Türkiye tütün tipleri ve coğrafi orijinleri.
BÖLGE TÜTÜNLERİ VE ÖZELLİKLERİ 1. Karadeniz Bölgesi Tütünleri:Bunlar hafif yaşmaklı ve zenepli tütünlerdir. Artvin ve Trabzon tütünleri : Özellikle Trabzon tütününde yaprak kıtası diğer tütün tiplerine göre daha büyüktür. Sigara harmanlarına sertlik ve saçaklık verir. Nikotin ve N’lu maddelerin yüksek, şekerin düşük olması için (sert tütün karakteri) derin profili zengin toprakta yetişebilir tepe kırma uygulanır. Samsun Tütünü : Gerçek şark tipi tütündür. Kıraç, fakir topraklarda yetişebilir. Yaprak kıtasının büyümesine yol açacak, tepe kırma , sulama ,gübreleme uygulanmaz. Bu tütünler kendine özgü aromaya sahip , açık veya koyu kırmızı renklerdedir. Yaprakta şekerler ve N’lu maddeler denge halinde bulunduğundan Samsun ve Bafra tütünü tek basına içilebilir. Harmanları ıslah edici olarak kullanılır, koku ve tokluk verir. Samsun’un Maden , Evkaf, Canikdere ve Basma ( Gümüşhacıköy ) adı ile anılan oymakları vardır. Basma yaşmaklı diğerleri zenepli tütünlerdir. Bafra ; Samsun’a benzer ancak yaprakları biraz daha kalın ve daha büyük kıtalıdır. Gerçek Bafra , Alaçam, Sinop adı ile anılan 3 oymağı vardır. Gerçek Bafra Samsun’un yerini tutar. (Yandaki fotoğraf) Taşova tütünleri : Açık renklileri harmanlara yumuşaklık , koyu renkleri tokluk verirler. Samsun’lara nazaran fiyatları daha düşüktür.
Trabzon uğurlu köyü
2. Marmara bölgesi tütünleri Pek çoğu zenepli bir kısmı ise yaşmaklıdır. Bu tütünler Karadeniz ve Ege tütünleri kadar makbul değildir. Yaprak kıtası bu tütünlerden daha büyüktür. Harmanlara sertlik ve tokluk verirler. Bu bölgede yetiştirilen tütünlerden başlıcaları şunlardır. Düzce : Yandığı zaman güzel bir koku verir .Tatlı sert ve tokça içimlidir. Harmanlarda Samsun’un yerini alır .Tarımsal özellikleri de Samsun’a benzer. Hendek : Köken olarak Trabzon ve Artvin tütünlerine benzer , harmana sertlik verir. Bursa tütünü : Kökeni Samsun’dur. Ancak daha düşük kalitelidir. Zenepli tütünlerdendir . Yaprak formu ise kalp biçimindedir. Yanması orta ,açık renkli olanları harmana yumuşaklık, koyu renkleri ise tokluk verir. Kırmızı renklidir. Trakya tütünleri : sert karakterli , yaprak kıtası orta boylu olan tütünlerdir. Trakta tütünlerinin ekim alanları giderek azalmaktadır. Aynen Trabzon’daki gibi sulanır, gübrelenir ve tepe kırma uygulanır . Balıkesir tütünleri : Tip özellikleri Ege’ye benzer bir kısmı ise Trakya tütünlerine benzemektedir. Tok ve sert karakterli tütünlerdir.
3. Ege Bölgesi Tütünleri Kserofit karakterli tütünlerdir. Yaprakları küçük boyda, zenepsiz, yaşmakları geniştir. Renkleri açık sarı, sarı ve bunların kırmızımsı ve yeşilimsi nüanslarıdır. Akhisar ve gavur köy ekim alanlarında yetişenler çok kokulu, ligda (ödemiş) ise biraz daha büyük yapraklıdır. Ülkenin en düşük nikotinli tütünleridir. Bu tütünlerin şeker miktarları çok yüksek olduğundan içimleri çok tatlıdır. Harmanlara nikotin miktarını düşürmek, içimi yavaşlatma ve koku verme amaçlı katılırlar. Bölgede çok yapraklı verimi yüksek kara bağlar çeşidi ile az yapraklı verimi düşük fakat kokulu ege-64 çeşidi yetiştirilir. Ayrıca çok yapraklı çıtır çeşidi ile mavi küfe dayanıklı izmir-özbaş ve izmir-ince kara çeşitleri vardır.
4.Doğu (Doğu ve Güneydoğu) tütünleri Hakkari’den Hatay’a ve Malatya’ya kadar uzanan çok değişik iklim ve toprak koşulları altında yetiştirilir. Tarımı sulanarak yapılır. Yörelerin su potansiyeline göre sulama sayısı 3-15 arası değişir. Harmanlara saçaklık vererek sigaranın yanıcılığını arttırırlar. İskenderun tütünleri : form itibariyle Bursa menşeine benzerlersede dokuları kaba, damarları daha kalındır. Renkleri kırmızı ve koyu kırmızıdır. Yüksek kaliteli oranları pipo yapımında kullanılır. Yayladağ tütünleri : yaprakları orta boyda, sığır dili biçiminde yaşmaklı tütündür. Açık kırmızı, kırmızı ve koyu kırmızı renklerdedir. Pipo yapımında da kullanılır. Bölgenin en kaliteli tütünlerindendir.
