Depresyon Nedir? So ̈ zlu ̈ k anlamıyla: Bunalım- Uyaranlara karşı duyarlılığın, iş yapabilme gücünün, kendine güvenin azalarak; karamsarlığın, umutsuzluğun.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
UYKU APNE SENDROMU KLİNİĞİ Olgunun Değerlendirilmesi
Advertisements

DEPRESYON VE ANKSİYETE BOZUKLUKLARI Dr. Mehmet KONYA
KADIN CİNSEL İSTEK BOZUKLUKLARINDA TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI
MS ve Ruhsal Sorunlar Dr. Levent Tokuçoğlu 2004.
ÖZKIYIM HASTASINA YAKLAŞIM
Doç. Dr. Derya İREN AKBIYIK Toplum Ruh Sağlığı Bilim Doktoru
DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU
ZİHİNSEL ENGELLİLİK VE BAZI RUHSAL BOZUKLUKLAR
BİRİNCİ BASAMAKTA KOMPLİKE OLMAYAN VULVOVAJİNAL KANDİDİAZİS İÇİN TEDAVİ GÜVENLİĞİ VE HASTA TERCİHLERİ DR.SELMA AYDIN.
ASTIM Kronik hava yolu inflamasyonu
YAŞLILARDA ALZHEİMER HASTALIĞI
Ergenlerde En Sık Görülen Psikopatolojiler
AKILCI ANTİBİYOTİK KULLANIMI
BİRİNCİ BASAMAK SAĞLIK HİZMETLERİNDE DEPRESYON
DSM-IV'e göre duygudurum bozuklukları
KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ
ADIYAMAN İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ RUH SAĞLIĞI VE SOSYAL HASTALIKLAR ŞUBESİ
LÜTFEN CEP TELEFONLARIMIZI KAPATMAYI UNUTMAYALIM
DEPRESYON Depresyon bireyin duygu durumunda kederlilik ve huzursuzlukla seyreden bir bozukluğudur. Birey bir taraftan kendini değersiz görürken diğer taraftan.
KANSER VE PSİKİYATRİ Prof Dr Behcet Coşar
Bipolar Duygudurum Bozukluğu
HAZIRLAYAN Mevsim ÖZDEMİR.
Psikolog Oya KARAALİ AKTAŞ
1.Basamakta Depresyon ve Anksiyete Bozuklukları
Kanserli hasta ve iletişim becerileri
Yönetimde stres kaynakları
UYKU BOZUKLUKLARI UZM. DR. CAHİT ÖZER KASIM 2000.
Çocuk Psikiyatrisinde acil durumlar
DSM-IV tanı ölçütlerine göre Major Depresyon
Travma nedir? Travma sonrası tepkiler nelerdir?
İnsanlar neden sigara içer?
YaşlılıkPsikiyatrisi
ALKOL VE MADDE BAĞIMLILIĞI
Artık benim için yaşamak bir ıstırap. Eskiden çok değer verdiğim şeyler dahi anlamını kaybetti. En ufak şeylerden zevk alırdım. Şimdi dünyaları verseler.
MADDE YOKSUNLUĞU Doç. Dr. Duran Çakmak.
Psikiyatri Klinikleri
TÜRKİYE’ DE YAŞLI İNTİHARLARI. Yapılan son sayımda elde edilen verilere göre Türkiye’ de 70 milyon 586 bin 256 kişi yaşamakta ve bunların % 7.1’ i 65.
KTÜ FARABİ HASTANESİ AİLE HEKİMLİĞİ A.D DR. SELMAN DEMİRCİ
DİABETİK PERİFERİK NÖROPATİ TEDAVİSİNDE AKUPUNKTUR: OLGU SUNUMU
Dünya ve Türkiye’de Psikiyatrik Hastalıklarda Tamamlayıcı ve Alternatif Tedavilerin Yaygınlığına Genel Bir Bakış Ümit Avşar1, Memet Işık1, Ümmü Zeynep.
YEME BOZUKLUKLARI.
PATOLOJİK PSİKOLOJİ DERSİ
DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU
Bölüm 8 Depresif Bozukluklar, Bipolar Bozukluklar ve Okul Çağındaki Çocuk ve Gençlerde İntiharın Önlenmesi.
BÖLÜM 13 DEPRESYON VE İNTİHAR DAVRANIŞI. BÖLÜM 13 DEPRESYON VE İNTİHAR DAVRANIŞI.
DEPRESYON.
Anksiyete ve depresyonla karışan durumlar Prof. Dr. Kültegin Ögel Acıbadem Üniversitesi
Suisit-İntihar-Özkıyım
Kişilik Yapısı Kesin bir kişilik yapısı tanımlanamamakla birlikte, dikkate değer ölçüde narsisistik özellikler taşıyan ve yalnızlığa eğilimli kişiler olduğu.
DEPRESYON VE ANKSİYETE BOZUKLUKLARI, TEDAVİSİ Sıla Yıldız Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi 2015 Skrik (çığlık ) Edvard Munch.
Sigara, Alkol ve Madde Bağımlılığı Rehberlik ve Tarama Programı Birinci Basamak Sağlık Hizmetlerinde Alkol ve Madde Kullanımına Yönelik KISA MÜDAHALE.
YAŞLILIKTA DEPRESYON ANTALYA HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ
Araş. Gör. Dr. N. Emel ELVERİCİ ARDIÇ
YAŞLILARDA SERUM B12 VİTAMİNİ, FOLAT VE PLAZMA HOMOSİSTEİN DÜZEYLERİ
Yrd. Doç. DR. Tülay KUZLU AYYILDIZ ERGENLİK DÖNEMİ SAĞLIK SORUNLARI
Ergenlerde En Sık Görülen Psikopatolojiler
PREMENSTRUAL SENDROM DAHA YÜKSEK ORANDA CİNSEL FONKSİYON BOZUKLUĞU VE CİNSEL STRES İLE İLİŞKİLİDİR DR GÜLŞAH İLHAN, DR FATMA FERDA VERİT ATMACA, DR HÜRKAN.
Prof Dr Süheyla Ünal İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD
Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü Ruh Sağlığı Programları Şubesi
M Arş. Gör. Dr. Esranur AKBULUT
KLİMAKTERİK DÖNEM Kadınların üreme çağından over fonksiyonlarının kaybolduğu çağa geçtiği bir yaşam dönemidir yaşta başlar-ihtiyarlığın başlangıcı.
BAĞIMLILIK YAPICI MADDELER VE ETKİLERİ
Fiziksel hastalıklara ruhsal tepkiler
Arş.Gör.Dr.Kevser Ayar KTÜ Tıp Fakültesi Aile Hekimliği AD
Volume 6 Issue:2 February,2017 Arş.Gör. Dr. Merve BULUT ADAŞ
DEPRESYON KTÜ TIP FAKÜLTESİ AİLE HEKİMLİĞİ ABD
Duygudurum Bozuklukları
Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü
DEPRESYON KTÜ TIP FAKÜLTESİ AİLE HEKİMLİĞİ ABD
Sunum transkripti:

Depresyon Nedir? So ̈ zlu ̈ k anlamıyla: Bunalım- Uyaranlara karşı duyarlılığın, iş yapabilme gücünün, kendine güvenin azalarak; karamsarlığın, umutsuzluğun güçlenmesiyle ortaya çıkan ruhsal bozukluk, ruhsal çöküntü. Sık görülen, kronik ve tekrarlayan bir hastalıktır. Ölüm ve kısıtlılık riski taşır. Gün içerisinde düşüncelerin, hislerin ve günlük alışkanlıkların bozulmasına neden olur.(uyku yemek ve çalışma) Martin Seligman, 1973 senesinde depresyonu teşhis sıklığını baz alarak psikiyatrinin “Soğuk algınlığı” olarak tanımlamış.

Oldukça yaygın olmasına karşılık depresyon hastalarının %50’sinin tespit edildiği tahmin ediliyor. İnsanların doğrudan duygu durumları hakkında soru sorulmadığı sürece çeşitli nedenlerden dolayı, depresif semptomlar hakkında bilgi vermeyi ihmal ederler.

Damgalanma korkusu Depresyonun birinci basamak kapsamının dışında kaldığı inancı Depresyon "gerçek" hastalık değil inancı Tıbbi kayıt gizliliği ile ilgili endişeler Antidepresan ilaç reçete edilmesi ya da psikiyatriste sevk edilme endişesi

Tedavi edilmez ise depresyon, kötü yaşam kalitesi, gündelik aktivitelerin gerçekleştirilmesinde sınırlılık, düşük çalışma verimliliği, yüksek intihar riski ve organik hastalıkların seyrinde kötüleşmeye neden olur.

Sınıflandırma Du ̈ nyada en fazla kabul go ̈ rmu ̈ ş sınıflandırma sistemi, Amerikan Psikiyatri Birliği’nin sınıflandırma sistemi olan DSM (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders)’dir. DSM V kılavuzu mevcut olan güncel kılavuz.

