SAĞLIK VE HASTALIK KAVRAMI Yrd.Doç.Dr. Müge SEVAL
Dunn, Sağlık ve iyilik hali arasında bir farklılık olduğunu belirtir. Sağlık hali bireyin çevresine uyumunun pasif bir durumuyken, iyilik hali bireyin potansiyelini tam olarak kullanmasına yönelik dinamik bir gelişimi göstermektedir. İyilik hali kişinin doğası ve onun çevresi değiştikçe sürekli değişen bir durumdur ve rahatlık, mutluluk, canlılık, enerjik olma, verimlilik gibi daha öznel yaşantıları içerir. Kronik bir hastalık varlığında da iyilik halinden söz edilebilir. Kendi bakımını yerine getiren bir hasta getirmeyene göre fiziksel yönden iyilik halindedir.
Ekolojik yaklaşım, Breylerin sağlık ve hastalık durumlarının çevreleri ile etkileşimlerinin bir sonucu olduğunu ileri sürmektedir. Bireyin sağlık durumu iç ve dış çevresinin etkileşimi ve bütünleşmesiyle belirlenir. Burada önemli olan adaptasyon kavramıdır. Sağlıklı kişi, çevresine anlamlı ve başarılı bir biçimde uyum sağlayabilen kişidir.
İllich Sağlık, çevredeki değişimlere uyum sağlayabilme, büyüyebilme ve yaşlanabilme, hastalandığında iyileşebilme, acı çekebilme ve ölümü huzurlu bir şekilde bekleyebilme yeteneğidir. Sağlık acıyı ve onunla birlikte yaşamak için gerekli tinsel gücü de içerir. Sağlık, toplumun sosyo-kültürel yapısına, bireyin biyolojik gelişimi ile bu gelişim sürecinde ortaya çıkan değişimlere uyum sağlama süreci olarak değerlendirilmektedir.
Capra, Sağlığın bir insanın canlı organizmaya ve onun çevresiyle ilişkisine bakış açısına bağlı olduğunu, zamana ve kültürlere göre bu bakış değiştikçe sağlık anlayışlarının da değişeceğini belirtir. Sağlık kavramı bireysel, toplumsal ve ekolojik boyuta sahip olmakla birlikte, organizma olarak bir sistem ve onu çevreleyen bir sağlık sistemi anlayışı ile ele alınabilir.
İnsanın iç sistemi bedeni çeşitli işlevler bakımından birbirini tamamlayan, aralarında kusursuz bir uyum ve işleyiş olan hücrelerden dokulara, dokulardan organlara, organlardan oluşur Herhangi bir birimden biri bile görevini yerine getirmediğinde rahatsızlıktan hastalığa, hastalıktan ölüme değin pek çok problem ortaya çıkabilir. İnsanın dış sistemi, onu çevreleyen toplumsal sistem ile bu sistemi oluşturan aile, ekonomi, kültür, din, sağlık sistemi gibi alt sistemler de kişinin sağlık ve hastalık durumu üzerine önemli tesirlerde bulunmaktadır.
Sağlık-Hastalık Süreç Modeli, Sağlık ya da hastalık durumunu bir ucunda yüksek düzeyde iyilik hali olan, diğer ucunda ise şiddetli hastalıkların hatta ölümün yer aldığı bir skala üzerinde derecelendirir. Sağlık; fiziksel, duygusal, entelektüel, sosyal, gelişimsel ve ruhsal iyilik halini sürdürmek için, bireyin iç ve dış çevresindeki değişikliklere uyumu olarak belirtilen ve sürekli değişen dinamik bir durumdur. Hastalık , kişinin fonksiyonlarında önceki durumuyla karşılaştırıldığında bir ya da daha fazla boyutta azalma ya da bozulmanın olduğu bir durumdur.
Sağlık-Hastalık Süreç Modeli Bireyin sağlık düzeyinin tanımlanmasında önem taşıyan yaş, yaşam tarzı, çevre gibi değişkenleri içeren risk faktörleri modelin ortasında yer almaktadır. Yüksek düzeyde iyilik haline doğru ilerlemek yaşam kalitesini artırırken, bunun karşıtı yönünde ilerlemek insanı ölüme yaklaştırmaktadır.
Jahoda, Sağlığın nitelik olarak hastalıktan farklı olduğunu ileri sürerek, sağlık ve hastalığın bir skalanın uçları arasında değil, ayrı skalalar üzerinde değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürer.