Bitlis tütünleri : yaprakları orta, kısmen küçük boyda, zenep kısmı geniş tütünlerdir. Renkleri açık sarı ve sarı ender olarakta kırmızıdır. Tek basına içilebilecek kalitededir. Çok dar bir alanda belirli bir mikroklimaya adepte olmuşlardır. Yetiştiği alan 2000-3000 yükseklikte dağlarla çevrili bir vadidir. Pipo harmanlarında kullanılır. Bu tütünler 10x10 veya 20x20 cm mesafelerde çok sık dikilirler . Malatya-Adıyaman tütünleri : Bu bölgede birbirinden farklı 3-4 tip yetiştirilmektedir. Çelikhan:sığır dili, büyük kıtalı, karınlı , Adıyaman ise omuzsuz ,sığır dili biçimdedir. Yaprakları orta ve kısmen büyük boyda, renkleri sarı ve kısmen açık kırmızı ile kırmızı arasıdır. Eksperlerin görüşüne göre içimi virjinya tütünü gibidir. Pipo harmanlarında kullanılır. Çelikhan tütünleri Adıyaman tütününden daha kalitelidir. Şemdilli tütünleri : Bitlis tütünü gibi tek başına içilebilecek hoş aromalı bir tütündür. Bu tütünlerin dışında Muş tütünler, kalitesi düşük Diyarbakır –Siirt tütünleri ile Mardin – gurs tütünleri, sirvan tütünleri vardır. Ayrıca tömbeki ve Hasankeyf tütünleride doğu tütünleri içinde yer alırlar. Mardin – gurs tütünleri ile Hasankeyf tütünleri doğrudan tarlaya ekilirler.
HASTALIK VE ZARARLILARI 1. Çökerten Hastalığı Fidelikte çıkış öncesi ve sonrası olarak rastlanır. Fidelikte dairesel boşluklar görülür. Çıkış sonrası dönemde ise fidelerin yine dairesel bir biçimde pörsüyerek yatmaları ile tanınır. Çökerten hastalığının etmeni Rhizocotonia sclani parazitinin bazı Alternaria ve Fusarium türleridir. Rutubetli ve havasız bırakılmış fideler hastalığın çıkışını kolaylaştırır. Ekimden önce fideliğin dezenfekte edilmesi , fazla tohum atılmaması , toprağın süzek olması önleyici tedbirlerdendir. 2. Vahşi Ateş Etmeni pseudomanas tabaci olan bir bakteridir. Hastalığın ilk aşamasında fidelikte sararmalar şeklinde görüldüğünden çökerten hastalığıyla karıştırılır. Daha sonra yapraklarda 2-3 cm varan büyüklükte sarımsı lekeler oluşur. Bu lekelerin ortası kahve renge dönüşür. bakterilerin sıcaklık optimum 22-27 C dir. Yağışlı ve rüzgarlı havalar hastalığı yayar. Fideliğin ve tohumların dezenfekte edilmesi , tarlanın hastalıklı bitkilerin hemen sökülüp atılması gerekir.
3. Tütün Mildiyösü ( Mavi Küf ) Fidelikte ve tarlada önemli zararlara yol açan bir hastalıktır. Fidelikte önce sararma ve yaprak uçlarında kıvrılma görülür. Daha sonra renk pembeleşir ve yaprak alt yüzünde grimsi mavi küf tabakası oluşur. Tarlada ise alt yapraklardan başlayarak önce sarı, sıcak havalarda kahve rengi lekeler oluşur. Lekeli alanlar pembeleşir. Sistematik enfeksiyonlarda (büyüme noktasının zarar görmesi ) büyüme durur. Mavi küfün etmeni Perenospora tabacina mantarıdır. Hastalık yağışlı ve nemli havalarda süratle yayılır. methyl-zenebli ve manepli İlaçlamanın çok sık fidelikte 2-3, tarlada 5-7 günde bir yapılması gerektiğinden, mücadelesi çok masraflıdır. Ülkemizde ıslah çalışmaları ile Ege bölgesi için İzmir-İncekara ve İzmir-Özbaş çeşitleri mavi küfe dayanıklı çeşitler olarak 1980 yılında tescil edilmişlerdir. 4. Küllenme Tarla safhasında yapraklarda beyaz benekler halinde lekeler görülür. Sonra yaprak yüzeyinde kül serpilmiş gibi bir görünüm olur. Etmeni Eysiphe pichoracearum’ dur. Hastalık özellikle taban arazide ve gölgelik yerlerdeki tütünleri seçmektedir.
5. Virüs hastalıkları Tütün mozayik virüsü (TMV), hıyar mozayik virüsü, tütün halkalı leke virüsü, patates x-virüsü, tütün yanıklık virüsü, patates y-virüsü, lekeli solgunluk virüsü gibi çok sayıdaki virüs ırkları içinde tütün mozayik virüsü en yaygın olanıdır. Tütün Mozayik Virüsü : Enfeksiyondan hemen sonra damarlarda renk açılır. Daha sonra uç yapraklarda koyu ve yeşil kısımlarda oluşmuş bir mozayik görülür. Koyu yeşil kısımlar büyürken, yaprak yüzünde çok tipik kabarıklıklar meydana gelir. Virüs hastalıkları ile savaşta, hasta bitkilerin görüldüğü anda tarladan atılması, ekim nöbetine yer verilmesi gibi önlemler yer alır.
6. Özü Kuru Hastalığı Tütünde pörsüme, gövdede uzunlamasına kahve rengi çizgilenme, köklerde kuruma ve kabuğun kolay sıyrılması, sap yarıldığında toplu iğne başı büyüklüğünde siyah fungal yapıların görünmesi ile teşhis edilir. Etmeni ise Macrophomina phaseolina ‘ dır. Kurak ve sıcak giden günler özü kuru için iyi bir koşul yaratır. 7. Canavar Otu Orobanche ramona veya canavarotu çiçekli bir parazit olup tütün tarlalarında sürekli bir enfeksiyon kaynağı oluşturur. Bitki bir simbiyosiz halde yaşar. Çiçek açıp tohum bağlamadan önce elle sökülerek veya çapalanarak uzaklaştırılır. 8. Zararlılar Aphidler en çok rastlanan zararlılardır. Kurutulduktan sonra yaprağın yumuşak ve yapışkan bir hal almasına neden olarak kaliteyi büyük oranda düşürürler.
