Avrupa Birliğinin Kuruluş Amacı
Avrupa Birliği'nin (AB) kurulma amacı genel olarak hızlı bir ekonomik kalkınma ile savaşın yıkıcı etkilerinden kurtulma isteğidir. Avrupa Birliği'nin kuruluşundaki temel ekonomik neden ise Marshall yardımı vesilesiyle Avrupa'ya akan ABD sermayesinin kendilerini ABD'ye bağımlı kılacağını düşünen bazı zayıf Batı Avrupa ülkelerinin Avrupa kaynaklı yeni bir özelsermaye piyasası oluşturmak istemeleridir. Bunun için de Avrupa ülkelerininekonomik potansiyellerinin birleştirilmesi ve bu bağlamda ekonomik, açıdangüçlü bir Avrupa Pazarı oluşturulması planlanmıştır. Böyle bir bütünleşme ilepazarın genişleyeceği ve buna paralel olarak da sermaye ile teknolojinin hızlı bir büyüme ve gelişim içerisine gireceği düşünülmüştür!
Avrupa Birliği Ve Türkiye İlişkileri
Özet Türkiye`nin 1964 yılında Avrupa Ekonomil Topluluğuyla ortaklık anlaşması imzalamasıyla başlayan ilişkiler Türkiye`nin 1987 yılında tam üyeliğe başvurmasıyla ivme kazandı.1999 yılında AB üyeleri tarafından aday olarak kabul edilen Türkiye 2005 yılında tam üyelik müzakerelerine başladı.
Avrupa Komisyonu 1989 yılında, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) tam üyelik için ehil bir ülke olduğu, ancak o aşamada tam üyelik müzakerelerine başlanması için vaktin erken olduğunu beyan etmiştir. Komisyonun bu görüşü, 1990 yılında Avrupa Topluluğu Konseyi tarafından da onaylanmıştır. NOT 1970'li yıllarda Türkiye'nin Toplulukla ilişkilerinde ekonomik ve siyasi nedenlerden dolayı bir duraklama olmuştur. Ancak 1983 yılından sonra, süreç yeniden işlemeye başlamış ve 14 Nisan 1987'de Türkiye'nin tam üyelik başvurusuyla canlılık kazanmıştır.
6 Mart 1995'te Türkiye-AB Ortaklık Konseyi, Türkiye ile AB arasında 1 Ocak 1996'dan itibaren geçerli olacak Gümrük Birliği'ni sonuçlandırmıştır. Avrupa Birliği Parlamentosu tarafından da onaylanan Gümrük Birliği, planlanan şekilde yürürlüğe girmiştir. Türkiye, AB ülkelerine yönelik olarak, Gümrük Birliği'ne konu olan ürünlerde gümrük vergilerini kaldırmış ve üçüncü ülkelere karşı ortak gümrük tarifesi uygulamaya başlamıştır.
Komisyon diğer adaylara olduğu gibi Türkiye için de Katılım Ortaklığı Belgesi’ni 8 Mart 2001’de yayınlamış, Türk Hükümeti'nin AB Müktesebatı’nın üstlenilmesine ilişkin Ulusal Programı 19 Mart 2001'de kabul etmiştir. Türkiye AB’nin geleceğine ilişkin olarak Dışişleri Bakanları düzeyindegerçekleşen toplantılara davet edilmiş, ayrıca diğer adaylarla birlikte 16 Haziran 2001’de Göteborg Zirvesi’ne katılmıştır. ÖNEMLİ Aralık 1999 tarihlerinde Helsinki'de yapılan AB Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nde ise Türkiye, AB'ye aday ülke olarak kabul edilmiş, diğer aday ülkeler ile eşit konumda olacağı açık ve kesin bir dille ifade edilmiştir.
Türkiye, diğer adaylarla birlikte, terör konularının ağırlıklı olarak ele alındığı Gent Zirvesi'ne de katılmış, Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in, Avrupa Konferansı- İKÖ Zirvesi yapılması yolundaki önerisi burada genel kabul görmüştür. Türkiye, 15 Aralık 2001’de toplanan Leaken Zirvesi'ne diğer aday ülkelerle birlikte katılmış, bu zirvede ilk kez Türkiye ile üyelik müzakerelerinin başlatılmasına yaklaşıldığı mesajı verilmiştir. Yine Laeken Zirvesi’nde Türkiye’nin diğer adaylarla eşit bir biçimde Avrupa’nın geleceğine ilişkin Konvansiyon çalışmalarına katılması için karar alınmıştır.
