Zihinsel engellilerin sınıflandırılması
sınıflandırma Zeka geriliği gösteren çocuklar genellikle ağırlık derecelerine göre hafif, orta, ağır ve çok ağır şeklinde sınıflandırılmaktadırlar. Bu sınıflandırmada ZB ölçüt alınmaktadır.
Zeka bölümü=--------------- x 100 zeka yaşı Zeka bölümü=--------------- x 100 takvim yaşı
Örneğin takvim yaşı 10 yaşı olan bir çocuğun zeka yaşının 6 olduğunu varsayalım. Bu çocuğun zeka bölümü (6:10)x100 dür. yani 60’tır.
75-45------------- eğitilebilir 44-25-------------öğretilebilir 25-0---------------klinik bakıma muhtaç
Hafif derecede gerilik gösterenler Bu gruba giren çocuklar geleneksel olarak normal okulların özel sınıflarında eğitim görmektedirler. Günümüzde bu çocukların bir çoğu sınıf öğretmenlerine sağlanan danışmanlık hizmetleri ya da çocuğa sağlanan destek hizmetleri ile normal sınıflarda eğitim görmektedir.
Hafif derecede gerilik gösteren çocukların pek çoğu okula başlayana, hatta ileri sınıflara değin farkına varılamazlar. Çünkü kendilerinden beklenilene yanıt verirler.
Geleneksel olarak, zeka geriliği hafif derecede olan öğrencilerin öğretim programlarında, ilköğretim birinci kademede okuma, yazma ve aritmetik gibi temel akademik konulara, ikinci kademede ve orta öğretimde mesleki eğitim ve iş-çalışma programlarına ağırlık verilmektedir.
Günümüzde meslek eğitimi ve günlük yaşam becerilerinin öğretimi çalışmalarına ilköğretimin daha erken sınıflarında başlanmaktadır. Bu çocukların çoğu, altıncı sınıf düzeyine gelinceye değin temel akademik becerileri ve bağımsız ya da yarı bağımlı olarak yaşamlarını sürdürmeleri için gerekli olan iş becerilerini edinirler.
Yetişkinlik dönemine geldiklerinde mükemmel sosyal ve iletişim becerileri geliştirirler, okuldan ayrıldıklarında artık yetersiz olarak adlandırılmazlar.
Orta derecede gerilik gösterenler Orta derecede gerilik gösteren çoğu çocuk okul öncesi yıllardaki gelişimlerinde önemli derecede gerilik gösterir. Genellikle yaşları ilerledikçe zihinsel, sosyal ve motor gelişim alanlarında akranlarıyla aralarındaki mesafe daha da açılır.
Bu çocukların yaklaşık %30’unda Down Sendromu, yaklaşık %50’sinde beyin incinmesinin farklı türleri görülmektedir. Hafif derecede geriliği olanlarla karşılaştırıldıklarında bedensel yetersizlikler ve davranış problemleri daha yaygındır.
Orta derecede gerilik gösteren çocuklar okul yıllarında genellikle özel sınıflarda eğitim görürler. Bu sınıflarda günlük yaşam becerilerinin öğretimi için oldukça yapılandırılmış eğitim programları uygulanır.
Akademik çalışmalar genellikle işlevsel okuma becerilerini ve temel sayı kavramlarının öğretimi ile sınırlıdır. Geçmişte bu gruba giren çocuklar toplumdan uzak tutuluyor, yatılı kurumlara yerleştiriliyor, burada kendilerine oldukça sınırlı öğrenme yaşantıları sağlanıyor idi.
Günümüzde bu çocuklara yaşamlarını sürdürebilmeleri ve üretici olabilmeleri için bireysel düzeyde yardım ve danışmanlık hizmetleri sağlanmakta, bu yönde başarılı sonuçlar alınmaktadır.
Ağır ve çok ağır derecede gerilik gösterenler Bu gruba giren çocukların neredeyse tamamı doğumda ya da hemen sonrasında farkına varılırlar. Çocuğun merkezi sinir sisteminde ciddi hasar vardır. Bir çoğunun başka yetersizlikleri ve sağlık problemleri vardır.