VERİM Şark tipi tütünleri : Şark tipi tütün yetiştiren ülkeler arasında Türkiye 82 kg/da ile orta durumdadır. Libya’da ortalama verim çok düşük 24kg/da iken, Rusya’da çok yüksek, 170 kg/da kadardır. Bilindiği gibi Şark tipi tütünlerinde verim ve kalite arasında ters bir ilişki vardır. Esasen Rusya Yarı Şark tipi tütün yetiştiren bir ülkedir. Bu nedenle burada verim çok yüksektir. Flue-cured tütünleri : Ülkelere göre verim ortalamaları 38-300 kg/da arasındadır. En kaliteli Flue-cured tütünlerini yetiştiren ABD’lerinde verim ortalama 219 kg/da’dır. Burley’de verim, Flue-cured’den daha yüksektir. ABD’de ort. 262 kg/da, Maryland ise verimi çok yüksek olmayan, ABD’de 140kg/da bir tütün tipidir. Japonya Maryland tütünü yetiştiren ülkeler içerisinde ortalama 270 kg/da verim ile bir istisnadır.
FAYDALANMA Tütün, sigara, pipo, çiğneme ve enfiye olarak tüketilir. En çok sigara olarak kullanılır. Bütün tütün mamülleri yapımında tek tütün tipi kullanılmaz. Bunlar çok sayıda tip ve gradın karışımıdır. Ülkemizde çok tüketilen Samsun sigarasının harmanında dahi 40 kadar tütün tip ve gradı bulunur. Bir tütünde; 1 ) Tüm olumlu özelliklerin bir arada bulunmaması, 2 ) Fiyat ve içim bakımından çeşitlilik ortaya koymak amacı ile tütünler harmanlanarak sigara veya diğer mamüller elde edilir. Türk sigaraları genellikle Şark tipi tütünlerin, Amerikan sigaraları en az 4 tütün tipinin karışımıdır. İngiliz sigaraları ise yalnız Flue-cured tütün tiplerinin (en az şark tipi) karışımından yapılmıştır. Pipo yapımında en çok Burley tütün tiplerinden yararlanılır. Bunlara % 30’a çıkan miktarlarda SOS (şeker, bal, meyan kökü, kumarın v.s. karışımıdır) katılır. Çiğneme tütünleri; puroluk, Enfiye tütünleri ise Dark aired ve Flue-cured gibi koyu renkli çok sert karakterli tütünlerden yapılır.
Nicotiana rustica’da çok yüksek miktarda nikotin bulunur Nicotiana rustica’da çok yüksek miktarda nikotin bulunur. Eskiden bunlardan insektisid ilacı olarak kullanmak üzere nikotin sülfat elde edilmekte idi. Bugün için tütün bitkisinin sadece yaprakları hasat edilmekte bitkinin diğer kısımları ise anız olarak tarlada kalmaktadır. Tohumlarından yağ sanayinde yararlanılmamasının nedeni dekardan alınacak tohum miktarının 2-4 kg gibi az miktarlarda olması, hasat külfetine değmemesidir. Oysaki Türkiye’de, 153 bin hektar alana tütün ekilmektedir. Bu kadar alanda kaldırılacak tohum miktarı ortalama 450-500 ton, yağ miktarı ise 150-200 ton dolaylarındadır.
KALİTE Farklı kullanma amaçları nedeni ile dünyada çok farklı tütün yetiştirilir. Tütün tipleri ancak kendi içlerinde kalite yönünden karşılaştırılabilirler. Belirli tütün grupları için kaliteyi oluşturan özelliklerin sınırları ise standartlarla belirlenmiştir. Belirli ve büyük bir alıcı grubunun zevkini yansıtan, üstün teknolojik özelliklere sahip (işlenmesi kolay, fire vermeyen) sağlık açısından en az zararlı tütün “üstün kaliteli tütün”dür. Bunlara ekonomik olma koşullarıda eklenebilir.
TÜTÜN KALİTESİ VE USUBİLİTE KATSAYISI Tütün bir kalite bitkisidir. Tütün kalitesine dikimden itibaren sigara oluncaya kadar uygulanan işlemler sırasında pek çok faktör etki etmekte bu işlemler sırasında yapılan ufak hatalar tütünün içim kalitesine büyük ölçüde yansımaktadır. Kalite önce uygun yaprağın seçimi ile başlar. Dikimi erken veya geç yapılması, birinci çapanın zamanı, gübre ve suyun dozu, hastalık ve zararlılara karşı ilaçlama ve hasadın zamanında yapılıp yapılmaması, kurutma koşulları tütünün kalitesini etkilemektedir. Kaliteli tütün yetiştirme insan faktörüne çok bağlıdır. Bu nedenle de tütün tarımı ‘‘bir sanat koludur’’ denilmektedir.
Usubilite katsayısı: Bir tütünün içim kalitesi çok iyi olmasına rağmen dumanındaki zararlı madde konsantrasyonunun fazla olması kullanımını sınırlar. Flue-cured tütünlerinde usubilite denilen kullanılabilirlik anlamında bir kalite kavramından söz edilir. Usubilite, dumanda bulunan zararlı maddelerin yoğunluğunu esas alır. Usubilitesi yüksek, usubilitesi düşük tütünler vardır. Arzu edilen, bir tütünün hem içim özelliklerinin iyi hemde usubilitesinin iyi olmasıdır. Ancak yaprakta içim kalitesini yükselten bazı özellikler usubiliteyi düşürmektedir.
Örneğin aromatik maddeler ile şekerler kaliteyi arttıran bileşikler olmasına rağmen usubiliteyi olumsuz yönde etkilemektedir. Aşağıda usubilite için geliştirilen katsayı verilmiştir. Usubilite katsayısı : (A/B) + [(C+D)/E] A : NO3 + K2O + Selüloz + Kül B : Nikotin + TUB (Toplam uçucu bazlar) + Amino asitler (Serbest amino asitler) + Nişasta + Polifenoller C : Doldurma hacmi + Yanma hızı D : Yaprakta damar / Yaprak ayası oranı E : Yaprak kalınlığı Usubilite katsayısında içimi olumsuz yönde etkileyen fiziksel ve kimyasal kriterler alınmıştır. Bir tütünün usubilite katsayısı büyüdükçe sağlık açısından zararı azalmaktadır.
