İlk unsur: Avrupa Toplulukları AET AT AKÇB EURATOM İkinci unsur: Ortak dışişleri ve emniyet politikası Üçüncü unsur: Ulusal adalet ve içişlerinde işbirliği yapılması AVRUPA BİRLİĞİ AVRUPA BİRLİĞİ’NİN YAPISI
ÇEVRE KORUMA-KULLANMA DENGESİ Siyasi Kriterler Demokrasi Hukukun Üstünlüğü İnsan Hakları Ekonomik Kriterler İşleyen Pazar Ekonomisi Topluluk & Konsey Mevzuatının Benimsenmesi AVRUPA BİRLİĞİ VE AVRUPA KONSEYİ Roma ve Amsterdam Çevre & Ekonomi Maastricht Bölgesel & Siyasi
Member states of the EU Member states of the EU (year of entry) AustriaAustria (1995) Belgium (1952) Bulgaria (2007) Croatia (2013) Belgium Bulgaria CyprusCyprus (2004) Czech Republic (2004) Denmark (1973) Estonia (2004) Finland (1995) France (1952) Germany (1952) Greece (1981) Hungary (2004) Ireland (1973) Czech Republic Denmark Estonia Finland France Germany Greece Hungary Ireland ItalyItaly (1952) Latvia (2004) Lithuania (2004) Latvia Lithuania LuxembourgLuxembourg (1952) Malta (2004) Netherlands (1952) Poland (2004) Portugal (1986) Romania (2007) Slovakia (2004) Slovenia (2004) Spain (1986) Sweden (1995) United Kingdom (1973) Malta Netherlands Poland Portugal Romania Slovakia Slovenia Spain Sweden United Kingdom
AB Genişleme Süreci Iceland: Iceland requested not to be regarded as a candidate countryIceland Candidate countries (Still negotiating – or waiting to start.) Albania The former Yugoslav Republic of Macedonia Montenegro Serbia Turkey Potential candidates (They were promised the prospect of joining when they are ready) Bosnia and Herzegovina Kosovo*
Kurucu Anlaşmalar Kurucu anlaşmalarda çevre bahsine yer verilmemiştir. AB çevre politikalarının çok eskilere dayanan bir tarihi yoktur; ilk çevre eylem programının yapıldığı 1973 yılına kadar Topluluğun ortak bir çevre politikasından söz etmek olanaklı değildi Bakanlar Konseyi 1987 Avrupa Tek Senedi
Avrupa Tek Senedi “çevre kalitesinin korunması ve iyileştirilmesinden, insan sağlığının korunmasından, doğal kaynakların ussal kullanımından, önleyici eylem ilkesinden, çevresel tahribatın kaynağında önlenmesinden, kirleten öder ilkesinden ve çevre koruma gereklerinin Topluluğun diğer politikalarının bir parçası olma gereği”nden söz edilmektedir.
Maastricht Anlaşması Maastricht Anlaşması ekonomik faaliyetlerin uyumlu ve dengeli gelişimini; sürdürülebilirliği olan, enflasyonsuz ve aynı zamanda çevreyi korumaya yönelik politikalarla büyümeyi; üye ülke ekonomilerinin uyum içinde birbirlerine yaklaşmasını ve Avrupalılar için daha güçlü bir Birlik olmayı hedeflemektedir. Bu hedefler, kararların vatandaşlara olabildiğince yakın alınmasını ve AB’nin ancak ulusal ve yerel makamlardan daha yetkin olacağı zamanlarda devrede olmasını öngören ikincillik (subsidiarity) ilkesi üzerinde anlaşılmasında etkili olmuştur. Antlaşma aynı zamanda şeffaflık, ekonomik ve sosyal yakınlaşma ilkelerinin üzerinde de durmuştur:
Maastricht Anlaşması ortak bir çevre politikası oluşturulacağından söz etmektedir. Antlaşma, ortak çevre politikasında kökten değişiklikler getirmemiş, yalnızca kimi konuları daha ayrıntılı biçimde düzenlemiş ya da yeni konular üzerinde durmuştur. ticaret, endüstri, enerji, tarım, ulaşım ve turizm dahil Birliğin diğer tüm ekonomik ve sosyal politikalarının belirlenmesinde çevresel kaygılar ön planda tutulacaktır.
