AMELİYAT SONRASI HASTA BAKIMI BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ ZONGULDAK SAĞLIK YÜKSEKOKULU HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ CERRAHİ HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ ANABİLİM DALI
Postoperatif Dönem Anestezinin bitimi ile hastanın tamamen iyileşip hastaneden çıkabilecek hale geldiği an arasında geçen süre ameliyat sonrası “postoperatif dönem” olarak adlandırılır.
Ameliyat Sonrasındaki Hemşirelik Bakımının Temeli Fizyolojik dengeyi yeniden sağlama Ağrıyı giderme Komplikasyonları önleme Hastaya kendi bakımının öğretilmesi Dikkatli değerlendirme ve hızlı müdahale hastanın optimal fonksiyonuna mümkün olduğu kadar rahat, hızlı ve güvenli dönmesini sağlar.
AMELİYAT SONRASI BAKIM; AYILMA ÜNİTESİNDE BAKIM KLİNİKTE BAKIM
AYILMA ÜNİTESİNDE BAKIM Ayılma ünitesi cerrahi işlem sonrası bireylerin yaşam bulguları stabil duruma dönünceye kadar daha yakın takip edilebilmeleri amacı ile deneyimli hemşire, anestezist, ileri derecede hemodinamik ve pulmoner izlem ve müdahalenin yapılabildiği, donanımlı araç, gereç ve tıbbi malzemenin bulunduğu ameliyathane içerisinde özel bir bölümdür.
Ayılma Ünitesinde Bakım Ameliyatı tamamlanan hasta, anestezist ve cerrahla birlikte ayılma ünitesine gelir. Hasta ayılma ünitesinde bir yatağa alınır ya da sedyede kalır. Sedye ve yatağın kenarları kaldırılmalıdır. Bilinci kapalı ya da yarı açık olan hastanın başı yana çevrilmeli ve mandibula, köşelerinden tutularak öne kaldırılır.
Ayılma Ünitesinde Bakım Bu hareket dili ileriye doğru getirir. Farenks aspire edilir ve orofarenkse bir airway yerleştirilir. Birinci derecede önemli olan havayolları açıklığı sağlanmış olur. Sırt üstü yatmasını gerektiren bir durum yoksa, hastaya genellikle lateral sims pozisyonu verilir. Böylece dilin geri kayıp solunum yolunu kapaması ve hastanın kusmuk ve mukusu aspire etmesi önlenir.
Ayılma Ünitesinde Bakım Hastanın genel durumunu değerlendirmek için, yaşam bulguları ve solunum stabil olana kadar 15 dk bir kontrol edilir.
Ayılma Ünitesinde Bakım Yapay hava yolu, hastanın bilinci yerine gelince çıkarılır. Solunum hızı, derinliği, gözlenir gerekirse oksijen tedavisine başlanır. Hastada siyanoz bulgusu ve stridor var ise tekrar entübasyonu gerekebilir. Bu durum, hastanın servisteki normal yatağına değil, yoğun bakım ünitesine gitmesi gerektiğini gösterir ve endotrekeal tüp yoluyla ventilasyona destek sağlanır.
Ayılma Ünitesinde Bakım Hemşire, Yaşam bulgularını bilinç durumunu cilt rengini IV sıvılarını drenlerini ve pansumanlarını kontrol eder.
Ayılma Ünitesinde Bakım Ayılma odası hemşiresi hastanın dren torbalarına ve pansuman malzemesine gelen drenaj materyalinin miktarını, idrar sondası varsa idrar çıkışını düzenli bir şekilde kaydeder. Hemşire, daha önce verilen ilaçların saatini ve dozlarını göz önünde tutarak hastaya analjezik ve antiemetik ilaçlar verilebilir.
Ayılma Ünitesinde Bakım - Hastanın ayılma ünitesine alındığı saat - Hastanın bilinç düzeyi; Hasta ışık ya da dokunma gibi uyarılara yanıt veriyor mu? hasta ismine ya da belirli emirlere tepki veriyor mu? Hasta yaşam bulguları stabil oluncaya kadar 15 dakikada bir ölçülür. Kurum politikasına göre farlılık göstermekle birlikte, beden ısısı 2 ya da 4 saatte bir ölçülür.