Tütün tiplerinde kalite kriterleri 3 katagoride toplanır; 1 ) Yaprak ekspertizi, 2 ) Kimyasal ve Fiziksel laboratuvar testleri, 3 ) İçim testleridir
1. Ekspertiz Yöntemleriyle Kalitenin Saptanması a ) Yaprak ekspertizi Yaprağın boyut, doku (esnek, sağlam), koku, renk ve el durumuna bakılarak tütünlerin değerlendirilmesidir. Ülkemizde bu yöntem tütünlerin satın alınmasından önce göz tesbiti denilen muayeneler sırasında daha sonra işleme evlerinde grad veya neviyatlarına ayrılmasında uygulanılır.
Göz tesbiti : Hasat edilen tütünler tüccar veya tekel tarafından satın alınmadan önce pek çok işlem geçirir. Bunlar sırasıyla Hasat – Dizme – Kurutma – İstif – Tavlama – Denkleme gibi işlemlerdir. Tütünlerin denkleme aşamasından sonra tütün eksperleri köy köy dolaşarak tütünleri denklerden muayene ederek randıman tespiti yaparlar. Randıman % olarak ifade edilen kaliteli yaprak sayısıdır. Bu muayeneler sırasında kaliteli tütünlere yüksek randıman, kalitesi düşük tütünlere ise düşük randıman verilir. Daha sonra tütün piyasası açılır. Önceden Tekel tarafından destekleme alımı yapılırdı. Taban ve baş fiyatlar tespit edilir. En yüksek randımanlı tütün baş fiyattan hatta tüccar tarafından baş fiyatın üzerindeki fiyatlardan satın alınırdı.
Tütün işleme evlerinde yaprakların kalite gruplarına ayrılması : Satın alınan tütünler bir süre sonra bizde işleme evlerine getirilir. Burada tütün denkleri ve içinde bulunan dizilerde yapraklar makine veya elle tek tek açılır. Tozundan toprağından temizlenerek Türk Standartları Enstitüsünün verdiği kriterlere göre sınıflandırılır. Amerikan grad adı verilen sistemde, tütünler 4 gruba ayrılır: Amerikan grad (A.G), : En kaliteli tütünler B grad (B.G), Kapa (Kappa), Dubl kapa (Duble kappa) : en kötüleri Bu tasnif sistemi Ege, Karadeniz, Marmara bölgelerinde üretilen tütünlere uygulanır. A.G.’ye ayrılacak Ege tütününde aranacak özellikler şöyledir.
Yaprak boyutları: Orta ve küçük boyda renk; sarı, açık sarı, açık kırmızı bunların yeşilimsi ve kırmızımsı nüansları, Doku; kuvvetli ve esnek, koku; kokulu, hafif kokulu ve nötr, yaprak bütünlüğü ; tam ve az yırtıklı, arıza ve hastalık durumu; arızasız ve hastalıksız olacak. Genellikle bir bitkide uc ve uca yakın yapraklar (uç, uç altı, 3. ana) Amerikan Grad’a ortada bulunan yapraklarda (2. ve 1. analar) B.G.’ye, dip yapraklar ile A.G. ve D.G.’ye giremeyecek özellikteki diğer eller kapa’ya ayrılır. İkinci tasnif sistemi ise neviyata göredir. Tütünler aynı esaslara göre nevi adı verilen 3 kalite grubuna ayrılırlar.
b ) Degüstatif Muayene Tütün kalitesinin içerek belirlenmesidir. İşlenmiş tütünü alacak olan dış alıcılar bu yönteme baş vururlar. Tütünler arasındaki kalite farklarını içim testleriyle ortaya koymak, ancak çok iyi eğitilmiş eksperlerle mümkündür. Degüstatif muayene daha çok sigara harmanları hazırlanırken kullanılır. Kimyasal ve Fiziksel laboratuvar testleri ile kalite saptanması : Sigarada ayrıca kalite testi olarak zifir ve dumanda nikotin miktarları tayin edilmektedir.
TÜTÜN YAPRAĞININ MORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ VE KALİTE İLE İLİŞKİLERİ Tütün yaprağının uzunluk, genişlik, kalınlık, renk, damarları, elastikiyeti, saçaklılığı, absorbtion ve yanma gibi bazı morfolojik özelliklerinin kalite ile ilgisi bulunmaktadır.
Yaprağın Uzunluk, Genişlik ve Bu değerlerin Oranı Yaprağın belirli bir büyüklüğü bilhassa genişliği sigara, puro ve pipo olarak kullanılmasına hizmet eder. Sigaralık tütünler için küçük kıtalı, puroluk için uzun, pipoluk için uzun ve geniş yapraklar arzu edilir. Yaprak rengi Tütün yaprak rengi bakımından da değerlendirilir. Yaprağın esas tonu rengin karakteri, canlı ve mat olması renk bakımından eşit durumu inceler. Yaprağın rengi çeşit rengine uymalı, mat olmamalı, renk tek düzen olmalıdır. Yaprak damarları Yaprak ana ve yan damarların toplam yaprak ağırlığına göre oranı, tütün yaprağının kaba yapılı veya inceliğini belirtir. Bugün tütün çeşitlerinde ince damarlar ve bunların mümkün olduğu kadar az ağırlıkta olması istenir. Bu küçük numunelerde elle ayırıp tartma, tütün fabrikalarında ise ayırma makinaları yardımıyla tayin edilir.
Yaprak kalınlılığı Puro için mümkün olduğu kadar ince yapraklar, nargile, tömbeki vs. içinde kalın ve sabit yapılı yapraklar arzu edilir. Sigaralıklarda orta kalınlıktaki yapraklar istenir. Kalınlık özel mikrometre ile ölçülür. Yaprak elastikiyeti Tütün yaprağının tavlı iken elde katlandıktan sonrada bırakılınca kolaylıkla eski halini almasına elastikiyeti denir. Yaprak dokusu inceldikçe elastikiyet artar. Puro ve sigaralık tütünler için elastikiyet önemlidir. Sigaralık tütünerin elastikiyeti yüksek olursa dayanma kabiliyeti artar, saçaklılık artar, sigara randımanı yüksek olur. Elastikiyet elle tayin edilir. Kıyılmış Yaprakta Saçaklılık Saçaklılık bilhassa sigaralık tütünler için önemlidir. Saçaklılığı iyi olan tütünler sigara halinde sabitliği artırır, dağılıp dökülmesi olmaz.
