HAZIRLAYAN: NİSANUR AKINCI 11-E 266 SERVET-İ FÜNUN DÖNEMİ(EDEBİYAT-I CEDİDE)
SERVET-İ FÜNUNDÖNEMİ EDEBİYAT-I CEDİDE EDEBİYAT-I CEDİDE YAZARLARI VE DIŞINDA KALANLAR (BAĞIMSIZLAR)
HALİT ZİYA UŞAKLIGİL İlk büyük Türk romancısı.Sanat hayatına İzmir’de başladı.İzmir’in ilk edebiyat dergisi olan Nevruz’u çıkardı. İzmir’de tefrika edilen’’Sefile’’adlı ilk romanı İslami ahlaka uygun olmadığı gerekçesiyle kitap olarak basılmadı .Yazar daha sonra ‘’Nemide’’ ve ‘’Bir Ölünün Defteri’’ni yazdı. Aşk yüzünden katlanıla özverileri konu alan ‘’Bir Ölünün Defteri’’,yazarın romancılığında ilk ciddi aşama sayılır.Yazar,İzmir’de başladığı romancılığını İstanbul’da, Servet-i Fünun’da sürdürüp geliştirdi.Namık Kemal’in başlattığı Batılı roman tarzını mükemmele ulaştıran odur. Sanat için sanat görüşünü savunur.Ruh tahlillerinde başarılıdır. Zaman-mekan-karakter-betimleme bağlantılarını sağlam bir teknikle düzenlemiştir.Realisttir. Romanlarında genellikle İstanbul’un yüksek tabakasını,hikayede ise orta halli insanları anlatır.Romanlarındaki ağır dil,hikayelerinde yerini sade sayılabilecek bir dile bırakabilir.Serfet-i Fünun Döneminde yazdığı en önemli üç romanı sonradan sadeleştirmiştir.
HALİT ZİYA UŞAKLIGİL
ESERLERİ: *Şiir gibi nesirler yazıp bunları mensur şiir adını verdi.(Mensur Şiirler,Mezardan Sesler).İlk mensur şiir yazarımız oldu. *5 ciltlik ‘’Kırk Yıl’’ve 3 ciltlik ‘’Saray ve Ötesi’’ adlı anı kitapları çok önemlidir. *Servet-i Fünun’dan sonra tiyatro eserleri de yazmış;ama bu türde başarılı olamamıştır. Roman: Ferdi ve Şürekası, Mai ve Siyah, Aşk-ı Memnu, Kırık Hayatlar… Hikaye: İzmir Hikayeleri, Aşka Dair, Solgun Demet, Bir Yazının Tarihi, Nakil(çeviri hikaye )… Makale,inceleme: Sanata Dair, Yunan Edebiyatı, Latin Edebiyatı
ÖZET Batılı ilk roman yazarı Realizmi yansıtır ,natüralizmden de etkilenmiştir. Roman tekniği mükemmeldir.(kahramanların karakter çözümlemesi) İstanbul’un aydın kesimleri Dil ağır ve sanatlıdır. *Romanlarını Cumhuriyet Döneminde sadeleştirmiştir. Bireysel konu İlk mensur şiir örneklerini verir. İlk edebi anlamda anı yazarıdır. İlk modren romanımız(Aşk-ı Memnu, Mai ve Siyah) *Atatürk’ün eşi Latife Uşakki’nin amcasıdır.
MEHMET RAUF Türk Edebiyatında ilk psikolojik romanın (Eylül) yazarıdır. Diğer eserlerinde bu başarıya erişememiş, Halit Ziya’nın gölgeside ve etkisinde kalmıştır. Sanat hayatının en başarılı dönemi Servet-i Fünun’daki 5 yıllık dönemidir. Dili çok ağır değildir. Daha çok aşk ve kadın konularını işlemiştir. Siyah İnciler ve Sonbahar adıyla mensur şiirlerde yazmıştır. Servet-i Fünundan sonra yazdığı oyunlar başarılı değildir. Değişik yerlerde yayımladığı anılar sonradan Edebi Hatıralar başlığıyla yayımlandı. Roman: Ferda-yı Garam, Eylül, Genç Kız Kalbi, Karanfil ve Yasemin, Halas(Kurtuluş), Son Yıldız… Hikaye: Hanımlar Arasında, Bir Aşkın Tarihi,İntizar,Aşıkane,Son Emel… Tiyatro: Pençe, Cidal, Sansar
MEHMET RAUF
ÖZET Romanın Halit Ziya’dan sonra en önemli temsilcisidir. Süslü ve şiirsel bir anlatımı vardır. Dil ve üslubu çağa göre sadedir. Realizm ve Natüralizm Aşk ve sevgi temaları işlediği için romantizm ağır basar. Psikolojik tahlillere önem verir. Ruh tahlillerinde oldukça başarılıdır. İlk psikolojik romanın yazarıdır(Eylül). Dil örgüsü bakımında zayıf ama psikolojik derinliği var. Yasak bir aşkı konu alan Eylül’de, Suat Hanım ve Süreyya Bey mesut bir çifttir. Bunların aile dostu olan Necip ile Suat Hanım arasında bir yasak ilişki başlar...
