FENERBAHÇE *FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ *FENERBAHÇE AMBLEMİNİN TARİHİ *ŞÜKRÜ SARACOĞLU STADI’NIN TARİHİ *ATATÜRK VE FENERBAHÇE *RESİM GALERİSİ
Fenerbahçe Spor Kulübü *Tam isim:Fenerbahçe Spor Kulübü *Tam isim:Fenerbahçe Spor Kulübü *Takma isim(ler):Sarı Kanaryalar *Takma isim(ler):Sarı Kanaryalar *Renkler:Sarı-Lâcivert *Renkler:Sarı-Lâcivert *Kuruluş:1907 *Kuruluş:1907 *Stadyum:FENERBAHÇE ŞÜKRÜ SARACOĞLU STADI *Stadyum:FENERBAHÇE ŞÜKRÜ SARACOĞLU STADI *Kapasite: *Kapasite: *Başkan:Aziz YILDIRIM *Başkan:Aziz YILDIRIM *Teknik Direktör:Zico *Teknik Direktör:Zico * İnternet Adresi: * İnternet Adresi:
FENERBAHÇE AMBLEMİNİN TARİHİ Amblem, 1910 yılında resimde yeteneği olan futbolcu Topuz HİKMET tarafından tasarlamıştır ve bu amblem günümüze kadar ulaşmıştır. Amblem, 1910 yılında resimde yeteneği olan futbolcu Topuz HİKMET tarafından tasarlamıştır ve bu amblem günümüze kadar ulaşmıştır. Sarı lacivert ağırlıklı toplam 5 renkten oluşan amblemde Fenerbahçe Spor Kulübü *1907* yazan yuvarlak dış kısım temizlik ve açık yüreklilik anlamını taşımaktadır. Kırmızı arka zemin rengi ise Fenerbahçeliler arasındaki sevgi bağlılığı anlatırken aynı zamanda Türk bayrağını temsil etmektedir. Ortadaki sarı renk ise Fenerbahçe'yi gıpta edenleri ve kıskananları,lacivert renk asaleti temsil etmektedir.Bu iki renk arasından yükselen meşe dalı ise güç ve kudreti temsil ederken bunun yeşil olmasının sebebi ise yükselen bu kudret için başarının gerekliliğidir. Bu logo İngiltere'nin Manchester şehrine gönderilerek 1910 yılında ilk kez rozet haline getirilmiştir yılından itibaren eski Türkçe harfler yeni yeni Türkçeye çevrilmiştir. Logonun üzerinde küçük çaplı değişiklikler, düzenlemeler yapılmış ve aslı korunarak günümüze kadar gelmiştir. Sarı lacivert ağırlıklı toplam 5 renkten oluşan amblemde Fenerbahçe Spor Kulübü *1907* yazan yuvarlak dış kısım temizlik ve açık yüreklilik anlamını taşımaktadır. Kırmızı arka zemin rengi ise Fenerbahçeliler arasındaki sevgi bağlılığı anlatırken aynı zamanda Türk bayrağını temsil etmektedir. Ortadaki sarı renk ise Fenerbahçe'yi gıpta edenleri ve kıskananları,lacivert renk asaleti temsil etmektedir.Bu iki renk arasından yükselen meşe dalı ise güç ve kudreti temsil ederken bunun yeşil olmasının sebebi ise yükselen bu kudret için başarının gerekliliğidir. Bu logo İngiltere'nin Manchester şehrine gönderilerek 1910 yılında ilk kez rozet haline getirilmiştir yılından itibaren eski Türkçe harfler yeni yeni Türkçeye çevrilmiştir. Logonun üzerinde küçük çaplı değişiklikler, düzenlemeler yapılmış ve aslı korunarak günümüze kadar gelmiştir.