Yaprağın Absorption Özelliği Bazı sigaralar ve pipo tütünü için aroma verici maddeleri tutma özelliği, bu maksatla kullanılan tütünlerde aranmaktadır. Yanma özelliği Tütünler iyi yanma özelliğine sahip olmasıdır. Sigaralık tütünler için yanma özelliği, yanma süresi ve düzgünlüğü ile saptanır. Bunu için sabit sıcaklıkta sabit aletler kullanılır. Sigara yakılır ve kendi kendine yanmaya bırakılır. Yanma özelliği doğrudan doğruya tütün yaprağında veya sigara halinde yapılabilir. Yanma durumuna göre değerlendirilir. Tütün yaprağının hastalık ve zararlıların etkisinde kalmaması kötü çevre koşulları altında bozulmamış olmasının da kalite ile ilgili yönleri vardır.
TÜTÜN YAPRAĞININ FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ VE KALİTE İLE İLİŞKİLERİ Yaprak Boyutları: Büyük yapraklarda hücreler daha büyüktür. Bu tütünlerde hücre arası boşluklarıda daha büyüktür. Yanmaları daha kolaydır. Boyutları küçük olan yapraklarda hücreler küçük olup birbirine bitişik bir düzen içinde sıralanmışlardır. Bunlarda hücre arası boşlukları daha azdır. Yanmaları daha güçtür. Ancak bu tip tütünler daha aromatiktir. Türk sigaralarının harmanlarına büyük kıtalı olan doğu tütünlerinden % 20-25 oranında katılarak yanma nitelikleri ıslah edilir. Bir bitkide farklı büyüklükte yaprak bulunur. Bitkide uç yaprakların boyutları küçüktür. Bunların yanması da zordur. Sulanarak Şark tipi tütünlerinin yaprak yüzeyleri genişletilebilir. Böylece yanıcılıkları artar. Ancak bu tütünlerde aroma kaybolur. Ayrıca kırılganlıklarıda arttığından işlenmesinde fire verilir.
Yanma Hızı ve Süresi: Yanmada 1- Devamlılık, 2- Bütünlük, 3- Yavaşlık önemlidir. Sigaranın kolayca tutuşması, sönmeden sonuna kadar yanması, yanma ile ilgili aranan özelliklerdir. Yanma yaprak büyüklüğü dışında daha pek çok faktöre bağlıdır. Dış sargılık purolarda yanma niteliği en önemli kalite kriteridir. Doldurma hacmi:Belirli bir basınç altında birim ağırlıktaki tütünün kapladığı hacimdir. Doldurma hacmi yüksek tütününün özgül ağırlığı da düşüktür. Poroz yapıda ki tütünlerde doldurma hacmi yüksektir. Yanma ile arasındaki ilişki olumludur.
Aynı sıklıkta sigara elde etmek için doldurma hacmi düşük tütünlerden, doldurma hacmi yüksek tütünlere oranla daha fazla tütün kullanılır. Sigara haline gelmiş tütünde doldurma hacmi kriteri yerine sigara randımanı ölçü olarak alınır. Sigara randımanı 1 kg tütünden elde edilen sigara sayısı olarak ifade edilir. Kıyıldığı zaman uzun şeritler veren tütünlerin sigara randımanları yüksektir. Bu tütünlere saçaklı tütün denir. Saçaklılık yaprağın esnekliliği büyüklüğü ve hiproskopik nem oranı ile ilgilidir.
Türk tütünlerinin doldurma hacmi düşüktür Türk tütünlerinin doldurma hacmi düşüktür. Aynı uzunluktaki bir Amerikan sigarasına göre daha fazla tütün içerir. Böylece bir sigaradan alınan nikotin ve zifir miktarı da daha fazladır. Ayrıca sıkılıktan dolayı daha az hava emildiğinden yanmaları iyi değildir. İyi yanma sigaralarda meydana gelen zararlı madde miktarı da azdır. Harmanlara daha fazla doldurma hacmi yüksek (örneğin Doğu tütünleri) tütünlerden katmak ve başka teknolojik önlemlerle sigaralarımızın yoğunluğunu azaltmak gerekmektedir. Esneklik ve Sağlamlık Niteliği: Belirli bir yaprak ayası şeridinin dinamometrede kopuncaya kadar varılan uzama yüzdesidir. Kırılma direnci, yaprak esnekliği, renk, hidroskopik nem önemli diğer fiziksel niteliklerdir.
TÜTÜN YAPRAĞININ KİMYASAL BİLEŞİMİ VE KALİTE İLE İLİŞKİLERİ Tütün içildiği zaman duyu organları üzerinde sert, yumuşak, yakıcı, keskin, kokulu, ferahlatıcı gibi kelimelerle ifade edilmeye çalışılan değişik izlenimler bırakır. Dumanın bırkatığı bu etki ve izlenimler tütün yaprağının kimyasal bileşimi ile ilgilidir. Gerçekte tütün yaprağının kimyasal bileşimi ana komponentler itibariyle diğer bitkilerin yapraklarından çok farklı değildir. Ancak tütün yaprağında kendine özgü bir takım alkaloitler bulunmaktadır. Yaprağı oluşturan maddeleri anorganik ve organik bileşikler olmak üzere 2 gruba ayırabiliriz. Organik maddeler yanarak dumanı, anorganik maddeler de külü oluştururlar.
1. Anorganik maddeler Külün bileşiminde makro ve mikro düzeyde pek çok sayıda element bulunur. Potasyum ve magnezyum tütünün yanmasını olumlu yönde, klor ise olumsuz yönde etkileyen elementlerdir. Kalsiyum ve potasyum tütün yaprağında en fazla bulunan elementlerdir. Yapraktaki organik maddeler ile anorganik maddeler arasında ters ilişki vardır. Külün kalite üzerine etkisi tütün tipine bağlıdır. Flue-cured ve Şark tipi tütünlerinde kül kaliteyi olumsuz, Burley ve Maryland tütününde olumlu yönde etkilidir.