Ayılma Ünitesinde Bakım Cilt rengi ve nemi; soğuk, soluk ve nemli bir cilt şok belirtisi olabilir. Hastanın tırnakları ve dudakları da solukluk ve siyanoz yönünden kontrol edilir. - Pansumanlara bakılır, ıslak mı, kanama var mı kontrol edilir. - IV sıvılar; sıvının cinsi miktarı ve gidiş hızı kontrol edilir ve reaksiyon belirtileri izlenir. - Üretral kateter varsa, klemp açılır, idrar miktarı kayıt edilir ve idrar rengi kontrol edilir.
Ayılma Ünitesinde Bakım Ameliyattan sonra hastanede kalmayacak hastalar yani günübirlik cerrahi hastaları, anestezinin etkisi geçtikten sonra taburcu edilir. Bir süre bekleme odasında da dinlendirilir. Ameliyat sonrasına ilişkin bilgiler verilir ve problem gelişirse nereden ve nasıl yardım alacağı açıklanır.
HASTANIN AYILMA ÜNİTESİNDEN, SERVİSE GÖNDERİLME KRİTERLERİ 1- Genel anestezinin etkisinin tamamen geçmiş olması gerekir. 2- Yaşam bulguları (stabil) düzenli olmalıdır. 3- Vücudun herhangi bir yerinden aşırı miktarda drenaj olmamalıdır. 4- Hastanın bilinci açılmış olmalıdır. 5-Hastada üretral kateter varsa, idrar miktarının normal olup olmadığı değerlendirilmelidir (Erişkin bireyde saatte en az 30 ml olmalıdır).
Postoperatif Hemşirelik Bakım Hedefleri Homeostazisi yeniden düzenlemek ve komplikasyonları önlemek Hava yolu açıklığını sağlamak Yeterli kardiyak fonksiyon ve doku perfüzyonu sağlamak Yeterli sıvı- elektrolit dengesi ve renal fonksiyon Rahatı ve dinlenmeyi sağlamak Yeterli beslenmeyi ve boşaltımı sağlamak Yara iyileşmesini sağlamak Yeterli aktiviteyi sağlamak ve sürdürmek Yeterli emosyonel desteği ve sürdürmek, pozitif beden imajını desteklemek Taburculuğu planlamak
HEDEF 1: HOMEOSTAZİSİ YENİDEN DÜZENLEMEK VE KOMPLİKASYONLARI ÖNLEMEK Ameliyat sonrası komplikasyon, cerrahi işlemi izleyen ilk 30 gün içinde istenmeyen durumların meydana gelmesidir.
POSTOPERATİF KOMPLİKASYONLAR POSTOPERATİF ŞOK Kanamaya (hipovolemik şok), sepsis’e (septik şok), kardiyak arrest veya MI’a (kardiyojenik şok), ilaç alerjisine (anaflaktik şok), transfüzyon reaksiyonlarına, pulmoner emboliye, renal yetmezliğe bağlı gelişebilir. Şok, yetersiz hücre oksijenasyonu olarak tanımlanır ve vücudun kendi metabolik atıklarını uzaklaştıramaması durumudur. Belirtileri; Solukluk, soğuk nemli cilt, takipne, dudak, dil ve dişlerde siyanoz, hızlı, ipliksi, yüzeyel nabız, nabız dolgunluğunda düşme, kan basıncında düşme ve konsantre idrardır.
HİPOTANSİYON Kan kaybı, Hipoventilasyon, Hareket değişiklikleri, Extremitelerde kanın göllenmesi, İlaçların ve anestetik maddelerin yan etkileri gibi nedenlerle kan volumunün ve plazmasının kaybı nedniyle olur.
