ŞEHİT KAYA ALDOĞAN ANADOLU LİSESİ DERS:EDEBİYAT KONU:MİLLİ EDEBİYAT VE SANATÇILARI HÜSEYİN AYDOĞAN 11/G 902.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
ANLATIM TÜRLERİNİ SINIFLANDIRMA. Edebî türler veya metin türleri olarak bilinen yazılarda farklı anlatım birlikleri bir araya gelir. Bir hikâyede betimleme,
Advertisements

Fakir Baykurt 1929’da Burdur’un Yeşiloca ilçesi Akçaköy’de doğdu. Az topraklı köylü bir ailenin çocuğu. 1948’de Gönen Köy Enstitüsü’nü bitirdi, 5 yıl köy.
ŞEHİT KAYA ALDOĞAN ANADOLU LİSESİ DERS:EDEBİYAT KONU:AHMET HAŞİM’İN HAYATI, EDEBİ KİŞİLİĞİ VE ESERLERİ HÜSEYİN AYDOĞAN 11/G 902.
DESTAN.
Değerli Arkadaşlar, aşağıdaki sorular 7. ve 8. sınıflar için özel hazırlanmış dil bilgisi kitabımızdan yararlanılarak oluşturulmuştur. Kendi okulumuzda.
ROMAN TANIMI  Olmuş ya da olabilir nitelikteki olayları ve konuları ele alan uzun edebî türlere roman denir. Di ğ er türlerden ayrılan en önemli özelli.
Roman, Hikâye teknik açıdan genel olarak başarılı Anadolu, millî mücadele, sosyal konular Köy ve taşra hayatı Memleket edebiyâtı toplumun her kesiminden.
Özellikleri  1911 yılında Selanik’te çıkan “Genç Kalemler” dergisinde Ömer Seyfettin’in “Yeni Lisan” adlı makalesinin yayımlanmasıyla başlar.  Sade.
FP. TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN GEÇMİŞİ Orta Asya Türkleri’nin Müslüman olmadan önce örgün eğitim kurumlarının olup olmadığı bilinmemektedir. Ancak Türk Kültürü’nün.
Antalya/Muratpaşa SABİHA GÖKÇEN ANAOKULU EFQM KAZANANLAR KONFERANSI ASLI KANBİR OKUL MÜDÜRÜ 24 Şubat 2016 İstanbul Deniz Müzesi.
Eğitim Kültür Alanında İnkılaplar 11.Milli Eğitim Tevhid-i Tedrisat(Öğretim Birliği Kanunu) ve Medreselerin Kaldırılması: (3 Mart 1924) Osmanlı Devleti’nin.
TANZİMAT EDEBİYATI 2. DÖNEM
TÜRK KÜLTÜRÜNÜ OLUŞTURAN UNSURLAR VE TÜRK KÜLTÜRÜ
DİL ve ANLATIM DERSİ 10. SINIF PROJE ÖDEVİ
KUŞADASI ŞEHİT KAYA ALDOĞAN ANADOLU LİSESİ BORA KAYAOĞLU KONU: FECR-İ ATİ VE AHMET HAŞİM.
iki Başlıkta İncelenir Yıllar arası Türk Edebiyatı ve sonrası Türk Edebiyatı.
Öğretmeye bağlı, gerçekçi anlatım türlerinden biri olan günlükler, bir kişinin önemli ve kayda değer bulduğu olayları, gözlem, izlenim,duygu-düşünce.
Paragraf Nedir? & Herhangi bir yazının bir satırbaşından öteki satırbaşına kadar olan bölümüdür. & Duygu, düşünce, istekleri anlatım tekniklerinden yararlanarak.
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU
 Cümlede, eylemin nesne alabilip alamamasına ya da öznenin, eylemde bildirilen işle ilgili olarak gösterdiği özelliğe eylem çatısı denir. Dolayısıyla,
ZILLULLAH FRANSIZ İHTİLALİ(1789) TAKVİM-İ VEKAİ(1831) TANZİMAT FERMANI(1839) TERCÜMAN-I AHVAL(1860) 1. MEŞRUTİYET (1876)
DEDE KORKUT HİKAYELERİ
YAZI TÜRLERİ GURBET DUYMUŞ
KONUŞMA VE BİZ Emin ÖZDEMİR. Bizi biz kılan konuşma gücümüzdür.Bu gücü yitirdiğimizde, dilsizleştiğimizi düşünelim. Suskunun dayanılmaz köleliğine düşeriz.Dış.
Bayramlarımız Hikmet SIRMA.
Çağdaş Türk sanatını konu alan birçok kaynakta, ulusal ve yöresel Türk resminin kurucusu ve öncüsü olarak nitelendirilen Turgut Zaim, 1906 yılında İstanbul`da.
