok yerde aynıdır.
Açlık, Ölüm, Yetersiz eğitim, Yetersiz beslenme, Kötü barınma, Çevre koşulları, Suç, Terör, Kronik hastalıklar, Sağlığın bozulması…..vb.
Neo-liberal ekonomik politikalarla beraber devletin sosyal rolünü azaltmaya yönelik girişimlerin, devletin dezavantajlı yoksul vatandaşlarını koruma yönünün azalmasına neden olduğu, işsizlik ve yoksulluğun giderek arttığı iddia edilmektedir.
1972 yılında, Birleşmiş Milletler Çevre ve İnsan (Stockholm) Konferansı sırasında Hindistan Heyeti adına söz alan dönemin Hindistan Başbakanı Indira Gandhi’nin, “Kim Kirletiyor: Zengin ve Güçlüler mi, Fakir ve Güçsüzler mi” sorusuna verdiği yanıt, oldukça ilginçtir. Açlık, barınma ve yoksulluk… “En büyük çevre kirliliği yoksulluktur”
Gelir dağılımındaki dengesizlikler ve giderek artan yoksulluğun bireyleri hızla toplumun dışına ittiği iddia edilmektedir. Bireyler bu süreçte yaşadıkları topluma yabancılaşarak toplum dışı kalmaktadırlar. Ötekileşen kesimlerin sürekli olarak artmasıyla ve toplumsal yapıyı zedeleyecek bir çoğunluğu oluşturması muhtemel hale gelmektedir. Bu da yoksunluk dediğimiz durumu ortaya çıkarmaktadır.
Çok Boyutlu Yoksulluk Oxford Poverty & Human Development Initiative ve UNDP tarafından geliştirilen bu yeni endeks ile yoksulluğun gelir dışında çok yönlü ve yoksunluklar temelinde hesaplanması amaçlanmıştır. Bu doğrultuda bireylerin yoksunlukları 10 temel göstergede tespit edilip bu göstergelere göre çok boyutlu yoksulluk hesaplanmaktadır.
Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi (ÇBYE) aynı zaman zarfında insanların yüz yüze kaldığı ciddi yoksunlukları göstermek için tasarlanan yeni bir ölçüdür. ÇBYE çok boyutlu yoksunluğun hem etkisini hem de yoğunluğunu yansıtmaktadır (insanların aynı anda kaç yoksunluk yaşamakta olduğu). Bu ölçü yoksulluk içerisinde yaşayan insanların kapsamlı bir resmini çıkarmak amacıyla kullanılabileceği gibi hem ülkeler ve bölgeler arasında ve dünya çapında hem de etnik grup, kırsal/kentsel konumlar ve diğer kilit hane halkı ve toplum özellikleri açısından ülkeler içinde karşılaştırmaya olanak vermektedir. ÇBYE kendi türünün ilk küresel ölçüsünü ortaya koymak için teori ve verilerdeki son zamanlarda görülen ilerlemeleri kullanmakta ve geleneksel gelire dayalı yoksulluk ölçülerini de tamamlar niteliktedir. 4 Kasım’da yayımlanan 2010 İnsani Gelişme Raporu (İGR) toplamda 5.2 milyar nüfusa sahip (gelişen ülkelerdeki nüfusun %92’sine tekabül eden) 104 ülke için tahminler ortaya koymaktadır. Çalışmaya dahil olan ülkelerdeki toplam nüfuslarının üçte birini oluşturan 1.7 milyar civarındaki insan çok boyutlu yoksulluk içerisinde yaşamaktadır.
Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi Bir yoksunluk tek başına yoksulluğu göstermeyebilir. ÇBYE’ye göre bir hanenin aynı zamanda çok sayıda göstergede yoksun olması gerekmektedir. Bir insan ölçülen göstergelerin en az %30’unda yoksun olduğunda çok boyutlu olarak yoksul olarak addedilmektedir.