KANAMA Kanama ölüm ile sonuçlanabilecek ciddi bir cerrahi komplikasyondur. Cerrahi işlemden hemen sonra ya da izleyen sürelerde ani ve hızlı olarak gelişebilecek bir komplikasyondur. Mevcut tıbbi durumunda kanaması olan, antikoagülan kullanan, anemi öyküsü olan, pıhtılaşma sorunu olanlar ve yaşlı hastalar riskli bireylerdir. Kanama Belirtileri; Hipotansiyon, idrarda azalma, taşikardi, soğuk nemli cilt, takipne, bilinç değişimidir. Tedavi: Plazma miktarını arttırmak, albümin miktarını arttırmak ve alınan sıvı miktarını arttırmaktır.
HİPERTANSİYON Ameliyat sonrası dönemde hipoksi, ağrı ve mesane distansiyonu sonucu sempatik sinir sisteminin uyarılmasına bağlı olarak sekonder olarak gelişebilen bir komplikasyondur.
HEDEF 2: HAVA YOLU AÇIKLIĞINI SAĞLAMAK VE SOLUNUM FONKSİYONLARINI SÜRDÜRMEK Hastanın solunum fonksiyonunun yeterli olabilmesi, ameliyat sırasında ve sonrasında solunum yollarının açık ve temiz olmasına bağlıdır.
Solunum Fonksiyonunun Yetersizliği - Huzursuzluk; hasta rahatsızdır, yatak içinde oturmaya çalışır (erken belirti) - Hızlı, ipliksi nabız (erken belirti) - Hava açlığı (solunum hızlı ve yüzeyeldir) - Bulantı - Endişe ve şaşkınlık - Siyanoz (geç belirti) - Horlama (Dil solunum yolunu kapadığı için) - Wheezing (ıslık sesi) - Larengeal stridor (Nefes alırken duyulan kaba, yüksek perdeden ses)
Solunum obstrüksiyonu ve hipoventilasyon tedavi edilmezse Atelektazi: akciğerin bir kısmının kollebe olması ve pnömoni gelişebilir.
Solunum Fonksiyonunun Sürdürülmesi Hareket, öksürme ve derin solunum egzersizleri içeren ameliyat öncesi eğitimin verilmesi Postoperatif dönemde hastanın egzersizleri yapması için desteklenmesi Egzersizler sırasında yara yerinin desteklenerek ağrı ve rüptür olasılığının azaltılması Solunum yolu sekresyonlarının renk ve yoğunluk yönünden izlenmesi Yeterli hidrasyonun sağlanması Erken dönemde mobilizasyonun sağlanması Solunum ve öksürüğü baskılayan narkotik kullanımını sınırlanması Sigara kullanımının önlenmesi Solunum sistemi enfeksiyonlarının izlenmesi
HEDEF 3: YETERLİ KARDİYAK FONKSİYONUN SÜRDÜRÜLMESİNİ SAĞLAMAK Kardiyovasküler fonksiyonların yeterli olması, doku perfüzyonununda yeterliliğini gösterir. Kardiyak atım ve doku perfüzyonunun yeterli olup olmadığını belirlemek için hastanın kan basıncı, nabız ve solunumu değerlendirilmelidir.
Kan basıncında anormal bulgular Sistolik basıncın normalden 20 mm Hg düşüş göstermesi Sistolik basıncın 80 mm Hg’nın altında olması Kan basıncının her ölçümde 5-10 mm Hg’lık düşüş göstermesidir.
Hipotansiyon Nedenleri Yüksek dozda premedikasyon Kas gevşeticiler Spinal anestezi Ani pozisyon değişikliği Kan kaybı ve Kötü ventilasyon olabilir.
Nabız Nabız sayısının anestezi öncesi değerinden biraz fazla olması normal kabul edilir. En sık taşikardi görülmesiyle birlikte bradikardi ve sıçrayıcı, düzensiz nabız da görülebilir.
KVS’den kaynaklanan solunum sorunları Hızlı ve zor solunum (anoksi, şok ve oksijen azlığı nedeniyle) Yüzeyel solunum (derin anestezi, solunum sistemi depresyonu nedeniyle) İrregüler solunum (yüzeyel ve derin anestezi sonrası görülür ve solunum arrestinin habercisidir) Ayrıca postoperatif dönemde tromboflebit ve myokard infarktüsü de gelişebilir.