ŞÜKRÜ SARACOĞLU STADI’NIN GEÇMİŞİ 1900'lerin başında Papazın Çayırı denen bu alanda, özellikle moda civarında oturan İngiliz ve Rum gençleri maç yaparlardı.1908'de Union Club'ın Papazın Çayırı'nı kiralaması üzerine Union Club Sahası olarak anılmaya başlandı.Union Club döneminde zemini düzeltilerek, İngiltere'den getirilen özel çimlerle kaplandı ve 100 kişilik küçük bir tribün inşa edildi.17 ocak 1909'da da, Fenerbahçe ile Galatasaray asındaki ilk futbol karşılaşmasına ev sahipliği yapmıştır.1915'te Union Club adını İttihad Spor Kulübü'ne dönüştürdü ve saha bu adla anılmaya başlandı.1924'te Taksim Stadı'nın açılmasından sonra giderek önemini kaybetti.1929'da Fenerbahçe Spor Kulübü’ne kiralanınca adı Fenerbahçe Stadı olarak değiştirildi.Önce üstü ahşap, altı beton, 100 m²'lik ve 2000 seyirci kapasiteli yeni tribünler inşa edildi, sonra karşısına 1,500 kişilik ikinci tribün yapıldı.1932'de düzenlenerek yeniden açılan Fenerbahçe Stadyumu, aynı yıl 9000 Lira (1000 Reşat Altını) karşılığında Fenerbahçe Spor Kulübü’ne satıldı.1940 Balkan Oyunları'na ev sahipliği yapan stadyum, 1947'de İnönü Stadı’nın açılmasıyla önemini kaybetmeye başladı.Fenerbahçe'nin 1949'dan sonra kullanmadığı stadta, 1950'lerin ortasına gelindiğinde artık yalnızca önemsiz semt maçları oynanıyordu.1962'de stad, Fenerbahçe Spor Kulübü’ne tanınacak 70 yıllık kullanma hakkı karşılığında Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü'ne devredildi.1965'te artık ihtiyaca cevap vermeyen saha yıkıldı ve 17 yıl süren bir inşa döneminden sonra, Eylül 1982'de hizmete açıldı. 1900'lerin başında Papazın Çayırı denen bu alanda, özellikle moda civarında oturan İngiliz ve Rum gençleri maç yaparlardı.1908'de Union Club'ın Papazın Çayırı'nı kiralaması üzerine Union Club Sahası olarak anılmaya başlandı.Union Club döneminde zemini düzeltilerek, İngiltere'den getirilen özel çimlerle kaplandı ve 100 kişilik küçük bir tribün inşa edildi.17 ocak 1909'da da, Fenerbahçe ile Galatasaray asındaki ilk futbol karşılaşmasına ev sahipliği yapmıştır.1915'te Union Club adını İttihad Spor Kulübü'ne dönüştürdü ve saha bu adla anılmaya başlandı.1924'te Taksim Stadı'nın açılmasından sonra giderek önemini kaybetti.1929'da Fenerbahçe Spor Kulübü’ne kiralanınca adı Fenerbahçe Stadı olarak değiştirildi.Önce üstü ahşap, altı beton, 100 m²'lik ve 2000 seyirci kapasiteli yeni tribünler inşa edildi, sonra karşısına 1,500 kişilik ikinci tribün yapıldı.1932'de düzenlenerek yeniden açılan Fenerbahçe Stadyumu, aynı yıl 9000 Lira (1000 Reşat Altını) karşılığında Fenerbahçe Spor Kulübü’ne satıldı.1940 Balkan Oyunları'na ev sahipliği yapan stadyum, 1947'de İnönü Stadı’nın açılmasıyla önemini kaybetmeye başladı.Fenerbahçe'nin 1949'dan sonra kullanmadığı stadta, 1950'lerin ortasına gelindiğinde artık yalnızca önemsiz semt maçları oynanıyordu.1962'de stad, Fenerbahçe Spor Kulübü’ne tanınacak 70 yıllık kullanma hakkı karşılığında Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü'ne devredildi.1965'te artık ihtiyaca cevap vermeyen saha yıkıldı ve 17 yıl süren bir inşa döneminden sonra, Eylül 1982'de hizmete açıldı.
ATATÜRK VE FENERBAHÇE Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk de Fenerbahçeliydi. Atatürk, 10 Ağustos 1928 günü, 3-3 berabere biten Gazi Kupası maçından sonra üçü Galatasaraylı ve ikisi Fenerbahçeli olan beş kişinin önünde aynen şunları söyledi: "Burada üçe üçüz... Çünkü ben de Fenerbahçeliyim!" 5 Haziran 1932’de Kulübümüzün Kuşdili’ndeki binası yanınca, ilk bağış yine Büyük Önderimizden geldi. Mustafa Kemal Atatürk’ün kulübümüzü ziyareti sırasında, hatıra defterimize yazdığı satırlar şöyledir; Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk de Fenerbahçeliydi. Atatürk, 10 Ağustos 1928 günü, 3-3 berabere biten Gazi Kupası maçından sonra üçü Galatasaraylı ve ikisi Fenerbahçeli olan beş kişinin önünde aynen şunları söyledi: "Burada üçe üçüz... Çünkü ben de Fenerbahçeliyim!" 5 Haziran 1932’de Kulübümüzün Kuşdili’ndeki binası yanınca, ilk bağış yine Büyük Önderimizden geldi. Mustafa Kemal Atatürk’ün kulübümüzü ziyareti sırasında, hatıra defterimize yazdığı satırlar şöyledir; "Fenerbahçe Kulübü’nün her tarafa mazhar-i takdir olmuş bulunan asari mesaisini işitmis ve bu kulübü ziyaret ve erbab-ı himmeti tebrik etmeyi vazife edinmiştim. Bu vazifenin ifası ancak bugün müyesser olabilmiştir. Takdirat ve tebrikatımı buraya kayd ile mübahiyim." "Fenerbahçe Kulübü’nün her tarafa mazhar-i takdir olmuş bulunan asari mesaisini işitmis ve bu kulübü ziyaret ve erbab-ı himmeti tebrik etmeyi vazife edinmiştim. Bu vazifenin ifası ancak bugün müyesser olabilmiştir. Takdirat ve tebrikatımı buraya kayd ile mübahiyim."
RESİM GALERİSİ