KAPALI ORTAMLARDA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ
Kapalı Ortam Tamamen veya kısmen kapatılmış sınırlı bir hacmi vardır. İçerisinde sınırlı miktarda hava mevcuttur. Esas çalışma yeri olarak tasarımlanmamıştır. Giriş ve çıkışı kısıtlı hale getirilmiştir.
Kapalı Ortamlar; Potansiyel olarak tehlikeli veya zararlı seviyede gaz, toz, buhar veya duman ihtiva eder. Emniyetli seviyede oksijene sahip değildir. (Zehirli Hava) Patlamayı meydana getirecek oranlar dahilinde oksijen konsantrasyonu mevcuttur. (Patlayıcı Hava)
Aşağıdaki ortamlar, kapatılmış boşluklar (confined space) olarak nitelendirilir: Depolama tankları Tankerler Kazanlar Basınçlı kaplar Silolar ve diğer kompartmanlı tanklar Derin çukur ve oyuk gibi üzeri açık boşluklar Borular Kanalizasyon tesisleri Kuyular Kanallar ve benzeri yapılar Küçük bir ambar vasıtasıyla girilen gemi bordası boşlukları Kargo tankları Petrol tankları Atık Tankları Faydasız ve terkedilmiş boşluklar
Yabancı literatürde Confined Space (Kapatılmış Boşluklar) olarak adlandırılmakta birlikte, patlayabilir gaz, toz ve buharların bulunduğu diğer kapalı ortamlarda ve ilgili iş kollarının çalışma alanlarında da can ve mal güvenliği açısından çok dikkatli ve tedbirli olunması gerekmektedir. Maden ocakları ile birlikte, bir çok iş kolunda da benzer tehlikeler bulunmaktadır. Örneğin, alüminyum, magnezyum, grafit, un, nişasta ve tahıl tozlarının hava ile olan belli karışımları da patlayabilme özelliklerine sahiptir.
Aşağıda sıralanan çalışma alanlarında da, patlama tehlikesini ortadan kaldırmak için özel önlemler alınması gereklidir: Petrol Rafinerileri Sıvılaştırılmış Gaz Dolum Tesisleri Gemiler, Tankerler, Feribotlar Tahıl Siloları Boya Fabrikaları Akaryakıt Stok Alanları Benzin Tankları ve Pompaları Kimya Endüstrisi Şeker Endüstrisi
Alevlenme Noktası ve Parlama Alevlenme noktası sıcaklığında bulunan sıvı veya sıvı buharları ve gazların hava ile meydana getirdikleri karışım ancak dışarıdan açık bir alevle temas edildiğinde alev alır ve bu bir an devam eder, alevin etkisi ortadan kalkınca söner. Bu olaya, parlama denilmektedir.
Yanma Noktası Yanma noktası ise, parlayıcı ya da yanıcı sıvı buharları ve gazların hava ile meydana getirdikleri karışımların alevle dokunulmaksızın kendi kendine yandığı sıcaklıktır. Böyle bir durumda, yanmaya dışarıdan müdahale edilmediği müddetçe yanma devam eder.
Patlama Belirli oranlardaki yanıcı gaz, toz veya buharın hava ile oluşturduğu uygun oranlar dahilindeki (parlama veya patlama aralığındaki) karışımın, ateşleme enerjisi ile temas etmesi sonucunda yanma (oksidasyon) olayının çok kısa sürede meydana gelmesini sağlayan ve çok yüksek sıcaklık ve basınçta gaz açığa çıkaran fiziko- kimyasal tepkimelerdir.
PATLAMA LİMİTLERİ ALT PATLAMA LİMİTLERİ (LEL) ÜST PATLAMA LİMİTLERİ (UEL) Havadaki buhar yüzdesinin bir yangın veya patlama oluşturması için gerekli olan en alt seviyesidir. Bunun altındaki konsantrasyonlarda yeterli yakıt olmadığından yangın olmaz, karışım fakir karışımdır. Ortamdaki buhar yüzdesinin bir yangın veya patlama oluşturması için gerekli olan en üst seviyesidir. Bunun üstündeki konsantrasyonlarda yeterli hava olmadığından yangın olmaz, karışım zengin karışımdır.
PATLAMA LİMİTLERİ z YAKIT AZ/FAKİR KARIŞIM HAVA AZ/ZENGİN KARIŞIM
GAZ PATLAMALARI TOZ PATLAMALARI METALİK TOZORGANİK TOZ BASINÇ PATLAMALARI KATI MADDE PATLAMALARI KİMYASAL MADDE PATLAMALARI PATLAMA
PATLAMALAR KATI MADDE PATLAMALARI: Mg,Çinko,Fosfor,Karpit KİMYASAL PATLAMALARI: Hammadde, yarı mamul maddelerin depolanması, taşınması ve kullanımı sırasında istenmeyen bir şekilde farklı kimyasallarla karşılaşması veya farklı ortamlarda bulunmasıyla oluşan reaksiyonlar GAZ PATLAMALARI: LPG, ASETİLEN vs. BASINÇ PATLAMALARI: Kompresör, Hava Tankları vs. TOZ PATLAMALARI: Un,Tahıl vs.
BELGE PATLAMA LİMİTLERİ MADDE METAN ETAN PROPAN ASETİLEN PATLAMA LİMİTİ % % 3,2 - 12,5 %2,4 - 9,5 % 2,5 - 80
Bir Patlamanın Meydana Gelebilmesi İçin ; Ateşleme Kaynağı Patlayıcı Gaz, Buhar veya Toz Minimum Oksijen Konsantrasyonu Üçgeninin tamamlanması gereklidir.
PATLAMA; YANMA OLAYININ BELİRLİ ŞARTLARDA VE ÇOK KISA ZAMANDA MEYDANA GELMESİ ATEŞLEME ENERJİSİ PATLAYICI KARIŞIM MİNİMUM OKSİJEN PATLAMA
Patlamalarda alev hızı çok yüksektir. İlk 120 metrede, 850 metre/saniye’yi bulur. Deneylerde, saniyede 1800 metre hızla hareket eden alevler tespit edilmiştir. Patlama sıcaklığı ise 700 C dereceden 1200 C dereceye kadar değişmektedir.
Patlama kasırgasında en önemli rolü alev oynar. Sıcaklık etkisiyle alev sahası daima yüksek basınç merkezi halinde bulunur. Böylece bir taraftan alevin önündeki hava büyük bir hızla ileriye doğru itilirken, yanan gazlar da geriye, patlamanın doğduğu yere doğru yine hızla sevkedilmiş olur. Patlamanın bitmesi ve içerdeki sıcak gazların soğuması ile merkezde bir boşluk (vakum) meydana gelir. Özellikle hafif cisimler, içeriye boşluktan dolayı hücum eden havanın basıncı ile patlamanın orijinal noktasına kadar giderler. Bu durum, patlama yerinin belirlenmesinde özellikle dikkate alınabilir.
Patlayıcı Madde Isı, darbe, sürtünme veya şok etkisi ile çok kısa zamanda ayrışan ve bu ayrışma sonucunda yüksek hız, ekzotermik reaksiyon (dışarıya ısı veren), yüksek basınçlı enerji ve gaz oluşumunu sağlayan kimyasal maddelerdir.
Temiz Hava Temiz hava, atmosfer havası ile aynı bileşime sahiptir. % 21 Oksijen (O2) % 78 Azot (N2) % Karbondioksit (CO2) Asal Gazlar (Ar, Ne, Kr, Xe) Çok az miktarda H2 ve He Ayrıca, daima, değişen miktarlarda su buharı (nem) de bulunur.
Kirli Hava Pis Hava Zehirli Hava Patlayıcı Hava Tozlu Hava
Pis Hava % 20’den daha az oksijen ihtiva eder. Teneffüs edilmiş hava, % oranında oksijen, % oranında azot ve % 3.5 oranında karbondioksit ihtiva eder. Bu tip hava karışımı bulunan yerlerdeki çalışmalarda kısa zaman içinde yorgunluk belirtileri görülür. Bu hava, boğucu hava olarak da adlandırılır.
Zehirli Hava İnsan hayatını tehlikeye düşüren zararlı gazlardan oluşan havadır. Bu şekildeki hava, insan organizmasına kimyasal etkisinden dolayı zararlı olmakta ve hatta ölüm meydana getirmektedir. Bu gazlara örnek olarak, karbonmonoksit, azot oksitleri, hidrojensülfür, kükürtdioksit ve radon gazları gösterilebilir.