Tromboflebit Periferal venlerdeki trombüse bağlı gelişen dolaşım bozukluğudur. Cerrahi sırasında ven duvarlarına direkt basınca bağlı, dehidratasyon ve hemorajiye bağlı, dolaşım stazına ve koagülasyonda artmaya bağlı gelişebilir. En büyük tehlikesi ven duvarlarından kopan pıhtının hayati organlarda emboliye neden olmasıdır. Tromboflebitin gelişmesinin önlenmesi için postoperatif bacak egzersizlerin yapılması, elastik çorap giyilmesi, yeterli hidrasyonun sağlanması ve düşük doz heparin verilebilir.
Myokard İnfarktüsü Cerrahi sonrası ilk 72 saatte gelişir. Belirtileri; dispne, siyanoz, taşikardi ve aritmidir. Hastanın önceki kalp hastalıkları öyküsünün bilinmesi gerekmektedir. 70 yaş sonrası yakın izlem yapılmalıdır. Anestezinin ağrıları baskılama etkisi unutulmamalıdır.
HEDEF 4: YETERLİ SIVI ELEKTROLİT DENGESİNİ VE RENAL FONKSİYONLARI SÜRDÜRMEK Sıvı elektrolit dengesizliği; metabolik yıkım ürünlerinin birikmesine, nörolojik ve kardiyak sorunların gelişmesine neden olur.
Sıvı elektrolit dengesi Ameliyat sonrası uygulanan sıvı ve elektrolitler; yeterli kan volümünü, yeterli kardiyak atımı, yeterli idrar çıkarılmasını sağlamayı amaçlar. Burada önemli nokta, konjestif kalp yetmezliği ve pulmoner ödemle sonuçlanabilen aşırı sıvı yüklenmesini önlemektir.
Sıvı elektrolit eksikliği nedenleri Ameliyat öncesi dönemde var olan eksikliklerin yerine konmasındaki yetersizlik Ameliyat sonrası gereksinimlerin karşılanmasında yetersizlik, Terleme, Yara drenajı, Diyare ve kusma ile aşırı kayıplardır.
Sıvı elektrolit dengesinin sürdürülmesi Aldığı çıkardığı sıvıların doğru ölçümü ve kaydı, Sıvı elektrolit dengesizliği belirti ve bulgularını izleme Laboratuvar bulgularını değerlendirme, hekimi bilgilendirme, Sıvıların uygun hızda ve zamanında uygulanması
Sıvı elektrolit dengesinin sürdürülmesi -Yerleştirilmiş olan drenlerin çalışması, drenaj miktarının ölçümü ve kaydı, -Drenlerden gelen miktarın günlük bazal gereksinime eklenmesi, -Derin soluk alma ve öksürme egzersizlerini yaptırma, - Bağırsak sesleri başladığında hastaya uygun beslenmeye geçmek.
Sıvı elektrolit dengesinin sürdürülmesi Ameliyattan sonra hastanın yeterli miktarda sıvı alması renal fonksiyonun gelişmesine yardımcı olur. Hastaya sıvı verilmeden önce doktor istemine bakılarak sıvı kısıtlaması olup olmadığına öğrenilmelidir. Ameliyat sonrası erken dönemde ADH ve aldesteron miktarının artmasına bağlı olarak vücutta Na ve su tutulacağından sıvılar dikkatli verilmelidir.
Sıvı elektrolit dengesinin sürdürülmesi Ameliyattan sonra 48 saat hastanın aldığı çıkardığı sıvı takibi yapılmalıdır. Çok küçük ameliyatlar hariç, diğer tüm ameliyatlarda çıkarılan idrar miktarı ölçülmesi gereklidir. Venöz yolu açık bulunan hastaların hepsinin çıkardıkları idrar miktarının ölçümü zorunludur.
