POSTMODERN YAKLAŞIMLAR
TARİHÇESİ Sosyal yapısalcılara göre gerçeklik, büyük ölçüde insanların yaşadıkları koşulların bir işlevidir. Sosyal yapısallıkta danışman, uzman rolünü reddetmekte, bunun yerine işbirliğine dayalı bir duruş sergilemektedir. Dört temel varsayımı vardır Doğal karşılanan bilgiye eleştirisel bakar Dünyayı anlarken kullanılan dil, tarihsel ve kültürel olarak özeldir Tek, gerçek bir doğru yoktur Sosyal yapılar, farklılıklardan bir araya gelirler.
ÇÖZÜM ODAKLI KISA SÜRELİ TERAPİ Danışanlar, amaçları belirler, tanıya, geçmişe ve sorunun araştırılmasına çok az ilgi gösterirler. İnsanların sağlıklı yaşamlarını zenginleştirecek çözümler için yetenekli olduğuna inanan iyimser varsayım üzerine kurulmuştur. Danışman, soruna sabitlenmiş bir durumdan, yeni olasılıkların olduğu duruma geçişte insanlara yardımcı olan bir aracıdır.
Danışanların dikkatleri, sorunun yapısı içindeki istisnalara çekilir. İşe yarar olanı aramaya odaklanılır. Kendini daha iyi hissettiğin ve işlerin iyi gittiği zamanlardan konuşulur. Sorun odaklı düşünmek, işe yarar yollar bulmaktan alıkoyar. İstisnai durumların ortaya çıkardığı olumlu hava, sorunun çözümüne yönelik yeni imkanlar doğuracaktır.
Terapötik amaçlar Danışanların ne istediklerini belirlemek Danışanların yaptıkları şeyler arasından işe yarar olanları araştırmak ve onları bu yönde ilerlemeleri için cesaretlendirmek Yapılanlar işe yarar değilse, daha farklı bir şeyler yapmaya teşvik etmek Oturumları kısa tutmak
Danışma sürecinde diğer yaklaşımlardan farkı; 1.danışanlara sorunlarını tanımlayabilmeleri için fırsat verir. «size nasıl faydalı olabilirim» 2. sorunların çözüldüğünde yaşamında ne gibi değişiklikler olacak? (amaç belirleme) 3. sorunların olmadığı, bu sorunların etkisinin çok az olduğu dönemleri sorar. 4. Oranlama ölçeği kullanarak ne kadar yol kat edildiği değerlendirilir.
Çözüm odaklı danışmanlar olumlu sonuçlara yol açacak küçük, gerçekçi ve ulaşılabilecek değişimlere odaklanır. Amaca yönelik sorular sorarlar: Son görüşmemizden bu yana neler yaptın neler değişti? Değişim ve çözüm hakkında konuşulur. Bireyler yetenekleri ölçüsünde yapabileceklerini, sahip oldukları kaynakları, geçmişte yaptıkları işe yarar şeyleri konuştukları sürece danışmanın temel amacına uymuş olurlar.
Terapide danışmanın rolü Danışanların durumları, değişimi nasıl sağlayacakları konusunda yardımcı olmaktır. «buraya gelmeyi neden istiyorsunuz? «bu sizde ne gibi bir farklılık oluşturdu? «istediğiniz değişikliğin olduğuna dair işaretler neler olabilir?
De Shazer, danışmanlarla danışanlar arasında üç türlü ilişkinin kurulduğuna dikkat çekmiştir. 1. Müşteri: ortaklaşa olarak işe yarayacak çözümler bulunur 2. Şikayetçi: Danışan, çözümün bir başkasının eylemlerine bağlı olduğunu düşünür 3. Ziyaretçi: danışan ailesi veya öğretmeni tarafından danışmaya getirilmiştir. Sorunu olduğunu kabul etmez.
TERAPÖTİK TEKNİK VE İŞLEMLER İlk randevuyu aldıktan sonra ne gibi değişiklikler oldu, neler yaptınız? İstisnai sorularla, kaynakları kullanma fırsatı doğar, güç kazanımı oluşur, muhtemel çözümler belirlenir. Mucize sorular, gelecekteki olasılıkların önünü açacaktır. «eğer bir mucize olsaydı ve sorunun gece uyuduğunda çözülüverseydi, bu sorunun çözüldüğünü nasıl anlardın ve değişen ne olurdu?
Derecelendirme ölçekleri: nasıl başardı, ileri gitmek için neler yapılabilir? Danışanlara, oturumların sonunda dönüt verme: iltifatta bulunma, ev ödevi verme, Danışanlar tatmin edici bir çözümü yapılandırdıkları anda danışma sona erer.
ÖYKÜSEL TERAPİ Terapi, kişisel özerkliğin dış sorunların ürettikleri baskın kültürlerin baskılarından kurtulup yeniden inşa edilme sürecidir. Danışmanlar, danışanların anlattıkları hikayeleri dinlemeye özel bir ilgi göstererek, işbirliğine dayalı bir yaklaşım kurabilmeye önem vermektedirler. Alternatif yaşam hikayeleri oluşturabilmeleri için danışanlar desteklenir. Kendi dünyasında değişimi danışanın kendi sağlar.