Patlayıcı Hava Bütün yanıcı gazları bileşiminde bulunduran havadır. Bu gazlar, özellikle, metan, etan, propan, bütan gibi hidrokarbonlar ve hidrojen, karbonmonoksit ve hidrojensülfür gibi gazlardır. Madencilikte, bunlar içindeki en önemli olanı metan’dır. Metanın hava ile karışımı, çok tehlikeli olan grizu’yu meydana getirir.
Tozlu Hava Toz deyimi, hava içerisinde dağılma veya yayılma özelliği gösteren, mikron büyüklüğündeki katı parçacıkları ifade eder. Tozlu hava ise, içerisinde belli konsantrasyonda toz ihtiva eden havayı belirtir. Tozlu havanın etkisi iki türlü olmaktadır. Bunlar, kısmen sağlığa zararlı ve kısmen de patlayıcıdır. (Kömür tozu, her iki özelliğe de sahiptir.)
Fibrojen Toz : Solunumla akciğerlere ulaşarak biriken ve bunun sonucunda dokusal değişim oluşturarak akciğerlerde fonksiyonel bozukluk yapan tozlardır. Solunabilir Toz : Aerodinamik eşdeğer çapı 0-5 mikron büyüklüğünde kristal veya amorf yapıda toz ile çapı 3 mikrondan küçük ve uzunluğu çapın en az 3 katı olan ipliksi tozlardır.
İnert Toz : Solunumla akciğerlere ulaşmalarına rağmen akciğerlerde fonksiyonel bozukluk yapmayan tozlardır. Pnömokonyoz : Akciğerlerde toz birikmesi ve buna karşı dokusal tepkime sonucu oluşan akciğer toz hastalığıdır.
Sağlığa zararlı tozlar, akciğer toz hastalığını (pnömokonyoz) meydana getirirler. Taş tozları içindeki silikatlar (SiO2) silikozis, Taşkömürü tozu antrakozis, Asbest tozu asbestozis, Berilyum tozu berillozis, Barit tozu baritozis, Alüminyum tozu alüminozis, Demir cevheri tozu siderozis, Pamuk ve keten-kenevir tozları bissinozis, Buğday tozları çiftçi akciğeri, meydana getirir.
Pnömokonyozun yasal olarak meslek hastalığı sayılabilmesi için, tozlu ortamda en az 3 yıl çalışılmış olması gerekmektedir. Pnömokonyoza yol açan tozlar, genellikle çapı 0.5 mikron ile 5 mikron arasında olan tozlardır. Bu boyuttaki tozlar, akciğerlerin en uç noktası olan alveollere kadar ulaşarak orada yerleşirler. Toz çapının 5 mikrondan büyük olması durumunda, bu büyüklükteki tozlar burun ve bronşlarda tutulmakta, toz çapının 0.5 mikrondan küçük olması durumunda ise, bu büyüklükteki tozlar da alveollere kadar ulaştığı halde nefes verme ile tekrar dışarı çıkmaktadırlar. Tozun şekli de önem arzetmektedir. Lif şeklindeki (ipliksi) tozlar, uzun oldukları halde alveollere kadar ulaşarak yerleşmektedirler.
MAK Değer (Eşik Sınır Değer-ESD) Threshold Limit Value-Time Weighted Average (TLV-TWA) : Çeşitli kimyasal maddelerin kapalı işyeri havasında bulunmasına izin verilen ve orada günde 8 saat çalışacak olanların sağlığını bozmayacak olan en yüksek konsantrasyonlarına MAK Değer denir. Kısa Süreli Maruziyet Sınırı-Short Term Exposure Limit (TLV-STEL) : Başka bir süre belirtilmediği müddetçe, 15 dakikalık sürede maruz kalınan çeşitli kimyasal maddelerin aşılmaması gereken sınır değerini ifade eder.
Konsantrasyonlar Hacim Birimi (ppm-cm3/m3) 25 C derece sıcaklıkta ve 760 mm civa basıncındaki 1 m3 havada bulunan gaz halindeki çeşitli kimyasal maddelerin cm3 olarak miktarını gösterir. Ağırlık Birimi (mg/m3) 1 m3 havada bulunan gaz, sıvı ve katı halindeki kimyasal maddelerin mg olarak miktarını gösterir. Parçacık Birimi (mpp/m3) 1 m3 havada bulunan katı halindeki kimyasal maddelerin 10 üzeri 6 parçacık olarak miktarını gösterir.
Çeşitli Gazlar Oksijen Renksiz, kokusuz ve tatsız bir gazdır. Özgül ağırlığı, 1.42 kg/m3’dür. (Havanın özgül ağırlığı kg/m3’dür) Teneffüs ve yanma olayları için zorunlu olan bir gazdır. Ortam havasında % arasında oksijen bulunması halinde çalışan üzerinde pek önemli etkiler görülmez. % arasında nefes sıklaşır, nabız artar ve konsantrasyon azalır. % 9-14 arasında, solunum sık ve kesiktir. Bulantı ve halsizlik mevcuttur. % 6-10 arasında bayılma olur ve kısa zamanda koma hali başlar. % 5’in altında ise ölüm meydana gelir.
Karbondioksit (Siyah Gaz veya Boğucu Gaz) Renksiz ve hafif asit kokusu olan bir gazdır. Özgül ağırlığı, kg/m3’dür. Bundan dolayı, bulunduğu kapalı ortamın tabanında toplanır. Atmosfer havasında, hacim bakımından % oranında bulunur. Bu miktar, nefes alma fonksiyonunu uyarıcı etki yapar. Havadaki karbondioksit oranı fazlalaşacak olursa, akciğerlerin çalışması hızlanır. Ortam havasında, % 6 oranında karbondioksit bulunursa, nefes alma zorlaşır. % 10 karbondioksit bulunması durumunda ise kısa süre içerisinde ölüm meydana gelir. Bundan dolayı, karbondioksitli hava, genel olarak boğucu hava olarak adlandırılır.
Karbonmonoksit (Beyaz Gaz) Renksiz, kokusuz, tatsız, dokulara etki etmeyen ve çok küçük oranlarda dahi zehirli olmasından dolayı çok tehlikeli bir gazdır. Normal havada eser miktarda rastlanır. Özgül ağırlığı kg/m3 olup, havanınkine çok yakındır. Hava ile % oranlarındaki karışımı patlayıcı özelliğe sahip olup, en tehlikeli patlama konsantrasyonu % 30 civarındadır.
Karbonmonoksit gazının en tehlikeli özelliği, kanın içerisindeki alyuvarlarla birleşme özelliği, oksijene oranla 250 defa daha fazla olmasıdır. Bundan dolayı, havada az miktarda olsa dahi, kan bunu hemen bünyesine alır ve karboksihemoglobin oluşur. Alyuvarların bünyesine girdikten sonra bir daha buradan ayrılmaz ve dolayısıyla hücrelere oksijen nakli yerine karbonmonoksit nakli yapılır.
Dolayısıyla, oksijen yetersizliği baş gösterir ve kanın karbonmonoksit ile yeterli bir doymuşluğu durumunda da ölüm meydana gelir. Yetişkin bir insanın alabileceği ve kendisinde ciddi belirtiler görülmeyecek karbonmonoksit miktarı 300 cm3 kadardır. Havadaki karbonmonoksit oranı yüzbinde 5’den az ise (50 ppm), önemli bir belirti ortaya çıkmaz. Onbinde 3 oranında bir saat süre ile kalınması durumunda belirtiler ortaya çıkmaya başlar. Binde 1 oranında, 30 dakika içerisinde hayati tehlike meydana gelir. Binde 2 oranında ise ani ölüm kaçınılmazdır.
Karbonmonoksit teneffüsü ile önce baş ağrısı başlar, daha sonra baş dönmesi, denge bozukluğu, kendini kaybetme, kalp rahatsızlıkları, konuşma ve sinir sistemi üzerindeki belirtiler ve akli meleke bozuklukları gibi semptomlar ortaya çıkar.
Karbonmonoksit zehirlenmesinden ölenlerde kan, karbonmonoksitin etkisi ile pembe bir renk alır ve bu gazdan ölenler, sanki yaşıyormuş gibi bir görünüm arzeder.