Sıvı elektrolit dengesinin sürdürülmesi Ameliyat sonrası genellik 6-8 saatte idrara çıkarılır. İdrarın yapılması özellikle batın ve jinekolji ameliyatı uygulanan hastalarda önemlidir.
Dinlenme ve uyku Normal insan vücudunda uykusuz kalmak bir takım problemlere neden olabilir. Ameliyat sonrası hastanın sağlığına kavuşmasında istirahatın önemli rolü vardır.
Dinlenme ve uyku Ameliyat geçirmiş bir hasta taburcu olduktan sonra bile uykusuzluğu zor tolere edebilir. Ameliyat sonrasında görülen ağrı, huzursuzluk, bulantı ve kusma gibi sorunların giderilmesine bağlıdır.
AĞRI Ameliyattan sonra ilk gece yara ağrısı özel bir problem oluşturur. Bu ilk 24 saatte oluşan ağrı; çekme, kesme, ameliyat işlemi, drenler, sıkı bandaj, uygun olmayan pozisyondan kaynaklanabilir.
AĞRI Ağrıya neden olacak bir sorun olup olmadığı kontrol edildikten sonra doktor istemine göre analjezik verilmelidir. Analjezik enjeksiyonundan sonra hasta hafif uykuya dalar. Fakat tekrar ağrı başlayınca uyanır. Ameliyatı takip eden ilk gecenin problemlerini gidermenin en iyi yolu, küçük dozlar kullanılarak analjeziklerin 3 saat ara ile verilmesidir.
AĞRI Ağrı giderici ilaçlar kan basıncının düşmesine ve solunum depresyonuna neden olabileceğinden hastanın kan basıncı ve solunumu kontrol edilmelidir. Sedatifler ile birlikte kullanılacak ise, sedatiflerin özellikle yaşlı hastalarda solunum depresyonuna sebep olabileceği nedeniyle hemşire bu konuda dikkatli olmalıdır.
Yeterli Beslenme ve Boşaltımın Sağlaması Ameliyattan sonra hastanın olabildiğince kısa sürede normal beslenmeye geçmesi uygundur. Normal beslenmeye geçme hastanın GİS ve psikolojik durumu üzerinde olumlu etki gösterir.
Yeterli Beslenme ve Boşaltımın Sağlaması Ameliyat nedeniyle gelişen negatif nitrojen dengesinin, kısa sürede düzeltilmesi içinde diyet önemlidir. Negatif nitrojen dengesi vücutta protein yıkımının artmasıdır. Ameliyat nedeniyle adrenal bezlerden fazla miktarda salınan glikokortikoid hormonların etkisiyle gelişir.
Yeterli Beslenme ve Boşaltımın Sağlaması Hastanın ameliyattan önce tanı testlerin için aç bırakılması ve ameliyattan sonra da 1-2 gün normal beslenememesi de negatif nitrojen dengesinin gelişmesinde rol oynar. Anabolik etki (vücutta proteinlerin yapımı) genellikle beslenme durumu normal olan hastalarda ameliyattan sonra 7. ve 10. Günlerde başlar. Bu nedenle hastanın yeterli ve dengeli beslenmesi önemlidir.
Yeterli Beslenme ve Boşaltımın Sağlaması Uygulanan cerrahi girişiminin yeri, türü, kapsamı, hastanın genel durumu ve cerrahın tercihi, oral alımın zamanını belirleme kriterdir. Nazogastrik tüp bulunması oral alımı engeller ve beslenme, sıvı gereksinimleri IV yola verilir. Bu yöntem uzun sürecek ise hekim önerisiyle parenteral beslenme uygulanır.
Yeterli Beslenme ve Boşaltımın Sağlaması Barsak seslerinin duyulması, gaz sancılarının hasta tarafından hissedilmesi, barsak aktivitesinin geriye dönüşünün habercisidir. Mide ve bağırsağın ameliyat esnasında yoğun şekilde ellenmesi, çok sayıda anastomoz ve periton boşluğundaki kan ve eksuda artığının temizlenmesini gerektiren uzun süreli ameliyatlar fizyolojik ileus süresini uzatır.