HÜSEYİN CAHİT YALÇIN Hikaye ve romandan sonra eleştiri,fıkra ve makale türüne yöneldi.Servet-i Fünun’da dili en sade kullananlardan biridir. Duygu ve hayalden çok, aklın ve gerçeğin peşindedir. Servet-i Fünun dergisi, onun çevirdiği Edebiyat ve Hukuk bahane edilerek kapatıldı. Cumhuriyet Döneminde, ’’Oğlumun Kütüphanesi’’ başlığı altında tarih tarih,coğrafya,din,ahlak,sosyoloji konularında Batı’nın önemli eserlerini dizi halinde(50 cilt) Türkçeye aktarıldı. II.Meşrutiyet’ten sonra çıkardığı Tahnin gazetesi, Cumhuriyet Döneminde çıkardığı Fikir Hareketleri dergisi ve bu dergide yazdığı yazılar önemlidir. Oldukça sert bir dil kullandığı eleştirilerini ‘’Kavgalarım’’ adıyla yayımladı. Talat Paşa monografisini yazdı.
ESERLERİ Hikaye: Hayat-ı Muhayyel, Hayat-ı Hakikiye Sahneleri, Niçin Aldatırlarmış Roman: Hayal İçinde,Nadide Eleştiri,Makale: Kavgalarım Anı: Edebi Hatıralar, Malta Adası'nda, Meşrutiyet Hatıraları *İzlanda Balıkçısı(P.Loti’den çeviri)
HÜSEYİN CAHİT YALÇIN
ÖZET Yeni Edebiyatı savunur. Dili sade, anlatımı süsten uzaktır. Fransızca'dan çevirerek yayımladığı Edebiyat ve Hukuk adlı makalesi II.Abdülhamit yönetimi tarafından kışkırtıcı bulunmuş, bu durum Servet-i Fünun dergisinin kapatılmasına sebep olmuştur. Servet-i Fünun'un savunucusu olarak yazdığı eleştiri ve makalelerini "Kavgalarım" adlı eserinde toplamıştır. Hüseyin Cahit Yalçın; fıkra, anı, eleştiri, mensur şiir, türlerinde de eser vermiştir. Realist bir görüşle birtakım gözlemlere dayanarak oluşturduğu Hayal İçinde ve Nadide romanlarıyla tanınmıştır. Öykülerinde daha çok zengin ailelerin yaşamlarını anlatmış, tasvirlere ve ruh çözümlemelerine geniş yer vermiştir.
AHMET HİKMET MÜFTÜOĞLU Servet-i Fünun’da yazdığı Haristan ve Gülistan adlı masal-hikaye ile ün kazandı. Daha sonra yöneldiği Türkçülük akımıyla Milli Edebiyat Döneminde Anadolu’yu anlattı. Milli düşüncelerle dolu hikaye,monolog ve anı biçimindeki Çağlayanlar adlı eseri ile Türkçü bir görüşle yazdığı Gönül Hanım romanı ünlüdür. Eserleri: Leyla yahud Bir Mecnunun İntikamı (Bir Riyazinin Muaşakası yahud Kamil (tercüme, roman, 1892), Haristan ve Gülistan (hikaye, 1901), Gönül Hanım (roman tefrikası, 1920), Çağlayanlar (hikaye, 1922). Bir Tesadüf Kadın Ruhu Beliren Simalar Salon Köşeleri Bir safha-i kalb Silinmiş Çehreler
AHMET HİKMET MÜFTÜOĞLU
ÖZET Öykü ve roman yazarıdır. İlk ürünleri Servet-i Fünun dergisinde yayımlanmıştır. 1908'den sonra yeni Lisan ve Türkçülük akımlarını benimsemiş Türk Yurdu dergisinin ve Türk Derneği'nin kurucuları arasında yer almıştır. Yazarlığı Servet-i Fünun dönemi ve Milli Edebiyat döneminde birbirinden farklı iki çizgide sürmüştür.