Amsterdam ve Nice Anlaşmaları Avrupa Birliği kurucu antlaşmasını değiştiren 1997 Amsterdam Antlaşması’nın konumuz açısından önemi, ortak çevre politikalarının “sürdürülebilir kalkınma” yaklaşımı doğrultusunda belirlenmesidir. Genel çevre politikasında kökten değişikliğe gitmeyen Amsterdam Antlaşması’nda Birliğin çevre konusundaki etkisi artırılmak istenmiş, kimi konular da daha ayrıntılı biçimde belirlenmiştir. Sözgelimi, bütün politika alanlarında çevresel kaygıların göz önünde bulundurulması ve üye ülkelerin Birlik düzenlemeleri dışında, kendi koşullarına uygun farklı çevresel önlemler almaları durumunda Komisyonu bilgilendirmeleri, bunlardandır yılında imzalanan Nice Antlaşması’nda ise Birliğin çevre politikasında herhangi bir yenilik öngörülmemiş, yalnızca su kaynaklarıyla ilgili küçük bir değişiklikle yetinilmiştir.
Altıncı Çevre Eylem Planı
AB Çevre Politikası İlkeleri AB’nin ortak çevre politikasının gerekçesi olarak, “Avrupa’da çevre üzerindeki baskının giderek ağırlaşması; doğal kaynakların tükenme noktasına gelmesi; sel, kuraklık, orman yangını gibi yıkımların çoğalması; evlerden ve ulaşım araçlarından kaynaklanan karbondioksit emisyonunun sürekli artış göstermesi; özellikle kentsel yerleşim yerlerinde kirlilik ve gürültüden dolayı yaşam kalitesinin düşmesi; her yıl yaklaşık iki milyar ton atığın üretilmesi ve bunun yılda ortalama %10 artması…” gibi sorunların ön plana çıkarıldığı görülmektedir. “nitelik ve nicelik olarak giderek büyüme gösteren çevre sorunları, Birlik çapında ortak politikalar belirlenmesini zorunlu kılmıştır”
AB Çevre Politikası İlkeleri Üye ülkelerdeki yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve yaşam kalitesinin bütün Avrupa’da ortak bir düzeye yükseltilmesi amacı, Birliğin çevre sorunları ile ilgilenmesinin bir diğer nedenidir. Ortak bir çevre politikası oluşturma zorunluluğun bir nedeni de, çevre sorunlarının “sınır tanımama” özelliği ile ilgilidir. Ortaya çıkan pek çok sorunun, yerel boyutu aşarak kısa sürede bölgenin, Avrupa’nın, bir gündem maddesi haline geldiği, bu tür sorunlarda birlikte harekete geçmenin zorunlu olduğu anlaşılmıştır.
AB Çevre Politikası İlkeleri Bütünleşiklik İlkesi: Sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için çevre koruma önlemlerinin Birliğin bütün politikaları ile uyumlulaştırılmasını anlatmaktadır.
AB Çevre Politikası İlkeleri Önleyicilik İlkesi: Çevre politikalarının onarıcı değil de önleyici olmasını öngören bu ilke, sorunların henüz ortaya çıkmadan önlenmesini sağlayan politikaların geliştirilmesini gerektirmektedir. Mümkün olduğunca kaynağında önleme
AB Çevre Politikası İlkeleri İhtiyat İlkesi: Çevresel etkileri öngörülemeyen faaliyetlerin önlenmesine ilişkin bir ilkedir. Buna göre, herhangi bir faaliyetin çevreye olumsuz yönde etkide bulunacağı yönünde bir şüphe varsa –potansiyel tehlikeli eylem bilimsel ve objektif bir değerlendirmeyle saptanıyorsa ( bu değerlendirme için riskin yeterli bir kesinlikle saptanması gerekmez)- söz konusu faaliyetin önlenmesi ve olası zararların giderilmesi için önlemlerin alınması gerekmektedir.