ERBAA SINAV DERGİSİ DERSHANESİ. 1. SORU Mevlana’nın beyitlik mesnevisinin asıl adı nedir?
METINLERIN SINIFLANDIRILMASI. Metinlerin Sınıflandırılması Metinler; gerçeklikle ilişkileri, işlevleri ve yazılış amaçlarına göre gruplara ayrılır. Buna.
BİYOGRAFİ Sanatta, bilimde, politikada veya başka alanlarda tanınmış kişilerin yaşamlarını anlatan yazı türüne biyografi (yaşam öyküsü) denir. "Biyografi"
Mustafa Süreyya SEZGİN Mustafa Süreyya SEZGİN HAT SANATI Arap harfleri çevresinde oluşmuş güzel yazı yazma sanatıdır. Bu sanat Arap harflerinin 6. yüzyıl.
Gezi Yazısı. Gezi yazısı bir yazarın gezdiği, gördüğü yerleri edebi bir üslûpla anlattığı bir yazı türü. Gezi yazılarından oluşan esere seyâhatnâme denir.
Ahmet Kutsi Tecer 1901 yılında Kudüs'te doğdu. İlköğrenimine Kudüs'te başladı ve Kırklareli'nde devam etti. Lise öğrenimini Kadıköy Sultanisi'nde tamamladıktan.
Nurullah Ataç.  21 Ağustos 1898’de İstanbul Beylerbeyi’de doğdu. 1957’de Ankara’da yaşamını yitirdi. Türk edebiyatında modern anlamda deneme türünde.
M ESLEKİ E ĞİTİMDE D EĞİŞİM Eğitim Örgütlerinde Değişim Yönetimi Doç. Dr. Aydın BALYER Yalçın SEVER tinyurl.com/ degisimodevi.
HAZIRLAYANLAR GÖZDENUR KAHRAMAN BETÜL SOLAKOĞLU MÜJGAN DİLEK.
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU’NUN EDEBİ ŞAHSİYETİ
OYUNUN TARİHÇESİ Doç. Dr. Ender DURUALP.
MEKTUP.
B E D İ A C E Y L A N G Ü Z E L C E "Devrim, kadınların gözlerinde başlar. Bir kadın gözlerini deviriyorsa, bir şeyler değişecektir.’’
Metinlerin Sınıflandırması
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
BİR KAHRAMAN DOĞUYOR / Mustafa Kemal Atatürk’ün Öğrenim Hayatı
GÜNEY CEPHESİ MARAŞ ANTEP URFA DESTANLAŞAN DİRENİŞ SÜTÇÜ İMAM
AHMET HAŞİM ( ).
SERVET-İ FÜNUN DÖNEMİNDE ROMAN
Tanımı Özellikleri Konuyla İlgili Sorular
II.İnönü Savaşı Nedenleri I.İnönü Savaşı'nın üzerinden 3 ay geçmeden Yunanlılar tekrardan saldırıya geçtiler.
ANLATIM TÜRLERİ.
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI
TEVFİK FİKRET (
İSLAMİYET  ETKİSİNDEKİ TÜRK EDEBİYATI (GEÇİŞ DÖNEMİ EDEBİYATI ) ( yy)
SHB-221 TÜRKİYE’NİN TOPLUMSAL VE EKONOMİK YAPISI
KONU DEĞERLENDİRME TESTİ
EDEBİYAT PERFORMANS ÖDEVİ
SERVETİFÜNUN EDEBİYATI
KELİME-SÖZCÜK NEDİR? Cümlenin anlamlı en küçük birimlerine ya da tek başına anlamı olmadığı hâlde cümle içinde anlam kazanan anlatım birimlerine kelime.
SERVETİFÜNUN EDEBİYATI
T.C İnkılap Tarihi Ve Atatürkçülük
MEHMET EMİN YURDAKUL ( )
ROMAN NEDİR? Yaşanmış ya da yaşanabilecek olayların, insanlar arasındaki ilişkilerin, insan psikolojisinin uzun bir şekilde yer ve zaman bağlamında anlatıldığı.
7.Sınıflar Aralık Ayı Bilgi Yarışmasına Hoş Geldiniz
Aşağıda verilen bilgileri (dönem / ulus – destan) eşleştiriniz.
<<<<<<>>>>>>
EDEBİYATIN BİLİMLERLE İLİŞKİSİ
SAHAFLAR DÜNYASINA YOLCULUK
OSMANLI TARİHİ Osmanlı Ekonomisi.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Günlük (Günce).
Sınıf Öğretmenlerinin Eğitsel Amaçlı İnternet Kullanım Öz Yeterlikleri
Sunum transkripti:

ŞEHİT KAYA ALDOĞAN ANADOLU LİSESİ DERS:EDEBİYAT KONU:MİLLİ EDEBİYAT VE SANATÇILARI HÜSEYİN AYDOĞAN 11/G 902

 MİLLİ EDEBİYAT’IN OLUŞUMU  1911 yılında Selanik'te, Ömer Seyfettin, Ali Canip, Âkil Koyuncu gibi gençlerin çıkarmaya başladıkları "Genç Ka­lemler" dergisi ile milliyetçilik cereyanı edebiyatta da başlamıştır. "Millî Edebiyat" sözü ilk olarak bu dergide kulla­nılır. Dergi, böyle bir edebiyat oluşturma görevini üstlenir.  Millî edebiyat için edebi dilin millileştirilmesi gerektiği düşüncesinden yola çıkılarak Yeni Lisan davası ortaya konur.  Ziya Gökalp, 1911 yılında, Genç Kalemler dergisinde yayımladığı "Turan" şiiri ile "Bütün Türkçülük" fikrini benim­sediğini ortaya koymuştur.  Genç Kalemler dergisini çıkaran sanatçılar ortaya attıkları "Yeni Lisan" düşüncesine uygun yazı ve şiirleri dergide yayımlıyorlardı. Fecr-i Aticiler arasında yer alan Hamdullah Subhi ve Celal Sahir de Yeni Lisan hareketini kabul et­tiklerini açıkladılar. Bu dönemde Millî Edebiyat anlayışına en uygun örnekler Ömer Seyfettin'in hikâyeleri ile Ziya Gökalp'ın farklı isimlerle yayımladığı bazı şiirleridir.

 1912 yılında Genç Kalemler dergisi kapanınca, bu derginin yazarlarının büyük bir kısmı İstanbul'a gelerek Türk Yur-du'nda ve diğer milliyetçi dergilerde ürünlerini yayımladılar.  Millî Edebiyat hareketi Yakup Kadri, Refik Halit, M. Fuat Köprülü gibi sanatçıların da katılmasıyla kadrosunu ve bu­na bağlı olarak etkisini genişletti.  19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın ilk yılları Osmanlı İmparatorluğu için oldukça zor, millet için de acılı, ıstıraplı bir dö­nemdir. Osmanlı - Rus Savaşı, Balkan Savaşları hep kaybedilmiş, imparatorluğun içindeki azınlıklar isyan hareket­lerine başlamışlardır. Hem Müslüman azınlıklar hem de gayri Müslimler devleti arkadan vurmuşlardır. Böyle bir dö­nemde millî duyguların öne çıktığı, Türk'ün Türk'ten başka dostunun olmadığı düşüncesinin vurgulandığı eserler yazılmıştır. Bu eserlerin yazılmasındaki amaç, birlik ve beraberliği sağlayıp ülkeyi içinde bulunduğu zor durumdan kurtarmaya çalışmaktır.  Ziya Gökalp'in Üç Cereyan adlı yazısında işlenen düşünce "ulus devlet" anlayışı ile ilgilidir.

 Mevcut bir devlet vardır. Bu devletin asıl yapı taşını Türk milleti oluşturmaktadır. Millet bu bilinci kazanmalıdır. Bu devletin içinde Osmanlı'da olduğu gibi farklı milletlerden insanlar da olabilir. Özünü Türklerin oluşturduğu bu dev­letin vatandaşları Müslüman'dır. İslam ile uygarlık, modernleşme birbirine aykırı değildir. Hedef çağdaş Müslüman bir millet oluşturmaktır.  Ziya Gökalp'in ortaya koyduğu düşünceleri Türkçülük ideolojisi ile ilgilidir.  Güçlü, sağlam bir devlet oluşturmak için bir ulusa ihtiyaç vardır; bu ulus Türk ulusudur. Bu ulusun Osmanlıdan gelen özellikleri vardır. Müslüman'dır. Devletin ayakta kalabilmesi, güçlü olması için çağdaş olması; vatandaş­ların teknolojik gelişmelerden, ileri teknolojinin sağladığı modern yaşam tarzından haberdar olması şarttır. Dolayısıyla Ziya Gökalp'in ileri sürdüğü Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak tezleri güçlü bir devlet için şart­tır.  "Benim Şiirlerim" adlı şiirde, şair kendisini acı çeken, zorluklar içinde yaşayan bir toplumun sözcüsü olarak gör­mektedir. Onun eğlenceye, neşeli türkülere ayıracak vakti yoktur; o, milletin yaşadığı sıkıntıları dile getirmekle görevlidir.