Sağlık İnanç Modeli Hochbaum, Kegeles, Leventhal ve Rosenstock Model, bazı insanların neden sağlığı koruma davranışlarını gösterirken, diğerlerinin hastalıktan korunma ve tarama programlarına yetersiz katılımını açıklamak tadır Bu nedenle model koruyucu sağlık davranışlarının belirleyicilerinin öngörülmesi amacıyla geliştirilmiştir
Sağlık İnanç Modelinin Bileşenleri Bireysel özelikler: Sosyodemografik faktörler Algılar: Algılanan duyarlılık, algılanan ciddiyet ,algılanan yarar, algılanan öz etkinlik Eyleme geçiriciler
Algılar I Algılanan Duyarlılık Sağlıklı davranışları benimsemede insanlar üzerinde etkili olan güçlü algılardan bir tanesi algılanan duyarlılıktır. Bu, tanının kabulünü, hastalığa yakalanma olasılığını içermektedir. Algılanan duyarlılığın artması ile riski azaltmak için davranışı gösterme olasılığı da artmaktadır
Algılar II Algılanan Ciddiyet Algılanan ciddiyet kavramı hastalığın ciddiyeti ile ilgili bireysel inançları ifade etmektedir. Ciddiyet algısı çoğunlukla tıbbi bilgi veya deneyime dayansa da aynı zamanda bir kişinin hastalığın yaratacağı zorluklar veya o kişinin genel olarak hayatındaki etkileri ile ilgili sahip olduğu inançlardan da kaynaklanabilir.
Gerçekleştirilecek davranış sonucu, hastalığa yakalanma Algılar III Algılanan Yarar Gerçekleştirilecek davranış sonucu, hastalığa yakalanma riskinin azalacağı ile ilgili algılanan yarardır. Kişi, koruyucu sağlık davranışını gerçekleştirmesinin yarar sağlayacağını düşünmektedir. Bu yarar, hastalığa yakalanma olasılığının azalacağı beklentisidir. Algılanan yarar, bireyin sağlık davranışını uygulamaya açık olup olmadığını belirler.
Algılanan Öz-Etkililik Albert Bandura’nın Sosyal Bilişsel Kuramı’nın bileşenlerinden biri olan öz etkililik, beklenen sonuçlara ulaşmak için davranışın gerçekleştirilmesi ile ilgili kişinin kendine olan inancını, kararlılığını ve iradesini kapsamaktadır. Bu nedenle, davranış değişikliğinin başlatılması ve davranışın sürdürülmesinde öz etkililik önemli rol oynamaktadır
Eyleme geçiriciler Davranışı tetikleyen mekanizma olarak kabul edilmektedir. Model, harekete geçmek için, hastalığın şiddetinin, algılanan duyarlılık ve algılanan tehdit ile ilgili hazır bulunuşluğun önemli olduğunu belirtmektedir.
Sağlığı Geliştirme Modeli (Pender) Öz-etkililik algısı, kontrol algısı, sağlığın tanımı ve sağlık algısı gibi bilişsel algısal değişkenleri de içeren bir modeldir Sağlığı Geliştirme Modeli sağlığı geliştirme alanındaki uygulamalara yol gösterecek niteliktedir ve model sağlığı koruma modellerinin tamamlayıcısı olmayı amaçlamıştır
Sağlığı geliştirme modeli Bireysel özellikler: “Önceki davranışlarla ilişki’ ve ‘kişisel faktörler’ Sağlığı geliştirme modelindeki davranışa özgü bilişsel faktörler; (motivasyonel mekanizmalar) ‘Algılanan yarar ve engel’, ‘Öz-etkililik algısı’, ‘Aktiviteyle ilişkili etki’, ‘Kişilerarası etkiler’ ‘Durumsal faktörler’
Sağlık inanç modeli kadınlarda Meme kanseri (KKMM’ne yönelik eğitim programı) Serviks kanseri erken tanı davranışlarını açıklama
Sağlığı geliştirme modeli kullanılarak yapılan çalışmalarda; Bireylerin egzersiz davranışları, Fiziksel aktivite, İşitmeye yönelik koruyucuların kullanılması, Kolorektal kanserden korunma davranışları, Beslenme alışkanlıkları
Hastalık kavramı Tıbbi modele göre hastalık, Belirtilerle kendini gösteren patolojik tablodur. İnsan bedenindeki işlevsizlikler organizmadaki biyokimyasal değişmelerle anlaşılır. Hastalık, bakteri, virüs, hatalı gen ya da kazalardan kaynaklanır. Bu görüş insanı sosyal çevresinden, ilişkilerinden ve kimliğinden soyutlanarak ele alınmasına ve bir nesne gibi algılanmasına neden olur.