Çok boyutlu yoksulluğun tespitinde kullanılan yoksunluklar şunlardır Çok Boyutlu Yoksulluk Çok boyutlu yoksulluğun tespitinde kullanılan yoksunluklar şunlardır • Eğitim (Her gösterge eşit ağırlıktadır 1/6) 1. Eğitim suresi: Ailede beş yıllık eğitim alan kişi olmaması 2. Çocukların Eğitimi: Ortaokulu tamamlamayan kişi sayısı Sağlık (Her gösterge eşit ağırlıktadır 1/6) 3. Çocuk ölümü: Ailede çocuk ölümü meydana gelmesi 4. Beslenme: Ailede yetersiz beslenmeden dolayı sağlık sorunu yaşayan yetişkin veya çocuk olması Yaşam Standardı (Her gösterge eşit ağırlıktadır 1/18) 5. Elektrik: Hanede elektrik olmaması 6. Kanalizasyon: Hanede tuvalet olmaması, veya ortak tuvalet kullanımı 7. İçme suyu: Hanede temiz içme suyu olmaması, veya temiz su kaynağı 30 dakikalık yürüyüş mesafesi dışında olması 8. Evlerin zemini: Hane çamurlu, tozlu veya hayvan gübresinden bir zemine sahip olması 9. Yemek Pişirmede: Odun, kömür veya tezek kullanılması 10.Varlıklar: Hanede, Radyo Televizyon Bisiklet, Motorsiklet Buzdolabı vb. en az ikisinden bulunmaması.
Çok Boyutlu Yoksulluk ve Türkiye Bu hesaplamalara göre 2012 yılında Türkiye’de çok boyutlu yoksulluk tanımına uyan 4.378.000 kişi nüfusun %6.6’sına tekabül etmektedir. 2012 Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi sıralamasında Türkiye 42. sıradadır.
Çok Boyutlu Yoksulluk Çok boyutlu olarak hesaplanan endekslerde parasal olmayan göstergeler kullanılarak insani gelişmenin veya yoksulluğun düzeyleri hesaplanır.
Birleşmiş Milletler’in Kalkınma Görüşü Yoksullukla mücadele, mutlak yoksulluğun azaltılması, anne ve çocuk olum oranının düşürülmesi, cinsiyet ayrımcılığının ortadan kalkması gibi amaçlarda olduğu gibi doğrudan mali sistemin iyileştirilmesi, iyi yönetişim,yoksul ülkelere yardımların iyileştirilmesini de dolaylı olarak kalkınma sürecinin bir parçası olarak görmektedir. İnsan hakları ve çevrenin kalkınma eksenli yoksullukla mücadele ve çoğulculuk eksenli ayrımcılıkla mücadele alanlarında kesiştiği gözlemlenmektedir.
Rio+20 Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı Rio+20 Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı, Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde yapılan 1992 Birleşmiş Milletler (BM) Çevre ve Kalkınma Konferansı’nın (UNCED) 20. yıldönümü ve 2002’de Johannesburg’da yapılan Dünya Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi’nin (WSSD) 10. yıldönümünde 20-22 Haziran 2012’de yine Rio de Janerio kentinde gerçekleştirildi. Konferans bitiminde hazırlıkları “İstediğimiz Gelecek“ başlıklı Sonuç Bildirgesi kabul edilmiştir.
İstediğimiz Gelecek Sonuç Bildirgesi Yoksulluğun ortadan kaldırılması günümüzde dünyanın karşılaştığı en büyük sorundur ve sürdürülebilir kalkınma için zorunlu bir gereksinimdir. Bu bağlamda, insanlığı yoksulluktan ve açlıktan kurtarmak için söz veriyoruz. Yeryüzündeki beş insandan biri ve bir milyarın üstünde insanın hala yoksulluk içinde yaşıyor olmasından, salgın tehditlerini kapsayan sağlık problemlerinden ve yedide birinin veya % 14’ünün beslenememesinden dolayı son derece kaygılıyız. Bu bağlamda, Birleşmiş Milletler Genel Kongresindeki devam eden insan güvenliği tartışmalarına önem veriyoruz. Dünya nüfusunun 2050 yılı itibariyle dokuz milyarı aşacağını ve üçte ikisinin şehirlerde yaşayacağı tahminiyle, sürdürülebilir kalkınmanın başarılması, yoksulluğun ve açlığın ve önlenebilir hastalıkların ortadan kaldırılması için çabalamak gerektiğini biliyoruz.