 Mehmet Emin Yurdakul'un bu şiirde "sizler" diye anlattıkları Fecr-i Aticiler olabilir. Fecr-i Aticiler, savaşların olduğu, milletin acılar, zorluklar çektiği dönemde bireyci sanat anlayışı ile aşk ve tabiat temalarını işlemişlerdir. Mehmet Emin Yurdakul milletin sıkıntılarını gür sesiyle haykırıp dile getiren bir şairdir.  Millî Edebiyat döneminde yazılan eserlerde milliyetçilik önemli temalardan biridir. Sanatçılar topluma, toplumun sorunlarına eğilmişlerdir.  Çağdaşlık, Batılılaşma, modernlik, savaşlar; savaşların yol açtığı sıkıntılar, acılar eserlerde işlenen önemli temalar­dır.  Şiir, her dönemde olduğu gibi bu dönemde de önemli türlerden biridir. Bu dönemde düz yazının önem kazandı­ğı söylenebilir. Sanatçı ve düşünürler siyasi, sosyal ve toplumsal konulardaki düşüncelerini yazdıkları makalelerde açıklamışlardır.

 "Harap Mabed" adlı şiir "milliyetçi edebiyat" kavramının içeriğine daha uygundur. "Milliyetçi edebiyat'ta millî duygular öne çıkarılır; bağlı olunan milletin fazilet ve üstünlükleri dile getirilir. Sanatçı, milletinin geçmişteki kah­ramanlıkları ile övünür; kendi milletini başka milletlerden üstün görür. Milliyetçi edebiyatta taraf tutma söz ko­nusudur. Üstün görme anlayışı egemendir.  "Millî Edebiyat" her şeyden önce bir edebiyat döneminin adıdır. Millî bir edebiyatın millî bir dille oluşturulabileceği düşüncesinden yola çıkılmıştır. Millî Edebiyat'ta her şeyden çok dile, dilin sadeleştirilmesine önem verilmiştir. Millî Edebiyat'ın oluşmasında Türkçülük düşüncesi de etkili olmuştur. Türkçülük, Millî Edebiyat ile milliyetçi edebiyatın ortak alanı sayılır.  Millî Edebiyat'ta toplumun çektiği sıkıntılar, bu ülkenin insanı, sanatı, güzellikleri öne çıkarılmıştır. Milliyetçi edebi­yat daha çok fikirle ilgilidir, bu açıdan soyuttur. Millî edebiyat ise somuttur; ilgi alanı doğrudan hayattır, toplumun yaşam tarzıdır.  Millî Edebiyat dönemindeki fikri ve edebi faaliyetlerin tümü ülkeyi içinde bulunduğu güç durumdan kurtarma­ya yöneliktir. Devletin zorlukları nasıl aşabileceği konusunda farklı görüşler vardır. Ancak Osmanlıcıların da, Ba­tıcıların da, İslamcıların da, Türkçülerin de hedefi ülkeyi zor durumdan kurtarmak, devleti geliştirmek, halkın re­fah seviyesini yükseltmektir. Her akımın temsilcisi kendi fikirleri doğrultusunda makaleler, yazılar ve şiirler yaz­mıştır. Bu dönemdeki sanatçılar toplum için sanat düşüncesiyle eser vermişlerdir.

 Cumhuriyetçilik  * Cumhuriyetçilik ilkesinin en belirgin özelliği egemenliğin millete ait olması yani "millî egemenlik"tir. * Egemenlik bütünüyle millete aittir; millet bu egemenliği kendi seçtiği temsilcileri aracılığıyla kullanır. * Cumhuriyet millete kendini idare etme hakkını vermiştir. Cumhuriyette egemenlik herhangi bir zümre, kişi ya da sınıfla paylaşılamaz. Ancak kendini yönetme hakkına sahip milletler çağdaş medeniyetler seviyesine çıkabilir * İlk dörtlük Mithat Cemal Kuntay'a aittir, altı dizeden oluşan ikinci şiir parçası ise Ziya Gökalp'indir. Ziya Gökalp'e ait olan dizeler milliyetçi edebiyat ürünü bir şiirden alınmıştır. * Osmanlı Devleti'nin son döneminde Batıcılık, Osmanlıcılık, Türkçülük ve İslamcılık gibi fikir hareketleri ortaya çıkmıştır. Her fikir hareketi bir ihtiyaçtan doğar. Osmanlı'nın son döneminde sosyal ve siyasi yapı bozulmuş­tur; ülke zor durumdadır. Merkezden uzak yerlerde isyan hareketleri vardır. Bu şartlar karşısında, aydınlar, ül­keyi içinde bulunduğu zor durumdan kurtarmak için çareler aramaya girişirler. O dönemdeki farklı fikir hareket­leri, bu arayıştan doğmuştur. 