2. Organik Maddeler N’lu bileşikler yaprakta her ne kadar miktar olarak çok fazla bulunmuyorlarsa da, miktarlarındaki küçük değişmeler kaliteyi önemli ölçüde etkileyebilmektedir. Toplam-N içindeki başlıca N’lu bileşikler, protein-N ve çözünmüş-N olarak 2 kısımdır. Çözünmüş- N’u da; amonyak, amidler, alkaloitler, serbest amino asit bileşikleri oluştururlar. Alkaloitler N. Tabacum ve N. Rustica’da primer alkaloit nikotindir. Nornikotin, Anabasin, Myosamin ve diğer teşhis edilemeyen alkaloitler de bulunmaktadır. Bu tütünlerde toplam alkaloitlerin % 90 – 95’i nikotindir. Nikotinin % 97 kadarı kök uçlarında sentezlenir. Bu nedenle yapraktaki miktarı kök gelişmesi ile yakından ilgilidir.
Nikotin kuvvetli bir bazdır Nikotin kuvvetli bir bazdır. Kurutulmuş tütünün tipine bağlı olarak nikotin serbest veya bağlı durumdadır. Nikotin, pH’sı alkali olan air-cured tütünlerinde serbest, asit olan flue-cured ve Şark tipi tütünlerde bağlı tuz olarak bulunur. Kandaki nikotin düzeyi içilen sigara miktarına, nikotinin serbest veya bağlı olmasına göre değişir. Tütünlerde duman pH’sı 5-7 arasında değişir. Duman pH’sı arttıkça serbest nikotin miktarıda artmaktadır. İçilen tütündeki serbest nikotin miktarına bağlı olarak kandaki nikotin seviyeside artar. Çünkü serbest haldeki nikotin ağız mükozası tarafından kolayca absorbe edilir. Sert sigaraların, puro ve pipo tütünlerinin pH’sı sigaralık tütünlerden daha yüksektir. Daha fazla nikotin serbest haldedir. Ancak bu tütünler sert olduğu için fazla içe çekilmezler. Bu nedenle sigaradan daha az zararlı olduğu görüşü yaygındır. Sigaraların pH’ları 6.5’un altında olacak biçimde sigara harmanları hazırlanır.
Nikotin ve diğer azotlu bileşikler içim üzerine sertlik, nikotin fizyolojik etkinliği yanında ayrıca tokluk etkisi yapar. Nikotinin zararlı etkileri 1. Kanser yapıcı 2. Kan dolaşımı bozuklukları 3. Solunum sisteminde CO, CO2 ile birlikte neden olduğu bronsiyal bozukluklar olarak özetlenebilir. Yaprakta bulunan proteinler yandığı zaman hoş olmayan bir koku verirler. NO3 azotu ise tütünün yanmasını olumlu yönde etkiler.
Karbonhidrat bileşikleri: Tütünde bulunan karbonhidrat bileşikleri; 1) Nişasta 2) Suda çözünür karbonhidrat bileşikleri, yani şekerler 3) Hücre iskelet maddeleri; selüloz, pektin ve pentazon gibi yüksek moleküllü karbonhidrat bileşikleridir. Nişasta; şeker ve azotlu maddeler gibi önemli bir kalite kriteri değildir. İyi kurutulmuş bir tütün yaprağında miktarı oldukça düşüktür.
Şekerler: Toplam şeker = Glikoz + fruktoz + sakkaroz Toplam – indirgen şeker = Glikoz + fruktoz Toplam indirgen madde = Toplam şeker + polifenoller, tütünde kalite kriteri olarak kullanılır. Şekerler içimi yumuşatıcı bir etki yaparlar. Miktarlarının belirli bir düzeyin üzerine çıkması halinde boğaza yanma yapar. Ancak yaprakta şeker miktarındaki küçük değişimler azotlu maddeler gibi kaliteyi etkilemez.
N’lu maddelerle şekerler arasına ters ilişki vardır. Tütün yaprağında azotlu maddelerin artmasıyla duman alkali reaksiyonu, şekerin artmasıyla asit reaksiyonuna yönelir. Puroluk tütünler, maryland, burley ve koyu renkli tütün tiplerinde şeker yok denecek kadar azdır ( en fazla % 1.5). Bu tütünlerde şeker miktarının artması kaliteyi düşürür. Flue-cured ve şark tipi tütünlerin de şeker miktarları % 10-35 arasındadır. Flue-cured tütünlerinde şeker ortalaması Şark tipi tütünlerinin ortalamasından daha fazladır. Şark tipi tütünlerin içinde ege bölgesi tütünleri en nikotinli ve en yüksek şeker içerikli ve en kokulu tütünlerdir.
Ham lif (selüloz + lignin), pektin ve pentozanlardır: Selüloz ve lignin yanma üzerine olumlu etki yapar. Burley ve maryland tütünlerinin harmanlara katılmasının amacı yanmayı arttırmak olduğundan bu tütünlerde bu maddelerin miktarının yüksek olması istenir. Şark tipi ve Flue-cured tütünlerinde hücre zarını oluşturan bu maddeler düşük düzeydedir. Tütünde organik asitlerden malik, oksalik ve sitrik asitler ile asetik formik gibi uçucu asitler başlıcalarıdır. Valarik, beta-metil valerik, iso valerik asitleri, Şark tipi tütünlerinin kokusunu veren karboksilik asitlerdir. Malik, oksalik ve sitrik asitlerin magnezyum ve potasyum ile oluşturduğu tuzların yanmayı düzenlediği bilinir.