Yeterli Beslenme ve Boşaltımın Sağlaması Genellikle ameliyatlardan sonraki ilk 24-36 saatlik dönemde hastaların bulantısı vardır. Bu dönemde limonlu çay, asitsiz meyve suları, çorba içebilirler. Ameliyattan 36 saat sonra hasta az posalı ya da normal diyet alabilir.
Bulantı-Kusma Genel anestetik ilaçların kullanımlarına bağlı bulantı hissi duyulabilir. Son yıllarda geliştirilen modern anestetik ilaçlar ve teknikler ameliyat sonrasındaki kusma oranında azalmaya neden olmuştur. Cerrahi işlem süresince uygulanan birçok ilaç bulantı ve kusmaya neden olabilir.
Yara iyileşmesini etkileyen faktörler; insizyonun lokalizasyonu, cerrahi dikişin şekli, beslenme durumu, geçmiş hastalık öyküsü, enfeksiyonun varlığı ve drenlerin varlığıdır.
Yara yeri enfeksiyonlarında predispozan faktörler Obesite Düşük direnç Yaş Uzun ve komplike operasyonlar İlaç kullanımı Ek hastalıkların varlığı Yetersiz aseptik teknik Ameliyat öncesi organ rüptürü veya sepsis
YARA İYİLEŞMESİ KOMPLİKASYONLARI Yara Yeri Enfeksiyonu: Yarada enfeksiyon 4-10. günlerde ortaya çıkar. Ateş, yara yerinde hassasiyet, ağrı kızarıklık, şişlik gibi yerel taşikardi, ve genel durumun bozulması gibi sistemik belirtiler görülür. Cerahat birikiminin drenajı şarttır. Kültür ve antibiyogram yapılır. Yara ayrılması, ateş ve septisemi gibi problemlere yol açtığından ameliyat sonrası morbidite ve mortaliteyi en çok etkileyen komplikasyondur.
Yara Açılması ve Eviserasyon: tabakalar halinde kapatılan ameliyat yarasının kısmen veya tamamen ayrılması durumudur. Organların dışarı çıkmasına “eviserasyon” bunun karında olmasına “evantrasyon” denir. Genelde 5-8. günlerde görülür. İlk belirti dikişler arasından kanlı bir sıvının gelmesidir. Bazen birden bire de olabilir. Hasta öksürme veya öğürme ile bir patlama hissi tarif eder. Eviserasyon gelişen hastaların yarası ıslak bir kompresle örtülür, hemen ameliyata alınır. Organlar yıkanıp yerine yerleştirildikten sonra çelik tel ya da kalın naylon sütürlarla yeniden kapatılır.
eviserasyonda hemşirelik bakımı Öncelikle sakin olmalı ve hastaya en kısa zamanda hekimin geleceğini söylemeli. Yardım istemeli ve cerraha durumu bildirmeli. Kendisi hastanın yanından ayrılmamalı. Yara yerinden çıkan bağırsakların üstünü, steril serum fizyolojikle ısılatılmış, steril kompreslerle örtmeli ve kompresleri sık sık serum fizyolojikle ıslatmalı. Hastaya Semi-Fowler pozisyonu vermeli. Hastanın yaşam bulgularını ölçmeli. IV sıvı malzemelerini, gastrik tüp ve sakşını hazır bulundurmalı. Hastayı ameliyat için hazırlamalı.
Pansumanlar Yaralar başlangıçta, saydam, emici yapışkan pansuman malzemesiyle kapatılmalıdır. Islanmış pansuman örtüleri steril olmayıp değiştirilmelidir. Bunlar dirençli enfeksiyonlar için verimli bir ortam oluştururlar.
Yara Bakımı Yara iyileşmesini sağlamaya yönelik bakım; yaranın sürekli izlenmesini ve uygun yara bakımını kapsar. Pansumanlar değiştirilirken aseptik ilkelere uyulmalı, drenin yerinden çıkmamasına özen gösterilmelidir. Bazı durumlarda hastaya birden fazla dren yerleştirilmiş olabilir. Drenlerin yerleştiriliş amaçları ve yerleştirildikleri yer bilinmelidir.