Sınıflandırılma Depresyon çeşitli ilkelere bağlı olarak sınıflandırılır: 1. Ağırlık Derecesi 2. Gidiş 3. Manik depresyon veya yalnızca depresyon 4. Psikotik belirtilerle ya da psikotik belirtiler olmadan 5. Diğer Depresif bozukluklar

DSM V’e göre Depresyon alt grupları: 1. Majo ̈ r depresif bozukluk 2. Distimik bozukluk 3. Yıkıcı duygudurumu düzenleyememe bozukluğu 4. Premenstrüel disforik bozukluk 5. Madde / İlaç kaynaklı depresif bozukluk 6. Başka medikal duruma bağımlı depresif bozukluk 7. Diğer belirtilen depresif bozukluk 8. Tanımlanmamış depresif bozukluk

1-Majör Depresif Bozukluk DSM V’e göre tanı ölçütü: 1. Ardışık 2 hafta boyunca neredeyse her gün, günün büyük bir kısmında ortaya çıkan, listede belirtilen semptomların en az 5 tanesinin bulunması gerekiyor. 2. Semptomlardan biri depresif ruh hali ya da ilgi/istek kaybı olmalıdır.

Semptom Listesi Depresif ruh hali- üzüntü, çökkünlük, boşluk, çaresizlik hissi, İlgi ve zevk kaybı, Uykusuzluk veya aşırı uyuma, İştah kaybı ya da kilo değişikliği, Psikomotor retardasyon veya ajitasyon, Düşük enerji, Kötü konsantrasyon, Değersizlik veya suçluluk düşünceleri, Tekrarlayan ölüm veya intihar düşünceleri.

Bu belirtiler önemli sıkıntıya yol açabilir, psikososyal fonksiyonlarda bozukluğa sebep olabilir. Bu belirtiler madde kullanımının ya da genel tıbbi bir durumun fizyolojik etkilerine bağlı değildir.

2-Distimik Bozukluk En az 2 yıl boyunca kronik olarak günün önemli bir kısmında çökkün duygudurum varlığı olarak tanımlanabilir. Kişiler moodlarını üzgün veya dibe vurmuş olarak tanımlarlar.

Semptomlar Çökkün duygudurum dönemleri; iştahsızlık veya aşırı iştah, uykusuzluk veya aşırı uyuma, yorgunluk, özgüven eksikliği, konsantre olamama veya karar vermede zorluk çekme çaresizlik durumlarından en az ikisini içerir.

3- Yıkıcı Mood Düzenleyememe Bozukluğu En az bir yıldır devam etmek u ̈ zere, 10 yas ̧ ından o ̈ nce başlar. Süregelen, irritabl ve sinirli mood. Haftada en az u ̈ c ̧ kez yineleyen öfke nöbetleri olur.

4- Premenstruel Disforik Bozukluk Semptomlar; belirgin çökkün duygudurum, anksiyete,emosyonel labilite, ilgi kaybıdır. Düzenli olarak luteal fazın son haftasında başlar, menstruasyon başladıktan birkaç gün sonra sona erer.

5-Madde&İlaç Kaynaklı Depresif Bozukluk Madde kötüye kullanımı, ilaç veya toksinlerin doğrudan fizyolojik etkileriyle ilişkili belirgin ve inatçı çökkün duygudurumdur.

6-Başka Medikal Duruma Bağımlı Depresif Bozukluklar Tıbbi durumlar:  Vasküler (SVO/inme)  Demans ve depresyon  Diabet  Koroner Arter Hastalıkları  Kanser tanısı  Kronik Yorgunluk Send.  Fibromiyalji  Hipotiroidi

İlaçlara Bağlı Durumlar Rezerpin B Blokerler Kalsiyum Kanal Blokerleri ACE inhibitörleri Antikolesterol ilaçlar Antiaritmik ilaçlar Kortikosteroidler Oral kontraseptifler Antiepileptikler Antineoplastik ilaçlar Antihistaminikler Antibiyotikler(Tbc ted. ) Antipsikotikler Sedatif ve hipnotikler Antidepresan ilaçların kesilmesi

Epidemiyoloji Türkiye’de 2014 yılında TUİK’in yaptığı son bir seneyi kapsayan araştırmaya göre 15 yaş üstü bireylerde depresyon prevalansı %11 olarak belirlenmiş. Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılan bir araştırmada majör depresif bozukluk için bir yıllık yaygınlık oranı %6.7, yaşam boyu yaygınlık oranı %16.5 olarak gösterilmiş.