Metan (Grizu-Firedamp) Renksiz ve kokusuz bir gazdır. Özgül ağırlığı kg/m3’dür. Yani havaya oranla daha hafiftir. Bundan dolayı, bulunduğu kapalı ortamın tavan kısımlarında toplanır. Ayrıca, metanın dağılabilme özelliği havaya nazaran 1.6 defa daha fazla olduğundan, kolaylıkla her tarafa nüfuz edebilir. Hava ile karışması halinde, tekrar ayrılmasına imkan yoktur.
Metan, esas itibariyle zehirli bir gaz değildir. Dokular üzerinde bir etkisi yoktur. Ancak, fazla miktarda metan bulunan havada oksijen oranı düşük olacağından, asfiksi sonucu ölüm meydana gelebilir. Metanın esas tehlikesi, yanıcı ve patlayıcı bir gaz olmasıdır. Tam yanma, % 9 metan ve % 91 oranındaki hava karışımında olur. Ancak, patlamayı doğuran ısı kaynağının şiddeti ve süresi, basınç ve kapalı ortamın şekli de patlamayı etkilediğinden, metanın % 4-15 arasında tehlikeli olduğu kabul edilir ve bu oranda metan bulunan havaya madencilikte grizu adı verilir. % 4 metan konsantrasyonunun altında patlama olmaz ve grizu bulunduğu yerde yanar. Fakat, ortamda yüksek sıcaklık mevcutsa, patlama meydana gelebilir. % 15 oranın üzerinde ise grizu patlama özelliğini kaybeder.
Grizu patlamaları, daima birbirine bağlı olmayan iki olay ile karakterize edilmektedir. Birincisi direkt darbe etkisi olup, gazın patlamadan dolayı genleşmesi ve büyük bir kuvvetteki basınç dalgasının hızla patlama kaynağından itibaren harekete geçmesidir.
Diğeri ise, geri darbe olup, patlama kaynağında oluşan vakumdan dolayı, gerisin geriye gelen basınç dalgasının yaptığı şok etkisidir. Geri darbe, genel olarak direkt darbeden daha az kuvvetlidir. Fakat, bu darbenin aynı yoldan geri dönmesinden dolayı, etkisinin daha fazla olduğunu meydana gelen olaylar göstermektedir.
İnfilak Gazı (Afterdamp) Grizu veya kömür tozu veya her ikisinin birlikte neden oldukları patlama sonucunda, kapalı ortam atmosferinde mevcut olan gaz karışımına infilak gazı denir. Bu gaz, öldürücü bir gaz olup, havadaki oksijenin yerini, karbondioksit ve karbonmonoksit almıştır.
Doğal Gaz Doğal gazın büyük bölümü, doymuş hidrokarbon bileşiği olan metandır. İçeriğindeki diğer bileşikler, etan, propan ve bütan gibi daha ağır doymuş hidrokarbonlardır. Doğal gaz çıkarıldıktan sonra işlenir. İşleme sırasında istenmeyen bileşikler temizlenir ve hidrokarbonlar alıkonur. Üretimin bu safhasında elde edilen ürünler, doğal gaz sıvıları (LNG), etan, propan, bütan, izobütan, pentan ve diğer ağır hidrokarbonları içerir. Bu sıvılardan, propan ve bütan ayrıştırılarak LPG (%30 propan-% 70 bütan) elde edilir. İçerisinde hiç ağır hidrokarbon bulunmayan gaz kuru doğal gaz olarak adlandırılır. Doğal gazın sıvılaştırılarak (LNG) kullanılması da mümkündür.
Parlayıcı Sıvı Parlama noktası, 38 C dereceden aşağı olan sıvıları belirtir. Tehlikeli Sıvı Parlama noktası, 38 C dereceden yukarı olan tehlikeli ve zararlı sıvıları belirtir.
Parlayıcı Sıvıların Patlaması Her parlayıcı sıvı buharı ve yanıcı gaz patlamaya neden olabilir. Bu olay, parlayıcı sıvı buharları veya yanıcı gazlar ile havanın yeterli oranlarda karışımlar meydana getirmesine bağlı bulunmaktadır. Örneğin, benzin-hava karışımının patlama sınırları, hacmen % 1-6 oranındaki benzin buharının hava ile meydana getirdiği karışımdır. Yine, etilalkol’ün % oranlarında, asetilenin % oranlarında ve bütilen’in de % oranlarında hava ile meydana getirdiği karışımlar da patlayıcı ortamı meydana getirirler.
TANK SIVI BUHARI LİKİD GAZ SIVI BUHARI
Blew (Kaynayan Sıvı – Genleşen Buhar Patlaması) Bir parlama – patlama olayının alevinin depolanmış durumda bulunan sıvılaştırılmış gaz tanklarına ulaşması ve tankları dışarıdan ısıtmaya başlaması ile başlar. Dışarıdan ısıtılan tankın içindeki sıvılaştırılmış gaz genleşir, tankın iç basıncı artar. Emniyet valflerinden gaz çıkışı başlar ve bu gaz da yanarak alevi besler. Artan sıcaklık, buharlaşmayı da artırır ve basıncın çok fazla yükselmesi sonucunda tank yırtılır. (Eğer içinde gaz fazı fazla ise patlar.) Tankın yırtılması veya başka bir nedenle sıvılaştırılmış gazın dışarıya akması ile blew olayı başlar. Sıvılaştırılmış gaz hızla buharlaşır. İçerisinde sıvı damlacıklar da ihtiva eden bir buhar tabakası oluşur. Bu sıvı – buhar karışımı kitlenin ateşle buluşması blew olayının finalidir.
Tüzükler ve Yönetmelikler İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü ( ) Yapı İşlerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü ( ) Parlayıcı, Patlayıcı, Tehlikeli ve Zararlı Maddelerle Çalışılan İşyerlerinde ve İşlerde Alınacak Tedbirler Hakkında Tüzük ( ) Alev Sızdırmazlık Test İstasyonu Yönetmeliği ( ) Maden ve Taşocakları İşletmelerinde ve Tünel Yapımında Alınacak İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Önlemlerine İlişkin Tüzük ( )
Maden ve Taşocakları Tüzüğü’ne göre çıkarılmış olan ilgili Yönetmelikler : Grizulu ve Yangına Elverişli Ocaklarda Alınması Gerekli Tedbirler Hakkında Yönetmelik ( ) Grizulu Ocaklarda Elektrik Enerjisi Kullanılması Hakkında Yönetmelik ( ) Maden ve Taşocakları İşletmelerinde ve Tünel Yapımında Tozla Mücadeleyle İlgili Yönetmelik ( – Değişiklik : )
Avrupa Birliğinin 89/391/EEC sayılı Çerçeve Direktifi ve 1999/92 sayılı bireysel direktifi esas alınarak, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 78. maddesine göre çıkarılan Yönetmelik : “Patlayıcı Ortamların Tehlikelerinden Çalışanların Korunması Hakkında Yönetmelik” ( – Zorunlu Uygulama : ) Avrupa Birliğinin CE İşaretlemesi Direktifleri arasında yer alan 94/9/EEC sayılı Patlayıcı Atmosferler Direktifi (ATEX) esas alınarak 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanuna göre çıkarılan Yönetmelik : “Muhtemel Patlayıcı Ortamda Kullanılan Teçhizat ve Koruyucu Sistemler ile İlgili Yönetmelik ( )
Patlayıcı Ortamların Tehlikelerinden Çalışanların Korunması Hakkında Yönetmelik Patlayıcı Ortam : Yanıcı maddelerin gaz, buhar, sis ve tozlarının atmosferik koşullar altında hava ile oluşturduğu ve herhangi bir tutuşturucu kaynakla temasında tümüyle yanabilen karışımdır.