2001 yılının verimli bir şekilde sonuçlanmasında, başta Anayasa değişiklikleri olmak üzere, hukuki ve ekonomik alanlarda gerçekleştirilen reformlar ile müktesebat uyumu konusunda sağlanan ilerlemeler önemli rol oynamıştır. 26 Haziran 2001 tarihinde 40. Ortaklık Konseyi, Lüksemburg’da toplanmıştır. Helsinki Zirvesi sonrasında gerçekleştirilen bu ikinci Ortaklık Konseyi toplantısında, Türkiye’nin AB’ye katılım- öncesi stratejisi çerçevesinde kaydedilen gelişmeler değerlendirilmiştir.
Avrupa Birliği Türkiye İlişkileri Kronolojisi
Temmuz'da Yunanistan'ın Avrupa Ekonomik Topluluğu'na (AET- bugünkü adıyla Avrupa Birliği) başvurusu ardından Batı'daki etkinliğini kaybetme kaygısıyla Türkiye de 31 Temmuz'da AET'ye başvurmuştur. 11 Eylül tarihinde AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina'nın ortaklık başvurularını kabul etti Eylül tarihlerinde Türkiye ilk hazırlık görüşmelerine başladı.
1963 Hazırlık görüşmelerinin dört yıl sonra sona ermesi ardından Ankara Antlaşması imzalanmıştır. 1 Aralık 1964'te yürürlüğe giren bu anlaşma, Türkiye'nin tam üyelik için gerekli programını içermekteydi.
Ekim'de ilk Gümrük İşbirliği Komitesi toplantısı yapılmıştır. Kasım ayında Katma Protokol metinleri kabul edilmiş, 23 Kasımda Katma Protokol Brüksel'de imzalanarak Türkiye - AET müzakereleri başlamıştır.
Ocak'ta Katma Protokol yürürlüğe girdi. Birinci gümrük indirimi ve konsolide liberasyon listesi uyumu yapıldı. Üzerinde anlaşmaya varılan model zayıf ekonominin giderek uyumunu sağlayacak tarzdadır. 22 yıllık bir takvim çerçevesinde Gümrük Birliği'ni gerçekleştirme ve ekonomik açıdan AB'ye hazırlanması yükümlülüğü getirilmiştir. 21 Mayıs'ta Türkiye - AET genişleme görüşmeleri mutabakat ile sonuçlandı. 30 Haziran'ta I. Genişleme Anlaşması (Tamamlayacı Protokol) Ankara'da imzalandı.
Ocak'ta tamamlayıcı protokol ile ilgili geçici anlaşma yürürlüğe kondu Ocak'ta Türkiye Katma Protokolden kaynaklanan yükümlüğünü yerine getirerek, ikinci gümrük indirimi ve konsolide liberasyon listesi uyumunu gerçekleştirdi.
Temmuz'da Topluluk tarafından Türkiye'ye tanınan yeni tarım tavizleri yürürlüğe kondu Ekim'de Türkiye, dördüncü beş yıllık plan süresince yükümlülüklerinin dondurulması ve aynı dönem için yaklaşık 8 milyar dolarlık yardım yapılması talebinde bulundu.
Ocak'da Avrupa Topluluğu, siyasi nedenlerden dolayı Türkiye ile ilişkilerini dondurma kararı aldı Eylül'de Türkiye-AET Ortaklık Konseyi toplandı. Böylece 12 Eylül 1980 tarihinden itibaren dondurulmuş bulunan Türkiye-AET ilişkilerinin canlandırılması süreci başladı.
Nisan'da 40 yıllık AB koşusunda önemli bir adım daha atarak tam üyelik için resmen başvurdu. 27 Nisan'da Türkiye'nin tam üyelik talebi Topluluk Bakanlar Konseyi tarafından incelenmek üzere Komisyona havale edildi Kasım'da Türkiye-AET arasındaki ticari ve iktisadi sorunların ele alınması amacıyla oluşturulan Komite, birinci toplantısını gerçekleştirdi.