AB Çevre Politikası İlkeleri Kirleten Öder İlkesi: Çevre politikalarının uygulanmasına yönelik giderlerin öncelikle kirliliği yaratan kişi ve kurumlardan karşılanmasına ilişkin bir ilkedir. AB’nin konuya ilişkin türlü yasal düzenlemeleri bulunmaktadır. Örneğin 2000 yılında yayımlanan “White Paper on Environmental Liability”in amacı, Birliğin ortak çevre politikasını gerçekleştirmek için kirleten öder ilkesinden nasıl yararlanacağını ortaya koymaktır.
AB Çevre Politikası İlkeleri Hizmette Halka Yakınlık/Aşamalı Sorumluluk (Subsidiarity): Hizmetlerin yuttaşlara en yakın birimce sunulmasına ilişkin bir ilkedir. Birliğin yönlendirici, tamamlayıcı bir işleve sahip olduğunu, çevre yönetiminde sorumluluğun üye devletler ve yerel yönetimlerin üzerinde bulunduğunu anlatmaktadır.
Çevresel Sorumluluk Sınıraşan tahribat dahil fakat mücbir sebeple ve yetkili makamlarca oluşan tahribat hariç olmak üzere çevresel tahribatın önlenmesi ve çaresini bulmak için bir çerçeve oluşturulmuştur. Temeli kirleten öder ilkesidir. Çevresel tahribatı önlemek ve tahribat önlenemiyorsa kirleten öder ilkesini uygulamak içindir.
ÇED Kamu ve özel projelerinin çevre ve doğal kaynakları üzerine etkilerinin değerlendirilmesidir Sanayi, tarım,altyapı vb projelerin su,hava, toprak, gürültü, yaban hayatı ve habitatlar üzerindeki olası sonuçları değerlendirilir. ÇED hakkında kamu otoritesinin projeye izin verip vermeme kararı; projenin ekonomik, sosyal ve diğer getirilerinin çevresel sonuçlarıyla birlikte değerlendirilmesi sonucunda ortaya çıkacaktır. ESPOO (Sınıraşan ÇED), zorunlu olarak ÇED uygulanacak alanları ortaya koyar.
Stratejik Çevresel Değerlendirme Plan ve programların hazırlanması sürecinde ve yasal prosedüre geçişinden önce hazırlanacak bir çevresel rapordur. Bu haliyle ÇED sistemini de tamamlar. Karar alma sürecinden etkilenecek otoriteler ve halk ya da etkilenmesi muhtemel halkın taslak plan ya da program hakkında çevresel etkilerle ilgili görüş belirtme hakkı vardır.
Aarhus Sözleşmesi Çevre standartlarının oluşumuna halkın katılımı Çevresel bilgiye ulaşım Çevresel konularda yargı hakkı
Eko-Etiket, tüketiciyi yeşil ürünlere yönlendirmek Eko-Denetim, Avrupa ekoyönetim ve denetim sistemine (EMAS) sanayi sektöründeki şirketlerin gönüllü katılımıdır. EMAS logosu kullanmak sisteme katılarak çevresel performansını arttırma amacını ortaya koyar.