AHMET ŞUAYB(ŞUAYİP) Servet-i Fünun’da edebiyat teorilerini tanıtma görevini üstlendi .En önemli eseri olan ‘’Hayat ve Kitaplar’’, Avrupa’nın önemli sanatçıları üzerine yazdığı çok değerli incelemelerden oluşur. ’’Hukuk-ı İrade’’ adlı bir ders kitabı da yazmıştır. Fransız basınındaki edebî tenkit ve tartışmaları yakından takip ederek onları “Esmâr-ı Matbuat” adı altında Servetifünun’da yayımlamıştır. Ahmet Şuayp, Fransız eleştirmen, Hippolyte Taine hakkında yazdığı incelemesinde Taine’in metodunu takip etmiştir. Hippolyte Taine’in; edebî eserin ırk, zaman ve çevre ekseninde incelenmesi gerektiği görüşünü benimsemiştir. Ahmet Şuayp, Hippolyte Taine’in bazı düşüncelerini de eleştirmiş ve kabul etmemiştir *TENKİTİN ÖNEMLİ YAZARLARINDANDIR.
AHMET ŞUAYB
SAFVETİ ZİYA Edebiyata Servet-i Fünun dergisinde yayımlanan "Kadın Ruhu" ad Reklamlar ı öyküsüyle başlamıştır. Yapıtlarında daha çok bulunduğu dönemi ve etrafındaki insanları konu edinmiştir. Sosyete yaşamını anlattığı “Salon Köşelerinde” adlı romanıyla tanınmıştır. Eserleri Roman: Salon Köşelerinde Öykü: Kadın Ruhu, Çehreler Oyun: Haralambos Cankiyadis
SAFVETİ ZİYA
BAĞIMSIZLAR(SERVET-İ FÜNUN’UN DIŞINDA KALANLAR)
HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR Ahmet Mithat’ın popüler roman geleneğini geliştirerek en büyük Türk romancılarından biri oldu. Realizm ve natüralizmden etkilenerek gözlem ve deney yöntemini kullandı. Ancak toplumcu yapısı ve romanlarında kimi tezlere yer vermesi, onu natüralizmden uzaklaştıran öğelerdir. Yine araya girerek konuyla ilgisiz bilgiler vermesi, teknik açıdan zayıf sayılabilecek özelliğidir. Romanında sıradan insanları mizahi bir dille, içtenlik ve sevecenlikle işlemiştir .Dönemin İstanbul’unu oluşturan her türden karaktere romanında yer verir. Onun romanları, eski İstanbul yaşayışını yansıtan birer belge niteliği taşır.’’Sokak’’ın romancısı sayılmaktadır. Kadın portrelerini büyük bir canlılıkla çizmiştir. Dili yalındır. Karşılıklı konuşmaları onun gibi başarılı kullanan başka bir Türk yazarı yoktur. Fantastik ögelere yer verdiği bazı romanlarında, olayları mantığa uygun neden ve sonuçlarla açıklar.(Gulyabani) Karı-koca, gelin-kaynana kavgalarını anlattığı Mutallaka, Türk edebiyatında yazılmış ilk mektup-romandır. 50’nin üzerinde yazılmış romanı bulunan Hüseyin Rahmi, Türk edebiyatının en verimli yazarlarındandır.
ESERLERİ Roman: Şık, Şıpsevdi(Alafranga), Mürebbiye, Cadı, Deli Filozof, Tesadüf, Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç… Hikaye: Kadınlar Vaizi, Namusla Açlık Meselesi, Eti Senin Kemiği Benim… Tiyatro: Hazan Bülbülü, Kadın Erkekleşince…
HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR
ÖZET Servet-i Fünun Dönemine girmemiştir. Ahmet Mithat’ın ‘’Tercüman-ı Hakikat’’ gazetesiyle yazıya başlamış. Batılı yaşamı taklit ederken gülünç duruma düşen insanları anlattığı İLK romanı ŞIK , bu gazetede yayımlanmıştır. Sokağı edebiyata getiren sanatçı" olarak kabul edilmiştir. Hüseyin Rahmi, sokağı bir anahtarla edebiyatımıza açan kişidir. O, sokağa ayna tutmuştur. Ahmet Mithat Efendi’nin “Halk için roman” anlayışına uygun eserler vermiştir. Edebiyatımızda natüralizmin temsilcisi sayılmıştır.