İstediğimiz Gelecek Sonuç Bildirgesi Yoksulluğun ortadan kaldırılması Milenyum kalkınma hedeflerinin hedef yılı olan 2015’den üç yıl bu tarafa gelindiğinde, bazı bölgelerde bir ilerleme var iken, bu sürecin eşit bir dağılımda olmadığını görüyoruz ve özellikle az gelişmiş ülkeler ve Afrika başta olmak üzere, kadınların ve çocuklarında içinde bulunduğu etkilenmiş grubun çoğunluğunun artan yoksulluk için yaşamaya devam ettiğini biliyoruz. Gelişmekte olan ülkelerdeki sürdürülebilir, kapsamlı ve eşit ekonomik büyümenin yoksulluğun ve açlığın ortadan kaldırılmasında ve MKH’lerinin başarılmasında temel gereklilik olduğunun farkındayız.Bu bağlamda, gelişmekte olan ülkelerin ulusal çabalarının kalkınma çabalarının çevreyi hedef alan şekilde tamamlanması zorunluluğunu vurguluyoruz. BM kalkınma gündeminin içinde yoksulluğun ortadan kaldırılmasına öncelik verilmesi gereğini ayrıca vurguluyoruz. Sosyal hizmetlere evrensel olarak ulaşmanın öne çıkarılmasının kalkınma kazançlarını başarmada önemli bir kazanç sağlayabileceğinin farkındayız. Eşitsizliğe ve sosyal dışlanmaya değinen sosyal koruma sistemi yoksulluğun ortadan kaldırılması ve MKH’lerinin başarılması için zorunludur. Bu bağlamda, tüm insanların sosyal olarak korunmasını sağlayan girişimleri şiddetle destekliyoruz.
Avrupa Birliği ve Yoksullukla İlgili Vizyonu Yoksullukla yaşamak, bireylerin gelir ve kaynaklarının, bireyi yaşadığı toplumda kabul edilebilir bir yaşam standardından mahrum bırakacak kadar yetersiz olmasıdır. Yoksullukları yüzünden insanlar işsizlik, düşük gelir, barınma sorunu, yetersiz sağlık hizmetleri ve yaşam boyu eğitim, kültür, spor ve diğer etkinliklere katılımlarında engellerle karşılaşabilirler. Yoksullukla yaşayan bireyler genellikle diğer insanlar için bir standart olan ve bunlara erişimin en temel hak olduğu toplumsal faaliyetlere(ekonomik, sosyal ve kültürel) katılımda dışlanmakta ve tecrit edilmekte ve bu faaliyetlere erişim hakları kısıtlanmaktadır.” Bu tanım ile Avrupa Birliği yoksulluk algısında mutlak yoksulluk ve göreli yoksulluk tanımlarından daha ileri bir boyut açarak, temel haklardan, eğitim sağlık gibi kamu hizmetlerinden, ekonomik ve toplumsal yaşama katılım faaliyetlerinden dışlanma kavramlarını eklemiştir ve yoksulluk algısını “Sosyal Dışlanma” temeline oturtmuştur.
Sosyal Dışlanma Sosyal dışlanma, insanların kaynak ve fırsatlara erişimini sınırlandırarak toplumsal ve kültürel yaşama katılımlarına engel olup toplumun uç noktalarına sürükleyen ve onları tecrit edilmiş, güçsüz ve ayrımcılığa uğramış hissettiren süreci açıklamak için kullanılmaktadır.
Avrupa 2020 Hedefleri AB için birbirini destekleyen üç öncelik belirtilmektedir: I. Akıllı Büyüme: Bilgi ve Yeniliğe dayalı bir ekonomi II. Sürdürülebilir Büyüme: Daha verimli kaynak kullanan, yeşil ve rekabet edebilir bir ekonomi III. Kapsayıcı Büyüme: Ekonomik, sosyal ve sınırsal anlamda bütünleşmeyi sağlayan yüksek istihdam ekonomisi
Avrupa 2020 Hedefleri Bu üç öncelik kapsamında, 2020 yılı için AB ekonomik hedefleri sıralanmaktadır: 20-64 yaş arası nüfusun istihdam oranının %69 seviyesinden %75’e çıkarılması, GYİH’nin %3’ünün Ar-Ge’ye ayrılması hedefinin gerçekleştirilmesi; özel sektörün Ar-Ge’ye yatırım yapması için koşulların iyileştirilmesi ve yenilikçilik takibi için yeni bir gösterge oluşturulması, Sera gazı salımının 1990 yılına kıyasla en az %20, şartlar elverişli ise %30 oranında azaltılması, AB’nin enerji tüketiminde yenilenebilir enerjinin payının %20’ye yükseltilmesi ve %20 oranında enerji verimliliği sağlanması, Okulu erken bırakanların oranının %15’ten %10 seviyesine düşürülmesi, 30-34 yaş arası yüksek öğrenim mezunu nüfus oranının %31 seviyesinden en az %40 seviyesine yükseltilmesi, 20 milyon insanın yoksulluktan kurtarılarak, ulusal yoksulluk sınırı altında yaşayan AB vatandaşlarının sayısının %25 azaltılması.