Çevre ile İlgili Yasal Düzenlemeler AB düzeyinde ortak bir çevre politikası oluşturmak amacıyla gerçekleştirilen yasal düzenlemeler, üretimden tüketime değin bütün ekonomik etkinlikleri düzene koyma, ortak standartlara bağlama amacını taşımaktadır. Bu amaç doğrultusunda örneğin, emisyon miktarının sınırlandırılması (üretim), eko- etikenlendirmenin getirilmesi (dağıtım), taşıt emisyonlarının denetlenmesi (tüketim) ve atıkların değerlendirilmesi (tüketim-üretim) gibi önlemler alınmaktadır
Su Kirliliği: Yerüstü ve yeraltı sularının korunması ile ilgili çok sayıda yönerge çıkarılmış, içme ve kullanma suyu, balıkçılık ve kabuklu deniz hayvanı yetiştiriciliğinde kullanılan su için kalite standartları getirilmiştir. Buna benzer biçimde, zehirli atık boşaltımı da sıkı bir biçimde denetlenmektedir. Ayrıca Birlik, uluslararası sularda kirliliğin azaltılmasına yönelik sözleşmelere de katılmıştır. Hava Kirliliği: Küresel ısınma ile ozon tabakasının incelmesinden sorumlu olan gazların emisyonuyla ilgili önlemlere özel önem verilmektedir. Motorlu araçlar ve diğer kirletici üretim yerlerinden kaynaklanan kirliliğin denetlenmesi üzerine bir dizi yönerge kabul edilmiştir. Karbon/enerji vergisiyle ilgili bir öneri halen Konsey’in önünde durmaktadır. Gürültü: Arabalar, kamyonlar, motosikletler, traktörler, uçaklar, çim biçme makinaları ve inşaat araçları için üst düzey gürültü düzeyini belirleyen yönergeler kabul edilmiştir. Helikopter ve demiryolları ile ilgili düzenlemeler de öneri aşamasında bulunmaktadır. Kimyasal Ürünler: Tehlikeli maddelerin etiketlenmesi, paketlenmesi ve sınıflandırılması ile ilgili türlü yönergeler yayımlanmıştır. Piyasada bütün kimyasal ürünleri kapsayan Avrupa envanter listesi sayesinde kimyasalların ihbar, değerlendirme ve denetlenmesi mümkün olmaktadır. Üreticilere, ilgili kurumlara, kirletici maddeler, fabrikalar ve kaza yerleri hakkında bilgi vermeyi zorunlu kılan bir yönerge de yayımlanmıştır. Atıklar: Atıkların toplanması, bertaraf edilmesi, yeniden kazanılması ve işlenmesi ile ilgili çok sayıda yönerge bulunmaktadır. Atıkların ulusal sınırlar dışına ve özel alanlara taşınmasına yönelik önlemler alınmaktadır. Doğa Koruma: Yaban Yaşamının Korunması ile ilgili Bern Sözleşmesi’nin altında imzası bulunan AB, üye ülkelere Kuşların Korunması ile ilgili Paris Sözleşmesi’ne ve sulak alanlarla ilgili Ramsar Sözleşmesi’ne taraf olmayı önermektedir. Yaban kuşlarının, habitatların korunması, yavru fok balıklarının derilerinden yapılan ürünlerin ithalatının yasaklanması ve hayvanlar üzerinde gerçekleştirilen bilimsel deneylerin denetimi ve sınırlandırılması ile ilgili yönergeler bulunmaktadır.
Avrupa 2020 Hedefleri AB için birbirini destekleyen üç öncelik belirtilmektedir: I. Akıllı Büyüme: Bilgi ve Yeniliğe dayalı bir ekonomi II. Sürdürülebilir Büyüme: Daha verimli kaynak kullanan, yeşil ve rekabet edebilir bir ekonomi III. Kapsayıcı Büyüme: Ekonomik, sosyal ve sınırsal anlamda bütünleşmeyi sağlayan yüksek istihdam ekonomisi
Avrupa 2020 Hedefleri Bu üç öncelik kapsamında, 2020 yılı için AB ekonomik hedefleri sıralanmaktadır: yaş arası nüfusun istihdam oranının %69 seviyesinden %75’e çıkarılması, GYİH’nin %3’ünün Ar-Ge’ye ayrılması hedefinin gerçekleştirilmesi; özel sektörün Ar-Ge’ye yatırım yapması için koşulların iyileştirilmesi ve yenilikçilik takibi için yeni bir gösterge oluşturulması, Sera gazı salımının 1990 yılına kıyasla en az %20, şartlar elverişli ise %30 oranında azaltılması, AB’nin enerji tüketiminde yenilenebilir enerjinin payının %20’ye yükseltilmesi ve %20 oranında enerji verimliliği sağlanması, Okulu erken bırakanların oranının %15’ten %10 seviyesine düşürülmesi, yaş arası yüksek öğrenim mezunu nüfus oranının %31 seviyesinden en az %40 seviyesine yükseltilmesi, 20 milyon insanın yoksulluktan kurtarılarak, ulusal yoksulluk sınırı altında yaşayan AB vatandaşlarının sayısının %25 azaltılması.