Aralık 1989'da tam üyelik başvurusunu değerlendirmeye alan Avrupa Komisyonu, hem ekonomik hem de siyasi nedenlere dayanarak "Türkiye ile derhal katılım müzakerelerini başlatmanın yararlı olmayacağı" sonucuna vardı Haziran'da Topluluklar Komisyonu, Türkiye ile her alanda işbirliğinin başlatılması ve hızlandırılması konusundaki önlemleri içeren bir "İşbirliği Paketi" hazırlayarak Konseyin oluruna sundu
Eylül : Ortaklık Konseyi 1986 yılından sonra ilk kez toplandı Ocak'da Türkiye-AT arasında bir Teknik İşbirliği Programı imzalandı. 3 Aralık'ta Türkiye-AT ilişkilerinin yürütülmesinde ortaya çıkan ticaret ve gümrüklerle ilgili teknik sorunların çözümü için kurulmuş olan ve 12 Kasım 1982'den beri toplanamayan Gümrük İşbirliği Komitesi, 10. Dönem toplantısını gerçekleştirdi.
Mart'ta Türkiye ile AB Ortaklık Konseyi'nin yaptığı toplantıda gümrük birliğinin son aşamasına geçilmesine ve mali işbirliğinin yeniden başlatılmasına karar verildi. 21 Aralık'ta AB ile Türkiye arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması parafe edildi.
Ocak'ta Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği yürürlüğe girdi. 15 Temmuz'da Genel İşler Konseyi, Türkiye dahil 12 Akdeniz ülkesi için MEDA programı yönetmeliğini kabul etti. Ancak Avrupa Parlamentosu 19 Eylül 1996'da alınan bir kararla Türkiye'deki projeler için MEDA programı çerçevesinde ayrılan tüm ödenekleri bloke etmesini istedi. Bu blokaja gerekçe olarak Türkiye'deki insan hakları durumu gösterildi.
Temmuz 1997'de AB Komisyonu'nun genişlemeye ilişkin stratejisine esas teşkil eden öneriler, "Gündem 2000" başlıklı bir raporla açıklandı. Gündem 2000 raporunun Türkiye'ye ilişkin bölümünde ise gümrük birliğinin tatminkar bir şekilde işlediği belirtilirken, siyasi konularda insan hakları ve Güneydoğu sorunu ile ilgili olarak bilinen görüşler tekrar edildi ve bu soruna siyasi çözüm bulunması gerektiği öne sürüldü Aralık 1997'deki Lüksemburg zirvesinin sonuç bildirisinde yer alan ifadelere Türkiye'nin tepkisi sert oldu. Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz, diğer başvuran ülkelere kıyasla Türkiye'ye ayrımcı bir muamele yapıldığını belirtti.
Şubat'ta Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki tarım ürünleri ticaretinde geçerli olan tercihli rejime ilişkin anlaşma imzalanmıştır. Anlaşma, 1 Ocak 1998 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe girmiştir Haziran 1998'deki Cardiff Zirvesi'nde, Türkiye'ye, Başkanlık bildirisinin genişlemeye ilişkin bölümünde yer verilirken, Cardiff'te ayrıca AB Komisyonu tarafından hazırlanan Türkiye için Avrupa Stratejisi onaylan Aralık 1998'teki Viyana Zirvesi'nde Türkiye'ye, genişlemeyle ilgili bölümde, tek bir paragrafta yer verildi. Kararda, Türkiye'yi tam üyeliğe hazırlayacak olan strateji teyit edilmekle birlikte, Türkiye'nin adaylık konumuna ilişkin ek bir gelişmeye yer verilmedi.
Haziran 1999'daki Köln Zirvesi'nde Almanya tarafından hazırlanan ve Türkiye'nin beklentilerini karşılayabilecek taslak metin, Fransa'nın desteğine rağmen, Yunanistan'ın ve diğer bazı üye ülkelerin olumsuz tutumları nedeniyle kabul edilmedi Aralık 1999'da Finlandiya'nın başkenti Helsinki'de düzenlenen AB zirvesiyle Türkiye'ye adaylık statüsü verildi,
Kasım'da, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği açısından kaderini çizecek Katılım Ortaklığı Belgesi açıklandı.
Furkan FİRAR Ali ŞİMŞEK Sedat KOZAN