 ÖMER SEYFETTİN (1884 – 1920)  Maupassant tarzı olay hikâyeciliğinin bizdeki en büyük ismidir.  Hikâyeciliği meslek olarak gören ilk sanatçıdır.  Genç Kalemler dergisinde yayımlanan “Yeni Lisan” maka­lesiyle dilin sadeleştirilmesi gerektiğini savunmuştur.  Uzun cümlelerden, söz oyunlarından, yabancı sözcük ve tamlamalardan kaçınmış, konuşma ve yazı dili arasında bir uyum kurmaya çalışmıştır.  “Toplum için sanat” anlayışıyla milli değerlere yönelmenin önderliğini yapmıştır.  Realist bir yazardır.  Hikâyelerinde milli’ bilinci uyandırma ve güçlendirme amacı taşımıştır.  Mizahtan da yararlanarak toplumdaki aksayan yönleri eleştirmiştir; bu bakımdan hikâyeleri toplumsal hiciv ka­rakteri taşır.  Hikâyeleri teknik açıdan zayıftır, tasvirlere, psikolojik tah­lillere önem vermez, daha çok olayı ön plana çıkarır.  Türk tarihi, toplum sorunları, çocukluk anıları ve balkan­lardaki Türkler, başlıca konulardır

 Kısa cümlelere dayanan okurun dikkat ve heyecanını canlı tutan bir anlatımı vardır.  Hikâyelerinde menkıbe, efsane, destan, halk fıkraları ve tarihten yararlanmıştır.  Kitaplaştırmadığı az sayıda şiiri de vardır.  Efruz Bey ve Yalnız Efe adlı eserleri “uzun hikâye”, “roman” olarak da değerlendirilmektedir.  Eserleri:  Hikâye: Ashab-ı Kehfimiz, İlk Düşen Ak, Yüksek Ökçeler, Bomba, Bahar ve Kelebekler, Forsa, Beyaz Lale, Aşk Dalgası, Gizli Mabet, Tarih Ezeli Bir Tekerrür, Pembe İncili Kaftan, Kaşağı, Falaka, Kızıl Elma Neresi, Başını Vermeyen Şehit, Diyet, And, Teke Tek, Kütük, Harem (uzun hikâye) Efruz Bey, Yalnız Efe…

 ALİ CANİP YÖNTEM (1887 – 1967)  Fecr-i Ati topluluğundan Genç Kalemler dergisine geçmiştir.  Hem heceyi hem de aruzu kullanmıştır.  Eleştirileri, makaleleri ve edebiyat tarihi araştırmalarıyla tanınmıştır.  Eserleri:  Şiir: Geçtiğim Yol  Makale: Milli Edebiyat Meselesi ve Cenap Bey’le Münaka­şalarım  Antoloji: Türk Edebiyatı Antolojisi

 ZİYA GÖKALP (1876 – 1924)  Türkçülük akımını sistemleştirmiş ve Türk milliyetçiliği fikrini “Türkiyecilik”, “Oğuzculuk ve Türkmencilik”, “Turan­cılık” devrelerine ayırmıştır.  Şair ve yazar kimliği kadar sosyolog olarak da önemlidir; sosyoloji çalışmalarında Emile Durkheim’den etkilenmiştir.  Türk sosyolojisinin kurucusu olarak görülmüştür.  İslamiyet öncesi Türk tarihiyle ilgili araştırmalar yapmıştır.  Konuşma dilinin aynı zamanda yazı dili olmasını, edebi eserlerde İstanbul ağzının esas alınmasını ve heceyi kul­lanmak gerektiğini savunmuştur.  Eserleri:  Dergi: Yeni Mecmua, Küçük Mecmua  Şiir: Kızıl Elma, Yeni Hayat, Altın Işık  Makale: Türkleşmek İslamlaşmak Muasırlaşmak  İnceleme: Türkçülüğün Esasları, Türk Medeniyet Tarihi  Mektup: Malta Mektupları

 MEHMET EMİN YURDAKUL (1869 – 1944)  ”Türk Şairi”, “Milli Şair” unvanlarıyla anılmıştır.  Milli duyguları dile getirdiği ilk şiiri Cenge Giderken’leheceyle şiir yazma eğiliminin öncülüğünü yapmıştır.  Anadolu insanının acılarını, düşmana karşı mücadelesini coşkun bir dille anlatan ilk şairdir.  Bütün şiirlerinde sade bir dil ve hece ölçüsü kullanmıştır.  Eserleri:  Şiir: Türkçe Şiirler, Türk Sazı, Ey Türk Uyan, Tan Sesleri, Ordunun Destanı, Aydın Kızları, Zafer Yolunda, Ankara, Turan’a Doğru, İsyan ve Dua…