Horizon 2020 AB 6. Çerçeve Programı 2002-2006 yılları arasında devam etmiş olup, yerini 2007-2013 yılarını kapsayan AB 7. Çerçeve Programı’na bırakmıştır. 7. Çerçeve Programı bu yılın sonunda bitecek olup 8. Çerçeve Programı diyebileceğimiz HORİZON 2020 ise Ocak 2014’te başlamıştır. 80 milyar Avro’luk bütçesiyle, 2014-2020 yılları arasında yürürlükte olacak Avrupa Birliği’nin (AB) yeni araştırma ve yenilik programı, Avrupa’da büyüme ve yeni istihdam yaratılmasına katkıda bulunacaktır.
Horizon 2020 Bu program sayesinde, Avrupa’da yeni büyüme ve istihdam olanaklarının yaratılması hedeflenmektedir. HORİZON 2020 Programı, Bilimsel Mükemmeliyet, Endüstriyel Liderlik ve Toplumsal Sorunlara Çözümler olmak üzere üç öncelik alanı altında yapılandırılmıştır.
Horizon 2020 Bilimsel Mükemmeliyet: Avrupa’nın uzun dönemli rekabet edebilirliğini garanti altına almak için, bilimsel altyapısının mükemmeliyet düzeyini yükseltmeyi ve dünya çapında sürekli bir araştırmacı dolaşımı sağlamayı amaçlamaktadır. Avrupa’yı dünyanın en iyi araştırmacıları için cazip bir yer haline getirmeyi hedefleyen bileşen için bireysel araştırmacılar, üniversiteler, araştırma merkezleri ve sanayi-KOBİLER başvuru yapabileceklerdir.
Bilimsel Mükemmeliyet Programın Toplam Bütçesi (milyar €) 22,53 Avrupa Araştırma Konseyi (ERC): ‘En iyi Bireysel takımlar tarafından yürütülen öncül araştırma’ 12,07 Yeni ve Gelişen Teknolojiler: ‘Farklı yenilik alanları oluşturmak için araştırmada işbirliği’ 2,49 Marie Curie Faaliyetleri: ‘Eğitim ve kariyer geliştirme fırsatları’ 5,68 Araştırma Altyapıları (e-altyapılar dahil): ‘Birinci kalite imkanlara erişim’ 2,29
Horizon 2020 Endüstriyel Liderlik: Endüstri alanında liderliğin sağlanması ve rekabetçiliğin artırılması, araştırma ve yenilikçiliğin desteklenmesini öngörmektedir. Bu girişimin anahtar araçları, kolaylaştırıcı ve endüstriyel teknolojiler alanında yatırımların artırılması, finansmana erişimin kolaylaştırılması ve AB sathında KOBİ’lere yenilik konusunda destek verilmesidir. Komisyon, AB’nin nanoteknoloji, ileri malzemeler, bilgi ve iletişim teknolojileri alanlarında dünya lideri olmasını hedeflemektedir. Sanayi-KOBİ’ler, üniversiteler, araştırma merkezleri ve kamu kurumları başvuru yapabilecek kurumlar arasındadır.
Endüstriyel Liderlik Programın Toplam Bütçesi (milyar €) 15,68 Kolaylaştırıcı ve Endüstriyel Teknolojiler (Bilgi ve iletişim teknolojileri, nanoteknoloji, biyoteknoloji, malzeme, imalat teknolojileri, uzay) 12,49 Risk Sermayesine Erişim (Araştırma ve yenilik için risk sermayesi ve özel finans desteği) 2,62 Yeni KOBİ Programı (Her tip KOBİ için her türlü yenilik formunun teşvik edilmesi) 0,57
Horizon 2020 Toplumsal Sorunlara Çözümler: Toplumsal sorunlara çok disiplinli ve çok ortaklı araştırmalar yolu ile etkili çözüm önerileri getirmeyi amaçlamaktadır. Yaşlanan nüfus için sağlık hizmetleri, gıda güvenliği, temiz ve güvenli enerji, akıllı ve yeşil ulaşım, iklim değişikliği ve kaynak verimliliği ile kapsayıcı ve güvenli toplumlar öncelikli konulardır. Üniversiteler Sanayi-KOBİ’ler, Araştırma Merkezleri, Kamu Kurumları ve STK’lar Toplumsal Sorunlara Çözümler bileşenine başvuru yapabilecek kurumlardır.