Sosyolojik modele göre hastalık; Hastalık kültürel ve sosyal yapıdan kaynaklanır. Bu model sağlığı geliştirmek için yaşam standardı üzerine yoğunlaşmak gerektiğini savunur. (Ekonomik, eğitim vb)
HASTALIĞI ETKİLEYEN TOPLUMSAL FAKTÖRLER YER VE ZAMAN Doğal çevre (Hava, su kalitesi, iklim sıcaklık, topografi, çevresel kirleticiler, hayvan ve bitkiler vb) Yaşanılan Yer (Ev, işyeri, okul, ulaşım, haberleşme vb) Biyolojik Özellikler (Yaş, cinsiyet) Sosyal faktörler (Bağlılık, sosyal değişim, destek..) Kültürel Faktörler (Normlar, değerler, din, ırkçılık, ayrımcılık, rekabet, işbirliği) Sağlık hizmetleri (Yapısı, personel tipi ve sayısı, hizmetin kapsamı ve ulaşılabilirliği, maliyeti vb) Toplum sağlığı Ekonomik kaynaklar (Gelir, iş durumu, gelir eşitsizliği, eğitim) Topluma sunulan hizmetler (su, çöp, hava kirliliği, risk gruplarına yönelik hizmetler) Politik faktörler (Sosyal, ekonomik, eğitim, çevreye yönelik yasalar, politikalar, katılım) Yaşam biçimi ve sağlık davranışları (beslenme, fiziksel aktivite, cinsel yaşam, madde kullanımı, sigara, şiddet, sağlık bilgisi)
HASTALIK Hastalık Davranışı Hasta Rolü
Hastalık Davranışı Hastalık davranışı belirli bir şikayetin farklı insanlar tarafından farklı algılanması, değerlendirilmesi ve aksiyonda bulunması (veya bulunmaması) olarak tanımlanır. Kişilerin hasta rolüne girip girmeyeceklerini ve bir hekime başvurup vurmayacaklarını hastalık davranışı belirler.
Medikal açıdan hastalık (disease), Tıbbi açıdan hastalık, doktorun bakış açısından veya nesnel anlamda bir durumu ifade etmektedir. Tıbbi açıdan hastalık, belirli işaret ve semptomlarla kendisini gösteren patolojik bir anormalliği göstermekte, doktorun hastayı muayene etmesi ve tıbbi literatüre göre kişinin subjektif yakınmalarını bir hastalık tanısına bağlaması anlamına gelmektedir.
Toplumsal-kültürel içerikli bir kavram olarak hastalık (illness), Sağlıksızlığın veya patolojik sürecin sonuçlarının birey tarafından algılanması, bireyin ağrı, acı vb. duyma durumunu belirtir. Subjektif olarak algılanan hastalık (illness) organik bozukluğun neden olduğu sonuçları değişik derecelerde etkiler ve bu sonuçlardan etkilenir. Bu etkileme ve etkilenmenin değerlendirilmesi, hasta bireyin sosyo-ekonomik, sosyo-kültürel ve psikolojik konumuna göre farklılıklar gösterir. Patolojik bir anormallik olmadan birey kendisini subjektif anlamda kötü hissedebileceği gibi, tam tersine subjektif anlamda hasta ve rahatsız hissetmediği halde patolojik anlamda hasta olabilir.
Doktora giderken bireyin hissettiği rahatsızlık durumu “ILLNESS” Doktorun saptadığı hastalık durumu “DISEASE”, Doktordan evine dönerken kişideki hastalık hali “SICKNESS”
Parsons Hastalık, bir sosyal sistem içinde ferdin yerine getirmekle yükümlü olduğu rolleri oynama yeteneğini azaltan bir durumdur. Hasta kişi içinde bulunduğu sosyal grubun varlığına fonksiyonel biçimde katkıda bulunmamakta, grubun kaynaklarını gereksiz yere tüketmektedir. Bu nedenle hastalık sosyal olarak kontrol edilmek zorundadır. Aksi takdirde hastalık sosyal düzen ve sosyal denge, dolayısıyla sosyal sistem için tehdit oluşturabilir
Hastalık davranışı (illness behaviour), Mechanic’e göre fiziksel belirtilere gösterilen bireysel cevabın değişiklik gösteren yönlerini; bireylerin iç durumlarını nasıl izlediklerini, tanımladıklarını, hastalık belirtilerini nasıl açıkladıklarını, ne şekilde davrandıklarını, çare niteliğinde başvurdukları yöntemleri formal ve informal bakımın değişik kaynaklarını ne şekilde kullandıklarını açıklayan bir kavramdır.