Patlama Riskinin Değerlendirilmesi (Patlama riski, patlayıcı ortamların oluşabileceği yerlere açık olan veya açılabilen diğer yerler de dikkate alınarak bir bütün olarak değerlendirilecektir.) İşveren, işyerinde risk değerlendirmesi yaparken patlayıcı ortamdan kaynaklanan özel risklerin değerlendirmesinde aşağıdaki hususları da dikkate alacaktır: Patlayıcı ortam oluşma ihtimali ve bu ortamın kalıcılığı Statik elektrik de dahil tutuşturucu kaynakların bulunma, aktif ve etkili hale gelme ihtimalleri İşyerinde bulunan tesis, kullanılan maddeler, prosesler ile bunların muhtemel karşılıklı etkileşimleri Olabilecek patlamanın etkisinin büyüklüğü
İşveren, Yönetmeliğe göre Patlamadan Korunma Dökümanı hazırlamak zorundadır. Bu dökümanda, aşağıdaki hususlar bulunacaktır: Patlama riskinin belirlendiği ve değerlendirildiği Yönetmelikte belirlenen yükümlülüklerin yerine getirilmesi için alınacak önlemler İşyerinde, Yönetmeliğe göre sınıflandırılmış yerler Yönetmeliğe göre asgari gereklerin uygulanacağı yerler Çalışma yerleri ile uyarı cihazları da dahil iş ekipmanının tasarımı, işletilmesi, kontrol ve bakımının güvenlik kurallarına uygun olarak sağlandığı İşyerinde kullanılan tüm ekipmanın “İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği”ne uygun olduğu
Yazılı Talimatlar ve Çalışma İzni Patlamadan Korunma Dökümanında gerekli görülmesi halinde; Tehlikeli yerlerdeki çalışma, işverence düzenlenen Yazılı Talimatlara uygun yapılacaktır Tehlikeli işlerin yapılmasında ve başka çalışmaları etkileyerek tehlikeye neden olabilecek diğer işlerin yapılmasında, bir Çalışma İzin Sistemi uygulanacaktır. Çalışma İzni, bu konuda yetkili ve sorumlu olan bir kişi tarafından işe başlanmadan önce yazılı olarak verilecektir.
Patlayıcı Ortam Oluşabilecek Yerler Çalışanların sağlık ve güvenliğini korumak için özel önlem alınmasını gerektirecek miktarda patlayıcı karışım oluşabilecek yerler, Yönetmeliğe göre tehlikeli kabul edilecektir. Çalışanların sağlık ve güvenliğini korumak için özel önlem alınmasını gerektirecek miktarda patlayıcı karışım oluşması ihtimali bulunmayan yerler, Yönetmeliğe göre tehlikesiz kabul edilecektir. Parlayıcı ve/veya yanıcı maddelerin hava ile yaptıkları karışımların, bağımsız olarak bir patlama meydana getirmeyecekleri yapılacak araştırmalarla kanıtlanmadıkça, bu maddeler patlayıcı ortam oluşturabilecek maddeler olarak kabul edilecektir.
TEHLİKELİ YERLERİN SINIFLANDIRILMASI BÖLGE 0 GAZ,BUHAR VE SİS HALİNDEKİ PARLAYICI MADDELERİN HAVA İLE KARIŞIMINDAN OLUŞAN PATLAYICI ORTAMIN SÜREKLİ OLARAK VEYA UZUN SÜRE YA DA SIK SIK OLUŞTUĞU YERLER BÖLGE 1 GAZ,BUHAR VE SİS HALİNDEKİ PARLAYICI MADDELERİN HAVA İLE KARIŞIMINDAN OLUŞAN PATLAYICI ORTAMIN NORMAL ÇALIŞMA KOŞULLARINDA ARA SIRA MEYDANA GELME İHTİMALİ OLAN YERLER
BÖLGE 2 GAZ, BUHAR VE SİS HALİNDEKİ PARLAYICI MADDELERİN HAVA İLE KARIŞARAK NORMAL ÇALIŞMA KOŞULLARINDA PATLAYICI ORTAM OLUŞTURMA İHTİMALİ OLMAYAN YERLER YA DA BÖYLE BİR İHTİMAL OLSA BİLE PATLAYICI ORTAMIN KISA BİR SÜRE İÇİN KALICI OLDUĞU YERLER BÖLGE 20 HAVADA BULUT HALİNDE BULUNAN YANICI TOZLARIN, SÜREKLİ OLARAK VEYA UZUN SÜRELİ YA DA SIK SIK PATLAYICI ORTAM OLUŞABİLECEK YERLER TEHLİKELİ YERLERİN SINIFLANDIRILMASI
BÖLGE 21 NORMAL ÇALIŞMA KOŞULLARINDA, HAVADA BULUT HALİNDE BULUNAN YANICI TOZLARIN ARA SIRA PATLAYICI ORTAM OLUŞTURABİLECEĞİ YERLER BÖLGE 22 NORMAL ÇALIŞMA KOŞULLARINDA, HAVADA BULUT HALİNDE BULUNAN YANICI TOZLARIN PATLAYICI ORTAM OLUŞTURMA İHTİMALİ BULUNMAYAN ANCAK BÖYLE BİR İHTİMAL OLSA BİLE BUNUN YALNIZCA ÇOK KISA BİR SÜRE İÇİN GEÇERLİ OLDUĞU YERLER TEHLİKELİ YERLERİN SINIFLANDIRILMASI
Tehlikeli Yerlerin Sınıflandırılması Bölge 0 : Gaz, buhar ve sis halindeki maddelerin hava ile karışımından oluşan patlayıcı ortamın sürekli olarak veya uzun süre ya da sık sık oluştuğu yerler Bölge I : Gaz, buhar ve sis halindeki parlayıcı maddelerin hava ile karışımından oluşan patlayıcı ortamın normal çalışma koşullarında ara sıra meydana gelme ihtimali olan yerler Bölge II : Gaz, buhar ve sis halindeki parlayıcı maddelerin hava ile karışarak normal çalışma koşullarında patlayıcı ortam oluşturma ihtimali olmayan yerler ya da böyle bir ihtimal olsa bile patlayıcı ortamın çok kısa bir süre için kalıcı olduğu yerler
Bölge 20 : Havada bulut halinde bulunan yanıcı tozların, sürekli olarak veya uzun süreli ya da sık sık patlayıcı ortam oluşturabileceği yerler Bölge 21 : Normal çalışma koşullarında, havada bulut halinde bulunan yanıcı tozların ara sıra patlayıcı ortam oluşturabileceği yerler Bölge 22 : Normal çalışma koşullarında, havada bulut halinde yanıcı tozların patlayıcı ortam oluşturma ihtimali bulunmayan, ancak böyle bir ihtimal olsa bile bunun yalnızca çok kısa bir süre için geçerli olduğu yerler Not : Tabaka veya yığın halinde yanıcı tozların bulunduğu yerler de, patlayıcı ortam oluşturabilecek diğer bir kaynak olarak dikkate alınmalıdır.
PATLAYICI ORTAM OLUŞABİLECEK YERLER İÇİN UYARI İŞARETİ Patlayıcı ortam oluşabilecek yerler için Uyarı İşareti aşağıda belirtilen şekil ve renklerde olacaktır. Uyarı İşareti; Üçgen şeklinde, Siyah kenarlar ve sarı zemin üzerine siyah yazı, Sarı zemin, işaret alanının en az %50’ si kadar olacaktır.
Tehlikeli Sahaların Tayini Tehlikeli sahaların (Hazardous Area) tayininde, tehlikeli atmosferi meydana getiren fiziksel özellikleri, kaçak ve tahliye durumlarının koşulları ve periyotları gözönünde bulundurulmalıdır. Tehlikeli atmosferin oluşmasına neden olabilecek tüm yanıcı madde çeşitlerinin depo ve nakil kaplarının kırılma, kaçak, arıza, yangın ve patlama ile ilgili işletme kayıtları ve havalandırmanın yeterliliği incelenmelidir. İncelemeler, yanıcı maddenin yayılması ile tehlikeli saha olabilecek tüm yerleri kapsamalıdır.
Tehlike Kaynağı Parlayıcı veya patlayıcı bileşimin atmosfer içine yayıldığı noktadır.
Tehlike Kaynaklarının Tayini Birinci Derecede Tehlike Kaynağı 1-Normal işletme sırasında, atmosfere yanıcı bileşim bırakabilen makina ve tesisler; Açık tank veya kaplar İçinde soygaz bulunmayan haznelerin havalandırma çıkışları Çevre atmosferine açılan güvenlik valfleri veya havalandırma delikleri Pompa, kompresör vb.’nin kaçak oluşturabilen salmastraları Çevre atmosferine açılan ve sık sık çalıştırılan numune alma ağızları ya da vanalar 2-İçinde yanıcı bileşim bulunan ve kolay kırılabilen donanımlar
İkinci Derecede Tehlike Kaynağı Kaçak veya çatlama ve kırılma gibi anormal veya seyrek görülen durumlarda atmosfere parlayıcı veya patlayıcı bileşim bırakabilen makina ve tesisler; Flanşlar ve boru bağlantıları Gözetleme ve gösterge camları Pompa, kompresör vb.’nin kaçağı önleyecek biçimde tasarımlanan salmastraları Salmastralı vanalar Çevre atmosferine açılan ve seyrek olarak çalıştırılan numune alma veya boşaltma vanaları Not : Flanş, rekor veya diğer bağlantı araçları bulunmayan borular, tehlike kaynağı olarak kabul edilmezler.