 MEHMET FUAT KÖPRÜLÜ (1890 – 1927)  Edebiyata Fecr-i Ati’yle ve şiirle girdi, sonraları Milli Ede­biyat’a katıldı.  Türk kültürü, dili ve uygarlığıyla ilgili önemli çalışmalar yaptı.  Türk edebiyat tarihi alanında dünyaca ünlü bir bilim ada­mıdır.  Ordinaryüs Profesör unvanını almıştır.  Hoca Ahmet Yesevi ve Yunus Emre’yi tanıtmıştır.  Eserleri:  Edebiyat tarihi Makale: Türk Edebiyatında İlk Muta­ savvıflar, Türk Edebiyatı Tarihi, Türkiye Tarihi, Azeri Edebi­yatına Ait İncelemeler, Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları, Türk Saz Şairleri

 MUSAHİPZADE CELAL (1870 – 1959)  Milli Edebiyat dönemi oyun yazarıdır.  Teknik bakımından zayıf; ama gözlem, tarihi ayrıntı ve yergi bakımlarından başarılı komediler yazmıştır.  Konularını Osmanlı İmparatorluğu’ndan, kendi deyişiyle “tarihin gölgesi altında hayal-meyal seçilen halk hayatın­dan” almıştır.  Eserleri:  Tiyatro: Köprülüler, Fermanlı Deli Hazretleri, Aynaroz Kadısı, Bir Kavuk Devrildi

 İBNÜRREFİK AHMET NURİ SEKİZİNCİ (1874 – 1935)  Dönemin tanınmış güldürü yazarlarındandır.  Fransızcadan yaptığı uyarlamalarla da tiyatromuza birçok oyun kazandırmıştır.  O yılların Fransız güldürülerinin etkisi sezilen oyunlarında dili iyi kullandığı gibi, oyun tekniği yönünden de oldukça başarılı sayılır.  Eserleri:  Tiyatro: Türk Kızı, Köprülüler, İstanbul Efendisi, Lâle Devri, Macun Hokkası, Yedekçi Kaşıkçılar, Atlı Ases, Demirbaş Şarl, Moda Çılgınları, İtaat İlâmı, Fermanlı Deli Hazretleri, Aynaroz Kadısı, Kafes Arkasında, Bir Kavuk Devrildi, Mum Söndü, Pazartesi-Perşembe, Gül ve Gönül, Balaban Ağa, Selma, Genç Osman, Gücü Gücü Yetene, Kadın Tertibi, Kısmet Değilmiş gibi kendi yazdığı; Hisse-i Şayia, Sekizinci, Ceza Kanunu gibi uyarlama oyunları vardır.

 YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU (1889 – 1974)  Eserlerinde Türk toplumunun Tanzimat’tan Cumhuriyet dönemine geçirdiği dönüşümleri anlatmıştır.  Fecr-i Ati’ den Milli Edebiyata geçen bir sanat çizgisi izle­miştir.  I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı yıllarını, Türk toplumu­nun yaşamını ve sorunlarını işlemiştir.  Romanlarını sağlam bir teknikle kaleme almış, karakterleri başarıyla canlandırmıştır.  “Toplum için sanat” anlayışıyla ağır olan dilini sadeleştir­miştir.  Türk edebiyatına tezli roman düşüncesini özellikle “Yaban”la getirmiştir.  Realizmden etkilenmiştir.  İlk romanı olan Kiralık Konak’ta Tanzimat’tan I. Dünya Savaşı’nın sonuna bir ailenin üç kuşağını; Hüküm Ge­cesi, Sodom ve Gomore’de İstanbul’un mütareke yıllarını; Yaban’da Ahmet Celal karakterinden hareketle Kurtuluş Savaşı yıllarındaki Anadolu’yu ve aydın-halk kopukluğunu; Panorama’da Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki yenilikleri, Atatürk’ün ölümünden sonraki yılları anlatır

 Eserleri:  Roman: Kiralık Konak, Yaban, Ankara, Sodom ve Gomore, Hüküm Gecesi, Panorama, Nur Baba, Hep O Şarkı, Bir Sürgün  Hikâye: Bir Serencam, Milli Savaş Hikâyeleri, Rahmet  Mensur Şiir: Erenlerin Bağından, Okun Ucundan  Anı: Zoraki Diplomat, Anamın Kitabı, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, Vatan Yolunda, Politikada 45 Yıl  Ulus gazetesinde Kurtuluş Savaşı’yla ilgili yazdığı ma­kaleleri: Ergenekon  Biyografi: Atatürk