Drenler Drenler genellikle ameliyat için yapılan insizyondan farklı bir insizyonla yerleştirilir. Böylece ameliyat insizyonunun uygun bir şekilde iyileşmesi sağlanır. Drenajın fazla olduğu yaralarda sıvı birikimi olabileceği düşünülen yaralara dren konur. Böylece biriken sıvıların dışarı alınması yoluyla, etraf dokuların basınçla zarar görmesi engellenir. Safra, cerahat, pankreas sıvıları, gastrik sıvılar ve idrarın birikimi, dokularda irritasyon ve nekroz meydana getirebilir.
Pansumanlar Pansuman örtülerinin değişme sıklığı, açık dren tüplerinin bulunup bulunmamasına ve drenaj miktarına bağlıdır. Drenler sürekli izlenmeli, drenajın rengine, görünümüne dikkat edilmelidir. Drenaj miktarı belirli aralıklarla en az 8 saatte bir ölçülmelidir. Ayrıca pansumanlar drenaj yönünden izlenmelidir. Pansumanlarda aşırı drenaj, yara etrafında kızarıklık ve hastanın ateşinin olması enfeksiyon belirtileridir. Bu belirtiler varsa hekime bildirilir.
Mobilizasyon Uzun süre immobilize olan hastalarda; güçsüzlük, solunum problemleri, dolaşım problemleri, osteoporoz, üriner retansiyon ve üriner sistem taşları, negatif nitrojen dengesi gelişir.
Mobilizasyon İlk birkaç gün içinde, yara ağrısı azalıncaya ve rahat hareket edene kadar, hastanın yatak içindeki pozisyonu ameliyatın şekline göre olmalıdır. Basınç altında kalan bölgelere özen gösterilmelidir. Hastalar derin solunum, öksürme egzersizleri, yatak içinde dönme ve ekstremite egzersizleri için desteklenmelidir
Mobilizasyon Hasta hareket etmek için, çok isteksiz davranabilir ve onu oturtmak için genellikle iki hemşireye ihtiyaç vardır. Sağlam bir ipin yatağın ayakucunda bir parmaklığa bağlı bulunması hastaya büyük destek sağlar. Fıtık ameliyatları sonrasında (birçok ameliyat içinde artık geçerli) hasta ameliyatın arkasından ayağa kalkabilir.
EMOSYONEL DESTEK Cerrahi işlemin bireylerin beden imajını değiştirdiği ve kayıp – değişim riski ile karşı karşıya bıraktığı unutulmamalıdır.
EMOSYONEL DESTEK Hastaların psikolojik ihtiyacı, uygulanan ameliyat çeşidine bağlı olduğu kadar, hastanın sosyal yapısına da bağlıdır. Hastaların endişeli olmaları normal kabul edilebilir; ancak onların anksiyete ve korkularını yatıştırmak zordur.
EMOSYONEL DESTEK Sıkıcı hastane ortamından kurtulacağını bilmesi iyileşme dönemini olumlu yönde etkileyecektir. Fakat hastanın kendisini saran korkudan kurtulması zor olabilir
EMOSYONEL DESTEK Hastanın empati ve ilgi görmesine büyük gereksinimi olup ameliyattan sonra depresyon duygularının sık görüldüğü kendisine açıklanmalıdır, Bu durumun geçmesi için birkaç gün gerektiği ancak taburcu oluncaya kadar düzeleceği ve şayet semptomlar devam ederse her türlü yardımın mümkün olduğu anlatılmalıdır.
HEDEF 10: TABURCULUĞUN PLANLANMASI Hastanın taburcu edilmesinde; Kendi kendine bakım Yapılması gereken aktiviteler Uygulanacak diyet ve aktiviteler Oluşabilecek komplikasyonlar Kontroller hakkında bilgi verilmeli ve gerekli hazırlık yapılmalıdır.