Diğer Birinci veya İkinci Derecede Tehlike Kaynakları Yanıcı bileşimin atmosfere bırakılmasına yol açabilecek diğer koşullar; Petrol veya doğal gaz araştırmaları için yapılan sondajlar ve üretim çalışmaları Kanalizasyon kanallarında vb. donanımlarda oluşabilen doğal gaz birikintileri (salınan gaz miktarına göre birinci veya ikinci derecede tehlike kaynağı olabilir) Bakım, onarım ve periyodik olarak yapılan temizlik işleri
Tehlike kaynağı bulunmaması durumunda ve anormal çalışma koşullarında dahi kaçak ihtimali yoksa, bu bölge tehlikesiz saha (non-hazardous area) olarak kabul edilmelidir.
Havalandırma Tehlikeli bölgelerin tespitinde, tehlike kaynağının bulunduğu sahanın havalandırma şekli ve derecesi çok önemli rol oynamaktadır. Bu bölgelerin havalandırılması üç grupta toplanmaktadır: Doğal Olarak Havalandırılan Bölgeler Bu bölgeler, atmosfere açık olan bina dışı sahalardır. Patlayıcı gazın havaya nazaran yoğunluğu dikkate alınarak, etrafı duvarla örülmüş, çatısı bulunmayan veya etrafı açık olup çatısı bulunan sahalar da bu grupta değerlendirilir. Bu sahalarda gaz birikimi doğal havalandırma ile önlenmektedir.
Yetersiz ve Sınırlı Havalandırılan Bölgeler Gaz veya buharın doğal olarak dağılmasını önleyen engellerin bulunduğu havalandırmanın yetersiz olduğu sahalardır. Bina içi kısımlar, yetersiz ve sınırlı havalandırmanın yapıldığı yerlerdir. Havadan ağır gazların, etrafı duvarla çevrili ve üstü açık sahada bulunması, havadan hafif gazların bulunduğu yerin etrafının açık, fakat üstünün kapalı olması, delik ve kanallar bırakılsa bile, duruma uygun ek önlemler alınmasını gerektirmektedir.
Yapay Olarak Havalandırılan Bölgeler Patlayıcı gaz-hava karışımının oluşmasını önleyecek miktarda bol ve temiz havanın verildiği ve hava miktarının otomatik olarak kontrol altında tutulduğu sahalardır. Bu sistemde ortaya çıkan aksaklıklar ve değişiklikler, alarm ve kontrol sistemleri ile kontrol altında tutulur. Emilen havanın içerisinde patlayıcı karışımın varolabilmesi ihtimaline karşılık, havalandırma sisteminin elektrik teçhizatında da patlamaya karşı önlem alınmalıdır.
Tehlike Kaynakları Planı Tehlike kaynakları ve bölgeleri, gerektiğinde üç boyutlu olarak planlar üzerine işlenmelidir. Bu planlar üzerinde, tehlike bölgelerinin sınırları da işlenmiş olmalıdır.
Basınçlandırılmış Odalar Tehlikeli sahalar içerisinde kalan binalarda basınçlandırılmış odalar yapılarak bu odalar tehlikesiz saha olarak kabul edilir ve bu odalarda normal cihazların kullanılması sağlanır.
Basınçlandırılmış odalar, tehlikeli sahalardan uzakta ve içerideki operatörün çıkışı esnasında içeri gaz girmeyecek olan ve en az kaza ihtimalinin olduğu bir yerde tesis edilmelidir. Oda içerisine giren kablo, iletken ve boruların girişlerinden gaz sızıntısı olmayacak şekilde malzeme kullanılmalıdır. Oda içerisine verilecek basınçlı hava, tehlikeli saha dışında uygun yerden alınmalı, temiz olmalı ve en kısa mesafeden odaya getirilmelidir. Besleme havasının basıncı ve miktarı, dış patlayıcı atmosferden yüksek olacak şekilde ayarlanmalıdır. Besleme havasının sıcaklığı, operatörün normal çalışmasını sağlayacak şekilde kontrol edilebilmelidir. Oda içerisindeki yüksek basınç devamlı ve kararlı olmalı ve anormal durumlarda devreye girecek alarm tertibatı bulunmalıdır.
İşyerinde yapılan risk değerlendirmesine göre hazırlanan patlamadan korunma dökümanında aksi belirtilmemesi halinde, patlayıcı ortam oluşabilecek tüm yerlerdeki ekipman ve koruyucu sistemler, tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan “Muhtemel Patlayıcı Ortamlarda Kullanılan Teçhizat ve Koruyucu Sistemler İle İlgili Yönetmelik” te belirtilen kategorilere göre seçilecektir.
Avrupa Birliği’nin 94/9/EEC sayılı direktifine göre çıkarılan Muhtemel Patlayıcı Ortamlarda Kullanılan Teçhizat ve Koruyucu Sistemler ile İlgili Yönetmelik’e göre, Teçhizat Grupları ve Kategori’leri, gerekli koruma seviyesini tanımlayan teçhizat grup ve kategorileri olup; I No’lu Teçhizat Grubu : Madenlerin yer altı bölümlerinde kullanılacak teçhizatlar için geçerli olanları, II No’lu Teçhizat Grubu : Patlayıcı ortamların tehlikeye düşürebileceği diğer yerlerde kullanılacak teçhizatlar için geçerli olanları, İfade eder.
I No’lu Teçhizat Grubu M1 Kategorisi Bu kategorideki teçhizatın, madenlerin yer altı bölümlerinde ve bu madenlerin grizu ve/veya yanıcı toz tehlikesi altındaki yerüstü bölümlerinde kullanılması amaçlanmıştır. Bu kategorideki teçhizatın, patlayıcı bir ortam mevcutken nadiren gerçekleşen olaylarda bile çalışır durumda kalması gerekir.
I No’lu Teçhizat Grubu M2 Kategorisi Bu kategorideki teçhizatın, yine M1 kategorisinde olduğu gibi, madenlerin yer altı bölümlerinde ve bu madenlerin grizu ve/veya yanıcı toz tehlikesine maruz kalabilecek yerüstü bölümlerinde kullanılması amaçlanmıştır. Patlayıcı ortam oluşması durumunda, bu teçhizatın enerjisinin kesilmesi amaçlanmaktadır.
II No’lu Teçhizat Grubu 1 No’lu Kategori Bu kategorideki teçhizat, hava ile gaz, buhar ya da buğu karışımlarından ya da hava/toz karışımlarından kaynaklanan patlayıcı ortamların uzun bir süreyle sürekli olarak ya da sık sık mevcut olduğu alanlarda kullanılacaktır. Bu kategorideki teçhizat gerekli koruma seviyesini teçhizatla ilgili istisnai olaylarda bile sağlamalıdır. Bu kategorideki teçhizat, bir koruma aracının arızalanması durumunda, en azından bağımsız ikinci bir koruma aracı vasıtasıyla gerekli koruma seviyesini sağlar veya; Gerekli koruma seviyesi, iki arızanın birbirinden bağımsız olarak ortaya çıkması durumunda sağlanır.
II No’lu Teçhizat Grubu 2 No’lu Kategori Bu kategorideki teçhizat, gaz, buhar, buğu ya da hava/toz karışımlarının yol açtığı patlayıcı ortamların oluşabileceği alanlarda kullanılacaktır. Bu kategorideki teçhizat ile ilgili koruma araçları, sık sık oluşan bozulmalarda ya da normal olarak dikkate alınması gereken teçhizat arızalarında bile gerekli koruma seviyesini sağlar.
II No’lu Teçhizat Grubu 3 No’lu Kategori Bu kategorideki teçhizat, gaz, buhar, buğu ya da hava/toz karışımlarından kaynaklanan patlayıcı ortamların oluşma ihtimali olmayan ya da seyrek olarak ve yalnızca kısa süreyle oluştuğu alanlarda kullanılacaktır. Bu kategorideki teçhizat, gerekli koruma seviyesini, normal çalışma esnasında sağlar.