Sorunun danışanı nasıl rahatsız ettiği, cesaretini nasıl kırdığı araştırılır. Olaylardan alternatif anlamlar çıkartılır ve danışandan bu anlamların yarattığı farklı bakış açılarından sorunu görmeye çalışması istenir. İstisnai durumlar araştırılır. Yeni bakış açısını destekleyecek geçmişe ait kanıtlar bulunur. Yeni öyküyü kavrayacak ve destekleyecek başka kişiler bulunur. Sosyal çevrede destek bulması çok önemlidir. Öyküsel terapinin genel amacı, danışanların yeni ve canlı bir dille deneyimlerini anlatmalarını sağlamaktır.
Sorunu ve o sorundan etkilenen kişiyi birbirinden ayırmayı amaçlayan sorular sorulur. Danışanların yeni yollar bulması için döngüsel sorular kullanılır Tanı koyma çabaları olmaz. Danışana iyimserlik aşılanır. Carl Rogers’ın temel danışma fikirleri benimsenir. Psikolojik danışman, danışanın deneyimini kavramaya çalışan bir konumdadır.
Öyküsel terapistler sorunun kişi olmadığına, sorunun sorun olduğuna inanırlar. Danışanların kendilerini sorun olarak görmeleri, sorunlarıyla etkili bir biçimde mücadele edecek yolları sınırlandırmış olurlar. Bir kişiyi alkolik olarak etiketlemek başka, alkolün tümünü etkilediğini söylemek başkadır. Sorunun bireyden ayrılması, umudu arttırır Öfkenizin amacı nedir? Öfkeye nasıl teslim oluyorsunuz?
Özel anlar araştırılır. Öfkenize teslim olabilecekken buna karşı koyduğunuz bir an oldu mu? Bu an sizin için nasıl bir şeydi? Bunu nasıl başardınız? Önemli sonuçlar kişinin hayatında alternatif alanlar yaratabilecek bir kapasiteye sahiptir. Alternatif hikayelerin geliştirilmesi çok etkili umudun doğmasına neden olur, bugün bundan sonraki yaşamın ilk günüdür. Danışan mektup yoluyla değişimleri kayıt altına alır. Yapılan çalışmalarda bir mektubun neredeyse üç oturumdan daha değerli olduğunu ortaya koymuştur.
STAN OLGUSUNDA POSTMODERN YAKLAŞIMLARIN UYGULANMASI Danışma süreci hakkında bilgi verilir, işbirliğine dayalı ve danışan merkezli Özel amaçlar saptanır İstisnai durumlar sorulur «kendinize saygı duyduğunuz anlarda her zamankinden farklı olan nedir? Standan sorunlarını kendisinin dışındaymış gibi düşünmesini ister
eğer bir mucize olsaydı ve sorunun gece uyuduğunda çözülü verseydi, bu sorunun çözüldüğünü nasıl anlardın ve değişen ne olurdu Bu sayede odak çözümlere çevrilir. Stanı sorunundan ayırabilmek için dışsallaştırıcı soru sorar (öyküsel teknik) «depresyon size ne zamandır üstünlük kuruyor, karşı durduğunuz ve onun kazanmasına izin vermediğiniz zamanlar oluyor mu?
Kendini yeterli görmesini sağlayacak geçmiş kanıtlar bulunur, «başarılı öğrenciliği, çocuklarla gönüllü çalışma yürütmesi» Stan 0 ila 10 arasında kendini değerlendirir. Danışman, öyküsel mektubunda Stan’a kararlılığı ve işbirliğinden dolayı tebrik eder, kendi yaşamında yaptığı değişiklikleri sürdürebilmesi için teşvik eder.
KATKILARI VE SINIRLILIKLARI Sosyal yapısalcılık, çok kültürlülüğe uygun düşmektedir. İyimser yaklaşım önemli, Kısa süreli olması Sorunlar değil, çözümler üzerine odaklanılır. Birkaç etkinliğe gereğinden fazla güvenilmesi eleştiri konusu olmuştur.
SON SÖZ Sosyal yapısalcı kuram anlayışına göre uzman olan danışman değil, danışanın kendisidir. Danışanı kapasitesi hakkında iyimser yaklaşım sergilenmektedir. Çözümler üzerine konuşulur,
Bütünleştirici yaklaşım, danışanın durumuna göre bazı tekniklerin birlikte ele alınıp bütünleştirilmesidir. Tek bir kuram insan davranışlarını açıklamada yeterli kalmamaktadır. Önümüzdeki yıllarda Psikoeğitsel,problem odaklı ve kısa danışmalar önemli yer almaya devam edecektir. Danışanların özel gereksinimlerine (kültür) duyarlı olmalıyız.
Maneviyatın ruh sağlığı için önemli olduğu, danışma uygulamasına dahil edilmesinin etkili olacağı önerilmektedir. Manevi yaşam, bireyin yaşama anlam vermesini ve yaşamak için amaç bulmasını sağlayan kuvvettir. Krizdeki bir çok danışan için manevi alan, herşeyin çöküntüye uğradığı bir dönemde önemli olan rahatlama kaynağı olabilir, ayakta kalmaları için temel bir güç kaynağı teşkil edebilir.