Polifenoller: Bazı fenollerin yaprak aroması ile ilişkili olduğu saptanmıştır. Fenolik bileşikler air-cured tütünlerinde Virjinya ve Şark tipi tütünlerinde yanma özelliği istenen kahverengin meydana gelmesine neden olmaktadır. Petrol eteri ekstraktı (PEE): Yağ ve benzeri maddeler, uçucu yağlar, reçineler, mumlar, parafinler, yağ asitleri gibi bileşikler farklı yapıda olmalarına rağmen bu maddeler yaprak tüyleri (trikom) tarafından salgılanır. Üretici hasat sırasında ele yapışan bu bileşiklerin toplamına sakız demektedir. Bu bileşiklerin miktarı kurak koşullarda artar. Ege tütünlerinde sakız miktarı çok fazladır. Tütüne aroma verecek olan bileşikler bu gruptadır. Son zamanlarda PEE maddeleri en ufak bileşenlerine inerek tek tek araştırılmaktadır. Çünkü dumanda bulunan ve kansere neden olan polinüklear aromatik hidrokarbon bileşikleri, bunların yanma ürünleridir.
Diğer bileşikler: Tütün yaprağına renk veren çeşitli pigmentler ile steroller: stimagsterol, beta-sitosterol, kolesterol, kampesterol, gama-sitosterol sayılabilir. Steroller yandıkları zaman sağlık için zararlı maddelere dönüştüklerinden son zamanlarda önem kazanmışlardır. Çizelge 9’da sigaralık tütünleri kimyasal bileşimleri ortalama değerleri verilmiştir. Her bir tütün tipinin kimyasal bileşikler bakımından sınırları oldukça geniştir.
Şekerler-N’lu maddeler dengesi: sigara dumanının asit ve alkali olması içim tadını etkiler, alkalilik arttıkça sigaranın sertliği yani boğazda tahriş edici etkisi artar. Bu nedenle sigara dumanının hafif asit olması arzu edilir. Dumandaki uçar asitler uçar bazlar dengesi duman reaksiyonunu tayin eder. Bazların hemen hemen tamamı nikotin, amin (NH2) ve amonyak (NH3) dan ibarettir. Bunların bir kısmı proteinlerin yanma ürünleridir. Dumandaki başlıca asitler ise asetik ve formik asitlerdir. Bu asitler doğrudan yapraktan dumana geçtiği gibi, şekerlerin yanması sonucu da ortaya çıkmaktadır. Dumandaki uçar asitler, uçar bazları nötralize ederek geriye hafif bir asitlik kalabilmesi için endüstride dumanın pH’sı 6.5’un altında olacak biçimde sigara harmanları hazırlanır bu da şekerler N’lu maddeler dengesini sağlamakla mümkündür. Gerektiğinde bu amaçla harmanlara şekerler de katılabilmektedir. Ege bölgesi tütünleri hariç tutulursa Şark tipi tütünlerde şekerler-N’lu maddeler dengesi oldukça iyidir. Özellikle Bafra, Samsun, Bitlis tek başlarına içilebilen tütünlerdir.
Çizelge 9. Sigaralık Tütünlerin Kimyasal Bileşimi Tütün tipleri Şark Tipi Flue-Cured Burley Maryland Top. Uç. Bazlar (Amanyak olarak) 0.289 0.282 0.621 0.36 Nikotin 1.05 1.93 2.91 1.27 Amonyak 0.105 0.119 0.159 0.13 Glutamin (NH3 olarak) 0.020 0.033 0.035 0.04 Asparagin (NH3 olarak) 0.058 0.025 0.111 0.11 Amino-N (NH3 olarak) 0.117 0.665 0.203 0.08 Protein-N (NH3 olarak) 1.19 0.91 1.77 1.61 Nitrat-N (NO3 olarak) Trace 1.70 0.09 Toplam-N (NH3 olarak) 2.65 1.97 3.96 2.80 pH 4.90 5.45 5.80 6.60 T. uçucu asitler 0.194 0.153 Formik asit 0.079 0.059 0.027 0.02 Malik asit 3.87 2.83 6.75 2.43 Strik asit 1.03 0.78 8.22 2.98 Oksalik asit 3.16 0.81 3.04 2.79 Uçucu yağlar 0.248 0.148 0.141 0.14 Alkolde çözünen reçineler 11.28 9.08 9.27 8.94 İndirgen şeker (Dekstroz olarak) 12.39 22.09 0.21 Pektin (Ca-pektat olarak) 6.77 6.19 9.91 11.14 Ham lif 6.63 7.88 9.29 21.79 Kül 14.78 10.81 24.53 21.98 Kalsiyum (CaO olarak) 4.22 2.22 8.01 4.79 Potasyum (K2O olarak) 2.33 2.49 5.22 4.40 Magnezyum (MgO olarak) 0.69 1.29 Klor 0.84 0.26 Fosfor (P2O5 olarak) 0.47 0.51 0.57 0.53 Kükürt (SO4 olarak) 1.40 1.23 1.98 3.24
Yasal Düzenlemeler 1924, 1930 ve 1938 İnhisarlar İdaresi 1961 – Tütün Desteklemeleri Hakkında Kanun 1969, Tütün ve Tütün Tekeli Kanunu 2002 – Yeni Tütün Kanunu
4733 sayılı yasa ile sektörde ; Tütün konusunda yeni piyasa düzenlerinin oluşturulması amacıyla 09 Ocak 2002 tarih ve 24635 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4733 sayılı Tütün Kanunu çıkarılmıştır. "4733 Sayılı Tütün Yasası", 2002 yılında çıkarılmış ve "1177 sayılı Tütün ve Tütün Tekeli Kanunu" nun yerine tütün sektörünü düzenlemek ve denetlemek üzere yürürlüğe girmiştir. 4733 sayılı yasa ile sektörde ; Tütünde destekleme alımlarına son verilmiş, Sözleşmeli üretim modeli getirilmiş, Açık arttırma merkezlerinin kurulması öngörülmüş, Tütün ve Alkol Piyasası Kurumu (TAPDK) kurulmuş, Tekel Özelleştirmesinin önü açılmıştır.