Gazlar, buharlar, sisler ve tozlar için aşağıda belirtilen bölgelerde, karşılarında belirtilen kategorideki ekipman kullanılacaktır : Bölge 0 veya Bölge 20 : Kategori 1 ekipman Bölge 1 veya Bölge 21 : Kategori 1 veya 2 ekipman Bölge 2 veya Bölge 22 : Kategori 1, 2 veya 3 ekipman
Gazların İngiltere BS 4683 standardına göre gruplandırılması : (Türk Standardlarında da bu sınıflandırma esas alınmıştır) Grup-I : Bu grup, yalnızca metan gazının bulunduğu maden ocaklarına tahsis edilmiştir. Bunun nedenleri, madencilik çalışma koşullarının çok özel ve ağır olması, serbest metan gazının kontrol altında tutulma zorlukları, kullanılan teçhizat problemlerinin çözümünün karmaşık olması ve metan gazı ile beraber, patlayıcı kömür tozunun da ortamda bulunması hususlarıdır.
Grup-II : Diğer bütün gazlar, bu grupta sınıflandırılmaktadır. Grup- II de, kendi içerisinde, II-A, II-B ve II-C olarak üç alt gruba ayrılır. Grup II-A’yı temsil eden gaz propan (aseton, bütan), Grup II-B’yi temsil eden gaz etilen (karbonmonoksit) ve Grup II-C’yi temsil eden gaz ise hidrojen (asetilen, karbondisülfit)’dir.
Amerika Birleşik Devletleri’nde ise, patlayıcı ortamlar, gazlar- buharlar, tozlar ve lifler olmak üzere üç sınıfa ayrılmıştır : Class-I : Gazlar ve Buharlar Grup-A (Asetilen) Grup-B (Hidrojen) Grup-C (Etilen) Grup-D (Metan)
Class-II : Tozlar Grup-E (Metal Tozları) Grup-F (Kömür Tozları) Grup-G (Hububat Tozları) Class-III : Lifler
Elektrikli Aygıtların Kullanılması Patlayıcı ortamlarda elektrik enerjisinin ve elektrikli aygıtların kullanılması kaçınılmazdır. Bu durum, elektrik donanımında ve elektrikli aygıtlarda oluşan hatalar veya başka nedenlerle açığa çıkan enerjinin, patlayıcı ortamları ateşleme olgusunu da beraberinde getirmektedir. Bu amaçla, hem elektrik sistemlerinin kurulmasında, hem de elektrikli aygıtların üretiminde, patlama olasılığını tamamen ortadan kaldırmaya veya en aza indirmeye yönelik kurallar önerilmiş ve bunlar standartlar haline getirilmiştir.
Patlayıcı Ortamlarla İlgili Türk Standartları TS 373 : Patlayıcı Ortamlar İçin Kendinden Emniyetli Elektrik Malzemesinin Denenmesi TS 1705 : Kıvılcım ve Aleve Karşı Emniyetli Cihazlar İçin Üç Köşe Başlı Metrik Vidalı Civatalar TS 3380 : Patlayıcı Gaz Ortamlarında Kullanılan Elektrik Aygıtları İçin Genel Kurallar-Alev Geçirmez Koruncaklar (d koruma tipli) TS 3381 : Patlayıcı Gaz Ortamlarında Kullanılan Elektrik Aygıtları İçin Genel Kurallar-Basınçlı Koruncaklar (p koruma tipli)
TS 3382 : Patlayıcı Gaz Ortamlarında Kullanılan Elektrik Aygıtları İçin Genel Kurallar (Tutuşma Sıcaklığı Deney Yöntemi) TS 3383 : Patlayıcı Gaz Ortamlarında Kullanılan Elektrik Aygıtları İçin Genel Kurallar-Toz Malzeme Doldurulmuş Koruncaklar (q koruma tipli) TS 3384 : Patlayıcı Gaz Ortamlarında Kullanılan Elektrik Aygıtları İçin Genel Kurallar-Yağa Batırılmış Aygıtlar (o koruma tipli) TS 3385 : Patlayıcı Gaz Ortamlarında Kullanılan Elektrik Aygıtları İçin Genel Kurallar-Artırılmış Emniyetli Korumalı Elektrik Aygıtları (e koruma tipli)
TS 3489 : Patlayıcı Gaz Ortamlarında Kullanılan Elektrik Aygıtları İçin Genel Kurallar (Maksimum Yüzey Sıcaklıklarının Sınıflandırılması) TS 3490 : Patlayıcı Gaz Ortamlarında Kullanılan elektrik Aygıtları İçin Genel Kurallar-İşaretleme Kuralları TS 3491 : Patlayıcı Gaz Ortamlarında Kullanılan Elektrik Aygıtları İçin Genel Kurallar-Tehlikeli Bölgelerin Sınıflandırılması TS 3492 : Patlayıcı gaz Ortamlarında Kullanılan Elektrik Aygıtları için Genel Kurallar-Kendinden Emniyetli Elektrik Aygıtları (i koruma tipli) TS 3493 : Patlayıcı Gaz Ortamlarında Kullanılan Elektrik Aygıtları İçin Genel Kurallar (Hava ile gaz veya buhar karışımlarının en büyük deneysel güvenlik aralıklarına ve en küçük ateşleme akımlarına göre sınıflandırılması)
Elektrikli Aygıtların Koruma Tipleri
(d) Alevsızdırmaz Muhafazalı Koruma Tipi : İçindeki gazın patlama basıncına, herhangi bir hasar veya deformasyon olmayacak şekilde dayanabilecek özellikte ve dış ortamdaki patlayıcı karışımın ateşlenebilmesi, aygıtın alev yolları ile önlenmiş olan koruma tipidir.
(p) Basınçlandırılmış Muhafazalı Koruma Tipi : Aygıtların bulunduğu kısmın veya aygıt muhafazasının basınç altında tutularak, söz konusu kısım veya muhafazanın içerisine patlayıcı karışımın girmesinin önlendiği ve bu önlemenin güvenilir düzeneklerle kontrol altında tutulduğu koruma tipidir.
(q) Tozla Doldurma Koruma Tipi: Ateşleme yapabilecek kısımların özel toz veya kumla doldurulmasıyla sağlanan koruma tipidir. (o) Yağa Daldırma Koruma Tipi : Ateşleme yapabilecek kısımların veya aygıtın tamamının yağ içine daldırılmasıyla sağlanan koruma tipidir.
(e) Artırılmış Emniyetli Koruma Tipi Aşırı derecede ısı üretmeyen ve normal işletme koşullarında elektrik arkı ya da kıvılcım oluşturmayan aygıtlarda, aşırı ısınma, elektrik arkı ya da kıvılcım oluşma ihtimaline karşı etkin ek önlemlerin alınarak güvenlik katsayısının artırıldığı koruma tipidir.
(i) Kendinden Emniyetli Koruma Tipi Normal çalışma veya arıza halinde, iç eleman ve devreleri bozulmayan veya bozulduğunda açığa çıkan ısı ve enerji yönünden patlayıcı ortam için tehlike kaynağı olmayan aygıt ve devrelerin koruma tipidir.
(N) Sınırlı Hava Sızdırmaz Koruma Tipi : Aygıt içine giren ve çıkan havanın zamana bağlı olarak sınırlandırıldığı koruma tipidir. (h) Hava Sızdırmaz Koruma Tipi: Aygıt içine dış ortamdaki patlayıcı gaz ve hava karışımının girişinin tamamen önlendiği koruma tipidir.
(s) Özel Koruma Tipi : Yukarıda sayılan koruma tiplerinin dışında, patlamayı önlemek üzere dizayn edilerek patlayıcı ortamlarda kullanılabileceği hususu, yurtdışındaki yetkili kurumlar ve/veya Türkiye’deki Alevsızdırmazlık Test İstasyonu Müdürlüğü tarafından belgelendirilmiş olan koruma tipidir.
Çoklu Koruma Tipi : Gereken yerlerde ve gereken aygıtlarda, yukarıda sayılan koruma tiplerinden en az ikisinin birlikte kullanılması ile oluşturulan koruma tipidir. Bu koruma tipinde, koruma tipi harfleri virgülle ayrılarak yan yana yazılır.
Kişisel Koruyucu Donanımlar (89/686/EEC sayılı Avrupa Birliği Direktifine göre çıkarılan Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği) Patlayıcı ortamlarda kullanılan kişisel koruyucu donanımlar, patlayıcı karışımların tutuşmasına neden olabilecek elektrik, statik elektrik, çarpma sonucu oluşan ark veya kıvılcım oluşturmayacak nitelikte tasarlanarak imal edilmelidir.