Çoğu kez kişisel gereksinimlerini karşılamada yetersiz kalırlar, hareketleri sınırlıdır. Ya da bağımsız olarak harekette bulunamazlar. 24 saat bakıma gereksimin gösterirler.
Her ne kadar ağır ve çok ağır derecede gerilik gösteren çocukları birbirinden ayırmada ZB puanları esas alınmakla birlikte daha da önemli olan bulundukları işlev düzeyidir. Yakın bir zamana kadar ağır derecede gerilik gösteren bireylerin eğitimlerinde özbakım (tuvalet, giyinme, yeme ve içme vb) ve iletişim becerilerinin öğretimine ağırlık verilmekteydi.
Öğretim teknolojilerindeki en son gelişmeler bu gruba giren birçok bireyin, daha önce öğrenemeyeceği düşünülen birçok beceriyi öğrenebileceğini, toplumda yaşamlarını pekala sürdürebileceğini göstermektedir.
Yakın zamana kadar bu çocukların pek çoğu eğitim sisteminin dışında tutuluyordu. Günümüzde bu çocuklara geriliklerinin derecesine ya da tipine bakılmaksızın eğitim olanakları sağlanmaktadır.
Gereksinim duyulan yardımların yoğunluğuna göre sınıflandırma AAMR’nin 1992 yönergesinde zeka geriliği olan bireylerin duydukları yardımların yoğunluğunu temel alan yeni bir sınıflandırma sistemi önerilmiştir. Önerilen sınıflandırma sistemi, geleneksel sınıflandırma sisteminde olduğu gibi, zeka geriliği olan bireyleri ZB dağılımına göre altı gruplara (hafif, orta, ağır, çok ağır) ayırmamaktadır.
Bunun yerine gereksinim duydukları yardımların yoğunluklarına göre sınıflandırmaktadır. Bireyin gereksinimleri belirli alanlarda seyrek, sınırlı, yoğun ve yaygın olarak sınıflandırılabilmektedir. AAMR’nin 2002 yönergesinde bu sınıflandırma sistemi daha da geliştirilmiştir.
Yönetmelikte yer alan sınıflandırma 18 ocak 2000 tarihinde yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı, özel eğitim hizmetleri yönetmeliğinde zihinsel öğrenme yetersizliği terimi altında zeka geriliği gösteren bireyler şöyle sınıflandırılmaktadır.
İ) hafif düzeyde zihinsel öğrenme yetersizliği: bireyin, temel okuma-yazma ve sayma becerilerini kazanmasında ortaya çıkan gecikme durumunu, J) orta düzeyde zihinsel öğrenme yetersizliği: bireyin gecikmeli bir konuşma ve dil gelişimi, sosyal, duygusal veya davranış problemleri ile temel okuma-yazma ve sayma becerilerini kazanmasında ortaya çıkan gecikme durumunu
K) ağır düzeyde zihinsel öğrenme yetersizliği: bireyin, ciddi biçimde konuşma ve dil gelişimi güçlüğü, sosyal, duygusal veya davranış problemleriyle temel özbakım becerilerini öğrenmesinde ortaya çıkan gecikme durumunu
L) klinik bakıma gereksinim nedeniyle öğrenme yetersizliği: ciddi biçimde zihinsel ve birden fazla yetersizliği nedeniyle bireyin, eğitim-öğretim kurumlarından doğrudan yararlanamama durumunu
Öngörülen sınıflandırılmada oluşturulan grupların tipik davranış özelliklerinin sıralanması, ZB puanlarının ölçüt olarak kullanılmaması, bu alandaki mevcut gelişmelere uygunluk göstermektedir. Ancak oluşturulan grupların sıralanan davranış özelliklerinde birçok eksiklik vardır.
Bunun yanı sıra davranış özellikleri sıralanırken “gecikme durumu”, “klinik bakım” gibi yanlış anlamalara neden olabilecek kavramlar kullanılmıştır.