Depresyonun prevalansının çeşitli etkenlere bağlı olarak değişiklik gösterdiği belirlenmiş: 1. Cinsiyet 2. Yaş 3. Evlilik durumu 4. Sosyo-ekonomik durum 5. Sosyal çevre

Dünya genelinde depresyonun kadınlarda görülme sıklığı erkeklerde görülmesi sıklığının 2 katı olarak hesaplanmış.

Risk Faktörleri Önceki depresif atak Aile öyküsü Kadın cinsiyet Doğum sonrası Çocukluk travması Stresli yaşam olayları Kötü sosyal destek Ciddi tıbbi hastalık Demans Madde bağımlılığı

Depresyon ve İntihar Tarama Ölçekleri Depresyon hastalarının intihara ne kadar meyilli olduğunu görmek için kullanılan ölçekler mevcut: Beck depresyon ölçeği Epidemiyolojik çalışmalar depresyon tarama merkezi (CES-D) Hasta sağlık anketi(PHQ-9) İntihar düşüncesi ölçeği Hamilton depresyon değerlendirme ölçeği

YANLIŞ BİLİNENLER Bir insan kendini öldürmeye karar vermiş ise önlemek mümkün değildir. Ölmeyi düşünen insanlar yardım almakta gönülsüzdürler. İntihar üzerinde konuşmak risklidir. İntihardan bahseden insan bunu asla yapmaz. Yapacak olan bahsetmez. Kendini öldüren veya öldürmeye çalışan kişi mutlaka delidir. İntiharı bir kez deneyen bunu tekrarlar.

Tedavi Depresyon tedavisini temelde 4’e ayırabiliriz: 1. Psikofarmakoloji 2. Psikoterapi 3. Tamamlayıcı ve alternatif yöntemler 4. Kombine Tedavi

Psikoterapi Hafif- orta derecede major depresif bozukluğun başlangıç tedavisi olarak tek başına etkin psikoterapi yeterli olabilir. Hekim terapi ve izlemin sıklığını; Psikoterapinin tipi ve hedefleri, Terapide hastayla ilişki kurulması ve gelişmesi için gereken süre, Tedavi uyumunu izleme ve intihar riskini izlemek veya fark etmek için gereken süreye göre belirlemelidir. Bu hizmetlerin karşılanması birinci basamakta olası değilse, uzmanlaşmış ruh sağlığı hizmetlerine yönlendirme endikasyonu vardır.

Farmakoterapi Antidepresan ilaçlar hafif semptomları olan major depresif bozukluk için ilk tedavi olarak verilebilir, ancak orta- ciddi derecedeki semptomları olanlar için mutlaka kullanılmalıdır. Tedaviye başladıktan 6-8 hafta sonra semptomlarda iyileşme görülmelidir. Çalışmalar, idame antidepresan tedavinin, iyilik halinin devamını sağladığını ve rekürrensi önlediğini göstermiştir.

Antidepresan İlaçlar Tricyclic Antidepresanlar (TCA) Monoamine Oxidase Inh. (MAO) Selective Serotonin Reuptake Inhibitors (SSRI) Serotonin and Norepinephrine Reuptake Inhibitors (SNRI)

Tedavi etkin süre ve dozda planlanmalı Tedavi ilk atakta en az 6 ay, 2. atakta 2 yıl sürmeli İlaçlar düşük dozlarda başlanarak basamaklı olarak artırılmalı ve azaltarak sonlandırılmalı İstenen esas etki geç başlar (3 hafta) Daha önceden kullanarak yararlandığı ilaç ilk tercih olmalı

Antidepresanların tedavide birbirlerine belirgin üstünlüğü yok. Gebeliğin ilk 3 ayında tek seçenek Elektro Konvulsif Tedavi(EKT). Antidepresan tedavi sırasında alkol alınmamalı İlaç tedavisini hastaya açıklamak, beyinde azalmış olan bir maddeyi ilaç olarak verdiğimizi anlatmak ilaç uyumunu artırır.

EKT Elektrokonvülslf Tedavi (EKT) belli psikiyatrik rahatsızlıklar İçin güvenli ve etkili bir tıbbi tedavidir. EKT tedavisine aynı zamanda “beyine elektrik uyarımı”, “elektroşok tedavisi” veya “şok tedavisi” de denilmektedir. Hastanın alnına yerleştirilen iki elektrottan birkaç saniye süre ile elektrik akımı verilir. Bu akım ile beyinde ritmik bir elektrik aktivitesi oluşur ve beyin kimyasalları salınır. İşlem yaklaşık 5 dakika sürer, işlemin bitmesi sonrasında tedavi ekibi yaklaşık dakika süreyle hastanın tamamen uyanması sırasında yanında bulunurlar.