Horizon 2020 AB 6. Çerçeve Programı yılları arasında devam etmiş olup, yerini yılarını kapsayan AB 7. Çerçeve Programı’na bırakmıştır. 7. Çerçeve Programı bu yılın sonunda bitecek olup 8. Çerçeve Programı diyebileceğimiz HORİZON 2020 ise Ocak 2014’te başlamıştır. 80 milyar Avro’luk bütçesiyle, yılları arasında yürürlükte olacak Avrupa Birliği’nin (AB) yeni araştırma ve yenilik programı, Avrupa’da büyüme ve yeni istihdam yaratılmasına katkıda bulunacaktır.
Horizon 2020 Bu program sayesinde, Avrupa’da yeni büyüme ve istihdam olanaklarının yaratılması hedeflenmektedir. HORİZON 2020 Programı, Bilimsel Mükemmeliyet, Endüstriyel Liderlik ve Toplumsal Sorunlara Çözümler olmak üzere üç öncelik alanı altında yapılandırılmıştır.
Horizon 2020 Bilimsel Mükemmeliyet: Avrupa’nın uzun dönemli rekabet edebilirliğini garanti altına almak için, bilimsel altyapısının mükemmeliyet düzeyini yükseltmeyi ve dünya çapında sürekli bir araştırmacı dolaşımı sağlamayı amaçlamaktadır. Avrupa’yı dünyanın en iyi araştırmacıları için cazip bir yer haline getirmeyi hedefleyen bileşen için bireysel araştırmacılar, üniversiteler, araştırma merkezleri ve sanayi- KOBİLER başvuru yapabileceklerdir.
Horizon 2020 Endüstriyel Liderlik: Endüstri alanında liderliğin sağlanması ve rekabetçiliğin artırılması, araştırma ve yenilikçiliğin desteklenmesini öngörmektedir. Bu girişimin anahtar araçları, kolaylaştırıcı ve endüstriyel teknolojiler alanında yatırımların artırılması, finansmana erişimin kolaylaştırılması ve AB sathında KOBİ’lere yenilik konusunda destek verilmesidir. Komisyon, AB’nin nanoteknoloji, ileri malzemeler, bilgi ve iletişim teknolojileri alanlarında dünya lideri olmasını hedeflemektedir. Sanayi-KOBİ’ler, üniversiteler, araştırma merkezleri ve kamu kurumları başvuru yapabilecek kurumlar arasındadır.
Horizon 2020 Toplumsal Sorunlara Çözümler: Toplumsal sorunlara çok disiplinli ve çok ortaklı araştırmalar yolu ile etkili çözüm önerileri getirmeyi amaçlamaktadır. Yaşlanan nüfus için sağlık hizmetleri, gıda güvenliği, temiz ve güvenli enerji, akıllı ve yeşil ulaşım, iklim değişikliği ve kaynak verimliliği ile kapsayıcı ve güvenli toplumlar öncelikli konulardır. Üniversiteler Sanayi-KOBİ’ler, Araştırma Merkezleri, Kamu Kurumları ve STK’lar Toplumsal Sorunlara Çözümler bileşenine başvuru yapabilecek kurumlardır.