Herlich insanların hastalıklara üç şekilde baktıklarını saptamıştır; a) Yıkıcı olarak hastalık b) Bir kurtarıcı olarak hastalık c) Bir iş olarak hastalık
Yıkıcı olarak hastalık Hastalık, bireylerin toplum içindeki normal rollerini sürdürmeye bir engel olarak görülüyorsa ve sosyal gruplardan dışlanma ile sonuçlanıyorsa Hastalığı bu şekilde algılayan insanlar sosyal izolasyonu sınırlamak amacıyla sıklıkla hasta olduklarını kabullenmezler ve bu nedenle genellikle doktora danışmazlar.
Bir kurtarıcı olarak hastalık İnsanlar sosyal yükümlülüklerinden muaf tutulduklarında hastalığı olumlu bir deneyim olarak algılamakta ve hastalığa kurtarıcı olarak bakmaktadırlar. Genellikle bu kişiler tıbbi yardımı hasta rolüne yasal girişi sağlamak için ararlar.
Bir iş olarak hastalık Hastalık bir iş olarak görüldüğünde ev işleri veya para ödenen işlerde olduğu gibi çalışma zorunluluğu olan bir şey olarak düşünülmektedir. Özellikle kronik hastalığı olan bir birey, gününün önemli bir kısmını hastalığına ve tedavisine göre düzenlemeler yapmakla geçirir.
“Klinik buzdağı” fenomeni Epidemiyolojik çalışmalarda sıklıkla bahsedilir. Bir hastalığa ilişkin olarak hastalık belirtilerinin farkına varıp, tıbbi yardım almanın gerekliliğine kanaat getiren ve tıbbi yardım alanlar buzdağının su üstündeki kısmını oluştururlar. Buzdağının su altında kalan kısmını ise hastalık belirtilerini önemsemeyenler ile belirtileri kendi kendilerine tedavi etmeye çalışan, bu doğrultuda geleneksel ya da popüler tıbbı kullanan kişiler oluşturur. Pek çok kişi hastalığa ilişkin öznel belirtileri deneyimlemesine rağmen bunlardan çok azı tıbbi yardım aramaktadır.
Hasta rolündeki kişinin bazı sorumlulukları ve öncelikleri vardır. Hastalık Rolü Bir hekime başvurmuş ve hasta olarak tanımlanmış olan kişi artık toplumda özel bir rol işgal etmeye başlar. Hasta rolündeki kişinin bazı sorumlulukları ve öncelikleri vardır. Bu kişinin profesyonel yardım araması ve iyileşmek için her yolu denemesi beklenir.
Parsons’a göre hasta rolü (sick role), Hasta-hekim ilişkileri ve içinde yer aldığı toplum kesimince biçimlendirilen, aşağıda yer alan sorumluluk ve görevlerle karakterize edilen sosyal bir roldür
Hasta rolü Hasta birey hastalığı süresince normal sosyal rollerinden muaftır. Toplum tarafından onaylanan bu muafiyet hekim tarafından yasallaştırılır. Normal rol performansı ve sorumlulukları hasta kişi kendini daha iyi hissedene kadar ertelenir. Muafiyetin derecesi hastalığın şiddeti ile direkt olarak değişir.
Hasta rolü Hasta kişi hastalığından sorumlu değildir. Hastalık kişisel kontrolün dışındadır. Hasta dışındaki iyileştirici süreç hastanın tekrar iyilik haline dönmesi için gereklidir
Hasta rolü Hasta bireyin iyileşmek için çaba sarf etme sorumluluğu vardır. Hastalık sosyal olarak istenilmeyen bir durumdur ve bundan dolayı toplum hastanın sağlığına kavuşması için ona sorumluluk yükler (doktorun yardımı ile).
Hasta rolü Hasta birey profesyonel tıbbi yardım görmeli ve kendine bakım verenlerle işbirliği içine girmelidir.
KAYNAKLAR Ocakçı A.F, Alpar Ş.E. Hemşirelikte kavram, Kuram ve Model Örnekleri.İstanbul Tıp Kitabevi, 1. baskı,2013, İstanbul. Pektekin Ç. Hemşirelik Felsefesi Kuramlar- Bakım Modelleri ve Politik Yaklaşımlar. İstanbul Tıp Kitabevi, 1. baskı, 2013, İstanbul Velioğlu P. Hemşirelikte Kavram ve Kuramlar. Alaş Ofset, 1999, İstanbul. Birol L. Hemşirelik Süreci: Hemşirelik Bakımında Sistematik Yaklaşım. 3.Baskı Etki Matbaacılık,2004, İzmir. Öztürk C, Okumuş H, Yenal K. Bakımın Planlanması Hemşire ve Öğrenciler İçin Rehber, Palme Yayıncılık, 2014, Ankara.