AHMET RASİM Ahmet Mithat ekolüne bağlı, Avrupa hayranlığına karşı yerli edebiyatı savunan, Türk edebiyatının ilk büyük köşe yazarıdır. Roman ve hikayeden çok (İlk Sevgi, Eleni),dönemin İstanbul hayatını fotoğrafçı titizliğiyle yansıttığı fıkra, sohbet ve anılarıyla başarılı olmuştur. Yaşadığı dönemde neredeyse bütün gazetelerde yazıları yayımlanmış çok etkili bir yazardır. Dil sade, anlatımı canlı ve içtendir. ESERLERİ Anı: Falaka, Gecelerim… Fıkra-Sohbet-Anı: Şehir Mektupları, Muharrir Bu Ya, Muharrir-Şair-Edip, Gülüp Ağladıklarım… Anı-Gezi: Romanya Mektupları…
AHMET RASİM
ÖZET Servet-i Fünûn döneminde eser verdiği halde bu topluluğa katılmayan Ahmet Rasim, edebiyattaki Batılılaşmaya karşı çıkıp Servet-ı Fünûncuları eleştirmiştir. Tarih, coğrafya, seyahat, dilbilgisi gibi çok değişik konularda eser veren Ahmet Rasim roman ve hikâye de yazmıştır. Özellikle anı, fıkra ve makaleleriyle başarılı olmuştur. Sohbet ve fıkra türündeki yazılarında İstanbul'daki şehir hayatını tüm canlılığı ve ilginç yönleriyle anlatmıştır. Başarılı bir gözlemcidir, gözlemlerini aktarmada çok başarılıdır. Hüseyin Rahmi'nin roman ve hikâyelerinde yaptığını fıkra ve anıları ile gerçekleştirerek yaşamın en ilginç yönlerini anlatmıştır. Yazarın teknik yönden pek başarılı olmayan ;"Cep Romanları" başlığıyla yayımlanan pek çok romanı vardır. Bu romanlarda Namık Kemal etkisi çok açıktır. Yalın ve açık bir üslubu vardır; kısa cümleler kurar.
MEHMET EMİN YURDAKUL 1897’de yayımlanan ilk şiirinden (Cenge Giderken) başlayarak Türk şiirini Anadolu gerekçelerine ve ulusçuluğuna yönelten ilk milli şair. Milli Edebiyat akımının hazırlayıcılarındandır. Ülkenin kurtuluşu için şiiri bir araç olarak kullandı. Dili sade, çoşkulu; ancak şiirleri sanatsal açıdan zayıftır. Halk dilini hararetle savunmuş, ancak bunu estetik bir sanat diline dönüştürememiştir. Hece ölçüsünü savunmuş ve yazdığı şiirlerle yaygınlaştırmıştır. Şiir: Türkçe Şiirler, Türk Sazı, Ey Türk Uyan, Ordunun Destanı, Turana Doğru, Tan Sesleri, Zafer Yolunda, Dicle Önünde, Mustafa Kemal Düz yazı: Fazilet ve Asalet, Türkün Hukuku, Kral Corc’a, Dante’ye.
MEHMET EMİN YURDAKUL
ÖZET Türkçülük düşüncesini benimsemiştir. Ona halkçı bir nitelik kazandırmıştır. “Cenge Giderken” adlı şiiriyle tanınmış ve “Milli Şair” unvanını almıştır. Edebiyatı düşüncelerini aktarmada bir araç olarak görmüştür. Bütün şiirlerini hece ölçüsüyle yazmıştır. “Toplum için sanat” anlayışını benimsemiş ve kişisel duygularına şiirlerinde yer vermemiştir. Şiirlerinde kolay anlaşılabilen bir dil kullanmıştır. Hece ölçüsünün uzun kalıplarını kullanmıştır. Şiiri düz yazıya yaklaştırmıştır. Dörtlük geleneğinin dışına çıkarak üçer, altışar, sekizer dizeden kurulu şiirler yazmıştır. Batıdan alınan nazım biçimlerini de kullanmıştır. Didaktik bir söyleyişi benimsemiştir.
BENİ DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER.