Türkiye iktisat tarihi: 1960-1980
1962-1976: İçe dönük,dışa bağımlı genişleme 1930’lar ve 1954-61 arasının korumacı dış ticaret politikaları ve içe dönük gelişme devam etti, iki farkla: 1) 1963’den itibaren uzun vadeli yatırım politikaları planlama ile belirlendi. kısa vadeli fiyat hareketleri, bölüşüm ve istihdam sorunları; para-kredi-kambiyo politikaları planlama sürecinin dışında kaldı, ama yine de 1930'lardaki planlamadan öteye gitti 2) sanayileşmenin içeriği, yatırımların dağılım ve sektör öncelikleri farklı: Temel tüketim mallarıdayanıklı tüketim ve ara malları 1930'larda başlatılan temel tüketim malları ithal ikamesi 1954 sonrasında dış tıkanma koşullarında tamamlandı Gelir artışıYeni tüketim normlarıbuzdolabı, çamaşır makinesi, televizyon,otomobil, mutfak eşyaları (“beyazlar”- dayanıklı tüketim malları) Demir-çelik, petro-kimya, inşaat malzemeleri gibi ara mallarda ithal ikamesi (kamu sektörü, özel sektöre ucuz girdi sağladı)
İthal ikameci sanayileşme ticaret sermayesinin belirli kesimleri, yabancı sermayeyle doğrudan ve dolaylı işbirliği içinde (yani, ortak yatırımlar, ve lisans anlaşmaları yoluyla) sanayi sermayesine dönüştü Örnek: Önceleri ülke içine getirilerek satılan radyo, daha sonra konulan sınırlamalar paralelinde radyo ihracatçısı uluslararası firmalar (Grundig ve Phillips) ile bu firmaların ülke içi ithalatçıları anlaşmalar ile ülke içinde montaj biçiminde üretimi gerçekleştirmeye başladı. Son aşamada ise, üretim daha çok ülke içinde gerçekleşmeye başladı tüketim mallarının üretimi için gerekli girdilerin üretilmesi işlevini kamu kesimi yüklendi. Kamu kesimi ve özel kesimin üretken faaliyetleri birbirlerini tamamlayıcı nitelikteydi. Örnek olarak otomobil üretimi özel sektöre bırakılırken, otomobil üretimi için gerekli olan yassı çelik üretme işini kamu kesimi üstlendi
Planlama İç ve dış dinamikler Dış dinamik: İkinci Dünya Savaşı sonrasında çok uluslu şirketlerin azgelişmiş ülkelerde yatırımının hızlanması ve bu süreci kontrol etme isteği Savaşın ardından ABD pekçok azgelişmiş ülkeye ithal ikameci politikaların uygulanmasını sağlamak üzere teknik yardım heyetleri yolladı. Bu heyetler, yerli ve yabancı sermayenin belirli emek-yoğun sektörlerde iç pazara yönelik olarak üretim yapmasını sağlayacak ticari ve mali politikaların oluşturulması ve devlet aygıtının bu amaca uygun bir biçimde yeniden yapılanması gereğini vurguladılar.İthal ikameci sanayileşme politikalarının eşgüdümünü sağlayacak merkezi bir planlama örgütünün kurulması da, 50’li yılların sonunda IMF ve Avrupa Ekonomik İşbirliği Örgütü ile yapılan anlaşmaların bir koşulu olarak gündeme geldi. Amaç: Türkiye’nin aldığı uluslararası yardım ve borçları nasıl kullandığının düzenlenmesi İç dinamik: yerel sermayelerin “tüccarlıktan sanayiciliğe” geçiş süreci DPT 30 Eylül 1960 tarihinde kuruldu, Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı 1963 yılında açıklandı
Planlama-II İlk plancılar yatırımların gelir vergisinde artışla finansmanını istedi. İş çevreleri ve hükümet karşı çıktı. İlk plancılar 1962’de istifa ettiler 1967’de Turgut Özal DPT Müsteşarı oldu, TOBB ikinci plan için toplantılara çağrıldı. TOBB özel sektöre teşvik istedi Birinci plan: kamu yatırımları ve devlet işletmeciliği esas, ithal ikamecilik bütün sektörleri yönlendiren strateji İkinci ve üçüncü plan: özel birikimi teşvik ediyor, kamu kesiminin işlevi özel kesimi desteklemek ihraç edilen sanayi ürünlerine vergi indirimi Yatırım malları ve sınai hammadde ithalatı vergiden muaf tutuldu Yatırım teşvikleri büyüklüğe göre verildi İstanbul-Anadolu sermayesi arasındaki çelişkiler arttı
Popülist bölüşüm politikaları Çok partili parlamenter rejimsiyasi partiler geniş kitlelerin taleplerine duyarlı olmak zorunda İthal ikameci sanayileşmede ücret sadece maliyet değil talep unsuru Sendikalaşma, kamu kesiminden başlayan yüksek ücretler, sosyal güvenlik sistemi Kırsal kesimde popülizmtarım satış kooperatifleri,Toprak Mahsulleri Ofisi, Tekel, Çaykur gibi kuruluşlar pazarlamada aracıtarımsal fiyatlar dış fiyatlardan ve kendiliğinden oluşacak iç fiyatlardan fazla Bunun karşılığında özel kesime ucuz girdi