 HALİDE EDİP ADIVAR (1884 – 1964)  Roman, hikâye ve anı türlerinde eserler vermiştir.  Tekniği zayıf olmakla beraber tasvir ve tahlilleri güçlü ro­manlarıyla tanınmıştır.  Süssüz, kısa cümleli romanlarında güçlü kişilikli kadın kahramanlar ön plandadır.  Aşk ve kadın psikolojisini işlediği ilk romanlarından (Han­dan, Seviye Talip… ) sonra Türkçülük hareketinin ve Milli mücadelenin etkisiyle toplumsal konulara yönelmiştir.  Kurtuluş Savaşı sürecini anlattığı Ateşten Gömlek, Vurun Kahpeye gibi romanlarıyla sevilmiştir. Ateşten Gömlek Türk edebiyatında Kurtuluş Savaşını işleyen ilk romandır.  Sinekli Bakkal’dan sonraki romanlarında sosyal çevre tasvirlerine büyük önem vermiştir.  Realizmden etkilenmiştir.  Eserleri:  Roman: Seviye Talip, Handan, Son Eseri, Yeni Turan, Ateşten Gömlek, Kalp Ağrısı, Vurun Kahpeye, Sinekli Bak­kal, Tatarcık, Yol Palas Cinayeti…  Hikâye: Dağa Çıkan Kurt, Harap Mabedler, İzmir’den Bur­sa’ya, Kubbede Kalan Hoş Seda  Anı: Türkün Ateşle İmtihanı, Mor Salkımlı Ev  Tiyatro: Kenan Çobanları, Maske ve Ruh

 REFİK HALİT KARAY (1888 – 1966)  Deneme, fıkra, mizah, hiciv, roman ve hikâye türlerinde eserler vermiştir.  Türkçeyi büyük bir ustalıkla kullanmıştır.  Beyrut ve Halep’te 15 yıl sürgün hayatı yaşamıştır.  Sürgün hayatında tanıdığı Anadolu’yu ve Anadolu dışındaki yerleri anlatmıştır.  Tasvir ve tahliller bakımından zengin, sanatlı bir anlatımı vardır.  Türk edebiyatında bir yazarın Anadolu’yu yakından tanı­yarak, içinde bulunarak Anadolu’yu anlattığı ilk hikâyeler olan Memleket Hikayeleri ile tanındı.  Memleket edebiyatının asıl temsilcisidir.  Aydede isimli mizah dergisini çıkarmıştır.  “Kirpi” takma adıyla mizahi hicivler yazmıştır.  Realizmden etkilenmiştir.  Eserleri:  Roman: Yezidin Kızı, Sürgün, Bugünün Saraylısı, Kadınlar Tekkesi, Yeraltında Dünya Var, İstanbul’un İçyüzü, Çete, Nilgün  Hikâye: Memleket Hikâyeleri, Gurbet Hikâyeleri  Mizah: Kirpinin Dedikleri  Tiyatro: Deli

 REŞAT NURİ GÜNTEKİN (1889 – 1956)  Roman, öykü, gezi, eleştiri ve tiyatro türlerinde eserler vermiştir.  Sade bir dille yazdığı eserlerinde Türkçeyi tüm canlılığıyla kullanmıştır.  İstanbullu idealist bir genç kızın, Feride’nin, öğretmen olarak gittiği Anadolu’ da yaşadıklarını anlattığı Çalıkuşu’yla sevilmiştir. Çalıkuşu, köyü ve taşra insanın yaşayışını anlatan ilk başarılı eserlerdendir.  Yaprak Dökümü’nde Batılılaşmanın Türk aile yapısı üzerin­deki olumsuz etkisini; Yeşil Gece’de Kurtuluş Savaşı yılları ve sonrasında dini istismar eden kişilerin eleştirisini romanlaştırır.  Öğretmenliğinden dolayı tanıdığı Anadolu’yu, gözlemci yönüyle yansıtmıştır.  Romantizm ve realizm akımlarından etkilenmiştir.  Görevi sırasındaki gözlemlerini anlattığı Anadolu Notları gezi türünün en önemli eserlerindendir.  Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’nda da etkili bir isimdir.  Eserleri:  Roman: Çalıkuşu, Gizli El, Acımak, Damga, Dudaktan Kalbe, Akşam Güneşi, Bir Kadın Düşmanı, Yeşil Gece, Yaprak Dökümü, Kızılcık Dalları, Eski Hastalık, Değirmen, Miskinler Tekkesi, Harabelerin Çiçeği, Kavak Yelleri, Son Sığınak, Kan Davası  Hikâye: Olağan İşler, Leyla ile Mecnun, Sönmüş Yıldızlar, Tanrı Misafiri  Gezi Kitabı: Anadolu Notları  Tiyatro: Hançer, Balıkesir Muhasebecisi, Tanrıdağı Ziyafeti, Hülleci, Ümidin Güneşi. Ayrıca “Yaprak Dökümü” romanı tiyatroya uyarlanmıştır.