Toplumsal Sorunlara Çözümler Programın Toplam Bütçesi (milyar €) 27,36 Sağlık, demografik değişim ve refah 6,89 Gıda Güvenliği, sürdürülebilir tarım, deniz ve denizcilik araştırmaları ve biyo-ekonomi 3,55 Güvenli, temiz ve verimli enerji 5,47 Akıllı, yeşil ve entegre ulaştırma 5,84 İklim değişikliği, çevre, kaynak verimliliği ve ham maddeler 2,84 Değişen Dünya’da Avrupa - Kapsayıcı, yenilikçi ve yansıtıcı toplumlar 1,21 Güvenli Toplumlar - Avrupa ve Vatandaşlarının Güvenliğinin ve Bağımsızlığının Korunması 1,56
Yaşanan krizler sonucu,yoksulluğun temel ekonomik nedenleri arasında yer alan işsizlik ve beraberinde yoksulluk artmaktadır. Kadınların genellikle maruz kalma olasılığı erkeklere oranla daha yüksektir. Kadınların yoksulluk derecesi yine erkeklere oranla daha yüksektir. Günümüz dünyasında kırsal yerleşmelerinin başta gelen sorunu muhtemelen yoksulluktur. Ülkemizde pek çok temel gösterge yönünden kırda yaşayan birey kentteki bireyden daha yoksuldur.
Dezavantajlı Gruplar İçerisinde bulundukları toplumun temel ekonomik, kültürel ve sosyal kaynaklarından mahrum kalan veya mahrum bırakılan insan gruplarına “dezavantajlı gruplar” denir. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), dezavantajlı grupları şöyle tanımlamaktadır: Dezavantajlı gruplar, ekonomik durumları, cinsiyetleri, etnik veya dilsel kökenleri, dinleri veya (mesela sığınmacılar gibi) politik statüleri nedeniyle toplumsal ve ekonomik entegrasyon şansları diğer insanlara göre daha düşük olan kimselerden oluşur. Bunlar toprak mülkiyetine veya başka gelir getiren araçlara sahip olamayan ve genellikle sağlık, konut ve eğitim gibi temel toplumsal gerekliliklerden yoksun olan kimselerdir
Dezavantajlı Gruplar İşsizler Yoksullar Eğitimsizler Sosyal Güvenliği Olmayanlar Evsizler Ayrımcılığa Uğrayan Sosyal Gruplar Bağımlılar Engelliler Çocuklar
Dezavantajlı Gruplar Bu dezavantajlı gruplar çoğunlukla birbiriyle içiçe ve birbirini besleyerek şekillenirler. Örneğin,eğitimsizler genellikle işsiz; işsiz insanlar yoksul ve çoğu kez de sosyal güvenlikten yoksun olabilmektedir. Gelir dağılımındaki adaletsizlik, mutlak ve göreli yoksulluğa yol açarken, dezavantajlı grupların ortaya çıkmasının önemli bir nedenidir.
Dezavantajlılık sadece ırk, etnik grup, yoksulluk ya da cinsiyete göre tanımlanamaz. Bireysel olarak toplumdaki olanaklara erişmedeki yetersizlikler. Toplumun çoğunun eriştiği olanaklara erişimlerinin engellenmesi kişileri dezavantajlı grup yapmaktadır. Buna örnek olarak sağlık, eğitim ve bilgi vb.verilebilir. Bu olanaklara erişim konusunda bazı engellerden söz edilebilir. Örneğin, kaynakların yetersizliği, bir gruba toplumun bakış açısı vb unsurlar. Dezavantajlı gruplar toplumda birden fazla engelle karşılaşabilir. Dezavantajlılıkla ilgili sorunların sosyal boyutu ihmal edilemez. Dolayısıyla soruna daha fazla maddi imkan sunmak ya da daha fazla devlet yardımı sunmakla çözüleceğini düşünmek yeterli değildir.
Yapısal nedenlerden kaynaklanan dezavantajlar “mutlak” olarak nitelendirebilecektir Kültür ve toplum tarafından inşa edilen dezavantajlar “göreli” olarak tanımlanabilecektir.