Sıvı, Toz, Dokunma ve Darbe Korumaları Muhafazalar, içerisinde gerilim altında bulunan ve hareketli olan parçalara kişilerin dokunmasını, muhafaza içerisine toz ve sıvıların girmesini, ağır çalışma koşullarını içeren işletmelerde, muhafazaların mekanik darbelere karşı dayanıklılığını sağlamak için yapılan koruyuculardır. Patlayıcı ortamlarda çalıştırılan elektrikli aygıtların patlamaya karşı koruma tip özelliklerinin yanı sıra, elektriksel dokunmaya ve ortam koşulları gereği, toz girmesine, su sıçramasına ve mekanik darbelere karşı da korumalı olması gerekmektedir.
IP (Ingress Protection) IP işareti, dokunma, toz ve sıvılara karşı koruma derecelerinin test metotları, TS 3337 standardında tanımlanmaktadır. (DIN ve IEC 144) IP korumasının derecesi, bu işaretten sonra gelen üçlü rakam grubu ile belirlenmektedir.
Birinci rakam, dokunma ve toz koruma derecesini gösterir. Birinci rakam grubu 0-6 arasındadır. Bu grupta, örneğin 0 rakamı, hiçbir koruma özelliğinin bulunmadığını gösterirken, 6 rakamı gerilimli kısımlara dokunmanın tamamen önlendiğini ve yine toz girişinin tamamen önlendiğini gösterir.
İkinci rakam, sıvılara karşı koruma derecesini gösterir. İkinci rakam grubu, 0-8 arasındadır. Bu grupta, örneğin 0 rakamı, hiçbir koruma özelliğinin bulunmadığını gösterirken, 8 rakamı, 1 metre derinliğindeki suyun içinde basınç altındaki cihaza su giremeyeceğini gösterir.
Üçüncü rakam, mekanik darbelere karşı koruma derecesini gösterir. İkinci rakam grubu, 0-9 arasındadır. Bu grupta, örneğin 0 rakamı hiçbir koruma özelliğinin bulunmadığını gösterirken, 9 rakamı, koruyucunun joule’lük darbe enerjisine dayanıklı olduğunu gösterir. Not : Her üç grupta da, muhafazanın koruma özelliği, 0’dan daha yukarı rakamlara doğru çıkıldıkça artmakta ve en üst rakamda maksimum düzeye ulaşmaktadır.
Patlayıcı Ortamlarla İlgili Olarak Mevzuatta Yeralan Çeşitli Önlemler Kuyu veya diğer yer altı tesislerinde yapılacak bakım ve onarım işlerinde zararlı, zehirleyici, boğucu veya parlayıcı gaz veya sıvıların tehlikeli bir şekilde birikebileceği gözönünde bulundurularak gerekli ve yeterli güvenlik önlemleri alınacaktır. Bu gibi yerlerde, tecrübeli ve usta işçiler çalıştırılacak, bunlara uygun kişisel korunma donanımı verilecek ve tecrübeli bir veya birden fazla gözlemci görevlendirilecektir.
Tehlikeli gaz, buhar veya sislerin meydana gelebileceği tank veya depolar içinde yapılacak bakım ve onarım işlerinde, işçilere maskeler, solunum cihazları ile emniyet kemerleri gibi uygun kişisel korunma donanımı verilecek ve iş süresince tank veya depo ağzında bir gözlemci bulundurulacaktır.
Onarılacak depo veya tanklar, başka depo veya tanklarla bağlantılı olduğunda, bağlantı borularının vanaları güvenli bir şekilde kapatılacak veya bu borular sökülerek bağlantı ağızları, kör tapa veya kapaklarla kapatılacaktır. Tehlikeli maddelerin taşındığı boru ve kanalların onarım işleriyle görevlendirilen işçilere, taşınan maddelerin özelliklerine uygun kişisel korunma donanımları verilecektir.
Parlayıcı veya patlayıcı maddeler taşınmış olan kaplara, üzerinde kaynak veya oksijenle kesme işi yapılmadan önce, bunlar buharla temizlenecek, zararlı veya tehlikeli gazların kap içinde kalıp kalmadığı kontrol edilecek ve kaplar karbondioksit, azot veya asal gazlar ile doldurulacak, oksijenle kesme işleri yapıldığı sürece bu gazlardan birisi yavaş yavaş verilecektir.
Gömlekli veya çift cidarlı veya kapalı kaplarda ısı veya kaynak işleri yapılmadan önce bunlar iyice havalandırılacak ve kaynak işlerinin yapıldığı sürece hiçbir şekilde oksijen verilmeyecektir. Kazı işlerinin yapılacağı yerlerde, elektrik kabloları, gaz boruları, su yolları, kanalizasyon ve benzeri tesisatın bulunup bulunmadığı önceden araştırılacak ve duruma göre gereken önlemler alınacaktır.
Kazı sırasında, zehirli ve boğucu gaz bulunduğu anlaşıldığı hallerde, çalışanlar derhal oradan uzaklaştırılacak, gaz çıkışı önlenecek ve biriken gaz boşaltılmadıkça kazı işlerine başlanmayacaktır. Kuyu ve lağım çukurları gibi derin yerlerde çalıştırılacak işçilere güvenlik kemeri ve sinyal ipleri gibi uygun koruyucu donanım verilecektir. Gerekli durumlarda, bu gibi çalışma yerlerine temiz hava sağlanacaktır.
Yer altı işlerinde, delme ve kazma sırasında çalışanların sağlığını koruyacak ve güvenliğini sağlayacak yeterli ve uygun havalandırma tesisatı yapılacaktır. Çeşitli gazların hava ile patlayıcı bir karışım meydana getirebileceği yer altı işlerinde açık alevli lamba veya cihazlar kullanılmayacaktır. Kaya kazılmasını gerektiren yer altı işlerinde, sulu delici makinalar kullanılacak veya tozların çalışanların sağlığına zarar vermemesi için gerekli diğer önlemler alınacaktır. Patlayıcı maddelerin kullanıldığı veya serbest silisin bulunduğu yerlerde, kazı toprağı ıslatılacaktır.
Elektrikle aydınlatılmış yer altı işyerlerinde, akımın kesilmesi halinde işçilerin tahliye edilmelerini sağlamak ve ancak bu sürede kullanılmak üzere madenci lambaları veya fenerleri ya da benzeri uygun aydınlatma araçları bulundurulacaktır. Parlayıcı, patlayıcı, tehlikeli ve zararlı maddelerin üretildiği, işlendiği veya depolandığı binalarda inşaat, bakım ve onarım işlerine başlanmadan önce, aşağıdaki önlemler alınacaktır: i.İş kısmen veya tamamen durdurulacaktır. ii.O mahalde bulunan bütün parlayıcı, patlayıcı, tehlikeli ve zararlı maddelerle bunların bileşimlerine giren diğer maddeler, tehlikeli bölgenin dışına çıkarılacaktır. iii.Onarılacak kısım, bütün parlayıcı, patlayıcı, tehlikeli ve zararlı maddelerin artıklarından ve bulaşıklarından tamamiyle temizlenecektir. iv.İnşaat, bakım ve onarım, teknik, yetkili ve sorumlu bir elemanın devamlı nezareti ile sağlanacaktır.
Parlama ve patlama tehlikesi oluşturabilen organik tozun meydana geldiği, taşındığı, aktarıldığı ve çalışıldığı yerlerde, elektrik motor ve jeneratörleri toz geçirmez-etanş tipten olacak veya devamlı olarak temiz hava beslenen yalıtılmış hücrelerde bulundurulacaktır. Parlayıcı, patlayıcı, tehlikeli ve zararlı özellikteki çeşitli kimyasal maddelerin ortam havasında bulunan miktarları, belli ve gerekli zaman aralıkları içinde ölçülerek bu miktarların, kimyasal maddelerin ortam havasında bulunmasına izin verilen ve orada çalışanların sağlığını bozmayacak olan en çok miktardan (MAK Değer) fazla olup olmadığı ölçülerek tespit edilecek ve havalandırma tesisatı yeterlilik bakımından yetkili elemanlarca kontrol edilecektir.