Sektörler Hizmetler sektöründe aşırı büyüme 1) tarımın ihraç ettiği nüfus fazlası tümüyle mülksüzleşmedi, kırsal kesimle ilişkilerini tamamen koparmadan kente geldi, sanayi işçisi olamayanlar marjinal işlerde çalıştı (işporta, pazarcılık gibi) Sanayinin gelişme biçimi: Dayanıklı tüketim ve ara mal üretimi hızla arttı, ancak yatırım malları üretimi azaldısanayinin dışa bağımlılığı KİT’lerin üretim yapısı: tekel, şeker, tekstil gibi temel tüketim mallarından ara mallara yöneldi (2/3) Sanayide kamu kesiminin payı azaldı
Holdingleşme belirli bir büyüklüğe ulaşan bireysel sermayeler “holding şirketleri biçiminde” organize olmaya yöneldi. Yatırım kapasitesini artırmak için sanayi sermayesiyle bankacılık ve ticareti bir araya getirerek başka şekilde ulaşılacaklarından daha hızlı bir büyüme olanağı elde etmeyi hedeflediler Daha önce devlete ait sanayi ve kalkınma bankaları tarafından finanse edilen sanayiciler kendi bankalarını kurdular Hızlı sanayileşme sermaye içinde yeni bir kutuplaşmaya neden oldu: Büyük şehirlerde toplanan, kendi bankası da olan büyük sermaye grupları (holdingler) ile Anadolu’da bulunan kendi bankası olmayan küçük ve orta ölçekli sermayeler Temel mesele: banka kredileri ve yatırım teşvikleri İlki AP’yi destekledi. 1968’de Erbakan TOBB Yönetim Kurulu başkanı seçildi. Demirel seçimleri geçersiz saydı. Bunun üzerine Erbakan 1970’de MSP’yi kurdu. İki kesim arasındaki çelişkiler TOBB’da devam etti. TOBB’un genel meclisinde her yerel odanın en az bir en fazla 10 üyesi vardı. Bunun sonucunda TOBB’da küçük ve orta ölçekli sermaye temsilcilerinin sayısı arttı, büyük sermaye rahatsız oldu ve 1971 ‘de TÜSİAD’ı kurdu. TOBB Anadoluda bulunan küçük ve orta ölçekli sermayelerin temsilcisine dönüştü
Dışa bağımlılık Ekonominin ithalata bağımlılığı daha da arttı: 1) yatırım malları üretimi ara malları üretiminin gerisinde kaldı 2) ucuz petrol fiyatlarıithal malı enerjiye bağımlılık İhracat da geriledi: hala geleneksel tarım ürünlerinden oluşuyordu (sınai ürün ihracatı için gerekli teknolojik gelişme ve emek verimliliğinin artışı ancak 1970 sonrasında gözlemlendi) Dış açıklar dış kaynaklar (krediler, dış yardım) ile kapatıldı (OECD bünyesinde kurulan yardım heyeti ile) 1968-IMF: dış ticaretin liberalizasyonunu istedi, 12 Mart 1971 sonrasında geleneksel IMF modeli uygulandı, ücretler donduruldu
1977-79 Krizi 1973 Arap-İsrail Savaşında ABD’nin İsrail’i desteklemesiyle Petrol İhraç Eden Arap Ülkeleri Birliği OAPEC petrol ambargosu ilan etti petrol fiyatlarında sıçrama petrol krizi ve durgunluk Krizin etkileri Türkiye’de 3 yıl ertelendi (kısa dönemli borçlanma kanalları sonuna kadar kullanıldı) 1977: ihracattaki düşme ve borç kanallarındaki tıkanma dış ticaret açığı aşırı arttı, IMF ile istikrar paketi şart koşuldu, ancak Ecevit hükümeti kabul etmedi Dış kaynaklardaki tıkanmaithalatta durgunluktemel mallarda kuyruklar, karaborsa, enflasyon 1979: kentli tüketiciler karaborsa ve fiyat artışları işçi sınıfı reel ücretleri enflasyon karşısında koruma çiftçilerdestekleme fiyatlarının enflasyon karşısında erimesi Üretimdeki büyümenin durması ve enflasyon sanayi burjuvazisi için tek yol ücretlerin düşürülmesi, ancak grevler buna izin vermiyor
TÜSİAD’ın önerileri TÜSİAD 1979’de gazetelere ilanlar verdi 1979 Mayıs ayında bir kaç gazetede yayınlanan Çıkış İçin Realist Yol başlıklı bir TUSİAD haber/yorumunda, Türk endüstrisinin hastalıkları şöyle sayıldı: ihracatın düşük düzeyde olması, döviz yetersizliği, enerji arzındaki yetersizlik, işsizlik ve enflasyon Bu hastalıklara yol açan temel nedenin ise, aşırıya varan devlet müdahaleleri olduğu işaret edildi: “Ekonomimizi bir yasakçı “mevzuat ağı” içinde boğan, kişinin teşebbüs şevkini kıran, kişiyi yanlış yönlere sevk eden aşırı müdahaleci ve güven sarsıcı zihniyet bunalımın asıl sebebidir.” TÜSİAD ve IMF’nin ortak önerileri Öncelikle sanayi ürünleri ihracatını artırmak Bunun için iç talebi düşürüp ihracatı teşvik etmek Ekonomiye yük olan KİT’leri küçültmek Ücretleri düşürmek, vergileri artırmak Kasımda Ecevit istifa etti, Demirel hükümeti Turgut Özal başbakan müsteşarı oldu24 Ocak kararları (ücretlerin bastırılması yoluyla ihracata yönelme)