Dezavantajlılığı Doğuran Faktörler Doğuştan gelen ve değiştirilemeyen faktörler Toplum ve kültür içerisinde inşa edilen faktörler
Doğuştan Gelen Faktörler Doğuştan gelen ve değiştirilemeyen faktörlere örnek olarak deri rengi, bedensel engel ve biyolojik cinsiyeti gösterebiliriz. Bu faktörler, genellikle maddî temelli ve bedenseldir. Yapısal kökenlere sahip oldukları için değiştirilmeleri imkânsız veya çok zordur.
Toplum ve Kültür İçerisinde İnşa Edilen Faktörler Toplumdan topluma, kültürden kültüre değişebilen dezavantajlı grupları doğurabilir. Dini özellikler, etnik ve mezhepsel kökenler, anadili ve coğrafî köken gibi faktörler ilk akla gelen örneklerdir. Bu tür dezavantajlar toplumdan topluma, kültürden kültüre değişebildiği gibi aynı toplum ve kültür içerisinde zamanla dönüşüm de geçirebilir. Bu tür dezavantajlı gruplara en çarpıcı örnek göçmenlerdir.
Göç Edenlerin Karşılaşabilecekleri Sorunlar Dil sorunu Dışlanma Ayrımcılık Ekonomik güçlükler, maddi sıkıntılar Kutuplaşma Yerel hizmetlere ulaşmada yetersizlikler
Dezavantaj Faktörleri Cinsiyet: Erkek olmanın dezavantaj getireceği durumlardan söz etmek güçtür. Hem geleneksel toplumlarda hem de modern toplumlarda kadınların kamusal alandaki aktiviteleri çeşitli nedenlerle sınırlı olabilmektedir.
Bedensel durum: Bedensel kusurlara ya da engellere sahip olan bireylerin kültürel, sosyal ve ekonomik zeminlerde rekabet etmesi çok zordur. Bu bireyler sahip oldukları bedensel engellerin yanı sıra, kendilerine toplumun atfettiği değerlerle de baş etmek zorundadırlar.
Yaş: Dezavantajlı grupların oluşmasında yaş önemli bir faktör olarak yerini alır. Çocuklar ve yaşlılar, yani ekonomik olarak “bağımlı” sayılan ve üretime katılma şansları düşük olan insanlar dezavantajlı grupların bir kısmını meydana getirir.
Sosyal tabaka: Kültürel ve ekonomik bakımdan hangi toplumsal tabakada yer aldıklarına bağlı olarak kişiler dezavantajlı grup olarak sayılabilir. Örneğin çok düşük gelir düzeyine sahip kimseler mensup oldukları toplumsal tabaka nedeniyle önemli dezavantajlarla karşılaşabilirler.
Etnik ve dinsel köken: Bireylerin ister kendi tercihleriyle olsun ister doğuştan olsun, içerisinde bulundukları dini ve etnik grup, bireyleri dezavantajlı konumuna düşürebilir. Yine bireylerin bir toplum içerisindeki yasal statüleri de belirli bir takım dezavantajlılık konumu doğurabilir. Sığınmacılar, göçmenler, mülteciler gibi
Avrupa Birliği ve Dezavantajlı Gruplar AB, 2000 yılında açıkladığı Lizbon Stratejisiyle, “2010 yılında dünyanın en rekabetçi bilgi toplumu olma” hedefini koyarken; “daha fazla ve daha nitelikli istihdamla birlikte daha kapsamlı bir sosyal kaynaşma” ve sürdürülebilir büyümeyi de bu stratejiye dahil etmiştir. Avrupa 2020 stratejileri bu tarz sosyal içerme politikalarını devam ettirme hedefi koymuştur. AB, gerek bilgi toplumu , gerekse dezavantajlı sosyal kesimlerin dışlanmışlığıyla mücadele konularında arzulanan hedeflere varmada çok fazla başarılı olamamıştır.
Anayasa m.10 (Ek fıkra: 7/5/2010-5982/1 md.) Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.
Yerel Yönetimlerin Rolü Mahalli idareler; il, belediye veya köy halkının mahalli müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kuruluş esasları kanunla belirtilen ve karar organları, gene kanunda gösterilen, seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzelkişileridir. Anayasa 127.m Belediye: Belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idarî ve malî özerkliğe sahip kamu tüzel kişisini ifade eder. 5393 sayılı kanun m.3
5393 sayılı kanun m.13 Herkes ikamet ettiği beldenin hemşehrisidir. Hemşehrilerin, belediye karar ve hizmetlerine katılma, belediye faaliyetleri hakkında bilgilenme ve belediye idaresinin yardımlarından yararlanma hakları vardır. Yardımların insan onurunu zedelemeyecek koşullarda sunulması zorunludur.
5393 sayılı kanun m.14 Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 100.000’in üzerindeki belediyeler, kadınlar ve çocuklar için konukevleri açmak zorundadır. Diğer belediyeler de mali durumları ve hizmet önceliklerini değerlendirerek kadınlar ve çocuklar için konukevleri açabilirler.
5393 sayılı kanun m.51 Belediye zabıtası, beldede esenlik, huzur, sağlık ve düzenin sağlanmasıyla görevli olup bu amaçla, belediye meclisi tarafından alınan ve belediye zabıtası tarafından yerine getirilmesi gereken emir ve yasaklarla bunlara uymayanlar hakkında mevzuatta öngörülen ceza ve diğer yaptırımları uygular. Görevini yaparken zabıtaya karşı gelenler, kolluk kuvvetlerine karşı gelenler gibi cezalandırılır.
5393 sayılı kanun m.60- Belediyenin Giderleri Dar gelirli, yoksul, muhtaç ve kimsesizler ile engellilere yapılacak sosyal hizmet ve yardımlar.
5393 sayılı kanun m.77 Belediye; sağlık, eğitim, spor, çevre, sosyal hizmet ve yardım, kütüphane, park, trafik ve kültür hizmetleriyle yaşlılara, kadın ve çocuklara, engellilere, yoksul ve düşkünlere yönelik hizmetlerin yapılmasında beldede dayanışma ve katılımı sağlamak, hizmetlerde etkinlik, tasarruf ve verimliliği artırmak amacıyla gönüllü kişilerin katılımına yönelik programlar uygular.
5216 sayılı kanun m.7 Sağlık merkezleri, hastaneler, gezici sağlık üniteleri ile yetişkinler, yaşlılar, engelliler, kadınlar, gençler ve çocuklara yönelik her türlü sosyal ve kültürel hizmetleri yürütmek, geliştirmek ve bu amaçla sosyal tesisler kurmak, meslek ve beceri kazandırma kursları açmak, işletmek veya işlettirmek, bu hizmetleri yürütürken üniversiteler, yüksek okullar, meslek liseleri, kamu kuruluşları ve sivil toplum örgütleri ile işbirliği yapmak. ……… yaşlılar, engelliler, kadınlar, gençler ve çocuklara yönelik sosyal ve kültürel hizmetler sunmak; ……..
5216 sayılı kanun m.24- Büyükşehir Belediyesinin Giderleri Dar gelirli, yoksul, muhtaç ve kimsesizler ile engellilere yapılacak sosyal hizmet ve yardımlar
5302 sayılı kanun m.6 İl özel idaresi mahallî müşterek nitelikte olmak şartıyla; a) Gençlik ve spor Sağlık, tarım, sanayi ve ticaret; Belediye sınırları il sınırı olan Büyükşehir Belediyeleri hariç ilin çevre düzeni plânı, bayındırlık ve iskân, toprağın korunması, erozyonun önlenmesi, kültür, sanat, turizm, sosyal hizmet ve yardımlar, yoksullara mikro kredi verilmesi, çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtları; ilk ve orta öğretim kurumlarının arsa temini, binalarının yapım, bakım ve onarımı ile diğer ihtiyaçlarının karşılanmasına ilişkin hizmetleri il sınırları içinde
5302 sayılı kanun m.42- İl Özel İdaresinin Giderleri Yoksul, muhtaç ve kimsesizler ile engellilere yapılacak sosyal hizmet ve yardımlar.
5302 sayılı kanun m.65 İl özel idaresi sağlık, eğitim, spor, çevre, trafik ve kültür hizmetleriyle yaşlılara, kadın ve çocuklara, engellilere, yoksul ve düşkünlere yönelik hizmetlerin yapılmasında ilde dayanışma ve katılımı sağlamak, hizmetlerde etkinlik, tasarruf ve verimliliği artırmak amacıyla gönüllü kişilerin katılımına yönelik programlar uygular