Destekleme Politikası Uygulamaları Üç hedef (1940 – 2001) Üründe arz fazlasını çekmek Fiyat düşmesini engellemek Kaliteye uygun fiyattan satış
Yeni Yasanın Getirdikleri Destekleme alımları kaldırıldı. Tütün alım - satım sistemi değiştirildi. Üretici tütünlerinin satılamaması mümkün hale geldi. Tekel özelleştirmeye hazırlandı. TAPDK kuruldu.
Yeni Dönemde Tütün Pazarlaması Sözleşmeli Üretim Açık Artırmalı Satış
Sözleşmeli Üretim Yöntemi: Yasanın çıktığı ilk yıldan itibaren firma ile üretici arasında hazırlanan sözleşme doğrultusunda belirlenen koşullara göre yapılmaktadır. Alıcı ürünü görmeden ve kalitesini bilmeden almaktadır. Bu durum üreticilerin daha kaliteli ürün üretmeyi çabalamasına neden olmaktadır. Ayrıca yaprak tütün firmaları kendi bünyelerinde Ziraat mühendisleri çalıştırarak agronomi birimleri oluşturmuşlardır. Burada alım üreticinin evinde gerçekleşmektedir.
Açık Artırma Yöntemi: Satış merkezlerine getirilen tütünlerin Kurumun belirlediği tarafsız eksperler tarafından incelenerek fiyatını belirlemesi ile alınıp satılması esasına dayanmaktadır. Ancak bu yöntemin yaygınlaşabilmesi için tütün bölgelerinde satış merkezlerinin alt yapılarının hazırlanması ve kurulması gerekir. Bu yeni yasada en önemli sorun, sözleşme yapılmayan ve açık artırma yöntemi ile ürününü satamayan ekicilerin durumudur.
Sözleşmeli Tütün Üretimi; 1999 ABD, 2002 Malawi, 2003 Zimbabwe Sözleşmeli Üretimde; Piyasada rekabet yok. Ürün fiyatları tek taraflı belirleniyor. Üretim, alternatifi olmadığı için devam ediyor. Birkaç firma fiyatı belirliyor.
sözleşmeli tarım modelinin avantajları: üreticilere sağladığı alım ve fiyat garantisi ile üreticilerin pazarlama problemini ortadan kaldırması, Üreticinin satışa kadar her üretim aşamasında sözleşme yaptığı firmadan teknik destek ve eğitim almasının sağlanması, Nitelikli girdilerin, doğru zamanda ve doğru teknoloji ile kullanılarak maliyetlerin düşürülmesi sonucu verim ve ürün kalitesini arttırması ve ürün standartlarında iyileştirme sağlanması, Firma üzerindeki finans yükünü hafifletmesi, Tarıma dayalı sanayi kuruluşlarının düzenli ve kaliteli hammadde temin etmesini sağlaması ve teknoloji transferi ile çiftçi ve sanayici arasında mal, nakit ve teknik bilgi akışının temini, Banka, üretimi yaptıran firma, girdi satıcısı ve üretici arasında sinerji oluşturması, Küçük çiftçiler için dengeli ve sürekli gelir kaynağı temin etmesi, Küçük çiftçilere alternatif istihdam imkânı sağlaması Atıl işgücü, arazi, bina ve çeşitli donanımların değerlendirilmesi, Üreticilerle etkili bir iletişim kurma ve yakın diyalog içinde olunması, Üretim ve tarıma dayalı sanayi arasında oluşturduğu bütünleşme ile üretim kaybını en aza indirmesi, gibi nedenlerle tercih edilmektedir.
Sözleşmeli tarım modelinin dezavantajları: Ulusal ve uluslararası firmaların, üreticileri kendilerine bağlamak için kredi, fiyat ve pazar garantisi sağlaması çiftçiler açısından tek yanlı bağımlılığa neden olabilmektedir. Dolayısıyla bu tek yanlı bağımlılık tarımdan sağlanan pozitif değerlerin büyük ölçüde sanayiciye geçmesine neden olmaktadır. Türkiye'de ve dünyada bu dezavantajların azaltılması için öncelikle sözleşmeli üretimde ilişkilerin ikili ve karşılıklı bağımlılığa dönüştürülmesi gerekmektedir. Sözleşmeli üretim modeline ilişkin olarak ortaya çıkan sorunlara bakıldığında şu durumlarla karşılaşmak mümkündür. Ülkemizde tarım işletmelerinin yapısı dikkate alındığında, sözleşmelerin tek taraflı olmasından dolayı çiftçinin itiraz hakkı bulunmamaktadır. Çiftçiler sözleşmeyi okumadan imzalayabilmektedir. Ürün birim fiyatlarının enflasyon artışının altında kalması durumunda tarımsal üretici geliri düşmektedir. Çiftçilerin örgütsüz olmaları nedeniyle, sanayici karşısında zayıf kalmaları gibi aksayan yönleri de mevcuttur. Sanayici ile üreticiler arasında yapılan sözleşmeler, üreticiler açısından oldukça ağır yükümlülükler içerebilmektedir. Sözleşmeli tarım, sözleşmede öngörülen standart ve kalitede üretimin gerçekleşememesi, belirlenen fiyatın düşük olması ya da ürün bedellerinin zamanında ödenmeyerek üreticilerin finansman yönünden güçsüz kalmaları gibi sorunları da bünyesinde taşımaktadır.
Üretimin Geleceği; Hükümet Kararları ve Politika Tercihleri Tarım, Vergi, Sağlık, Ekonomi Makro Ekonomik Politikalar Ulusal Gelir Düzeyi, Döviz Kuru,
Üreticiler memnun değil Fiyat yetersiz Tek alıcıya bağımlılık Firmalar memnun değil Mükerrer sözleşme – Avanslar, Yaşlanan ve azalan üretici sayısı, Döviz kuru, Sigara şirketlerinin artan istekleri, Azalan karlar, artan riskler,
Çözüm: Güçlü üretici örgütü Butik üretim! Finansman desteği tütün ihraç eden sigara üreten Butik üretim! minimum kapasite yeni teknoloji tam tesis yurt çapında dağıtım Finansman desteği Fon yaratılması ve müdahale (bir-iki Krş/paket sigara)