 FALİH RIFKI ATAY (1884 – 1971)  Fıkra, anı, makale ve gezi yazılarıyla tanınmıştır.  Kurtuluş Savaşı yıllarını, Batılılaşmayı, cumhuriyeti konu edinmiştir.  Yakından tanıdığı Atatürk’le ilgili anı türünde verdiği eser­leriyle ve gezi kitaplarıyla ün yapmıştır.  Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’nda da etkili bir isimdir.  Eserleri:  Anı: Ateş ve Güneş, Zeytindağı, Çankaya, Atatürk’ün Hatıraları, Babamız Atatürk  Gezi Yazısı: Deniz Aşırı, Taymis Kıyıları, Tuna Kıyıları, Hind, Bizim Akdeniz, Yolcu Defteri, Yeni Rusya, Gezerek Gördüklerim

 AKA GÜNDÜZ (1886 – 1958)  İlk ürünleri Selanik’te Çocuk Bahçesi ve Genç Kalemler dergilerinde yayımlandı.  Milli Edebiyat akımına katıldıktan sonra tanınmaya başlandı.  Şiir, tiyatro, hikâye, roman türlerinde eserler verdi; gazeteci olarak onlarca dergide yazılar yazmıştır.  Sade, sıcak bir dille yazdığı romantik-realist, popüler romanlarıyla geniş çevrelerce sevildi.  Eserleri:  Hikâye: Türk Kalbi, Kurbağalar, Bu Toprağın Kızları  Roman: Dikmen Yıldızı, Yayla Kızı, Bir Şoförün Gizli Defteri

 HAMDULLAH SUPHİ TANRIÖVER (1885 – 1966)  Önce Fecriati’de yer almış, sonra Milli Edebiyat topluluğunda yer almıştır.  Türkçülük ve Milli Edebiyat akımlarına büyük katkıları olmuştur.  “Hitabet” ve “nutuk”larıyla tanınan bir sanatçıdır.  Kurtuluş Savaşı sırasında halkı aydınlatmak için gönderildiği yerlerde hitabetin etkili örnekleri olan çalışmalar yapmıştır.  Eserleri:  Hitabet: Dağ Yolu  Makale: Günebakan

 YUSUF AKÇURA (1876 – 1935)  1904 yılında Mısır’da (Türk adlı bir gazetede) yayımladığı Üç Tarz-ı Siyasetadlı makalesi onu Türk siyasal hayatında önemli bir isim haline getirdi.  Türkçülük akımının manifes­tosu kabul edilen bu makalede Akçura, Osmanlının topar­lanabilmesi için üç ana görüşün (Osmanlıcılık, Türkçülük, Batıcılık) bulunduğunu ve bunlar arasında en uygununun Türkçülük olduğunu savunmuştur.  Eseri:  Makale: Üç Tarz-ı Siyaset  RIZA TEVFİK BÖLÜKBAŞI (1869 – 1949)  “Filozof Rıza” olarak anılmıştır.  Başlangıçta Abdülhak Hamit Tarhan ve Tevfik Fikret etkisinde aruz ölçüsüyle şiirler yazmıştır.  Zamanla asıl edebi kişiliğini oluşturan Aşık Tarzı ve Dini -Tasavvufi halk şiiri geleneğinden faydalanarak, duygulu, içten koşma ve nefesler yazmıştır.  Felsefe, edebiyat tarihi alanlarında da eserleri vardır.  “Uçun Kuşlar” adlı şiiriyle geniş kesimlerce sevilmiştir.  Eseri:  Şiir: Serab-ı Ömrüm

 MİTHAT CEMAL KUNTAY (1885 – 1956)  Vatan, millet konularında aruzla yazdığı epik ve lirik şiirleriyle tanınmıştır.  Üç İstanbuladlı önemli bir romanı vardır.  “Üç İstanbul” romanı Abdülhamit, Meşrutiyet ve Mütareke dönemleri İstanbul’unu konu edinir. Eser, çökmüş kurumları ve yozlaşmış insanların aşk, çıkar ilişkilerini ele alırken daha geniş boyutta Osmanlı Devleti’nin hangi şartlar ve kişilikler altında çöktüğünü de sergiler.  Eserleri:  Şiir: Türk’ün Şehnamesi  Monografi: Namık Kemal, Mehmet Akif  Roman: Üç İstanbul

 EBUBEKİR HAZIM TEPEYRAN (1864 – 1947)  Nabizade Nazım’ın Karabibik’inden sonra köyü konu edinen kinci eser olan “Küçük Paşa” romanıyla tanınmıştır.  Bir köylü kadınla oğlunun hayat hikâyesini anlattığı bu romanda Anadolu köyü gerçek ve nesnel çizgilerle yansıtılmıştır.  Eserleri:  Roman: Küçük Paşa  Hikâye: Eski Şeyler  Anı: Belgelerle Kurtuluş Savaşı Anıları