Parlayıcı, patlayıcı, tehlikeli ve zararlı sıvı veya gaz halindeki maddeler, emme veya basınç suretiyle özel borular içerisinden sevk edilecek ve bu sıvı veya gazların sevkinde veya depolanmasında, herhangi bir kaçağa meydan vermeyecek önlemler alınacaktır. Parlayıcı, patlayıcı, tehlikeli ve zararlı sıvı veya gaz maddelerin üretimine, kullanılmasına veya bu maddelerle yapılan diğer işlere yarayan alet, cihaz veya boru donatımının bozulması, delinmesi, sızdırması, eklerinden kaçak yapması veya havalandırma sisteminin arızalanması halinde, iş kısmen veya tamamen durdurulacak ve arıza giderilinceye kadar onarım ekibi ve görevliler dışındaki bütün işçiler tehlikeli bölgenin dışına çıkarılacak ve onarım, bu işi bilen ve gerekli her türlü koruyucu donanımları bulunan bir ekip tarafından ve sorumlu teknik bir elemanın gözetimi altında yapılacaktır.
Parlayıcı gaz veya buharların havaya karışması ile patlama tehlikesi bulunan yerlerdeki elektrik alet ve teçhizatı, tehlikeli alanın dışına kurulacak veya etanş yapılmış olacak ve bu teçhizat alev geçirmez tipte yapılacak veya cihaz içinde devamlı olarak ortam basıncından biraz yüksek bir temiz hava basıncı sağlanacak, ya da normalin biraz üzerinde bir basınçla asal gazla doldurulmuş olacak veya uygun ve yeterli şekilde havalandırılacaktır.
Alev geçirmez çihazların kullanılmasından önce imalatçı ve satıcı müesseselerden bu cihazların gerektirdiği gibi olduklarına dair belgeler alınacaktır. Alev geçirmez cihazların üzerinde yapılacak herhangi bir onarım veya değişiklik, bu cihazların ilk güvenlik durumlarını bozmayacak veya azaltmayacak şekilde yapılacaktır. Parlayıcı ve tehlikeli sıvıların depolanmasıyla ilgili olarak oluşabilecek gaz, buhar ve dumanların bulunduğu çukurlara inmek zorunluluğunda olan işçilere uygun kişisel korunma donanımları verilecek, merdivenlerden birer birer inilecek ve merdivenler üzerinde bir kişiden fazla kimse bulunmayacaktır.
Pis su, gaz ve dumanların bulunduğu depolara, kapalı devre solunum maskeleri kullanılmıyorsa, işçiler, ancak iyice havalandırılıp temizlendiğine emin olunduktan sonra sokulurlar. Buraların havası, işçinin çalıştığı süre boyunca denetim altında bulundurulur.
Metan Gazı Patlaması sonucunda meydana gelen örnek bir iş kazası 8 Ağustos 1992 tarihinde, Tekirdağ-Çorlu’daki bir fabrikanın su deposu patlamış ve su deposunun üzerindeki yemekhanede bulunan işçilerden 31’i hayatını kaybetmiş ve 87’si de yaralanmıştır.
Metan Gazı Patlamaları Metan gazı, yer kabuğunun geçirdiği jeolojik evrelerde sulu ortamda biriken bitkisel maddeler ve bataklıklarda biriken bitkisel ve hayvansal organik maddelerin geçirimsiz (kil gibi) bir tabaka altında kalarak kimyasal bozunmaya maruz kalması sonucunda oluşan ve bataklık gazı da denilen bir gazdır. Havadan hafif, renksiz, kokusuz ve parlayıcı bir gazdır. Havada, % 4-15 oranlarında bulunduğunda patlayıcıdır. En şiddetli patlama, tam yanmanın meydana geldiği % 9 oranında gerçekleşir.
Fabrikanın su deposunda meydana gelen patlamanın nedenleri aşağıda verildiği gibidir: Fabrikanın ihtiyacı olan su, işyeri sahasındaki sondaj kuyularından temin ediliyordu. Arazinin jeolojik yapısı, geçirgen olmayan killi formasyonlarla, geçirgen olan kum ve çakıllı formasyonlardan oluşuyordu. Fabrika, sondaj kuyuları ile bu tabakalar arasında biriken suyu dalgıç pompalarla çekerek depoya aktarmakta idi. Formasyonda mevcut olan metan gazı, geçirgen kısımlardan geçerek yer altı suyuna karışıyordu. Yeraltından sondajla alınan ve metan gazı da içeren su, içi kum dolu bir filtrasyon sisteminden geçirilerek tamamen kapalı devre olarak su deposuna alınıyordu. Yani, su ile birlikte metan gazı da depoya taşınmış oluyordu.
Yaklaşık 1500 m3 hacminde ve 3 metre derinliğindeki su deposunun havalandırma sistemi veya bacası yoktu. Deponun iki adet taşma borusu olduğu halde, bu borular da depo üst seviyesinden çıktıktan sonra, 50 cm aşağıya indirilmiş ve yağmur suyu tahliye borularına bağlanmıştı. Bundan dolayı, hafadan hafif olan metan gazı, su deposunun tavanında 100 m3’den fazla olan bir hacimde birikmişti. Aslında, su deposunun içerisinde % 15’in üzerinde metan gazı bulunmaktaydı. Ancak, patlamanın meydana gelebilmesi için gerekli olan oksijen yeterli oranda mevcut değildi.
Su deposu üzerindeki iki adet demir kapağın olduğu bölüme, binanın arkasında bulunan merdiven altından girilmekte idi. Kaza anında, görevli iki kişi, bu kısma gelerek kapağın birisini açmış ve su seviyesi ile debisini ölçmek için çalışmaya başlamıştır. Bu kişilerden birisi, su deposu içerisine doğru birkaç basamak inerken, diğer kişi ise dışarıda kapak kenarında beklemektedir. Kapağın açılması ile birlikte, içerideki metan gazı hava ile buluşmuştur.
İlk parlama, iki işçinin bulunduğu depo üzerindeki alanda meydana gelir. Kapağın açılması ile dışarıya çıkan metan gazı, muhtemelen işçilerden birisinin içmekte olduğu sigara ateşinden ateşlenerek dışarıda kapak kenarında beklemekte olan işçiyi 8-10 metre ileriye fırlatır. Bu olaydan deponun içindeki işçi habersizdir. Bu sırada, içerideki işçi de kalkıp dışarı çıkmak isterken arkadaşını göremeyince şaşırır. Ancak, arkadan gelen yakıcı sıcaklığı farkederek metre koşmuş ve yıkılmıştır. Asıl patlama da, bundan sonra patlamalar zinciri şeklinde gerçekleşmiştir.
Depo içerisinde, metan gazı çok ve oksijen az olduğundan, yanma yavaş yanma olarak gerçekleşmiş, ancak ortaya çıkan ısıdan dolayı, genleşen gaz kitlesi dışarıya doğru açık olan depo ağzından akarak 2 işçiyi fırlatmış ve yanmalarına neden olmuştur. Bu şekilde, dışarıya taşan ve oksijenle buluşan metan gazı, artık salise aralıklarıyla tıpkı nefes alıp verme eyleminde olduğu gibi tekrar tekrar parlamış oksijen almış, parlamış oksijen almıştır. Hemen hemen bütün parlayıcı gaz patlamalarında görülen bu durum, parlayıcı gaz bitinceye kadar devam etmiştir. Böyle bir olayda, art arda gelen patlamalar şok dalgaları şeklinde olmakla birlikte, çoğunlukla tek patlama olarak algılanmaktadır.
Bu kazanın meydana gelmemesi için, sondaj kuyusundan çıkarılan su, herhangi bir şekilde atmosfere açık olarak dinlendirilse idi, havadan daha hafif olan metan gazı uçardı ve depoya girmezdi. Yine, su deposunun üst seviyesinden doğrudan atmosfere açılan yeterli havalandırma bacaları olsaydı, metan gazı depoya gelmiş olsa bile depoda birikmezdi.
Sonuç olarak, bir işyerinde düzenli aralıklarla muhakkak surette risk değerlendirmesi yapılması gerekmektedir. Avrupa Birliğinin 89/391/EEC sayılı çerçeve direktifinin iç mevzuata İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği olarak aktarılmasından sonra, bu Yönetmeliğin 9. maddesine göre ve aynı zamanda diğer bireysel direktiflerin de ilgili maddelerine göre, işyerinde, mesleğinde ehil olan kimseler tarafından risk değerlendirmesinin yapılması zorunluluk arzetmektedir.
DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDİYOR ÇALIŞMA HAYATINIZDA BAŞARILAR DİLİYORUM